10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
»YFA CUMHURİYET 23 AĞUSTOS 2002 CUMA HABERLER DÜNYAftA BUGÜN ALİ SİRMEtf Yazannnz yıllık z-ıinint>ir bölü- nünü kullandığı içr yazıanna ara v*rmiştir. SÜLEYMAff ÇELEBl: emekten yanaolan partinin yanında • Süleyman Çerlebi Benim hiçbir kışisel talebim yoktur. Kummsal bazda teklif alırsak t>unu organlanmızda değerlendirip tekrar nihai karanmızı vereceğiz. İstanbıl Haber Servisi- Türkiye Devrimci Işçi Sendikalan DÎSK Genel Başkara Süleyman Çdebi. DİSK'm laşilere eııdeksli, bağımlı bir politika ızlemediğini, programı emekten yana olan, demokratikleşmenin önünde engellerin kaldınlması için mücadele verecek, emekten yana olan iktidara aday bir partinin desteklenmesi konusımda DlSK Başkanlar Kurulu'nun karannı kamuoyuna ' " ' "^ açıkladığını anımsatarak, u Benim hiçbir kişîsel talebim yoktur, kurunısal bazda teidif alırsak bunu yeni organlanmızda değerlenidirip tekrar nihai karanmızı vereceğK"dedı. Eski Devlet Bakanı KemaJ Derviş'ın solda ittifak çalışmalanna destek veren DlSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, son siyasal gelişmeleri gazetemize değerlendirdi. Amacımız sol Hrtldarı DlSK olarak solun iktidara taşuıması sürecinde, solun birliğinin sağlanması için baştan beri çaba gösterdiğini belirterek şöyle devam etti: "DtSK olarak solun birliğinin sağlanması için bundan sonra da bu çabalannuz devam edecek. Kişilere endekst, bağnnh bir politika izlemiyoruz. Programı emekten yana olan, istihdamı artıracalc, kahcı çözûmler üretecek, yoksulluğu giderecek, yoteuzhaklara karşı mücedele edecek, demokrasi konusunda adımlar atacak, demokratikleşmenin önünde engellerin kakürünası için kararfalık gösterecek, sendikal hak ve özgûrlüklerin önündeki yasaklan kakuracak, emekçikrin sorunhrma gerçekten çözûm üretecek, memuriann geBr adaletsizfiğini giderecek, çiftçinin, köyfûnûn. csnafin sorunlanna çözüm sağlayacak programlan olan iktidara aday bir pırtinin desteklenmesi konusunda geçen hafta karar slarak bunun kamuoyunaaçıkladık. Bu karann muhatabı olan iktidar adayı partitrden kurumsal anlamda bizimle diyalog kuran bunı kendi yapısma özümseteı siyasal partinin hangisi olduğuna karar vereceğiz.'' Mlletvekili adaylığı konusunda bireysel olarak hiçbir istenr ohnadığını ifade ctth ~ . " ' ÖZÜR Gazetemizin dün 4. saıfasında yer alan Ali Sirmenin 'Efenyada Bugün' köşe yazısı teknik bir hata sonucu tekrar yayırrUaamıştır. Okuyuculanmızdan ö:ür dileriz. Eski Ekonomi Bakanı bugün CHP rozeti takacak. Genel merkezde odası hazırlanan Oya Ünlü aday olmayacak DervişCHP'de,gözlereldbindeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP'ye katılma karan alan eski Devlet Bakanı KemalDerviş. dün CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına katıldı. CHP Genel Merkezi'nde "Der- viş Baykal el ele, CHP iktidara" slogan- lanyla karşılanan Den iş, bugün düzen- lenecek törenle de CHP rozeti takacak. Derviş'in arkasından ekibinde yer alan bazı isimlerin de CHP'yekahlması bek- lenirken: danışmanı OyâÜnlü'nün "mfl- letvekili adayhğtnı düşünmediğT bıldı- rildi. Derviş ve Oya Ünlü için CHP Ge- nel Merkezi 4. katında birer oda hazır- landı. Kemal Derviş'CHP Genel Merke- zi'negirişi sırasında alkışlar eşliğinde bir grup CHP'li, "Derviş-BaykaleleleCHP iktidara'' sloganı attı. Bu sırada aralann- da adayadaylannın da bulunduğu çok sa- yıda CHP'li, Derviş'e karanfil vermek için sıraya girdi. Derviş daha sonra MYK üyeleriyle birlikte toplantıya geçti. Der- viş'in, Baykal'ın hemen sağında oturma- sı dikkat çekti. Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardın- dan açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı EşrefErdem, tanışma-sohbet topantısı yaphklarını belirterek "Bir an- lamda aile içinde bir sohbet okra. Hem bir anlamda geçmişi değerlendirdik hem de geleceğe yönelik Saym Derviş değer- lendirme yapn. Bir anlamda MYK'ye kısa, özet bir brifing sundu. Çok mutnı- yuz, Çok memnunuz" dedı. Erdem, Der- viş'le birlikte başka kimlerin partiye ka- tılacağına ilişkin sorular üzerine, "Saym Derviş'in kaühmı yetmez mi" dedi. Ke- mal Derviş, çılaşta "Yeni çahşma arka- daşlannızdan memnun musunuz" soru- suna. "Zaten birbirimizi tanıyorduk Es- ki dostiar da vardı'' yanıtını verdi. Bu arada Baykal'ın seçim kampan- yasıru 7 Eylül'de Antakya ya da Gazi- antep'ten başlatacağı öğrenildi. Bu ara- da CHP Genel Merkezi'nde Derviş ve danışmanı Oya Ünlü için birer oda ha- zırlandı. Derviş'in, 4. katta bulunan tnal Batu'nun odasına, Oya Ünlü'nün de tam karşısında bulunan genel sekreter yardım- cısı Bülent Baratah'ya ait odaya yerle- şeceği öğrenildi. Derviş'in siyasal seçimini kesinleştir- mesinden sonra gözler yakın çevresine çevrüdi. Danışmanı Oya Ünlü'nün mil- letvekili adaylığını düşünmediği, seçim sonrası olası bir CHP iktidan dönemin- de bürokraside görev alabileceği bildi- rildi. Oya Ünlü'nün babası, DSP'li Dev- let Bakanı Fikret Ünlü, CHP'nin yakla- şımına göre karannı kesinleştirecek. Der- viş'e yakmlığı bilinen sivil toplum ku- ruluşlan yöneticilerinin de yetldli ku- rullannın karannı aldıktan sonra CHP'ye kahlması bekleniyor. 61ar CHP'yi işaret etti DSP'den 6 istifa daha ANKARA (CumhuriyetBü- rosu) - DSP 'de parti içi muha- lefet yürüten ve *9'lar" olarak anılan milletvekillerinden 6 sı partiden istifa etti. 6 milletve- kili, DSP'nın merkez soldaki güçbirliğınde yerini almayaca- ğının kesinleştiğini vurgula- yarak "Bu koşuuarda kamu- oyunu daha fazla oyalamaya kimsenin hakkı yoktur. Bizler, merkez solda güçbirfiği için öz- vçriBadmüannherzemindece- sarede aülnıası gerektiğine ina- myoruz" açıklamasını yaptı. ts- tifa edenler adına açıklama yapan Kütahya Milletvekili Emin Karaa, CHP çahsı altın- da güçbirliğıne "evet" dediklerini bildirdi. DSP'de parti içi demokrasinin sağ- lanması ve solda güçbırliği için çe- şitli gırişimlerde dalye dağılunı şöyle: MHP:124, DYP:85, ANAP:74, YTP:63, DSP:59, AKP:55, SP:46, TDP:3, BBP:4, CHP: 1, Bağımsız:22, Boş:14. 6lardan ulusaseslenlş' 6 milletvekilinin istifa ka- rarlannı duyurmak için ha- zırladığı "Uhısa Sesleniş'' baş- lıklı metni Emin Karaa oku- du. *PartiJcidemokrasidenül- ke demokrasisine giden zincir- de her rürtü güçlüğe karşı ka- rarhhkla mücadele edildiği"' vurgulanan metinde şu gö- • DSP'den istifa eden 9'lardan Ali Arabacı, Ahmet Arkan, Uluç Gürkan, Emin Karaa, Sadık Kırbaş ve Ertuğrul Kumcuoğlu'nun CHP'ye katılabileceği belirtildi. dağüma sürecine girmeyecek, merkez soldaki güç birugi da- ha kolay ve saglıklı gerçekle- şebileceku. Buna rağmen mer- kez solda güçbırliği konusun- da ısranmızı sürdürdük. Bu- nu gerçekleştirmek de saym Ecevit'in tarihi sorumlulu- ğuydu. Ancak çabalannuz so- nuç vermedi DSP'nin merkez soldaki güçbirliğüıde yerini almayacağı kesinleşti. Savın Ecevit'in önümüzdeki seçim- lerden sonra doğabilecek olumsuz gelişmelere dikkat çekmesine karşın bu olasıhğın sorunsuz olarak aşılmasını sağlayacak merkez solda güç birliğine kapıyı kapatmanın inandırıcı bir açıklaması yok- tur." Karaa, daha sonra gazeteci- lerin sorulannı bulunan 9'lar bölündü. An" Arabacı. Ahmet Arkan, Uluç Gürkan, Emin Karaa, Sadık Kırbaş v e Ertuğrul Kumcuoğ- hı dün partiden istifa etti. 9lardan Tahir Köse, Bay- ram Fırat Dav^anıkh ve Cengiz Giileç ise DSFde kalmayı yeğ- ledi. 6 milletv ekilinin istifasıy- la DSP'nin sandalye sayısı 59'a indi. Böylece, son seçim- lerden birinci parti olarak çı- kan DSP'nin sandalye sayısı YTP'nin altına düştü. DSP, beşinci parti oldu. Son istifa- lardan sonra parlamentoda san- rüşlere yer verildi: "Partinin var oluş nedenle- riyie çelişen yönetim anla>iş>- nı ve parti programına ters düşen siyasi tercihleri düzelt- meji amaçladık. DSP'vi Ece- vitlerin öncülüğünde, Ece- vit'siz yaşama geçirmeye ve bunun için olağanüstü kurul- ta>ı toplamaya çağırdık. Par- tinin geleceğryle Ugtti bulanık- lann aşdması ancak bu yolla sağlanabiürdL Bu çağnlan- mıza olumlu yanıt alamadık. Önerilerimiz zamamnda an- layış ve kabul görseydi, DSP yanıtlarken,"DSP nüUetveld- li olarak hiçbir partivie, ku- rumla temaslan olmadığuu*'. bundan böyle gelişmeleri de- ğerlendireceklerini söyledi. < "CHP çaüsı alûnda güçbijM ğine 'evet' dfiyor musunoz"" sorusuna "Evet" yanıtını ve- ren Karaa, "Derviş'leideolo- jik sorununuz yok mu" soru- su üzerine de "Biz hep güç birliği aravışımıa sürdürdük. Bizim dışunızda da bu müca- deleyi veren Idşi ve kurumlar var. DSP çaüsı altında müca- dele olanaklanmız tıkandı." ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN SP'nin seçim kampanyasını başlatan Erbakan'dan Tayyip Erdoğan'a sert eleştiri: AKP çohık çocuk; şişirihniş bir balon Erbakan, Tavyip Erdoğan'm "dtş güçlerin planma,ye- ni sömürgecUiğe alet olduğunu" söyledi. ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Kapatılan RP'nin lideri Necmettin Erbakan. SP'nin bay- rağı altında seçim alanına inerek, Recep Tay- yip Erdoğan başta olmak üzere Milli Görüş'ten kopan AKP kadrosuna sert eleştiriler yöneltti. Tayyip Erdoğan'ın "Dış güçlerin planına, yeni sömürgeciKğealetoklugunu'' söyleyen Erbakan, "Çohıkçocukla bu işier oimaz, şişirilmiş baion- lar.Değişimmeğişimboşlaflardır,künse\iakla- tamazsınız" dıye konuştu. Necmettin Erbakan, siyasi yasağına karşın SP amblemi altında, Recai Kutan başta olmak üze- re partili yönetici ve milletvekilleri eşliginde ba- snı toplantısı düzenleyerek aktif siyasette oldu- ğunu gösterdi. Bilkent Otel'de düzenlenen ba- sın toplanüsında SP'lilerin "Mücahit Erbakan. Türkrye\anıvnr. hocasmı arrvor. Milli kahraman, Necmettin Erbakan" sloganlan eşliginde kür- süye gelen Erbakan, beklentilerin tersine bağım- sız adaylığını açıklamadı. Salonda bulunan ta- zı EBf Erbakan babasını izlerken ağladı. Türkiye'nin tarihi bir dönüm noktasından geçtiğini belirterek SP'ye oy isteyen Erbakan, bağımsız adaylığı konusunda gelecek günler- de açıklama yapacağını bildirdi. SP'nin "İkinci Sevr'den korunmak için mil- li şahlamş" yazılı panosunun önünde konuşan Erbakan, basın toplantısında ağırlıklı olarak Milli Görüş'ten kopan kadroyu hedef aldı. Tür- kiye'yi bekleyen büyük tehlikeler nedeniyle 3 Kasım seçiminin Türkiye tarihindeki bütün se- çimlerden daha önemli olduğunu savunan Er- bakan, yalnızca SP'nin Milli Görüş zihniyeti- ni yansıttığını, diğer tüm partilerin "talditçi, müstemlekeliğe ve yeni sömürgecfliğe alet oldu- ğunu" öne sürdü. Avrupa'dakiTürkler oy kullanmakistiyor ANKARA (ANKA) - Türkiye Araşhrmalar Merkezi (TAM) Direktörü Faruk Şen, 3 Kasım tarihinde yapılacak erken genel seçimlerde, Avrupa'da yaşayan 2.1 milyon seçmenin anayasal hak olan seçme hakkını kullanamadığını belirterek yurtdışuıda oy kullanma olanağının yaratılmasını istedi. Faruk Şen yaptığı açıklamada, 3 Kasım 2002 tarihinde yapılacak erken genel seçimde, Türkiye sınırlan dışında yaşayan 2.1 milyon seçmenin bir anayasal hak olan seçme hakkından yine mahrum kaldığını belirtti. 2001 yılı itibanyla Almanya'da 1.3 milyon ve tüm Avrupa genelinde de 2.1 milyon Türk vatandaşının Türkiye'de oy kullanma hakkına sahip olmasına karşın bu anayasal haktan yararlanamadığını vurgulayan Şen, yurtdışı Türklerinin yalnızca gümrüklerde oy kullanma hakkı bulunduğunu anımsattı. Şen. oy kullanamayan vatandaşlann seçmenlerin >üzde 5.2'sini oluşturduğuna dikkat çekti. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Cezaevlerinde bir grup tutuklu ve hü- kümlü ölüm orucunu sürdürüyor. Onlar- dan biri daha Ankara'da yaşamını yitir- di. Melek Birsen Hoşver'in ölümüyle yaşamını yitirenlerin sayısı 95'e ulaştı. Adalet Bakanı Aysel Çelikel, tutuk- lu ve hükümlülere insanca davranılma- sı için bir genelge yayımladı. Bu genel- gede "hastalık sebebiyle muayene ve tedavilerde gereken duyarlık ve titizli- ğin gösterileceği"n\ üzerine basarak vurguladı. Cezaevlerinde, ölüm orucuna bağlı çok çeşitli sorunlar yaşanmaya devam ediyor. Sakatlar, hastalar, yaralılar, hak- ları olan yasalardan yararlanmak için çırpınıyorlar. Hâlâ kendine bakamaz du- rumda olduğu ve bu nedenle tahliye edilmesi gereken birçok insan, sırf hü- kümlü değil de tutuklu olduğu için bı- rakılmıyor. Tipik bir ömek olduğuna inandığım Se- ma Türkdoğan'ın durumunu aktarmak tstiyorum. Kardeşi Semra Eser bir mek- tupla onun durumunu anlatıyor: "Ben şu anda Bakırköy Kadın ve Ço- cuk Cezaevi'nde tutuklu bulunan Se- ma Türkdoğan'ın kızkardeşiyim. Ablam 1996 yılında cezaevine girdi. 2000 yı- lında cezaevlerinde F tipine karşı yapı- lan ölüm orucuna katılanlar içinde ab- lam Sema Türkdoğan da vardı. 19 Ara- Ablası Cezaevinden Çıkamıyor lık 'Hayata Dönüş' operasyonunda sağ kasığından şarapnel parçalarıyla yara- landı. Operasyondan sonra durumu kötüleştiği için Bayrampaşa Cezaevi Hastanesi'ne gönderildi. Ablam 20 ki- loya düşmüştü, görüşe sedyelerle ge- tiriliyordu. Kulaklan duymuyor, gözleri görmüyordu." "Ablam, ölüm orucunun 173'üncü gününde bilinci kapanınca tedavi edil- meye başlandı. Durumu ağır olduğun- dan bebek gibi bezlendiği için hasta- ne personeli de tam anlamıyla ilgilene- mediklerinden, annemi refakatçi ola- rak ablamın yanına aldılar." "Annemle ablamı görmeye gittiğim- de ablamı tanıyamadık. Ablam beni duymuyor, gözleri görmüyor, sankı 100 yaşındabiryaşlı, bir deri bir kemik, et- leri vakumlanmış gibiydi. Üstünü değiş- tirmeye korktuk; üzerindeki kıyafetfen annem makasla kesti. öylece ölüme terk edilmişti, yapayalnız, etrafından habersiz yatıyordu. Ablam tam 3 ay sonra annemi tanımıştı. Annem mutlu- luktan ne yapacağını şaşırmış, ağlaya- rak ablama koşup sanlmıştı." "Adli Tıp ablama, 'Vvernicke Korsa- kof, Nistagmus, depresyon, sağ kulak ışitmiyor, steppaj yürüyüş, sağ kasıkta kitle (şarapnel parçası), kendi bakımını yapamaz' raporu verdi. Ablam evimi- ze gelmişti. Ama acılarımız bitmedi. Ablamın vücudunun yüzde 80'i sakat- tı. Kadınsal işlevlenni yen'ne getireme- yeceği için eşi de onu terk etti." "Doktora götürdük, Istanbul Çapa Tıp Fakültesi'ne. Doktoru ablamın ar- tık gehye dönüşsüz sakatlıklarının kal- dığını söyledi, yıkıldım. Ablam hep ba- kıma muhtaç olacaktı. 6 aylık tedaviye vücudu yanıt vermemişti." Sema Türkdoğan dışarıda iken yar- gılandığı davadan ölüm cezasına mah- kûm edildi. Annesi çok ağır durumda olan kızı için cumhurbaşkanına başvurdu. Adli Tıp onun yüzde seksen sakat oldu- ğu ve affedilmesi yönünde rapor verdi. Sonrasını Semra şöyle anlatıyor: "Bu raporiarEyüp Adliyesi Başsavcılığı ta- rafından Ankara'ya, Cumhurbaşkanlı- ğı 'na iletilmek üzere gönderilecekti. Biz ailece ha bugün ha yann afçıkacak di- ye bekledik. Babam da Düzce'de ya- şıyordu ve ablamı 6 yıldır hiç görme- mişti. Hava değişikliği olur, belkiiyige- lir diye ablamı yanına istedi. Ablam, büyük ablam Hatice ile birlikte baba- mın yanına giderken 10.06.2002 tari- hinde Düzce'de jandarma tarafından yapılan bir kimlik aramasında otobüs- ten indirilerek gözaltına alındı, sonra da tutuklanarak cezaevine konuldu." "Ablamı o sakatlıklarıyla tutuklayabi- leceklerine hiç ihtimal vermemiştim. Ablam cezaevinde yaşayamaz, ölürdü. Elini yüzünü yıkayamazdı, karnı aç mı tok mu bilmiyordu. Üstünün kirlendiği- ni anlamıyordu. Sürekli sinir krizi geçi- riyordu. Ablamın bu haliyle cezaevin- de yaşaması mümkün değildi." "Bir umutla ablamın rahatsızlıklarını göz önünde bulundurarak 399/2. mad- deden yararianabilmesi için dilekçe ver- dikama dilekçe reddedildi. 399/2. mad- de hükümlüler için geçerliymiş, tutuk- luları kapsamıyormuş." Semra, bundan sonra ablasının ceza- sının kesinleşmesi ve hükümlü sayıt- ması için koşturmaya başladı. Burada da işlerters gitti. Yargılananlardan biri- si kaçaktı. Onun bulunması ya da bu- lunamazsa Resmi Gazete yoluyla ona tebligat yapılması gerekiyordu. Karar- lar alındı, Resmi Gazete'yeyazı gönde- rildi. Semra şimdi Resmi Gazete'yi bek- liyordu. llan çıkarsa bu kez de Yargıtay kara- rının kesinleşmesinı bekleyecekti. Sem- ra duygulannı şöyle dile getirdi: "Nere- ye koşuyorsam umut yok. Hükümlü, tutuklu ikisi de insan değil mi? Ablam çokhasta, bunun ölçüsü de devletin Ad- li Tıp kurumlarınca tespit edilmiştir. Bu halde bir insana acımazlar mı? Bu na- sıl bir vicdan anlamadım." "Ablam ölüm orucunu bırakıp yaşa- mı tercih ettiği için arkadaşları tarafın- dan ihanetçiilan edildi. Ablam cezaevin- de adli tutuklularla birlikte kalıyor. Ge- çen hafta ziyaretine gittiğimde onunla aynı koğuşta kalan iki bayan, ablamı kollarında kabine getirdiler ve sabah- lara kadar anne anne diye bebekler gi- bi ağladığını, kimseyle konuşmadığını, durumunun hiç iyi olmadığını söyledi- ler. Biz de biranneyiz, bizim de evladı- mız var diyerek ağladılar." "Ablam o gün 15 dakika bile yanım- da kalamadı. Sürekli uyuyormuş, yemek bile yiyemiyormuş, zorla arada bir süt içiriyorlarmış. Sesimikimse duymuyor. llla ki gidip Meclis'in önünde ablamı bırakın diye kendimi mi yakayım da se- simi duysunlar. Ablam ölürse bunun sorumlusu kim olacak? Neden insan- lara zulüm ediyorlar? Sakat için hü- kümlü, tutuklu ne fark eder? Ben ab- lamı kaybetmek istemiyorum. Ne olur sesime ses verin, yalvarıyorum."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle