Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÎAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2002 CUMARTESİ
HABERLER
tsmail Cem gitti, Şükrü Sina Gürel geldi. Kıbns'tan Tayyibe Gülek sorumlu oldu
DışpolitikadayenidönemAiNKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-Başbakan Bülcnt Ecevit, tsmail
Cem'in istifasıyla boşalan Dışişle-
r Bakanlığı'na Şükrü Sina Gürel'i
aadı. Uzlaşmacı bir dış politikaya
<hem veren Cem'den farklı olarak
Cürel'in bakanlığında, dış politika-
yı yeni bir ildimin hâkim olması
tekleniyor. tsmail Cem'in kişisel
ilşkilerini ön plana çıkararak ge-
lijtirdiği Yunanistan'la yakınlaşma
ve Ermenistan ile diyalog çabalan-
n n yanı sıra, AB ile ilişkiler ve Kıb-
ns konulannda da Şükrü Sina Gü-
rd' in takınacağı tutum merakla bek-
leniyor.
Başbakan Bülent Ecevit, AB üye-
lit süreci, Kıbns sorunu ve Irak'a
YUNAN BASINI:
Troykanın işi
kolay değîl
MURATtLEM
ATİNA - Türkiye'deki siyasi gelişme-
leri dikkatle izleyen Yunanistan'daki ba-
sın-yayın organlanna göre Cem-Derviş-
Ozkan üçlüsünün önündeki engeller çok
fazla. Gazetelerin "Troyka (Rusça üçtü)"
olarak adlandırdıklan yeni oluşumun li-
derleri tüm engellemelere rağmen erken
seçimde kuracaklan parti ile iktidara ge-
lecek güçteler. Bazı Yunanlı gazeteciler,
üçlünün önündeki en büyük engelin "Si-
\^istikraıwhktançıkarefcleeden*\ev-
reler olarak görüyorlar.
Ancak söz konusu çevrelerin tüm dün-
ya ülkelerinde var olduğuna dikkat çeken
komşu basını, "Troyka"nın gücünün bu
aşamada devreye gireceğini, bu çerçe-
vede ABD ve Avrupa ülkelerinin de des-
tekleri ile yeni oluşumun başanlı olaca-
ğını ifade ediyorlar. Aynı kaynaklara gö-
re Ecevit çiftinın inadı, iktidar ve muha-
lefet partilerinin yeni oiuşumunun gü-
cünü şimdiden görerek karalama kampan-
yalanna girişmeleri, Derviş karşıtı eko-
nomik çevrelerin oynamak istedikleri
mali oyunlar, erken seçime kadarolan sü-
reçte gündemde olacak konular.
Diğer taraftan Kostas Simitis hüküme-
ti Türkiye'de aylardır süren ekonomik ve
siyasi istikrarsızhğı izlemekJe yetindi.
Yunanistan dışişleri ve hükümet sözcü-
leri yaptıklan açıklamalarda istifalarla
başlayan sürecin "Türkiye'nin kendiiçiş-
leri" olduğunu. bu konuda yorum yap-
manın yanîış olacağını vurguladılar.
• Başbakan Bülent Ecevit, AB üyelik süreci, Kıbns
sorunu ve Irak'a müdahale gibi yakın zamanda
önemli eşiklerden geçecek Türk dış politikasını Şükrü
Sina Gürel'e emanet etti. AB'yi sık sık eleştiren
Gürel'in yürüttüğü Kıbns'tan sorumlu Devlet
Bakanlığı görevine de Tayyibe Gülek getirildi.
müdahale gibi yakın zamanda önem-
li eşiklerden geçecek Türk dış po-
litikasını Şükrü Sina Gürel'e ema-
net etti. Hüsamettin Özkanın isti-
fasının ardından Başbakan Yardım-
cıhğı'na Şükrü Sina Gürel'i ataya-
rak yeni sağ kolunu belirleyen Ece-
vit, Ismail Cem'in istifası üzerine bu
önemli görevi de Gürel'e verdi.
Gürel'in yürüttüğü Kıbns'tan so-
rumlu Devlet Bakanlığı görevine de
Tayyibe Gülek getirildi.
Yeni Dışişleri Bakanı Şükrü Sina
Gürel, diplomasi çevrelerinde Is-
mail Cem'in aksine farklı görüşle-
riyle tanınıyor. Türkiye'nin üyelik
sürecınde AB'nin öne sürdüğü çe-
şıtlı koşullar, AB'nin Kıbns politi-
kası ve gümrük birliğinin Türkiye
aleyhine işlemesi gibi nedenlerle
AB'yi sık sık eleştiren Gürel, Yu-
nanistan ile diyalog süreci ve Kıb-
ns'ta çözüm gibi konularda da da-
ha sert bir pozisyon takuııyor.
Yeni dönemde, Dışişleri Bakanı Is-
mail Cem'in Yunan meslektaşı Yor-
go Papandreu ile birlikte kişisel ça-
balanyla ileriye taşıdıkları Türk-
Yunan yakınlaşmasının geleceği de
belırsizliğe gınyor.
Cem'in bakanlıktan istifa etmesiy-
le Ermenistan ile diyalog çabalan ve
Türk-Azeri-Ermeni bakanlann üç-
lü görüşme inisiyatifi de yeni bir
başlangıcı gerektiriyor.
Ismail Cem ile Türkiye'nin üstlen-
meye başladığı, hem Avrupa Bir-
liği hem de Islam ülkelerince benim-
senen medeniyetler diyaloğu gibi
yeni uluslararası rollere Şükrü Sina
Gürel'in nasıl katkıda bulunacağı
ise merakla bekleniyor.
Cem Meclis 'te alkışlarla karşılandı
Dışişleri Bakanhğı'ndan istifa eden tsmail Cem, bakanhk bürokrat ve
çakşanlanyla vedalaşarak görevinden aynldı. Dışişleri BakanhğVnda
geleneksel olan devir-teslim töreni ise Cem ik yeni bakan Şükrü Sina
Gürel arasmdald gergimik nedeniyle gerçekleşemedi. Cem, dün yoğun
bir traflk jürüttü. Basın toplanûsı ve Dışişleri Bakanhgı'ndaki
yemeğin ardından Cem, daha sonra Oran Sitesi'ne giderek
Hüsamettin Ozkan'la görüştü. Cem, daha sonra da MecKs'e geldi. 20
dolaymda milktveküi tarafindan alkışlarla karşüanan Cem,
miBefvekiUeriyte tek tek el sıkışjp öpüştü. Cem'in, partinin amblem ve
adının kaünmcı bir anlayışla belnienmesi için herkesi katkıda
bulunmaya çağırdığı biklirildi. Cem, Derviş'in kabinede kalmasıyla
ilgili olarak da, "Mecbur kaktı. Bir arkadaşumzm orada ohnası
olumlu. 3'lü yapıda bir degişiktik yok" dedi. Toplantıda riizük ve
program çahşmalan için komisyon oluştunıldu. Bu komisyonda
Istemihan Talay, Recep ÖnaL Metin Bostancıoğlu, AB Ihkso\ ve Metin
Şahin yer anyor. Partinin kuruluşunun temmu/ ayının son haftasmda
gerçekleşmesi bekleniyor. Toplantrya DSP'den aynlmayan Zeki Eker
ile Edip Özgenç de kabku. Eker, istifa etmeyeceğini söyledL (AA)
Le Figaro gazetesi, piyasalann çalkantılardan etkilenmemesinin ilginç olduğunu vurguladı
Amerika'nın Truva atı DervişERGİNYILDIZOĞLU
Uluslararası basın Türkiye'de-
ki krizi izlemeye devam ediyor.
Dikkatler dün Dışişleri Bakanı
tsmail Cem ve Ekonomi Baka-
nı Kemal Derviş'in ıstifalan ve
Derviş'in ısrifasını geri alması
üzerinde yoğunlaştı. Bazı ga-
zeteler, siyasi krizin ABD'nin
bölgedeki planlannı tehlikeye
sokacağını belirtirken, Kana-
da'da yayımlanan National Post
da ekonomik ve siyasi kaosun
Islamcı hareketlere yeni ola-
naklar sağlayacağını savundu.
Fransa'nın muhafazakâr gaze-
tesi Le Figaro ise bir yorumun-
da Kemal Derviş için "ABD'nin
Truva an" ifadesinı kullandı.
The Guardian, "Ecevit, par-
tiyi terkedenlere geri dönmele-
ri için yalvardı" başhklı yoru-
munda, Cem ve Dervış'le ilgi-
li gelişmelere yer verdikten son-
ra, Başbakan Ecevit'in ilk kez
"bir erken seçim olasıhğından"
söz ettiğini \urguladi.
TheTimes, Ismail Cem'in ıs-
tifasının "hükümetin kalbine
çakdnıış bir kazüV olduğunu
yazdı. Andrevv FînkeJ imzalı yo-
rumda, hükümetin Meclis ço-
ğunluğunu kaybetmek üzere ol-
duğunu ileri sürüldü. Finkel'e
göre MHP'nin erken seçim ta-
rihi olarak kasımı önermesinın
arkasında Almanya seçünleri-
ni, Türkiye'nin birliğe girmesi-
ne karşı olan muhafazakâr ittı-
fakın kazanacağına ilişkın bek-
lentivar. "HastaAnkara" baş-
hklı başyazısında, Türkiye'nin
karşı karşıya olduğu. IMF prog-
ramı, olası bir Irak operasyo-
nu, Kıbns pazarlıklan gibi so-
runlara işaret eden Financial Ti-
mes, "güçlü bir hükümete Tür-
kiye'nin hiç bu kadar gereksini-
mi obnanuşn" diye yazdı.
Wall Street Journal'daki Hugh
Pope imzası taşıyan "Dışjşleri
Bakanı istifa etti, ekonominin
şefiUdönüşü yaptT başlıklı ya-
zıda Türkıye'deki krizin ABD
yönetimini kaygılandırmaya
başladığı vurgulandı. Financi-
al Times'a göre, olası bir Irak
istilasında "saldın plarformu
olarak kuDanılacak" Türkiye de
ekonomik çöküş, uluslararası
piyasalan sarsar.
Le Figaro da, Ankara hükü-
metinin "usturanın ağzında"
bulunduğunu vurguladı. Türkı-
ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ LYNN CASSEL: PROGRAMIN UYGULANMASI SÜRMELl
Türldye'nin geleceği Avrupa'da yaüyor
WASHINGTON(AA)-ABD, Tür-
kiye'nin me\
r
cut siyasi sıkıntüan aşa-
ıak AB yolunda ekonomik ve siya-
si reform gündemini sürdürmesine
lam destek verdi. ABD Dışişleri Ba-
kanlığı Sözcüsü Lynn Cassel, gaze-
tecilere açıklamasında, "Türkiye,
ekonomikreform programı yolunda
kahnayı sürdürüyor ve biz Türki-
ye'nin, programm uygulamasmı sür-
diirmesini bekfivoruz" dedi.
Cassel, "Türkler, özeffikle AB'ye
tam üyeBk ideahni de içerecek şekfl-
deekonomikve siyasireform günde-
nınde kararh. Biz de bu reformlarm
tamamlanmasıyla Türkinsanmm re-
£ak, demokrasivedahagüveni bir or-
tama ulaşma ideaBni kurvetfe des-
tekBvDnız" diye konuştu.
Lynn Cassel, Türkiye'de seçimle-
limne zaman yapılacağına ilişkin tar-
aşaîalara ABD'nin kanşacak bir po-
nsyonda bulunmadığını ve bunun,
Tûikiye'nin iç meselesi olduğunu da
viıguladı. Cassel, "BizABüyeside-
Wolfowitz geliyor
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - ABD kaynaklan, Savunma
Bakan Yardımcısı Paul VVolfo-
witz'in temaslarda bulunmak üze-
re gelecek hafta başında Anka-
ra'ya geleceğini bildirdi. Edini-
len bilgilere göre Wolfowitz, ya-
nn Istanbul'a gelerek Türkiye
Ekonomik ve Sosyal Etütler Vak-
fı'nın (TESEV) düzenleyeceği
bir toplantıya katılacak ve aynı
gün Afganistan'a geçecek.
ABD Savunma Bakanı Yar-
dımcısı, Kâbil'deki incelemele-
rinin ardından da 15 Temmuz Pa-
zartesi gecesi Ankara'ya gele-
cek ve salı günü temaslanna baş-
layacak.
Wolfowitz'in daha önce plan-
lanan Türkiye ziyareti, ABD Sa-
vunma Bakanı Donald Rums-
feld'in yurtdışı temaslanyla ay-
nı döneme rastlaması gerekçe-
siyle iptal edibnişti.
Wolfowitz'in, Ankara temasla-
nnda, ziyareti öncesinde Türki-
ye 'deki siyasi gelişmeler hakkın-
da telefonla görüştüğü Devlet
Bakanı Kemal Derviş ile de bir
araya gelmesi bekleniyor.
ğjliz. Ancak uzun zamandır inamyo-
ruzkiTürkrve'nin geleceğiA\Tupa'da
yatıyor. Türkiye OeAB'nin \apıcı iKş-
Idkr içinde olması hem ABD hem
AB hem de Türkiye'nin stratejik çı-
kannadn-" diye konuştu.
Bu arada, Fransız haber ajansı AFP,
bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkili-
sine dayanarak verdiği haberinde,
adını açıklamadığı bir Amerikalı yet-
kilinin, Ismail Cem'in Dışişleri Ba-
kanlığı'ndan istifasuıı da içeren Türk
siyasetindeki son gelişmelerin sürp-
riz olmadığını söyledi. AFP'nin ha-
berine göre yetkili, "Bu gerçekten
radikalbirgeBşmedegU'1
dedi. Ay-
nı yetkili, "Seçhnlere doğnı flertiyıor
görünüyorlar. Şu sırada yapüması
gereken de bu gibi görünüyor" dedi.
'Krlz Türklerl zorlamar
Amerikalı yetkili, Washington'ın,
siyasi krizlerin Türk toplumunu zor-
layacağına inanmadığını. ancak mev-
cut durumun, ekonomik sıkıntılann
aşılmasına yardım etmediğini de kay-
detti. Haberde yetkili, "Siyasi krizin,
tophımsal bir krize dönüşmeyeceği-
negüvenimiztanT dedi ve Ankara'da-
ki Amerikan diplomatlannın da, Türk
meslektaşlanna aynı göriişü ifade et-
tiğini söyledi.
ye'dekı piyasalann çalkantılara
aldırmamasının ilginç olduğu-
nu vurgulayan Le Figaro "da yer
alan "ABD'nin TruvaAn" baş-
lıklı bir başka yazıda Kemal
Derviş ile ABD. Dünya Ban-
kası. IMF ve uluslararası mali
piyasalar arasındab ilişkılere
etraflıca değinıldi.
Amerikan gazetelerinden
Christian Science Monitor'de
yer alan "Türldye sendelerken
önünde Avrupa Birtiği ve Irak
saldınsı engelleri \ar" başlıklı
yazıda Cem ve Deniş'in istifa-
İanna yer verildi, siyasi krizin
ABD'nin bölgedeki planlannı et-
kileyebileceğinıyazdı. Kana-
da 'da ya>nmlanan National Post,
"Türkiyenedenönemfi" başlık-
lı bir yorumunda, Mustafa Ke-
mal'in başanlanna değindikten
sonra, Müslüman \t laik bir ül-
ke olan Türkiye'de meydana ge-
lebilecek ekonomik ve siyasi bir
krizin Islamcı hareketlere yeni
olanaklar sağlayacağını savun-
du. Italyan II Sole 24 Ore, Ece-
vit'in, eşi RahşanHanım'ın des-
teğiyle direnmeye de\
r
am etriği-
ni yazdı. Sol görüşlü La Re-
pubblica gazetesi de, Ecevit'in
en önemli adamlan tarafindan
terk edildığini belirtti ve olası bir
seçimde islamcılann kazanma-
sının kesin olduğunu öne sürdü.
Japonya 'daki 10 mih/on tiraj-
lı Yomiuri Shimbun gazetesi,
Ecevit'in, "erken seçimegitmek-
ten başka çaresinin kalnıadığı'"
yorumunu yaptı. Rusya'nın ön-
de gelen gazetelerinden Izves-
tiya da "Hükümetiçiisyan'' baş-
lıklı habennde, "tslamcüar"
olarak adlandırdığı kesimin ye-
niden kendisini göstermeye baş-
ladığını sa\-undu.
CUMARTESt
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Macbeth
Shakespeare'ın ölümsüz yapıtından Orson Wel-
les'in çektiği unutulmaz siyah- beyazı birkaç gün önce
birTV kanalında izlemek beni bir kez daha iktidar ve tırt-
ku sorunlan üzerinde düşündürdü... Sonra bütun bir
gün Istanbul'un, tragedyadaki cadılann kazanından yük-
selen buharlan aratmayacak cehennem sıcağında, Mac-
beth'i kaçıncı kez yeniden okudum...
• • •
Tragedyanın konusunun geçtiği Iskoçya krallığı, tiran-
lığın egemen olduğu herhangi bir ülkenin değişmez mo-
delidir. Orada "gülüşlerde hançerter gizlidir". "Acıma-
nın kalmadığı bu ülke", oyun kahramanlanndan Ros-
se'ün IV. perde III. sahnedekı sözleriyle "Kendini tanı-
maktan adeta korkuyor. Ona anamız değil, ancak me-
zanmızdenir. Orada herşeyden habersiz olanlardan baş-
ka gülümseyenyok; orada ahlar, iniltiler, göğüyırtan ağ-
layışlarsürvp gidiyor, duyanyok, farkedilmiyorbile. Bü-
yük üzüntüler günlük kaygılar olmuş; ölüm çanı çalar-
ken kime diye soran pek olmuyor, iyi ınsanlann ömrü
başlanndaki çiçeklerden öncegeçıyor, çıçeklersolma-
dan onlar ölüyor".
• • •
Tutku nasıl birduygudur? Iktıdartutkusunaeşlikeden
başka ne gibi duygular vardır ya da olmahdır? II. perde-
nin IV. sahnesınde yıne Rosse'ün sözlenyle, tutkunun,
kendi can kaynağını yok edecek kadar gözü dönebilir
mi? Bu sorulara bir yanrt, kocasını cinayete kışkırtan Lady
Macbeth'in I. perde V. sahnede ona yonelttıği eleştiri-
lerdedir: "Yükselmek istiyorsun, içinde tutku yok değil;
ama onunla birtikte bulunması gereken kötülük eksik.
Gönlünün çektiğiyüksekliğe günah iştemeden enşmek
istiyorsun; sahtekârlıkyapmak ıstemiyorsun, ama hak-
kın olmayan yere de sahıp olmak istiyorsun." öldürü-
len kral Duncan'ın oğullanndan Malcolm'ün IV. perde-
nin III. sahnesinde bir hükümdara yaraşan nitelikier ola-
rak sıraladıklan ise bunların tam tersidir: "Adalet, doğ-
ruluk, ölçülülük, denge, cömertlik, kararlılık, acıma, al-
çakgönüllülük, bağlılık, sabır, cesaret..."
• • •
Savaştaki yiğrtliğinden ötürü kendisini beylikle ödül-
lendıren yaşlı ve bilge kral Duncan'ı öldürerek onun tah-
tına oturan Macbeth, işlediğı cinayetin vicdan azabın-
dan kurtulamamaktadır. Akıl sağlığı da bozulmuştur, ha-
yaletler görmektedır. Shakespeare, mecazlı dıliyle ona
şöyle söyletir: "...bu işlerin hesabım bu dünyada ver-
meye başlıyoruz; kanlı dersler öğretiyoruz, sonra bun-
lar, dönüp öğretenin başına bela kesiliyor; tannsalada-
let, içine zehir koyduğumuz kadehı kendi dudaklanmı-
za sunuyor..." (I. perde, sahne VII). Vicdan azabı, ko-
casını cinayete kışkırtan Lady Macbeth'i de kemırme-
ye başlamıştır. Hatta daha güçlü biçımde. GeceJen uy-
kusundadolaşmakta; elindekı kan lekesıni, "uğursuzle-
ke"y\, umutsuzca çıkarmaya çalışmaktadır...
• • •
Shakespeare "tannsal adalet"ten söz ediyor. Hugo
"Sefiller"de, Napoleon'un zafer üstüne zafer kazandı-
ğını anlattığı sayfalarda, bir gücün bu gidişe dur diye-
ceğinden söz eder. Bu guç. insan ıradelennin üstünde
gizemli bir erk mi, yoksa doğanın, yaşamın mantığında
olan bir yasa mıdır? Macbeth'te bu sorunun yanrtı ola-
bilecek gözlemler, düşunceler de buluyoruz... Shakes-
peare bunlardan kimilerinı Macbeth'in kendisine söyle-
tiyor: "Bundan önce de kan dökülmüştür; eskizaman-
larda yasalann ülkeleri bir düzene koymasından önce.
Evet, hatta ondan sonra da anlaşılmazkorkunçlukta ci-
nayetler işlenmiştir. Ama onlar öyle zamanlarmış ki,
beyni dağıldı mı adam ölür, iş bitermiş. Oysa şimdi ka-
falannda can bırakmayan yirmı yarayla yine kalkıyorlar,
bizi iskemlemizden itiyoriar. Bu durum bu türlü bir ci-
nayetten daha da garip..." (III. perde. IV. sahne). Ya da
IV perde II. sahnede, Iskoçya soylusu, bilge Rosse'ün
söyledikleri: "En kötü olunca işler, ya durulurya da es-
ki durumlanna döneher..."
• • •
Tiran kan içinde ılerlerken artık o kadar açılmıştır ki,
dönmek onun için öbür yana ulaşmak kadar güçtür...
llen yürümesi gerekmektedır... (III. perde, IV. sahne).
Onun bu gidişi, büyücüler kraliçesi Hekate'yi bile ürküt-
müştür... Hekate, III. perdenin V. sahnesindeki tiradın-
da, Macbeth'le "ölüm dirim işlerine, gizli ve kanşık iş-
lerin alışverişıne" giren cadılannı azarlarken şöyle der:
"Ayın ucunda bir buhar damlası hazır bekliyor, yere
düşmeden onuyakalayacağım; bu damla, sıhirliyollar-
la süzülürse, öyle olmadık ruhlarortaya çıkaracak ki, bun-
lann gücü onun (Macbeth'in) başını belaya sürükleye-
cek. Yazgıya aldırmayacak, ölümü aşağı görecek; aklı,
ölümü aşan umutlara kapılacak; oysa siz hepiniz bilir-
siniz; kendine fazla güven ölümlü olanlann baş düşma-
nıdır..."
• • •
"Kötülüğün çokkez alkışlandığı, iyiliğin bazen çılgın-
lıksayıldığıaşağılık" dünyamız.yineShakespeare'ingör-
kemli yapıtındaki mecazlı anlatımla. "tıpkı cücebirhır-
sızın devden çalıp gıydiği giysiler gibi unvanı kendisi-
ne bolgelen" Macbeth'lerie, Macbeth'cikierle dolu... Oy-
sa insanın dünyadan beklediği, Macbeth'in kurbanla-
rından Banquo'nun sözleriyle "vicdanı özgür" bir ya-
şamdan ya da tragedyanın bir başka kahramanının söz-
leriyle "sofrada yemek", "gecede uyku"dan başka ne
olabilir... Yazgısının son sayfalannda yanında birkaç
uşak, birkaç küçük rütbeli görevliden başka kimse kal-
mayan Macbeth'in yüksek sesle düşündükleri ibret ve-
ricidir: "Yaşayacağım kadaryaşadım; ömrüm güze eriş-
ti; kurumuş, sararmış yapraklann yoluna düştü. Yaşlı-
lık çağıyla birlikte gelecek onur, sevgi, saygı, yığmlar-
ca dost gibi şeyler ummamalıyım. Onların yerine açık-
tan değilse de, içten sövgüler, lafta kalan övgûler, za-
vallıyüreğin istemediği, ama istemediğini göstermeye
de cesaret edemediği övgüler..." (V. perde, III. sahne).
• • •
Şu günlerde herkesin, özellikle de siyasetçilerimizin
Macbeth'i ilk kez ya da bir kez daha okumalarını öne-
ririm...
• Yazıdaki tüm alıntılar Orhan Burian 'ın Cumhuriyet
Dünya Klasikleri dizisinde yayımlanan Macbeth çeviri-
sindendir.
Ekonomik pakete devam isteği
ABD Hazinesi
yakın takipte
WASfflNGTON(AA)
- ABD Hazine Bakanlı-
ğı, Türkiye'deki ekono-
mik gelişmeleri çok ya-
kından izlediğini bildir-
di.
ABD Hazine Bakan-
lığı'nın adı açıklanma-
yan bir sözcüsü, gazete-
cilere yaptığı açıklama-
da, "Türkiye'deki eko-
nomik durumu çok \a-
kından izlivoruz. Türk
hükümetinL ekonomik
reform paketini uygula-
maya devam erme konu-
sunda cesaretiendiriyo-
ruzveTürkiye'nin debu
yönde hareket ermesini
bekByoruz" dedi. Aynı
yetkili, şu ana kadar Tür-
kiye'nin gerçekleştirdi-
ği reformlann, ekono-
mik büyümenin unsurla-
nnı güçlendirdiğini de
söyledi.