Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 AĞUSTOS 2002 PAZARTESİ
HABERLER
törenine kattacak
• ANKARA (ANKA) -
Hacı Bektaş Belediye
Başkanı Mustafa Özcivan,
Başbakan Bülent
Ecevit'in bu yıl 16-18
Ağustos tanhlerinde
düzenlenecek Hacı Bektaş
Veli'yi anma törenine
katılacağjını bildirdi^ini
belirtti. Özcivan, "Sayın
Başbakan rahatsız, b u yıl
herhalde gelmez
diyorduk. Ama Sayın
Başbakan bizi yanılttı"
diye konuştu. Özcivan,
geçen yılki törene davet
ettikleri için tepki
aldıklan Adalet ve
Kalkınma Partisi'ne
(AKP), bu yıl davetiye
çıkarmadıklannı söyledi.
Özcivan, MHP Genel
Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Devlet
Bahçeli'nin törene davet
edildiğini bıldirdi.
Yılmaz, Doğan'la
goruştu
• BODRUM (AA) -
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz, hafta sonu
tatilini geçirdiği
Bodrum'da, Doğan
Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Aydın Doğan ile
görüştü. Başbakan
Yardımcısı Yılmaz, iki
günlük hafta sonu tatilini
tamamlayarak bugün
Ankara'ya dönecek.
Yurt Partisftıin
Intanflörtii
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Seçıme katılma hakkı elde
eden küçük partilerin
kulisleri, liderlik iddialan
olmasına karşın bağımsız
hareket eden
siyasetçilerin hesaplarıyla
hareketleniyor. Yakın
zamanda kurulan Yurt
Partisi'nin de (YP), eski
Içişleri Bakanı Sadettin
Tantan'm liderliğinde
seçime gidebileceği
konuşuluyor. Tantan ise
bu iddialann doğru
olmadığını savundu.
Partinin programmda,
milletvekili sayısının
400'e indirilmesi,
milletvekili
ayncalıklannm
kaldınlması ve BakanJar
Kurulu'nda
milletvekillerinin değil,
uzmanlann yer alması
vaatlerinde bulunuluyor.
Şemsi Denizer
amlıyor
• ZONGULDAK
(Cumhuriyet) - Cengiz
Balık tarafından 6
Ağustos 1999'da evinin
önünde öldürülen eski
Türk-Iş Genel Sekreteri ve
Genel Maden-îş Sendikası
(GMlS) Genel Başkanı
Şemsi Denizer yann
Zonguldak'ta çeşitli
etkınliklerle anılacak.
GNÖS Yönetim
Kurulu'nca hazırlanan
anma programına göre
saat 10.00'da Denizer'in
katledildiği evin önüne
karanfüler bırakılacak.
Buradaki törenin ardıııdan
Denizer'in Çaycuma
Gökçehatipler köyündeki
mezan ziyaret edilecek.
AB ve özürlülerin
dırumu
• İstanbul Haber
Servisi - Ortopedik
Ozûrlüler Federasyonu
Yonetim Kurulu Başkanı
İsrcet Gökçek, "Avrupa
Biriği Süreci'nde
Özürlülerin Durumu"
kanılu toplantıda yaptığı
, Avrupap
Siriği (AB) konusunda
czırlülerin de görüşlerinin
dıkkate alınması
gerektiğini belirtti.
Götçek, "Bizler her
ilarda, haklarda ve
»rtmluluklarda eşitlik
ale? ediyoruz" dedi.
'Artık kimse, Türkiye AB'de tam üyeliğe layık olamaz, hazır değil, diyemez'
Ecevit 'AB üyeliği' istediANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Başbakan Bülent Ecevit, Avrupa Bir-
liği'ne üyelik yolunda "tarihsel bir
görev yapan" TBMM'nin tüm Ko-
penhag ölçütlerini yerine getirdiğini
belirterek "AB'den Türkiye artık en
kısa zamanda tam üyelik bekliyor.
Artık kimse 'Türkiye AB'de tam üye-
liğe layık olamaz, hazır değil' diye-
mez" dedi.
Başbakan Bülent Ecevit, Avrupa Bir-
liğı'ne uyumla ilgili düzenlemenin par-
lamentodan çıkmasının ardından açı-
lan yeni süreci TRT'den yaptığı açıkla-
mayla değerlendirdi. Başbakan, yeni
yasanın Türkiye için anlamı konusun-
da şunlan söyledi:
"Türkiye, dün (önceki gün) sabah-
tan itibaren daha özgür, daha de-
mokrat ve daha Avrupaiı. Ölüm ce-
zası kalkıyor. terör suçlulan ise ömür
• Küçük aynntılar dışında Türkiye'nin gelişmiş AB
ülkelerinde var olan özgürlük ve haklann tümüne
kavuştuğunu savunan Başbakan Bülent Ecevit, "Türkiye
şimdi dünyada daha güçlü ve daha saygın" dedi.
boyu hapse mahkûm olacak. Avrupa
Birliği ülkelerine sığınma imkânı bu-
lan terör suçlulan, yargılanmak üze-
re Türkiye'ye gönderilmiyorlardı.
Şimdi oniarın da Türkiye'de yargılan-
maları sağlanabilecektir. FarkJı dil
ve Iehçeler Türkiye'de devlet deneti-
mi altında serbest bırakılacaktır, ba-
sın yayın suçlarından hapis cezalan
kalkacakrır. Hak ve özgürlüklere ge-
tirdiği bu ve benzeri serbestlilderle
TBMM tarihsel bir görev daha yeri-
ne getirmiş oluyor. Türkiye şimdi
dünyada daha güçlü ve daha saygın.
Bu haklar ve özgürlükler kullanılır-
ken elberte ulusal biıüğimiz ve bürün-
lüğümüz sımsıkı korunacaktır. Açı-
lan yeni dönemin milletimize hayır-
lı olmasını dilivorum."
Başbakan Ecevit, AB'den Türkiye'nin
artık en kısa zamanda tam üyelik bek-
lediğine işaret etti. Birkaç küçük aynn-
tı dışında Türkiye'nin gelişmiş AB ül-
kelerinde var olan özgürlük ve hakla-
nn tümüne kavuştuğunu savunan Ece-
vit, "Meclis'in elde ettiği başan, de-
mokratik batı ülkelerinde de hayran-
lık uyandırdı" dedi.
Ecevit, bu çalışmanın, aralık ayında-
ki Kopenhag Doruğu'na nasıl yansıya-
cağına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
"Çıkarılan maddeler, Kopenhag
ölçütlerinin tümünü kapsamaktadır.
Artık Kopenhag ölçütleri açısından
bizinı bir eksikliğimiz ileri sürüle-
mez. Gerek basın yayın özgürlüğü
bakınundan. gerek dil özgürlüğü ba-
kımından, o arada Kürtçe bakımın-
dan, dernek hakları bakımından ge-
lişmiş Avrupa ülkelerinde var olan bü-
tün haklar ve özgürlükler bizde de ya-
sal hale gelmiş bulunuyor. O bakım-
dan kimsenin söyleyeceği fazla bir
şey bulunmuyor." MHP'nin yasa hak-
kında Anayasa Mahkemesi'ne iptal da-
vası açacağının anımsatılması üzerine
Başbakan. "Haldandır Anayasa Mah-
kemesi'ne başvurmak, ama benim
herhangi bir kuşkum yok. Demokra-
tik bir süreçtir. OnemJi bir konuda ko-
alisyon ortaklanndan ikisinin ayrı
bir tutum izlemelerine engel çıkanl-
mamıştır" görüşünü dile getirdi.
New York Times temkinli:
Türkiye'nin
üyeliği henüz
köşede değil
Dış Haberler Servisi - TBMM'nin, AB reform
paketini onaylaması dış basında geniş yer buldu.
Batı basını, reformlan Türk Cumhuriyeti'nin
"en olumlu değişimi" olarak nitelendirirken
temkinli bir yaklaşım sergileyen New York
Times gazetesi, "AB üyeliğinin köşede
olduğunu düşünmek yanıltıcı olur" diye
yazdı. Uyum Yasalan'nın kabul edilmesi
İsveç'te yankı yarattı. tsveç muhabiri Gürhan
Uçkan'ın bildirdiğıne göre ülkenin saygın
gazetesi Dagens Nyheter haberi birinci sayfadan
"Türkiye'de Kürtlerin konumu güçleniyor"
başlığıyla verdi. Gazetede haberle birlikte şu
yorum da yer aldı "Reformlar Türkiye'nin
AB'ye yaklaşmasını amaçlıyor. Aynı
zamanda Türkiye, ülkede bu reformlan
gerçek anlamıyla yaşama geçirebilecek güçler
olduğunu kanıtlamalı. (...) Bu nedenle
bnndan sonraki en muhtemel gelişme,
AB'nin aralıktaki zirvesinde Türkiye'yi
teşvik eden bir açıklama yapmakla yetinmesi
ve üyelik müzakerelerinin başlaması için bir
süre daha ülkedeki gelişmeleri izlemeyi
yeğlemesi olacak," Muhabirimiz Sadi
Tekelioğlu'nun haberine göre AB dönem
başkanlığını yürüten Danimarka'nın en yüksek
tirajlı Poliriken gazetesinde, "lyi Haber"
başlığıyla yayımlanan başyazıda, kabul edilen
yasa değişiklikleri ile ortaya çıkan durumun
Türkiye'yi AB'ye yaklaştıracağı belirtildi.
Konuyla ilgili haberi "Türklerin AB yolu uzun
olabiÛr" başlığıyla veren New York Times,
Türkiye'nin AB üyeliğinin köşede olduğunu
düşünmesinin yanıltıcı olacağını savundu.
Gazete, Türk hükümetinin reformlar konusunda
bölünmüş olmasına karşın Türk halkının üçte
ikisinin ekonominin düzeleceği umuduyla AB
üyeliğini desteklediğini belirtti. Buna karşın
AB'de Türkiye'nin üyeliği konusunda
kuşkulann bulunduğunu kaydeden gazete, bir
AB diplomatının "AB devletlerinde
Türkiye'nin kulübe ait olup olmadığı
konusunda çok kuşku var" sözlerine de dikkat
çekti. Washington Post, Türk Parlamentosu'nun
idam cezasını kaldıran ve Kürt azınJığına dil
haklanm veren reform paketini kabul ederek
AB'nin ilk Müslüman üyesi ohna hedefini
sürdürmeyi amaçladığmı kaydetti. Ingiltere'de
yayımlanan The Observer gazetesi, "AB'ji
gözeten Türkiye liberal oldu" başlığı ile
yayımladığı haber yorumunda Avrupa yanlısı
politikactlann insan haklan savunuculannı
sevindiren reformlan onaylatarak tarihi bir zafer
elde ettiğini belirtti.
r
YTP Genel Başkanı Ismail Cem, partisinin siyasi yelpazedeki yerinin sorulması üzerine
"Bütün çağdaş birikimlerin ittifakına ihtiyaç var. Parrimizin yaklaşımı, bu birikimleri de-
mokratik sol ekseninde bir araya getirmektir" dedi. (Fotoğraf: AA)
YTP GenelBaşkanı Cem, seçim vaatlerini basın toplantısıyla açıUadı
Derviş'te bir sıkıntı yok
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - YTP Genel Başkanı Is-
mail Cem, ABD'nin Irak'a ola-
sı operasyonu konusunda
TBMM'de herhangi bir girişim
olmadığına dikkat çekerken er-
ken seçimin erteleneceğini san-
madığını söyledi. Türkiye'de bu-
gün seçimsiz hiçbir şey yapıla-
mayacağını savunan Cem, sol-
da birlik turlanna çıkan Devlet
Bakanı Kemal Derviş konusun-
da sıkıntı içinde olma-
dıklannı belirtti.
YTP lideri Cem, dün
Meclis'te düzenlediği
basın toplantısında 4
Kasım'da Türkiye'nin
geleceğinin tercihini ya-
pacağını söyledi. Cem,
'Eskimiş yönetim an-
tümüyle açılmasının yine Türki-
ye'ye bağh olduğunu söyledi.
Cem, AB ilişkilerinde önderlik
etmiş kadrolar ve AB'yi anlata-
bilen bir başbakan göreve geti-
rilirse ve aralık ayına kadar bu
düzenlemeler daha aynntüı bi-
çimde yaşama geçirilirse iyi bir
sonuç alınabileceğini söyledi.
"Türkiye'nin başındaki 3
bela " diye nitelediği üretimsiz-
lik, işsizlik ve eşitsizlik konula-
• Türkiye'de seçimsiz hiçbir şey
yapılamayacağını savunan Cem, solda
birlik turlan yapan Devlet Bakanı Kemal
Derviş konusunda sıkıntı içinde
olmadıklannı belirtti.
I
layışıyla, köhnemiş siyasi dü-
zenle, zihniyetle mi kalacağız,
yoksa yeni bir çağın ihtiyaçla-
nnı cevaplayacak yeni anla-
yışla, ciddiyetle mi yola çıka-
cağız" dedi.
TBMM'nin AB konusunda
cesur bir karar aldığını vurgula-
yan Cem, YTP'nin AB sürecin-
de önderlik etmiş kadrolardan
oluştuğunu savundu. Cem, Ko-
penhag'da Türkiye'nin önünün
nnın çözülmesi gerektiğini vur-
gulayan YTP lideri, insanlann
"vergi matrahı" olarak görül-
mesi alışkanhğından kurtulun-
masını istedi. Otomotiv ve yan
sanayi, ihracat ve yurtdışı taah-
hüt ile tanma dayalı sanayiinin
öncü sektör kabul edilmesi ve ge-
liştirilmesi gerektiğini anlatan
Cem, "Tanm sanayisini öncü
bir sektör yapacağız. Yeni Tür-
kiye 3 Kasım'da iktidar ola-
cak. AB'de ölçü neyse bizim
hedefimiz Türkiye'ye o ölçü-
yü getirmektir" diye konuştu.
Ismail Cem, organize tanm
bölgeleri oluşturulmasını öne-
rirken "Varoş, göçmen diye
baknuyoruz insanlanmıza. Bu
tepki oylarını siyasi amaçlar-
la istismar edelim diye düşün-
müyoruz. Zihinlerdeki zincir-
lerden kendimizi kurtarma-
mız lazım" dedi. Cem, 38 olan
bakan sayısmın düşü-
rülmesi ve bakanlıklann
artık teknik özellikleri
öne çıkaran makamlar
obnasım istedi. Genç-
liğin dinamizminin siya-
sete taşmması gerekti-
ğini vurgulayan Cem,
Türkiye koalisyonunu
oluşturmayı amaçladıklaruu bil-
dirdi.
Ismail Cem, solda birlik ru-
runa çıkan Devlet Bakanı Der-
viş'in temaslanna ilişkin soru
üzerine, "Derviş, kendi dü-
şüncesini açıkladı. Ekleyecek
bir sözüm yok. Çok değeru'
ve Yeni Türkiye'ye mutlaka
katkı sağlayacak bir arkadaş.
Bu konuda sıkıntı içinde de-
ğiliz" dedi.
J
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Tuncelıli dostlarım, bu yöreye
gelip de Gözeler'i görmeden git-
menın burayı görmemek anla-
mına geldiğini söylerlerdi. Bun-
dan üç yıl önce Tunceli'ye bir
açık oturum için Duygu Asena,
Celal Başlangıç ve Berhan Şim-
şek'le birlikte gelmiştik. O yıllar-
daOvacıkyolu kapalıydı. Yalnız-
ca Ovacık'ta oturanlara gitme iz-
ni veriliyordu.
Gözeler, Ovacık'ın 10 kilomet-
re ötesinde. Dağların, kayaların
arasından Munzur Çayı'nın su-
ları fışkırıyor. Bu yazıyı yanı ba-
şımızdan akan sulann sesleri ara-
sında yazıyorum. Dünyanın ve
Türkiye'nin dört biryanından Der-
simliler Tunceli'ye akın etmişler.
Festival nedeniyle yöredeki ya-
saklarazalmış. Birçok yere rahat-
ça gidılebiliyor. Bazı kapalı yol-
lar açılmış.
3 yıl önce geldığimızde Vali
MehmetAH Türker'in özet izniy-
le Ovacık tarafına doğru Özel
Harekât birliklerinın korumasın-
da 15 kilometre kadargıdebilmiş-
tik. 0 zaman Gözeler'e gitmek
mümkün değildi. Artık Gözeler de
eski canlılığına kavuşmuş du-
rumda. Festivalin ilk günü binler-
ce insan bir araç konvoyu halin-
Tunceli-Ovacık Gözeler'de
de Gözeler'e doğru yola çıkmış-
tı. Tunceli'den Gözeler'e gitmek
en az 7-8 saatte mümkun ol-
muştu.
Biz Gözeler'e bir pazar saba-
hı gitmeyi yeğledik. Bu nedenle
o korkutucu trafikten kurtulduk.
Sabahın serinliğinde Gozeler'de-
yiz. Tunceli, okuyanı bol bir kent.
Dersim, isyanı ve acısı bol bir
bölge. Tarıh boyunca bu bölge
ısyanlara tanık olmuş. Henüz bu
acılar tam anlamıyla bitmiş de
değil.
• • •
Ali Kaya'nın "Dersim Tarihi"
kitabında Tunceli'ye ilişkin her
türlü bilgiyi bulmak mümkün.
1938 Dersim isyanı sonrasını an-
latırken aktardığı bir kaynakta
şunlaryerafıyor: "Yakılan köysa-
yısının 60 olduğu belirtilir. Görül-
düğü gibi Dersim halkından ya-
sak bölge içinde yaklaşık olarak
5-7 bin kişi batı illerinde iskâna
tabi tutulmuştur. 0 günkü anla-
yışla Türkiye'de Dersim sorunu-
na bitmiş gözüyle bakılıyordu.
Bu halkın bir kısmı ilkel ve fakir-
di... 1938 yılındagörûlen harekât
sonrasındayasak bölge içerisin-
de ve dışında kalan Demenan
aşireti dışındaki aşiretler tedip
(tasfiye) edilırken Demenan aşi-
retinin birkısmı dağlık bölgelere
çekilerek direnişlerini 1942yılına
kadar sürdürmüşlerdi."
1938 Dersim isyanından önce,
Dersim vılayetı ıçın özel kanun-
lar çıkanlmıştı. 1935 yılında Mec-
lis'te kabul edilen ve 1936 yılın-
da yayımlanarak yurürlüğe giren
"Tunceli llinin Idaresi Hakkında-
ki Kanun"öa ilg
inç hükümleryeralıyordu. Ka-
nunun "IdariKısım" adı verilen gi-
riş bölümü şu söz\er\e başlıyor-
du: "Tunceli vilayetine ordu ile ir-
tibat bakı kalmak verütbesinin sa-
lahiyetihaizbulunmaküzerekor-
komutan rütbesinde bir vali ve
kumandan seçılir... Vali ve ku-
mandan vilayetumurvemuame-
latında ve vilayet memurlan hak-
kında, vekillerin kanunen haiz ol-
duklanbütün salahiyetterihaizdir."
1935 yılında çıkarılan bu özel
kanunda vali ve kumandana sür-
gün yetkisi de veriliyordu: "Vali
ve kumandan emniyet ve asayiş
noktasından lüzumlu görürse vi-
layet halkından olan fertleri ve aı-
leieri, vilayet içinde bir yerden
diğeryeriere nakletmeye ve bu
gibilerin vilayet içinde oturmala-
nnı men etmeye salahiyetlidir."
• • •
Aradan çok uzun yıllargeçtik-
ten sonra 1990'larda yıne köy-
lerın boşaltılması, insanlann sür-
güne gönderilmesi, Tuncelilile-
rin yaşadığı acıların büyüklüğü-
nü ve sürekliliğini açıklayabilir.
Tunceli Stadyumu'nda coş-
kun bir şekilde özgurluk talebini
dile getiren gençlerin efleri hava-
ya kalkıyordu. Onlar yüzyıllara
dayalı bir özgürlük ve kımlık ta-
lebini dile getiriyorlardı. Birçoğu
yoksulluktan, baskıdan, çaresiz-
likten topraklarını terk edip git-
mişti. Stadyumda halay çekıp
turkü söyleyen gençlerin birço-
ğu başka kentlerde doğup büyü-
müşlerdi. Bir kısmı ilk kez bura-
ya gelmişlerdi. Tunceli stadında-
ki coşkulu kalabalığı izlerken bir
kısım polisin, "Bizyıllarca boşu-
na mımûcadele ettik" dediğini ak-
tardılar. Devlet görevlileri, bulun-
duklan bölgede halkın eğlenme-
sini ve mutlu olmasını engellemek
için mi bulunur? Bu çarpık anla-
yış mutlaka değişmeli. Türkiye,
AB'ye son yasalarla biraz daha
yaklaşırken idarecilerin de bu ge-
lişmeye uygun biranlayış kazan-
maları gerekiyor.
Dersim, hüzünlü bircoşku için-
deydi. Kent kenarlarında, köy-
lerinden zorla göç ettirilmiş insan-
lar yoksulluk içinde yaşamlarını
sürdürmeye gayret ediyorlardı.
Evlen yakılıpyıkılmıştı. Köylerıne
dönmek istiyorlardı.
Gözeler'in dağlar arasından
çıkan suları, insana huzur veren
bir müzikle Tunceli'ye doğru akı-
yordu. Buradan kimler gelip kim-
ler geçmemişti ki! Munzur vadi-
sı savaşlardan ve ölümlerden ar-
ta kaimış her acıya direnmiştı.
Munzur bütun haşmetiyle akma-
ya devam ediyordu. Yeni baraj-
lar projesı ışte onu sustuımak is-
tiyordu. Dersımliler yine öfkeli.
Bu kez de Munzur'u kaybetmek
istemiyorlardı. Hep birlikte hay-
kınyorlardı: "Munzummadokun-
ma!"
2000'Lt YBLLARDA
ERDAL ATABEK
Yüzme Ehliyetiniz
Var mı?..
Denize girmeye hazırlananları durduran görev-
li:
- "Yüzme ehliyetlerinizigörebilir miyim", dedi.
Mayolu, kadınlı erkekli grup duraladı. Içlerinden
birisi:
- Yüzme ehliyeti mi? O da ne? Ehliyet mi almak
gerekiyor, diye sordu.
Görevli:
- Evet, dedi. Artık yüzmek için ehliyet almanız
gerekiyor. Bu konuda yaz başında duyuru yapıl-
mıştı. Ehliyeti olmayanların denize gırmelerine
izin vermiyoruz. Yalnız denize de değil, ırmak,
dere, yani yüzmeyi gerektıren her yere girmek
için ehliyet alınması zorunlu.
- Yani biz şimdi sadece güneşleneceğiz, öyle
mi?
Görevli ellerini iki yana açtı:
- Yapabileceğim bir şey yok. Yasal durum bu.
Böyle bir durumu nasıl karşılarsınız?
Acaba, "Yok artık, daha neler? Yüzmeye de eh-
liyet miaranırmış" mı dersinız?
"İyi de kim verecekmiş bu ehliyeti. Gene birile-
rine para kazandırma yolunu bulmuşlar" mı der-
siniz?
Şile'de bir günde 14 kişı boğularak öldü.
Şile, denizi bakımından özellikleri olan bir yer-
dı'r. Bizim de gittiğimiz, yüzdüğümüz ama hep te-
dirgin bir dikkat gösterdiğimiz bir kıyıdır Şile. Ora-
da yıllarca önce hiçbir uyarının bulunmadığı kıyı-
da, balıkçılar bizi dip dalgaları konusunda uyanr-
lardı. Hem suyu buz gibı yapan hem denizin için-
deki kum tepeciklerınin yerini değiştiren dip dal-
gaları (balıkçılar öyle derlerdi) yüzücüyü şaşırtır,
tehlikeye sokardı. Bize de dalgalarla karşılaşın-
ca kıyıya doğru değil, kıyıya paralel yüzmeyi öne-
rirlerdi. Bu paralel yüzmede kıyıya yavaşça yak-
laşmak gerekirdi.
Şile, özellikle tatil günlennde binlerce kişinin
denize girdiği bir yer. Basından öğreniyoruz ki 14
cankurtaran görev yapıyor. Kıyının özel yerlerine
uyarı levhaları konmuş. TV haberlerinde izlıyo-
ruz. TV habercisı, denizden çıkanlara uyarı lev-
hasını gösteriyor:
- Bunu görmediniz mi?
Denizden çıkanlar hayretle bakıyorlar:
- Neyi? Bunu mu? Görmedik. Dikkat etmemi-
şiz.
Uyan levhasının üzerinde "DİKKAT! BURADAN
DENİZE GİRMEK TEHLİKELİ VE YASAKTIR" ya-
zıyor.
Bakmıyorlar, görmüyorlar, okumuyorlar.
Yaz aylannın ortaya çıkardığı daha büyük birteh-
likeyi de öğreniyoruz.
Serinlemek için denize, ırmağa girenlerin önem-
li bir bölümü "yüzme bilmiyor."
Yüzme bilmeyenler sandalla gezmeye çıkıyor,
balık avlamaya çıkıyor, bir terslik olup da sandal
devrilince boğuluyorlar.
"Yüzücü ehliyeti" alınmasının zorunlu kılınma-
sının doğru olduğunu düşünüyorum.
Denetlenmiş, ehliyet verme yetkisi olan "Yüzü-
cü Kursları" bu konu için düşünülebilir.
Spor akademileri bu konuda öğretmenlik ya-
pan pek çok genci yetiştirmektedir.
"Sürücü ehliyeti" gibi "yüzücü ehliyeti" de zo-
runlu kılınmalı, denize, ırmağa yüzmek için giren-
ler, denize çeşitli amaçlarla açılanlar bu ehliyeti
almalıdırlar.
Insanlarımız her konu için eğitilmelidir.
"Vallahi hiç aklımıza gelmedi" çapaçulluğu bi-
tirilmelidir.
"Kaderişte, bizi buldu" kolaycılığı ortadan kal-
dırılmalıdır.
Doğa bir felaket değildır.
Felaket, doğayla uyuşmazlık içinde olan insan-
dır.
Felaket, kazalarda kendi payını görmeyi redde-
den insandır.
Felaket, yaşama ehliyeti alamamış insandır.
Bunu bir anlayabilsek.
Dervis'in AB yasaları yorumu:
Ülkemiz, geleceğimiz
hepimiz için önemli
tstanbul Haber Ser-
visi - Devlet Bakanı
Kemal Derviş,
TBMM'den geçen
AB'ye uyum yasala-
rıyla birlikte Türki-
ye'nin bir adım daha
athğını belirterek "Av-
rupa yasaları, ülke-
miz, geleceğimiz, he-
pimiz, çocuklarımız
için çok önemli" dedi.
Tarabya'daki evin-
den sabah saatlerinde
çıkan Derviş, Ayaza-
ğa Ticaret Merke-
zi'ndeki An Düşünce
ve Toplumsal Gelişim
Derneği'ne (An Hare-
keti) gitti. Burada yak-
laşık 3 saat kalan Der-
viş, An Hareketi üye-
Ieriyle görüştü. Derviş,
daha sonra gazetecile-
re yaptığı açıklamada,
"An Hareketi'nde ça-
lışan dostlarımla,
gençlerle bir toplan-
tı yaptık" dedi.
An Hareketi'nin,
özellikle AB konusun-
da da çok önemli çalış-
malan bulunduğunu
ifade eden Derviş, ha-
reketi, takdir ettiği ve
değer verdiği bir sivil
toplum örgütü olarak
niteledi.
Toplantıda bir durum
değerlendirmesi yap-
tıklannı da anlatan Der-
viş, şöyle konuştu:
"Gerçekten Mec-
lis'ten geçen bu Av-
rupa yasaları, ülke-
miz için, geleceğimiz
için, hepimiz için, ço-.
cuklanmız için çok
önemli. Bunun şu an-
da maksimum getiri-
sini de almamız la-
zım. Yani Türkiye bu
işi başardı, bir adım
attı. Avrupa'ya dö-
nük, dışanya dönük
de çok ciddi çabşma-
ların olması lazım.
Hemen şimdi, bugün
hiç beklemeden... Do-
layısıyla bunlan gö-
rüştük. Bu konuda
gazetelerde, yayın or-
ganlarında, televiz-
yonda, dışanda neler
yapılabilir, Türkiye
attığı bu adımın geti-
risini nasıl en güzel
şekilde alabilir? Bun-
lan görüştük."
Derviş, açıklamasm-
dan önce, gazeteci ve
televizyonculann ha-
zu-lıklan sırasında bir-
birlerinin mikrofonla-
nnı tutruklannı göriin-
ce, "tşteittifak böyle
gerçekleşecek" diye
espri yaptı.
Derviş, akşam saat-
lerinde IMF Başkan
Yardımcısı Stanley
Fischer'le görüştü.