Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 HAZİRAN 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Jean Racine'in tragedyasından esinlenilerek yazılan oyun, çağdaş bir yorum
u atışsanaPhedra...
ÇARPICI BtR YAPEVI - The VVooster Grubu'nun 'Bu Aüş Sana, Birdie'si, tiyat-
roda çağdaş teknik oianaJdann kuflanıldığı çarpıcı bir örnek.
SEVGİSAMJ
Fransız oyun yazarlan
Yunan mitologyasına daya-
lı oyunlar yazmaya eğilim
göstermişlerdir öteden beri.
Gel gelelim ne derece başa-
nlı olduklan tartışılabılir.
Anouilh'un Medea'sı. Gira-
udous'nun Electra'sı, Euri-
pides'in ayru adlan taşıyan
tragedyalanyla boy ölçüşe-
mez. Aynı yazann Hippoly-
tos'u kadar güçlü olmasa da
Phedre'i ile klasikler arasın-
da yer almaya hak kazanan
Jean Racine var. (1639-99)
Girit Kralı Minos'un kızı
Phedra, Atina kralı These-
us'a iki oğul doğurduktan
sonra onun daha önceki ev-
liliğınden olan Hippoly-
tos'a ölesiye âşık olur. The-
seus uzaklardadır. Öldüğü
haberi ulaşmıştır ülkesine.
Kraliçe. üveyoğlunun aşkını nef-
retle reddetmesinı bıraz da onun
soğuk ve aşka boyun eğmeyen bir
Amazon'un soyundan gelmesine
bağlamıştır. Bir başka kadmı sev-
diğını öğreninceye kadar.
Phedra'nın annesi Pasiphae, tan-
n Helios'un kızı, bir ak boğa ile
çiftleşip Minotauros'u doğurmuş,
kızkardeşi Kirke, Odysseus'u yıl-
larca büyüleyip adamlannı domu-
za çevirmiş, yeğeni Medea aşkı-
nın hor görülmesi yüzünden öz ço-
cuklannın canına kıymıştı. Heli-
os'un güçlü ve tutkulu kızlan ara-
sında Phedra'nın üveyoğluna duy-
duğu umarsız tutku belki daha ın-
sanca bir zaaf sayılabilir.
Racine'in Phedre'i bırçok büyük
nka Oditoryumu 'na varanlar,
tiyatrodaki çağdaş teknik
olanakların çarpıcı bir örneğiyle
karşılaşıyorlar; ışıklar, sesler,
videolar kusursuz. PaulSchmidt
(1934-1999) Racine 'nden
esinlenerek bu oyunu yazmış.
Anlatım büyük ölçüde
Hippolytos 'un eğitmeni
Theramenes ile Phedra 'nın dadısı
Denone 'nin monologlarına
dayanıyor.
oyuncuya olanak sağladı: RacheL,
Sarah Berhardt, Clairon gibi.
1677'de yazılan bu oyun yazann
başyapıtı sayıldı. Sonra çeşitli ne-
denlerden ötürü tiyarrodan uzak-
laştı Racine.
Corneille gibi Racine de en bü-
yük utkulannı kendi ülkesinde,
kendi dilınde oynanınca kazanmış-
tır. 1987'dePeterSteinBerlın'deki
Schaubühne am Lehniner Platzta
çok ilginç bir Phedra sundu. Al-
mancaya çeviren Simon Werie idi.
Theseus'u Branko Sanıaroski.
Phedra'yı Jutta Lampe, Hippoly-
tos'u Ernst Stötzner canlandınyor-
du. Çevre düzeni Lucio Fanti adı-
nı taşıyordu. Sema perdesındeki
bir çatlak dikkatimi çekmişri. Oyu-
nun sonunda müthiş bir yıldı-
nm bu çatlaktan sahneye in-
dirilince ne anlama geldiğini
ka\Tadım.
Gelelim The Wooster Gru-
bu'nun 'Bu Aöş Sana, Bir-
die'sine. Enka Oditoryu-
mu'na varanlar, tiyatrodaki
çağdaş teknik olanakların
çarpıcı bir örneğiyle karşıla-
şıyorlar; ışıklar, sesler, vide-
olar kusursuz. Paul Schmidt
(1934-1999) Racine'nden
esinlenerek bu oyunu yazmış.
Anlatım büyük ölçüde Hip-
polytos'un eğitmeni Thera-
menes ile Phedra'nın dadısı
Denone'nin monologlanna
dayanıyor. Eğitmen ve dadı
rollerindeki ScottShepard ile
Sheena See hem kendileri
hem başkalan adına konuşu-
yorlar. Phedra'da Kate Vaik
ile Theseus'da VVlDem Dafoe,
seyrek de olsa kendi sesleriy-
le konuştuklannda bu oyunculan
görmenin. işitmekten daha hoş ol-
duğunu düşündüm. Ölesiye rutku-
lara yol açan üveyoğulda Ari FB-
akos için ne diyebihrim? Yunan
kaynaklı bir oyunda adı kulağa hoş
geliyor. Aynca badminton tenisin-
de çok enerjik, çok disiplinli.
Yaşlandıkça tutucu oluyorum
anlaşılan yine de. Tiyatroda pek
çok yenilik beni heyecanlandınyor
hâlâ 'Giilün Öfkesinde Ingilte-
re'nin bir mezbahaya çevrilmesi-
ne. oyunculann acayip kılıklanna
hiçbır itirazım yok. Çünkü Shake-
aspeare'in metni pınltısından hiç-
bir şey kaybetmiyor.
Unutmayalım, 'Başlangıçta ke-
lâmvardı"
Selim tlerfĞQ\\ trajik olduğu kadar güzelleştirici, damıtılmış bir hüzün
Bunlar insanın
çektiği acılardır
AYŞE EMEL MESCİ
Efesli filozof Herakleitos, yaklaşık
2500 yıl önce, "Aynı ırmakta iki kezyı-
kanılmaz" demiş. Gençliğimde ve sanı-
nm önceki sonraki yıllarda da. diyalek-
tik materyalizmin meşhur "değişiınin
sürekKnği'' ilkesini kanıtlamak için sık-
ça başvurulan bir kalıptı bu özlü söz. Ir-
mağın sulan sürekli akıp gider. deği-
şün durmaz. aynı ırmağa bir kez daha
giremezsin. Kara parçalan arasında
ınenderesler çizen bir ırmak gibi ilerle-
yen Boğaz'ın sulanna bakarken düşü-
nüyorum: "Sürekli değişen sadece ır-
mak mı? Irmağın hiç değişmediğini var-
sayahm, yıkanacak kişinin ömrii suya
girdigi iki an arasında akıp gi-
dheriyor zaten... Ve beDd de
teni ürperen ayağıru ikinci kez
suya sokarken,Çehov'un VTş-
ne Bahçesi'nin sonunda, evin
içinde unutuluveren yaşlı
usak Firs gibi söyleniyor ken-
di kendine: Hayat çekip gitti,
hiç yaşamamışım gibi."
Aslında hepimizin yaşam-
lan bu "ikinci kez"lerle örü-
ü ve şu veya bu ölçüde far-
bnda olarak, anılanmızın
*ırmağryla akıp giden şim-
iiki zaman "ırmağı'' kesişip
iuruyor ruhumuzda. O "ır-
da, belki vişne bahçesindeki ağaçlara i-
nen baltalann tok sesli, tekdüze ritmi-
nin kapalı camlan, kapılan aşarak gir-
diği terk edilmiş bir çiftlik evinin salo-
nunda, belki de kimsenin kendisini bek-
lemediği sokaklarda, köşe başlannda
insan duruyor bir an ve yaşamındaki ay-
nlıklann muhasebesine oturuyor.
Selim 1leri'nin kendisini yansıttığına
kuşku bırakmamak için adını da verdi-
ği yazar kimliğini (yazann adı Selim)
oturttuğu bu iç çatışma bir gün yitip gi-
decek olmanın kaçınılmazlığı ile ömrü-
nü anlamlandırma kaygısı arasındaki
trajik gerilimin üzerinde çıkılan bir anı-
lar coğrafyası yolcu-
luğu aynı zamanda.
naklann", "kentierin", "so-
kaklann" oluşturduğu anılar
;oğrafyası etrafimızı kuşatan
ienizin ortasındaki bir ada
gibi, duruyor yerinde. Her birimizın
sendimize göre mitselleştirdiğimiz, ba-
a kuytuluklanna asla dönmek isteme-
iğimiz, kimi köşelerini ise akıp giden
jmrümüzle birlikte durmadan güzelleş-
drdiğimiz, dört mevsim güz, hüzünlü
Diradabu...
Evet, anılar coğrafyasının egemen
rengi kesinlikle hüzün, tonlan değişse
aıle...
SeKm Üeri'nin 2002 Orhan Kemal
Ödülü'nü kazanan son romanı "Bu Yaz
Aynhğm İlk Yazı Olacak", anlatının
hem ruhunu hem biçemini bir solukta
afcıanveren üç cümleyle başlıyor:
"Hepsi yaşamh, bitti. Zamanlan birbi-
n e kanşü, tek bir zaman gibi oMu. Şim-
danlatmaya, su-aya koymaya, çözme\e
çfişnonım."
ö "tek bir zaman" haline gelmiş akı-
şıs içinde, belki bir "ırmağın" kıyısın-
elim îleri'nin
2002 Orhan Kemal
Ödülü'nü kazanan
son romanı, insanın
yaşamında kesişip
duran farklı
zamanlan çok ustaca
bir kurgu içinde
bütünleştiren; "bilinç akışı" adı verilen
tekniği inanılmaz bir ritim duygusu ve
söz ekonomisiyle yoğuran bir başyapıt.
Eric Hobsbawm'a göre. en kaygı ve-
rici özelliklerinden biri toplu bellek yi-
timi olan 20. yüzyıl insanlığının, belki
de en hızlı değişmiş/değiştirilmiş parça-
lanndan birinde Selim Ileri, kendi ala-
nındaki "değjşuni" de anlatısının temel
eksenlerinden biri haline getiriyor. Ro-
manın yazar kişiliği kendi anılar coğraf-
yasından koptugu anlarda, çok satacak,
yeniden çok okunmasını sağlayacak,
entrika, seks ve TV dizisi kokan bir ro-
man tasarlıyor, dudaklannın kıyısında
hınzır ve alabildiğine hüzünlü bir gü-
lümsemeyle. Sonra yaşanan değişimi
değerlendiriveriyor birkaç cümlede:
"SunBe>''i,VeciheHanun'ıkurtaranl2
E>1ül'le biriikte, Özal 'Ia birfikte -Birjük,
çok büyüksosv'al reformlar diyordu Sn--
n Be>f
, memlekette her şey var artık...-
neyin, nelerin hızla çöktüğünü, daha da
çökeceğini, yaznun çizinin de artik deği-
şeceğini, bambaşka olacağmı
mamış. geçnıişteki gibi yazıyordu. Baş-
ka türlü yazma>i zaten bilmiyordu."
Son cümle çok düşündürüyor beni:
"Başka rüriü yazma>ı zaten bilmiyor-
du~" Yükseltilip yükseltilip aynı hızla
tuz buz olan "sözde" değerleri, içine sü-
rüklenılen toplumsal girdabın "başka
rürlü yazmayı" (ya da yaşamayı) bilme-
dikleri için bir kenara fırlatıp atıverdiği
u
rurunamayanlar
r>
i ve ağaçlara inip du-
ran baltalann gürültüsünü düşünüyo-
rum.
Evet, Vişne Bahçesi'nin yaşlı uşağı
Firs de Selim îleri'nin romanındaki
önemli leit-motivierden, onun anılar
coğrafyasının demirbaşlanndan
biri.
'Bu Yaz Aynhğın Ük Yazı
Olacak", insanın yaşamında
kesişip duran farklı zamanla-
n çok ustaca bir kurgu içinde
bütünleştiren; yanılmıyorsam
"bilinç akışr adı verilen tek-
niği inanılmaz bir ritim duy-
gusu ve söz ekonomisiyle yo-
ğuran bir başyapıt. Kirni za-
man sözün yazardan bağım-
sızlaştığını, tek kişilik bir oyu-
nun başrolünü kaptığını, kimi
zaman sahnenin gerisindeki
fon perdesine çekilip izleyici-
yi yoğun, çınlçıplak bir duy-
gu şokuyla baş başa bıraktığı-
m duyumsuyorsunuz. Roman-
dakı yazann geceler ve günler
boyunca elindeki kitabı salla-
dığı, karşı binadaki sadık okuyucu Ma-
dam Ester gibi hissediyorsunuz kendi-
nizi kimi zaman. Anlatılann, anılann,
şimdiki zamanın kişileri ve hayalleri us-
ta bir ressamın birkaç firça darbesiyle
sizin de yaşamınıza giriyor, daha da
önemlisi sizi kendi anılannızın coğraf-
yasında bir yolculuğa uğurluyorlar. Evet
bu yolculuk hüzün dolu, çünkü bakım-
sız bahçelerde "anı iskelefleri" ile çev-
rili...
Ama insanı insan yapan, trajik oldu-
ğu kadar güzelleştirici, damıtılmış bir
hüzün bu. Usta bir yazann kaleminden,
belki daha da önemlisi "Bu kez mutia-
ka anlatnıalıyinı... Bunlar insanın çekti-
ği acılardır" diyen bilge ve duyarh bir
gönülden damıtılmış bir hüzün...
Unutmayın diyor bu hüzün, ne kişisel
tarihimizi, ne toplumsal geçmişi. Çek-
tiğimız. insanın acılandır.
Rutkay Aziz'in yönettiği 'Memleketimden tnsan Manzaralan'
Nâzun Hikmet'in 1941'de Bursa HapishanesFnde yazmaya
başladığı destanuı Uk bölümünü oluştunıyor.
Nâzım'ın destanı
Haydarpaşa Gan'nda
KülrürServisi- 13.UlusIara-
rası tstanbul Tiyatro Festh'a-
K'nin bugünkü oyunlanndan
biri Haydarpaşa Gan'nda saat
21.00'de sahnelenecek olan
Nâzun Hikmet'in 'Memleke-
timden tnsan Manzaralan/Hu-
man Ladscapes' adh oyunu.
Günün diğer oyunu ise Atatürk
Kültür Merkezı Büyük Sa-
lon'da saat 20.30'da Alman
topluluk Schaubühne Am Leh-
niner Platz ın sunacağı 'Be-
denler/Bodies'.
Rutkay Aziz'in yönettiği
'Memleketimden İnsan Man-
zaralan', Nâzım Hikmet'in
1941"de Bursa Hapishane-
si'nde yazmaya başladığı des-
tanın ilk bölümünü oluşturu-
yor. Adnan Altay, Emin And,
Mehmet Avdan, Savaş Barut-
çu, Özge Borak, tbrahim Can,
Can Ertuğrul, Eftal Gülbu-
dak, Çiğdem Gürel, Güneş
Han, Ali Karagöz, Alican Kar-
guı, KutayKırşehniioğlu, Mü-
nir Kutluğ, Emrah Ozertem,
O>a Palay, Ertuğrul Postoğlu,
\ur Saçbüker, Ersin Sanver,
Selçuk Soğukçay, Oktay Söz-
bir, Yaviız Şeker, Ceren Taşçı,
Ayça Tehrmak, Avni Yalçm ve
Selçuk Yüksel'in rol aldığı
oyunun müziği ise Cahit Ber-
kay'a ait.
Festival dahilinde bugün ilk
kez izlenecek diğer oyun Scha-
ubühne Am Lehniner Platz'ın
2000 yılında gerçekleştirdiği,
birçok festivale konuk ohnuş
'Bedenler' adh çalışması. Al-
man koreograf Sasha WaMz'ın
topluluğu tarafindan sahneye
konulan, sert bir beden diline
sahip olan yapıtta bedenin be-
denlerle, imgelerle, imgelerin
hareketle buluşması vurgula-
nıyor.
Tiyatro Festivali'nde bugün
aynca, Tepebaşı TÜYAP önün-
de saat 19.30'da 'Yine Ne OJ-
du?', -4ziz Nesin Sahnesi'nde
saat 20.30'da 'Benerci Kendini
Niçin Öldürdü?', Enka Odi-
toryumu'nda saat 20.30'da 'Bu
Atış Sana, Birdie!' adh oyunlar
da izlenebilecek.
üvenpool'da 'BeatJes
Alaturka' konseri
• Kültür Senisi - Beatles Alaturka
D.E.F Orkestra', Ingiltere Kraliçesi'nin
altın zafer yılı kutlamalanna katılıyor.
Grup, Kültür Bakanlığı'mn
katkılanyla bugün Liverpool'da bir
konser verecek. Beatles şarkılannın
alaturka yorumlanacağı konser,
BBC televizyonlanndan tüm dünyaya
canlı olarak yayımlanacak. Daha önce
Beatles Festivali'ne de katılan grup,
Dağhan Baydur, Erdal Kızılçay ve
Fuat Günerden oluşuyor.
Orhan Pamuk'un kitabı
Küptçe'ye çevrildi
• DİYARBAKIR (AA) - Yazar Orhan
Pamuk Benım Adım Kjrmızı'
romanının Kürtçe çevünsinin tanıtımı
için bulunduğu Dıyarbakır'da
'Diyarbakır 2. Sanat ve Kültür Festivali'
etkinliklen kapsamında yapılan
'Edebiyarta Kültürlerarası Ilişki" adh
söyleşiye katıldı. Kitabının Kürtçe
çevirisının olay olmasınm anormal bir
durum olduğunu ıfade eden Pamuk,
Kürtçenin baskı altında bir dil olduğunu
ileri sürerek, "Kürtçenin bu durumu
Avrupa ve dünyaya karşı her zaman
yüzümüzü kızartan bir durum olmuştur"
ifadesini kullandı. Daha sonra
izleyicilerin sorulannı yanıtlayan yazar,
'Bemm Adım Kırmızf kitabının Kürtçe
çevirisi 'Nave mın Sore'yi imzaladı.
Nâzım Hikmet Yılı
etkinlikleri süpüyor
• Kültür Servisi - Nâzım Hikmet Yılı
etkinlikleri, bugün saat 19.00"da Nâzım
Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'nda
gerçekleştirilecek Sinan Öğüt'ün
'Nâzım Hikmet'in Yaptığı Resimler'
başlıklı dia gösterisi ile sürüyor. Aynca,
Divriğı Kültür Derneğinin düzenlediği
'18. Geleneksel Pılav ve Kültür Şenliği'
bu yıl Nâzım Hikmet Vakfı işbirliğiyle
yapılacak. Belgrad Ormanı'nda Mehmet
Akif Piknik Yeri'nde saat 11.00'de
başlayacak şenlikte, Şahkulu Semah
Ekibi, halk oyunlan ekibi. Güneşe
Türkü Grubu. Komo Amed, Hasan
Erdoğan, Ali Haydar Timisi, Fuat Saka,
Hasan Yükselir ve Esin Avşar katılıyor.
Gül Selçuk'un sunuculuğunu üstlendiği
şenlikte Rutkay Aziz de Nâzım'ın
şürlerini seslendirecek.
(0212292 09 69)
Dünya ozanı
Ankara'da anıldı
• ANK\R\ (Cumhuriyet Bürosu) -
Nâzun Hikmet, aramızdan aynhşının
39. yıldönümünde. başkentte
düzenlenen "Nâzım Memleket,
Memleket Nâzım" adh etkinlikle anıldı.
Türkiye Yazarlar Sendikası Ankara
Şubesi, EvTensel Kültür dergisı ve
Çankaya Belediyesı'nin düzenlediği
etkinlik. dün Ahmet Taner Kışlalı Spor
Salonu'nda gerçekleştirildi. Türkiye
Yazarlar Sendikası Ankara Temsilcisi
Selma Ağabeyoğlu, etkinliğin açılışmda
yaptığı konuşmada, "Nâzım Hikmet,
ülkemizde ve dünyada komünist
mücadele tarihinin diktiği bir anıttır"
dedi. Kalabalık bir izleyici topluluğunun
katıldıgı etkinlikte büyük şairin
şürlerinden örnekler okunurken sanatçı
Nurdan Jpek, Nâzım'ın şiirlerinden
bestelenen şarkılan seslendirdi.
Araştırmacı-yazar Aydın Çubukçu, şair
Ahmet Telli ve Vedat Ülger'in de
katıldıgı etkinlikte, Yeni Türkü grubu
izleycilere duygulu anlar yaşattı.
'Sondaj-Türk Fotoğraf
Sanatından Katmanlar'
• Kültür Senisi - Pamukbank Fotoğraf
Galerisi'nde 26 Nisan'dan bu yana yer
alan 'Sondaj - Türk Fotoğraf Sanatından
Katmanlar' adh serginin süresi. yoğun
ilgi görmesi üzerine 15 Haziran
Cumartesi gününe dek uzatıldı. Sergi,
50 fotoğrafçının 70 yapıtını
sanatseverlerle buluşturuyor. Türkiye'de
fotoğraf sanatının otoportresi niteliğini
taşıyan serginin küratörü fotoğraf
tarihçisi Engin Özdenses.
(0212 275 14 41)
'Sanat ve Hayat
1
bugün
okuyucusuyla buluşuyor
• Kültür Senisi - Kültür, sanat, edebiyat,
felsefe alanında yazılara yer verecek olan
'Sanat ve Hayat' adlı dergi, ilk kez bugün
okuyuculanyla buluşuyor. îki ayda bir
çıkacak olan dergide Haluk Gerger, Vedat
Türkali, Alaeddın Şenel, Afşar Timuçin,
Feyza Hepçilingirler, Nihat Behram,
Adnan Yücel, Şerol Teber, Ahmet Inam,
Aslı Erdoğan, Sezai Sanoğlu, Orhan
Gökdemir. Mustafa Köz, Şafak Tamer,
Muhsin Kızılkaya, Cengiz Gündoğdu,
MuzafTer Oruçoğlu, Sennur Sezer gibi
tanınmış yazarlann yanı sıra, yeni
yazarlara ve çevirilere de yer verilecek.