19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1:TEMMUZ2OO2CUMA CUMHURİYET SAYFA DtZİ Trieste'nin yeşil yamaçlannın heoıen bitiminde pudra gibi kumsaDar uzanıyor. Hamsi burada aşk demek Kent merkezini "Miramare Şatosu"na bağlayan bu 4-5 kilometrelik yol; yaz aylannda îtalya'nın en . tehlikeli, kaza oranı en yüksek yol şeridine dönüşüyor. "Şoförler" güneşlenen üstsüz, bikinili "çrtırlara" bakayım derken birbirlerini tamponluyorlar. Triesteliler burada denize giriyor, balık tutuyor, piknik yapıyor ve flört ediyorlar. Deniz ve balıkçılık öyle ruhlanna girmiş ki, "Barcola güzefleri"ni avlamak için bile "tirar el sardon" diye tabir edüen bir balıkçılık deyimine başvuruyorlar. "Yem atmak" anlamında. Trieste lehçesinde "hamsi atmak" olarak kullanıhyor. Kasım-şubat ortasında başka bir kent oluyor Trieste. Kıyıyı döven yüksek dalgalar îtalya'nın sıcak Akdeniz şehirlerini değil trlanda'yı hatırlatıyor. "TJfysees"i kısmen burada yazan James Joyce'un Trieste'yi neden kendine mesken seçtiğini, yolunuz ancak buraya kışın düşünce anlıyorsunuz. Istanbul'un "lodos"u gibi biraz, Trieste de "bora"sıyla meşhur. İnsanı lodos gibi sersem eden ancak lodostan farklı olarak son derecede vahşi, sert ve ilik dondurucu bir rüzgâr "bora". Adriyatik'in karşı kıyısırıdaki Hırvatistan sahillerinde; eski "Venedik koIonflerPnin bulunduğu Kvarner Körfezi'nde doğuyor. "Senj'de(Segni) doğar, Rijeka'da (Fiume) evknir, Trieste'de ölür!" diyorlar bu yerel Adriyatik firtınası için. Ama boranuı ölüsü bile yaşarnı altüst etmeye yetiyor. Öyle ki bazı sokaklara yayalann uçmaması için demir parmaklık koyarlarmış eskiden. Kış aylannda sürekli "bora"dan bahsediyor Triesteliler: "Geldi, gelecek. geüyor" diye bora ile yatıp bora ile kalkıyorlar. • "Istanbul'dan çok ufak olmakla birlikte Trieste de gerçek bir imparatorluk kenti. 18. yüzyıldan Birinci Dünya Savaşı sonuna dek Avusturya-Macaristan Imparatorluğu ve Akdeniz'in en önemli limanı olmuş. Avrupa'nın ender kentlerinde rastlanan, Istanbul ölçeğinde denebilecek kozmopolit bir geçmişi var..." İstanbuPun su kardeşibirkent • "Havalar ısınınca, Triesteliler mayolan alıp kordona koşuyor. Bizim bir zamanlar Boğaz'da yaptığımız gibi... 'Barcola' sırtlan - eski Boğaz sırtlan gibi- yemyeşil orman... Kordon boyu serbest plaj. Aradan Boğaz yolu gibi bir yol geçiyor..." Trieste 'nin havası, ruhu aynı Istanbul gibi, denizle birlikte her an değişiyor Trieste bir "su şehri* îstanbul gibi tıpkı. Her yamndan deniz görünüyor. Kentin havası, ruhu. atmosferi -gene Istanbul gibi- denizle birlikte her an değişiyor. Açık ve güneşli havalarda gülen bir kent Trieste. Kapalı ve yağmurlu havalarda kasvetli bir kent oluyor. Iki farklı şehir gibi. Havaya, mevsime göre değişen apayn izlenimlerle aynlıyorsunuz Trieste'den. Yaz ortasında gidin, kendinizi Rio'da sanırsınız. Havalar ısınır ısınmaz, Triesteliler mayolan çıkanp doğru "Barcola"ya, yani kordona koşuyor. Bir zamanlar bizim Boğaz'da yaptığımız gibi... "Barcola"nın sırtlan -eski Boğaz sırtlan gibi- yemyeşil orman... Kordon boyu ise büfeleri ve duşlanyla tam teşekküllü bir serbest plaj. Aradan bizim Boğaz yolu gibi yol geçiyor. Kozmopoltt gecmls Çift kişilikli olduğu için ruhunu hemen ele vermeyen bir kent Trieste. Bu tarafı da Istanbul'a benziyor Tanıdıkça bu kenti ne denli az tanıdığınızı anlıyorsunuz gerçekte. Her seferinde biraz daha fazla tanımak istiyorsunuz. Ve Trieste'ye biraz daha bağlanıyorsunuz. Farkına varmadan yavaş yavaş kentin kendine özgü dünyasına, "mikrokoznıos"una giriyorsunuz. Istanbul'dan çok daha ufak olmakla birlikte Trieste de gerçek bir imparatorluk kenti. 18. yüzyıldan Birinci Dünya Savaşı sonuna dek Avusturya-Macaristan Imparatorluğu ve Akdeniz'in en önemli limanı olmuş. Avrupa'nın ender kentlerinde rastlanan, Istanbul ölçeğinda denebilecek kozmopolit bir geçmişi var."TriesteH" sözcüğü yıllar boyu yalnız Italyan değil Alman, Macar. Avusturyah, Islav, Yahudi, Rum, Ermeni... anlamına gelmiş burada. Büyük yazarlar... Geçen yüzyıl başına dek Trieste'nin "hinterland"ı Italya değil Viyana, Prag, Budapeşte gibi zengin "mıtteleuropa" -Orta Avrupa- kentleriymiş. James Joyce, Stendhal, Freud, Egan Schiele gibi Avrupa entelejensiyasında çığır açan sanatçı ve aydınlara parlak yıllannda hep kucak açmış Trieste. II. Dünya Savaşı'nda Einstein Amerika'ya buradan kaçmış. Italo Svevo, Umberto Saba gibi büyük yazarlar buradan çıkmış. Avusturya Imparatoru Franz Joseph ile imparatoriçe Elizabeth'in (Sissy); "Macaristan, Bohemya, Kudüs Krah; TransyHvania Prensi; Büyük Toskana, Krakov ve Lorraine Dükû" Maxımilian'ın eviymiş burası. "Sissy"nin heykeli istasyon parkında duruyor hâlâ. Romy Schneider'in ünlü fılmi ile olumsuzlaşan mutsuz impartoriçe gerçekten de tıpkı Romy Schneider'e benziyor. Tren yolculan bu kente ayak basarken ilk onu görüyorlar. Barcola kordonun ucunda Maximilian'ın yaptırdığı "Miramare Şatosu" gibi; belediye sarayı ve resmi binalann bulunduğu kent meydanı "Piazza Unha"da gene aynı görkemli imparatorluk geçmişinden kalma. Ön cephesi denize açüan ve Franz Joseph'in törenleri ile hatırlanan bu meydandan daha büyüğü yok ttalya'da. Trieste'nin -daima kilisesi olan derli toplu küçük meydanlar etrafinda inşa edilen- diger ttalyan D a l m a ç y a ' d a n T r i e s t j e ' Yeni Ipek Yolu'n sonu JNilgün CERRAHOĞLU İstanbul'un lodosu gibi Tirestede 'bora'sıyla meşhur... insanı lodos gibi sersem eden, ancak son derecede vahşi, sert ve ilik dondurucu bir rüzgâr bora. Kış aylannda sürekli 'bora'dan bahsediyor Triesteliler. Bora ile yaüp bora ile kalİayoriar™ "İşten çıkan Triesteliler öğlen yemeğinde 'Cafe Tommaseo'da buhışuyor. Ayaküstü randevular için buraya getiyorlar. Çıtalara geçirilmiş gazetelerini okuyorlar. Dedikodu yapıp kahvelerini yudumluyorlar. Soğuk bir 'prosecco' (beyaz köpüklü şarap) içip çılayorlar veya~" kentlerinden farklı bir Orta Avrupa şehri olduğunu bu meydana adım atar atmaz anlıyorsunuz. Sinagogdan camiye her dine (Katolik, Protestan, Rum, Sırp, Ermeni Ortodoks) ait ibadet yerleri bulunan Trieste'nin en büyük meydanında katedral ya da kilise yok. Laik bir meydan burası. Kahveler kenti Ama bu laik meydanın da bir mabedi var gerçekte. Kentin en gösterişli, en albenili kahvelerinden bin olan "Caffe degü Specchi" yani "Aynalar Kahvesi" burada. Bahar, yaz aylannda dışarlara taşan masalanyla turistlerin favori konaklama merkezine dönüşen "Caffe degli Specchi"nin kendisi de "Piazza Unita" gibi Habsburglardan kalma.Turistlerden çok Triestelileri görmek isterseniz eğer bu meydandan uzaklaşmanız gerekiyor. Paris, Prag, Viyana gibi tarihi kahveler kenti olan Trieste'nin her kahvesinin çünkü ayn bir hikâyesi, ayn bir havası, ayn bir "ekibi" ve müşterisi var. Işyerlerinden çıkan Triesteliler örneğin öğlen yemeğinde "Piazza Urata"dan hemen yürüyüş mesafesinde olan, borsanın yanındaki "Cafe Tommaseo"da buluşuyor. Çıtalara gecirilmiş gazeteleri okuyorlar uzun uzun. Kahvelerini yudumluyorlar. Dedikodu yapıyorlar. Soğuk bir "prosecco" (beyaz köpüklü şarap) içip çıkıyorlar. Ayaküstü randevular için burada bir araya geliyorlar. Entelektüel yaşamın merkezini ise "Caffe San Marco" temsil ediyor. Öğrencıler, aydınlar ve akşam çay saatinde yaşlı kadınlar buraya geliyor. Ama "San Marco" en çok ünlü yazar Claudio Magris ile tanmıyor. Kahvenin girişinde yazann yağlıboya bir portresi var. Bann karşısuıdaki köşede de üzerinde ismi yazan özel masası duruyor. Bir Balkan ve Orta Avrupa uzmanı olarak tanınan Magris, Trieste'de bulunduğu zamanlar mutlaka buraya uğruyor. Konferanslannı burada veriyor, gazeteciler ve öğrencileriyle burada buluşuyor; yazılannı burada yazıyor, notlannı burada alıyor ve çok sevdiği birasını burada yudumluyor. Yazann ikinci evi sayılan "San Marco"nun barmeni çoğu zaman Magris 'in sekreterliğini yapıyor. Randevu almak istediğinizde önce ona söylüyorsunuz. Sizi gözü tutarsa mesajunzı ulaştınyor. Viyanadan İstanbul'a mutfak... Değişen Trieste'nin yeni buluşma yeri de "Caffe IDy". Mınimalist tarzda döşenmiş, modern, çok şık bir kahve bu. Yuppie'ler ve gençlik burada toplanıyor. Belediye başkanlığından geçen yıl aynlan Triesteli işadamı Riccardo IDy'nin marka haline getirdiğı "Caffe DJy". kahvesi ile olduğu kadar kalitelı şaraplan; lezzetli, sofistike sandviçleri, kanapeleri ile meşhur. Ayaküstü atıştırmak için "Caffe ffly"nin üzerine yok Trieste'de. "Trieste mutfağT kahveleri gibi, Italya ile Orta Avrupa arasrnda kendine özgü melez bir kanşım. Şarap ve bira kültürü sürekli rekabet halüıde. "Makarnalan" ve "risotto"lanyla Italyan; patatesleri, jambonlan, sosisleri, salamlan, çikolatalı "Sachertorte"si, kremalı pastalan ile "Avusturya" mutfağı arasında ortadan ikiye bölünmüş bir mutfak bu. Öyle zengin bir karma ki bir ucu taa istanbul'a dek — —uzanıyor.... Yarın: Trieste Türklye'nin Avrupa'dakl Limanı DUZYAZI ORHAN BİRGİT Hastalık Bahane, Çıkarlar Şahane... Gerçekleri gizlemenin gereği var mı? 57. hükü- met, sallanıyor. Sallantı, Başbakan'ın hastalığı öne sürülerek başlatıldı. Ecevit'in görevıni yapamadığını önesü- renlerin asıl amacının, kendisi ile birlikte MHP'yı de dışlayarak yeni bir oluşumu gerçekleştırmek iste- diklerinin ardında yatan gerçekler, artık daha be- lirgın bir biçimde izdüşüm veriyor. Brüksel, MHP nin AB konusundaki söylemlerin- den hoşnutsuzdu. 0 hoşnutsuzluğa, yine aynı ka- rargâhın Kıbrıs planlarını da ekleyerek, tablonun önemli bir bölümünü ortaya çıkartma olanağını bulabılirdiniz. Daha sonra, VVashington'ın Saddam'a yönelik bir harekât başlatarak Irak'ın kuzeyinde Kerkiik mer- kezli bir Kürt devteti kurmak amacıyla düğmeye bas- mak için sabırsızlık beslediğinı açıktan açığa söy- lediğini de aynı tabloya yazınız. ABD Savunma Bakan Yardımcısı Woorfowrtz, bu amaçla 16 Tem- muz'daAnkara'yagelirken, Standartand Poors'un ve Moodys'inTürkiye'nın kredi notunu düşürdük- lerini açıklaması, acaba tesadüf mü? Bu açıklamalar, IMF'ın düne kadar yaptığı de- ğeriendirmelerie ne ölçüde örtüşüyor ve işin önem- lisi Kemal Derviş, ne duşünüyor? Gerçi Kemal Dervış'in geçen hafta perşembe gü- nü, siyaset dışında kalması gereken önemli bir makamı telefonla arayarak, Ecevit'e siyasi belir- sizlıği sona erdirecek tek çözüm yolunun istifa ol- duğu telkinıni kurum olarak yapmalarını istemesi, Kophenag kriterieri ile ne kadar bağdaşıyor? Dış kaynaklı rüzgârlar, içerideki oyunların, bugü- ne kadar alışılmamış kurallar ile geliştirilmesi için yelkenleri şışıriyor. Beklenılen mevki ya da görev- lere getirılmeyenlerin hazımsızlığı, önce istifa şan- tajını haber veren küçük eylemlere dönüyor. Dışiş- lerı Bakanı Ismail Cem'ın, yakasında taşıdığı DSP rozetini çıkarttığı, birden çok foto muhabıri tara- fından anında fark edilerek, kabine toplantısından bir gün önce belgeleniyor! Bakanlar Kurulu'ndaki arkadaşlan. yeni oluşumun müstakbel liderinin, alışılmamış bir biçimde tırnaklarını kemiımesini şaşkınlıkla izliyorlar! Dışişleri konutunun kapılan, iç polrtikanın pazarlıklan için gidıp gelenlere açilı- yor! Gerçi o pazarlıklar, nasıl olsa Brüksel ve Was- hington kaynaklı bir oluşumu iktıdar yapma ama- cını güdüyor ama, konutun gelenekleşmiş kural- ları, Cumhuriyetten bu yana ilk kez partızan ayak- larca altüst ediliyor. Benzer örnekleri, Özkan istifasını açıkladıktan sonra yandaşlarını Başbakanlık makamında top- layarak vermedi mi? llıksoy ve Tartan, hâlâTBMM Başkanvekili ve Idare Amirı kimlikleri ile medya önüne çıkmıyorlar mı? Türkiye, medyamızın yeni keşfi ile "Beyaz Ge- leceği İçin" bir yeni oluşumun doğumunu bekli- yor. O oluşumda, DSP'den ayrılanlar asıl ağırlığı teş- kil edecekler. Ama özkan, dün arkadaşlarını uya- rarak aralarına başka dunya görüşlerıne sahip ki- şilerin de katılmalan karşısındatepki göstermeme- lerini isteyerek, yine basına yansıyan kulislere gö- re llhan Kesici'den çiçeği bumunda DTP Ge- nel Başkanlığı'nı üstlenen "makul çoğunluğun lideri", Mehmet Ali Bayar'ın dayeralacağı geniş bir listeden söz ediyor. önceki gün, partınin sağ kanadının koptuğunu öne süren yorumlardan söz etmiştim. O kanat, sosyal demokrasi üstüne kitaplardolusu yazılar ya- zan Cem'in öncülüğünde, yeni bir politik kokteyli bir an önce servis etmek için acele ediyor. Lider adayı, bu sabah Ankara'da yapacağı ba- sın toplantısında, ıstıfasının gerekçelenni açıklaya- cakmış. Acaba, Şükrü Sina Gürel yerine kendisi Başbakan Yardımcısı yapılsaydı, yine aynı gerek- çelerle mı meslektaşlarının önüne çıkacaktı soru- mu, benim adıma elbette soran bırisi bulunur. Dün Mehmet Ali Birand'ın CNN-Türk'tekı prog- ramında konuşan Gazıantep Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Celal Doğan, yeni oluşumda toplanan- ların koltuk değil, Türkiye sevdası ile bır araya gel- diklerine olan inançlarını söylüyor. Kim bilir belki de bir sure önce bir gece yarısı, toplucayataklanndan kaldınlarak, mitolojideki o gü- nahları temizleyen nehirden topluca geçmeleri sağlanmıştır. Faks:0212-6770762 e-mail: obirgrtfi e kolay net. BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo: 1999 369 Davacı Rengigül Seçkin tarafından davah Hazine, Kılıçlı Kö\ü tüzelkişiliği ve Orman Genel Müdürlügü aleyhine açılan tapuya tescil davasının yapılan yargılaması sırasında alınan karar gereğince: Istanbul ili. Beykoz ilçesi. Kılıçh köyü, Kırk- başlardibi mevkiinde bulunan elli yıldan fazla bir süredir nizasız \e fasılasız olarak Fatma Uygun, Mustafa Baysal. Ayşe Baysal ve bunla- nn vârisleri Veysel Uygun, Yaşar Uygun. Beh- çet Uygun. Kadnye Baş>ıöit. tbrahim Baysal. Şevket Baysal ve Mûzeyyen Altınok'un tasarru- funda iken bu zılyetligin 27.10.1988 tarihinde köy senedi ile Ayhan Seçkin ve Orhan Şeref Orenas'a devredilmesi ve bu şahıslardan da ta- şınmazın ve zilyetliğin Öznur Bülent Seçkin'e ondan da Rengigül Seçkin'e devir edıldiği, gü- neyi 56-54 ve kısmen 53 nolu tapulama parsel- leri, doğusu sahıpli tarla. kuzeyi orman (hali arazi) ve batısı sahıpli tarla ile çevrili takriben 5825.65 m2 mıktanndakı taşınmaz, Kuzeyi orman (hali arazi) ve sahipli 2 B ara- zisi. doğusu zilyetlik arazisi. güneyi sahipli tar- la, batısı sahipli tarla ile çevnli takriben 705.12 m2 miktanndaki taşınmaz, Kuzeyi orman. doğusu orman. güneyi sahipli tarla. batısı sahıpli tarla ile çevrili takdiren 467.13 m2 miktanndaki arazinin adına tescilini dava ve talep etmış. Yukarda belırtilen mevkii ve hudutlan. mik- tan yazılı taşınmaz üzerinde hak iddia edenle- rin ilan tarihinden itıbaren 3 aylık süresi içinde tescile itıraz davası açmadıklan takdirde tescile karar verileceği MK'nun 713'4. maddesi gereğince ilan olunur. 28 6.2002 Basın: 42797
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle