Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
rEMMUZ2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Alkayrak
raportör oldu
• BERLİN(\A) -
jAlrranya'mn başkenti
Berın'de 6 Temmuz'da
bişlayan Avnıpa
Cöhenlik ve tşbırlîğı
Te-şkilatı Parlanenterler
Asa-nblesi (AGİT-PA)
tcplıntısı. gerel
başlanlık seçtmlerinin
ardından dürı sona erdi.
Fiaştanlığa. Ingiltere
Parlamentosu Sa\ıınma
Konıisyonu Başkanı
Bruce George seçildi.
Demokrası ve İnsan
Hakıan raportörlüğüne
ise Hollanda'nın Türk
kökenli mılletvekilı
Nebahat Albayrak
getirildi.
AK, caydrıcı
cezaistedi
• STRASBOURG
(ANKA) -Avrupa
Konseyi Bakanlar
Komitesı. Türkiye'nın
Avrupa İnsan Haklan
Mahkemesi (AÎHM)
tarafından 1996 ile 2002
arasında verilen 40 kadar
karann yerine getirilmesi
konusunda kaydettiği
ilerleme ve yenne
getinlmesi gereken
unsurlara ılişkin yenı
geçici bır karar aldı.
Avrupa Konseyi (AK)
tarafından yayımlanan
açıklamada. işkence gibi
suçları işleyen Türk
güvenlik güçleri için
etkin ve caydıncı ceza
istendi.
Almanya'da PKK
duruşması
• BERLİN(AA)-
Almanya'nın Düsseldorf
Yüksek Eyalet
Mahkemesi. terör örgütü
PKK'nin sözde bölge
sorumlusuna 3 yıl 3 ay
hapis cezası verdi.
Mahkeme karannda. 45
yaşındaki sanığın
yasadışı örgüte üye
olmak, örgütün Ruhr \e
Ren bölgesi
sorumluluğunu yapmak
ve PKK yandaşlanru
sahte kimliklerle
Almanya'ya
getirmekten yargılandığı
ve hapis cezasına
çarptınldığı behrtildı.
NATO gemileri
Tuda'da
• İstanbul Haber
Servisi - NATO Güney
Bölgesi Mayın Karşı
Tedbirlen Kuvveti'ne
(MCMFORSOUTH)
bağlı tspanya. îtalya.
Almanya. Ingiltere.
Yunanistan ve
Türkiye'ye ait 6 gemi.
zıyaret amacıyla Tuzla
Limanfna aeldi.
MCMFORSOUTH'a
komuta eden tspanyol
gemisi "SPS Diana"nın
ttalyan Komutanı Deniz
Albay Fernando Lista
Blanco. gemide
düzenlediği basın
toplantısında. kuv\ete
komuta eden ülkelerin
her yıl değiştiğini ifade
ederek geçen yıl
Türkiye'den aldıklan
komuta göreviru.
gelecek yıl Almanya'ya
devredeceklerini anlattı.
Osman Çeken
yakalandı
• İstanbul Haber Senisi
- Oğluna Galatasaray
Adası'nda yaptığı sunnet
düğününde hediye edilen
silah nedeniyle hakkında
dava açılan Bedrettin
Ekdi'nın yaralanmasına
ilişkin aranan Osman
Çekenin. Beyoğlu'nda
bir banka şubesinde
yakalandığı açıklandı.
Çekene yardımcı
olduğu gerekçesiyle 1
kişi gözaltına alındı.
Riva'da 1
çocuk boğuldu
• İstanbul Haber Servisi
- Beykoz Rıva Çayağzı
2. Koy'a. aileleriyle
piknik yapmaya giden ve
sennlemek amacıyla
denizeairen R. E. (15),
Y.S.(15).D. P.(15)ve
A. T. ÜO) dalgalann
arasında kaldı. Yurttaşlar
ve cankurtaranlar üç
çocuğu kurtararak kıyıya
çıkarmayı başanrken
Rabia Erdoğan çabalara
rağmen boğularak
yaşamını yitirdi.
Akademik Elemanlar Derneği binden fazla öğretim üyesinin şeriatçı olduğunu ileri sürdü:
Üniversite irticakıskacındaSAMSUN (Cumhuriyet) -
Samsun Akademik Elemanlar
Derneği Başkanı Prof. Dr. Mu-
saOnar. üniversitelerde binden
fazla öğretim üyesinin irticaı fa-
aliyette bulunduğunu, bunlann
bir bölümünün Hizbullahçı ol-
duğunu ileri sürdü. Onar. "Bu öğ-
retim üyelerinin büyük kısmı
YÖK tarafindan bilinmesine
karşın haklannda herhangi bir
işlem yapılmadT dedı.
'Kampuslar medrese gibi'
Prof. Dr. Onar, dernek bina-
suıda düzenlediği basın toplan-
tısında, üniversitelerdeki irticai
yapılanmaya dikkat çekti. 1980
• 1980 sonrasmda üniversite kampuslannın medrese öraeğine göre düzenlendiğini.
her birine bir cami yapıldığıru anlatan Prof. Dr. Musa Onar, "Fakülte binalannda
mescit bulunmasına karşın şeriatçı, Türk-İslam sentezci kadrolar kendi ideoloj ileri
dışında hiç kimseye yaşam hakkı tanımamaya yöneldiler" dedi.
sonrasmda üniversite kampus-
lannın medrese örneğıne göre
düzenlendiğini, herbınne bir ca-
mi yapıldığını anlatan Prof. Dr.
Onar, "Fakülte binalannda mes-
cit bulunmasma karşın şeriatçı,
Türk-İslam sentezci kadrolar
kendi kJeotojOeri dışında hiç kim-
seye yaşam hakkı tanımamaya,
onlan tasfiyeye \ önefik hareket-
lere yöneldiler. Bu geüşmelerde
YÖK'ün ve görev yapan baş-
kanlann sorumluluklan ve ku-
surlan bulunmaktadır" diye ko-
nuştu.
Üniversitelerin çeşitli tarikat-
lar ve dini cemaatlerin meşru-
laştığı kunımlar haline dönüştü-
ğünü savunan Onar, ^28 Nisan
1998'de Miffi Güvenlik Kunı-
lunda (MGK) görüşükn rapo-
ra göre, deviet üniversitelerin-
denMimarSinan.YıknzTeknik,
Trakya ve Çukurova ünhersite-
$i dışında kalanlarda Nakşüer.
Fethullahçılar, Aczmendiler, Su-
leymancılar, Nurcular gibi top-
luhıklar etkjnleşti" dedı.
'Hizbullahçılar da var'
Aym raporda üniversitelerde
binden fazla öğretim üyesinin ir-
ticai faaliyette bulunduğu ve bir
bölümünün Hizbullahçı olması-
na karşın haklannda herhangi
bir işlem yapılmadığma ilişkin
bilgıler yer aldığına dikkat çe-
ken Onar şöyle konuştu:
"Söz konusu öğretim üyefcri-
nin büyük kısmı YÖK tarafin-
dan bilinmektedir. İrticai faaü-
yetieriizlemekle görevti kunıfla-
ra yansıyan bflgflerin,YÖK Baş-
kanhğTnaaktanldığı. ancak he-
nüz ckkli sayüabilecek bir işlemin
vapdmadığ] bikiirilmektedir. Bu-
nun dışında birçok özel ve dev-
let üniversitelerinde, 1980 yıhn-
dan sonra pekişen karşıdevrim-
ci süreç ve Cumhuriyeti yıkma
girişimlerine bazen sinske ba-
zen de açıktan destekverildiğı bi-
linmektedir. Rektörtiik adayı be-
Kriemetoplanülannda oy üstün-
lüğü sağlama girişinılerinde de
bu yapıdaki hızh kadrolaşma ey-
lemleri kullanılmıştır.'"
TGS'nin 50. kuruluş yılı
Basınm
kurtuluşu
örgütlülük
tstanbul Haber Servisi - Türkiye
Gazeteciler Sendikasf nın (TGS)
kuruluşunun 50. yılı nedeniyle
düzenlenen toplantıda konuşan TGS
Genel Başkanı Şükran Soner,
gazetecilik işkolunda onurlu
çahşabilmek için sendikalaşmanm
gerektiğıni vurgulayarak "Örgütsüz
hak ve hukuk savaşı verilemez" dedi.
Eski TGS Genel Başkanı Hasan
Yümaer, •'Türk basınının çalışma
hayatinın dibine vurdugunu" söyledi.
TGS'nin kuruluşunun 50. yılı Türkiye
Gazeteciler Cemiyetı (TGC) Burhan
Felek Toplantı Salonu'nda düzenlenen
törenle kutlandı. Toplantıda konuşan
Şükran Soner, basının günümüzde
örgütlülük anlamında çok kötü
durumda olduğunu söyledi. TGS'nin
kurucusu,
• TGS'nin
kuruluşunun 50.
yüı nedeniyle
düzenlenen
toplantıda, "Basın
çahşanlan, düzenli
bir iş, sürekli bir aş,
özgür bir kalem ve
aydınhk bir
gelecek istiyoriarsa
tekseçeneğin
dayanışma,
örgütienme ve
sendikal
mücadele olduğu
unutulmamahdır"
denildi
gazetecı-yazar
HıfzıTopuz,
sendikayı
kurduklan
dönemde
yaşadıklan
baskılan anlatarak
"Demokrat Parti
iktidan sendika,
çalışma haklan
gibi sözcükleri
sh asi olarak
değerlendiriyordu.
Sendikanm
açılmaması
yönünde baskılar
vardı. ama biz
direndik" diye
konuştu. Eski
TGS Genel
Başkanı Yılmaer de Türk basınının
hiçbir dönemde bu kadar zor durumda
olmadığına dikkat çekerek "Bir
gazeteci başbakan olduğu halde basın
çahşanlarmm bütün haklan eDerinden
ahndL Gazetecilerin yaşamı patronun
iki dudağının arasında. Bu bir
köleHktir" dedi. Gazeteciler Cemiyeti
Başkanı Orhan Erinç,
"sendikasrzlaşürma'" döneminde
başkanlık yaptığını belirterek "Elbet
bir gün taşlar yerine oturacak.
Gazeteciler de gerekH duyarhhğı
göstereceklerdir" dedi. TBMM
Başkanı Omer îzgi, TGS'nin kuruluş
yıldönümü dolayısıyla yayımladığı
mesajda. "Basınımız, demokrasirnizin
ve laik cumhuriyetimizin daha da
kökkşmesinde, Atatürk ilke ve
devrimlerinin yeıieşmesinde çok
önemli bir yere sahiptir" dedi.
Bflim adanu, siyasetçi,
yazar, Mehmet AB
Aybar, Aşiyan'da mezan
başmda dostian ve sevenlerinin katihmıyla anıldı. Aybar'ı
ölümünün 7. yridönümünde dostian ve sevenleri yatanz
bırakmadL Aşiyan'da dün saat 11.00'de mezan başmda
yapılan törende konuşan Aybar'ın mücadele arkadaşı
İ'ğur Can Koçak, Aybar'ı sevgi ve özlemle andıklarmı
befirtti. Koçak, "Hocam senin yokluğunda ezberciMk
devam edfyor. Yokluğun büsbütün ortada. Senin ne
dediğini anlayan insanlar olarak bir avuç kaldık" dedL
68'hler Biıüği Vakn yöneticilerinden Cüneyt Akalın da
Aybar'm sohı Türkiye'ye yay dığmı ve sosyanzm
mücadelesini Edirne'den Kars'a kadar geniş kitielerin
düşiincesi yaptığını belirterek bağunstznk mücadelesini,
Mehmet Ali Aybaranıldı Aybar dany
öğrendiğini söyledi. Aybar'm 39 yıl önce AB ile ilgfli
düşüncelerinin bugün vaşananlara açıklık getirdiğini
Mirgulayan Akabn,
U
TTP toplantisında AB'nin
emperyalist bir kurum olduğunu dile getirmişti" diye
konuştu. TTP'nin kurucusu ve Ay1)ar'm mücadele
arkadaşlarmdan Kemal Nebioğİu ise "Aybar'm,
emperyanzm karşısmda her an mücadele edümesi
gerektiğini savunduğunu" anımsatarak "yaşammm
sonuna kadar sosyafizmin savunuculuğumT yaptiğmı
befirtti. Aybar, 10 Temmuz 1995 tarihinde tedavi gördüğü
Florence Nightingale Hastanesi'nde kalp yetmezljgi
sonucu yaşamını yitirmisti. (Fotoğraf: HÎLAL KOSE)
tRCAN'IN TEDAVÎ GÖRDÜĞÜ BELİRLENDİ
Arseven 'denşeriatçı
basınayalanlama
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Dev let Bakanı Ne-
jat Arseven, İstanbul Üni-
versitesi Çapa Tıp Fakülte-
si'nde Medine Bircan adlı
hastaya, sağlık karnesinde
başı açık fotoğrafı bulunma-
dığı gerekçesiyle tedavi ya-
pılmadığı iddiasırun "tama-
men asılsn" olduğunun be-
lirlendığini bildirdi. Müfet-
tişlerce yapılan incelemede.
Bircan' ın değişik tarihlerde
hastanede tedavi gördüğü
ortaya çıktı. tslamcı gazete-
ler, olayı çarpıtarak Bircan" ın
başörtüsünden dolayı teda-
visi yapıhnadığrndan öldü-
ğünü öne sürmüşlerdi.
Arseven, yaptığı yazılı
açıklamada. böbrek yetmez-
liği ve kanser hastası Medi-
ne Bircan (71) ile ilgili bazı
basın organlannda yayımla-
nan haberlerin ardından, Baş-
bakanlık tnsan Haklan Baş-
kanlığı'nda görevli bir mül-
kiye başmüfettişi ve bir hâ-
kimin görevlendirildiğini
kaydetti.
Arseven, 4-5 Temmuz'da
yapılan incelemelerin ardın-
dan Bircan' ın başı örtülü şe-
kilde çekilmiş fotoğrafının
bulunduğu Emekli Sandığı
sağlık karnesini kullanarak
27 Temmuz 2001 '-den iriba-
ren arahklarla hastanede te-
davi gördüğünü, 26 Haziran
2002'de de kalp durması so-
nucunda öldüğünün belir-
lendiğini belirtti.
UTUKLU 6 SANIK KEFALETLE SERBEST
Vurgun davasında
tutuklu kalmadı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-MHP'lı Koray Ay-
dm' ın ıstıfasına yol açan Ba-
yındırlık Bakanlığı'ndaki
yolsuzluklara ilişkin "Vur-
gun" davasında, Müsteşar
Yardımcısı Sedat Aban'ın da
aralannda bulunduğu 6 tutuk-
lu sanık tahliye edildi. Dava-
da tutuklu sanık kalmazken
10'ar milyar lira kefaletle
tahliye edilen sanıklar hak-
landa yurtdışına çıkış yasa-
ğı karan da alındı.
Ankara 1. Ağır Ceza Mah-
kemesi'nde görülen davamn
dünkü oturumuna, Aban'la
birlikte tutuklu sanıklar es-
ki Yapı îşlen Genel Müdür
Yardımcısı İlkutiu Gönülal,
Yeterlilik Komisyonu Baş-
kanı Mehmet tnce, ihale bü-
rosu işçisi Fethi Soydan. Pır-
lanta Inşaat'ın sahıbı Musta-
faEriş. elemanı İbrahim V1H-
hat Eşmeli ile 3 tutuksuz sa-
nık ve sanık a\ııkatlan katıl-
dı. Aban'ın a\-ukatı Ceyhan
Mumcu, davayla ilgili topla-
nacak delil kalmadığını be-
lirterek müvekkilinin tahli-
yesini istedi. Diğer tutuklu sa-
nıklar da tahliyelerini iste-
diler. Mahkeme heyeti, tu-
tuklu sanıklann, tutuklu kal-
dıklan süre dikkate alınarak
10'ar milyar lira kefaletle
tahliye edilmelerine karar
verdi. Davada. 567 sanık hak-
kında. 1 yıl ile 18 yıl arasın-
da değişen hapis cezalan is-
teniyor.
Fikri ve Smai Haklar Hukuk Mahkemesi'nde verilen kararlann bozulması sorun yarattı
Yargıtay^ın iş yükü artacaktstanbul Haber Servisi - Yargıtay 11.
Hukuk Dairesi, geçen yıl tstanbul'daki
tüm adliyelerden istanbul Fikri ve Smai
Haklar Hukuk Mahkemesi'ne gönderi-
len dosyalann kendi mahkemelerine ia-
de edilip gönderme kararlannın kesin-
leştirilmesi karan verdi.
Kararla, davalann en az 2 yıl daha
uzayacağını belirten hukukçular, kara-
nn Türkiye'nın de taraf olduğu Ulusla-
rarası Trips Sözleşmesi ile AvTupa însan
Haklan Sözleşmesi'ne aykın olduğuna
da dikkat çektiler. Hukukçular, Adalet
Bakanlığı'nın istanbul adliyelerindeki
bu sorunun çözülmesi için harekete geç-
mesini bekliyor.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuru-
lu'nun karan ile geçen yıl tstanbul Fik-
ri ve Smai Haklar Hukuk Mahkemesi ku-
rulmuş v e istanbul'daki diğer asliye hu-
kuk, asliye ticaret mahkemelerinde açıl-
mış olan fikri ve smai haklarla ilgili da-
valann dosyalan, Adalet BakanlığYnın
yazılan gereğmce kayıtlan kapatılarak
kunılan yeni mahkemeye gönderilmiş-
ti. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ise bir
dosyada verdiği kararla, ihtisas mahke-
si'nin "Fikri mülkiyet haklannın uygu-
lanmasma ilişkin işlemler adil ve taraf-
sız olacaktir. Gereksiz biçimde kanşık
ve masrafh olmayacak ya da mazeretsiz
ertelemeler ya da manbksızzaman sınır-
lamalan gerektirmeyecektir'' şeklinde-
x argıtay, geçen yıl tstanbul adliyelerinden Fikri ve Sınai
Haklar Hukuk Mahkemesi'ne gönderilen dosyalarla ilgili usul
işlemlerinin hatalı olduğu gerekçesiyle Fikri ve Sınai Haklar
Mahkemesi'nce verilen kararlan bozuyor.
mesi olarak kurulan istanbul Fikri ve
Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'ne is-
tanbul 'daki diğer mahkemelerden gön-
derilen dosyalarla ilgili usuli işlemlerin
hatalı olduğuna işaret ederek ihtisas mah-
kemesince verilen karan bozdu.
Hukukçular, karann, Tnps Sözleşme-
ki 41. maddesine aykın olduğunu belırt-
ti.
Konu ile ilgili görüş bildiren hukuk-
çular, Yargıtay'm karanndan zarar gö-
renlerin, karara AlHM nezdinde karşı çı-
kabileceğini ve AİHM'nin makul yar-
gılama süresinin ihlali olarak benimse-
yerek Türkiye 'yi gereksiz yere tazmınat
ödemeye mahkûm edebüeceğini ifade et-
tiler.
'Gecikmiş bir tepki'
Hukukçular, Yargıtay karanmn, Ada-
let Bakanlığı'nın mahkemelere talimat
vermesine "gecikmiş bir tepki" niteliğin-
de olduğunu. ancak Yargıtay ile bakan-
lık arasındaki uyuşmazlığın, gönderme
karan veren mahkemelere ve davamn
taraflanna fatura edilmesinin doğru ol-
madığını, Yargıtay'ın iş yükünü de ge-
reksiz yere arttıracağını öne sürdü.
Aynca göndenne kararlannın, ihtisas
mahkemelerinin kuruhnasıyla oluşan iş-
bölümüne ilişkin kararlar olduğu için
temyiz edilmemesi gerektiği belirtile-
rek aynı türden davalara bakan 4. Hukuk
Dairesi'nin görüşünün henüz belli ol-
madığını ifade edildi.
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Siyasetin Gerçekleri
Çok satışlı medyanın bir süredir izlediği yayın po-
litikaları DSP'deki fırtınanın da habercisiydı.
"Kayıtsız şartsız Avrupa Birliği" hedefi ılk adım-
da Ecevit'in yerine Özkan ın getirilmesini, ardından
da Avrupa Birliği üyeliği için ayak sürüyenlerin dev-
re dışı bırakılmasını öngörüyordu.
Ortaya atılan senaryolardan en ağırlıkh olan ve so-
nun başlangıcını tetikleyen de sanırız bu senaryo ol-
du.
DSP olayı, siyasal yaşamımızın iki yönünü daha
tartışılmaz biçimde ortaya attı.
Bunlardan ilkı, Siyasal Partiler Yasası'nın lidersul-
tasına olanak sağlayan yapısıydı.
Siyasal Partiler Yasası'na uygun olarak düzen-
lendiği Cumhuriyet Başsavcısı'nın da itiraz edeme-
mesinden anlaşılan DSP Tüzüğü, salt genel başka-
nın tercihleri üzerine oluşturulmuştu.
Genel başkan, yerel yöneticileri hatta parti dele-
gelerinı bile görevden uzaklaştırabıliyor, yerterine
yenilerini atayabiliyordu.
Gereklı sayıya ulaşılsa bile olağanüstü genel ku-
oıl gündemine seçim maddesinin konulması olası
değildi. Gündeme seçim maddesinin konulmasının
tek karar yetkilisi genel başkandı.
Konunun birbaşkayanı, DSPTüzüğü'nün gizli bir
belge niteliğinde olmasıydı. Tüzük ancak mahkeme
karan ile sağlanabildi de kamuoyu gerçekleri öğren-
miş oldu.
DSP'den kopanlann belkı de en büyük yanlışı bu
yapıdaki bir partide kalıp çalışmaya yıllar yılı hoş-
görü ile bakmalarıydı.
• • •
DSP'den kopanlar "siyasette vefa" kavramına
büyük bir kurtarıcı olarak sanldılar. Buradaki çeliş-
ki de parti ıçi çekişmeler sırasında daha önce vefa-
sızlıkla karşılaşanlara arka çıkmak yerine, liderin
çevresinde yer almakta gösterdikleri özendi.
Eski DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, genel
başkan adayı Sema Pişkinsüt ile "ç/7e çıçeklen" ola-
rak tanımlanan milletvekillerine uygulanan yöntem-
ler sırasında kimsenin aklına "siyasette vefa" gel-
memiş ve tavır konulmamıştı.
• • •
Milliyetçi Hareket Partisi, Meclis'in olağanüstü
toplanması konusunda başvurusunu dün yaptı. Ar-
ttk Meclis'in 1 Eylül'de toplantıya çağrılacağı kesin.
Içinde bulunulan hava ıçinde "Meclis Avrupa Bir-
liği'ne uyum yasalannı çıkarttıktan sonra seçim ka-
ran alsın" önerilerinin de geçerliği kalmadı. Kalsay-
dı da zaten olanaksızdı. Meclis içtüzüğü 16 ayrı ko-
misyon kurulmasını öngörüyordu. Üyeliklerisegrup-
ların sayılarınagöre bölüştürülüyordu. Içtüzüğe gö-
re DSP'den kopanlann komisyon üyelikleri de düş-
tüğüne göre yenı bır paylaşım gerekiyordu. Bu ne-
denle de tasan ve önerilerin görüşülmesi de olanak-
sızlaşmıştı.
Seçim yapıldı diyelim. Meclis toplanacak ama ya-
sa yapamayacak. Çünkü Anayasa Mahkemesi'nin
iptal karan yürürlüğe girmiş olacak.
•••
Senaryolar yerine çanklı erkânı harp köylü vatan-
daşa kulak vermekte yarar var.
Bir yaya, gideceği yeri söyleyip ne kadar zaman-
da gideceğini sordugu köylü vatandaştan şu yanı-
tı almış.
- Şöyle bir yürü bakalım.
Yaya bir sure yürüdükten sonra, köylünün bağır-
masını duymuş:
- Bir saatte gidersin.
Yaya meraklanıp geri dönmüş ve sormuş:
- Niye arkamdan söyledin?
Yanıtşu:
- Eeee.. yürüyüş hızınızı bilmeden nasıl söyleye-
bilırdim.
• • •
Ufukta seçim görününce İş Yasası ön Tasansfnın
önemı de azaldı. Ama bir aksaklığı belirtmekte ya-
rar var.
Ön tasarıya göre özel öğretim kurumlarında gö-
rev yapan öğretmenler de artık özel yasalarına de-
ğil, ış Yasası'na tabi olacaklar.
Çünkü iş Yasası'nın dışında bırakılan yasalar ara-
sında 625 sayılı Özel öğretim Kurumlan Yasası yer
almıyor.
Adına bakarsak yanılabilirız ama söz konusu ya-
sa 51 madde ile 2 ek, 1 geçici maddeden oluşuyor.
32 ile 40'ıncı maddeler arasında yer alan 9 mad-
de, öğretmenlerin ücretlerini, çalışma koşullarını,
ücretin zamanında ödenmemesinin sonuçlarını be-
liriiyor.
Yasanın yok sayılması inşallah unutkanlık sonu-
cudur. öğretmenlere yönelik birtutum değildir. Sen-
dıkaları elbette üyelerinin haklarını savunmada
gerekeni yapmaya başlamışlardır.
oerinc(g cumhuriyet.com.tr
11 Temmuz Dünya Nüfus Cünü
Dakikada bir kadın
gebelik nedeniyle ölüyor
tstanbul Haber Servi-
si - 11 Temmuz Dünya
Nüfus Günü'nde, geliş-
memiş ve gelişmekte
olan ülkelerin önemli bir
sorunu ele almıyor. Bir-
leşmiş Milletler Nüfus
Fonu(UNFPA),buyılın
temasmı "yoksullugun
azaltüması ve daha iyi
ürenıe sağhğı7
' olarak be-
lırledi.
Birleşmiş Milletler
Nüfus Fonu Türkiye Ofı-
si'nce yapılan açıklama-
da, yoksulluk içindeki
annelerin ölüm riskinin
yüksek gelirli olanlar-
dan daha fazla olduğu-
na dikkat çekildi. Açık-
lamada, "Heryılhemen
hemen tamamıgefişmek-
te olan ülkelerde olmak
fizere 514 bin kadın, ge-
beliğe bağta nedenlerden
hayatını kaybetmekte.
Bu dünyada 'her daki-
kada' gebelik, doğum ya
da doğum sonu kompİB-
kasyonlar nedeniyle'bır
kadının ölmesi' anlanu-
na gelmektedir'* denil-
di. UNFPA tcra Dırek-
törü Thoraya Ahmed
Obaid'in Dünya Nüfus
Günü nedeniyle hazır-
ladığı bildiride ise *Gû-
venü annelik için gerek-
B olan müdahalenin art-
tirümasıUeberyılyanm
nüiyon kadmm,yedi mü-
yon bebeğin ve imkân-
sızlıklardan dolayı acı
çekmekte olan nıihon-
larca kadının hayatını
kurtarabiBriz" denildi.
Türkiye'de de Sağlık"
Bakanlığı'nm verilerine
göre, yılda 48 bin bebek
ve yaklaşık 700 anne ge-
beliklerin izlenmemesi
ve doğumlann saglılı ko-
şullarda yapılmaması ne-
deniyle ölüyor.