19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
rEMMUZ2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Alkayrak raportör oldu • BERLİN(\A) - jAlrranya'mn başkenti Berın'de 6 Temmuz'da bişlayan Avnıpa Cöhenlik ve tşbırlîğı Te-şkilatı Parlanenterler Asa-nblesi (AGİT-PA) tcplıntısı. gerel başlanlık seçtmlerinin ardından dürı sona erdi. Fiaştanlığa. Ingiltere Parlamentosu Sa\ıınma Konıisyonu Başkanı Bruce George seçildi. Demokrası ve İnsan Hakıan raportörlüğüne ise Hollanda'nın Türk kökenli mılletvekilı Nebahat Albayrak getirildi. AK, caydrıcı cezaistedi • STRASBOURG (ANKA) -Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesı. Türkiye'nın Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi (AÎHM) tarafından 1996 ile 2002 arasında verilen 40 kadar karann yerine getirilmesi konusunda kaydettiği ilerleme ve yenne getinlmesi gereken unsurlara ılişkin yenı geçici bır karar aldı. Avrupa Konseyi (AK) tarafından yayımlanan açıklamada. işkence gibi suçları işleyen Türk güvenlik güçleri için etkin ve caydıncı ceza istendi. Almanya'da PKK duruşması • BERLİN(AA)- Almanya'nın Düsseldorf Yüksek Eyalet Mahkemesi. terör örgütü PKK'nin sözde bölge sorumlusuna 3 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Mahkeme karannda. 45 yaşındaki sanığın yasadışı örgüte üye olmak, örgütün Ruhr \e Ren bölgesi sorumluluğunu yapmak ve PKK yandaşlanru sahte kimliklerle Almanya'ya getirmekten yargılandığı ve hapis cezasına çarptınldığı behrtildı. NATO gemileri Tuda'da • İstanbul Haber Servisi - NATO Güney Bölgesi Mayın Karşı Tedbirlen Kuvveti'ne (MCMFORSOUTH) bağlı tspanya. îtalya. Almanya. Ingiltere. Yunanistan ve Türkiye'ye ait 6 gemi. zıyaret amacıyla Tuzla Limanfna aeldi. MCMFORSOUTH'a komuta eden tspanyol gemisi "SPS Diana"nın ttalyan Komutanı Deniz Albay Fernando Lista Blanco. gemide düzenlediği basın toplantısında. kuv\ete komuta eden ülkelerin her yıl değiştiğini ifade ederek geçen yıl Türkiye'den aldıklan komuta göreviru. gelecek yıl Almanya'ya devredeceklerini anlattı. Osman Çeken yakalandı • İstanbul Haber Senisi - Oğluna Galatasaray Adası'nda yaptığı sunnet düğününde hediye edilen silah nedeniyle hakkında dava açılan Bedrettin Ekdi'nın yaralanmasına ilişkin aranan Osman Çekenin. Beyoğlu'nda bir banka şubesinde yakalandığı açıklandı. Çekene yardımcı olduğu gerekçesiyle 1 kişi gözaltına alındı. Riva'da 1 çocuk boğuldu • İstanbul Haber Servisi - Beykoz Rıva Çayağzı 2. Koy'a. aileleriyle piknik yapmaya giden ve sennlemek amacıyla denizeairen R. E. (15), Y.S.(15).D. P.(15)ve A. T. ÜO) dalgalann arasında kaldı. Yurttaşlar ve cankurtaranlar üç çocuğu kurtararak kıyıya çıkarmayı başanrken Rabia Erdoğan çabalara rağmen boğularak yaşamını yitirdi. Akademik Elemanlar Derneği binden fazla öğretim üyesinin şeriatçı olduğunu ileri sürdü: Üniversite irticakıskacındaSAMSUN (Cumhuriyet) - Samsun Akademik Elemanlar Derneği Başkanı Prof. Dr. Mu- saOnar. üniversitelerde binden fazla öğretim üyesinin irticaı fa- aliyette bulunduğunu, bunlann bir bölümünün Hizbullahçı ol- duğunu ileri sürdü. Onar. "Bu öğ- retim üyelerinin büyük kısmı YÖK tarafindan bilinmesine karşın haklannda herhangi bir işlem yapılmadT dedı. 'Kampuslar medrese gibi' Prof. Dr. Onar, dernek bina- suıda düzenlediği basın toplan- tısında, üniversitelerdeki irticai yapılanmaya dikkat çekti. 1980 • 1980 sonrasmda üniversite kampuslannın medrese öraeğine göre düzenlendiğini. her birine bir cami yapıldığıru anlatan Prof. Dr. Musa Onar, "Fakülte binalannda mescit bulunmasına karşın şeriatçı, Türk-İslam sentezci kadrolar kendi ideoloj ileri dışında hiç kimseye yaşam hakkı tanımamaya yöneldiler" dedi. sonrasmda üniversite kampus- lannın medrese örneğıne göre düzenlendiğini, herbınne bir ca- mi yapıldığını anlatan Prof. Dr. Onar, "Fakülte binalannda mes- cit bulunmasma karşın şeriatçı, Türk-İslam sentezci kadrolar kendi kJeotojOeri dışında hiç kim- seye yaşam hakkı tanımamaya, onlan tasfiyeye \ önefik hareket- lere yöneldiler. Bu geüşmelerde YÖK'ün ve görev yapan baş- kanlann sorumluluklan ve ku- surlan bulunmaktadır" diye ko- nuştu. Üniversitelerin çeşitli tarikat- lar ve dini cemaatlerin meşru- laştığı kunımlar haline dönüştü- ğünü savunan Onar, ^28 Nisan 1998'de Miffi Güvenlik Kunı- lunda (MGK) görüşükn rapo- ra göre, deviet üniversitelerin- denMimarSinan.YıknzTeknik, Trakya ve Çukurova ünhersite- $i dışında kalanlarda Nakşüer. Fethullahçılar, Aczmendiler, Su- leymancılar, Nurcular gibi top- luhıklar etkjnleşti" dedı. 'Hizbullahçılar da var' Aym raporda üniversitelerde binden fazla öğretim üyesinin ir- ticai faaliyette bulunduğu ve bir bölümünün Hizbullahçı olması- na karşın haklannda herhangi bir işlem yapılmadığma ilişkin bilgıler yer aldığına dikkat çe- ken Onar şöyle konuştu: "Söz konusu öğretim üyefcri- nin büyük kısmı YÖK tarafin- dan bilinmektedir. İrticai faaü- yetieriizlemekle görevti kunıfla- ra yansıyan bflgflerin,YÖK Baş- kanhğTnaaktanldığı. ancak he- nüz ckkli sayüabilecek bir işlemin vapdmadığ] bikiirilmektedir. Bu- nun dışında birçok özel ve dev- let üniversitelerinde, 1980 yıhn- dan sonra pekişen karşıdevrim- ci süreç ve Cumhuriyeti yıkma girişimlerine bazen sinske ba- zen de açıktan destekverildiğı bi- linmektedir. Rektörtiik adayı be- Kriemetoplanülannda oy üstün- lüğü sağlama girişinılerinde de bu yapıdaki hızh kadrolaşma ey- lemleri kullanılmıştır.'" TGS'nin 50. kuruluş yılı Basınm kurtuluşu örgütlülük tstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Sendikasf nın (TGS) kuruluşunun 50. yılı nedeniyle düzenlenen toplantıda konuşan TGS Genel Başkanı Şükran Soner, gazetecilik işkolunda onurlu çahşabilmek için sendikalaşmanm gerektiğıni vurgulayarak "Örgütsüz hak ve hukuk savaşı verilemez" dedi. Eski TGS Genel Başkanı Hasan Yümaer, •'Türk basınının çalışma hayatinın dibine vurdugunu" söyledi. TGS'nin kuruluşunun 50. yılı Türkiye Gazeteciler Cemiyetı (TGC) Burhan Felek Toplantı Salonu'nda düzenlenen törenle kutlandı. Toplantıda konuşan Şükran Soner, basının günümüzde örgütlülük anlamında çok kötü durumda olduğunu söyledi. TGS'nin kurucusu, • TGS'nin kuruluşunun 50. yüı nedeniyle düzenlenen toplantıda, "Basın çahşanlan, düzenli bir iş, sürekli bir aş, özgür bir kalem ve aydınhk bir gelecek istiyoriarsa tekseçeneğin dayanışma, örgütienme ve sendikal mücadele olduğu unutulmamahdır" denildi gazetecı-yazar HıfzıTopuz, sendikayı kurduklan dönemde yaşadıklan baskılan anlatarak "Demokrat Parti iktidan sendika, çalışma haklan gibi sözcükleri sh asi olarak değerlendiriyordu. Sendikanm açılmaması yönünde baskılar vardı. ama biz direndik" diye konuştu. Eski TGS Genel Başkanı Yılmaer de Türk basınının hiçbir dönemde bu kadar zor durumda olmadığına dikkat çekerek "Bir gazeteci başbakan olduğu halde basın çahşanlarmm bütün haklan eDerinden ahndL Gazetecilerin yaşamı patronun iki dudağının arasında. Bu bir köleHktir" dedi. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, "sendikasrzlaşürma'" döneminde başkanlık yaptığını belirterek "Elbet bir gün taşlar yerine oturacak. Gazeteciler de gerekH duyarhhğı göstereceklerdir" dedi. TBMM Başkanı Omer îzgi, TGS'nin kuruluş yıldönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda. "Basınımız, demokrasirnizin ve laik cumhuriyetimizin daha da kökkşmesinde, Atatürk ilke ve devrimlerinin yeıieşmesinde çok önemli bir yere sahiptir" dedi. Bflim adanu, siyasetçi, yazar, Mehmet AB Aybar, Aşiyan'da mezan başmda dostian ve sevenlerinin katihmıyla anıldı. Aybar'ı ölümünün 7. yridönümünde dostian ve sevenleri yatanz bırakmadL Aşiyan'da dün saat 11.00'de mezan başmda yapılan törende konuşan Aybar'ın mücadele arkadaşı İ'ğur Can Koçak, Aybar'ı sevgi ve özlemle andıklarmı befirtti. Koçak, "Hocam senin yokluğunda ezberciMk devam edfyor. Yokluğun büsbütün ortada. Senin ne dediğini anlayan insanlar olarak bir avuç kaldık" dedL 68'hler Biıüği Vakn yöneticilerinden Cüneyt Akalın da Aybar'm sohı Türkiye'ye yay dığmı ve sosyanzm mücadelesini Edirne'den Kars'a kadar geniş kitielerin düşiincesi yaptığını belirterek bağunstznk mücadelesini, Mehmet Ali Aybaranıldı Aybar dany öğrendiğini söyledi. Aybar'm 39 yıl önce AB ile ilgfli düşüncelerinin bugün vaşananlara açıklık getirdiğini Mirgulayan Akabn, U TTP toplantisında AB'nin emperyalist bir kurum olduğunu dile getirmişti" diye konuştu. TTP'nin kurucusu ve Ay1)ar'm mücadele arkadaşlarmdan Kemal Nebioğİu ise "Aybar'm, emperyanzm karşısmda her an mücadele edümesi gerektiğini savunduğunu" anımsatarak "yaşammm sonuna kadar sosyafizmin savunuculuğumT yaptiğmı befirtti. Aybar, 10 Temmuz 1995 tarihinde tedavi gördüğü Florence Nightingale Hastanesi'nde kalp yetmezljgi sonucu yaşamını yitirmisti. (Fotoğraf: HÎLAL KOSE) tRCAN'IN TEDAVÎ GÖRDÜĞÜ BELİRLENDİ Arseven 'denşeriatçı basınayalanlama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Dev let Bakanı Ne- jat Arseven, İstanbul Üni- versitesi Çapa Tıp Fakülte- si'nde Medine Bircan adlı hastaya, sağlık karnesinde başı açık fotoğrafı bulunma- dığı gerekçesiyle tedavi ya- pılmadığı iddiasırun "tama- men asılsn" olduğunun be- lirlendığini bildirdi. Müfet- tişlerce yapılan incelemede. Bircan' ın değişik tarihlerde hastanede tedavi gördüğü ortaya çıktı. tslamcı gazete- ler, olayı çarpıtarak Bircan" ın başörtüsünden dolayı teda- visi yapıhnadığrndan öldü- ğünü öne sürmüşlerdi. Arseven, yaptığı yazılı açıklamada. böbrek yetmez- liği ve kanser hastası Medi- ne Bircan (71) ile ilgili bazı basın organlannda yayımla- nan haberlerin ardından, Baş- bakanlık tnsan Haklan Baş- kanlığı'nda görevli bir mül- kiye başmüfettişi ve bir hâ- kimin görevlendirildiğini kaydetti. Arseven, 4-5 Temmuz'da yapılan incelemelerin ardın- dan Bircan' ın başı örtülü şe- kilde çekilmiş fotoğrafının bulunduğu Emekli Sandığı sağlık karnesini kullanarak 27 Temmuz 2001 '-den iriba- ren arahklarla hastanede te- davi gördüğünü, 26 Haziran 2002'de de kalp durması so- nucunda öldüğünün belir- lendiğini belirtti. UTUKLU 6 SANIK KEFALETLE SERBEST Vurgun davasında tutuklu kalmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-MHP'lı Koray Ay- dm' ın ıstıfasına yol açan Ba- yındırlık Bakanlığı'ndaki yolsuzluklara ilişkin "Vur- gun" davasında, Müsteşar Yardımcısı Sedat Aban'ın da aralannda bulunduğu 6 tutuk- lu sanık tahliye edildi. Dava- da tutuklu sanık kalmazken 10'ar milyar lira kefaletle tahliye edilen sanıklar hak- landa yurtdışına çıkış yasa- ğı karan da alındı. Ankara 1. Ağır Ceza Mah- kemesi'nde görülen davamn dünkü oturumuna, Aban'la birlikte tutuklu sanıklar es- ki Yapı îşlen Genel Müdür Yardımcısı İlkutiu Gönülal, Yeterlilik Komisyonu Baş- kanı Mehmet tnce, ihale bü- rosu işçisi Fethi Soydan. Pır- lanta Inşaat'ın sahıbı Musta- faEriş. elemanı İbrahim V1H- hat Eşmeli ile 3 tutuksuz sa- nık ve sanık a\ııkatlan katıl- dı. Aban'ın a\-ukatı Ceyhan Mumcu, davayla ilgili topla- nacak delil kalmadığını be- lirterek müvekkilinin tahli- yesini istedi. Diğer tutuklu sa- nıklar da tahliyelerini iste- diler. Mahkeme heyeti, tu- tuklu sanıklann, tutuklu kal- dıklan süre dikkate alınarak 10'ar milyar lira kefaletle tahliye edilmelerine karar verdi. Davada. 567 sanık hak- kında. 1 yıl ile 18 yıl arasın- da değişen hapis cezalan is- teniyor. Fikri ve Smai Haklar Hukuk Mahkemesi'nde verilen kararlann bozulması sorun yarattı Yargıtay^ın iş yükü artacaktstanbul Haber Servisi - Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, geçen yıl tstanbul'daki tüm adliyelerden istanbul Fikri ve Smai Haklar Hukuk Mahkemesi'ne gönderi- len dosyalann kendi mahkemelerine ia- de edilip gönderme kararlannın kesin- leştirilmesi karan verdi. Kararla, davalann en az 2 yıl daha uzayacağını belirten hukukçular, kara- nn Türkiye'nın de taraf olduğu Ulusla- rarası Trips Sözleşmesi ile AvTupa însan Haklan Sözleşmesi'ne aykın olduğuna da dikkat çektiler. Hukukçular, Adalet Bakanlığı'nın istanbul adliyelerindeki bu sorunun çözülmesi için harekete geç- mesini bekliyor. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuru- lu'nun karan ile geçen yıl tstanbul Fik- ri ve Smai Haklar Hukuk Mahkemesi ku- rulmuş v e istanbul'daki diğer asliye hu- kuk, asliye ticaret mahkemelerinde açıl- mış olan fikri ve smai haklarla ilgili da- valann dosyalan, Adalet BakanlığYnın yazılan gereğmce kayıtlan kapatılarak kunılan yeni mahkemeye gönderilmiş- ti. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ise bir dosyada verdiği kararla, ihtisas mahke- si'nin "Fikri mülkiyet haklannın uygu- lanmasma ilişkin işlemler adil ve taraf- sız olacaktir. Gereksiz biçimde kanşık ve masrafh olmayacak ya da mazeretsiz ertelemeler ya da manbksızzaman sınır- lamalan gerektirmeyecektir'' şeklinde- x argıtay, geçen yıl tstanbul adliyelerinden Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'ne gönderilen dosyalarla ilgili usul işlemlerinin hatalı olduğu gerekçesiyle Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi'nce verilen kararlan bozuyor. mesi olarak kurulan istanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'ne is- tanbul 'daki diğer mahkemelerden gön- derilen dosyalarla ilgili usuli işlemlerin hatalı olduğuna işaret ederek ihtisas mah- kemesince verilen karan bozdu. Hukukçular, karann, Tnps Sözleşme- ki 41. maddesine aykın olduğunu belırt- ti. Konu ile ilgili görüş bildiren hukuk- çular, Yargıtay'm karanndan zarar gö- renlerin, karara AlHM nezdinde karşı çı- kabileceğini ve AİHM'nin makul yar- gılama süresinin ihlali olarak benimse- yerek Türkiye 'yi gereksiz yere tazmınat ödemeye mahkûm edebüeceğini ifade et- tiler. 'Gecikmiş bir tepki' Hukukçular, Yargıtay karanmn, Ada- let Bakanlığı'nın mahkemelere talimat vermesine "gecikmiş bir tepki" niteliğin- de olduğunu. ancak Yargıtay ile bakan- lık arasındaki uyuşmazlığın, gönderme karan veren mahkemelere ve davamn taraflanna fatura edilmesinin doğru ol- madığını, Yargıtay'ın iş yükünü de ge- reksiz yere arttıracağını öne sürdü. Aynca göndenne kararlannın, ihtisas mahkemelerinin kuruhnasıyla oluşan iş- bölümüne ilişkin kararlar olduğu için temyiz edilmemesi gerektiği belirtile- rek aynı türden davalara bakan 4. Hukuk Dairesi'nin görüşünün henüz belli ol- madığını ifade edildi. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Siyasetin Gerçekleri Çok satışlı medyanın bir süredir izlediği yayın po- litikaları DSP'deki fırtınanın da habercisiydı. "Kayıtsız şartsız Avrupa Birliği" hedefi ılk adım- da Ecevit'in yerine Özkan ın getirilmesini, ardından da Avrupa Birliği üyeliği için ayak sürüyenlerin dev- re dışı bırakılmasını öngörüyordu. Ortaya atılan senaryolardan en ağırlıkh olan ve so- nun başlangıcını tetikleyen de sanırız bu senaryo ol- du. DSP olayı, siyasal yaşamımızın iki yönünü daha tartışılmaz biçimde ortaya attı. Bunlardan ilkı, Siyasal Partiler Yasası'nın lidersul- tasına olanak sağlayan yapısıydı. Siyasal Partiler Yasası'na uygun olarak düzen- lendiği Cumhuriyet Başsavcısı'nın da itiraz edeme- mesinden anlaşılan DSP Tüzüğü, salt genel başka- nın tercihleri üzerine oluşturulmuştu. Genel başkan, yerel yöneticileri hatta parti dele- gelerinı bile görevden uzaklaştırabıliyor, yerterine yenilerini atayabiliyordu. Gereklı sayıya ulaşılsa bile olağanüstü genel ku- oıl gündemine seçim maddesinin konulması olası değildi. Gündeme seçim maddesinin konulmasının tek karar yetkilisi genel başkandı. Konunun birbaşkayanı, DSPTüzüğü'nün gizli bir belge niteliğinde olmasıydı. Tüzük ancak mahkeme karan ile sağlanabildi de kamuoyu gerçekleri öğren- miş oldu. DSP'den kopanlann belkı de en büyük yanlışı bu yapıdaki bir partide kalıp çalışmaya yıllar yılı hoş- görü ile bakmalarıydı. • • • DSP'den kopanlar "siyasette vefa" kavramına büyük bir kurtarıcı olarak sanldılar. Buradaki çeliş- ki de parti ıçi çekişmeler sırasında daha önce vefa- sızlıkla karşılaşanlara arka çıkmak yerine, liderin çevresinde yer almakta gösterdikleri özendi. Eski DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, genel başkan adayı Sema Pişkinsüt ile "ç/7e çıçeklen" ola- rak tanımlanan milletvekillerine uygulanan yöntem- ler sırasında kimsenin aklına "siyasette vefa" gel- memiş ve tavır konulmamıştı. • • • Milliyetçi Hareket Partisi, Meclis'in olağanüstü toplanması konusunda başvurusunu dün yaptı. Ar- ttk Meclis'in 1 Eylül'de toplantıya çağrılacağı kesin. Içinde bulunulan hava ıçinde "Meclis Avrupa Bir- liği'ne uyum yasalannı çıkarttıktan sonra seçim ka- ran alsın" önerilerinin de geçerliği kalmadı. Kalsay- dı da zaten olanaksızdı. Meclis içtüzüğü 16 ayrı ko- misyon kurulmasını öngörüyordu. Üyeliklerisegrup- ların sayılarınagöre bölüştürülüyordu. Içtüzüğe gö- re DSP'den kopanlann komisyon üyelikleri de düş- tüğüne göre yenı bır paylaşım gerekiyordu. Bu ne- denle de tasan ve önerilerin görüşülmesi de olanak- sızlaşmıştı. Seçim yapıldı diyelim. Meclis toplanacak ama ya- sa yapamayacak. Çünkü Anayasa Mahkemesi'nin iptal karan yürürlüğe girmiş olacak. ••• Senaryolar yerine çanklı erkânı harp köylü vatan- daşa kulak vermekte yarar var. Bir yaya, gideceği yeri söyleyip ne kadar zaman- da gideceğini sordugu köylü vatandaştan şu yanı- tı almış. - Şöyle bir yürü bakalım. Yaya bir sure yürüdükten sonra, köylünün bağır- masını duymuş: - Bir saatte gidersin. Yaya meraklanıp geri dönmüş ve sormuş: - Niye arkamdan söyledin? Yanıtşu: - Eeee.. yürüyüş hızınızı bilmeden nasıl söyleye- bilırdim. • • • Ufukta seçim görününce İş Yasası ön Tasansfnın önemı de azaldı. Ama bir aksaklığı belirtmekte ya- rar var. Ön tasarıya göre özel öğretim kurumlarında gö- rev yapan öğretmenler de artık özel yasalarına de- ğil, ış Yasası'na tabi olacaklar. Çünkü iş Yasası'nın dışında bırakılan yasalar ara- sında 625 sayılı Özel öğretim Kurumlan Yasası yer almıyor. Adına bakarsak yanılabilirız ama söz konusu ya- sa 51 madde ile 2 ek, 1 geçici maddeden oluşuyor. 32 ile 40'ıncı maddeler arasında yer alan 9 mad- de, öğretmenlerin ücretlerini, çalışma koşullarını, ücretin zamanında ödenmemesinin sonuçlarını be- liriiyor. Yasanın yok sayılması inşallah unutkanlık sonu- cudur. öğretmenlere yönelik birtutum değildir. Sen- dıkaları elbette üyelerinin haklarını savunmada gerekeni yapmaya başlamışlardır. oerinc(g cumhuriyet.com.tr 11 Temmuz Dünya Nüfus Cünü Dakikada bir kadın gebelik nedeniyle ölüyor tstanbul Haber Servi- si - 11 Temmuz Dünya Nüfus Günü'nde, geliş- memiş ve gelişmekte olan ülkelerin önemli bir sorunu ele almıyor. Bir- leşmiş Milletler Nüfus Fonu(UNFPA),buyılın temasmı "yoksullugun azaltüması ve daha iyi ürenıe sağhğı7 ' olarak be- lırledi. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Ofı- si'nce yapılan açıklama- da, yoksulluk içindeki annelerin ölüm riskinin yüksek gelirli olanlar- dan daha fazla olduğu- na dikkat çekildi. Açık- lamada, "Heryılhemen hemen tamamıgefişmek- te olan ülkelerde olmak fizere 514 bin kadın, ge- beliğe bağta nedenlerden hayatını kaybetmekte. Bu dünyada 'her daki- kada' gebelik, doğum ya da doğum sonu kompİB- kasyonlar nedeniyle'bır kadının ölmesi' anlanu- na gelmektedir'* denil- di. UNFPA tcra Dırek- törü Thoraya Ahmed Obaid'in Dünya Nüfus Günü nedeniyle hazır- ladığı bildiride ise *Gû- venü annelik için gerek- B olan müdahalenin art- tirümasıUeberyılyanm nüiyon kadmm,yedi mü- yon bebeğin ve imkân- sızlıklardan dolayı acı çekmekte olan nıihon- larca kadının hayatını kurtarabiBriz" denildi. Türkiye'de de Sağlık" Bakanlığı'nm verilerine göre, yılda 48 bin bebek ve yaklaşık 700 anne ge- beliklerin izlenmemesi ve doğumlann saglılı ko- şullarda yapılmaması ne- deniyle ölüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle