Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 AĞUSTOS2002CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kuttur(Ş cumhuriyet.com.tr 15
"Y" "T" Aksiyon ustası John Woo imzalı, yeni ve uzun bir savaş destanı gösterimde
ıi iç kınlmayankod
Şimdiye dek seyrettiğimiz vc genelde hep
Arnenkan ordusunun yüceltildiği. ırkçılık,
milliyetçilik, propaganda kokan, malum bir
bakış açısından anlatılmış savaş f ilmlerinde,
2. Diinya Savaşının ıcığını cıcığım çıkarage-
len Hollyvvood, şimdi de yakın zamana dek
gizli tutulmuş bazı askeri sırlardan yola çıka-
rak vaktiyle gerçekten yaşanmı ş, ama askeri
gerekçelerle gizli tutulmuş, kimi karanlık
olaylarla yenı dostluk-kahramanl ık serüven-
lerini hikâye etmeyi sürdürüyor.
Birkaç yıl önce Spielberg'in başanlı Er
Ryan'ı Kurtarmak ıy]a yeniden moda olan
savaş filmi türünde, son dönemde peşpeşe
gösterime giren Pearl Harbor, Kara Şahin
Diiştü Bir Zamanlar Askerdik. Şeref ve
Cesaret vb gibi gösterişli ama içi boş, cilalı
gişe filmlerinin ardından bugrün başlayan
VVindtalkers-Rüzgârla Konuşanlar'da bir
başka yeni savaş üstünyapımtyla karşı karşı-
ya geliyor meraklısı.
Yoğun duygusal bir savaş aksiyonu
ABD'de yaz mevsiminin en iddialı filmle-
rinden Rüzgârla Konuşanlar ~ın ilginçliği
ve 'yeni tarafı' da. 2. Dünya Savaşı'nda Pa-
sifiİc'te Japonlarla gırtlak gırtlağa gelen
Amerikan Deniz Kuvvetlerince,
Navajo Kızılderililerinin dilini
kullanarak komuta merkezi-
ne mesaj iletmek ve al-
makta geliştirilen, çe-
kik gözlerin de bir
türlü çözemediği bir
askeri şifre sistemi-
ne dayanıyor, yönet-
menlik kolruğunda
da ünlü, Hong-Kong-
lu aksiyon ustası John
Woo'nun oturuyor ol-
ması.
Genelde aksiyon türü-
ne yeni bir soluk geti-
ren, ahlakçı tavnyla dur
durak tanımayan tempo-
sunun ağır bastığı, erkek
dostluğu genel temalı, hızlı
hareketli, geleneksel Uzakdoğu
dövüş sanatlan filmleriyle ünle-
nerek Hollyvvood'a transfer olan,
1946 Çin doğumlu, Hong-Konglu
aksiyon ustası John Woo, günümüz
sinemasının 'yıldız yönetmen'le-
rinden biri kuşkusuz.
1970'lerin başında, 'Şiddetin
ozanı' Sam Peckinpah'la Fran-
sız Jean-Pierre Melville gibi
yönetmenlerden etkilenerek mesleğe giren, A
Better Tomorrow (1986), The Killer
(1989). Hard Boiled (1992) gibi, dövüş sah-
nelerinin nerdeyse koreografik düzenlendiği,
Hong-Kong yapımı. sıkı'aksiyon'lanyla. çi-
çeği burnunda, genç Quentin Tarantino'yu
derinlemesine etkileyen John Woo, 1995"te
kapağı attığı Hollywood'a. (Hard Target,
Broken Arrow'la değilse de) üçüncü Ame-
rikan filmi Face/Off-Yûz Yüzeyle kendini
kabul errirdi bilindigi gibi.
Dahası Hollyvvood'un aksiyon filmi yakla-
şımını ve standartlannı değiştirdi giderek.
Face/Off'un başansıyla ABD vatandaşlığı-
na geçen Woonun, ABD'nin dünya savaşın-
dakı bilinmeyen gizli kahramanlannı (Kızıl-
derih şifrecileri ve 'beyaz' korumalarını)
gün ışığına çıkaran bu son filmi, aksiyonun
yanı sıra ABD'nin dört bucağından gelip
deniz piyadelerine katılmış, çeşit çeşit
'gönüllü' karakterin öne çıktıgı, duygu-
sal dozu epeyce kaçınlmış, süresi
de oldukça uzatılmış. beylik
bir kahramanlık desta-
nı. Belgeselimsi,
katıksız bir
gerçekçilik-
le yansıtı-
lan, şiddet
ve vahşe-
tin ayyu-
ka çık-
tığı, son derece kıyıcı, kanlı ve asap bozucu
savaş sahnelerinin, giderek hikâyenin önüne
geçtiği film, Navajo Kızılderilisi Ben Yaz-
hee"nin (Adam Beach) ailesi ve kabilesince
askere uğurlanmasıyla açılıyor.
Aldığı emirleri, adamlarını kaybetme paha-
sına sonuna dek yerine getiren, iyileşir iyileş-
mez hastaneyi ve ona tutkun bakıcısı Rita'yı
(Frances O'Connor) bırakıp cephenin yolu-
nu tutan, bir rahibin oğlu, kahraman çavuş
Joe Anders (Nicolas Cage) de Ben'i ve şifre
sistemini korumakla görevli. Joe, savaş ce-
henneminin insan ruhunda yaptığı tahribatın
tipik ürünü bezgin, bed-
bin, bitik bir kahraman. Aralanndaki ten,
renk, köken, kültür farkının. can yoldaşlığı-
na dönüştüğü bu iki silah arkadaşının daya-
nışmasına paralel gelişiyor, çavuş Anderson
lChrisrian Slater) - şifreci Navajo Charlie
Whitehorse (Roger Willie) ilişkisi. Ander-
son-VThitehorse ikilisi aynca flüt-ağız armo-
nikasıyla düet yapıyor, tıpkı benzeri bir baş-
ka ünlü filmde (İnsanlar Yaşadıkça'da)
Monty Clift'in hüzünlü trompet çahşı gibi.
Japon ne anlar Navajo dilinden
Türün Iwo Jima Yanıyor gibi eski örnek-
lerini de uzaktan uzağa çağnştıran film,
Amerikalılann Saipan adasını ele geçirme
çabalanyla sürüp gitgide klişelere teslim ola-
rak, mendil ıslatan bir finale bağlanıyor.
Makineli tarakalan, bomba patlamalan,
canhıraş feryatlar ve tüyler ürpertici gö-
rüntülerin seyircinin asabını bozup ka-
fasını şişirdiği, kan, acı, ter ve aksi-
yondan ibaret Rüzgârla Konuşanlar,
VVoo'ya göre ABD'de bugüne dek
çektiği en ciddi ve heyecan verici
film.
Vvbo'nun seyirciyi kelimenin tam
anlamıyla iki saatliğine bombardıma-
na tuttuğu, biraz uzun ve abartılı kaç-
mış, türe yeni bir hareket-bereket ge-
tirebilecek bu son filmi, bir yandan de-
niz piyadelerine övgü düzerken, öte yan-
dan yıllardır ezilip horlanmış, kıtanın asıl
sahibi Kızılderililerin, artık biraz adam ye-
nne konduğunu da örnekliyor, yüzeysel a-
ma liberal yaklaşımıyla.
Çok sayıda kamerayla çalışan Woo'nun
yoğun duygusal takıldığı, oyunculanndan
iyi verim aldığı. şematik senaryosunu
görkemli savaş sahneleriyle bezediği, a-
ma yüzeysellikten kurtulamayan bu
son eseri, yaz sıcaklannda öncelikle
meraklısına iyi gelebilir.
Windtalkers /
Yönetmen: John Woo /
Senaryo: John Rice,
Joe Batteer / Kamera:
Jeffrey Kimball / Müzik:
James Horner /
Oyuncular: Nicolas Cage,
Adam Beach, Christian
Slater, Peter Stormare,
Mark Ruffalo, Brian Van
Holt, Noah Emmerich,
Martin Henderson,
Frances O'Connor / ABD
2002 (Özen Film)
Scooby-Doo
'Big Momma's House', 'Ne-
ver Been Kissed'ın yönetmeni ve 'Ho-
me Alone - Evde Tek Başına', 'Mrs. Do-
ubtfire' gibi birçok filmin editörü olan Ra-
ja Gosnell'in yönetmenliğini üstlendiği
'Scooby-Doo' bugün gösterime giriyor.
Freddie Prinze Jr., Sarah Michelle Gel-
lar, Matthew Lillard, Linda Cardellini ve
Rowan Atkinson ın başrolleri paylaştığı
film, Amerikan televizyon tarihinin en uzun
süre kesintisiz yayında çizgi filmi ve en
uzun süre yayınlanan polisiye dizilerinden
biri olan 'Scooby- Doo, Where are you? /
Scooby -Doo, IVerdesin?'in beyazperdeye
uyarlaması.
Filmde, Zoinks! Mystery Inc. (Gizem
A.Ş.) adlı şirketin kapılannı kapatmaya zor-
layan ego çatışmalanndan iki yıl sonra, Sco-
oby-Doo ve birbirinden zeki suç çözücü ar-
kadaşlan Fred (Freddie Prinze Jr.), Daphne
(Sarah Michelle Gellar), Shaggy (Matthew
Lillard) ve Velma'nın (Linda Cardellini)
Hortlaklı Ada'da bir dizi normal ötesi ola-
yı araştırmak üzere bir araya gelmeleri an-
latılıyor.
Fazlasıyla popüler tatil yerinin dolup ta-
şacağından emin olan Hortlaklı Ada'nın sa-
hibi Emile Mondavarious (Rowan Atkin-
son), Scooby-Doo ve arkadaşlannı bir ara-
ya getirerek. tatilci öğrencileri kaçırmadan
adadaki gizemi çözmelerini ister. Scooby
ve takımı, olayı çözmek, kendilerini ve
muhtemelen dünyayı kurtarmak için kişisel
farklılıklarının üstesinden gelmek, sahte
hortlaklar ve düzmece yaratıklar hakkında
bildiklerini sandıklan her şeyi bir kenara
bırakmak durumunda kalırlar.
Thunderpants
Peter Hewitt'in yönetmenliğini yaptığı
'Thunderspants' bugün gösterime giriyor.
Simon Callow, Stephen Fry, Rupert
Grint, Bruce Cook'un başrollerini üstlen-
diği film, ciddi bir yellenme sorunu olan Pat-
rick Smash (Bruce Cook) adlı bir çocuğun
yaşadıklannı anlatıyor. Ailesi ve okul çevre-
si tarafından dışlanan Patrick'in bu sorunu-
nu faydalı bir iş içinkullanmak amacıyla de-
neyler yapan Alan A. Allen (Rubert Grint),
'Thunderpants' adını verdiği, Patrick'in ga-
zını biriktiren ve gerektiği zamanda kullanıl-
masını sağlayan bir alet icat eder.
KEDİ GOZU
VECDİ SAYAR
Nefes almak
"Başka bir gemi yok?
Herkes kendi kıyametine dönsûn,
Istırabına ve ağacın kıpırdanışına.
Yeryüzü tektır,
Onda hayat buiur insan,
0 ezeli bedbaht.
Mademki hayattasın,
Acıt canını,
Nefes almak en büyük gûnahtır çünkû.
Bu günahla yüriı ûstûne alametlerin." (1)
•••
Hasan Öztoprak'ın dedıği gibi yapıyoruz. Madem-
ki hayattayız, alametlenn üstüne yürümekten başka
çareyok...
Alışmışız bir kere acıtmaya canımızı? Güzel şeyle-
rin yanı başındaki çırkınlikleri görmeden edemiyoruz.
Ülkemız. yenı bir dönemecin eşiğınde. Son yasal dü-
zenlemelerin ardından, hukuka, insan haklanna say-
gılı bir toplumsal düzene kavuşma umudumuz canla-
nıyor. Ama, bir yandan da kaygılanmız sürüyor: Nasıl
uygulanacak bu yasalar? Kimler uygulayacak? Ko-
penhag Kriterlen'ni kabul ettıkten sonra, İş Güvence-
si Yasası'na sırt çevirenler mi sağlayacak bu geçişi?
Paşabahçe'deki direnışe kulaklarını tıkayanlara, E-
mek Platformu'nun 'İş Güvencesi' taleplerine duyar-
sız kalanlara, Avrupa'nın yalnızca 'piyasa 'dan ibaret ol-
madığı, işçı haklannın Avrupa sistemının temel taşla-
rından biri olduğu nasıl anlatılacak?
Geçen hafta, TMMOB üyeleri, 'ÜlkemizilMFveDün-
ya Bankası politikalannın denedıği bir laboratuvar, hal-
kımızı da kobay durumuna düşürenler'den şıkâyetle-
nni dile getirdi. Ama. onları pek dinleyen olmadı. Çün-
kü, uluslararası tekeller ve onlann yeriı temsilcılen pro-
jelerini uygulayacak "yeni" bir iktıdar tasarlamakla
meşguldü.
Şu günlerde işçi haklanndan söz edilmesi, serma-
ye çevrelerinin hiç hoşuna gıtmiyor. 'Türk ekonomisi
bundan zarargörür' deyıp, kestirip atıyorlar. (Bu satır-
ları yazarken tasan henüz Meclis'te görüşülmeye baş-
lanmamıştı. Paşabahçe grevcilen de, henüz işveren-
le anlaşıp direnişe son vermemışlerdi.) Öyle ise, ülke-
mızin işçi hareketleri tarıhıne bir göz atmanın tam sı-
rasıdır.
Bu konuda belleğimizı tazelemek, Saraçhane Mitın-
gi'nden Kavel'e, Kozlu Dırenışi'nden Paşabahçe Gre-
vi'ne uzanan mucadelelen anımsamak için, Volkan
Yaraşır'ın 'Sokakta Politika' adlı kitabının 'Türkiye İş-
çi Hareketleri ve özyönetim Deneyimleri' bölümünü
dıkkatle okumakta yarar var. (2)
Volkan Yaraşır, kitabtnın önsözünde, "Baskı, şiddet
ve otoritenın olduğu heryerde sokak, direnişin ve öz-
güriüğün simgesi olmuştur. Çünkü, sokak, umutlann
tükendiği anda hayallerin yeniden ayaklandığı yerdir,
sokak umuttur" diyor.
Kıtapta, yalnızca Türkiye'dendırenişöyküleriyeral-
mıyor. Endonezya, Bolivya, Cezayır ve Iran'dakı halk
hareketlerinın öyküsü de anlatılıyor. 'Herşeyin bittiği
anda, sokakyeni bir başlangıçtır' diyor Yaraşır. Neden
böyle düşündüğünü anlamak için kitabı okumanızı
öneririm.
• • •
Bir başka kitap, bir başka degerli tanıkhk: llk 'Istan-
bul-Hakkâri Sanat Köprüsü' dönüşü, Hakkân dağla-
nnda 3000 metrede yetişen lacıvert dağ çıçeğı 'as-
m/n'denılhamalarak, 'Asmin I Korkuyu Yenmeliyiz' ad-
lı bir kitap yayınlayan sendikacı, siyasetçı, yazar dos-
tum Yaşar Seyman'ın 'Fındık Çıçek Açınca' adlı yeni
kitabının konusu, fındık işçilennın yazgısı. On yıl önce
Giresun Fıskobıriik çalışanlannın grevinde ınanılmaz bir
direnç gösteren yigit kadınları anlatan 'Fındık Çiçek
Açınca', geleceğe ışık tutan birsözlü tarih çalışması ol-
makla kalmıyor, bir kadın yazarın duyariı bakışıyla işçı
kadınlann dünyasına biryolculuk olanağı sağlıyor. (3)
'Mevsimlikişçiler, örgütsüzışçilerdi? Mevsimlik göç-
ler, mevsimlik aynlıklar, mevsimlik yolculuklar ve mev-
simlik yoksulluklar, mevsimlik yaşamlarda mevsimsiz
ölümlergibiydı?'. 'Fındık bahçelerinde peştamallanyla
birer gelincik görünümündeki kadınlar, bu direnişte
greve oy vererek eşlerine, babalanna isyan bayrağı aç-
mışlardı. Karadenızlikadınlann isyanı direniş türkûsü ol-
du?'
Bugün nefes alıyorsak, biraz da onlann sayesinde-
dir?
(1)'Ey Aşkı Anlayanlar
1
1 Gendaş, (2) 'Sokakta Poli-
tika 7 Gendaş, (3) Fındık ÇiçekAçınca I Sel Yayıncılık
vecdisayartayahoo.com
DÜZELTME: Dünkü gazetemizüı 15. sayfa-
sında UYGARLIKLARrN İZİNDE üstbaşlık-
lı yazının imzası, teknik bir hata nedeniyle yan-
lış çıkmıştır. Doğrusu OKTAY EKİNCİ ola-
caktır. Düzeltir, özür dileriz.
İZLEYİCİ GÖZÜYLE ERDAL ATABEK
Uç yaşamlardan aşk güneşine...
Dövü; Kulübü...
Iz bırakan fılmlere rastladığımız zaman gör-
me fırsatını kaçırmamalıyız. Sevgili Sungu
Çapan'ın da özetle yazdığı fihnler arasında
yer alan Dövüş Kulübü görülmesi gereken
fılmlerden.
David Fincher'in bu iz bırakan filmi, ka-
pitalist sistemin içinde çıkış yolu bulamayan
insanın bir yandan toplumun genel durumu-
na boyun eğerken bir yandan da isyan eden,
yakıp yıkma eğilimi yaşayan iki yanına vur-
gu yapıyor. Edward Norton ile simgelenen
acıyı paylaşıp çile çeken insan, çeşitli hasta-
lıklara sahip olanlann kurduklan kulüplerde
kendi acılannı yaşarken Brad Pitt, dövüş ku-
lüpleri kurarak vahşice başkaldıran insanı an-
lauyor. Toplumda hiçbir değeri ohnayan, kim-
setarafından fark edilmeyen "önemsiz küçük
İBsan". uç yaşamlarla kendine bir anlam bul-
maya çalışıyor. içinde büyüttüğü çelişkileri,
içaıde yaşattığı zıtlıklan yaşarken bütün bun-
1in kendi dışına da yansıtan günümüz toplu-
munun ezdigi insan, artık her şeyden öç alma-
mn yolunu arayacaktır. Zaman zaman seyri
gûçleşen, izleyeni rahatsız eden sahneleri, bu
çelişkiler içinde yaşayan insanın özünde duy-
duğu sıkıntılan vurgulamaktadır.
Sa karakterle simgelenen aynı insan bu çe-
hşkıyi gözler önüne sererken, uç yaşamıyla bu
David Fincher'in iz bırakan filmi 'Dövüş Kulübü' ve Vangelis Serdaris'in Yunanistan'da ödüller kazanmış 'Aşkın 7. Güneşi'.
yitik yaşamın kadınını anlatan tip de tabloyu
tamamlamaktadır.
Edward Norton'un aynca ele alınmaya de-
ğer oyunu ile Brad Pitt'in bu filmdeki farldı
rolü Helena Carter ile canlandınlan günümü-
zün marjinal kadını ile bütünleşiyor.
Sinemalann özel gösterimleri ile Movi-
max'ta gösterilen seanslannda kaçınlmaması
gereken film, düşundüren yanlanyia dikkat
çekiyor.
Aşkın 7. güneşi...
Gösterime gîrenTîlrftler arâslrida VangenY
Serdaris'in filmi de var. 1920 yıllannın Yu-
nanistanı'nda geçen filmde bir köylü kızın,
yanına verildiği subay ailesiyle birlikte geçen
yaşamı üzerine kurulan film, insancıl öğeler
taşıyor.
Filmin açılış sahnesi, köyünde bir çocuk
kiden gebe kalmıştır. Çocuk düşürülür ve kız
bir subay ailesinin yanına verilir. Yunan bin-
başısı, kansı ile sorunlar yaşamaktadır, bir
yandan da Anadolu'da Türkler ile savaş ya-
şanmaktadır. Ege'nin öte yanından gelen bu
filmde Anadolu savaşının oradan görülüşü
içinde yaşanan insancıl sorunlar, görülmesi
gereken bir filmde buluşmuştur. Eurimage
katkılı film Yunanistan'da çeşitli ödüller al-
düşürme sahnesidir. Köylü kız gizli bir iliş- mıştır.
En iyi gitarist: Jûni Hendrix
• LONDRA (BBC) - Rock müziğin
efsaneleşen isimlerinden Jimi Hendrix, bir
Ingiliz müzik dergisinin okurlannın oylanyla
tüm zamanların 'en iyi gitar sanatçısı' seçildi.
Hendrix, 1970 yılında 27 yaşmdayken
Londra'da yaşama veda etmişti. Yapılan
oylama sonucu belirlenen listede, Hendrix'i,
rock tarihinin kült topluluklanndan Led
Zeppelin'in gitaristi Jimmy Page izliyor.
Müzikseverlerin en az o kadar önemli başka
bir topluluğun, Cream'in kurucu üyesi olarak
tanıdığı ve daha sonra solo çalışmalanyla
müzik yaşamını sürdüren Eric Clapton
üçüncü, Guns N'Roses'dan Slash dördüncü ve
Queen'den Brian May ise beşinci sırada yer
alıyorlar. 1960'larda rock düyasının sayılı
isimleri arasına giren Hendrix, müzik tarihine,
iyi bir virtüöz olmasırun yanı sıra her
dönemde tanınan ve klasikler arasında kabul
edilen Purple Haze, Hey Joe ve Voodoo Chile
gibi parçalanyla da geçti.
BUGUN
• BEYOĞLU StNEMASI'nda 'Ferruh
Doğan Anısına' 12.15, 14.30, 16.45, 19.00 ve
21.15'de Wong Kar - Wai'nin yönetmenliğini
yaptığı 'Aşk Zamanı'. (0 212 251 32 40)
• İŞ SANAT'ta 12.00, 14.15, 16.30 ve
19.00'da Danis Tanovic'in yönetmenliğini
yaptığı 'IS'o Man's Land - Tarafsız Bölge'.
(0 212 31610 83)
• ES'KANDtL JAZZda 22.00'de Önder
Focan Trio'nun performansı.
(0 216 332 80 36)