22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 AĞUSTOS2002CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kuttur(Ş cumhuriyet.com.tr 15 "Y" "T" Aksiyon ustası John Woo imzalı, yeni ve uzun bir savaş destanı gösterimde ıi iç kınlmayankod Şimdiye dek seyrettiğimiz vc genelde hep Arnenkan ordusunun yüceltildiği. ırkçılık, milliyetçilik, propaganda kokan, malum bir bakış açısından anlatılmış savaş f ilmlerinde, 2. Diinya Savaşının ıcığını cıcığım çıkarage- len Hollyvvood, şimdi de yakın zamana dek gizli tutulmuş bazı askeri sırlardan yola çıka- rak vaktiyle gerçekten yaşanmı ş, ama askeri gerekçelerle gizli tutulmuş, kimi karanlık olaylarla yenı dostluk-kahramanl ık serüven- lerini hikâye etmeyi sürdürüyor. Birkaç yıl önce Spielberg'in başanlı Er Ryan'ı Kurtarmak ıy]a yeniden moda olan savaş filmi türünde, son dönemde peşpeşe gösterime giren Pearl Harbor, Kara Şahin Diiştü Bir Zamanlar Askerdik. Şeref ve Cesaret vb gibi gösterişli ama içi boş, cilalı gişe filmlerinin ardından bugrün başlayan VVindtalkers-Rüzgârla Konuşanlar'da bir başka yeni savaş üstünyapımtyla karşı karşı- ya geliyor meraklısı. Yoğun duygusal bir savaş aksiyonu ABD'de yaz mevsiminin en iddialı filmle- rinden Rüzgârla Konuşanlar ~ın ilginçliği ve 'yeni tarafı' da. 2. Dünya Savaşı'nda Pa- sifiİc'te Japonlarla gırtlak gırtlağa gelen Amerikan Deniz Kuvvetlerince, Navajo Kızılderililerinin dilini kullanarak komuta merkezi- ne mesaj iletmek ve al- makta geliştirilen, çe- kik gözlerin de bir türlü çözemediği bir askeri şifre sistemi- ne dayanıyor, yönet- menlik kolruğunda da ünlü, Hong-Kong- lu aksiyon ustası John Woo'nun oturuyor ol- ması. Genelde aksiyon türü- ne yeni bir soluk geti- ren, ahlakçı tavnyla dur durak tanımayan tempo- sunun ağır bastığı, erkek dostluğu genel temalı, hızlı hareketli, geleneksel Uzakdoğu dövüş sanatlan filmleriyle ünle- nerek Hollyvvood'a transfer olan, 1946 Çin doğumlu, Hong-Konglu aksiyon ustası John Woo, günümüz sinemasının 'yıldız yönetmen'le- rinden biri kuşkusuz. 1970'lerin başında, 'Şiddetin ozanı' Sam Peckinpah'la Fran- sız Jean-Pierre Melville gibi yönetmenlerden etkilenerek mesleğe giren, A Better Tomorrow (1986), The Killer (1989). Hard Boiled (1992) gibi, dövüş sah- nelerinin nerdeyse koreografik düzenlendiği, Hong-Kong yapımı. sıkı'aksiyon'lanyla. çi- çeği burnunda, genç Quentin Tarantino'yu derinlemesine etkileyen John Woo, 1995"te kapağı attığı Hollywood'a. (Hard Target, Broken Arrow'la değilse de) üçüncü Ame- rikan filmi Face/Off-Yûz Yüzeyle kendini kabul errirdi bilindigi gibi. Dahası Hollyvvood'un aksiyon filmi yakla- şımını ve standartlannı değiştirdi giderek. Face/Off'un başansıyla ABD vatandaşlığı- na geçen Woonun, ABD'nin dünya savaşın- dakı bilinmeyen gizli kahramanlannı (Kızıl- derih şifrecileri ve 'beyaz' korumalarını) gün ışığına çıkaran bu son filmi, aksiyonun yanı sıra ABD'nin dört bucağından gelip deniz piyadelerine katılmış, çeşit çeşit 'gönüllü' karakterin öne çıktıgı, duygu- sal dozu epeyce kaçınlmış, süresi de oldukça uzatılmış. beylik bir kahramanlık desta- nı. Belgeselimsi, katıksız bir gerçekçilik- le yansıtı- lan, şiddet ve vahşe- tin ayyu- ka çık- tığı, son derece kıyıcı, kanlı ve asap bozucu savaş sahnelerinin, giderek hikâyenin önüne geçtiği film, Navajo Kızılderilisi Ben Yaz- hee"nin (Adam Beach) ailesi ve kabilesince askere uğurlanmasıyla açılıyor. Aldığı emirleri, adamlarını kaybetme paha- sına sonuna dek yerine getiren, iyileşir iyileş- mez hastaneyi ve ona tutkun bakıcısı Rita'yı (Frances O'Connor) bırakıp cephenin yolu- nu tutan, bir rahibin oğlu, kahraman çavuş Joe Anders (Nicolas Cage) de Ben'i ve şifre sistemini korumakla görevli. Joe, savaş ce- henneminin insan ruhunda yaptığı tahribatın tipik ürünü bezgin, bed- bin, bitik bir kahraman. Aralanndaki ten, renk, köken, kültür farkının. can yoldaşlığı- na dönüştüğü bu iki silah arkadaşının daya- nışmasına paralel gelişiyor, çavuş Anderson lChrisrian Slater) - şifreci Navajo Charlie Whitehorse (Roger Willie) ilişkisi. Ander- son-VThitehorse ikilisi aynca flüt-ağız armo- nikasıyla düet yapıyor, tıpkı benzeri bir baş- ka ünlü filmde (İnsanlar Yaşadıkça'da) Monty Clift'in hüzünlü trompet çahşı gibi. Japon ne anlar Navajo dilinden Türün Iwo Jima Yanıyor gibi eski örnek- lerini de uzaktan uzağa çağnştıran film, Amerikalılann Saipan adasını ele geçirme çabalanyla sürüp gitgide klişelere teslim ola- rak, mendil ıslatan bir finale bağlanıyor. Makineli tarakalan, bomba patlamalan, canhıraş feryatlar ve tüyler ürpertici gö- rüntülerin seyircinin asabını bozup ka- fasını şişirdiği, kan, acı, ter ve aksi- yondan ibaret Rüzgârla Konuşanlar, VVoo'ya göre ABD'de bugüne dek çektiği en ciddi ve heyecan verici film. Vvbo'nun seyirciyi kelimenin tam anlamıyla iki saatliğine bombardıma- na tuttuğu, biraz uzun ve abartılı kaç- mış, türe yeni bir hareket-bereket ge- tirebilecek bu son filmi, bir yandan de- niz piyadelerine övgü düzerken, öte yan- dan yıllardır ezilip horlanmış, kıtanın asıl sahibi Kızılderililerin, artık biraz adam ye- nne konduğunu da örnekliyor, yüzeysel a- ma liberal yaklaşımıyla. Çok sayıda kamerayla çalışan Woo'nun yoğun duygusal takıldığı, oyunculanndan iyi verim aldığı. şematik senaryosunu görkemli savaş sahneleriyle bezediği, a- ma yüzeysellikten kurtulamayan bu son eseri, yaz sıcaklannda öncelikle meraklısına iyi gelebilir. Windtalkers / Yönetmen: John Woo / Senaryo: John Rice, Joe Batteer / Kamera: Jeffrey Kimball / Müzik: James Horner / Oyuncular: Nicolas Cage, Adam Beach, Christian Slater, Peter Stormare, Mark Ruffalo, Brian Van Holt, Noah Emmerich, Martin Henderson, Frances O'Connor / ABD 2002 (Özen Film) Scooby-Doo 'Big Momma's House', 'Ne- ver Been Kissed'ın yönetmeni ve 'Ho- me Alone - Evde Tek Başına', 'Mrs. Do- ubtfire' gibi birçok filmin editörü olan Ra- ja Gosnell'in yönetmenliğini üstlendiği 'Scooby-Doo' bugün gösterime giriyor. Freddie Prinze Jr., Sarah Michelle Gel- lar, Matthew Lillard, Linda Cardellini ve Rowan Atkinson ın başrolleri paylaştığı film, Amerikan televizyon tarihinin en uzun süre kesintisiz yayında çizgi filmi ve en uzun süre yayınlanan polisiye dizilerinden biri olan 'Scooby- Doo, Where are you? / Scooby -Doo, IVerdesin?'in beyazperdeye uyarlaması. Filmde, Zoinks! Mystery Inc. (Gizem A.Ş.) adlı şirketin kapılannı kapatmaya zor- layan ego çatışmalanndan iki yıl sonra, Sco- oby-Doo ve birbirinden zeki suç çözücü ar- kadaşlan Fred (Freddie Prinze Jr.), Daphne (Sarah Michelle Gellar), Shaggy (Matthew Lillard) ve Velma'nın (Linda Cardellini) Hortlaklı Ada'da bir dizi normal ötesi ola- yı araştırmak üzere bir araya gelmeleri an- latılıyor. Fazlasıyla popüler tatil yerinin dolup ta- şacağından emin olan Hortlaklı Ada'nın sa- hibi Emile Mondavarious (Rowan Atkin- son), Scooby-Doo ve arkadaşlannı bir ara- ya getirerek. tatilci öğrencileri kaçırmadan adadaki gizemi çözmelerini ister. Scooby ve takımı, olayı çözmek, kendilerini ve muhtemelen dünyayı kurtarmak için kişisel farklılıklarının üstesinden gelmek, sahte hortlaklar ve düzmece yaratıklar hakkında bildiklerini sandıklan her şeyi bir kenara bırakmak durumunda kalırlar. Thunderpants Peter Hewitt'in yönetmenliğini yaptığı 'Thunderspants' bugün gösterime giriyor. Simon Callow, Stephen Fry, Rupert Grint, Bruce Cook'un başrollerini üstlen- diği film, ciddi bir yellenme sorunu olan Pat- rick Smash (Bruce Cook) adlı bir çocuğun yaşadıklannı anlatıyor. Ailesi ve okul çevre- si tarafından dışlanan Patrick'in bu sorunu- nu faydalı bir iş içinkullanmak amacıyla de- neyler yapan Alan A. Allen (Rubert Grint), 'Thunderpants' adını verdiği, Patrick'in ga- zını biriktiren ve gerektiği zamanda kullanıl- masını sağlayan bir alet icat eder. KEDİ GOZU VECDİ SAYAR Nefes almak "Başka bir gemi yok? Herkes kendi kıyametine dönsûn, Istırabına ve ağacın kıpırdanışına. Yeryüzü tektır, Onda hayat buiur insan, 0 ezeli bedbaht. Mademki hayattasın, Acıt canını, Nefes almak en büyük gûnahtır çünkû. Bu günahla yüriı ûstûne alametlerin." (1) ••• Hasan Öztoprak'ın dedıği gibi yapıyoruz. Madem- ki hayattayız, alametlenn üstüne yürümekten başka çareyok... Alışmışız bir kere acıtmaya canımızı? Güzel şeyle- rin yanı başındaki çırkınlikleri görmeden edemiyoruz. Ülkemız. yenı bir dönemecin eşiğınde. Son yasal dü- zenlemelerin ardından, hukuka, insan haklanna say- gılı bir toplumsal düzene kavuşma umudumuz canla- nıyor. Ama, bir yandan da kaygılanmız sürüyor: Nasıl uygulanacak bu yasalar? Kimler uygulayacak? Ko- penhag Kriterlen'ni kabul ettıkten sonra, İş Güvence- si Yasası'na sırt çevirenler mi sağlayacak bu geçişi? Paşabahçe'deki direnışe kulaklarını tıkayanlara, E- mek Platformu'nun 'İş Güvencesi' taleplerine duyar- sız kalanlara, Avrupa'nın yalnızca 'piyasa 'dan ibaret ol- madığı, işçı haklannın Avrupa sistemının temel taşla- rından biri olduğu nasıl anlatılacak? Geçen hafta, TMMOB üyeleri, 'ÜlkemizilMFveDün- ya Bankası politikalannın denedıği bir laboratuvar, hal- kımızı da kobay durumuna düşürenler'den şıkâyetle- nni dile getirdi. Ama. onları pek dinleyen olmadı. Çün- kü, uluslararası tekeller ve onlann yeriı temsilcılen pro- jelerini uygulayacak "yeni" bir iktıdar tasarlamakla meşguldü. Şu günlerde işçi haklanndan söz edilmesi, serma- ye çevrelerinin hiç hoşuna gıtmiyor. 'Türk ekonomisi bundan zarargörür' deyıp, kestirip atıyorlar. (Bu satır- ları yazarken tasan henüz Meclis'te görüşülmeye baş- lanmamıştı. Paşabahçe grevcilen de, henüz işveren- le anlaşıp direnişe son vermemışlerdi.) Öyle ise, ülke- mızin işçi hareketleri tarıhıne bir göz atmanın tam sı- rasıdır. Bu konuda belleğimizı tazelemek, Saraçhane Mitın- gi'nden Kavel'e, Kozlu Dırenışi'nden Paşabahçe Gre- vi'ne uzanan mucadelelen anımsamak için, Volkan Yaraşır'ın 'Sokakta Politika' adlı kitabının 'Türkiye İş- çi Hareketleri ve özyönetim Deneyimleri' bölümünü dıkkatle okumakta yarar var. (2) Volkan Yaraşır, kitabtnın önsözünde, "Baskı, şiddet ve otoritenın olduğu heryerde sokak, direnişin ve öz- güriüğün simgesi olmuştur. Çünkü, sokak, umutlann tükendiği anda hayallerin yeniden ayaklandığı yerdir, sokak umuttur" diyor. Kıtapta, yalnızca Türkiye'dendırenişöyküleriyeral- mıyor. Endonezya, Bolivya, Cezayır ve Iran'dakı halk hareketlerinın öyküsü de anlatılıyor. 'Herşeyin bittiği anda, sokakyeni bir başlangıçtır' diyor Yaraşır. Neden böyle düşündüğünü anlamak için kitabı okumanızı öneririm. • • • Bir başka kitap, bir başka degerli tanıkhk: llk 'Istan- bul-Hakkâri Sanat Köprüsü' dönüşü, Hakkân dağla- nnda 3000 metrede yetişen lacıvert dağ çıçeğı 'as- m/n'denılhamalarak, 'Asmin I Korkuyu Yenmeliyiz' ad- lı bir kitap yayınlayan sendikacı, siyasetçı, yazar dos- tum Yaşar Seyman'ın 'Fındık Çıçek Açınca' adlı yeni kitabının konusu, fındık işçilennın yazgısı. On yıl önce Giresun Fıskobıriik çalışanlannın grevinde ınanılmaz bir direnç gösteren yigit kadınları anlatan 'Fındık Çiçek Açınca', geleceğe ışık tutan birsözlü tarih çalışması ol- makla kalmıyor, bir kadın yazarın duyariı bakışıyla işçı kadınlann dünyasına biryolculuk olanağı sağlıyor. (3) 'Mevsimlikişçiler, örgütsüzışçilerdi? Mevsimlik göç- ler, mevsimlik aynlıklar, mevsimlik yolculuklar ve mev- simlik yoksulluklar, mevsimlik yaşamlarda mevsimsiz ölümlergibiydı?'. 'Fındık bahçelerinde peştamallanyla birer gelincik görünümündeki kadınlar, bu direnişte greve oy vererek eşlerine, babalanna isyan bayrağı aç- mışlardı. Karadenızlikadınlann isyanı direniş türkûsü ol- du?' Bugün nefes alıyorsak, biraz da onlann sayesinde- dir? (1)'Ey Aşkı Anlayanlar 1 1 Gendaş, (2) 'Sokakta Poli- tika 7 Gendaş, (3) Fındık ÇiçekAçınca I Sel Yayıncılık vecdisayartayahoo.com DÜZELTME: Dünkü gazetemizüı 15. sayfa- sında UYGARLIKLARrN İZİNDE üstbaşlık- lı yazının imzası, teknik bir hata nedeniyle yan- lış çıkmıştır. Doğrusu OKTAY EKİNCİ ola- caktır. Düzeltir, özür dileriz. İZLEYİCİ GÖZÜYLE ERDAL ATABEK Uç yaşamlardan aşk güneşine... Dövü; Kulübü... Iz bırakan fılmlere rastladığımız zaman gör- me fırsatını kaçırmamalıyız. Sevgili Sungu Çapan'ın da özetle yazdığı fihnler arasında yer alan Dövüş Kulübü görülmesi gereken fılmlerden. David Fincher'in bu iz bırakan filmi, ka- pitalist sistemin içinde çıkış yolu bulamayan insanın bir yandan toplumun genel durumu- na boyun eğerken bir yandan da isyan eden, yakıp yıkma eğilimi yaşayan iki yanına vur- gu yapıyor. Edward Norton ile simgelenen acıyı paylaşıp çile çeken insan, çeşitli hasta- lıklara sahip olanlann kurduklan kulüplerde kendi acılannı yaşarken Brad Pitt, dövüş ku- lüpleri kurarak vahşice başkaldıran insanı an- lauyor. Toplumda hiçbir değeri ohnayan, kim- setarafından fark edilmeyen "önemsiz küçük İBsan". uç yaşamlarla kendine bir anlam bul- maya çalışıyor. içinde büyüttüğü çelişkileri, içaıde yaşattığı zıtlıklan yaşarken bütün bun- 1in kendi dışına da yansıtan günümüz toplu- munun ezdigi insan, artık her şeyden öç alma- mn yolunu arayacaktır. Zaman zaman seyri gûçleşen, izleyeni rahatsız eden sahneleri, bu çelişkiler içinde yaşayan insanın özünde duy- duğu sıkıntılan vurgulamaktadır. Sa karakterle simgelenen aynı insan bu çe- hşkıyi gözler önüne sererken, uç yaşamıyla bu David Fincher'in iz bırakan filmi 'Dövüş Kulübü' ve Vangelis Serdaris'in Yunanistan'da ödüller kazanmış 'Aşkın 7. Güneşi'. yitik yaşamın kadınını anlatan tip de tabloyu tamamlamaktadır. Edward Norton'un aynca ele alınmaya de- ğer oyunu ile Brad Pitt'in bu filmdeki farldı rolü Helena Carter ile canlandınlan günümü- zün marjinal kadını ile bütünleşiyor. Sinemalann özel gösterimleri ile Movi- max'ta gösterilen seanslannda kaçınlmaması gereken film, düşundüren yanlanyia dikkat çekiyor. Aşkın 7. güneşi... Gösterime gîrenTîlrftler arâslrida VangenY Serdaris'in filmi de var. 1920 yıllannın Yu- nanistanı'nda geçen filmde bir köylü kızın, yanına verildiği subay ailesiyle birlikte geçen yaşamı üzerine kurulan film, insancıl öğeler taşıyor. Filmin açılış sahnesi, köyünde bir çocuk kiden gebe kalmıştır. Çocuk düşürülür ve kız bir subay ailesinin yanına verilir. Yunan bin- başısı, kansı ile sorunlar yaşamaktadır, bir yandan da Anadolu'da Türkler ile savaş ya- şanmaktadır. Ege'nin öte yanından gelen bu filmde Anadolu savaşının oradan görülüşü içinde yaşanan insancıl sorunlar, görülmesi gereken bir filmde buluşmuştur. Eurimage katkılı film Yunanistan'da çeşitli ödüller al- düşürme sahnesidir. Köylü kız gizli bir iliş- mıştır. En iyi gitarist: Jûni Hendrix • LONDRA (BBC) - Rock müziğin efsaneleşen isimlerinden Jimi Hendrix, bir Ingiliz müzik dergisinin okurlannın oylanyla tüm zamanların 'en iyi gitar sanatçısı' seçildi. Hendrix, 1970 yılında 27 yaşmdayken Londra'da yaşama veda etmişti. Yapılan oylama sonucu belirlenen listede, Hendrix'i, rock tarihinin kült topluluklanndan Led Zeppelin'in gitaristi Jimmy Page izliyor. Müzikseverlerin en az o kadar önemli başka bir topluluğun, Cream'in kurucu üyesi olarak tanıdığı ve daha sonra solo çalışmalanyla müzik yaşamını sürdüren Eric Clapton üçüncü, Guns N'Roses'dan Slash dördüncü ve Queen'den Brian May ise beşinci sırada yer alıyorlar. 1960'larda rock düyasının sayılı isimleri arasına giren Hendrix, müzik tarihine, iyi bir virtüöz olmasırun yanı sıra her dönemde tanınan ve klasikler arasında kabul edilen Purple Haze, Hey Joe ve Voodoo Chile gibi parçalanyla da geçti. BUGUN • BEYOĞLU StNEMASI'nda 'Ferruh Doğan Anısına' 12.15, 14.30, 16.45, 19.00 ve 21.15'de Wong Kar - Wai'nin yönetmenliğini yaptığı 'Aşk Zamanı'. (0 212 251 32 40) • İŞ SANAT'ta 12.00, 14.15, 16.30 ve 19.00'da Danis Tanovic'in yönetmenliğini yaptığı 'IS'o Man's Land - Tarafsız Bölge'. (0 212 31610 83) • ES'KANDtL JAZZda 22.00'de Önder Focan Trio'nun performansı. (0 216 332 80 36)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle