Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5AYM CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2002 CUMARTESİ
2 OLAYLARVE GORUŞLER olay.gorusfa cumhuriyet.com.tr
AÇI
MT3TTAZ SOYSAL
Kural ve Çizgi
POLİTİKANIN temel kurallarından biri son
günlerde bir kezdar»a doğrulanmış oldu. Ku-
ral şu: Kim bir kişiyi bir yere getirmekte en et-
kili clmuşsa, oradan uzakJaştırmakta da en et-
kili olan odur.
Cem, şimdi Dokuzlar'ın yapmak istedikle-
rıne benzerbiçirnde partiyi ve Meclis'te-
ki çalışmasını sağlıklı yapıya kavuşturmak
amacı güden bir girişimi önlemekte oynadığı
rol karşılığında ödüllendirilmişti. Girişimin önü-
nü kesmek ıçın Özkan'ın düşündüğü manev-
rayı grup toplantısıncia uzun bir konuşmayla
gerçekleştirmiş, ödiil olarak, birkaç ay son-
ra, beklemediği bir anda hiç beklemediği bir
bakanlığın başına getirilmişti. Bugünlerde Öz-
kan, bilınen nedenlerle isyan başlatırken o
"Gelmiyorum " diyet>ilir miydi? Kimilerine gö-
re, demeyi denemiş, ama bir-iki günlüktered-
dütlü, dahadoğrusu hesaplı bekleyişten son-
ra, politikanın o kuralı na boyun eğmek zorun-
da kalmıştır.
Derviş, Atlantik ötelerinden Dünya Banka-
sı, IMF ve VVashington kanşımı etkilerle, Os-
manlı tarihınde bıle görülmedik yolla hüküme-
te sokulmuş, sonuçta pek başanlı olmasa da
ısmarlama bir modeli uygulamakta başrolü oy-
namıştı. Şimdi, Özkan'ın sürükleyişine kapı-
lıp hükümetten ayrılrnak istedi de ayrılabildi
mi? Istifa mektubunun yürürlüğe konmayışı
veCumhurbaşkanı'nın ricası üzerine yerinde
durmak zorunda kalrnış görünüyor. Ama, bel-
li ki, yerinde kalışında, Atlantik ötelerinden, "Ple-
ase, oturunuz oturduğunuzyerde; model da-
ha önemli" diyenler, dolaylı yoldan da olsa et-
kili olmuşlardır.
Çünkü, getirilişinde "en etkili olanlar" on-
lardı; özkan değıl.
imdi, böylesine karmakarışık bir isyandan
'"sol" ya da "sosyal demokrat" bir "olu-
şum"un doğacağını söylemek, büyük yanlış-
lık olur.
Olayı tetikleyen çevrelere bakarsanız, ora-
larda, TÜSİAD ya da İKV gibi çevrelerde, bu
kavramlara yakın sayılabilecek kişıler ya da
düşünceler var mı?
Olayın içindeki kişiler, DSP'de "sol kanat"
diye bilinebilecek kişiler mi?
Olayın gerekçesi olarak gösterilen etkenler,
yani Avrupa Birliği'nin istedikleri. azınlık ya-
ratmaya dönük olarak anadilde öğretim ko-
şulu ve IMF etiketli istikrar programına des-
tek gibi yönleriyle, sol istekler sayabılir mi?
kargaşada kabahati yalnız ısyancılara
klemek elbet yanlıştır.
Başbakan, uzun süre ANAP çizgisine ya-
kın kalmak yerine, partinin adındaki sol kav-
ramına sadık kalıp bunu sağlıklı bir ulusalcı-
lıkla birleştirerek doğru bir çızgi tutturabilsey-
di, hem bütün bunlar olmaz, hem de Avrupa
Birliği ile daha gerçekçi, dolayısıyla daha ya-
pıcı bir tartışma zemini yaratılabilirdi.
Nonnandiya Çıkarması ve Çanakkale...
Oktay SONMEZ Denizci Y<B,
1
939-1945 yıllaniçin-
de süren 2. Dünya Sa-
vaşı'nda kırk bir mil-
yon insan öldü. 1939
Eylülü'nde Pölonya'yı
işgal ederek savaşı başlatan Hit-
ler durdurulamasaydı bugün ya-
şadığımız bambaşka bir dünya
olacak, bir o kadar daha insan
yok olup gidecekti.
Tüm Alman ulusunu bir işa-
reti ile peşine takabilmiş bu ak-
lından kesinlikle zoru olan, ta-
rih sahnelerinin en unutulma-
yacak "kötû adamı"nı insanlı-
ğın hem de çok yakın geleceği
adına ne pahasına olursa olsun
durdurmak gerekiyordu. Savaş
denilen korkunç olayın en te-
mel gereksinimi petroldü ve Hit-
ler önce petrole ulaşmak isti-
yordu. Yoksa ünlü panzer birlik-
lerinin Rusya'da, Kuzey Afri-
ka'da ne işi vardı. Aynntılan bu-
ralara sığmaz önemli askeri ope-
rasyonlarla, müttefikler 1942
Kasımı'nda Kuzey Afrika (Ope-
ration Torch), 1943 Temmu-
zu'nda Sicilya (Operation
Husky), 1944 Ocak sonlannda
Bah Italya'da Anzio'ya asker çı-
kardılar.
Böylece Hitler'in Güney Av-
rupa cephesinin bir oranda müt-
tefiklerce denetim altına alın-
masına karşın yine de özellikle
Kuzey Fransa dahil, tüm Orta ve
Doğu Avrupa ülkeleri, iyi eği-
tibniş ve donatılmış Alman or-
dularının işgali altındaki büyük
kentler, gestaponun acımasız
baskısı altındaydı. Polonya'da-
ki gettolarda, toplama kampla-
nnda yüz binlerce insan akıl al-
maz şekillerde yok ediliyordu.
Kötü adamı durdurmanın mut-
laka bir yolu olmalıydı.
Iki yıl boyunca Ingiltere Ada-
sı'nın bütün güney kıyılan as-
keri eğitim ve manevralar için ya-
sak bölge ilan edilmişti. Bazı
kentler boşaltılmış, aşın güven-
lik ve gizlilik içinde on binler-
ce Amerikalı, Ingiliz ve Kana-
dalı asker kara, deniz ve hava-
da her türlü şartlar için savaşa ha-
zırlanıyordu. Lojistik. taktik ba-
kımından da bu hazırlıklar çok
yönlü, çok yoğun ve geniş kap-
samlıydı.
ar
6 Haziran 1944 sabahı saat
01.3O'da düşman hatlannın ge-
rilerine indirilen paraşütçü bir-
liklerinin ardından şafakta on
binlerce genç asker Cherbo-
uıg/Le Havre arasında yer yer R>-
intedeHocgibi dimdik yalıyar-
lann da bulunduğu sığ kumsal-
lara çıktılar. llk dalga olarak bin-
lercesi çıkarma teknelerinden
kıyıya doğru bir adım bile ata-
madan. silahını bir kez bile kul-
lanamadan Alman koruganla-
nndan açılan ateş altında hemen
oracıkta ölmek için.
Kötü adam, bütün o kıyılar
boyunca yerin altında köstebek
yuvası gibi yaşam yerleri, karar-
gâhlan; yerin üstünde ağır top-
larla donatılmış, çok özel teknik-
lerle inşa edilmiş betonarme ko-
ruganlann sıralandığı ve "At-
lantik Duvan" admı verdiği bir
savunma hattı yaptırmıştı. Ona
ve generallerine göre kim gelir-
se gelsin bu hattı aşamayacak-
n. Gelenlere koruganlardan ölüm
yagacak, denizden yapılacak
topçu ateşi ya da hava bombar-
dımanlan bu duvan delemeye-
cekti.
Bfiyûk çıkarma...
Tarihin bu en büyük askeri
operasyonuna 6000'den fazla
çeşitli özelliklerde gemi, bin-
lerce uçak, havadan indirtne bir-
likleri ve planörler katıldı. Ha-
rekât, göriilmemiş çapta bir de-
niz ve hava desteğinde yapılıyor-
du.
Çıkarmanın ilk bir saati için-
de binlerce genç hayat. o kum-
sallarda yok oldu. Ama aynntı-
lan buralara sığmasına imkân
olmayan o büyük operasyon yi-
ne de hedefıne ulaştı. Atlantik
Duvan aşıldı. Kuzey Fransa müt-
tefiklerin eline geçti. Hitler için
bu, sonun başlangıcı oldu.
Bunlar olup biterken ben on
bir yaşlannda, küçük bir me-
mur olan babamın tayinleri coğ-
rafyasında Karadeniz'in küçük
kasabalannda okul bahçelerin-
de top koşturuyordum. Anıla-
nmda en çok yer eden şey, sür-
mekte olan savaşın neresinden
gelip neresine gittiğini bileme-
diğimiz tek tük Alman uçakla-
rını Karadeniz üzerinde göriin-
ce, oyunu bırakıp çok yüksek-
lerden homurtularla geçerek göz-
den kaybolduklannı izlediğimiz
günler olmuştur.
11 Haziran 2002'de, yanı ge-
çen ay, Normandiya sahillerin-
deydim. Şimdilerde artık trafik
yol işaretlerinde o büyük operas-
yondakı kod adı ile yerleşmiş
Omaha Beach kumsalında yü-
rüyordum.
Bir mil kadar batıda Norman-
diya çıkarmasının belki de topog-
rafyası bakrmından en zorlu bö-
lümü Pbint de Hoc, denizden en
çok yüz metre içerde dimdik bir
duvar gibi yükseliyor. Hâlâ sağ-
lam kalabilmiş Alman ağır top-
Ian ya da makinelileri ile dona-
tılmış koruganlann birının üstün-
den çe\Teye bakıyordum.
58 yıl geçtıği halde uçaklar-
dan yağan bombalann açhğı, te-
pesi aşağıya dönük kocaman ko-
niler biçimindeki derin çukurlar,
öyle olduğu gibi duruyordu.
Ama bahar vardı: îlkbahar. Tüm
Normandiya'yı işgal etmış fakat
bomba çukurlukjarını doldura-
mamış, ancak. o cehennemden
kalma dev çukurlan ilkbahann
koyu kadife yeşiline bürünmüş-
tü. Manş Denizi'nin sulan çekiİ-
miş, altı saat sonra o ıslak bırak-
tığı kumlara doğru yeniden yük-
seleceği med zamanını bekli-
yordu.
Yağmur yüklü kara bulutlan,
serince bir rüzgâr güneybatıya
doğru sürüklüyor, o kirli yeşil de-
nizi öfkeyle karmakanşık ediyor-
du. Derken günün geri kalan bö-
lümünde savaşla ilgili Bayeux
Müzesi'ni görmekten başka bir
şey yapmamıza imkân vermeyen
iri taneli gür bir yağmur başla-
dı ve bütün gece sürdü. Ayru ge-
ce Paris'e dönerken bütün işta-
hıyla yağan yağmurun hızına
zoryetışen ön camdaki silecek-
lerin arkasında ve yol boyunca
Çanakale'yi, o büyük destanı,
oradaki kanş kanş gezdiğim si-
perleri. koruganları, askerine
"Size ölmevi emrediyorum" di-
yerek düşmanın üstüne varan o
mucize adamı düşünüyordum.
Normandiya kıyılanna on bin-
lerce hayatın yok olması paha-
sına çıkılmış, Avrupa'nın hari-
tası korunmuştu. Bizim kuşak
doğmadan, bundan seksen yedi
yıl önce de dünyanın en olma-
dık yerlerinden topladıklan, Tür-
kiye'nin adını bile bilmeyen
Avustralyalı, Yeni Zelandalı ço-
cuklarla bir başkalan, Çanakka-
le'yi zorluyorlardı. Boğazlan
ele geçirerek Karadeniz'e çık-
mak, Rus Çan 'nı dize getirmek,
sonuçta ünlü "ŞarkMeselesi''ni
kendi çıkarlanna göre çözmek-
ti hesaplan.
Normandiya kumsallanna çı-
kılmış Atlantik Duvan aşılmış-
tı. Ama Çanakkale'de bu olma-
mıştı. Çünkü Conk Bayın'nda,
SeddüJbahir'de. Anburnu'nda,
bugünlerine bakıp dertlendiği-
miz, umutsuzluklanmızın gide-
rek derinleştiği bu yurdun, bu gi-
zemli toprağın, bu ölümsüz ,4na-
dolu'nun ınsanlan vardı. Uğur-
suz hayaletler gibi denizi kap-
lamış düşman gemilerinin dur-
mak bilmeyen ateşi altında sa-
vaşmasını da ölmesini de bil-
miş, karaya çıkanlara adun at-
tırmamışlardı.
Gelıbolu Yanmadası boyunca
Atlantik Duvan örülmemişti
ama: orada, o tepelerde, o ya-
maçlarda şimdi bile her kazma-
yı vuruşta kemikleri gün ışığı-
na çıkan 250.000 vatan evladı-
nın eri, kanı. kemiği ve yüreğin-
den oluşan dağlar gibi bir siper
vardı. Aşılamayacaktı. Aşıla-
madı.
Bunlan, daha sonraki mucize-
yi, o Kurtuluş Savaşı'nı yapan-
lar, o gencecik subaylar, o Me-
metler, o onbaşılar "biz" değil
miydik.
Seksen iki yıl önce o ilk Mec-
lis'i açanlar. düşmanın "geldik-
krigibigitmesi''nden sonra Lo-
zan'da yenenlerin gururu ile ba-
şı dik, onurlu o çetin görüşme-
leri yaşayanlar, bu cumhuriyeti
kurup devrimleri yapanlar, savaş
sonrasının yorgunluğu ve yok-
sulluğu içinde kimselere avuç
açmadan Osmanh'dan kalma
borçlan bile ödeyenler "biz" de-
ğil miydik? Bugün düşrüğümüz
duruma bakınca bu soru bütün
öfkesiyle gezinip duruyor dü-
şüncelerimde...
Tarih bilinci ve yüreği olan
her Türk yurttaşmın aynı duy-
gu ve düşüncede olduğunu bi-
liyorum.
e katılın,
puan toplayınp puanlannızı
para gibi harcaytn!
jAkbank "Ailem" üyeleri topladıklan puanlarla para ödemeden
Jyatırım fonu alırlar, ücretsiz sigorta yaptırırlar, Axess Chip Para
kazanırlar. Siz de en yakın Akbank şubesine bir an önce gelin,
Akbank "Ailem
li
e katılın.
j\kbank "Ailem••
Akbank "Ailem" 444 25 25
AKBANK
www.ailem.akbank.com.tr
Atatürk'ün
Bütün Eserleri...
Şule PERİNÇEK
Genel Yönetmeni
Kurtuluş Savaşı ve
Cumhuriyet Dev-
rımimizin büyük
önderi Mareşal Gazi Mus-
tafa KemalAtatürk'ün yaz-
dığı, söylediği. imzaladığı
bütün belgelerin bir araya
getirildiği Atatürk'ün Bü-
tün Eserleri'nin 8. ciJdiçık-
tı.
Tarih sırasıyla ve yorum-
suz olarak yayımlanan bel-
gelere. geniş ve titiz bir bel-
gelik (arşiv) taramasıyla
ulaşılmaktadır. Çekmece-
lerde. sandık odalarında,
sahaflarda kaybolup gide-
cek çok özel \ e değerli bel-
geler. fotoğraf \e kitaplar
toplaruyor. Metinler ulaşı-
labilen ilk kaynaklanndan
yeniden çevrihyor. Yayım-
lanmış metinlerle karşılaş-
tınlıyor, yanlış okuma. tah-
rifat. eksik ya> ımlama gi-
bi hatalar gideriliyor.
8.cilt23Nisan-7'8Tem-
muz 1920 tarihleri arasın-
daki belgeleri kapsıyor. Bu
cıltte Milli Mücadele'nin
kazanılmastndan sonra ku-
rulacak Yeni Türkhe'nin
ilk oluşumlan: kurumlar ve
iç 'dış siyasetin belirlendiği
ilk kararlar, kanunlar. be-
yannameler. Meclis \e giz-
li oturum tutanaklan yer
alıyor.
Büyük MilletMeclisi, 23
Nısan 1920 saat 13.45'te
Meclis Başkanlığı yapan
en yaşlı üye Sinop Mebu-
su Şerif Bej'ın, Mustafa
Kemal'in kaleme akfağı ko-
nuşması ile açılıyor. Mec-
lis'in ikinci gününde Mus-
tafa Kemal. Mütareke'den
Meclis'in açılışına kadar
siyasal olaylan değerlen-
dirdiği tarihsel birkonuşma
yapıyor ve Meclis"e hükü-
met örgütlenmesı hakkında
bir önerge sunuyor.
Bu öneri. Halkçılık Iz-
lencesı'nin (programının)
ilk biçimidir. Büyük Millet
Atatürk'ün Bütün Eserleri
Meclisi'nin ilk hükümeti 6
Mayıs'ta ilk kararlannı al-
maya başlıyor. Istanbul'la
haberleşmenin yasaklan-
ması. Istanbul Hüküme-
ti'nce 16 Mart"tan itibaren
yapılmış ve yapılacak ant-
laşmalann. sözleşmelerin
feshedilmiş sayılması! Bü-
yük Millet Meclisi'nde ilk
bildirge Islam âlemine çağ-
n. 9 Mayıs 1920'de kabul
ediliyor ve joırtdışında ve
yurtiçinde yayımlanması-
na karar veriliyor. Istanbul
Hükümeti'nin önemli kad-
rolan milli harekete katılı-
yor. Eski Harbiye Nazın
F^zi(Çakmak) I^şa da An-
kara"ya geliyor... Artık bir
iç ve dış savaş başlamıştır.
Ankara'yı isyanlarla. İngi-
liz, Fransız. îtalyan, Yunan
ordulanvla kuşatmaya baş-
lıyorlar.
"Düşman ne kadar vah-
şet pe\da ederse yok oluşu
da o kadar sürat ve katryet-
le vuku bulacakür
1
" dıyen
Mustafa Kemal. "Hemmü-
dafaa xehem taarruziçinsi-
lahımı/ vardır. Ondan son-
ra muhtaç olduğumuz si-
küılan da düşmanlann clin-
den alacağız" sözlerivle ba-
ğımsızlığa inancını belirt-
miştir.
Mustafa Kemal. 26 Nisan
1920'de Lenin"e bir mektup
gönderiyor. Bu mektup ay-
nı zamanda Türkiye Büviik
Millet Meclisi'nin Mosko-
va Sovyet Hükümeti'ne bi-
nnci öneri yazısı (teklifha-
mesi). Iki ülke arasında ku-
rulacak sağlam dostluğun
ilk adımlan atılıyor.
"Bolşevik Rus>ası, Sov-
yet Cumhuriyefi ve onlann
vasrtalan, kaj naklan \ar \e
bizün düşmanımı/ın düş-
manıdır."
Heyetı lcraiye (Bakanlar
Kurulu) kararlan toplu hal-
de, Atatürk'ün Bütün Eser-
leri'nin 8. cildinde.
PENCERE
;ştratejik Çıkan'lar
Örtüşüyor mu?..
Bir erken seçimin hamurunu yoğuracak güç
odaklarını gelışigüzel nasıl sıralamalı:
ABD..
AB..
Büyük sermaye..
Medya...
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü açıklamasını
dün gece yaptı:
"BizAB üyesi değilız, ancak uzun zamandır ina-
nıyoruz ki Türkiye 'nin geleceği Avrupa 'da yatıyor.
Türkiye'nin AB ile yapıcı ilişkiler içinde olması,
hem ABD, hem AB hem de Türkiye'nin stratejik
çıkannadır."
Yol haritası güzel...
Ancak 'stratejik çıkar' sözcüklerinin altını çiz-
mek koşuluyla...
Neymiş o 'stratejik çıkar'?..
•
Ister ABD. ister AB olsun, Türkiye ile ilişkilerin-
de Ortadoğu'ya bakış ağır basıyor...
AB'ye (girmek için değil) gıriş müzakerelerine
başlamak için bile Türkiye'nin önüne çıkanlan ko-
şullarda üç vurgulama yapılıyor:
Idam..
Anadil..
Kıbrıs...
llk ıki vurgulama Kürt, üçüncüsü Yunan ve Rum
sorununun altını çıziyor...
Avrupa'nın huyu bu!..
ABDne istiyor?..
Irak'la savaş kapsamında Federal Kürt Devleti'nin
kurulmasına destek..
Yoksa ABD Dışişleri Bakanlığı'nın dile getirdiği
"stratejik çıkar" bu mu?..
Türkıye'de ulusal duyarlığı olan kesimler, bu ger-
çekleri gördüklerinden, doğal bir savunma güdü-
lenmesinin dürtüsünde birbirlerıne yaklaşıyorlar...
Peki, umarları nedir?..
Yeniden sayalım:
ABD..
AB..
Büyük sermaye..
Medya...
Bu ittifak dışta ve içte bütünleşti mi, tezgâhı ku-
rup seçim sandığında işi bitirir; kulağı kesik politi-
kacı nice deneyimie dersini bellemiştir; yelkenini
buna göre açar; pusulasını ayarlar...
Ya halk?..
Zavallı halk hep aldatıldı; bu kez alın yazısını de-
ğiştirebilir mi?.,
•
Alın yazısını değıştirmek kolay değil; koşullara bağ-
h...
Partiler arasında ulusal birlik dayanışması haya-
ta geçırilemeden Türkiye'nin yazgısı değıştirile-
mez; seçimden sonra iktidara geçecek politikacı,
karşısına çıkacak ilk IMF müfettişi karşısında yel-
kenleri suya indirip istenilene boyun eğecektir...
İkinci Dünya Savaşı'ndaChurchill seçmenine na-
sıl nutuk atmıştı:
- Ingılizler. sıze kan ve gözyaşından başka bir
şey vaat etmiyorum...
Türklere seçimde cennet vaat edecek olanlar, ya-
lancıdırlar...
Hepimızı zor günler bekliyor; geleceğin kahnnı
gülerek goğüslemeye hazırlanalım...
IA*
KOOP - C'den Duyuru
Kooperatifimizin 1. Cumhuriyet Mahalle-
si'nde düğün, kutlama, konferans, sergi gibi çok
amaçh hizmetler içeren kır kahvemiz 14 Tem-
muz 2002 Pazar günü saat 12.00 'de törenle açı-
lacak.
Kır yemeğini birlikte yiyeceğimiz bu açıhş tö-
renine kooperatif ortaklanmız, her iki Cumhu-
riyet Mahallesi sakinlerimiz ve dostlanmız da-
vetlidirler.
KOOP-C Yönetlm Kurulu
ENGLISH CENTRE
L a n g u a g e S c h o o l
Genel Ingıhzce Programlan
Şırkeüer is Kurukışlar Içın Ûzet Programlar
Iş Ingiızcesi Programlan
TwE
z
L-IELTS-FCE Sınavlanna Hanriık Programlan
Çocukiara 02el Hafta Içı Gûndûz Yaz Programlan
Bre-bir IngiİEce Eğıtımlen
Ev HanrrlannaÛzelProgramlar
Öğrencılerımıze Ûcretsiz Aktvıteler
Rurarii Ctd No 92 M22S OaMDbty kttnbul
T«l: [0212)225 91 72-î<7 09 83-241 20 34