Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 AĞUSTOS 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
kulturta cumhuriyet.com.tr 15
Son filmi 'Mumya Firarda' eylülde gösterime girecek olan Nurgül Yeşilçay gücünü ustalardan alıyor
Emin adımlar,doğruseçimlerECEftAKTIAYÂ
'tkinci Bahar'ın varoş
yaşamından kurtulmaya
çalışan, hayalperest Gül-
süm'ü, •Asmaİı Konak'ın
i se inatçı. deli dolu, tutku-
l u Bahar'ı Nurgül Yeşil-
çsy... Oynadığı ilk diziyle
tîim ilgiyi üstünde topla-
mayı başaran genç oyun-
cu, Eskışehir Konservatu-
van Tiyatro Bölümü'nden
geçen yü mezun olmuş. $>
zofrengi dergisinde iki
metni yayımlanan ve aym
zamanda resim yapan sa-
natçı, duyduğu heyecan ve
gelecege dairyaptığı plan-
larla oyunculuğu bambaş-
kabiryerekoyuyor..
Yeşilçay, ilk oyunculuk
dene>imini. "Eğer dene-
yim sayıhrsa, Cem Yılmaz
veMazhar Alanson'unbaş-
rrf oynadığı 'Her Şey Çok
Güzel Olacak'ta hastane-
nin danışmaandaki kaduıı
canlandırmışüm. Kendimi
sinemada ilk gördüğüm o-
dur" diye anlatırken, film-
deki tek konuşmasının ise
«Tolga Bey taburcu okta"
cümlesi olduğunu söylü-
yor. Asıl oyunculuk serü-
veni ise Şener Şen ve Tür-
kan Şoray'ın birlikte rol
alacağı dizinin cast'ına gir-
mesiyle başlıyor.
Dönüm noktasL..
Yapılan elemeleri "Aynı
okula giriş sma\1an gibiy-
di" diye niteleyen Yeşil-
çay
1
uı en büyük desteği ise
Yavuz Türgul ile birlikte
oyunculan seçen Uğur
Yöcel olmuş. Yücel'in
yönlendinneleri ve Yeşil-
çay'ın oyunculuğuna iliş-
kin yaptığı yorumlar genç
oyuncuyu 'fkinciBahar'ın
setine taşıyor. Hayatının
'dönüm noktasT olarak
LJenaryoibenı çok heyecanlandırmalı, gecemi gundüzume kntmam
sağlamalı. O rolü oynamayı, yemeden içmeden kesilecek kadar çok
isîemeHyvn O zaman zevk alıyvrum Bu nedenle Bahar 'm senelerce
sürmesirti de istentiyorum. Heyecan bittiği zaman, dizi de bitmeli'
yorumladığı dizide sergi-
lediği performans, genç
oyuncuya sonrasında *As-
mah Konak'ın kapılannı
aralıyor. "FOmin senaryo-
su ve öyküsü çok güzeldi.
Kadro çok iyiydi. Bir tek
Özcan Deniz'i tanınuyor-
duraOrryargılıolnıakiste-
mediğhniçin dahaÖnceoy-
nadığı dizüeri seyrettim ve
iyiolacağmıdüşündüm. lyi
bir şeylerin çıkacağını bfli-
yordum ama bu kadar ses
getirmesini beklemiyor-
dum."
İlk sinema filmi olan
'Şellale'nin bekleneni ve-
remediğini, "Senaryo, 'Bu
filmin içinde yer almalı-
yım' diye düşündürten bir
senaryoydu. Ama bekkdi-
ğimiz gibi olmadT sözle-
riyle anlatan oyuncu, eylül
ayında gösterime girecek
olan 'MumyaFirarda' için
ise umutlu.
Şimdilerde henüz net-
leşmeyen bir film projesi
olan Yeşilçay'uı en büyük
hayali, 'AynahHastane'de-
ki ABye'yi canlandırmak
ve Haluk Bilginer, Müjde
Ar, Başak Köklükaya, Ze-
ki Demirkubuz ve Yavnz
Turgul ile aynı projede y-
eralmak.
Oyunculuk etiğL.
Birdenbire değil, ağır ve
emin adımlarla, doğru se-
çimlerle oluşturmayı ter-
cüı ediyor oyunculuk kari-
yerini. Bir rolü kabul et-
mesinin koşulu ise oyun-
culuğunu zorlar nitelikte
olması ve heyecan verme-
si. "Senaryobeniçokheye-
canlandırmah ve gecemi
gûndüzüme katmamı sağ-
lamalı. O rolü oynamayı,
yemeden içmeden kesile-
cekkadar çok istemefiyim.
O zaman zevk ahyorum.
Bu nedenle Bahar'ın sene-
lerce sürmesini de istemi-
yorum. Heyecan bittiği za-
man, dizi de bitmeH"
"Öncefikkbuişin'etik'i-
ni kazandırdılar" dediği
usta isımlerle çalışan
oyuncu, "Onlar. bana bu
işin ashnda nasıl olması ge-
rektiğini, bu işe nasıl bakü-
ması gerektiğini,oyuncuhı-
ğun ne kadar ciddi bir şey
olduğunu öğrettüer'' söz-
leriyle vurguluyor çalıştığı
'usta'ların kendisi için
önemini.
4
tkinci Bahar'da
kızıru canlandırdığı Tür-
kan Şoray'ın 'yerini alabt-
lecekkişi' olarak gösterilı-
yor. Daha sınırlannı ve
oyunculukta neler yapabi-
leceğini bilmiyorken yıl-
lardır bu işi yapan ve hâlâ
'Sultan' olarak anılan Şo-
ray'a benzetilmesi, önce
korkutmasına rağmen di-
ğer taraftan da sevindir-
miş. Bunun nedenini ise
tek cümleyle açıklıyor:
"Gefipgeçkideğü!''
Oyunculukta
profesyonel
bahş önemli
* 'Mumya Firarda' aksiyon-komedi tarzında
bir fîlm. Yapuncımız Mutena Açık,
yönetmenimız Erdal Murat Aktaş. Teoman,
Selami Şahin, Tank Pabuçcuoğiu, NurseB tdiz,
Dflek Türker ve daha pek çok önemli
oyuncuyla birlikte oynadık.
* 'Oyuncuhık kesinfikk konservatuvar
meznnu kişiler tarafindan yapıbr' diye katı bir
babş açım yok. Bu işe gönlünü ve emeğini
koyup oyunculuğa profesyonel bakan herkes
oyunculuğu deneyebilir. Oyunculuk hiçbir
zaman tam olarak öğrenilecek bir meslek
olmadığı gibi bu işin içinde olduğumuz
sürece öğreneceklerimiz de hiçbir zaman
bitmeyecektir.
* Televizyonla sinema arasında pek çok
farkhlık olduğu gibi benzer yönler de var
tabii. Ikisinde de oyunculuk performansınızı
sergiliyorsunuz, ancak dizi, seri üretilen bir iş
olduğu için daha hızh düşünmek gerekiyor.
Dizi ile sinema arasındaki farkı sanat ile
zanaat arasındaki farka da benzetebiliriz.
Sanat daha kalıcı, zanaat ise günün
ihtiyaçlanna göre değişen, tüketilebilendir.
Dizi oyunculuğunu sinemaya hazırlık olarak
kendim açısından faydalı buluyorum. Her gûn
sete gidip rolünümü oynamak, o ortamı
koklamak benim oyunculuğuma çok şey
katıyor.
* 'Mumya Firarda'da fdmden önce Mısırlı bir
kızı oynadığım için Arapça dersleri aldım.
Çekimler başlamadan 2 hafta önce Mısır'a
gittik, oradakı yaşamı, insanlann günlük
yaşamlanndaki koşturmacalannı
gözlemledik. tnsanın hem sevdiği işle uğraşıp
hem de pek çok yeni şey öğrenmesi büyük
avantaj.
* Türk sineması özellikle son dönemlerde
önemli bir gelişim içerisinde. Eğer doğru
projeler hayata geçinlirse seyircinin ügisi
devamh ayakta tutulabilirse daha da
üerleyecektir. Neden bizde de yüda 500 füm
çekilfnesin ki?
AÇILIŞ27MART'TA
Akün
Sineması
artıkDT'nin
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ekonomik kriz
sonrası perdelerini seyirciye
kapatan Akün Sineması, Devlet
Tiyatrolan'mn (DT) 9. sahnesi
olarak yeniden açılıyor.
Dev sinema kuruluşlan
karşısmda tutunamayarak,
perdelerini 27 yıl sonra
seyircilere kapatan Akün
Sineması, tiyatro salonu olarak
hizmet vermeye hazırlanıyor.
DT tarafindan Emekli
Sandığı Genel Müdürlüğünden
kiralanan salon, 27 Mart
Dünya Tiyatro Gününde
açılarak, DT'nin
Ankara'daki 9. sahnesi
olarak hizmet vermeye
başlayacak. DT Genel
Müdürü Lemi Bilgin konuya
ilişkin yaptığı açıklamada,
Akün Sineması'nın
kapatıbnası üzerine, Emekli
SandığYna başvurarak
salonu kiraladıklanm
belirtti. Yaptıklan kira
sözleşmesiyle binayı DT
bünyesi içine aldıklannı
söyleyen Bilgin, sinema salonu
olarak inşa edilen binanm,
yapılacak çalışma sonrasmda
tiyatro sahnesine
dönüştürüleceğini kaydetti.
Salonun isminin Akün olarak
kalabileceğini de belirten
Bilgin şöyle
devam etti: "Projeyk ügili
olarak, ODTÜ ve
TMMOB'tan >ardım istedik \e
sinema saktnunun \ apısını
bozmayacak bir proje çizdik.
Şimdi bütçe imkânlan ve
gerekirse sponsor desteğryle
sahneyi 27 Mart Dünya Tiyatro
Günü'ne yetiştirmeye
çahşıyoruz."
Bilgin, bu yıl Yeni Sahne ve
Altındağ Tiyatrosu'nu da
onardıklannı kaydederek, "2
sahnemiz 50 yıl sonra
jeneratöre kavuştu, ne yazık ki
şimdiye kadar yoktu.
Şimdi bir tek Küçük Tryatroda
jenaratör yok"
26 Ağustos'ta açılan Cam Ocağı'nda çalışmalar, ünlü cam sanatçılannın eşliğinde yapılıyor
Sessiz 'cam'laçağdaş foraılar
SELCENAKSEL
Cam, yaşama güzellik taşıyan mal-
zemelerin belki de tarihi en eskilere
dayananlardan biri. Asya'dan Avru-
pa'ya, çağlar ve kültürleri bağlayan el
sanatlanndan biri olagelmiş 'cam sa-
natı'. Geleneksel 'usta - çırak' ilişki-
siyle aktanlan birikim, damıtılarak
uzak zamanlardan beri ülkelerin en
güzel objeleri olarak çıkmış insanla-
nn karşısına. Kültürlerin dünya coğ-
rafyasında iç içe geçmışliğinin doğal
sayılabilecegi çağımızdan çok uzun
zaman önce...
Geçmişten gelen 'hazineler'in, taşı-
dığı incelikli işlenmişlik ve emekle
paha biçilemeyen eserleridir 'cam eş-
yalar'. Gelenekselleşen tüm el sanat-
lan için geçerli olduğu gibi, cam us-
tahğı. kullanım eşyalan üretimiyle
ayakta kalabilmiştir. Mütevazı amaç-
lar için sessizce üreten ustalann yete-
negi çok şey katmıştır bu sanata. Bu-
gün ise, cam sanatına, günümüz sanat-
çılannın ellerinde ka\Tamlarve akım-
lartaşınıyor. Cam, plastik sanatlar için
'malzeme' oluyor ve bu sanat eserle-
rinin yer aldığı uluslararası boyutlara
ulaşan sergiler düzenleniyor.
Çagımızın camdaki yansıması
Camcıhgın da aralannda olduğu el
sanatlan açısından ele aldığımızda, sa-
nat tarihimizde, gelişmişliğin sürekli
kılındığı görülür. Bugün için camcılık
ve benzer sanat dallannda aynı durum
ne yazık ki geçerli değil. Sanatsal ya
da tüketime yönelik ürerim azalı-
yor.Süreç içinde 'gekneksel' tanımının
karşılamayacağı boyutlara uzanan -
geleneksel üretim yöntemlerinden
kopmadan - bu sanat adına yapılan
önemli oluşumlardan biri olan 'Cam
Ocağı'.boşluğun doldurulması yolun-
da umut veriyor. Cam Ocağı'nda eği-
tim çalışmaları 26 Mayıs'ta başladı.
tki haftalık dönemleri kapsayan prog-
ramlar. dünyadan cam sanatçılannın
eğitmenliğinde gerçekleştiriliyor.
Japon cam sanatçısı Hitoshi Hongo,
'Cam Ocağı'nın konuk ettigi sanatçı-
lardanbıri. OnbiryıldırToyomaCam
Sanab Enstitüsü'nde eğirmen olarak
görev yapan Hongo, 'cam sanatryla'
tanışmasının öyküsünü ise şöyle anla-
tıyor: "Aslında bir bilim adamı olmak
istiyordum ve ünhersitede metalurji
mühendisliği okuyordum. Fakat aynı
ESİNTİLER
• Süreç içinde 'geleneksel' tanımının kar-
şılamayacağı boyutlara uzanan - gelenek-
sel üretim yöntemlerinden kopmadan - bu
sanat adına yapılan önemli oluşumlardan
biri olan 'Cam Ocağı', boşluğun doldurul-
ması yolunda umut verivor.
zamandafelsefe, sanatvemüztğe deil-
ghn vardL 20 yaşındaydım, ünhersite
eğitimim sürüyordu. OyazTokyo Cam
Sanab Enstitüsü'nde bir ayiıkbir cam
üflenıe kursuna kaoldım. Mühendis-
likeğitimimi tamamladıktan sonra da
aynı okulda cam sanab üzerine üç yü-
lık eğitim aldım. Bu eğitvrn sırasmda,
cam üfleme, soğuk cam, boncuk yapı-
nu. heykel ^bi farkh cam tekniklerine
yönelik uygulamalar v^pbm".
Sanatçi, 1993 - 1996 yıllan arasın-
da dünyanın en önemli cam okullann-
dan biri olan POchuck'ta eğirmen ola-
rak yaşadığı tecrübenin önemine de-
ğıniyor. Cam sanatıyla ilgilı gelişme-
leri yakından takip ettiğinı belirten
Hongo, Cam Ocağı'nın kurucusu Yıl-
maz Yalçınkaya ile bu okulda tanış-
mış. Çoğu zaman heykel çahşıyor sa-
natçı, cam üfleme teknigini tercih edi-
yor ve camı başka malzemelerle bir-
likte kullanıyor yapıtlannda.
Amerikalı cam sanatçısı Lucartha
Kohler, füzyon (fusing slumping), fı-
rında şekillendirme tekniği kullandı-
ğı uygulamalı çalışmalar gerçekleş-
tirdi Cam Ocağı'nda. 30 yıldır cam
üzerine çalışan Kohler, güzel sanat-
lar ve tasanm eğitimi aldığı Phila-
detphia Moore CoDegeofArt'tan me-
zun olmasının ardından yerleştiği
New Jersey'nin güney bölgesinde,
cam fabrikalannda cam üretim yön-
temleri ve geleneksel uygulamalar-
üzerine çalışarak camla tanışır..
Camuı saydamlığuida Anadohı
Ülkesinde cam sanatının tarihinin
1750'li yıllara dayandığını söylüyor
Kohler. Ülkemize ilk gelişi değil. Ya-
pıtlannda neolitik dönemden antik
çağlara Anadolu kültürlerinden form-
lar yorumlayan sanatçının yapıtlann-
da, insan'a dair çok şey cisimleşıyor
camla. Türkiye'nin cam sanatında adı-
m yeterince duyurmadığını düşünü-
yor. Bronz ve taşla da çalışan sanatçi,
camın saydamlığırun kendisinı çok et-
kilediğini, tasanm ve anlatım dilinde
farklı olanaklar sunduğunu belırtıyor.
Ocak. farklı disiplinlerden sanatçı-
lan konuk ediyor. içinde bulunduğu-
muz eğitim döneminde ders veren sa-
natçılardan ThermanStatom, cam sa-
natında 'mixed media' akımının dün-
yadaki en önemli temsilcüennden.
Rhode Island Tasanm Okulu'nda
1974 yılında eğitimini tamamlayan
Statom, diğer sanatçılar gibi Türk cam
sanatına dair fazla bilgi sahibi değil.
-Sanat yaşamım heykel çahşmala-
rryla başladı. Cam üzerine, uzunca bir
süreüfleme yöntemiyieve kahplaradö-
küm yöntemiyle çalışmış olsam da,
farklı malzemelerle düzenlemeler ger-
çekleştirdigim özgür bir alan olan nü-
xed - media türünde sürdürüyorum
sanatçahşmalarfmı" diyor sanatçi. Ya-
pıtlannın düzenlemelerini ka\Tamsal
çalışmalarla gerçekleştiriyor. Statom,
sanat görüşünü tanımlarken, sosyal
içerik ve kuramsal bir boyuta yakın
bir yerlerde olduğunu vurguluyor.
(0216433 36 90)
ZEYNEP ORAL
Kadınlardan
Oy İstiyopsanız...
Sabah gözümüzü 3 Kasım'da kime oy verece-
ğım diye açıyoruz, akşam gözümüzü 3 Kasım'da
oyumu kime vereceğim, diye kapatıyoruz. Türki-
ye 3 Kasım tarihine ve seçimlere kilitlenmiş durum-
da.
Ama gelin görün ki, medyaya, basına, televiz-
yon kanallanna, bunlann iç politikayayınlanna ba-
kacakolursanız, parti toplantılanna, ikili dörtlü beş-
li toplantılara, karşılama törenlerine, gövde gös-
terilerine bakacak olursanız, sanki Türkiye'nin ya-
nsı bu işin içinde, nüfusun Öteki yansı... öteki ya-
nsı sanki yok!
Oysa Türkiye'deki her politik oluşumdan, her
olumsuzluktan, her yanlıştan, en önce ve en ağır
biçimde etkilenen, nüfusun bu öteki yansı... Tür-
kiye'deki olumlu, ileri adımlardan, en geç ve en az
etkilenenler yine onlar...
Kadınlardan söz ediyorum. Türkiye nüfusunun
yarısını oluşturan, 40 milyon seçmenin yarısını
oluşturan kadınlardan...
Büyük Millet Meclisi'ndeyüzde 4 gibi gülünç, u-
tanç verici bir oranla temsil edilen kadınlardan...
1999 seçıminden önce yüzde ikilerde olduğumu-
zu hatırlatırım...
Birleşmiş Milletler'in 2000 yılında, dünyadaki
177 ülkeyi kapsayan raporunda 97. sıradayız. (As-
lında 97'den de gerideyiz. Çünkü örneğin 40. sı-
rada 4 ülke, 50. sırada beş ülke vb. bulunuyor.) Bu
listede bizim gerimizde Paraguay, Cezayir, Yemen,
Mısır gibi ülkeler ve Palau, Nauru, Tuvalu gibi bel-
ki adını bile duymadığınız ülkeler var... Birleşmiş
Milletler'in bir başka raporundaAvrupa Ekonomik
Komisyonu'na (AEK) üye 51 ülke arasında, 47. sı-
radayız. Arnavutluk, özbekistan, Kazakistan,
Azerbaycan, Malta, Slovenya, Ukrayna'da kadın-
lar, bizim kadınlanmızdan daha iyi temsil ediliyor.
Meclisteki yüzde 4 oranla, sizceTürkiye'detem-
sili demokrasi olduğu söylenebilir mi?
Kadınlann siyasal yaşamda temsil edilmelerinin
demokrasi için bir zorunluluk olduğuna inanan bir-
çok kadın kuruluşu ve sivil toplum örgütü bir ara-
ya gelerek "Kadın Koalisyonu Gihşimi"n\ kurdu.
(Ka-Der Genel Merkez ve şubeleri, Türk Kadınlar
Birliği, Cumhuriyet Kadınlar Derneği, Uçan Sü-
pürge, Mülkiyeliler Birliği, Kadın Dayanışma Vak-
fı vb.)
İlk iş parlamentoya giden yolda güçbirliği için el
ele verdiler. Ardından, Adalet Bakanı Aysel Çeli-
kel'legörüşüp.CezaYasası'ndakieşitsizlikleriçin
kolları sıvadılar.
"Katılımda eşitlik-temsilde ada/ef"in gerçekleş-
mesi için siyasette daha çok kadın olmasına çalı-
şan Kadın Koalisyonu Girişimı "eşit hak-eşit tem-
sil istiyoruz" dedikten sonra taleplerini açık seçik
haykınyor:
• Siyasi partiler, Kadınlann siyasal yaşama ka-
tılmalannı özendirmelidir.
• Siyasi partiler, Kadın adaylan listelerinde se-
çilebilir yerlere koymalıdır. "Çünkü", diyorlar,
"Çünkü biz kadınlar karar aldık."
Ve işte kararlan:
Yönetime eşit katılımımızı engelleyen partilere
OY YOK!
Seçilebilir sıralara kadın aday koymayan parti-
lere OY YOK!
İlk üç sıradan biri kadın olmayan aday listeleri-
ne OY YOK!
Kadınlan sadece seçmen olarak gören partile-
re OY YOK!
TOPLUMUN YARISINI YOK SAYAN PARTİLE-
RE OY YOK!
Bütün bu söylediklerimi (önceki gün-perşembe)
bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurmaya ça-
lıştı Kadın Koalisyonu Girişimi. Ancak renkli şen-
likli medyamızın, "kadın"deninceaklına, diline ve
eline, yalnızca baldır bacak, meme dekolte gelen
medyamızın bu haykınşa, bu kararlılığa ne denli
yer vereceğıni bilemedigimden, iki gün gecikmey-
le de olsa, bu sesi duyurmaya çalışayım dedim!
Bu sesleniş yalnız seçmenlere değil.
Ülkemdeki 23 politik partiye sesleniyoruz: Duy-
dunuz işte. Ayağınızı ona göre denk alın:
Toplumun yansını yok sayan partilere oy yok!
e-posta: Zeynep n zeyneporal.com
Faks:(0212)257 05 57
Yazar Bui Anh Tan'a ödü
• HANOİ (AFP) - Vietnam'h yazar Bui Anh Tan,
'A World Without Women' (Kadınlann Olmadığı
Bir Yaşam) adındaki romam ile 'For The National
Security and Peaceful Life' (Ulusal Güvenlik ve
Banş Dolu Bir Hayat için) adlı ödüle değer
görüldü. Bui Anh Tan piyasaya yeni çıkan
kitabının homoseksüel erkekler ve kadınlar
arasındaki iletişime yeni bir boyut getireceğini
iddia eden yazar daha önce merkezi 'Ho Chi Minh
City' polis gazetesinde muhabir olarak çalışmış.
New York Hlm FestivaH
• LOKDRA (BBQ - 27 Eylül'de başlayacak olan
New York Film Festivali'nde gösterilecek fılmler
açıklandı. Festivalde, Alexander Payne'nin 'About
Schmidt' adh filminin Kuzey Amerika prömiyeri
yapılacak. Jack Nicholson, aynı fıhndeki rolüyle
Oscar'ın güçlü adaylan arasında gösteriliyor.
Dünya prömiyerinde yer alması söz konusu
olmasa da festivalde, bu yılın iddialı ve
uluslararası festivallerde gösterilmiş olan bazı
yapımlannın Amerika prömiyerleri yapılacak.
New York Film Festivali, 13 Ekim'de, Ispanyol
yönetmen Pedro Almodovar'ın 'Talk to Her' adlı
filminin gösterimiyle sona erecek. Aki
Kaurismki'nin 'The Man Without A Past', Marco
Bellocchio'nin 'My Mother's Smile There', Paul
Greengrass'ın 'Bloody Sunday', etkinlikte
izleyıciyle buluşacak olan yapımlardan. Festival
kapsamında 1926 yapımı bir sinema klasiği,
'Faust' özel gösterim kuşağında yer alacak.
BUGUN
• İŞ SANAT'ta 'Yaz ŞenHği' kapsammda ^
12.00,14.15,16.30 ve 19.00 kapsamında
Tarsem'in yönetmenliğini yaptığı 'Hücre'.
(0212 31610 83)
• BEKSAV'da 15 OO'te 'FuD Metal Jacket',
17.00'de 'GeriZekâhlar' ve 19.00'da
'Mutiuluk'. (0216 349 91 55)