11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2SAĞUST0S 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR kuttur(S cumhuriyet.com.tr 15 Geçmişle gelecek arasında, sanata adanmış biryaşam ÖÖFüreya: Öncü, çağdaş, cömertZE'~\EP ORAL Cökyüzünün tüm ışığuu kanatlanna topla- mışnkuş... Cenız dibinin tüm renklerini pullannda bi- riktTinişti balık. îıanması güç ama, aralannda müthiş bır soh- bete dalmıştı kuşla balık. Sanki bın yıllık dost gibiydiler. Tuhaf ama, sanki aynı yerden gel- rtıişgıbiydiler.. Sohbetlerine kulak kabarttım. Daha da şaş- tım.. Amansız bir rekabete girişmişlerdı. Bir böbûrlenme, bir böbürlenme.. "Bende Hititlerin bilgeliği; Eski Yunan'm ve Selçuklulann azameti, Bizans'ın gizleri, Kütahya, Çanakkale ve İznik'ten esen riiz- gânn gücü, Girit'in alçakgönüllülüğü, Paris sanatortamlannın kışkırtıcılığı var" dıyor- du kuş. "Onlar bende de var" dedikten sonra ba- lık, sayıp döküyordu kendi özelliklennı: "Benim toprağıma su katan eller, beni ça- murdan, kilden yoğuran eller, beni biçimlen- dirip pişiren eller, bana renk ve ışık veren el- ler, yaşama ve yaptığı işe tutkulu ellerdi... Zaten onda ikisi birbirinden ayrılmaz ki. Yaşamı ve sanatı bir bütündür. Onda her şey bir bütündür: Yaşama biçimiyle, düşün- ce biçimi bir bütündür... tç dünyasıyla dış dünyası bir bütündür... Gücü ve sevgisi bir bütündür. Yerelliği ile evrenselliği bir bü- tündür. Tarih bilinciyle çağdaşlığı bir bü- tündür. Beni var eden ellerin mayasında hep bu bütünlük vardır... Ve bu bütünlük onun ellerini özgür kılar." "Bu söylediklerin asıl beni yaratan ellerin özelliği..." dedı kuş. Ve ekledi: "Aynca beni yaratan eller bir öncü... Ör- nek olmakla kalmadı, kendinden sonra ge- lenlere yolu açtı... Bilgisini, birikimini. dene- yimlerini cömertçe sundu... Farklı dallar arasında köprüler kurdu... Seramik sanatı- nı mimariyle bütünledi... Duvar panolarını, üç boyutlu heykellere dönüştürdü... Tek ren- gin zorlamalarını. kullandığı malzemenin tüm olanaklannı araştırdı... Araştırmaları- nı kültür birikimiyle besledi... Mükemmeli kovalamaktan öte, bir yandan sürekliliği kollarken bir yandan da hep kendisiyle ça- tıştı, kendisiyle yarıştı..." "Beni yaratan da bunları yaptı. Aynca en önemlisi de, çamumma, sırıma sevgiyi. aş- kı kattı!" dedi balık. "Asıl beni yaratan.... En önemlisi de, beni aşk ateşinde pişirdi!" dedı kuş. Giderek, ikisinin de sesi yükseliyordu. Baktım olacak gıbi değil. Artık müdahale et- mekkaçınılmazdı: "Kesin şu gürültüyü!" diye bağırdım. Kuşa döndüm "Sen Füreya'nın kuşusun" dedım. Balığa döndüm: "Sen de Füreya'nın balığısın" dedım. tkisi de kocaman, rengârenk, müzik dolu kahkahalar atıp "Zaten biliyorduk" diyerek uzaklaştılar. Bin gökyüzüne doğru, ötekı denız sulannadoğru... Eyvah, denize gitmesi gereken balık havaya, gökyüzüne gitmesi gereken kuş denize yönel- miş! Onlan ikaz edecekken, vazgeçtim. Füre- ya'nın kuşu, balığı bunlar, ne yapacaklan bel- li mi olur! Hem zaten istesem de onlan durduramaz- dım. Çünkü rüyamın tam burasında uyanıver- miştim. Günlerden pazardı. Ağustosun 25'ı... Füreya'yı 5 yıl önce bugün yitirmiştik. Tûm bir yaşam Seramik sanatcısı Füreya (1910-1997). Kendı deyişıyle "seramik sanatıyla kendi- ni bulmuştu." Kendını bulmasıyla birlikte. seramik sanatını yaşamın bir parçası kılmak için çalıştı. Yaşamı, dünyası, çalışmasıydı, üre- timıydı... Sanatını, kucakladığı dünyayı ifade etme bıçimine dönüştürdü. Dünyasını, hepımizin dünyası kıldı. Sanatım "süs" olmaktan çıkanp çalışması- nı cömertçe. sokaklara, yapılara, panolara, in- sanlara sundu. Sanatıyla dünden bugüne, bu- günden yanna, gelenekten geleceğe bir yol çiz- di. Sapmalan, kınlmalan olmayan: araştırarak, kendine sorarak, sorulara yanıt arayarak, dene- yerek, yanılarak. doğruyu bularak, kendisiyle hesaplaşarak o yolda ilerledi. Otuz yıl boyun- ca onun çok yakınında olma şansını yakala- dnn. Bu otuz yılda hep ama hep onun çağdaş- hğına, bütünlüğü kollayışına, sürekliliğine ve cömertlığine tanık oldum. Birde dostluğuna... Gerisini zaten "rüyamdaki" kuşla balık anlat- u... Bugün Pazar. 25 Ağustos... Füreya yaşasaydı ve görseydi bu kıtaba ne çok, ne çok, ne çok sevinecekti diye düşündü- ğüm, Ayşe Kulin'in "Füreya" kitabını (Rem- zi Yayınevi) aldım kucağıma. Yeniden okuma- ya hazırlanırken aklımdan ve yüreğimden ge- çen şuydu: Ne mutlu bize ki, yaşamımızdan, kültürü- müzden, birikimlerimizden Füreya geçtı. anatıyla dünden bugüne, bugünden yanna, gelenekten geleceğe bir yol çizdi. Sapmalan, kınlmalan olmayan; araştırarak, kendine sorarak, sorulara yanıt arayarak, deneyerek, yanılarak, doğruyu bularak, kendisiyle hesaplaşarak o yolda ilerledi. Tanıdığım Abdülbaki Gölpınarlı Abdülbaki GölpınarlıTürk kiiltü- rünün yakından tanıdığı bir ismi. İSMET ZEKİ EYUBOĞLU Abdülbaki Gölpınarlı, Islam düşüncesiyle yeni bir yapı kaza- nan, ortaçağ Türk kültürünün ya- kından tanıdığım en ilginç bilgini. Kitaplardan değıl, nesnel olarak içinde yetıştıği, yaşamsal ıçenkle- rını deneysel nitelıkte öğrendiğı bir yanıyla yeni - Platonculukla besle- nen "tasavvuf" akımlanru tüm ay- nntılanyla tanıdığı bu "bilgin-der- viş" düşünürümüz kendine özgü bir araştırma yöntemınm bulucu- sudur. Ona göre "tasavvuf" bir araştırma olduğu gıbi bır yaşama biçimiydı aynca. Tüm çalışmala- nnda benimseyıp uyguladığı yön- tem ılk kaynaklara ınmek, bu sap- tanan kaynaklann bılgısel özellik- lerini karşılaştırmak bıçıminde in- celemek, benzerlikler arasmda gö- rülen aynlıklan kaynak yazannın i- nanç ortamının düşünsel özellikle- riyle değerlendirmektı. Abdülbaki Gölpınarlı'nın Mev- lana'dan çevmlenne yazdığı yo- rumlu açıklamalar. yayımladığı "divan'Mann önsözleri, özellikle Fuzûlî, Şeyh Galib, (Hüs-ü Aşk), Nedim, '"Hafız Divanı" çevınsi- nin önsözü. Ömer Hayyam, tasav- vuf konulannı işleyen Türk "di- van" ozanlanndan yaptığı seçme- len kapsayan çahşmalar onun ne denli verimli, üretken olduğunun nesnel kanıtlandır. Abdülbaki Gölpınarlı'nın üze- rinde önemle durulması gereken çalışmalanndan bıri de Hacı Bek- taş Veli'yle ilgili "Vilayet-nâ- me"dir. Bu çalışma Hacı Bektaş Veli'yi Batıl, "şeriatçı" birkimse gibi göstermek ısteyenlenn ne den- h tutarsız, yüzeysel düşünceli ol- duklannın nesnel kanıhdır. O çalış- mada, bir yandan Iran- Hint mito- lojısine bir yandan da Anadolu-Yu- nan mıtolojısine dayanan gızemcı- lık (tasavvuf) akımının tüm geli- şım çizgisım izlemış, karşılıklı et- kileşimlerini neredeyse tartışılmaz bir kesinlikle vurgulamıştı. Yapıtları klavuz kaynak Bütün çalışmalan belgelere da- yanmış, özellikle yazılı kaynakla- nn eleştirel açıklamalannda oku- yucuyu şaşkmhğa uğratan bır et- kinlık göstermıştır. "Divanedebi- yatT'nın gelışim çızgısini. tran kül- türüyle olan yakrnlığını, bu konu- larda kımı çok ünlü bılim adamla- nmızm tutarsızlıgını, yüzeyselhği- ni sergileyecek nice araştıncıya ön- cülük etmıştı. Bugün 120 dolayın- da Islam mezhebinin, 400 dolayın- da îslam tarikatmın doğuşunu, ya- yılışını, etkilenme kaynaklannı yansıtan kırkın üstünde özgün dı- yebileceğim kapsamlı yapıtım bı- liyorum. Bu alana giren en önemli yapıtlanndan bıri "Yunus Em- re"dir. Bu araştırma, inceleme da- lmda bile kırka yakm çalışma. ken- di türünde, tek kalmıştı. Abdülbaki Gölpınarh'mn Îslam içenkli, gizemsel yapıtlannı değer- lendirmek için önce tran, Anado- lu-Yunan mitolojilerini, "Divan Edebiyatı"nda geçen beş yüzün üstünde "tasavvuf" kavramının kaynaklannı, bu kavramlann sa- natsal kullanım türlerini çok iyi bil- mek gerekır; birtakım "antolo- ji'Merden yararlamlarak sorunun üstesınden gelinemez. Abdülbaki Gölpınarlı'ya göre Îran-Hint-Ana- dolu-Yunan uygarlıklan zaman sü- recinde geçmişten geleceğe doğru birbirini etkilemiştir, değişen yal- nızca birtaknn kavramlardır, içe- rikler değil. Gölpmarirmn bu gö- rüşü doğrudan, ancak sorunlan bir- bınyle ilgisız gibi gösteren, dınsel inançlann çağlann akışı içinde de- ğışik kılıklara girmesidir. Bu dü- şünsel gerçeğin Türk toplumunda- kı yerıni yaşamsal ömekler vererek açıklığa kavuşruran ılk düşünür Abdülbaki Gölpınarlı oldu diyebi- liriz. Nitekim onun "Mevlevi Adâ- bı"yla ilgili çalışması birtakım uy- gulamalann "tasavvuf" alanında ne denli yaşamsal önem taşıdığını göstermektedir. Bu konuyu "Me- lâmilik ve Melâmiler" adlı genç- lık çahşmasmda, başka bir içerik- le işlemiştir. Abdülbaki Gölpmarlı bugün nesnel dünyamızda yok artık, an- cak ürettiği yapıtlar, o konularda çalışacaklar için birer kılavuz kay- nak olma özelliğini koruyacaktır. DVD / VCP Vonilar Romeo and Juliette (Romeo ve Jülyet)'Yön: Buzz Luhrmann Oyn: Leonardo Di Caprio, Claire Danes, John Leguizamo 1996, Renkli, 115 dakikaj'20th Cen- tury Fox-Tiglon. VVilliam Shakespeare'in ölümsüz eserinin günü- müze uyarlanmış milenyum versiyonunda dram, şid- det, aksiyon, aşk, pop müzik, trajedi, komedı var. "Özel Bölümler"de filmi aynca yaratıcı kadronun izlenim- leriyle de seyredebiliyorsunuz. 'Yönetmenin Galeri- si' menüsünde Luhrmann, Romeo ve Juhette'e getır- Aslı SELÇUK diği yeni yonımunun etkilenni, klasık Shakespeare'ı başka bir yaklaşımla ele alış nedenlerini anlatıyor. "Shakespeare'i Saptamak'"ta oyuncu Di Cap- rio'nun deneme\ideo çekmTİermden örnekler\'ar. Ana sahneler, "Benzin tstasyonu, Yüzme Havuzu, T\- balt'ın Olümü"nün oyun-hareket provalannın sahne- leme çalışmalan yer alıyor. "Görüntü Yönetmeninin Galerisi"nde yaratıcı Donald McAlpine'ın çalışma metodu. yaklaşımı ve düşünceleriyle aktanlıyor. "Tasanm Galerisi"nde ya- pım tasanmcısı Catherine Martin'in değerlendirme- leriyle mekân, tabanca, araba, giysi, takı, dövme, rek- lam panosu tasanmlannı görüyoruz. "Söyleşiler" bö- lümünde yaratıcı kadro ve oyuncularla söyleşiler var. "Müzik KliplerTnde Desiree'nin "Kissing You", Kym Mazelle'in "Young Hearts Run Free" parçala- n yer alıyor. "Tanıtım" menüsünde TV anonslan, fragman ve filmin afişlerini görüyoruz. Geniş ekran, Dolby digi- tal ses kayıtlanyla filmi zevkle izleyebilirsiniz. Paso Öğrenci Filmteri Festivali • Kültür Servisi - Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasanm ve Mimarlık Fakültesi Iletişim ve Tasanm Bölümü ile Ankara Ümversitesı İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen '3. Paso Öğrenci Fılmlen Festivali', 1-3 Mart 2003 tarihleri arasmda Ankara Alman Kültür Merkezi'nde düzenlenecek. Festıvalm amacı, üniversite öğrencılerince üretilen ve normal koşullarda sinema seyircilerine ulaşamayan filmleri yanşma ve kategori kısıtlayıcüığından bağımsız bir platformda seyirci ile buluşturmak. Tüm üniversite öğrencilerinin katılımına açık olan festivalin Türkiye'nin birçok bölgesinden ve yurtdışındaki okullardan gönderilen filmler ile yapılan 1. ve 2. festivallerin başansını daha geniş bir programla pekiştirmesi bekleniyor. Aynca öğrenci filrnleri kısa film ve sinema üzerine düşünce ahşverişinin sağlanabilmesi için düzenlenecek olan pek çok söyleşi de festival etkinlikleri arasında. Bütün film türlerine açık olan festivale son başvuru tarihiise 15Ocak2003. ('\ww. art. bilkent. edu. tr/filmfest' ve 'filmfestfbilkent. edu. tr'.) Orhan Pamuk'a Fransa'dan ödül • Kültür Servisi - Orhan Pamuk'un 'Benim Adım Kırmızı' adlı kitabı Fransa'da bu yılın 'en iyi yabancı kitabı' seçildı. Gallimard Yayınevi tarafından yayımlanan ve altmcı baskısı yapılan kitap, Fransızcaya Gilles Authler tarafından 'Mon Nom est Rouge' adıyla çevrilmişti. Romancı Raymond Queneav ve arkadaşlan tarafından îkinci | Dünya Savaşfndan sonra verilmeye başlanan 'Prix Du Meilleur Livre Etranger'yi, 1978 yılında da 'Ölmez Otu' adlı kitabıyla Yaşar Kemal almıştı. MüokaMen müzikale... • Kültür Servisi - Izmir Devlet Opera ve Balesi, sezon içinde sahneledığı 'Müzikalden Müzikale' adlı gösteriyi, bugün saat 21 30'da Çeşme Açıkhava Tiyatrosu'nda, 30 Ağustos cuma günü saat 21.30'da da Datça Açıkhava Tiyatrosu'nda sunacak. Her iki etkinlik de ücretsiz olarak sunulacak. 'Müzikalden Müzikale' adlı gösteride; 20. yüzyıla damgasmı vuran, hemen hepsi klasik ohnuş 22 ayn müzikalden 32 şarkı yer alıyor. Izmir Devlet Opera ve Balesi'nin, opera ve bale başyapıtlannın yanı sıra farklı izleyici kitleleri ile iletişim kurmayı amaçlayan ve Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılanndan Gülce Çelik tarafından projelendirilen müzikal, 8 solist, 13 dansçı ve 11 kişilik küçük bir orkestra eşliğınde sunuluyor. Orkestrasyonu ve müzikal danışmanlığmı Mustafa Erdoğan'ın üstlendiğı müzikalin yönetmenı Murat Akar. 'Müzikalden Müzikale'de, 'Cabaret', 'Jesus Christ Superstar', 'Porgy and Bess', 'Man of La Mancha', 'Les Miserables', 'Can Can', 'New York New York', 'Fıddler on the Roof', 'Ömer Hayyam', 'Hair', 'Cats' ve 'Evita' müzikallerinden şarkılar yer alıyor. Edirne'de sur kazısı • EDİRNE (AA) - Edirne Müze Müdür Vekıli Şahın Yıldınm, Makedonya Kulesı çevresinde sur kalıntılannda yapılan kazıda Bizans dönemine ait mimari mekânlann ortaya çıkanlmaya başlandığını açıkladı. Yıldınm. Edirne Valiliği'nin maddi desteğiyle, kentin eski yerleşim yeri Hadrianopolis antik kentındeki halk arasında 'Saat Kulesi' olarak bilinen Makedonya Kulesi kazısı ve Edirne Surlan çevxe temizleme çalışmasını sürdürdükleııni belirtti. Makedonya Kulesi'nin restorasyonuna 1987 yılında îstanbul Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından başlanmış ve ödenek yokluğu nedeniyle kulenin iç bölümü tamamlanamamıştı. Ödemiş Milli Fuarı açılıyor • Kültür Servisi - 18. Ödemiş Milli Fuan, 3-13 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek. Ödemiş'in kurtuluş günü kutlamasıyla başlayacak fuarda Karikatürcüler Derneği'nin 'Çevre Karikatürleri' sergisi, Ege Üniversitesi Halk Danslan Topluluğu'nun dans gösterileri, Kültür Bakanlığı îzmir Klasık Türk Müziği Korosu konseri, Trockya Blues grubu konseri, Hüseyin Turan, Grup Ege konserleri gibi pek çok etkinlik turnuvada yer alacak. 5 Eylül'de Aykut Oray, Doğan Yağcı ve Özgür Savaşçı'nın katılacağı 'Dilde ve Düşüncede Ödemişlilik' paneli, 13 Eylül 'de saat 21.00'de Cihan Demirci'nin 'Hayat Mizahı Kaç Geçiyor' adlı mizah söyleşisi, imza günü ve Aydın Boysan'ın 'Akşam Sohbetleri' adlı söyleşisi belediye kültür evinde yapılacak. BUGUN • BEKSAV'da 15.00te 'Öykü Anlatımı', 17.00'de 'Şölen', 19.00'da 'Otomatik Portakal' filmlerinin gösterimi. (0 216 349 91 55) • RUMELİHİSARI'nda 21 OO'de Amr Diab konsen. (Biletix: 0 216 454 15 55)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle