12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1O AĞSTOS 20O2 CUMARTESİ + CUMHURİYET SAYFA GOÇ IOIL.CI KONUT Depremin 3. yılında amhtar tesimi (Cumhınyet) - Adapazn'nın Karaman mervkiinle Türkiye Odalar \e Borsalar Birliği'ce (TOBB) yaptınlaa 528 kalıcı konutunanahtar teslim töreninekarılan Devlet Bakanı Mehmet Keçecfle\ 17 Ağustos ve 12 FCasın deprem- lerinden etkilenen bölgeye vlaliye Bakanlıfı'ndan 3 katrilyor 306 tnlyon lira aktanidıpnı belirtti. Marman depremimn3. yıldönünü yaklaşırken, bölgede aalen ban hak sahipleri kalıcı konutlarna taşınamadı. 3 yıldır olduğu gibi bu kez de depremin yıldönümü yaklaşırlen bakardann katıhmıyla kalıcı konut anahtar teslim töreni düzenlenii. Adapazan'nın Karaman mevkiinde yaptınlan 528 kalıcı konutun anahtar teslim törenine Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, Bayındırlık ve Iskân Bakanı Abdülkadir Akcan ve TOBB Başkan vekili FaikYavuzkatıldı Törende konuşan Keçeciler, 17 Ağustos'ta 10, 12Kasım'dada3 kentin etkilendiğini anımsattı. DepremJerde 328 bin 172 konut, 48 bin 513 işyeri olmak üzere toplam 376 bin 685 binanın hasar gördüğünü belirten Keçeciler. Maliye Bakanlığt'ndan 3 katrilyon 306 trilyon lira aktanldığını açıkladı. DEPREM EKİBl Japonlar Türkiye 'yi unutmadı TOKYO(AA)- Marmara depreminde Türkiye'ye yardım elini uzatan uluslann başında gelen Japonlar, felaketin üçüncü yıldönümünde de Türkiye'deki depremzedeleri unutmadı. Aynı felaketle 1995 yılında karşüaşan Kobe belediyesinin görevlileri, deprem bölgelerini ziyaret ederek yeniden yapılanmaya destek amacıyla temaslarda bulunacak. Türkiye'ye gidecek 7 kişilik ekipte, Marmara depremi sırasında uluslararası acil yardım ekibinin birer üyesi olarak kurtarma faaliyetlerine katılan 5 belediye görevlisinin yanı sıra bunlann bağlı bulunduğu sendikanın 2 temsilcisi yer ahyor. Türkiye'yi ziyaret edecek gruptakiler, Kobe belediyesinde düzenJedüderi basın toplantısında, 15 Ağustos'tan itibaren 10 günlüğüne depremde zarar gören yerleri tekrar ziyaret edeceklerini açıkladılar. Ekiptekiler, ziyaretin, yeniden yapılanmanın nasıl gittiğini gözlemleme ve bölgede dost olduklan Türk görevlilerle tekrar Dİr araya gelme amacı aşıdıgını bildirdiler. DÜZELTME 3azetemizin 6 Ağustos >002 tarihinde /ayımlanan "Sağlık Dosyası" adlı yazı üzisine katkıda aulunanlann içinde Prof. Dr. Rana Karabudak'ın smi de yer almıştır. Karabudak yaptığı ıçıklamada. bu yazı lizisinin hazırlanmasuıa •catkıda bulunmadığını ve flzyoterapiyle ilgisınin almadığını belirtmiştir. Düzelrir, özür dilenz. Göç yollannın kilit noktalarından biri olan Türkiye üzerinden, yılda 200 bin kişi kaçak olarak Avrupa Birliği ülkelerine girişyapıyorAvrupa'nın kâbusugöçmenlerDerleyen ÖZLEM YÜZAK Yaşlan 15 ila 25 arasında degişiyor. Çoğu Asya'dan Af- rika'dan geliyorlar. Açlıktan, sefaletten ve savaştan kaçı- yorlar. Tek bir amaçlan var: Avrupa Birliği sınırlanna ulaş- mak. Bu yüzden insan kaçak- çılığı ile uğraşan mafyaya bin- lerce dolar ödemişler. Yollan çetin. Gümrüklerdeki zayıf noktalar, rüşvet yiyen polis memurlan ıse onlar için umu- duntekışıği... Ancak umuda açılan kapı- nın arkasındakiler durumdan hiç de hoşnut değıl. Irkçı eği- limlerin giderek güçlendiği Avrupa, göç sorununa çözüm bulmak için vargücüyle çaba- lıyor. Cöçün yolu kesilmell Bunun için de Avrupa Bır- ligi'nin (AB) göçe açılan yol- lann önünü kesmesi gereldyor. Bu noktada iki ülke ön plana çıkıyor: Romanya ve Türkiye. 15 üyeli Avrupa Birliği ge- nişleme sürecine bu denli yak- laşrruşken göç yollannın özel- likle Doğu Avrupa'da yoğunlaştığına dikkat çeken Le Monde gazetesi konu- yu geniş şekilde irdeledi. Romanya 'nın sınır kontrollerinin da- ha güçlendirilmesı için Avrupa Ko- misyonu'ndan malı destek aldığına dikkat çeken gazete, hükümetin za- man zaman göçle mücadelede yeter- siz kaldığına dikkat çekiyor. Romanya için Avrupa Birliği öyle ya- şamsal bir önem taşıyor ki, birliğin ta- lepleri doğrultusunda zaten 'göçle mü- cadele'ülkeninbirincil öncelikleri ara- sında. Yine de batı Avrupa ülkeleri "üyeliğe almayız" gibisinden tehditle- ri sıralamaktan vazgeçmiyorlar. UMUDA YOLCULUK - Irkçı eğflinılerin giderek yükseidiği Avrupa, özellikle Türkiye ve Romanya üzerinden yoğun göçün yaşanma- smdan endişeJL Göç sorununaçözüm bufanak için var gücüyle çabalayan AB'nin göçeaçılanyoflann önünü kesmesi gerekryor.(REUTERS) Y Romanya'ya ya- sadışı yollardan gir- meye çalışan göç- menlerin ağırlıklı olarak izledikleri yol Ukrayna ve Moldova üzerin- den. Romanya'ya ulaşabilen göçmen- ler buradan AB' ye giriş güzergâhı ola- rak Macaristan'ı seçiyorlar. Üyelik bas- kısı altında ezilen Romanya bu ülke- lerle ortak bir mücadele programı uy- guluyor. Brüksel'den 1998-2001 yıllan arasın- da bu konu ile ilgili yapılan mali yar- aşlan 15-25 arasında değişen çoğu Asya'dan Afrika'dan gelen insanlar, açlıktan, sefaletten ve savaştan kaçıyorlar. Tek bir amaçlan var: Avrupa Birliği sınırlanna ulaşmak. Bu yüzden insan kaçakçılığı ile uğraşan mafyaya binlerce dolar ödüyorlar. dımın tutan ise 27.6 milyon Euro. Göç yollannın kilit noktalarından biri de Türkiye. Her yıl 200 bin kişi- nin Türkiye üzerinden kaçak olarak Avrupa Birliği ülkelerine giriş yaptığı belirtiliyor. Bu konuda Ankara ila AB sıkı işbir- lığı içinde. Uzun süren gö- rüşmelerden sonra 19 Temmuz'da An- kara'da düzenlenen toplantıda yasadışı yollardan göç ile mücadele etmek için ortak bir çalış- ma programının başlatılması kararlaş- tınlmıştı. Bu doğrultuda Brüksel 'in desteğin- de 3 çalışma grubunun 1 Eylül'de fa- aliyete başlaması öngörülüyor. Proje ya- sa dışı göçle mücadelede diğer aday ül- kelere teknik yardımı da içeriyor. GÖÇTE UMUT YOLU ALMANYA LUKSEMBURG POLONYA Göçmenlerin • eski yolu •' ÇEK CUM. SLOVAKYA SLOVENYA MACARİSTAN <; ROMANYA ""^ ..•'\MOLBOVA < \S A BULGARİSTAN MAKEDONYA Yeni sınır bekçileri Genişlemiş bir Avrupa ile Rusya arasında başlayan yeni bir 'Berlin Duvarı', Moskova 'yı kaygılandırıyor "Fasadışı göç ile bıkmadan mücadele etmeMsiniz!" Avrupa Komisyonu'nun sert bir emri andıran bu cümleleri aday ülkelere bir nevi tehdit anJamını da taşıyor. 2004 yıh için öngöriilen birinci dalga genışleme ilk aşamada Türkiye dışındaki 12 aday ülkeden 10'unun üyeliği anlamına geliyor. Romanya ve Bulgaristan ise 2007 yılını beklemek zorunda. Polonya ve Romanya, Brüksel'e B'ye aday Doğu Avrupa ülkelerine ilk bakışta biçilen rol 'sınır bekçiliği'. Avrupa'nın etrafına yeni bir 'Berlin duvannm' çekiliyor olması Rusya'yı hiç de hoşnut etmiyor. davet edilip, ne tür önlemler aldıklan konusunda sıkı bir sorgudan geçirilmişler. Polonya basınına göre ülkede kaçak çaiışan göçmen sayısı bir milyonun üzerinde. Çoğu, eski SSCB ülkelerinden ve Asya'dan geliyorlar. Asya'dan gelenler Moskova ve Kiev yolunu kullanıyor. Polonya, Litvanya ve Beyaz Rusya'nın arasında bulunan özerk Kaliningrad'da yaşayan 1 milyon Rus'a vize uygulanacağını açıklaması Moskova'yı dehşetli öfkelendirmiş. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kızgın açıklamalan ile Avrupa Komisyonu'nun baskısı arasında sıkışan Varşova yönetiminin ise fazla seçeneği yok. Zira Polonya için 2004 'te AB üyeliği yaşamsal önem taşıyor. Bu yüzden halen 5 bin 300 olan sınır güvenlik polisi sayısını 4 yıl içinde 18 bine çıkarma sözünü vermiş bulunuyor. Aynı konu Romanya için de geçerli. JEAN, ALAIN VE İBRAHİM'tN ÖYKÜSÜ Yollarıfarklı, düşleri ortak Doğu'dan Avrupa'ya eski ve çok sıklıkla n kullanılan bir geçiş yolu olan Romanya-Moldovya sınınndaki dflzeröeTneler için Bükreş hükümeti bu yûr 200 milyon Euro harcama yapma sözü vermişti. Sonuçta AB'ye aday Doğu Avrupa ülkelerine ilk bakışta biçilen rol "sınır bekçiliğL" Ve gelecek Avrupa'nın etrafına yeni bir " Berlin duvannın" çekiliyor olması Rusya'yı hiç de hoşnut etmiyor. Üç ortak noktalan var: Genç- likleri. Afrika kökenli olmalan ve Istanbul'a gelmeyi kendileri- nin seçmemiş olmalan. Ulaşmak istedikleri yer Avrupa, ama ge- lip kaldıklan kent îstanbul.... IUdnin adı Jean. 23 yaşında, bir- kaç dil biliyor. Eski adı Zaire olan Kongo Demokratik Cumhu- riyeti vatandaşı. 16 yaşında Laurent-Desiree Kabila'nin ordusuna girip ken- dine ait olmayan bir savaşa ka- tılmayı reddetmiş. O gün bugün oradan oraya dolaşıyor. Tek ama- cı var. Avrupa ülkelerinden biri- ne ulaşabilmek. Gabon, Kenya, sonra Mısır, sonra Ürdün... Ga- bon'da tanışnğı birgenç kıza âşık olmuş, evlenmişler. Ardından Suriye üzerinden Türkiye... Bu arada bir bebekleri olmuş. Sefalet ve kaçak yaşam Dosyası Sığınmacılar Yüksek Komiserliği'nce siyasi mülteci olmaya uygun görülmemiş. Aç- lık, sefalet, sürekli kaçak bir ya- şam iki gencin yollanru ayırmış sonunda. Anne kucağuıda bebe- ği ile bir ay önce tekne ile Yuna- nistan'a geçmeye çalışırken ya- kalanmış. Şimdi Akdeniz kıyısın- da bir küçük Yunan kentinde tel örgü arkasında bekliyor. Orada, bakanlann moojJannı 5 daldkada ikiy» katiadıkian bir ûlke var. Jean ıse daha bir yitik. Günle- rini Galata'da geçinyor. Yannı ko- nusunda en küçük fikri bile yok. Alain de Kongolu. 22 yaşında. Jean'a göre biraz daha şanslı. 6 ay önce uçakla Îstanbul'a gel- miş. Başka Kongolularla birlik- te Tarlabaşı'nda bir dairede ka- lıyor. Bir işadamının kendisine sahte kâğıtlar hazırladığını ve binlerce dolar para ödediğini an- latıyor. Istanbul'a gelmeyi ken- di seçmemiş. Tek derdi mülteci olmak Göç yolunu organize edenler onu buraya yönlendirmiş. Tek derdi mülteci olarak kapağı AB"ye atabilmek. îşlemlerin uzun olduğu, belki iki yıla yakın bek- lemesi gerektiği iletilrniş kendi- sine. O da saat satarak zorunlu bekleyişini sürdürüyor. Ibrahim Faslı. Kabataş'ta bir bankın üzerinde geceliyor. iki kez Yunan polisi tarafından ya- kalanıp sırur dışı edilerek Istan- bul'a gönderilmiş. "Türkiye'yi nedenseçtin" sorusuna verdiği ya- nıt, u Bu çok uzun bir hikâye" oluyor. Sayısız kez Cebelita- nk'tan Ispanya'ya ulaşmaya ça- lışmış. Her girişimi başansız ol- muş. Düşü Fransa'ya ulaşmak ve ailesini de yanına almak... GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHANERİNC Br YasamSerancam... "Iş Güvencesi" diye anıldığı için yanlış yorum- lara neden olan tasannın yasalaşma aşamasını perşembe günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Basın Locası'ndan izledik. Ankara'ya gidiş nedenimiz, tasanya Basın-lş Ya- sası'nın da eklenmesi için çaba harcayan Türkiye GazetecilerSendikası'nınyanındaolduğumuzufi- ilen de ortaya koymaktı. lyi ki gitmişiz. Çünkü birtaşla bırkaç kuşu hava- landırma olanağını da yakaladık. • • • önce tasanya yakıştınlan ve işverenlerin hırslı- lannın da ekmeğine yağ süren adı düzeltelim. "Iş Güvencesi" denildiği için bir kez işe girenin ne yaparsa ya da üretime katılmasa bile ömür bo- yu o işyerinde çalışacağı; kazandığı bu dokunul- mazlık nedeniyle de işverenin bir şey yapamaya- cağı izleniminin doğmasınayol açan yanlışlığı vur- gulayalım. Çünkü yasa, işten çıkarmalan değil, işverenin ca- nı istediği için hiçbir gerekçe göstermeden, gös- terse bile gerçekle bağdaşmayan gerekçelerle iş- çi kıyımı yapmasını engellemeyı amaçlıyor. Bunun için öngördüğü önlem de, işten çıkanlan- lann iş mahkemelenne başvurma hakkını tanıya- rak gerekçelerin yargı tarafından denetlenmesini sağlamak. Işveren, işten çıkarma gerekçesinin gerçeklere uygun olduğunu kanıtlarsa ışsiz kalan işçinin ya- pabileceği bir şey yok. Ama kanıtlayamazsa, işçinin kıdemine göre bir dizi tazminat ödemek zorunda kalacak. Işte bir bar- dak suda kopanlan fırtınanın nedeni de bu. Işverenler "Canım nasıl isterse öyle davranınm. Kimse de kanşamaz. Aksi halde sanayi durur. Iş- yerleri kapanır. Yatmmlar korkudan artmaz. Ülke ekonomisi büsbütün batağa saplanır" diye kazan kaldırıp gözdağı vermeyi, kimi medya yazarlarının da desteği ile sürdürmeye nıyetlendiler ama.. bu kez başaramadılar. Tek yapabildikleri, yasanın yü- rürlük tarihini 15 Mart 2003 gününe erteletmek ol- du. Yani kendilerine istedikleri gibi at oynatabile- cekleri yedi aylık bir ek süre sağlamayı başardılar. Bu konudaki destek de ağırlıklı olarak ANAP ve AKP'den geldi. Oysa söz konusu yasa tasansı üçlü koalisyon tarafından hazırlanmış ve 14 Şubat 2002 günü Meclis'e sunulmuştu. AJtında ANAP Genel Başkanı ile bakanlannın da imzası vardı. DSP henüz aynşmadığı için şu anda YTP'de olan bakanlar da doğal olarak imzalamış- lardı. Yani tasan Meclis'teki dört grubun ortak ira- desini yansıtıyordu. Ama öyle olmadığı tasannın tümü üzerindeki görüşmeler sırasında ortaya çıktı. ANAP grubu sözcüsü tipik bir işveren temsilcisi rolündeydi. İş- verenlerin tasarıya yönelttikleri eleştirileri bir bir sayıp döktükten sonra "Bunlaria ilgili değişiktik önergelerimizi Başkanlık Divanı 'na verdik" deme- yi de unutmadı. Anlaşılan, tasarıyı savunduğu için kimi çevrele- rin yönetttiği baskı nedeniyle istifa etmek zorun- da bırakılan Bakan Yaşar Okuyan'ın gitmesi so- runu çözmemişti. ANAP, belki de bu ödünü verdi- ği için "çantada keklik" durumuna düşmenin ce- remesini çekmek ve çalışanların oylanndan vaz- geçmek gibi bir sonuçla karşı karşıya kalmıştı. Ancak üstlendiği görevi yerine getiremedi. Çün- kü DSP ile MHP, verdikleri sözü sahiplenmekte kararlıydı. Başbakan Ecevit'in aylar sonra tasarı- nın yasalaştığı saate kadar Meclis'te kalması da bu kararlılığın tipik göstergesiydi. • • • Işin ilginç yönlerinden biri de "Avrupa Birliği şampiyonu" iş ve medya çevrelerinin "AB uyum yasalan" kapsamındaki bu yasayı çıkartmamak için her yola başvurmalanydı. Çünkü yasayı zorunlu kılan Uluslararası Çalış- ma örgütü'nün 158 sayılı sözleşmesi 1994 yılın- da imzalanmış, Ulusal Program'la da AB'ye yasa- yı çıkarma sözü verilmişti. Iş kendi çıkarianna dayanınca Avrupa Birliği de bir kenara atılıverdi. El kesesinden develer kurban edilebilirdi ama.. bu yasanın eksikliği nedeniyle Avrupa Birliği'ne girilmese de olurdu... İlk kez başarılı olamadılar. Gazetecilerin de ya- sa kapsamına alınması ise üstüne üstlük ağır bir yenilgi oldu. [email protected]. TEŞEKKÜR Sevgili Eşım Dr. HULÛSJ DOSDOCRUnun ölümünün ardından gerek cenaze törenine katılarak gerekse telgraf ve çetenk göndererek aynca evime gelerek veya telefonla arayarak büyük acımı paylaşan tüm akraba, dost ve sevenlerine şükranlanmı sunanm. Dr. SABİRE DOSDOĞRU KIRKAĞAÇİCRA MÜDÜRLÜĞÜNDEN MENKULÜN AÇIK ARTIRMAİLANI DosyaNo: 2002; 107 Tal. bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cıns, miktar \e kıymetleri yazılı mallar satışa çıkanlmıştır. Binncıarttırma27 082002 günü saat 10.30-10.40'ta Kırkağaç Kamyoncular Kop. Garajı adresine yapıla- cak ve o günü kıymetlerinin % 75'ine istekli bulunma- dığı takdirde 28/08/2002 günü aynı yer ve saatte 2. art- tırma yapılarak en çok fiyat \erene satılacağı ve satış şartnamesinin icradosyasından görülebileceği masra- fi verildiği takdirde şartnamenin bir ömeğınin isteye- ne göndeniebıleceği. fazla bılgı almak isteyenlenn yu- kanda yazılı dosya numarasıyla Icra Müdürlüğü'ne başvurmalan ilan olunur. 29/072002 Muhammen Kıymeti Lira, Krş.: 12.000.000.000 TL. Adedi: 1 Cinsi (Mahiyeti ve önemli nitelikleri): 45 VS 161 plakalı 2000 model Ford. Focus marka 4 kapı Sedan tipli safır mavısı renkli YB-84941 motor No'lu aküsü ve lastikleri nonnal olan H. Otomobil. Basın: 48453
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle