Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
i HAZİRAN 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
SAGLIK
Sigarayı bıraktı
ödülü kazandı
• ELAZIĞ(AA)-Fırat
Unı\ersitesi'nde (FÜ)
öğraıim gören bir
öğrenci, sigarayı
bırakma kampanyasma
katlarak ödül kazandı.
Bu yıl ilk kez yapılan
"BırakKazan2002
Uluslararası Çekilişli
Sigarayı Bırakma
Kampanyası" FÜ
Rektörlüğü tarafindan da
yapıldı. Tıp
Faİcültesfnde
düzenlenen törende, FÜ
Rektör Yardımcısı Prof.
Dr AlaattinÇukuro\alı,
2-9 Mayıs tanhlen
arasındaki kampanyaya
231 öğrencinin
katıldığını ve
katılımcılann kımyasal
testlerden geçırüdiğinı
söyledı. Sigarayı
bırakma kampanyasma
destek veren tek
ünrversıte olduklannı
belirten Çukurovah,
bundan sonraki
dönemlerde katılımm
daha yüksek olmasını
bekledıklerini belirtti.
Şizofreni Vaktı
kunuluyop
• İSTANBUL (AA)-
Alanında Türkıye'de ilk
olacak "Ruh Sağhğı ve
Şızofreni Vakfı"
kuruluyor. Vakfin
kuruluş çahşmalannı
değerlendirmek
amacıyla Tank Zafer
Tunaya Kültür
Merkezi'nde düzenlenen
toplantıda konuşan Özel
Okmeydanı Hastanesı
Yönetim Kunılu Başkanı
ve vakıf ginşimcisı Dr.
Ercan Kesal, amaçlannın
şizofrenı ve ruh
hastalannın sosyal
yaşamdan
uzaklaştınlmadan tedavi
edilerek hayata yeniden
kazandınlmalarını
sağlamak olduğunu
belirtti.
HamMkte C
vttamminin önemi
• CHİCAGO (AA) -
Hamile kadınlarda C
vitamini eksikliğinin
damar sertlığıne yol
açarak preeklampsiye
(tansiyon artışıyla üre
yükselmesi) yol
açabıldığı saptandı.
Hamilelik ve yüksek
tansıyonla ılgilı bir
toplantıda açıklanan
raporda, C vitamini
eksikliğinin damar
serthğine yol açtığı
belırtildı. Uzun
zamandan beri C
vıtamınınin preeklampsi
riskını azalttığının
büindiğinı arumsatan
bılim adamlan, yeni
araştırmayla bunu
bılimsel açıdan
kanıtladıklannı
soyledıler
Bir damla kan
tıayatkurtarıyop
• ANKARA(ANKA)-
Kalıtsal bir metabolik
lastalık olan ve çocukta
:ekâ geriliği gibi rahat-
ıızlıklara neden olan
-enülketonürinin ço-
:uktan alınan bir damla
tan ile belirlenebildiğı
;e tedavi edilebüdiği
jelirtiliyor. Sağlık Ba-
•canlığı, 1-7 Haziran ta-
ihlerini Fenilketonün
Haftası olarak kutluyor.
Fenilketonün tarama
testinin ücretsiz yapıldı-
ğı belirtilirken, bebekler
doğduktan ve beslen-
meye başladıktan 24 sa-
at sonra mutlaka topuk-
tan bir damla kan aldı-
nlması \ e test ettirilme-
sı gerektıği bildiriliyor.
Soluduğumuz hava, içtiğimiz su, çöpler, yediklerimiz, hepsi sağlığımızı tehdit eden birer sorun haline geldi
Yaşamsk mucize gibiSAADET USLU
Hormonlu gıdalar, gürültü, dü-
zenli toplanmayan çöpler, hava
kirliliği derken sağlığımız elden
gidiyor. Yapılan pek çok çalış-
mayla son yıllarda görülme sık-
lığı azalsa da büyük şehrinbu so-
runlan, bağırsak enfeksiyonlann-
dan ıshale. sağırlıktan kansere
kadar pek çok hastalığa neden
olabüiyor.
Bergamalı köylülerin yaşadık-
lan yerin kirlenmesını önlemek
için verdikleri mücadele, Yata-
ğan Termik Santrah'nın kapa-
tılması ıçın halkın çabası hâlâ
akıllarda.
Yaşadıklan çevreyi temiz tut-
mak için bir avuç insanın çaba-
sı, gıderek gürültü, görüntü ve
atık çöplüğü haline gelen çevre-
mızi kurtarmaya yetmiyor.
Pek çok insanın dihnde olan
hijyen ise (sağlıklı olma-Yunan
mitolojisinde Tann Eskolop'un
kızı) sağlıklı bannmadan su ve
beslenmeye kadar pek çok şeyi
içeriyor. Marmara Üniversitesı
Sağlık Eğitim Fakültesı Dekan
Yardımcısı ve Halk Sağhğı Uz-
manı Prof. MithatKryak, sağlık-
lı olabilmek için en önemli un-
surlardan bırinin yeterlı ve te-
miz çeşme suyu olduğunu söy-
lüyor. tstanbul'da hâlâ çeşme-
sınden su akmayan evler bulun-
duğunu kaydeden Kıyak. "Yaşa-
nılan yerde hava kirüligi, toz ol-
mamah, görüntü kirfiliği olma-
malı. Yollarda çöp. sıvasız bina
üzerindeki demir görüntüleri,
önünden dere akan evler hâlâ
pek çok mahallenin klasik gö-
rüntüleri. Bunlar ruhsal sağhğı-
mızı bozuyor" dedı. Kıyak, şe-
beke sulanna alternatif olarak
kullanılan damacanalann klor-
lanmadığı için daha büyük bir
risk taşıdığını da söylüyor. Kı-
yak, bunlann denetiminin çok
iyi yapılması gerektiğinı kayde-
dıyor. Hijyen nedeniyle hasta-
lanmalann giderek azaldığını da
belirten Mıthat Kıyak. "Artık
fabıikalarantmavefihreyapma-
ya başladı. Su ve kanalizasyon
sorunu çok yerde halledildi. Tü-
keticiler bilinçleniyor" dedi.
Kıyak,çocuklarda en sık kar-
şılaşılan ishalin ise son yıllarda-
ki altyapı çahşmalan ve sağlık
hizmetleri sayesınde ildnci, üçün-
cü sıralardan altıncı sıralara ka-
dar gerilediğini kaydetti.
TEDAVÎDE YENİ TEKNÎKLER HEYECAN VERlCt
Meme kanserinde
kafalar karıştı
Dış Haberler Servisi - Meme kansen-
nin tanısında ve tedavisinde yenı ortaya
çıkan teknıkler heyecan vencı oldugu
kadar kafa kanştıncı da. Time dergisi,
10 Haziran tanhlı son sayısında erken aşa-
madakı meme kansennın yarattığı soru
ışaretlerine yer verdi.
Bugün meme kanseriyle ilgili tartış-
maların merkezınde, mamografı cıha-
zından önce keşfedılemeyecek küçüklük-
teki habis oluşumlar yer alıyor. Doktor-
lar ellenne misket büyüklüğünde tümör
geldığinde ne yapmalan gerektiğini bı-
liyorlar: Cerrahı müdahale, radyoterapı
ve kemoterapı. Ancak nokta nokta şek-
lindekı kanserlere ne yapmak gerekir?
Meme kansen uzmanlarını en çok uğ-
raştıran sorun süt kanallanndaki karsi-
noma in sıtu (DCIS), diğer deyişle he-
nüz başlangıç aşamasında olan kanser.
30 yıl önce, genellikle vücudun öteki
bölümlenne yayılma-
yan bu mınyatür tümör-
lere, meme kanseri has-
talannın ancak yüzde
6'sında tanı konabılı-
yordu. Bugün oran, ge-
lışkin tanı tekniklen sa-
yesinde yüzde 20'ye
çıkmış durumda. Teda-
vi yöntemı ise hala ay-
nı; Önce cerraht müda-
hele ardından radyote-
rapı. Seattle'daki Fred
Hutchinson Kanser
Araştırma Merke-
zı'nden onkolog Dr. Ju-
lie Gralovv "Belki de
hastalanmızj aşınteda-
vi ediyoruz" dıyor.
Danımarkah ıki bi-
lım adamı Lancet tıp dergisinde Avrupa
ve Kuzey Amenka'da mamografiyle ta-
rama yönteminin etkisiyle ilgili araştır-
malannın sonuçlannı yayımladılar. Ta-
ramaya gıren kadınlarda hayatta kalma
oranı, taramaya gırmeyen kadınlann ha-
yatta kalma oranıyla aynı."' Merkezden
PeterGotzscbe "Taramanın ölüm oranı-
nı düşürdüğünü gösteren güveniür veri-
lere sahibiz. Ancak taramadan geçen da-
ha fazla kadının gereksiz yere nıastekto-
mi olduğunugösterengüventtirveriler de
var" diyor.
Bununla bırlıkte Uluslararası Kanser
Araştırma Merkezı 50-69 yaş arası ka-
dınlarda düzenli taramanın ölüm riski-
nı yuzde 35'e varan oranda azalttığını
açıkladı. Mamografiyle ilgili tartışma-
nın altında aslında daha derin bir sorun
yatıyor. Tarama ve tanı teknolojısınde-
ki ilerlemeler, tedavıde kaydedilen iler-
• Meme kanseriyle
ilgili tartışmalann
merkezinde,
mamografi
cihazından önce
keşfedilemeyecek
küçüklükteki habis
oluşumlar yer alıyor.
Doktorlar nokta nokta
şeklindeki kanserlere
ne yapmalan
gerektiğini
bilmiyorlar.
lemelen aştı ve hem doktorlar hem de
hastalan tedavi seçeneği konusunda zor-
da bıraktı. Bu kötü habenn yarusıra bir
de iyı haber var: Kanserin moleküler
kimyasıyla ılgilı araştırmalar daha ıyı
tanı ve daha akıllı ılaçların çıkmasuu
sağhyor. Gen bihmde kaydedilen ilerle-
me sonucunda da hangı tümörülerin ya-
yılma eğıliminde oldugu daha net bir şe-
kılde saptanabüecek.
Meme kanserlerinin büyük bölümü
süt kanallannda başlıyor. Bırkaç gen,
anormal bır şekılde büyümelerıne yol
açan genetık hatalan bıriktırmeye baş-
lıyor ve sonra hücreler DCIS'e dönüşü-
yor. UCL A Tıp Fakültesı'nde meme kan-
seri araştırmalannın başkanı Dr. Dennis
Slamon, "Banlan DCIS'ı kanser öncesi
olarak tanınılıyor ama DCIS kanser Ön-
cesi değjkür. MemekanaHarmın dtşmaya-
ydmanuş kansedir" diyor.
Lenfbezlenne geçen
tümörlerin kemıklere,
beyıne, akcığerlere ve
vücudun diğer yerleri-
ne yayılma olasıhğı ar-
üyor. Yakın zamana ka-
dar lenf bezlerine ya-
yılmış bir kanserin,
uzun zamandır ilerle-
yen bir kanser oldugu
düşünülüyordu, oysa
şımdı kanserin ilk baş-
tan ne kadar agrasif ol-
dugu sorusu üzerinde
duruluyor. DCIS teda-
visinı bu kadar tartış-
malı kılan da bu sorun.
Mamografide saptanan
küçük tümörler ya çok
yavaş ilerleyen, hatta
belki kendı kendıne kaybolan cinstense?
Tabiı kımse "bekle gör" yaklaşımını
önermıyor. Eğer DCIS hıçbır zaman ka-
nallann dışına çıkmıyorsa, doktorlar gör-
mezden gelebılırler. Ancak en azından
bır çalışmaya göre DCIS lezyonlannın
yüzde 40"ı tedavi edilmedikleri takdır-
de ölümcül olabilecek üıvasif (yayılma-
cı) tümörlere dönüşüyorlar. Bu da şu de-
mek: DCIS vakalarının yüzde 60'ı bel-
ki de kadının sağlığını tehdit etmiyor, bu
yüzden de çıkanlmalan şart değıl.
Doktorların ıkılemı de buradabaşlıyor.
Çünkü hangı kadınlardakı DCIS'ın in-
vasif (yayılmacı) hangılenndekılerin
non-invasif (yayılmacı olmayan) olma-
dığı kestırilemıyor. Bu yüzden pek çok
"masum" kadın da amelıyat masasına ya-
üyor. Doktorların çoğu dabütün DCIS'la-
n tehlıkeli kabul ederek tedavi etmekten
yana.
teşhis içinyollarda
BANDIRMA (AA) - Meme kanserinde erken teşhisin önemini anlatmak amacıyia
"Dünya Yürü>üşü" yapan ve Türkiye etabnu İstanbul Boğaz Köprüsü'nde başlatan
Amerikalı Polh Letofskv (40), yüni\üşünün ikinci durağı olan Bandırma'da, Lions
Kulübü üyelerince karşılandı. Letofsky, Lions Kulübü üyeleriyle bnükte Bandırma'dan
Aksakal mevkiine kadar yapüğı yürüyüşte, meme kanserini ve erken tamnın önemini
anlatan broşürter dağıttı. Amerika'da reklamcınk ve otel yöneticiüği yapan Letofsky,
Batakesir üzerinden Bodrunıa geçerek yürüyüşünün Türkiye bölümünü
tamamladıktan sonra Yunanistan'uı Kos Adası'na geçecek. (Fotoğraf: AA)
Prof. Güler Gürsu; Sağlığa yönelik pozitif katkılar, güzelliğinize de pozitif katkıda bulunur
îstanbul'da estetikkonuşuldu
L luslararası Plastik ve Estetik Cerrahi Derneği'nin
(ISAPS) ilk kadın ve Türk başkanı Prof. Güler Gürsu.
İstanbulHaber Servisi-Türkiye 'de-
kı plastik cerrahinin kuruculanndan
ve Uluslararası Plastik ve Estetik Cer-
rahi DernegYnın (ISAPS) ilk kadın
ve Türk Başkanı Prof. Güler Gürsu,
Türkiye'de ve dünyadayaygın olan yü-
ze yabancı madde enjekte edümesı-
nin, bilimsel olarak geçerliliğinin ka-
nıtlanmadığını belirtti. Gürsu. bu
maddelerin birçok yan etkisı oldu-
ğuna dikkat çekti.
16. Uluslararası
Plastik ve Estetik
Cerrahi Kongresi
İstanbul LütfıKır-
dar Kongre ve Ser-
gı Sarayı'nda ya-
pıldı. Kongre
600'den fazla yer-
li ve yabancı katılımcıyı ağırladı.
Kongreye başkanlık eden Güler Gür-
su. Türkiye'deki hastalann, tüketıci
olarak bilinçlenmesi gerektiğini vur-
guladı. Türkiye'de plastik cerrah ol-
madan plastik cerrahi amelıyatlan
yapanlar olduğunu bıldıren Gürsu,
"Hasta, doktorunun plastik cerrah
olup olmadığmı Türk Plastik ve Es-
tetik Cerrahi Derneği'ne sorup öğre-
nebiMr" dedi.
Gürsu, yüze enjekte edilen mad-
delerin bırçoğunun geçerlilığınm bı-
hmsel olarak henüz kanıtlanmadığı-
nı belirterek "•Türkij'e'de ve Avru-
pa'da çok yaygın olarak kullanılan
birçok madde var.
Orneğin srvı siUkonun kuüanımıya-
sak. Bunlann çoğununhayvanlar üze-
rinde bile testleri tamamlanmanuş,
küninin nerede nasıl ürerildiği beUi
• Gürsu, "Kişinin bedenindeki bir bozukluk ruh
bütünlüğüyle beden bütünlüğü arasmda bir
zedelenme meydana getiriyorsa buna estetik cerrahi
müdahalesi gerekiyor" dedi.
değiL, aynca birçok yan etkisi var, bu
nedenle bunlann kullanılınasına ke-
sinlikle karşıyım. Ama ben bu doğru
demiyorum, bu benim kişisel terci-
him" dıye konuştu.
Sağlıklı obnanın güzel ohnayı sağ-
layan bir şey olduğunu \oirgulayan
Gürsu, "GüzeUik bir denge meselesi-
dir, bir uyum meselesidir. Kendinize
iyi bakarsınız, kendinize dikkat eder-
siniz, giyeceklerinize, beslenmenize
dikkat edersiniz, egzersiz yaparsımz,
uyku düzenine dikkat edersiniz, siga-
raiçnÜNorsunuzdur. Bunlarsağhğayö-
nelik pozitif katkılanfar, ama aynı za-
manda güzelliğinize de pozitif katkı-
larda bulunur" şekhnde konuştu. Sağ-
lıklı yaşamanuı güzelliğe fayda sağ-
lamadığı durumlarda olduğunuarum-
satan Gürsu, "•Bunlar, sağbğuuzla il-
gili güzelliğinize ekleyebileceğiniz şey-
ler. Ama diğer ta-
raftankişh)içokra-
hatsız eden bir uz-
YU veya kaza yara-
sı varsa, buna sağ-
hklailgilineyapar-
sa yapsın çözüm
bulknıavabüir" de-
di. Estetik cerrahiye psıkolojik ola-
rak ınsanlann ihtiyaçlannın olduğu-
nu da belirten Gürsu, şöyle konuştu:
"Estetik cerrahi, çokkısa zamandave
bıçak ucuyla yapılan bir psikoterapi.
K^ininbedenindekibir bozukluk ruh
bütünlüğüyie, beden bütünlüğüyle ki-
şideki bozukluk bir zedelenme mey-
dana getiriyorsa buna estetik cerrahi
müdahalesi gerekiyor.'7
Büyük sehirlerin sorunları
Sağlığımızı tehdit
eden unsurlar:
U
• Gürültü; Türkiye'de her
10 kişiden binnde işitme
kaybı var. Kulagı ağntan,
çınlatan gürültü veya sa-
ğjrlıkyaşatanseslerin işit-
meye zarar verdiği kabul
ediliyor. Uzmanlar 85 desibelin
(dB) üstünü zararh olarak kabul ediyorlar.
Günlük yaşantımızda, içinde bulunduğu-
muz işyeri, köprüler, karayollan, havaalaru,
yüksek sesli müzik çalınan yerler işitme so-
rununa yol açabiliyor.
• Açüktasaulangıdalar, Hâlâpek çok yer-
de yeşiî sebze yetıştınlırken fossepnk kanş-
mış sular kullanıhyor. Bu tür gıdalar tuz ya
da sirkede bekletildikten sonra iyice yıka-
narak tüketilmeli. Meyvelerde ise tam olgun-
laşma döneminde ilaçlama yapılır. Kimya-
sallann vücuda geçmemesı için yenmeden
önce iyice yıkanması gerekiyor. Beslenme
bozukluklanyla, Türkiye'de 1-5 yaş arası
çocuklarda ikinci ölüm nedeni olan ıshal, pa-
razitler gibibağırsak enfeksiyonlan göriile-
büiyor.
• Hormonlu gıdalar; Çok sayıda araştır-
ma yapümasına karşın hâlâ kesin sonuçla-
nn olmadığı hormonlu
gıdalardan Avrupa ül-
keleri kaçınıyor. Tür-
kiye'de ise yetersiz la-
boratuvarlar nedeniyle
sadece ihraç ürünlerde kalın-
tı araştırması yapılıyor.
• Su; Kırsal alanlarda kişi başına su ih-
tiyaa 50-60 litre, kentlerde ise 500-600 lit-
re. İSKI, tstanbul'daki şehır şebeke suyunun
içilebilir olduğunubelirtiyor. Ancak su hav-
zalannın yakınında bulunan yerleşim yer-
lerinden evsel ahklann sızurtı yapması hâ-
lâ bir sorun.
• Açıktan akan dere ve deniz-göl; Kım-
yasal maddelerve kanalizasyon atklannı ta-
şır. Birçok bakteri ve virüs taşırlar. Ağız ve
dışkı yoluyla geçenbulaşıcı hastalıklara ne-
den olur. Tifo, dizanteri, kolera, hepatit, der-
matitler. egzama gibi. Yetkililer tstanbul
çevTesindeki çoğu kıyının kirli olduğunu
söylemesine karşın hâlâ insanlar denize gir-
mekte ısrar ediyor. Denizden dermatit ve ko-
leraya yakalanılabiliyor.
•Auldan Istanbul'da günde 80bintop çöp
üreriliyor. Çevrede uzun süre kalan plastik,
deterjan, tanm ilaçlan, pil, akü,
böcek öldürücüler gibi ahklar
önce toprağa, bıtki zinciriyle de
insana geçiyor. Bunlann cinsle-
rine göre ayn toplanmasıya da
yok edümesi gerekiyor. istan-
bul Büyükşehir Belediyesi, top-
lanan evsel atıklan 8 haftalık bir
işlemden geçırdikten sonra gübre haüne ge-
tiriyor.
• Kaba organik idıietkUer, Dünyanın
en tehlıkeli kimyasallan olan Kalıcı Orga-
nik Kirleticiler'i (KOK) yasaklayan ilk ulus-
lararası anlaşmaya ımza atan Türkiye'nin
PVC, klor üreten sanayi kuruluşlannda, ka-
h atık yakma tesislerinde köklü altyapı de-
ğişiklikleriyapması gerekiyor. Türkiye'nin
tekkaü atıkyakma tesisı olan tZAYDAŞ ile
PVC, klor üreten PETKÎM, anlaşma gere-
ği ya kapatılacak ya da temiz üretim yön-
temlerine geçecek. PVC, PCB üretimi veka-
tı atıkyakma sırasında açığa çıkan dioksin-
ler ve fuaranlar ile DDT, "kirii düzme" di-
ye nitelenen KOK'lar arasında yer alıyor.
KOK'laramaruzkalanlarda öğrenmebozuk-
luğu, kısırlık, üreme sorunu, bağışıklık sis-
temi değişikükleri, şeker hastalığı sıklığın-
da artış gibi sorunlar görülüyor.
• Hav-akiriiliği FA,
işyerleri, sanayikuru-
luşlan, otomobiller-
den kaynaklanan gaz atıklar ha-
vanın bileşimini değiştirerek
ınsan sağhğını tehdit ediyor.
Örneğin sanayiyi şehirden
uzaklaştırmak için kurulan
Ücitelli Sanayi Sitesi'ninyanına büyükşehir
belediyesi toplu konut yerleşimleri kuru-
yor. Istanbul'da nüfus artışıyla birlıkte ev-
ler artık fabrikalann dibinde. Her an solu-
duğumuzhavaya kanşan kükürtdioksit, kar-
bon monoksit, karbon dioksit, kurşun bile-
şikleri, karbon partikülleri, toz vb. hem asit
yağmurlanyla gıdalanmızm yetiştiği top-
rağa, içtiğimiz suya kanşıyor hem de at-
mosferin ısınmasına neden oluyor.
Okullara baz lstasyonu
• Bazistas\»nlan; Halkıntepkilerine kar-
şın evlere, okullara bile takılanbaz istasyon-
lanrun ınsan sağhğını tehdit ettiği düşünü-
lüyor. Bağışıklık sıstemi, kanyapım sistemi,
sinirsistemi, sindirimsistemi,kalp-damarsis-
temi gibi hemen tüm sistemler elektroman-
yetik alanlardan olumsuz olarak etkilenebi-
liyor. Uzmanlar, ıstasyonlann okul, kreş,
hastane gibi yerlere kesinlikle konmaması-
nı, çocuklara cep telefonu ahnmamasını is-
tiyor. tstanbul'da 2 bin 500, Türkiye'de 15 bin
baz istasyonu bulunuyor. GSM fırmalannın
baz istasyonlan için ödedikleri yıllık kira
bedelinin 5-10 bin dolar arasıriSa değişme-
si, mülk sahiplerine cazip geliyor.