25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
i HAZİRAN 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA SAGLIK Sigarayı bıraktı ödülü kazandı • ELAZIĞ(AA)-Fırat Unı\ersitesi'nde (FÜ) öğraıim gören bir öğrenci, sigarayı bırakma kampanyasma katlarak ödül kazandı. Bu yıl ilk kez yapılan "BırakKazan2002 Uluslararası Çekilişli Sigarayı Bırakma Kampanyası" FÜ Rektörlüğü tarafindan da yapıldı. Tıp Faİcültesfnde düzenlenen törende, FÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr AlaattinÇukuro\alı, 2-9 Mayıs tanhlen arasındaki kampanyaya 231 öğrencinin katıldığını ve katılımcılann kımyasal testlerden geçırüdiğinı söyledı. Sigarayı bırakma kampanyasma destek veren tek ünrversıte olduklannı belirten Çukurovah, bundan sonraki dönemlerde katılımm daha yüksek olmasını bekledıklerini belirtti. Şizofreni Vaktı kunuluyop • İSTANBUL (AA)- Alanında Türkıye'de ilk olacak "Ruh Sağhğı ve Şızofreni Vakfı" kuruluyor. Vakfin kuruluş çahşmalannı değerlendirmek amacıyla Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda konuşan Özel Okmeydanı Hastanesı Yönetim Kunılu Başkanı ve vakıf ginşimcisı Dr. Ercan Kesal, amaçlannın şizofrenı ve ruh hastalannın sosyal yaşamdan uzaklaştınlmadan tedavi edilerek hayata yeniden kazandınlmalarını sağlamak olduğunu belirtti. HamMkte C vttamminin önemi • CHİCAGO (AA) - Hamile kadınlarda C vitamini eksikliğinin damar sertlığıne yol açarak preeklampsiye (tansiyon artışıyla üre yükselmesi) yol açabıldığı saptandı. Hamilelik ve yüksek tansıyonla ılgilı bir toplantıda açıklanan raporda, C vitamini eksikliğinin damar serthğine yol açtığı belırtildı. Uzun zamandan beri C vıtamınınin preeklampsi riskını azalttığının büindiğinı arumsatan bılim adamlan, yeni araştırmayla bunu bılimsel açıdan kanıtladıklannı soyledıler Bir damla kan tıayatkurtarıyop • ANKARA(ANKA)- Kalıtsal bir metabolik lastalık olan ve çocukta :ekâ geriliği gibi rahat- ıızlıklara neden olan -enülketonürinin ço- :uktan alınan bir damla tan ile belirlenebildiğı ;e tedavi edilebüdiği jelirtiliyor. Sağlık Ba- •canlığı, 1-7 Haziran ta- ihlerini Fenilketonün Haftası olarak kutluyor. Fenilketonün tarama testinin ücretsiz yapıldı- ğı belirtilirken, bebekler doğduktan ve beslen- meye başladıktan 24 sa- at sonra mutlaka topuk- tan bir damla kan aldı- nlması \ e test ettirilme- sı gerektıği bildiriliyor. Soluduğumuz hava, içtiğimiz su, çöpler, yediklerimiz, hepsi sağlığımızı tehdit eden birer sorun haline geldi Yaşamsk mucize gibiSAADET USLU Hormonlu gıdalar, gürültü, dü- zenli toplanmayan çöpler, hava kirliliği derken sağlığımız elden gidiyor. Yapılan pek çok çalış- mayla son yıllarda görülme sık- lığı azalsa da büyük şehrinbu so- runlan, bağırsak enfeksiyonlann- dan ıshale. sağırlıktan kansere kadar pek çok hastalığa neden olabüiyor. Bergamalı köylülerin yaşadık- lan yerin kirlenmesını önlemek için verdikleri mücadele, Yata- ğan Termik Santrah'nın kapa- tılması ıçın halkın çabası hâlâ akıllarda. Yaşadıklan çevreyi temiz tut- mak için bir avuç insanın çaba- sı, gıderek gürültü, görüntü ve atık çöplüğü haline gelen çevre- mızi kurtarmaya yetmiyor. Pek çok insanın dihnde olan hijyen ise (sağlıklı olma-Yunan mitolojisinde Tann Eskolop'un kızı) sağlıklı bannmadan su ve beslenmeye kadar pek çok şeyi içeriyor. Marmara Üniversitesı Sağlık Eğitim Fakültesı Dekan Yardımcısı ve Halk Sağhğı Uz- manı Prof. MithatKryak, sağlık- lı olabilmek için en önemli un- surlardan bırinin yeterlı ve te- miz çeşme suyu olduğunu söy- lüyor. tstanbul'da hâlâ çeşme- sınden su akmayan evler bulun- duğunu kaydeden Kıyak. "Yaşa- nılan yerde hava kirüligi, toz ol- mamah, görüntü kirfiliği olma- malı. Yollarda çöp. sıvasız bina üzerindeki demir görüntüleri, önünden dere akan evler hâlâ pek çok mahallenin klasik gö- rüntüleri. Bunlar ruhsal sağhğı- mızı bozuyor" dedı. Kıyak, şe- beke sulanna alternatif olarak kullanılan damacanalann klor- lanmadığı için daha büyük bir risk taşıdığını da söylüyor. Kı- yak, bunlann denetiminin çok iyi yapılması gerektiğinı kayde- dıyor. Hijyen nedeniyle hasta- lanmalann giderek azaldığını da belirten Mıthat Kıyak. "Artık fabıikalarantmavefihreyapma- ya başladı. Su ve kanalizasyon sorunu çok yerde halledildi. Tü- keticiler bilinçleniyor" dedi. Kıyak,çocuklarda en sık kar- şılaşılan ishalin ise son yıllarda- ki altyapı çahşmalan ve sağlık hizmetleri sayesınde ildnci, üçün- cü sıralardan altıncı sıralara ka- dar gerilediğini kaydetti. TEDAVÎDE YENİ TEKNÎKLER HEYECAN VERlCt Meme kanserinde kafalar karıştı Dış Haberler Servisi - Meme kansen- nin tanısında ve tedavisinde yenı ortaya çıkan teknıkler heyecan vencı oldugu kadar kafa kanştıncı da. Time dergisi, 10 Haziran tanhlı son sayısında erken aşa- madakı meme kansennın yarattığı soru ışaretlerine yer verdi. Bugün meme kanseriyle ilgili tartış- maların merkezınde, mamografı cıha- zından önce keşfedılemeyecek küçüklük- teki habis oluşumlar yer alıyor. Doktor- lar ellenne misket büyüklüğünde tümör geldığinde ne yapmalan gerektiğini bı- liyorlar: Cerrahı müdahale, radyoterapı ve kemoterapı. Ancak nokta nokta şek- lindekı kanserlere ne yapmak gerekir? Meme kansen uzmanlarını en çok uğ- raştıran sorun süt kanallanndaki karsi- noma in sıtu (DCIS), diğer deyişle he- nüz başlangıç aşamasında olan kanser. 30 yıl önce, genellikle vücudun öteki bölümlenne yayılma- yan bu mınyatür tümör- lere, meme kanseri has- talannın ancak yüzde 6'sında tanı konabılı- yordu. Bugün oran, ge- lışkin tanı tekniklen sa- yesinde yüzde 20'ye çıkmış durumda. Teda- vi yöntemı ise hala ay- nı; Önce cerraht müda- hele ardından radyote- rapı. Seattle'daki Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merke- zı'nden onkolog Dr. Ju- lie Gralovv "Belki de hastalanmızj aşınteda- vi ediyoruz" dıyor. Danımarkah ıki bi- lım adamı Lancet tıp dergisinde Avrupa ve Kuzey Amenka'da mamografiyle ta- rama yönteminin etkisiyle ilgili araştır- malannın sonuçlannı yayımladılar. Ta- ramaya gıren kadınlarda hayatta kalma oranı, taramaya gırmeyen kadınlann ha- yatta kalma oranıyla aynı."' Merkezden PeterGotzscbe "Taramanın ölüm oranı- nı düşürdüğünü gösteren güveniür veri- lere sahibiz. Ancak taramadan geçen da- ha fazla kadının gereksiz yere nıastekto- mi olduğunugösterengüventtirveriler de var" diyor. Bununla bırlıkte Uluslararası Kanser Araştırma Merkezı 50-69 yaş arası ka- dınlarda düzenli taramanın ölüm riski- nı yuzde 35'e varan oranda azalttığını açıkladı. Mamografiyle ilgili tartışma- nın altında aslında daha derin bir sorun yatıyor. Tarama ve tanı teknolojısınde- ki ilerlemeler, tedavıde kaydedilen iler- • Meme kanseriyle ilgili tartışmalann merkezinde, mamografi cihazından önce keşfedilemeyecek küçüklükteki habis oluşumlar yer alıyor. Doktorlar nokta nokta şeklindeki kanserlere ne yapmalan gerektiğini bilmiyorlar. lemelen aştı ve hem doktorlar hem de hastalan tedavi seçeneği konusunda zor- da bıraktı. Bu kötü habenn yarusıra bir de iyı haber var: Kanserin moleküler kimyasıyla ılgilı araştırmalar daha ıyı tanı ve daha akıllı ılaçların çıkmasuu sağhyor. Gen bihmde kaydedilen ilerle- me sonucunda da hangı tümörülerin ya- yılma eğıliminde oldugu daha net bir şe- kılde saptanabüecek. Meme kanserlerinin büyük bölümü süt kanallannda başlıyor. Bırkaç gen, anormal bır şekılde büyümelerıne yol açan genetık hatalan bıriktırmeye baş- lıyor ve sonra hücreler DCIS'e dönüşü- yor. UCL A Tıp Fakültesı'nde meme kan- seri araştırmalannın başkanı Dr. Dennis Slamon, "Banlan DCIS'ı kanser öncesi olarak tanınılıyor ama DCIS kanser Ön- cesi değjkür. MemekanaHarmın dtşmaya- ydmanuş kansedir" diyor. Lenfbezlenne geçen tümörlerin kemıklere, beyıne, akcığerlere ve vücudun diğer yerleri- ne yayılma olasıhğı ar- üyor. Yakın zamana ka- dar lenf bezlerine ya- yılmış bir kanserin, uzun zamandır ilerle- yen bir kanser oldugu düşünülüyordu, oysa şımdı kanserin ilk baş- tan ne kadar agrasif ol- dugu sorusu üzerinde duruluyor. DCIS teda- visinı bu kadar tartış- malı kılan da bu sorun. Mamografide saptanan küçük tümörler ya çok yavaş ilerleyen, hatta belki kendı kendıne kaybolan cinstense? Tabiı kımse "bekle gör" yaklaşımını önermıyor. Eğer DCIS hıçbır zaman ka- nallann dışına çıkmıyorsa, doktorlar gör- mezden gelebılırler. Ancak en azından bır çalışmaya göre DCIS lezyonlannın yüzde 40"ı tedavi edilmedikleri takdır- de ölümcül olabilecek üıvasif (yayılma- cı) tümörlere dönüşüyorlar. Bu da şu de- mek: DCIS vakalarının yüzde 60'ı bel- ki de kadının sağlığını tehdit etmiyor, bu yüzden de çıkanlmalan şart değıl. Doktorların ıkılemı de buradabaşlıyor. Çünkü hangı kadınlardakı DCIS'ın in- vasif (yayılmacı) hangılenndekılerin non-invasif (yayılmacı olmayan) olma- dığı kestırilemıyor. Bu yüzden pek çok "masum" kadın da amelıyat masasına ya- üyor. Doktorların çoğu dabütün DCIS'la- n tehlıkeli kabul ederek tedavi etmekten yana. teşhis içinyollarda BANDIRMA (AA) - Meme kanserinde erken teşhisin önemini anlatmak amacıyia "Dünya Yürü>üşü" yapan ve Türkiye etabnu İstanbul Boğaz Köprüsü'nde başlatan Amerikalı Polh Letofskv (40), yüni\üşünün ikinci durağı olan Bandırma'da, Lions Kulübü üyelerince karşılandı. Letofsky, Lions Kulübü üyeleriyle bnükte Bandırma'dan Aksakal mevkiine kadar yapüğı yürüyüşte, meme kanserini ve erken tamnın önemini anlatan broşürter dağıttı. Amerika'da reklamcınk ve otel yöneticiüği yapan Letofsky, Batakesir üzerinden Bodrunıa geçerek yürüyüşünün Türkiye bölümünü tamamladıktan sonra Yunanistan'uı Kos Adası'na geçecek. (Fotoğraf: AA) Prof. Güler Gürsu; Sağlığa yönelik pozitif katkılar, güzelliğinize de pozitif katkıda bulunur îstanbul'da estetikkonuşuldu L luslararası Plastik ve Estetik Cerrahi Derneği'nin (ISAPS) ilk kadın ve Türk başkanı Prof. Güler Gürsu. İstanbulHaber Servisi-Türkiye 'de- kı plastik cerrahinin kuruculanndan ve Uluslararası Plastik ve Estetik Cer- rahi DernegYnın (ISAPS) ilk kadın ve Türk Başkanı Prof. Güler Gürsu, Türkiye'de ve dünyadayaygın olan yü- ze yabancı madde enjekte edümesı- nin, bilimsel olarak geçerliliğinin ka- nıtlanmadığını belirtti. Gürsu. bu maddelerin birçok yan etkisı oldu- ğuna dikkat çekti. 16. Uluslararası Plastik ve Estetik Cerrahi Kongresi İstanbul LütfıKır- dar Kongre ve Ser- gı Sarayı'nda ya- pıldı. Kongre 600'den fazla yer- li ve yabancı katılımcıyı ağırladı. Kongreye başkanlık eden Güler Gür- su. Türkiye'deki hastalann, tüketıci olarak bilinçlenmesi gerektiğini vur- guladı. Türkiye'de plastik cerrah ol- madan plastik cerrahi amelıyatlan yapanlar olduğunu bıldıren Gürsu, "Hasta, doktorunun plastik cerrah olup olmadığmı Türk Plastik ve Es- tetik Cerrahi Derneği'ne sorup öğre- nebiMr" dedi. Gürsu, yüze enjekte edilen mad- delerin bırçoğunun geçerlilığınm bı- hmsel olarak henüz kanıtlanmadığı- nı belirterek "•Türkij'e'de ve Avru- pa'da çok yaygın olarak kullanılan birçok madde var. Orneğin srvı siUkonun kuüanımıya- sak. Bunlann çoğununhayvanlar üze- rinde bile testleri tamamlanmanuş, küninin nerede nasıl ürerildiği beUi • Gürsu, "Kişinin bedenindeki bir bozukluk ruh bütünlüğüyle beden bütünlüğü arasmda bir zedelenme meydana getiriyorsa buna estetik cerrahi müdahalesi gerekiyor" dedi. değiL, aynca birçok yan etkisi var, bu nedenle bunlann kullanılınasına ke- sinlikle karşıyım. Ama ben bu doğru demiyorum, bu benim kişisel terci- him" dıye konuştu. Sağlıklı obnanın güzel ohnayı sağ- layan bir şey olduğunu \oirgulayan Gürsu, "GüzeUik bir denge meselesi- dir, bir uyum meselesidir. Kendinize iyi bakarsınız, kendinize dikkat eder- siniz, giyeceklerinize, beslenmenize dikkat edersiniz, egzersiz yaparsımz, uyku düzenine dikkat edersiniz, siga- raiçnÜNorsunuzdur. Bunlarsağhğayö- nelik pozitif katkılanfar, ama aynı za- manda güzelliğinize de pozitif katkı- larda bulunur" şekhnde konuştu. Sağ- lıklı yaşamanuı güzelliğe fayda sağ- lamadığı durumlarda olduğunuarum- satan Gürsu, "•Bunlar, sağbğuuzla il- gili güzelliğinize ekleyebileceğiniz şey- ler. Ama diğer ta- raftankişh)içokra- hatsız eden bir uz- YU veya kaza yara- sı varsa, buna sağ- hklailgilineyapar- sa yapsın çözüm bulknıavabüir" de- di. Estetik cerrahiye psıkolojik ola- rak ınsanlann ihtiyaçlannın olduğu- nu da belirten Gürsu, şöyle konuştu: "Estetik cerrahi, çokkısa zamandave bıçak ucuyla yapılan bir psikoterapi. K^ininbedenindekibir bozukluk ruh bütünlüğüyie, beden bütünlüğüyle ki- şideki bozukluk bir zedelenme mey- dana getiriyorsa buna estetik cerrahi müdahalesi gerekiyor.'7 Büyük sehirlerin sorunları Sağlığımızı tehdit eden unsurlar: U • Gürültü; Türkiye'de her 10 kişiden binnde işitme kaybı var. Kulagı ağntan, çınlatan gürültü veya sa- ğjrlıkyaşatanseslerin işit- meye zarar verdiği kabul ediliyor. Uzmanlar 85 desibelin (dB) üstünü zararh olarak kabul ediyorlar. Günlük yaşantımızda, içinde bulunduğu- muz işyeri, köprüler, karayollan, havaalaru, yüksek sesli müzik çalınan yerler işitme so- rununa yol açabiliyor. • Açüktasaulangıdalar, Hâlâpek çok yer- de yeşiî sebze yetıştınlırken fossepnk kanş- mış sular kullanıhyor. Bu tür gıdalar tuz ya da sirkede bekletildikten sonra iyice yıka- narak tüketilmeli. Meyvelerde ise tam olgun- laşma döneminde ilaçlama yapılır. Kimya- sallann vücuda geçmemesı için yenmeden önce iyice yıkanması gerekiyor. Beslenme bozukluklanyla, Türkiye'de 1-5 yaş arası çocuklarda ikinci ölüm nedeni olan ıshal, pa- razitler gibibağırsak enfeksiyonlan göriile- büiyor. • Hormonlu gıdalar; Çok sayıda araştır- ma yapümasına karşın hâlâ kesin sonuçla- nn olmadığı hormonlu gıdalardan Avrupa ül- keleri kaçınıyor. Tür- kiye'de ise yetersiz la- boratuvarlar nedeniyle sadece ihraç ürünlerde kalın- tı araştırması yapılıyor. • Su; Kırsal alanlarda kişi başına su ih- tiyaa 50-60 litre, kentlerde ise 500-600 lit- re. İSKI, tstanbul'daki şehır şebeke suyunun içilebilir olduğunubelirtiyor. Ancak su hav- zalannın yakınında bulunan yerleşim yer- lerinden evsel ahklann sızurtı yapması hâ- lâ bir sorun. • Açıktan akan dere ve deniz-göl; Kım- yasal maddelerve kanalizasyon atklannı ta- şır. Birçok bakteri ve virüs taşırlar. Ağız ve dışkı yoluyla geçenbulaşıcı hastalıklara ne- den olur. Tifo, dizanteri, kolera, hepatit, der- matitler. egzama gibi. Yetkililer tstanbul çevTesindeki çoğu kıyının kirli olduğunu söylemesine karşın hâlâ insanlar denize gir- mekte ısrar ediyor. Denizden dermatit ve ko- leraya yakalanılabiliyor. •Auldan Istanbul'da günde 80bintop çöp üreriliyor. Çevrede uzun süre kalan plastik, deterjan, tanm ilaçlan, pil, akü, böcek öldürücüler gibi ahklar önce toprağa, bıtki zinciriyle de insana geçiyor. Bunlann cinsle- rine göre ayn toplanmasıya da yok edümesi gerekiyor. istan- bul Büyükşehir Belediyesi, top- lanan evsel atıklan 8 haftalık bir işlemden geçırdikten sonra gübre haüne ge- tiriyor. • Kaba organik idıietkUer, Dünyanın en tehlıkeli kimyasallan olan Kalıcı Orga- nik Kirleticiler'i (KOK) yasaklayan ilk ulus- lararası anlaşmaya ımza atan Türkiye'nin PVC, klor üreten sanayi kuruluşlannda, ka- h atık yakma tesislerinde köklü altyapı de- ğişiklikleriyapması gerekiyor. Türkiye'nin tekkaü atıkyakma tesisı olan tZAYDAŞ ile PVC, klor üreten PETKÎM, anlaşma gere- ği ya kapatılacak ya da temiz üretim yön- temlerine geçecek. PVC, PCB üretimi veka- tı atıkyakma sırasında açığa çıkan dioksin- ler ve fuaranlar ile DDT, "kirii düzme" di- ye nitelenen KOK'lar arasında yer alıyor. KOK'laramaruzkalanlarda öğrenmebozuk- luğu, kısırlık, üreme sorunu, bağışıklık sis- temi değişikükleri, şeker hastalığı sıklığın- da artış gibi sorunlar görülüyor. • Hav-akiriiliği FA, işyerleri, sanayikuru- luşlan, otomobiller- den kaynaklanan gaz atıklar ha- vanın bileşimini değiştirerek ınsan sağhğını tehdit ediyor. Örneğin sanayiyi şehirden uzaklaştırmak için kurulan Ücitelli Sanayi Sitesi'ninyanına büyükşehir belediyesi toplu konut yerleşimleri kuru- yor. Istanbul'da nüfus artışıyla birlıkte ev- ler artık fabrikalann dibinde. Her an solu- duğumuzhavaya kanşan kükürtdioksit, kar- bon monoksit, karbon dioksit, kurşun bile- şikleri, karbon partikülleri, toz vb. hem asit yağmurlanyla gıdalanmızm yetiştiği top- rağa, içtiğimiz suya kanşıyor hem de at- mosferin ısınmasına neden oluyor. Okullara baz lstasyonu • Bazistas\»nlan; Halkıntepkilerine kar- şın evlere, okullara bile takılanbaz istasyon- lanrun ınsan sağhğını tehdit ettiği düşünü- lüyor. Bağışıklık sıstemi, kanyapım sistemi, sinirsistemi, sindirimsistemi,kalp-damarsis- temi gibi hemen tüm sistemler elektroman- yetik alanlardan olumsuz olarak etkilenebi- liyor. Uzmanlar, ıstasyonlann okul, kreş, hastane gibi yerlere kesinlikle konmaması- nı, çocuklara cep telefonu ahnmamasını is- tiyor. tstanbul'da 2 bin 500, Türkiye'de 15 bin baz istasyonu bulunuyor. GSM fırmalannın baz istasyonlan için ödedikleri yıllık kira bedelinin 5-10 bin dolar arasıriSa değişme- si, mülk sahiplerine cazip geliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle