Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN2002SALI
HABERLER
JUNYADA BITGUN
•ALİSİRMEN
AB Taröfmaları
AB üyeliği ile ilgili tartışmalan yakından izliyor,
ama anlamakta zorlanıyorum.
Her şeydenöncedahaçok TÜSİADkaynaklı o(an
"AB üyeliğini siyasi tartışma konusu yapmaya-
f/m" göfüşüne bir anlam veremiyorum.
öyle ya! Yaşamsal bir karara varmak üzere ol-
duğumuz şu sırada, konuyu siyaset alanında eni-
ne boyuna tartışmaktan daha doğru, tartışmaya-
rak kabul veya reddetmekten daha yanlış ne ola-
bilirki?..
Bu arada, Türkiye'nin AB üyesi olamaması ha-
linde, rkinci sınıfdemeyeceğim, (çünkü zaten ikin-
ci sınıf, AB üyesi olsa da birinci sınıf olamayacak)
ama üçüncü, dördüncü sınıf bir ülke olacağını
söyleyenlerin teslimiyetçi düşüncelerini anlamak-
ta fevkalade zorlanıyorum.
Teslimiyetçi düşünce diyorum. Çünkü, şu an-
da "Kopenhag kriteheri" olarak betimlenen, kimi
çok haklı, kimi çok haksız bütün istekleri yerine
getirdiğimiztakdirde dahi, AB'ye otomatik olarak
üye kaydedilmeyeceğiz. Yani bizim AB üyeliğimiz
yalnızca bizim irademize bağlı değil, aynı zaman-
da o birliği oluşturanlann, bizi kabul yönünde or-
tak iradelerinin de oluşup beyan edilmesi gerekir.
Böyle bir durumda, nasıl olur da gelecegimizi,
dünya üzerindeki yerimizi kaderci bir biçimde,
hiçbiralternatifi olmadan, yabancı biriradeyetes-
lim ederiz?
Bu davranış ile "Türkiye Türklere bırakılamaya-
cak kadarönemli birülkedir" kakavanlığı arasın-
da fark bulamadığım için beni mazur görün lüt-
fen.
• • •
7 Haziran Cuma günü, Cumhuriyet'in 6. sayfa-
sında yayımlanan "Türkiye Cumhuriyeti'ni Kuran
Türk Ulusuna" seslenen açıklamayı anlamakta
da çok ama çok büyük güçlük çektim.
Her şeyden önce, Türk ulusunun tarihin en ka-
dim, yani en eski uluslanndan biri olduğu düşün-
cesine katılmak çok güç. Bildirinin birinci tümce-
sinde ileri sürülen bu görüş, hemen üç paragraf
sonra söylenen "yurttaşltk esasına göre kurul-
muş devlet" görüşüyle çelişmektedir.
Çünkü yurttaşlığı esas alan, din ve ırk aynmına
bakmayan sübjektivist ulus kavramı, birlikte ya-
şama iradesini, yani ulus bilincini içerir.
Türkiye'de ulus bilinci, Kurtuluş Savaşı sırasın-
datohumlan atılan ve Cumhuriyet'in kuruluş aşa-
masında, gelişip pekişen bir olgudur.
Yani Türk ulusçuluğu gecikmiş bir ulusçuluktur.
Bu açıdan Türk ulusunun tarihin tanıdığı en es-
ki ve büyük uluslardan biri olduğu savı havada kal-
maktadır, meğer ki, ulusun temelini ırka dayaya-
sınız...
Ozaman da bu ülkenin insanlannın sahip otduk-
lan her türlü inanç, dil ve yerel kültür zenginlikle-
rini ulusal zenginliğinizin bir parçası olarak algı-
yamazsınız, siz algılasanız bile başkalanna algı-
latamazsınız.
Türkiye'nin Sevres'e karşı birmillet bilind ileaya-
ğa kalktığı saptaması da doğru değildir. Çünkü,
o millet bilinci, Sevres'den önce yoktu. Işgale kar-
şı direnişte, filizlendi ve filizlenirken de hilafet ile
saltanatın durumunu bile tartışmadı. Ulus bilinci
direniş savaşını değil, direniş savaşı ulus bilinci-
ni getirdi.
Emperyalizme karşı ilk bağımsızlık savaşını bi-
zim verdiğimiz savı da doğru değildir. Daha 19.
yüzyıldaemperyalizme karşı bağımsızlıksavaşı ver-
miş ülkeler vardır. Bizden sonra da olmuştur.
Kuşkusuz Türk Kurtuluş Savaşı birçok ülkeye
esin kaynağı oluşturmuş, yine Türkiye Cumhuri-
yetı, Batı dışında anlam taşımaz sanılan kimi de-
ğerlerin evrenselliğini kanıtlaması açısından, ta-
rih içinde çok müstesna veönemli biryertutmuş-
tur.
Türk ulusu da diğer uluslar kadar seçkin insan-
lartopluluğudur. Onlardan ne fazla ne de az. Ama
bu gerçeği belirtmeden, yanlış bir şekilde kurtu-
luşsavaşınızı, ilkantiemperyalist bağımsızlık mü-
cadelesi olarak tanımladıktan sonra, kendinizi "bir
yüksek insanlar topluluğu" olarak nitelerseniz;
- Kime göre yüksek arkadaş, "Fransız, Ingiliz,
Alman, Rus, Amerikan, Çin, Bulgar, Yunan top-
lulvklanna göre seni daha yüksek insanlar top-
luluğu yapan nedir" diye sorariar.
Okurken insanda, hafif ırkçı ya da hiç değilse
Balı'nın hastalığı olan "benmerkezci" izlenimler
doğuran bildiriyi kaleme alan ve imzalayanlara
elinde olmayarak bir soru sormak isterim:
Türk ulusu insanlığa ve uygariığa yaptığı bü-
yül'katkılaria"derken neyi kastediyorsunuz? Türk
ulusunun insanlığa, kültür, sanat, bilim, teknoloji,
felsefe vb. alanlarda yaptığı katkılar nelerdir? Sa-
yablirmisiniz? Bu katkılarda, Fransız Ingiliz, Alman,
ftalyan, Rus, Amerikan, Çin, Bulgar ve Yunan top-
lurrlanndan fazla veya değişik neyimiz var ki, bu
deymi kullanmak gereğini duydunuz?
Cedim ya, AB tartışmalannı çok yakından izliyor,
arra taraflan anlamakta gerçekten zorianıyorum.
RTUKYosası
bugiittgörüşülecek
ANKARA (Cumhu-
riyrt Bürosu) - Anaya-
sa Mahkemesi, Cum-
hunaşkanı AhmetNec-
det$ezer'in,RTÜKYa-
sas nın Jasmi iptali için
açtâı davada, yürürlü-
ğüıdurdurulması iste-
miıı bugün görüşerek
kanra bağlayacak.
/ııayasa Mahkeme-
si byeti bugünkü top-
lauısının gündemine
Ra.yo ve Televizyon-
lara Kuruluş ve Ya-
yıran Hakkında Ya-
sa.3asın Yasası, Gelir
Veaisi Yasası ile Ku-
nmlar Vergisi Yasala-
n'nda Değişiklik Ya-
pılmasına llişkin Ya-
sa'nın kısmen iptali ve
yürürlüğün durdurul-
ması istemiyle açılan
davayı da aldı.
Toplantıda Yüksek
Mahkeme Heyeti,
Cumhurbaşkanı Se-
zer'in açtığı davada,
yürürlüğün durdurul-
ması istemini karara
bağlayacak. Anayasa
Mahkemesi, bu aşa-
madan sonra, esasa
ilişkin raporun tamam-
Ianmasının ardından
iptal istemini esastan
görüşecek.
50'yi aşkın nıilletvekilini dinleven Rahşan Ecevit, lideriik vanşjnm erken başladığmı' söyledi
DSP'de zirvesavaşıTUREYKOSE
ANKARA-DSP milletvekilleri-
ni gnıplar halinde kabul eden DSP
Genel Başkan Yardımcısı Rahşan
Ecevit, "Partinin misyonuna, ilke-
lerine sahip çJon. gücünüzü göste-
rin" mesajı veriyor. Görüşmeler sı-
rasında bazı milletvekilleri Rahşan
Ecevit'e "Başbakan YardııncısıHü-
samettin Özkan ve ekibi tasfhe edfl-
meb'dir. Orgüt Kurulu karar alsın,
Ozkan kabineden uzaklaşürdsuı"
görüşünü bıldirdi.
Bazı milletvekillerinin de Dışiş-
leri Bakanı fsmail Cem'e. "Genel
merkezden bir işaret bekliyorsan
CHP lideri Baykah
• Parti içi muhaliflerle de görüşen Rahşan Ecevit'e bazı milletvekilleri "Hüsamettin Özkan ve
ekibi tasfiye edilmelidir" dedi. Bazı milletvekilleri de Dışişleri Bakanı İsmail Cem'e, "Genel
merkezden bir işaret bekliyorsan Özkan ve Derviş'ten uzak dur" mesajını iletti.
Ozkan'dan uzak dur" mesaj ını ilet-
tiği öğrenildi.
Başbakan Bülent Ecevit'in rahat-
sızlığı sürerken eşi, DSP Genel Baş-
kan Yardımcısı Rahşan Ecevit par-
tide hâkimiyerini korumaya çalışı-
yor. Rahşan Ecevit, bugüne dek
gruplar halinde 50'yi aşkın millet-
veldlini kabul etti. Rahşan Ecevit'in
"parti içi muhalefet" olarak anılan
10 millervekilini de kabul etmesi
dikkat çekici bulundu. Kulislerde,
"Bu kabuLpartiiçinıuhalefetin var-
üğının resnıen kabul edflmesidir.
Rahşan Hanım, Hüsamettin Öz-
kan'a karşı mücadelesinde yeni it-
tifaklar peşinde. Düşmanınun düş-
manı dostumduryaklaşum içinde"
yorumu yapıldı.
Hedef Hüsamettin Özkan
Görüşmeler için milletvekilleri-
nin Grup Başkanvekili Emrehan
Hancı'ya başvurduklan bildirildi.
Birkaç milletvekili dışında, Özkan
yanhsı olarak bilinenler Rahşan
Ecevit'le görüşmeye gitmek için
başvuruda bulunmadı.
Rahşan Ecevit görüşmeler sırasın-
da, "•parti içilideriik yanşmın erken
başladığmı" belırterek Özkan'ı he-
def aldı. Bazı milletvekilleri "Bun-
lanbü>iitınemeklazon,bunlarotur'"
derken bazılannın da Hüsamettin
Özkan'ı hedef alan sert çleştiriler-
de bulunduğu öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre bir millet-
vekili, "Örgüt Kurulu karar alsın,
Ozkan ve ekibi uzaklaşönlsın" de-
di. Rahşan Ecevit'in bu istem üze-
rine suskun kaldığı belirtilirken bir
milletvekilinin "başını saDayarak
onayladığı" belirtildi.
tsmail Cem'e mesaj
Bu arada, bazı milletvekilleri de
ismail Cem'e "Genel merkezdensa-
na yeşil ışık yakdabilir. Bunun için
Ozkan ve Kemal Derviş'ten uzak
dur, onlarla htifaka girme" mesajı
ilettiği öğrenildi.
Özkan'la ilişkileri soğuk olan
muhalıflerın de "genel merkezin
Cem'i işaret etmesi durumunda
buna sıcak bakacağına" dikkat
çekildi.
Boşbakansız
Bakanlar
Kurulu
olmaz
ANKARA (Cumhuri>et Bürosu) -
CHP Genel Başkanı Deniz Ba>kal,
Bakanlar Kurulu'nun başbakansız
toplanamayacağına dikkat çekerek
"Sözlü olarak 'Sen git toplayıver' diye
bir Bakanlar Kurulu toplanüsı olmaz.
Bu bir ayak drvanı değUdir" dedi.
Mardin-Dargeçitli kadınlann Çok
Amaçlı Toplum Merkezi'nin dün
Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar
Merkezi'ndeki açılışına yarun saat geç
gelen Baykal, konuklann tepkisine yol
açtı. Serginin açılışına tam zamamnda
gelen Cumhurbaşkanhğı Genel
Sekreteri Kemal Nehrozoğhı ise
BaykaJ'ı 25 dakika bekledikten sonra
daha fazla kalamayacağını belirtti.
Nehrozoğlu, "daha sonra gefip gezme"
sözü vererek sergiden aynldı. Baykal,
açılış konuşmasında, sorunlann
Güneydoğu Bölgesi 'nde
yoğunlaştığına işaret ederek "GAP,
Güneydoğu Anadolu'da kalkmma
projesinin belkemiği. Sadece baraj
yapıp kahrsaıuz oradaki insam muthı
edemezsiniz. Artık G,\P'ta eğitim,
istihdam, üretim, ulaşun konuşmak
isti>oruz. Bunlan konuşursak, terörü,
yoksufluğu konuşnıa>a gerek kabnaz.
Okyanusu geçip derede boğuluyoruz"
dedi. Baykal, gazetecilerin Başbakan
Bülent Ecevit'in önceki gün yaptığı
açıklamalara ilişkin değerlendirmesini
sormalan üzerine, Ecevit'in
"sorunlan ağuiaşörmaktan kaçuıarak
bir miktar iyimser bir yorumla yeni
deneme yapma arayışı içinde"
olduğunu sa\
r
undu. Bakanlar
Kurulu'nun MHP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Devlet BahçeB
başkanlıgında toplanmasını nasıl
değerlendirdiğinin sorulması üzerine
Baykal, bunun "hukuka tam oturan
bir eyiem obnadığuu" söyledi.
Bakanlar Kurulu'nun Türkiye'de
rejimin kalbi olduğunu belirten
Baykal, kurulun başbakan,
cumhurbaşkanı ve başbakan vekilince
toplanabileceğine işaret etti. Baykal,
şöyle konuştu: "Başbakan vekâİet
vermeden, uzaktan telkin yoluyia
Bakanlar Kurulu'nun bir başbakan
yardımcısı tarafindan toplanmasnu
önererek hukuk sistemimize bence çok
uygun ounayan bir yeni yol açnuşör."
1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN 'Barıs cabalarına katkr
Atilla Kıyat'a
Abdiîpekçi
odulu
ZONGULDAK (Cumhuriyet) -
Zonguldak'ın Ereğli Belediyesi'nin
oluşturduğu komite tarafindan
düzenlenen, "9. Erep Osmanb Çilegi
Kültür FestivaK" etkinlikleri
kapsamında, Emekli KoramiraJ ve
Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi
AoHa Kıyat'a, "Uhıslararası Abdi tpekçi
BanşÖdülü"venldı
Kjyat, Cumhuriyet
Meydanı'nda
düzenlenen ödül
töreninde Radikal
gazetesi'nde 19
Kasım2001'deNeşe
Düzd ile yaptığı
Türkiye - Yunanistan
ilişldlerine yönelik
banş çabalanna
katkı sağlayan
röportajı nedeniyle bu ödüle layık
göriilmesinden onur duyduğunu söyledi.*
Kıyat, "Beni son derece duygulandıran
bir oteyı, Yunanh dosüanmdan aidım.
Bundan son derece muüuyum. Ancak
zaman zaman geleceğimizi ipotek aldna
alanlar, Yunanistan ve Türkhe'vi
birbirine düşürmeye çahşmaktadniar.
Böyle kişDer her iki ülke\i 30 yıl geri
götürme niyetindedüier. Dikkatti
oluomalı" dedi.
AtiOaKıyat
SHP GENEL BAŞKANI KARAYALÇIN, BOZLAK VE BERABERÎNDEKt HEYETLE GÖRÜŞTÜ
HADEP ile yakın işbirliği istiyoruz
Murat Karayalçjn.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Sosyaldemokrat Halk Partisi (SHP)
Genel Başkanı Murat Karayalçın,
M
HADEP ve ötekisoi, sosyal demok-
rat partfleıie Türkiye'de demokrasi-
nin kurulması ve gerçekleştirihnesi
doğrulrusunda çok yakm bir işbiro-
ğiiçmegirmekistediklerinr söyledi.
HADEPGenelBaşkanı MuratBoz-
lak ve beraberindeki heyet, dün SHP
Genel Başkanı Karayalçm'ı parti ge-
nel merkezinde ziyaret etti. Bozlak,
Türkiye'nin çok ağır sorunlan oldu-
ğunu vurgulayarak "Hep beraber, d
ele vererek bu sorunlan aşmahyız.
Türkne'nin demokratUdeşme süre-
cini tamamlaması gerektiği inancni-
dayız" dedi. Bozlak, bu konularda
iki parti arasında her zaman yardım-
laşmaya hazır olduklannı belırterek
SHP'ye başanlar diledi.
Karayalçın da Türkiye'nin Kopen-
hag ölçütlerinı yerine getiren bir ül-
ke konumunaulaşması içintüm güç-
leri harekete geçirme kararJılığında
olduklannı dile getirerek "Türldye
bir kararsEhk dönemini aşnuya ça-
hşrvor. Biz HADEP ile öteki soi, sos-
yal demokrat partiJerimizie, Türki-
ye'de demokrasi ve sosyal demokra-
sinin kuruhnası ve gerçekleştirflme-
si doğnıltusunda çok yakm bir işbir-
Kği içine girmek istiyoruz. Bunu, bu-
gün için de düşünüyoruz, seçim aşa-
masmagekliğımizdedeivediliklede-
ğerlendirmekten yanayız" dedi.
Sezer ile görûştü
Karayalçın ile partinin Merkez
Yürütme Kurulu üyeleri dün Cum-
hurbaşkam Ahmet Necdet Sezer ile
de görüştü. Karayalçın, Sezer'e diğer
partilerden yapısal olarak farklılık-
lar taşıdıklannı anlattıklannı vurgu-
ladı.
Sezer'in, SHP'de delege sisteminin
kaldınlmasını olumlu karşılayarak
"Olması gereken bu. Ben de baştan
beri bunu savunuyorum. Parti içi de-
mokrasiyi çok önemsiyorum'' diye
konuştuğu öğrenildi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Avrupa'nın sağcıları Türkiye'nin
AB'ye girmesini istemiyorlar. Türki-
ye'nin sagalan da öyle. Avrupa'nın ba-
zı solculan AB'ye karşı çıkıyorlar, Tür-
kiye'nin solculannın bir kısmı da ay-
nı görüşte.
Avrupa'da sağ yükseliyor. Fran-
sa'daki son seçimler, artık bu sağcı
rüzgârın ciddi bir hale geldiğini gös-
teriyor. Almanya'dada yakındaseçim-
ler yapılacak. Alman sağcılarının da
oy oranlan yükseliyor. Eğer Stoiber
öncülüğündeki Alman Hıristiyan De-
mokratlan da iktidara gelirterseAvru-
pa Parlamentosu'nda sağcılar ço-
ğunluğu sağlayabilirler.
Böyle bir gelişmenin AB'nin büyü-
me sürecini zorlaştıracağını, hatta ola-
naksız halegetireceğini söyteyenler ço-
ğunlukta. Yani Avrupa'da sağ iktidar-
lar egemen olursa, AB'yeyeni katılım
olanaksız hale geiebilir. Sağ iktidar-
lar çoğalırsa, göçmenlerin, yabancı-
lannAvrupa'daki yaşamı daha da zor-
laşır. Avrupa'daki göçmenlerveTürk-
ler bu gelişmeleri endişe ile izliyorlar.
• • •
Sağcı partiler, seçim kampanyala-
nndakenar mahallelere seslendiler Va-
Avrupa'da Sağın Yükselişi ve Türkiye
roşlann yoksullannı kendilerine seç-
men olarak kazandılar. Çünkü bu ke-
simler yabancılarla birlikte yaşıyor-
lardı. Çoğu son yıllarda işsiz kalmış-
lardı. Kendi işlerini yabancılann, göç-
menlerin aldığını düşünüyorlardı. Bir
de düzeni bozulan orta sınıflar tepki
içindeydiler. Sağı bir düzen kuvveti
olarak görüyorlardı. Eskidensolun hi-
tap ettiği kesimler, milliyetçi ve ırkçı
rüzgânn peşine takıldı. Bu açıdan da
Türkiye'de sağın yükselişine benze-
yen durumlar olduğunu söyleyebiliriz.
Avrupa ülkelerinde ortaya çıkan bu
durum, birkaç açıdan Türkiye'yi ya-
kından ilgilendiriyor. İlk olarak Türki-
ye'ninAB ile zaten şekerrenk olan iliş-
kisi, sağcıların ve ırkçıların egemen-
liğiyle birliktedaha da kötü bir hale dö-
nüşür. Irkçı rüzgârdan en çok etkile-
nen ilişki Türkiye-AB ilişkisi olur.
Ikinci olarakAB ülkelerinde çok sa-
yıda Türkiye yurttaşı yaşıyor. Bu yurt-
taşlanmızın durumu da zorlaşır. Çün-
kü, bu sonuçlardan sonra yabancı
aleyhtan siyasetler giderek AB için-
de yaygınlık kazanacak. Irkçı ve sağ-
cı partilerin programlannda yabancı
aleyhtan hükümler çok fazla. Onlar
ekonomik ve siyasi krizi göçmenlerin
sırtına yükleyerek oylannı arttırıyor-
lar.
• • •
Avrupa'dakisağcılann başansı, her-
halde bizim ülkemizdeki sağcıları se-
vindiriyordur. özellikle de ırkçılan ve
milliyetçileri. Çünkü onlar da AB'yi
düşman olarakgörüyorlar. Böylece bir-
birini istemeyen iki tarafın yönlendi-
receği ilişki bir çıkmaz içine girer. Bu
da statükoyuTürkiye'desavunmak is-
teyenlerin işinegelir. YaniAB'de sağ-
cılar ve ırkçılar iktidara gelirse bizim
ülkemizdeki ırkçılann, demokrasi düş-
manlannın, özgüriük düşmanlannın,
statükoculann keyfi yerine gelir. On-
ları zorlayan dış etken böylece orta-
dan kalkmış olur.
Milliyetçilik adına 'Türkleri savun-
duğunu" iddia edenlerin şöyle bir aç-
mazlan da olduğunu kabul edelim.
Avrupa'da yükselen sağcılık ve ırkçı-
lık en fazla Türkleri hedef alacak. Av-
rupa'nın ırkçılan ve sağcılan yabancı
düşmanı. Solculan ise çok kültüriü-
lüğü savunuyorlar ve göçmenlerin
haklannı korumaya çalışıyorlar.
Türkiye'nin AB'ye girmesini iste-
yenler de solcular ve Yeşiller. Ancak
solcular ve Yeşiller Türkiye'nin de-
mokrasi ve insan haklan, emekçi hak-
lan konusundaki durumu beğenmiyor-
lar ve değişmesini istiyorlar. Peki
AB'deki sağcılar ve ırkçılar ne istiyor:
Türkiye mi?.. YanımızayaklaşmasınL
• • •
Kendisini solcu olarak tanımlayan
ve "ABzaten bizialmayacak, bizibö-
lüp parçalayacak" diyenler, Türk ırk-
çılan ve milliyetçileri ile aynı cephede
yer alırken asıl düşman olarak AB
içindeki solculan ve Yeşilleri görme-
leri de tarihin garip bir cilvesi olarak
kabul edilebilir.
Avrupa'da sağın ve ırkçılığın yük-
selişinin Türkiye'de ırkçılan ve aşın
milliyetçileri sevindirmesi anlaşılabi-
lir. Çünkü sonuctaTürkiye'deki ırkçı-
lar da yabancı düşmanı, farklı kültür-
lere düşman. "Ne mozaiği ulan mer-
mer" diyen bizim milliyetçi liderimiz
değil miydi? Burada sağcılar arasın-
da bir benzeriikten söz edebiliriz.
Peki solculann durumu ne olacak?
Bu noktada da Avrupa solunun radi-
kal kesimleri AB'ye karşılar. Onlar da
böyle bir birliği istemiyorlar. Fakat bu
kesimler AB içinde pek önemli biret-
kiye sahip değiller. AB'nin büyüme-
sini ve Türkiye'yi içine almasını iste-
yenler sosyal demokratlar, sosyalist-
ler ve Yeşiller.
Türkiye'deki sosyal demokrasi ise
henüz net olarak tutumunu ortaya
koymuş değil. Sorulduğu zaman
"Evet, AB'ye girmekistiyoruz" diyor-
lar, ancak milliyetçi tezleri de redde-
demiyoriar. Türk milliyetçiliğinin pro-
pagandası onlan da çok güçlü bir şe-
kilde etkiliyor.
Sonuç olarak, Avrupa'da sağın yük-
selişi, Türkiye'de demokrasi güçleri-
nin işini zorlaştıracak. Buna hazırlıklı
olmak gerekiyor.