18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 HAZİRAN 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 Jean Racine'in tragedyasından esinlenilerek yazılan oyun, çağdaş bir yorum u atışsanaPhedra... ÇARPICI BtR YAPEVI - The VVooster Grubu'nun 'Bu Aüş Sana, Birdie'si, tiyat- roda çağdaş teknik oianaJdann kuflanıldığı çarpıcı bir örnek. SEVGİSAMJ Fransız oyun yazarlan Yunan mitologyasına daya- lı oyunlar yazmaya eğilim göstermişlerdir öteden beri. Gel gelelim ne derece başa- nlı olduklan tartışılabılir. Anouilh'un Medea'sı. Gira- udous'nun Electra'sı, Euri- pides'in ayru adlan taşıyan tragedyalanyla boy ölçüşe- mez. Aynı yazann Hippoly- tos'u kadar güçlü olmasa da Phedre'i ile klasikler arasın- da yer almaya hak kazanan Jean Racine var. (1639-99) Girit Kralı Minos'un kızı Phedra, Atina kralı These- us'a iki oğul doğurduktan sonra onun daha önceki ev- liliğınden olan Hippoly- tos'a ölesiye âşık olur. The- seus uzaklardadır. Öldüğü haberi ulaşmıştır ülkesine. Kraliçe. üveyoğlunun aşkını nef- retle reddetmesinı bıraz da onun soğuk ve aşka boyun eğmeyen bir Amazon'un soyundan gelmesine bağlamıştır. Bir başka kadmı sev- diğını öğreninceye kadar. Phedra'nın annesi Pasiphae, tan- n Helios'un kızı, bir ak boğa ile çiftleşip Minotauros'u doğurmuş, kızkardeşi Kirke, Odysseus'u yıl- larca büyüleyip adamlannı domu- za çevirmiş, yeğeni Medea aşkı- nın hor görülmesi yüzünden öz ço- cuklannın canına kıymıştı. Heli- os'un güçlü ve tutkulu kızlan ara- sında Phedra'nın üveyoğluna duy- duğu umarsız tutku belki daha ın- sanca bir zaaf sayılabilir. Racine'in Phedre'i bırçok büyük nka Oditoryumu 'na varanlar, tiyatrodaki çağdaş teknik olanakların çarpıcı bir örneğiyle karşılaşıyorlar; ışıklar, sesler, videolar kusursuz. PaulSchmidt (1934-1999) Racine 'nden esinlenerek bu oyunu yazmış. Anlatım büyük ölçüde Hippolytos 'un eğitmeni Theramenes ile Phedra 'nın dadısı Denone 'nin monologlarına dayanıyor. oyuncuya olanak sağladı: RacheL, Sarah Berhardt, Clairon gibi. 1677'de yazılan bu oyun yazann başyapıtı sayıldı. Sonra çeşitli ne- denlerden ötürü tiyarrodan uzak- laştı Racine. Corneille gibi Racine de en bü- yük utkulannı kendi ülkesinde, kendi dilınde oynanınca kazanmış- tır. 1987'dePeterSteinBerlın'deki Schaubühne am Lehniner Platzta çok ilginç bir Phedra sundu. Al- mancaya çeviren Simon Werie idi. Theseus'u Branko Sanıaroski. Phedra'yı Jutta Lampe, Hippoly- tos'u Ernst Stötzner canlandınyor- du. Çevre düzeni Lucio Fanti adı- nı taşıyordu. Sema perdesındeki bir çatlak dikkatimi çekmişri. Oyu- nun sonunda müthiş bir yıldı- nm bu çatlaktan sahneye in- dirilince ne anlama geldiğini ka\Tadım. Gelelim The Wooster Gru- bu'nun 'Bu Aöş Sana, Bir- die'sine. Enka Oditoryu- mu'na varanlar, tiyatrodaki çağdaş teknik olanakların çarpıcı bir örneğiyle karşıla- şıyorlar; ışıklar, sesler, vide- olar kusursuz. Paul Schmidt (1934-1999) Racine'nden esinlenerek bu oyunu yazmış. Anlatım büyük ölçüde Hip- polytos'un eğitmeni Thera- menes ile Phedra'nın dadısı Denone'nin monologlanna dayanıyor. Eğitmen ve dadı rollerindeki ScottShepard ile Sheena See hem kendileri hem başkalan adına konuşu- yorlar. Phedra'da Kate Vaik ile Theseus'da VVlDem Dafoe, seyrek de olsa kendi sesleriy- le konuştuklannda bu oyunculan görmenin. işitmekten daha hoş ol- duğunu düşündüm. Ölesiye rutku- lara yol açan üveyoğulda Ari FB- akos için ne diyebihrim? Yunan kaynaklı bir oyunda adı kulağa hoş geliyor. Aynca badminton tenisin- de çok enerjik, çok disiplinli. Yaşlandıkça tutucu oluyorum anlaşılan yine de. Tiyatroda pek çok yenilik beni heyecanlandınyor hâlâ 'Giilün Öfkesinde Ingilte- re'nin bir mezbahaya çevrilmesi- ne. oyunculann acayip kılıklanna hiçbır itirazım yok. Çünkü Shake- aspeare'in metni pınltısından hiç- bir şey kaybetmiyor. Unutmayalım, 'Başlangıçta ke- lâmvardı" Selim tlerfĞQ\\ trajik olduğu kadar güzelleştirici, damıtılmış bir hüzün Bunlar insanın çektiği acılardır AYŞE EMEL MESCİ Efesli filozof Herakleitos, yaklaşık 2500 yıl önce, "Aynı ırmakta iki kezyı- kanılmaz" demiş. Gençliğimde ve sanı- nm önceki sonraki yıllarda da. diyalek- tik materyalizmin meşhur "değişiınin sürekKnği'' ilkesini kanıtlamak için sık- ça başvurulan bir kalıptı bu özlü söz. Ir- mağın sulan sürekli akıp gider. deği- şün durmaz. aynı ırmağa bir kez daha giremezsin. Kara parçalan arasında ınenderesler çizen bir ırmak gibi ilerle- yen Boğaz'ın sulanna bakarken düşü- nüyorum: "Sürekli değişen sadece ır- mak mı? Irmağın hiç değişmediğini var- sayahm, yıkanacak kişinin ömrii suya girdigi iki an arasında akıp gi- dheriyor zaten... Ve beDd de teni ürperen ayağıru ikinci kez suya sokarken,Çehov'un VTş- ne Bahçesi'nin sonunda, evin içinde unutuluveren yaşlı usak Firs gibi söyleniyor ken- di kendine: Hayat çekip gitti, hiç yaşamamışım gibi." Aslında hepimizin yaşam- lan bu "ikinci kez"lerle örü- ü ve şu veya bu ölçüde far- bnda olarak, anılanmızın *ırmağryla akıp giden şim- iiki zaman "ırmağı'' kesişip iuruyor ruhumuzda. O "ır- da, belki vişne bahçesindeki ağaçlara i- nen baltalann tok sesli, tekdüze ritmi- nin kapalı camlan, kapılan aşarak gir- diği terk edilmiş bir çiftlik evinin salo- nunda, belki de kimsenin kendisini bek- lemediği sokaklarda, köşe başlannda insan duruyor bir an ve yaşamındaki ay- nlıklann muhasebesine oturuyor. Selim 1leri'nin kendisini yansıttığına kuşku bırakmamak için adını da verdi- ği yazar kimliğini (yazann adı Selim) oturttuğu bu iç çatışma bir gün yitip gi- decek olmanın kaçınılmazlığı ile ömrü- nü anlamlandırma kaygısı arasındaki trajik gerilimin üzerinde çıkılan bir anı- lar coğrafyası yolcu- luğu aynı zamanda. naklann", "kentierin", "so- kaklann" oluşturduğu anılar ;oğrafyası etrafimızı kuşatan ienizin ortasındaki bir ada gibi, duruyor yerinde. Her birimizın sendimize göre mitselleştirdiğimiz, ba- a kuytuluklanna asla dönmek isteme- iğimiz, kimi köşelerini ise akıp giden jmrümüzle birlikte durmadan güzelleş- drdiğimiz, dört mevsim güz, hüzünlü Diradabu... Evet, anılar coğrafyasının egemen rengi kesinlikle hüzün, tonlan değişse aıle... SeKm Üeri'nin 2002 Orhan Kemal Ödülü'nü kazanan son romanı "Bu Yaz Aynhğm İlk Yazı Olacak", anlatının hem ruhunu hem biçemini bir solukta afcıanveren üç cümleyle başlıyor: "Hepsi yaşamh, bitti. Zamanlan birbi- n e kanşü, tek bir zaman gibi oMu. Şim- danlatmaya, su-aya koymaya, çözme\e çfişnonım." ö "tek bir zaman" haline gelmiş akı- şıs içinde, belki bir "ırmağın" kıyısın- elim îleri'nin 2002 Orhan Kemal Ödülü'nü kazanan son romanı, insanın yaşamında kesişip duran farklı zamanlan çok ustaca bir kurgu içinde bütünleştiren; "bilinç akışı" adı verilen tekniği inanılmaz bir ritim duygusu ve söz ekonomisiyle yoğuran bir başyapıt. Eric Hobsbawm'a göre. en kaygı ve- rici özelliklerinden biri toplu bellek yi- timi olan 20. yüzyıl insanlığının, belki de en hızlı değişmiş/değiştirilmiş parça- lanndan birinde Selim Ileri, kendi ala- nındaki "değjşuni" de anlatısının temel eksenlerinden biri haline getiriyor. Ro- manın yazar kişiliği kendi anılar coğraf- yasından koptugu anlarda, çok satacak, yeniden çok okunmasını sağlayacak, entrika, seks ve TV dizisi kokan bir ro- man tasarlıyor, dudaklannın kıyısında hınzır ve alabildiğine hüzünlü bir gü- lümsemeyle. Sonra yaşanan değişimi değerlendiriveriyor birkaç cümlede: "SunBe>''i,VeciheHanun'ıkurtaranl2 E>1ül'le biriikte, Özal 'Ia birfikte -Birjük, çok büyüksosv'al reformlar diyordu Sn-- n Be>f , memlekette her şey var artık...- neyin, nelerin hızla çöktüğünü, daha da çökeceğini, yaznun çizinin de artik deği- şeceğini, bambaşka olacağmı mamış. geçnıişteki gibi yazıyordu. Baş- ka türlü yazma>i zaten bilmiyordu." Son cümle çok düşündürüyor beni: "Başka rüriü yazma>ı zaten bilmiyor- du~" Yükseltilip yükseltilip aynı hızla tuz buz olan "sözde" değerleri, içine sü- rüklenılen toplumsal girdabın "başka rürlü yazmayı" (ya da yaşamayı) bilme- dikleri için bir kenara fırlatıp atıverdiği u rurunamayanlar r> i ve ağaçlara inip du- ran baltalann gürültüsünü düşünüyo- rum. Evet, Vişne Bahçesi'nin yaşlı uşağı Firs de Selim îleri'nin romanındaki önemli leit-motivierden, onun anılar coğrafyasının demirbaşlanndan biri. 'Bu Yaz Aynhğın Ük Yazı Olacak", insanın yaşamında kesişip duran farklı zamanla- n çok ustaca bir kurgu içinde bütünleştiren; yanılmıyorsam "bilinç akışr adı verilen tek- niği inanılmaz bir ritim duy- gusu ve söz ekonomisiyle yo- ğuran bir başyapıt. Kirni za- man sözün yazardan bağım- sızlaştığını, tek kişilik bir oyu- nun başrolünü kaptığını, kimi zaman sahnenin gerisindeki fon perdesine çekilip izleyici- yi yoğun, çınlçıplak bir duy- gu şokuyla baş başa bıraktığı- m duyumsuyorsunuz. Roman- dakı yazann geceler ve günler boyunca elindeki kitabı salla- dığı, karşı binadaki sadık okuyucu Ma- dam Ester gibi hissediyorsunuz kendi- nizi kimi zaman. Anlatılann, anılann, şimdiki zamanın kişileri ve hayalleri us- ta bir ressamın birkaç firça darbesiyle sizin de yaşamınıza giriyor, daha da önemlisi sizi kendi anılannızın coğraf- yasında bir yolculuğa uğurluyorlar. Evet bu yolculuk hüzün dolu, çünkü bakım- sız bahçelerde "anı iskelefleri" ile çev- rili... Ama insanı insan yapan, trajik oldu- ğu kadar güzelleştirici, damıtılmış bir hüzün bu. Usta bir yazann kaleminden, belki daha da önemlisi "Bu kez mutia- ka anlatnıalıyinı... Bunlar insanın çekti- ği acılardır" diyen bilge ve duyarh bir gönülden damıtılmış bir hüzün... Unutmayın diyor bu hüzün, ne kişisel tarihimizi, ne toplumsal geçmişi. Çek- tiğimız. insanın acılandır. Rutkay Aziz'in yönettiği 'Memleketimden tnsan Manzaralan' Nâzun Hikmet'in 1941'de Bursa HapishanesFnde yazmaya başladığı destanuı Uk bölümünü oluştunıyor. Nâzım'ın destanı Haydarpaşa Gan'nda KülrürServisi- 13.UlusIara- rası tstanbul Tiyatro Festh'a- K'nin bugünkü oyunlanndan biri Haydarpaşa Gan'nda saat 21.00'de sahnelenecek olan Nâzun Hikmet'in 'Memleke- timden tnsan Manzaralan/Hu- man Ladscapes' adh oyunu. Günün diğer oyunu ise Atatürk Kültür Merkezı Büyük Sa- lon'da saat 20.30'da Alman topluluk Schaubühne Am Leh- niner Platz ın sunacağı 'Be- denler/Bodies'. Rutkay Aziz'in yönettiği 'Memleketimden İnsan Man- zaralan', Nâzım Hikmet'in 1941"de Bursa Hapishane- si'nde yazmaya başladığı des- tanın ilk bölümünü oluşturu- yor. Adnan Altay, Emin And, Mehmet Avdan, Savaş Barut- çu, Özge Borak, tbrahim Can, Can Ertuğrul, Eftal Gülbu- dak, Çiğdem Gürel, Güneş Han, Ali Karagöz, Alican Kar- guı, KutayKırşehniioğlu, Mü- nir Kutluğ, Emrah Ozertem, O>a Palay, Ertuğrul Postoğlu, \ur Saçbüker, Ersin Sanver, Selçuk Soğukçay, Oktay Söz- bir, Yaviız Şeker, Ceren Taşçı, Ayça Tehrmak, Avni Yalçm ve Selçuk Yüksel'in rol aldığı oyunun müziği ise Cahit Ber- kay'a ait. Festival dahilinde bugün ilk kez izlenecek diğer oyun Scha- ubühne Am Lehniner Platz'ın 2000 yılında gerçekleştirdiği, birçok festivale konuk ohnuş 'Bedenler' adh çalışması. Al- man koreograf Sasha WaMz'ın topluluğu tarafindan sahneye konulan, sert bir beden diline sahip olan yapıtta bedenin be- denlerle, imgelerle, imgelerin hareketle buluşması vurgula- nıyor. Tiyatro Festivali'nde bugün aynca, Tepebaşı TÜYAP önün- de saat 19.30'da 'Yine Ne OJ- du?', -4ziz Nesin Sahnesi'nde saat 20.30'da 'Benerci Kendini Niçin Öldürdü?', Enka Odi- toryumu'nda saat 20.30'da 'Bu Atış Sana, Birdie!' adh oyunlar da izlenebilecek. üvenpool'da 'BeatJes Alaturka' konseri • Kültür Senisi - Beatles Alaturka D.E.F Orkestra', Ingiltere Kraliçesi'nin altın zafer yılı kutlamalanna katılıyor. Grup, Kültür Bakanlığı'mn katkılanyla bugün Liverpool'da bir konser verecek. Beatles şarkılannın alaturka yorumlanacağı konser, BBC televizyonlanndan tüm dünyaya canlı olarak yayımlanacak. Daha önce Beatles Festivali'ne de katılan grup, Dağhan Baydur, Erdal Kızılçay ve Fuat Günerden oluşuyor. Orhan Pamuk'un kitabı Küptçe'ye çevrildi • DİYARBAKIR (AA) - Yazar Orhan Pamuk Benım Adım Kjrmızı' romanının Kürtçe çevünsinin tanıtımı için bulunduğu Dıyarbakır'da 'Diyarbakır 2. Sanat ve Kültür Festivali' etkinliklen kapsamında yapılan 'Edebiyarta Kültürlerarası Ilişki" adh söyleşiye katıldı. Kitabının Kürtçe çevirisının olay olmasınm anormal bir durum olduğunu ıfade eden Pamuk, Kürtçenin baskı altında bir dil olduğunu ileri sürerek, "Kürtçenin bu durumu Avrupa ve dünyaya karşı her zaman yüzümüzü kızartan bir durum olmuştur" ifadesini kullandı. Daha sonra izleyicilerin sorulannı yanıtlayan yazar, 'Bemm Adım Kırmızf kitabının Kürtçe çevirisi 'Nave mın Sore'yi imzaladı. Nâzım Hikmet Yılı etkinlikleri süpüyor • Kültür Servisi - Nâzım Hikmet Yılı etkinlikleri, bugün saat 19.00"da Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'nda gerçekleştirilecek Sinan Öğüt'ün 'Nâzım Hikmet'in Yaptığı Resimler' başlıklı dia gösterisi ile sürüyor. Aynca, Divriğı Kültür Derneğinin düzenlediği '18. Geleneksel Pılav ve Kültür Şenliği' bu yıl Nâzım Hikmet Vakfı işbirliğiyle yapılacak. Belgrad Ormanı'nda Mehmet Akif Piknik Yeri'nde saat 11.00'de başlayacak şenlikte, Şahkulu Semah Ekibi, halk oyunlan ekibi. Güneşe Türkü Grubu. Komo Amed, Hasan Erdoğan, Ali Haydar Timisi, Fuat Saka, Hasan Yükselir ve Esin Avşar katılıyor. Gül Selçuk'un sunuculuğunu üstlendiği şenlikte Rutkay Aziz de Nâzım'ın şürlerini seslendirecek. (0212292 09 69) Dünya ozanı Ankara'da anıldı • ANK\R\ (Cumhuriyet Bürosu) - Nâzun Hikmet, aramızdan aynhşının 39. yıldönümünde. başkentte düzenlenen "Nâzım Memleket, Memleket Nâzım" adh etkinlikle anıldı. Türkiye Yazarlar Sendikası Ankara Şubesi, EvTensel Kültür dergisı ve Çankaya Belediyesı'nin düzenlediği etkinlik. dün Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda gerçekleştirildi. Türkiye Yazarlar Sendikası Ankara Temsilcisi Selma Ağabeyoğlu, etkinliğin açılışmda yaptığı konuşmada, "Nâzım Hikmet, ülkemizde ve dünyada komünist mücadele tarihinin diktiği bir anıttır" dedi. Kalabalık bir izleyici topluluğunun katıldıgı etkinlikte büyük şairin şürlerinden örnekler okunurken sanatçı Nurdan Jpek, Nâzım'ın şiirlerinden bestelenen şarkılan seslendirdi. Araştırmacı-yazar Aydın Çubukçu, şair Ahmet Telli ve Vedat Ülger'in de katıldıgı etkinlikte, Yeni Türkü grubu izleycilere duygulu anlar yaşattı. 'Sondaj-Türk Fotoğraf Sanatından Katmanlar' • Kültür Senisi - Pamukbank Fotoğraf Galerisi'nde 26 Nisan'dan bu yana yer alan 'Sondaj - Türk Fotoğraf Sanatından Katmanlar' adh serginin süresi. yoğun ilgi görmesi üzerine 15 Haziran Cumartesi gününe dek uzatıldı. Sergi, 50 fotoğrafçının 70 yapıtını sanatseverlerle buluşturuyor. Türkiye'de fotoğraf sanatının otoportresi niteliğini taşıyan serginin küratörü fotoğraf tarihçisi Engin Özdenses. (0212 275 14 41) 'Sanat ve Hayat 1 bugün okuyucusuyla buluşuyor • Kültür Senisi - Kültür, sanat, edebiyat, felsefe alanında yazılara yer verecek olan 'Sanat ve Hayat' adlı dergi, ilk kez bugün okuyuculanyla buluşuyor. îki ayda bir çıkacak olan dergide Haluk Gerger, Vedat Türkali, Alaeddın Şenel, Afşar Timuçin, Feyza Hepçilingirler, Nihat Behram, Adnan Yücel, Şerol Teber, Ahmet Inam, Aslı Erdoğan, Sezai Sanoğlu, Orhan Gökdemir. Mustafa Köz, Şafak Tamer, Muhsin Kızılkaya, Cengiz Gündoğdu, MuzafTer Oruçoğlu, Sennur Sezer gibi tanınmış yazarlann yanı sıra, yeni yazarlara ve çevirilere de yer verilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle