Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-AYFA CUMHURİYET 8 TEMMUZ2002 PAZARTESİ
HABERLER
arışması
• tstsuıbu] Haber Servisi-
JNAP.Îstanbul tl
laşkanlığı Gençlik
follan, Avrupa Birliği'ni
c ve yalın şekilde
aJatacak bir slogan
hJmak amacıyla yanşma
cLzenledi. Yanşmanın
tnıtımı için Bahçeşehir
ŞlaJe Cafe'de basın
tolantısı düzenleyen
^NAPlstanbuJÜ
BLşkanJığı Gençlik Kollan
BLşkanı Dr. Murat Ayna,
aaaçlanrun, gençlerin
öılerinde yeni ufiıkJar
açacak Avrupa Birliği
hackında en iyi sloganı
üiîtmelerini sağlamak
olhığunu belirttı.
Yanşmanın son katılım
taıhı 20 Ağustos olarak
beirlendi.
I^mifyonkîşi
yeşil kart sahffli
• ANKARA (AA) - Sağlık
Bakanı Osman Dunnuş,
DYP Denizli Milletvekili
Mehmet Göziükaya'nın
sorulannı yanıtlarken
Tirkiye genelinde 12
miiyon 21 bin 827 kişinin
yeşil kart sahibi olduğunu
bildirdi. "Yeşil kart
venlmesinde ve
kullanımında bazı
suiıstimaller olabilmekte"
diyen Durmuş, 1 Ocak-31
Aralık2001 tarihleri
arasmda yatarak ve ayakta
tedavi gören toplam 4
miiyon 416 bin 939 yeşil
kart sahibi hastaya 405
triiyon 376 milyar 786
miiyon 552 bin lira sağlık
harcaması yapıldığını da
bildirdi.
Kaplancı
operasyonu
• KAYSERİ
(Cumhuriyet) - Kayseri'de
Hilafet Devleti-Islami
Cemaatler Birliği/Anadolu
Federe îslam Devleti (HD-
tîCB/AFtD) adlı şeriatçı
örgüte üye olduldan
iddiasıyla gözabna alınan
Çetin Kasap, Ekrem Aras,
Orhan Kökoğlu, Mehmet
Karakaya, E.Y. Mustafa
Akyol, Mehmet Aktan,
Neşet Demir ve Ali Öztürk
çıkanldıkJan mahkemece
tutuklandı. Kayseri
Emniyet Müdiirü Bekir
Tannkulu, Almanya'dan
getirdikleri çok sayıda
örgütsel belgeyle birlikte
ele geçirilen sanıklann,
örgütün Kayseri'deki
altyapısını oluşturmaya
çalıştıkJanru belirtti.
Memur eylemi
sona erdi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Bağımsız Kamu
Görevlileri Sendikalan
Konfederasyonu'na
(BASK)üyebirgrup
memurun, kamu
çalışanlannın maaşlanna
yapılması öngörülen yüzde
5 oranındaki zammı
protesto amacıyla yaptığı
oturma eylemi sona erdi.
BASK Genel Başkanı
Resul Akay, Sıhhiye Abdi
Ipekçi Parkı'nda önceki
gün başlatılan oturma ve
geceleme eyleminin
ardtndan, akşam
saatlerinde yaptığı
açıklamada, eyleme katılan
memurlara teşekkür etti.
Eyleme katılanlar, Akay'ın
açıklamasının ardından
dağıldılar.
KPSS tamamlandı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - flk defa memur
atanacaklar için
dûzenlenen Kamu
Personel Seçme Sınavı
(KPSS) sona erdi. Dört
oturumda dûzenlenen
sınavın dün
gerçekleştirilen üçüncü
otunımu 9.30'da. dördüncü
oturumu 14.30'dabaşladı.
Süreleri 3.5'ar saat oİan
sınavlarda adaylara, sabah
ûturumda hukuk, iktisat,
ışletme, maliye ve
muhasebe; öğleden sonraki
oturumda çalışma
ekonomisi ve endûstri
ilişkileri, ekonometri,
ıstaüstik, kamu yönetimi
üe uluslararası ilişkiler
ılarlanndan sorular
yönetildi. Sınav sonuçlan.
>mav tarihinden itibaren 2
yü geçerli olacak.
Seçim ittifakından yana olan SHP 'iç rahatsızlıklar' nedeniyle görüşmelerden geri çekildi
HADEP'le birleşme sonuçsuzBAHAR TANRtSEVTR
ANKARA - HADEP ile SHP arasın-
daki birleşme çalışmalan olumsuz so-
nuçlandı. Kurumsal birleşmeyi değıl, se-
çim ittifakını savunan SHP'deki bazı *iç
rahatsıdıklar" nedeniyle görüşmelerin
tıkandığı öğrenildi. HADEP Genel Baş-
kanı Murat Boziak, bir genelge yayım-
layarak konu hakkında il başkanlaruıı
bilgilendirirken görüşmelerin tıkanması
SHP'nin Kürt kökenli genel sekreter yar-
dımcısı Halfl Paydaş'ın ıstifasına neden
oldu.
AJınan bilgiye göre, SHP Genel Baş-
kanı Murat Karayalçuı, geçen hafta pa-
zartesi günü Erdal Inönü ile görüşrü. Bu
görüşmeden sonra SHP Merkez Yürüt-
me Kurulu (MYK) toplanırken burada Ka-
rayalçın'ın HADEP'e yönelik ta\nnda
• Erdal înönü ile görüşen SHP Genel Başkam
Murat Karayalçın'ın HADEP'e yönelik tavn
değişti. Görüşmelerin tıkanması, SHP'nin Kürt
kökenli genel sekreter yardımcısı ve kurucu üyesi
Halil Paydaş'ın istifasına neden oldu.
bazı değişiklüder olması dikkat çekti.
MYK salı günü de bir araya geldi. Bu-
nun ardından HADEP ve SHP arasında
görüşmeleryapıldı. HADEP Genel Baş-
kanı Bozlak ise 4 Temmuz Perşembe gü-
nü il örgütlerine yönelik olarak yayımla-
dığı genelgede SHP ile bırlik çalışması-
nın olumsuz sonuçlandığını bildirdi.
Bozlak, genelgesinde SHP'nin kuru-
luş sürecıne kahlarak ortak bir partinin
oluşmasını arzuladıklannı ve görüşme-
lere resmen başlayarak belli bir düzeye
geldiklenni kaydetri,
Kuruluştan sonra SHP'den gelen istek
üzerine yeniden başlatılan görüşmelerin
bu kez kurumsal çerçevede yürütüldüğü-
nü vurgulayan Bozlak şu göruşleri dile
getirdi: "Üzerinde hemfıkir oiunan nok-
ta kurucular kuruluna yeniden girerek
merkezi organlarda yer alarak kaühm
yohınun açılmasrydı. Bununla birliktegö-
rüşmderin kesjktiği noktada programave-
terii katkı sunamadığımızdan var olan
eksikKklerin bir dekiarasyonla giderilme-
9 ve kaûhmın diger rüm kesimlere açık
ofanasıkonusundaprensipanlaşmasmava-
rarak son nokîaya doğru çahşmayı getir-
mişoJduk."
Bu konuda 29 Hazıran 2002 tarihinde
PM, il başkanlan ve belediye başkanla-
n ortak toplantısı yapılarak çerçevenin su-
nulduğu ve parti organlannın bu çalışma-
ya onay verdiğini belirten Bozlak, "An-
cak bu kararlar pratikleşmeden 4 Tem-
muz2002 tarihindeyapılan son görüşme-
de resmi olarak bazı iç rahatsızlıklardan
kaynakh kaohmın sona erdiği SHP tara-
findan bizeOetibniştir. Bu nedenleSHP ile
olan birtik çahşmanuzsonaermiştir." de-
dı. "SoJda Bn-Bk" çağrısı yapan Eşber
Yağmurdereli'nin de bu hafta Ankara'ya
gelerek Karayalçın ve Bozlak ile görü-
şeceği öğrenildi.
ERDAL KABATEPE:
Birfırsat
üçkez
kaçmaz
• ışadamlannca kurulan AB-
Türkiye îşbirliği Derneği'nin
başkam Kabatepe, 'TBMM'yi
toplayıp gerekli adımlan
atmazsak bize müzakere tarihi
verilmesini bekleyemeyiz" dedi.
BARIŞ DOSTER
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne
(AB) üye olması, bu yönde de özel-
lilde halkı bilgilendirmesı gerektiğine
inanan bir grup işadamınca kurulan
AB-Türkiye Işbirliğı Derneği (TUR-
KAB), AB konusunda gerekJi adım-
lan atmayan Meclis'i ve hükümeti
eleştirdi. TURKAB Başkam ErdaJ
Kabatepe, "Biz kendi kendimize Av-
rupa standarrJannı yakalayamıyoruz.
Ama bir şekilde AB'ye girersek o stan-
dartlan vakalanz. Dernek olarak
amacunız da AB'ye giremesek büe in-
sammızın Avrupa standarrJannı bil-
mesine ve yakalamasına yarduncı ol-
mak" dedi.
Yöneticilen arasında Selçuk Ma-
nıflu, Talha Çamaş, Güngör Keşçi,
kuruculan arasında Meral Gezğin
Eriş ve Mehmet Dülger gibi ısimlerin
olduğu TURKAB'ın amaçlan hak-
kında bilgi veren Erdal Kabatepe, ön-
celikle yurtiçine dönük çahştıklannı
söyledi. AB üyeliği konusunda refe-
randuma gidilmemesini "eksiklik"
olarak niteleyen Kabatepe, "Üye ol-
duk ama halkuruzı aydınlarmayı ih-
mal ettik. AB'yi destekleyenlerin ço-
ğunluğu bile bu işin avantaj ve riskle-
rini bilmiyor'' dedi. Kabatepe, AB'ye
tam üye olmak isteyen öteki adaylann
Türkiye'ye şüpheyle baktıklannı,
kendi üyelikJerinin de Türkiye yüzün-
den gecikebileceğini düşündülderini
savundu. 11 Eylül saldınlan, Afga-
nistan'daki gelişmeler ve Irak lideri
Saddam Hüseyin sayesinde Türki-
ye'nin AB'ye bir kez daha tam üyelik
firsatı yakaladığını anlatan Kabatepe,
u
Bir firsat üç kez kaçmaz. Bu son fir-
saü da kaçuırsak ne olacağım bilemi-
yorum. Biz TBMM'ji toplayıp, gerek-
li adımlan atmazsak, bize müzakere
tarihi verilmesini bekleyemeyiz'' dedi.
Şahkulu Sultan \akfi'nda yapılan ve bir hafta süren "Anadolu ve AvdınJanma" konuhı ctkinlikkr, dün "Âşık Mahzuni Şerif
Anma Programı"yla sona erdi. Etkinliğe yurttaşlann ilgisi büyük oldu. (Fotoğraf: tPEK YEZDANİ)
Ünlü ozanı anma programında Ilhan Selçuk'a 'Aydınlanma Plaketi' verildi
Mahzuni güzefliğnı doruğundaydı
tstanbul HaberServisi -Şahkulu Sul- lanma" konulu etkin1ıkler. dün
u
Âşık otmasa sizler onuniçin burada toplan-
tan Vakfi Eğitim-Kültür Kulübü tara- Mahzuni Şerif Anma Programı''yla mazdınız zaten" diye konuşru. Mah-
ftndan dûzenlenen "4. GençlikGünle- bitirildi. Programdakonuşan tlhan Sel- zuni Şerif in güzellikJe çirkinliğin iki-
ri"nde Gazetemiz tmtiyaz Sa- çuk, ınsanlığın bir bürün olduğunu ve lemi içinde güzelliğin doruğuna çık-
hibi ve Yayın Kurulu Başkam
tlhan Selçuk'a "Aydınlanma
Plaked" venldı. Selçuk, Tür-
Idye Kurtuluş Savaşı'nda ve ay-
dınlanmanın mayasında en
önemli katkıyı AJevilik ve Bek-
taşiliğın yaptığını belirterek
• Gazetemiz imtiyaz sahibi Selçuk,
Kurtuluş Savaşı'nda ve aydınlanmanın
mayasında en önemli katkıyı Alevi ve
Bektaşilerin yaptığını söyledi.
mış bir insan olduğunu anla-
tan Ilhan Selçuk, şöyle de-
vam etti:
"Saza ve söze verilen emek
bazen öyle bir noktaya gehr ki
kendinden sonra da kuşak ku-
şak kendisini anımsatacak bi-
Bu da sizin için bir onurdur" dedi. bu bütün içinde güzel ınsanlann da çimde insanlann yüreğine işler. İşte
Şahkulu Sultan V'akfı'nda yapılan bulunduğunu belirterek "MahzuniŞe- Mahzuni Şerifdeoyüzdenburadaanı-
ve bir hafta süren "Anadolu ve Aydın- rif de güzdler güzeti bir insandı, öyle hyor."
İHD, tutuklu yakınlanyla görüşmeyen Hikmet Sami Türk'ü eleştirdi
Adalet Bakanı9
na randevu tepldsi
• tHD Genel
Başkam Öndül.
demokrasinin bir
gereği olarak
Bakan Türk'ü
tutuklu
yakınlanyla
görüşmeye
çağırdı.
ANKARA (ANKA) - Adalet
Bakanı Hikmet Sami Türk'ün,
tutuklu yakınlannın randevu ta-
lebine ce\cip vermemesi, Insan
Haklan Derneği'nin tepkisine
neden oldu. Insan Haklan Der-
neği Genel Başkam Hüsnü Ön-
dül, "Demokrasüerde yurttaş-
lar,karşüaştıklansorunlannçö-
zümü için, deviet organlanna
göriişve önerüerinifletmehak-
kına sahiptir" diyerek, Adalet
Bakanı'run tavnnı eleştirdi ve
görüşme çağnsında bulundu.
IHD Genel Merkezi'nde bir
basın toplannsı düzenleyen Hüs-
nü Öndül, tutukJu ailelerinin,
F tipi cezaevlerine karşı başlat-
tıklan imza kampanyası kap-
sammda 100 bini aşkın imza
toplandığını bildirdi. TutukJu
yakınlannın imzalan ulaştır-
mak üzere Adalet Bakanı'ndan
8 Temmuz 2002 tarihi için ran-
devu talep ettığini belirten Ön-
dül. Bakan'ın bu talebe yanıt
vermediğini kaydetti.
Basın toplantısına, "Şarna
Sahverilme Yasası"ndan ser-
best bırakılan ŞadiÖzpolat, çe-
şitli sivil toplum örgütleri, sen-
dika temsilcileri de karılarak
destek verdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcafislar@yahoo.com
Metin Turan'ın gözlerini uzun
aralıklarla birkaç kez bu köşede
dile getirdim. Metin, ölüm oru-
cu görüşmelerini yaptığımızda
güzel yazısıyla konuşulanlan not
ediyordu. 19 Aralık operasyo-
nunu Bayrampaşa'da yaşadı.
Operasyonda kimi yaşamını yi-
tindi, kimi yandı, kimi kolundan,
bacağından oldu. Operasyon
Metin'i de gözlerinden vurdu.
Ameliyat olması gerekiyordu.
Cezaevi koşullarında ameliyat
olması kolay değildi. Arada on-
dan haberleralıyordum. Ameli-
yatlannın başanlı geçtiği söylen-
di. Sonra kör oldu dediler. Bir
yıla yakın zamandır hiç haber
çıkmadı. önceki gün yeni bir
mektubu geldi.
Adli Tıp Kurumu gözlerindeki
görme sorunu nedeniyle tahliye
edilmesi gerektiğini belirten bir
rapor vermiş. Ancak bilinen bü-
rokratik engeller onun da karşı-
sına dikilmiş. Metin Turan'ın mek-
tubunu özetleyerek aktanyorum:
"Geçirdiğim ağır travmanın
ardından, gözlerimdeki retina
tabakasında zedelenme ve sınir
yırtılmaları nedeniyle 2001 yılı
başlannda görme yeteneğimi
kaybettiğimi biliyorsun. Bürok-
natikengeileriaşıp ameliyat ola-
Metin Turan'ın Gözleri
bilmem aylara yayılmış, senın
açtığın pencereler sayesinde
sesimiduyurabilmiş, biranlam-
da zoru başararak -her ikisi de
senin yazılannın ardından ger-
çekleşen- ameliyatlanmı olabil-
miştim."
Metin bundan sonra karşılaş-
tığı güçlükleri de şöyle anlatıyor:
"Güzeldi, hâlâ umut vardı, ya-
pılan müdahaleler belki sonuç
verecek, az da olsa görebile-
cektim. Sol gözümdeki mercek
alınmış, mercekişlevı görebilme-
si için göz içine silikon madde-
sikonulmuş, siniryırtılmalangı-
derilmeye çalışılmıştı. Buna rağ-
men onda birlik bir görûş sağ-
lanırken 'ömrü bir yıl' denilen si-
likon, göz içinde parçacıklara
aynlmaya, dahaaltinctayda baş-
ladı. Gözüm tıbben ölüyor, sinir
yırtılmalan da yeniden nükse-
diyordu. Tüm bunlara, ameliyat
sonrası sağgözdeh mercek ûze-
rindeh' knlmalareklendi veödem
oluşarak sağgözümde kalıcı bir
karaltı meydana geldi."
• • •
"Biryıl içinde ikiağırameliyat
geçirmiş, her seferinde başa
dönmüştüm. Okuyamıyor, ya-
zamıyor, yaşamsal pek çok ıh-
tiyacımı dahi kendim karşılaya-
mıyordum... Bu nedenle
CMUK'nın 399. maddesinden
yararianmakiçin Edime Cumhu-
riyet Başsavcılığı'na başvurdum.
Istanbul Adli Tıp Kurumu'nda
(ATK)yapılan muayenenin ardın-
dan, ATK 1.02.2002 tarihinde
ameliyat edilmem dunjmunda
cezamın üç ay süreyle ertelen-
mesıne karar verdi. ATK. göz
içindeki silikonun parçacıklara
aynldığını, bu durumun ameli-
yat gerektirdiğini belirtiyor ve
ameliyat durumunda cezamın
ertelenmesinı vurguluyordu.
Karar doğrultusunda Istan-
bul Cerrahpaşa Tıp Fakültesin-
de 18.04.2002 tarihinde ameli-
yatım gerçekleştı. Sol gözdeki
silikon temızlenıpgözümeyapay
birmercekyerieştmldi. VüzdeSO
riskpayı olduğu ve ancak göze
uyum sağlarsa sonuç alınacağı
bizzat doktoharca söylenen bu
müdahalenin ardından ATKka-
ran doğnjltusunda tahliye edil-
memgerekirken Edırne Cumhu-
riyet Başsavcılığı kararı ışleme
koymadı. Oysa tutuklu olarak
yargılandığım davada, mahke-
me heyeti ATK karannı dikkate
almış, tutukluluğumu kaldırmış-
tı.
Hükümlü olduğum bir dava
nedeniyle 8 yıldır cezaevinde-
yim. özcesi bir engel yoktu.
Ama başsavcılık böyle düşün-
muyordu. Karara göre hemen
ameliyat sonrası tahliye edil-
mem gerekin\en narkozdan çı-
kıp kendime geldikten sora ye-
niden ketepçelendim ve o hal-
de yeniden cezaevine getiril-
dim.
Nedenı sonra anlaşıldı. Baş-
savcılık, ameliyat sonrası duru-
mumu öğrenmek istiyor, rahat-
sızlığımın ATK tarafından yeni-
den kontrol edilmesini ve kara-
nn gözden geçirilmesini talep
ediyordu. 29 Nisan 2002 tarihin-
de yenidenATK'yegötürütdüm.
ATK, ilki6Haziran, ikincisi22 Ha-
ziran 2002'de olmak üzere iki
karar daha aldı. Alınan son ka-
rarda eskikararyinelendi ve ce-
zamın üç aysüreyle ertelenme-
s/ne bir kez daha karar verildi.
Buna rağmen başsavcılık ceza
ertelememin 'nekahetgerekçe-
siyle' olduğundan hareketleATK
karannı işleme koymayarak 'ge-
rekirse nekahet dönemi ceza-
evi revirinde tamamlanır' kara-
nyla tahliyemigerçekleştirmedi."
•••
"18 Nisan 2002 'de başlayan
üç aylık ceza ertelemesi, tüm
bu bürokratik-anlaşılmaz-engel-
ler nedeniyle tam 2.5 aygecik-
miş durumda. Ben bu sürezar-
fında üç kişilik bir odada, ya-
şamsal ihtiyaçlanmı karşılamak-
tan uzak, beklemekteyim. Ceza
tehiri ve tahliye durumunda, ai-
lemin olanaklanyla bir göz ihti-
sas hastanesinde yeni ameli-
yatlargeçireceğim, kalıcı bir te-
davinin yollannı arayacağım or-
tadayken uzman birheyetin ra-
poru başsavcılık tarafından dik-
kate alınmamıştır. Raporia sabit,
görmüyorum..."
Metin Turan'ın öyküsü kısaca
bu. Cezaevleri Genel Müdürü
Ali Suat Ertosun, sağ otsun bu
türden yazıların ardından mutla-
ka açıklama yolluyor. Şimdi de
muhtemelen "Bağımsız savcı
karan" diyecektir. Ortada bağım-
sız bir savcı kararı var. Ya tıp
kararları ne olacak? Yargı. tıp
kararlarını dınlemeyecek mi!
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Gurur Duymak...
Ulusal futbol takımımızın başarısıyla "gurur du-
yuyoruz".
Çocuklarımızla "gurur duymak istiyoruz".
Bizden birınin başarısı bize "gunjr veriyor".
Amerika'da başarıya ulaşan bir Türk bizi "gurur-
landınyor".
Nedir "gurur duymak'"?
Sevinmek, göğsü kabarmak, yücelmek, değer
kazanmak, varlığını duyurmak, kendini kanıtlamış
olmak, kim olduğunu anlatabilmek.
Ama neden hep "birileriyle gurur duyuyonız"?
Neden hep gurur duyacak "birilerini anyoruz"?
Birilerinin bize kanat olup da yükselmemizi sağ-
lamasını beklemek neyi anlatıyor?
özgüven eksikliğini mi?
Kendimizle gurur duyamayışımızı mı?
Kendimizi geliştirme tembelliğim/zi mi?
Hep başkasından bekleme alışkanlığımızı mı?
"Onlaryapsın, ben sevıneyim" diyen hazırcılığı-
mızı mı?
Yoksa bunlann hepsinden bir parça bulunması mı?
Bu denli yoğun "gururduyma gereksinmesi" he-
pimize bir şey anlatmalı değil mi?
"Benim gurur duymam gerekıyor, ille de gurur
duymalıyım, bunun için de bizden bırileri, bize ya-
kın birileriçıkıp birşeyleryapmalı" beklentisini oluş-
turan nedir?
"Gurur duyma"n\n karşıtı nedir? "Gururu kırıl-
ma", "utanç duyma", "rezilolma" mıdır?
Yetkin, olgunlaşmış kışılık sahibi birey, kendi yap-
tıklarından gurur duyar ya da duymaz.
"Ben şu yaptıklanmla gurur duyabılirim."
"Henüzgurur duyabıleceğim birşeyyapmadım."
"Hoşnut olabilirim ama gurur abartılı."
Yetkin, olgunlaşmış kişilik sahibi bırey, kendi yap-
tıklarını böyle değerlendirebilır.
Kendinden başkasını beğenebilmek, değerlendi-
rebilmek, övebilmek de yetkin olmanın, olgunlaş-
mış olmanın belirtisidir.
Ama sürekli olarak "başkalanyla gurur duymaya
çalışmak" yeterince gelişememiş, yeterince olgun-
laşamamış kişiliğin davranışıdır.
Birisıyle özdeşleşme, ille de onunla birlikte ken-
dini varolmuş hissetme "kimlikarayışı" içinde olan
kişılerin tutumudur
Öyle görünüyor ki, toplumumuzun "yetkin, ol-
gun birey yetiştirememe hastalığı" sürüp gitmek-
tedir. Bu denli yoğun "gurur duyma gereksinimi"
birey olma yetersizliğimizin bir sonucu olmalıdır.
öyle olduğu için de, bize "gurur verecek" başa-
nyı elde edemezsek "rezil olduk" çukuruna düşmek-
teyız.
Bu denli duygusal çalkantı bütün yaşamımızı et-
kilemektedir.
"Gurur duymak" uçuşu ile "rezil olmak" düşüşü
arasındaki yaşam, mutluluk vermekten çok korku
ve kaygı yaratır.
"Ya gurur duyamazsam" ile "ya rezil olursam"
ikılemi içinde yaşamak aslında çok zordur, bu zor-
luğu anlayamamak daha da zordur.
öğrenmemiz gereken, kendimize doğru bakabil-
mektir.
Kendimize doğru, nesnel bakabilmek en büyük
yaşam becerisidir.
"Ben kimim?", "Neyapmak istiyorum?", "Neler
için yaşamak istiyonjm ?", "Yaşamımın aniamı ne?"
Doğru sorular bunlardır.
"Nelen doğru yapıyorum ?", "Neleri yanlış yapı-
yorum ?", "Doğnı veyanlışlanm gerçek doğnjlar ve
yanlışlar mı?" Doğru sorular bunlardır.
Kendimize doğru bakabilmek, başkalarına da
doğru bakabilmenin anahtarı.
Kendimizi anlayabilmek, başkalarını da anlaya-
bılmenin yolu.
Yetkin ve olgun birey olmak için önce kendimizi
tanımamız gerekiyor.
Ailelerimizin, okullanmızın. işyerlerimizin öncelik-
le bılmesi gereken budur.
Yoksa sürekli olarak gururumuzu pompalayacak
kişileri arayıp durarak yaşarız. Bulamadığımız za-
man da kendine değer vermemenin çöküntüsün-
den kurtulamayız.
Sevinırken düşünmeyiz, üzülürken düşünmeyiz,
biz ne zaman düşüneceğiz acaba?
e-mail:erdalatak'' superonline.com
Faks:0212-513 90 98
USİAD: IMF yoksulluk getirir
Ulkeye ulusal
politika gerekli
İstanbulHaber Servi-
si - Ulusal Sanayici ve
îşadamları Derneği
(USIAD), IMF prog-
ramiannın yoksulluktan
başka bir şey getirmedi-
ğinin iyice anlaşıldığuıı
belirterek Türkiye'nin
yeni akıl hocalanna, ya-
bancı dalkavukluğuna
değil, kendisine güve-
nen ve ulusundan güç
alan ulusal politikalara
gereksinim duydugunu
vurguJadı.
USÎADGenel Başka-
nı Kemal Özden, ulusla-
rarası fînans kapitalin ve
çokuluslu şirketlerin,
IMF, Dünya Bankası gi-
bi kuruluşlarla birlikte.
"küresefleşme*' adı alnn-
da ulusal ekonomileri çö-
kerttığine dikkat çekti.
Bu süreçte, ulusal ku-
rumlann, hatta ulus dev-
letlerin yok olmasının
hızlandınlmak istendi-
ğini belirten Özden, "Bu
gküşe karşı, ulusal sana-
vimizi ve ulusal paranu-
n güçlendirmek, ulusaJ
ekonomimianyaralanru
sarmak ve halİan ortak
gönençdüzeyini >ükselt-
me mücadelesL uİusalba-
ğmısıznk ve ulusal ege-
mpnligimizi savunmak-
tan geçer" diye konuşru.
Özden, bu gerçegi biJen
yurtsever işadamlannca
kurulan UStAD'ın üye
çoğunJuğunun KOBİ sa-
hipleri olduğunu anlata-
rak "IMF>e kafa tutan
işadanu örgütü" olarak
bilindikJerine işaret etti.
Özden şöyle devam etti:
^Cumhuriyetimmnik
25vıhnda, bırakmızyeni
rjorçlarla dışa bağuntah-
ğı arttırmayı, Osman-
h'nHidtşborcunu da öde-
dikten sonra dış ticaret
fazlası veren bir bütçe
oluşrurabilmiş, Avru-
pa'ya dahi uçak satan
iabrikalarkurabimiş,ûl-
ke sanavisini neredeyse
smrdan tüm Anadolu 'ya
yayabümiş, voklar ülke-
sinden kendine yetebflen
ve ihracat yapabilen bir
ülkeyi yaratabilmişsek,
yabanakuruluşlannka-
pısında bekletilen değil,
özel da\etierle Milletler
Cemiyeti üyeüğine çağ-
rdan bir iilke olmuşsak,
son olarak Ulusal Futbol
Takunımızm da kanrtla-
dığı gibi biz istersek ya-
rannz. Çare, Cumhuri-
yetimian kurucusu Ata-
türk'ünöndertiğindeuy-
gulanan programdır."