18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN2002SALI HABERLER JUNYADA BITGUN •ALİSİRMEN AB Taröfmaları AB üyeliği ile ilgili tartışmalan yakından izliyor, ama anlamakta zorlanıyorum. Her şeydenöncedahaçok TÜSİADkaynaklı o(an "AB üyeliğini siyasi tartışma konusu yapmaya- f/m" göfüşüne bir anlam veremiyorum. öyle ya! Yaşamsal bir karara varmak üzere ol- duğumuz şu sırada, konuyu siyaset alanında eni- ne boyuna tartışmaktan daha doğru, tartışmaya- rak kabul veya reddetmekten daha yanlış ne ola- bilirki?.. Bu arada, Türkiye'nin AB üyesi olamaması ha- linde, rkinci sınıfdemeyeceğim, (çünkü zaten ikin- ci sınıf, AB üyesi olsa da birinci sınıf olamayacak) ama üçüncü, dördüncü sınıf bir ülke olacağını söyleyenlerin teslimiyetçi düşüncelerini anlamak- ta fevkalade zorlanıyorum. Teslimiyetçi düşünce diyorum. Çünkü, şu an- da "Kopenhag kriteheri" olarak betimlenen, kimi çok haklı, kimi çok haksız bütün istekleri yerine getirdiğimiztakdirde dahi, AB'ye otomatik olarak üye kaydedilmeyeceğiz. Yani bizim AB üyeliğimiz yalnızca bizim irademize bağlı değil, aynı zaman- da o birliği oluşturanlann, bizi kabul yönünde or- tak iradelerinin de oluşup beyan edilmesi gerekir. Böyle bir durumda, nasıl olur da gelecegimizi, dünya üzerindeki yerimizi kaderci bir biçimde, hiçbiralternatifi olmadan, yabancı biriradeyetes- lim ederiz? Bu davranış ile "Türkiye Türklere bırakılamaya- cak kadarönemli birülkedir" kakavanlığı arasın- da fark bulamadığım için beni mazur görün lüt- fen. • • • 7 Haziran Cuma günü, Cumhuriyet'in 6. sayfa- sında yayımlanan "Türkiye Cumhuriyeti'ni Kuran Türk Ulusuna" seslenen açıklamayı anlamakta da çok ama çok büyük güçlük çektim. Her şeyden önce, Türk ulusunun tarihin en ka- dim, yani en eski uluslanndan biri olduğu düşün- cesine katılmak çok güç. Bildirinin birinci tümce- sinde ileri sürülen bu görüş, hemen üç paragraf sonra söylenen "yurttaşltk esasına göre kurul- muş devlet" görüşüyle çelişmektedir. Çünkü yurttaşlığı esas alan, din ve ırk aynmına bakmayan sübjektivist ulus kavramı, birlikte ya- şama iradesini, yani ulus bilincini içerir. Türkiye'de ulus bilinci, Kurtuluş Savaşı sırasın- datohumlan atılan ve Cumhuriyet'in kuruluş aşa- masında, gelişip pekişen bir olgudur. Yani Türk ulusçuluğu gecikmiş bir ulusçuluktur. Bu açıdan Türk ulusunun tarihin tanıdığı en es- ki ve büyük uluslardan biri olduğu savı havada kal- maktadır, meğer ki, ulusun temelini ırka dayaya- sınız... Ozaman da bu ülkenin insanlannın sahip otduk- lan her türlü inanç, dil ve yerel kültür zenginlikle- rini ulusal zenginliğinizin bir parçası olarak algı- yamazsınız, siz algılasanız bile başkalanna algı- latamazsınız. Türkiye'nin Sevres'e karşı birmillet bilind ileaya- ğa kalktığı saptaması da doğru değildir. Çünkü, o millet bilinci, Sevres'den önce yoktu. Işgale kar- şı direnişte, filizlendi ve filizlenirken de hilafet ile saltanatın durumunu bile tartışmadı. Ulus bilinci direniş savaşını değil, direniş savaşı ulus bilinci- ni getirdi. Emperyalizme karşı ilk bağımsızlık savaşını bi- zim verdiğimiz savı da doğru değildir. Daha 19. yüzyıldaemperyalizme karşı bağımsızlıksavaşı ver- miş ülkeler vardır. Bizden sonra da olmuştur. Kuşkusuz Türk Kurtuluş Savaşı birçok ülkeye esin kaynağı oluşturmuş, yine Türkiye Cumhuri- yetı, Batı dışında anlam taşımaz sanılan kimi de- ğerlerin evrenselliğini kanıtlaması açısından, ta- rih içinde çok müstesna veönemli biryertutmuş- tur. Türk ulusu da diğer uluslar kadar seçkin insan- lartopluluğudur. Onlardan ne fazla ne de az. Ama bu gerçeği belirtmeden, yanlış bir şekilde kurtu- luşsavaşınızı, ilkantiemperyalist bağımsızlık mü- cadelesi olarak tanımladıktan sonra, kendinizi "bir yüksek insanlar topluluğu" olarak nitelerseniz; - Kime göre yüksek arkadaş, "Fransız, Ingiliz, Alman, Rus, Amerikan, Çin, Bulgar, Yunan top- lulvklanna göre seni daha yüksek insanlar top- luluğu yapan nedir" diye sorariar. Okurken insanda, hafif ırkçı ya da hiç değilse Balı'nın hastalığı olan "benmerkezci" izlenimler doğuran bildiriyi kaleme alan ve imzalayanlara elinde olmayarak bir soru sormak isterim: Türk ulusu insanlığa ve uygariığa yaptığı bü- yül'katkılaria"derken neyi kastediyorsunuz? Türk ulusunun insanlığa, kültür, sanat, bilim, teknoloji, felsefe vb. alanlarda yaptığı katkılar nelerdir? Sa- yablirmisiniz? Bu katkılarda, Fransız Ingiliz, Alman, ftalyan, Rus, Amerikan, Çin, Bulgar ve Yunan top- lurrlanndan fazla veya değişik neyimiz var ki, bu deymi kullanmak gereğini duydunuz? Cedim ya, AB tartışmalannı çok yakından izliyor, arra taraflan anlamakta gerçekten zorianıyorum. RTUKYosası bugiittgörüşülecek ANKARA (Cumhu- riyrt Bürosu) - Anaya- sa Mahkemesi, Cum- hunaşkanı AhmetNec- det$ezer'in,RTÜKYa- sas nın Jasmi iptali için açtâı davada, yürürlü- ğüıdurdurulması iste- miıı bugün görüşerek kanra bağlayacak. /ııayasa Mahkeme- si byeti bugünkü top- lauısının gündemine Ra.yo ve Televizyon- lara Kuruluş ve Ya- yıran Hakkında Ya- sa.3asın Yasası, Gelir Veaisi Yasası ile Ku- nmlar Vergisi Yasala- n'nda Değişiklik Ya- pılmasına llişkin Ya- sa'nın kısmen iptali ve yürürlüğün durdurul- ması istemiyle açılan davayı da aldı. Toplantıda Yüksek Mahkeme Heyeti, Cumhurbaşkanı Se- zer'in açtığı davada, yürürlüğün durdurul- ması istemini karara bağlayacak. Anayasa Mahkemesi, bu aşa- madan sonra, esasa ilişkin raporun tamam- Ianmasının ardından iptal istemini esastan görüşecek. 50'yi aşkın nıilletvekilini dinleven Rahşan Ecevit, lideriik vanşjnm erken başladığmı' söyledi DSP'de zirvesavaşıTUREYKOSE ANKARA-DSP milletvekilleri- ni gnıplar halinde kabul eden DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, "Partinin misyonuna, ilke- lerine sahip çJon. gücünüzü göste- rin" mesajı veriyor. Görüşmeler sı- rasında bazı milletvekilleri Rahşan Ecevit'e "Başbakan YardııncısıHü- samettin Özkan ve ekibi tasfhe edfl- meb'dir. Orgüt Kurulu karar alsın, Ozkan kabineden uzaklaşürdsuı" görüşünü bıldirdi. Bazı milletvekillerinin de Dışiş- leri Bakanı fsmail Cem'e. "Genel merkezden bir işaret bekliyorsan CHP lideri Baykah • Parti içi muhaliflerle de görüşen Rahşan Ecevit'e bazı milletvekilleri "Hüsamettin Özkan ve ekibi tasfiye edilmelidir" dedi. Bazı milletvekilleri de Dışişleri Bakanı İsmail Cem'e, "Genel merkezden bir işaret bekliyorsan Özkan ve Derviş'ten uzak dur" mesajını iletti. Ozkan'dan uzak dur" mesaj ını ilet- tiği öğrenildi. Başbakan Bülent Ecevit'in rahat- sızlığı sürerken eşi, DSP Genel Baş- kan Yardımcısı Rahşan Ecevit par- tide hâkimiyerini korumaya çalışı- yor. Rahşan Ecevit, bugüne dek gruplar halinde 50'yi aşkın millet- veldlini kabul etti. Rahşan Ecevit'in "parti içi muhalefet" olarak anılan 10 millervekilini de kabul etmesi dikkat çekici bulundu. Kulislerde, "Bu kabuLpartiiçinıuhalefetin var- üğının resnıen kabul edflmesidir. Rahşan Hanım, Hüsamettin Öz- kan'a karşı mücadelesinde yeni it- tifaklar peşinde. Düşmanınun düş- manı dostumduryaklaşum içinde" yorumu yapıldı. Hedef Hüsamettin Özkan Görüşmeler için milletvekilleri- nin Grup Başkanvekili Emrehan Hancı'ya başvurduklan bildirildi. Birkaç milletvekili dışında, Özkan yanhsı olarak bilinenler Rahşan Ecevit'le görüşmeye gitmek için başvuruda bulunmadı. Rahşan Ecevit görüşmeler sırasın- da, "•parti içilideriik yanşmın erken başladığmı" belırterek Özkan'ı he- def aldı. Bazı milletvekilleri "Bun- lanbü>iitınemeklazon,bunlarotur'" derken bazılannın da Hüsamettin Özkan'ı hedef alan sert çleştiriler- de bulunduğu öğrenildi. Edinilen bilgiye göre bir millet- vekili, "Örgüt Kurulu karar alsın, Ozkan ve ekibi uzaklaşönlsın" de- di. Rahşan Ecevit'in bu istem üze- rine suskun kaldığı belirtilirken bir milletvekilinin "başını saDayarak onayladığı" belirtildi. tsmail Cem'e mesaj Bu arada, bazı milletvekilleri de ismail Cem'e "Genel merkezdensa- na yeşil ışık yakdabilir. Bunun için Ozkan ve Kemal Derviş'ten uzak dur, onlarla htifaka girme" mesajı ilettiği öğrenildi. Özkan'la ilişkileri soğuk olan muhalıflerın de "genel merkezin Cem'i işaret etmesi durumunda buna sıcak bakacağına" dikkat çekildi. Boşbakansız Bakanlar Kurulu olmaz ANKARA (Cumhuri>et Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Ba>kal, Bakanlar Kurulu'nun başbakansız toplanamayacağına dikkat çekerek "Sözlü olarak 'Sen git toplayıver' diye bir Bakanlar Kurulu toplanüsı olmaz. Bu bir ayak drvanı değUdir" dedi. Mardin-Dargeçitli kadınlann Çok Amaçlı Toplum Merkezi'nin dün Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'ndeki açılışına yarun saat geç gelen Baykal, konuklann tepkisine yol açtı. Serginin açılışına tam zamamnda gelen Cumhurbaşkanhğı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğhı ise BaykaJ'ı 25 dakika bekledikten sonra daha fazla kalamayacağını belirtti. Nehrozoğlu, "daha sonra gefip gezme" sözü vererek sergiden aynldı. Baykal, açılış konuşmasında, sorunlann Güneydoğu Bölgesi 'nde yoğunlaştığına işaret ederek "GAP, Güneydoğu Anadolu'da kalkmma projesinin belkemiği. Sadece baraj yapıp kahrsaıuz oradaki insam muthı edemezsiniz. Artık G,\P'ta eğitim, istihdam, üretim, ulaşun konuşmak isti>oruz. Bunlan konuşursak, terörü, yoksufluğu konuşnıa>a gerek kabnaz. Okyanusu geçip derede boğuluyoruz" dedi. Baykal, gazetecilerin Başbakan Bülent Ecevit'in önceki gün yaptığı açıklamalara ilişkin değerlendirmesini sormalan üzerine, Ecevit'in "sorunlan ağuiaşörmaktan kaçuıarak bir miktar iyimser bir yorumla yeni deneme yapma arayışı içinde" olduğunu sa\ r undu. Bakanlar Kurulu'nun MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet BahçeB başkanlıgında toplanmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Baykal, bunun "hukuka tam oturan bir eyiem obnadığuu" söyledi. Bakanlar Kurulu'nun Türkiye'de rejimin kalbi olduğunu belirten Baykal, kurulun başbakan, cumhurbaşkanı ve başbakan vekilince toplanabileceğine işaret etti. Baykal, şöyle konuştu: "Başbakan vekâİet vermeden, uzaktan telkin yoluyia Bakanlar Kurulu'nun bir başbakan yardımcısı tarafindan toplanmasnu önererek hukuk sistemimize bence çok uygun ounayan bir yeni yol açnuşör." 1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN 'Barıs cabalarına katkr Atilla Kıyat'a Abdiîpekçi odulu ZONGULDAK (Cumhuriyet) - Zonguldak'ın Ereğli Belediyesi'nin oluşturduğu komite tarafindan düzenlenen, "9. Erep Osmanb Çilegi Kültür FestivaK" etkinlikleri kapsamında, Emekli KoramiraJ ve Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi AoHa Kıyat'a, "Uhıslararası Abdi tpekçi BanşÖdülü"venldı Kjyat, Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen ödül töreninde Radikal gazetesi'nde 19 Kasım2001'deNeşe Düzd ile yaptığı Türkiye - Yunanistan ilişldlerine yönelik banş çabalanna katkı sağlayan röportajı nedeniyle bu ödüle layık göriilmesinden onur duyduğunu söyledi.* Kıyat, "Beni son derece duygulandıran bir oteyı, Yunanh dosüanmdan aidım. Bundan son derece muüuyum. Ancak zaman zaman geleceğimizi ipotek aldna alanlar, Yunanistan ve Türkhe'vi birbirine düşürmeye çahşmaktadniar. Böyle kişDer her iki ülke\i 30 yıl geri götürme niyetindedüier. Dikkatti oluomalı" dedi. AtiOaKıyat SHP GENEL BAŞKANI KARAYALÇIN, BOZLAK VE BERABERÎNDEKt HEYETLE GÖRÜŞTÜ HADEP ile yakın işbirliği istiyoruz Murat Karayalçjn. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sosyaldemokrat Halk Partisi (SHP) Genel Başkanı Murat Karayalçın, M HADEP ve ötekisoi, sosyal demok- rat partfleıie Türkiye'de demokrasi- nin kurulması ve gerçekleştirihnesi doğrulrusunda çok yakm bir işbiro- ğiiçmegirmekistediklerinr söyledi. HADEPGenelBaşkanı MuratBoz- lak ve beraberindeki heyet, dün SHP Genel Başkanı Karayalçm'ı parti ge- nel merkezinde ziyaret etti. Bozlak, Türkiye'nin çok ağır sorunlan oldu- ğunu vurgulayarak "Hep beraber, d ele vererek bu sorunlan aşmahyız. Türkne'nin demokratUdeşme süre- cini tamamlaması gerektiği inancni- dayız" dedi. Bozlak, bu konularda iki parti arasında her zaman yardım- laşmaya hazır olduklannı belırterek SHP'ye başanlar diledi. Karayalçın da Türkiye'nin Kopen- hag ölçütlerinı yerine getiren bir ül- ke konumunaulaşması içintüm güç- leri harekete geçirme kararJılığında olduklannı dile getirerek "Türldye bir kararsEhk dönemini aşnuya ça- hşrvor. Biz HADEP ile öteki soi, sos- yal demokrat partiJerimizie, Türki- ye'de demokrasi ve sosyal demokra- sinin kuruhnası ve gerçekleştirflme- si doğnıltusunda çok yakm bir işbir- Kği içine girmek istiyoruz. Bunu, bu- gün için de düşünüyoruz, seçim aşa- masmagekliğımizdedeivediliklede- ğerlendirmekten yanayız" dedi. Sezer ile görûştü Karayalçın ile partinin Merkez Yürütme Kurulu üyeleri dün Cum- hurbaşkam Ahmet Necdet Sezer ile de görüştü. Karayalçın, Sezer'e diğer partilerden yapısal olarak farklılık- lar taşıdıklannı anlattıklannı vurgu- ladı. Sezer'in, SHP'de delege sisteminin kaldınlmasını olumlu karşılayarak "Olması gereken bu. Ben de baştan beri bunu savunuyorum. Parti içi de- mokrasiyi çok önemsiyorum'' diye konuştuğu öğrenildi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Avrupa'nın sağcıları Türkiye'nin AB'ye girmesini istemiyorlar. Türki- ye'nin sagalan da öyle. Avrupa'nın ba- zı solculan AB'ye karşı çıkıyorlar, Tür- kiye'nin solculannın bir kısmı da ay- nı görüşte. Avrupa'da sağ yükseliyor. Fran- sa'daki son seçimler, artık bu sağcı rüzgârın ciddi bir hale geldiğini gös- teriyor. Almanya'dada yakındaseçim- ler yapılacak. Alman sağcılarının da oy oranlan yükseliyor. Eğer Stoiber öncülüğündeki Alman Hıristiyan De- mokratlan da iktidara gelirterseAvru- pa Parlamentosu'nda sağcılar ço- ğunluğu sağlayabilirler. Böyle bir gelişmenin AB'nin büyü- me sürecini zorlaştıracağını, hatta ola- naksız halegetireceğini söyteyenler ço- ğunlukta. Yani Avrupa'da sağ iktidar- lar egemen olursa, AB'yeyeni katılım olanaksız hale geiebilir. Sağ iktidar- lar çoğalırsa, göçmenlerin, yabancı- lannAvrupa'daki yaşamı daha da zor- laşır. Avrupa'daki göçmenlerveTürk- ler bu gelişmeleri endişe ile izliyorlar. • • • Sağcı partiler, seçim kampanyala- nndakenar mahallelere seslendiler Va- Avrupa'da Sağın Yükselişi ve Türkiye roşlann yoksullannı kendilerine seç- men olarak kazandılar. Çünkü bu ke- simler yabancılarla birlikte yaşıyor- lardı. Çoğu son yıllarda işsiz kalmış- lardı. Kendi işlerini yabancılann, göç- menlerin aldığını düşünüyorlardı. Bir de düzeni bozulan orta sınıflar tepki içindeydiler. Sağı bir düzen kuvveti olarak görüyorlardı. Eskidensolun hi- tap ettiği kesimler, milliyetçi ve ırkçı rüzgânn peşine takıldı. Bu açıdan da Türkiye'de sağın yükselişine benze- yen durumlar olduğunu söyleyebiliriz. Avrupa ülkelerinde ortaya çıkan bu durum, birkaç açıdan Türkiye'yi ya- kından ilgilendiriyor. İlk olarak Türki- ye'ninAB ile zaten şekerrenk olan iliş- kisi, sağcıların ve ırkçıların egemen- liğiyle birliktedaha da kötü bir hale dö- nüşür. Irkçı rüzgârdan en çok etkile- nen ilişki Türkiye-AB ilişkisi olur. Ikinci olarakAB ülkelerinde çok sa- yıda Türkiye yurttaşı yaşıyor. Bu yurt- taşlanmızın durumu da zorlaşır. Çün- kü, bu sonuçlardan sonra yabancı aleyhtan siyasetler giderek AB için- de yaygınlık kazanacak. Irkçı ve sağ- cı partilerin programlannda yabancı aleyhtan hükümler çok fazla. Onlar ekonomik ve siyasi krizi göçmenlerin sırtına yükleyerek oylannı arttırıyor- lar. • • • Avrupa'dakisağcılann başansı, her- halde bizim ülkemizdeki sağcıları se- vindiriyordur. özellikle de ırkçılan ve milliyetçileri. Çünkü onlar da AB'yi düşman olarakgörüyorlar. Böylece bir- birini istemeyen iki tarafın yönlendi- receği ilişki bir çıkmaz içine girer. Bu da statükoyuTürkiye'desavunmak is- teyenlerin işinegelir. YaniAB'de sağ- cılar ve ırkçılar iktidara gelirse bizim ülkemizdeki ırkçılann, demokrasi düş- manlannın, özgüriük düşmanlannın, statükoculann keyfi yerine gelir. On- ları zorlayan dış etken böylece orta- dan kalkmış olur. Milliyetçilik adına 'Türkleri savun- duğunu" iddia edenlerin şöyle bir aç- mazlan da olduğunu kabul edelim. Avrupa'da yükselen sağcılık ve ırkçı- lık en fazla Türkleri hedef alacak. Av- rupa'nın ırkçılan ve sağcılan yabancı düşmanı. Solculan ise çok kültüriü- lüğü savunuyorlar ve göçmenlerin haklannı korumaya çalışıyorlar. Türkiye'nin AB'ye girmesini iste- yenler de solcular ve Yeşiller. Ancak solcular ve Yeşiller Türkiye'nin de- mokrasi ve insan haklan, emekçi hak- lan konusundaki durumu beğenmiyor- lar ve değişmesini istiyorlar. Peki AB'deki sağcılar ve ırkçılar ne istiyor: Türkiye mi?.. YanımızayaklaşmasınL • • • Kendisini solcu olarak tanımlayan ve "ABzaten bizialmayacak, bizibö- lüp parçalayacak" diyenler, Türk ırk- çılan ve milliyetçileri ile aynı cephede yer alırken asıl düşman olarak AB içindeki solculan ve Yeşilleri görme- leri de tarihin garip bir cilvesi olarak kabul edilebilir. Avrupa'da sağın ve ırkçılığın yük- selişinin Türkiye'de ırkçılan ve aşın milliyetçileri sevindirmesi anlaşılabi- lir. Çünkü sonuctaTürkiye'deki ırkçı- lar da yabancı düşmanı, farklı kültür- lere düşman. "Ne mozaiği ulan mer- mer" diyen bizim milliyetçi liderimiz değil miydi? Burada sağcılar arasın- da bir benzeriikten söz edebiliriz. Peki solculann durumu ne olacak? Bu noktada da Avrupa solunun radi- kal kesimleri AB'ye karşılar. Onlar da böyle bir birliği istemiyorlar. Fakat bu kesimler AB içinde pek önemli biret- kiye sahip değiller. AB'nin büyüme- sini ve Türkiye'yi içine almasını iste- yenler sosyal demokratlar, sosyalist- ler ve Yeşiller. Türkiye'deki sosyal demokrasi ise henüz net olarak tutumunu ortaya koymuş değil. Sorulduğu zaman "Evet, AB'ye girmekistiyoruz" diyor- lar, ancak milliyetçi tezleri de redde- demiyoriar. Türk milliyetçiliğinin pro- pagandası onlan da çok güçlü bir şe- kilde etkiliyor. Sonuç olarak, Avrupa'da sağın yük- selişi, Türkiye'de demokrasi güçleri- nin işini zorlaştıracak. Buna hazırlıklı olmak gerekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle