10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 2002 CUMA OLAYLAR VE GÖRUŞLER [email protected] BAKAN, uzun süre orta- dan kaybolupAmerika'ya gi- aiyor. Bu "özel" amaçlı ziya- _ _ _ rette kimlerle görüşüp neler konuştuğu meçhul. Döndü- ğünde, "artık ayrılır" diyen yerii yandaşlannı bile şaşkına çevırircesine, koltuğunda kal- maklayetinmiyor; Eskisehir'le- re kadar gidip üyesi olduğu hüküme- te karşı birieşik cephe oluşturmak için oradan oraya koşturuyor. DSP'nin te- pelerinden ve Başbakan'dan gelen "Haydı git!" mesajlanna aldınş etme- den. tam pişkinlikle. Bu gücü aldığı yerlerden kendisi- ne "Sakın ayrılma, programı öksüz bırakma" emrı verilmiş olmalı ki, iç- teki seslere kulak asmamakta ber- devam. Belki, "azTbekliyor.Aztedilirse.dış- ta kıyamet kopanp para muslukla- nnı kıstıracak; içtede kahraman ke- silip "liberal sol"un başında seçime girecek. Başkası böyle yapsaydı, büyük gazeteler ve televizyonlar dünyayı başına yıkandı. Tam tersine, birkaç sütunda çıkan cılız sesler dışında, "dddi medya "da"M"yok. Çünkü, AÇI MUMTAZ SOYSAL Cici Biji Medya Derviş'in "belirsizlik" sözieriyle baş- latılıp Başbakan'ın hastalığı boyun- casürdürülen "büyükfomp/o"nun bir ortağı da o medyadır. Cicı medyaca Uyum Yasası do- layısıyla "hankalaryarattığı" ve "Birinci TBMM kadar önemli bir ış başardığı" ilan edilen parlamentoda "işgüvencesi" yasas\n\ engellemek için oyun içinde oyunlar döndürül- dü. Oysa, bu yasa da, Uyum Yasa- sı'ndaki maddeler gibi AB'nin iste- dikleri arasındaydı. Ustelik. AB'den çok önce, ILO üyelığinin de gereğıy- dı ve bu ülkedeki işçilerin en önem- li beklentilerınden biriydı. Manşetle- rinde ve baş köşetennde yine gür pro- testo sesleri çıkmadı cıci medyanın. Niçin? Çünkü, işverenlerbu yasa- yı hiç sevmez; cici medyanın kimi yc- neticileri de artık büyük işveren ör- gütü TÜSlAD'ın yöneticileri ara- sındadıriar. Uyum Yasası'yla, Türk mah- kemelerince verilen karar- lann Avrupa Insan Haklan Diva- nı'nca mahkûm edilmesi duru- munda. "yargılamanınyenilen- mesini isteme" hakkı tanındı. Cici medya bunun yol açabile- ceğı dunjmlar üzerinde duımayı da gereksizsaymakta. Oysa, olacakla- n tahm[n etmek hiç güç değildir. Ör- neğin, Öcalan konusundaki hüküm şu ya da bu nedenle Avrupa Insan Haklan Sozleşmesi'ne aykın bulunur- sa, yargılamanın yenilenmesinin is- teneceği ve bu istek yerine getirilme- dikçe tam üyeliğin hayal sayılacağı şimdiden bellidir. Türkiye'nin pariamentosu böyle bir oyuna düşürülürken Türkiye med- yasının hiç değılse uyarı görevini yapması ve tam üyelik önündeki bu olası tehlikeyi işaret etmesı gerekmez miydi? Ne var ki, AB'nin istediklen yapılıyor diye "bijı!" çığlıklan atacak kadar zevkten dört köşe olan cici medyacılar, kendi amaçları önün- deki bu tehlikeyi göremeyecek kadar kendilerinden geçmişlerdi. Gidenlerin Ardından... Birer birer güz yapraklan gibi dö- kûlüp, bizi yalnız bırakarak aynlıyor- lar aramızdan. Belki de yalnızlığı en çok duyumsayanlardı yaşamlannda onlar. Oysa ne çok emek vermişlerdi sanat adına, savunduklan idealleri adına. Çoğu zor koşullarda yaşadı. Yaşam güvenceleri yoktu. Yürekleriydi on- lan tek yalnız bırakmayan. Yaşam kavgası ile baş başa kaldılar. Kimisi- nin yurtdışında tedavisine izin veril- medi, kimısine "Sen bizûn vatanda- şunız değüsin" dendi. Çoklan da kor yangınlarda kaldı. Televizyon kanal- lannda yüzlerini göremedik doyası- ya; dedikodulu, magazin haberleri boHuğundan, klip modası fiıryasından. Ama ölünce birden değerlendiler her kesim tarafından. Yaşamöyküle- rini, sanat adına yaphklan yapıtlan din- ler, izler olduk. Onlann türküleri ça- lındı, onlann şiirleri okundu, fimleri gösterildi her yerde, herkes kara göz- lükleri takarak cenazelerine gitmek için yanştı adeta. Bu insanlar "Tü ka- ka değfl miydi sizce! Böfrnemişler mn - dibu ülkeyi!" Hani tabuttan başıru çı- kanp "Ya seninle hiç anlaşamazdık. bir yanhş mı oldu, sen değil miydin beni gözalûna alan, konserlerimi yasakla- yan" deyiverseler sanınm yansı gi- derdi cenaze törenine gelenlerin. Özür borçluyuz bu güzel insanla- ra, kocaman bir özür. Neden bu den- li "ölü sevfci" bir toplum oluyoruz? Ölüm bizden ırak dur deyip, gelin bu insanlar sağken ne yazar, ne söy- ler, ne düşünür diye çaba gösterelim. Yaşarlarken daha iyi tanıyalım, des- tek olalım. Aldıklan ödüllere saygı du- yalım. Sağlık, konut sorunlanyla il- gilenilse. yeterince telif haklannı al- salar, kitap, kaset yapmalanna yardım- cı olunsa daha verimli olmazlar mıy- dı? Yedi yerine on açardı belki gül- ler: Yediveren değil, on veren açardı... İkbal KAYNAR Eğitimci-7azar W9G9G YASA. GSfFH IBDD ATURALIHATLARDA \YCELL'DEN AYCELL'E •24 SAAT BOYUNCA KONUSTUGUN KADAR ÖDE. W TL./dk. ATURALI HATLARDA AYCELL'DEN öM OPERATÖRLERE KISA MESAJ 48.000 TL./nıescıj AYNI FIYATA 2 KAT FAZLA KONUS. »DRALIHATLARDAN SABİT TEIEFONA 24 SAAT BOYUNCA 218.000 TL./dk. AYCEllöE $ABİT UCRET YOK. S I N I R î-j I Z D U S U N U N nünıkosyors A.^. vAvw.aycell.com.tr Müsteri Hizmefleri 444 1 505 PENCERE KusurumuzÇok Büyük... Meclis harika bir iş yaptı.. AB ne istiyordu?.. Kürtçe yayın mı? EvetL Kürtçe öğrenim mi? Evet!.. Apo'ya yaşam güvencesi mi? Evet!.. Avrupalı dostlarımız bile şaşırdılar; aşkolsun bi- zim Meclis'e!.. Içerde dışarda çoğu kişinin elinden çakar almaz silahı düştü... • Sıra geldi "Iş Güvencesi Yasa Tasarısı"r\a; baş- ka deyişle çağdaş demokrasinin özünü oluşturan hukukun ta kendisine; emekçinin haklanna... "AB Uyum Yasaları Paketı"r\de alınterinin de haklan yeralmıştı... Ama her nasılsa "Iş Güvencesi" paketten çıka- rılmış; el çabukluğuyla... Iş Güvencesi Yasası'na ilişkin AB koşulu, Kürt- çe yayın gibi ya da Apo'ya yaşam güvencesi gibi olumlu karşılanmadı. "Tırmık" -nam-ı diğer Aydın Engin- dünkü ya- zısında bu konuyu gündeme getirdi: "...bu tasannın yasalaşması da AB ile üyelik ko- şullannın başlamasının koşullanndan biri. Yani AB'ye üye olmayı savunanlar idamın kalkması, anadilde eğıtim, azınlık vakrflanna mülk edinme hak- kı, demeklere küresel etkinlik olanağı tanınması için nasıl canla başla çabaladılar, demeçler verdiler, TV ekranlannda bülbüller gibi şakıdılarsa, Iş Güven- cesi Yasası için de aynı etkinliğı göstermek zorun- dalar." (Cumhuriyet 5 Ağustos 2002). Aydın'dan bir gün önce Şükran Soner konuyu ele almış, gerçeğin altını çizmişti: "AB uyum yasalanyla çağı yakalamak düşleri görmeye başlamıştık ya... Birkaç gün bile keyfini çıkaramadan dün siya- setimizin, sermayemizin çağdaşlığı (!), AB'ye uyum anlayışlan, ahlakları üzehne soğuk duş niteliğin- de dersler aldık." (6 Ağustos 2002) Şükran, 8 Ağustos'ta konuyu bir kez daha ele aldı ve alınteri karşıtlarına sordu: "- Bu kafalaha mı çağdaş, Avrupa Bihiği üyesi olacaklar?" (8 Ağustos 2002) • Medyaya göz atıyorum... Ne birses.. Ne bir nefes.. Etnik haklardeyince bülbül gibi şakıyan köşeya- zarları, emekçi hakları deyince dut yemiş bülbül gi- bi kafeslerinde lâl-i epkem... Oysa Anadolu'da Kürt emekçisi de var.. Türk emekçisi de... Çerkezde.. Lazda... Her ülkede çalışanlar çoğunluktadır; Türkiye'de yer yarıldı da içine mi girdiler?.. • Cumhuriyet yazarlarından gayrı emekçilerin, ça- lışanlann, işçilerin, küçük memuriann, köylülerin da- valarına sahip çıkan yok... Sanınm biz de büyük kusur işliyoruz... Demokrasiyi etnıkçilik ve dincilik pazarlaması sayan propaganda ülkede öylesine egemenleşti ki.. alınterinin hayatımızda değeri kalmadı!.. YAŞAM ZAMAHU YARIŞIYORSA! ZAMANIN ÖNÜNDE BİR HIZMET. HAVA, KARA, DENIZ AM8ULANSLARI ( 0212 ) 505 72 72 İLAN FATİH 4. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas: 2002272 Karar: 2002/562 Mahkememizden verilen 11.7.2002 tanh ve 2002272 Esas 2002 '562 Karar No'lu karar ile; Karabük, Eflani, Kocacık Mahallesı veya köyü Cılt: 42. Hane. 31'de nüfusa kayıtlı bulunan 1962 dogumlu YAŞAR BULUT'a eşı GÜLTEN BULLT'un vasi tayinıne karar verilmiş olup. İlan olunur. 29.7.2002. Basın: 49197 KÜÇÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2001'1983 Davacı Necıbe Hocaoğlu vekıli tarafından davalı Mehmet Fayik Hocaoğlu aleyhine ıkame olunan bo- şanma davasının verilen ara karan gereğince: Yukanda adı geçen davalı Mehmet Fayik Hocaoğlu adına çıkanlan davetiye bila teblig ıade edılmiş yapı- lan araştırma neticesınde adresinin tespıtine imkân ol- madığından adı geçenın duruşmada 07 10' 2002 günü saat 11 .OO'de bizzat hazır bulunması veya kendisini bır vekille temsil ettirip diyeceklenni bildirmesine, aksi takdırde usulün 377. ve müt maddesı gereğince du- ruşmanın gıyabında yapılacağı hususu ilan olunur. 25.07.2002 Basm: 48625 UŞAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2002/243 Davacı Mustafa Bozbey vekili tarafından davalı Ha- mide Bozbey aleyhine açılan boşanma davasının yapı- lan yargılamasında bütün aramalara rağmen adresinde bulunamayan davalı Haraide Bozbey'in duruşma günü olan 31/10/2002 günü saat: 9.00'da mahkememiz du- ruşma salonunda bizzat hazır bulunmanız veya kendi- nizi bir vekille temsil ettirmeniz, duruşmaya gelmedi- giniz veya kendinizi bir vekille temsil ettirmediğıniz takdirde yargılanmanın yokluğunuzda yürütülüp bitiri- leceği hususu davalı Hamıde Bozbey adına dava dilek- çesi ve duruşma günü tebliğı yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 48819
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle