18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 2002 S/ 4 HABERLER Dİ1NYADA BUGUN AIİ SİRMEN Yanlış Soru: Tayyip'e fctidaı* l/erilecek mf?' Seçimler iyice yaklaşmadan yapılan kamuoyu yoklamalanmn aldatıcı olduğunu, siyaset ile uğ- raşanlar çok iyı bilirfer. Seçmen, sand/k ufukta görünmeden, tepkisini daha yüksek sesle dile getirir. Sandığa grtmezamanı yaklaştıkça, uçiardaki eği- linler ortaya doğru seyretmeye başlar. Hemen hemen tüm ülkeler için geçerli olan bu gerçek göz önünde bulundurulunca, Tayyip Er- doğan'n lideriiğindeki AKP'nin biraz da kendile- ri tarafından beslenen, "uzak ara ile birinci parti olduğu, gümbür gümbür iktidara geldiği" dü- şüncesine biraz daha sakınımlf yaklaşmanın da- h a doğru olduğu görülür. Nitekim, bu kesimin uzman gözlemcisi Ruşen Çakır da görüştekı abartma payını son dizisinde dile getirdi. Kuşku yok. Tayyip yükse/işte. Bu yükselişte, bütün denenmişlerin fos çıkmış olmasının büyük payı var. Ancak gönünen o ki şu an ıçin yükseliş senar- yolannın dozu biraz abartılmıştır. ••* Bu durumda, ortaya atılan yanlış bir soru, ka- falan daha da çok kanştınyor. "Büyük oranda oyalsa bile, acaba Tayyip'e ik- tidan veririer mi?" Hemen belirtmek gerekir ki bu soru yanlıştjr ve yanlış sorulardan doğru cevap çıkamaz. Bu ülkede, Erbakan'a da iktidar verdıler, yerel yönetimlerde Tayyip'e de. Yaşananlar "Bunlara iktidar veririer mi" soru- sunun geçersizliğini ortaya koymuştur. Asıl sorulması gereken soru, "Tayyip Erdoğan bir demokraside iktidar olabilir mi" sorusudur ve bu yalnızca Türkiye'ye özgü değ/l, evrensel birso- rudur. Tayyip Erdoğan, kişisel servetinin ve siyaseti- ninfinansmanınınkaynağını birtürlü açıklamamak- ta veya açıklayamamaktadır. Tayyip Bey'in, biri evli olmak üzere üç çocuğu- nun ABD'de okuduğu biliniyor. Bugün ABD'de dört nüfusu beslemek için insanın acaba ayda kaç para harcaması gerekir? Bırakınız kamu hizmetinde çalışmış bir kişiyi, or- ta çaplı bir işadamının böyle bir kriz ortamında, böylesine bir yükü kaldıracak kazancı ve birikimi olabilir mi? Tayyip Bey köşeyesıkıştığını hissedince, iyi kâr getiren iki şirkette ortaklığı olduğunu söylüyor. Bunlar hangi şirketlerdir ve acaba kârlan Tay- yip Erdoğan'ın bir zamanlar başında bulunduğu Istanbul BüyükşehirBelediyesi'nden alınan işler- den mi gelmektedir? Bu konuda en ufak bir açıklama yok. • • • Tayyip Erdoğan konusunda, şu anda 400 say- falık dosyasını Candan Eren'in hazırfadığı İG- DAŞ-Albayrak soruşturması EyüpAğır Ceza Mah- kemesi'nde görülüyor. Buna eski CHP ll Başkanı Mehmet Bölük'ün yeni suç duyurusu eklendi. Söz konusu soruştur- madaki yolsuzJuk iddiasının toplamı 192 trilyon. Ikinci soruşturma Akbil ile ilgili; buradaki yolsuz- luk miktannın 2.6 trilyon olduğu belirtilmekte. Yargrtay Başsavcısı Kanadoğlu'nun, 12 Mül- kiye müfettişinin hazıriadığı raporlara dayanarak Istanbul Cumhuriyet Savalığı'na intikal ettirdiği dos- yadaki iddialarla ilgili olarak 204 kişi ifade verdi şimdiye kadar. Yine Mülkiye başmüfettişlerinin, Büyükşehir BfT ve İSKl'deki yolsuzluklar hakkında hazırfadıklan raporiar da gündemde. Bütün bunlar soruşturulmadan, Tayyip Erdo- ğan bunlardan aklanmadan, hiçbirşekilde iktidar olamaz. Bu kural Türkiye'ye özgü değil. Hiçbir demokraside bunun aksi olamaz. Siyasetin finansmanında açıklık, demokrasile- rin temel kurallanndan biri. Unutmayalım. ABD'nin ünlü başkanı Nixon, si- yasetinin finansmanı konusunda açıklık kuralına uymadığı için istifa etmek zorunda kaldı. Kimse de bu durumdan dolayı Amerikan demokrasisini sorgulamadı; tam tersine... Haram para ile helal siyaset mavraso kimi sap- lantılı seçmen yutsa da demokrasi ilkeleri buna izin vermez. Olay bundan ibaret. Balgat katliamı hükümlüsü ülkücünün idamı önce 10 yıla çevrildi, yetmedi gasp suçu da affedildi îsaArmağan'açifteafANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Balgat katliammdan mahkûm ol- duğu öJüm cezası 1991 yıluıda 10 yı- la indınlen tsa Armağan'ın gasp suçlan da af kapsamına alınınca ikinci kez affedildi. Balgat semtin- de 1978 yılında silahla taradığı kah- vehanede 5 kişiyi öldürmek ve 12 ki- şiyi de yaralamak suçundan idama mahkûm olan Armağan'ın, gasp suç- lanndan aldığı 18 yıl 9 aylık ceza- sına ikinci af uygulandı. DSP Genel Başkanı Rahşan Ece- vit'in cezaevinde annesiyle birlikte • Ankara'nın Balgat semtinde 1978 yılında silahla taradığı kahvehanede 5 kişiyi öldürmek ve 12 kişiyi de yaralamak suçundan idama mahkûm olan Armağan'ın, gasp suçlanndan aldığı 18 yıl 9 aylık cezasına ikinci af uygulandı. kalan bir kız çocuguna "ûziilmesij- le" gündeme gelen, katillere de afyo- lunu açan ve siyasilerin sahiplen- medigi yasa, artık katliam hüküm- lülerini de kapsamaya başladı. Isa Armağan, Türldye Şeriatçı Ko- mando Ordusu örgütünün liderliği- ni yapmak ve devlet düzenini şeri- atçı bir düzen için değiştirmeye ça- hşmak suçlanndanMustafa Pehliva- noğlu ile birlikte ölüm cezasına mah- kûm edilmişti. 12 Eylül öncesi ülkücülerinden îsa Armağan'ın mahkûm edildiği ölüm cezası Milli Güvenlik Konse- yi tarafindan onandı. Ancak Arma- ğan, katliama katılan Mustafa Peh- livanoğlu'yla birlikte tutuklu kaldı- ğı Mamak Askeri Cezaevi'nden 26 Temmuz 1980'de kaçınldı. Denizli'nin Çal ilçesinde yakala- nan Mustafa PehJivanoğlu'nun ölüm cezası infaz edildi. Katliamın asli faili olan Îsa Armağan ise lran"a kaçtı. Uzun süre Devrim Muhafız- lığı yapan Armağan, Iran'dan gitti- ği Aİmanya'da 1992 yılında yakalan- dı. Armağan, 1992 yılında Alman- ya tarafından Türkiye'ye iade edil- di. îsa Armağan'ın Balgat katliamı nedeniyle mahkûm olduğu ölüm ce zası, 1991 yılındaki Terörle Müca dele Yasası uyannca 10 yıla indiril- di. Edinilen bilgiye göre îsa Arma- ğan, 10 yıllık cezasını 6 Nisan 2002 tarihinde tamamladı. Bu tarihten sonra gasp suçlanndan mahkûm ol- duğu 18 yıl 9 aylık cezasını çekme- ye başladı. Ancak tartışmalann oda- ğtndaki af yasasıyla, Armağan'ın gasptan mahkûm edildiği cezası da affedilerek çifte af uygulandı. Arma- ğan, önceki gün kaldığı Bandırma Cezaevi'nden tahliye edildi. BBP ve ATP'ye, kongre sürecinde yeni transferlerin olması bekleniyor Küskün ülkücülere çengel• Ceylan'ın ardından 3 milletvekilinin daha BBP'yegeçmesi bekleniyor. Abdülhaluk Çay'ın da ATP yolunda olduğu belirtildi. ANKARA (Cumhurfyet Bü- rosu) - BBP ve ATP, 2 Hazi- ran'da yapılacak kongreleri ön- cesinde milletvelali transferine yönelik çahşmalannı hızlan- dııdı. MHP'den ıstifâ eden Meto- metCeylan'ın BBP'ye geçme- sinin ardından 3 milletvekilinin daha bu partiye katılması bek- leniyor. BBP'nin MHP, AKP, SP ve DYP'den 12 milletveki- liyle temasta olduğu, ATP'nin de MHP içindeki küskünlerin karar vermesini beklediği kay- dedildi. BBP ve ATP, kongre süre- cinde milletvekili kapma yan- şına girdi. Öci partüıin kongre- sinin de 2 Haziran'da yapılacak olması, yanşı daha da hızlan- dırdı. MHP'denistifa eden Meh- met Ceylan'ın BBP'ye katıl- masıyla bu parti, TBMM'de temsil edilen 8. parti konumu- na geldı. BBP'nin MHP için- deki muhalifler, AKP, SP ve DYP'li olmak üzere bu partiye sıcakbakan 12 milletvekili ile görüşmeler yaptığı öğrenildi. BBP kaynaklan, Ceylan'uı ar- dından 3 milletvekilinin daha kanlımını beklediklerini, diğer milletvekillerinin ise karar ver- mek için süre istediklerini be- ürttiler. MHP içindeki yaklaşık 20 ka- dar muhalifmilletvekili ise par- ti içinde mücadele vermek ile is- tifa ederek birbaşka partiyegeç- mek arasındakararsızhkyaşıyor. Parti yönetimiyle ipleri kopa- ran eski devletbakanlan Abdul- halukÇay ve Sadi Somuncuoğ- lu ile Kahramanmaraş Millet- vekili Edip Özbaş istifa tarihi için uygun zamanı bekliyor. Çay, Somuncuoğlu ve Özbaş'ın par- ti yönetimine yönelik bazı çı- kışlardan sonra istifa edebile- cekleri belirtilirken Çay'ın ATP'ye, Özbaş'ın ise BBP'ye geçebileceği ileri sürüldü. Bahçeli, Çin Seddi'nigezdi Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli Çin ziyanetinuı ikinci gününde tarihi Çin Seddi'ni gezdi. Çin Seddi'nin dünyanın en harika eserlerinden biri olduğunu vç Çin halkınm bununla gurur dmduğunu söyleyen Bahçeli. "Dünyanın her tarafından gelen turistier, özeflikle Çin Seddi'ni ziyaret etmek istiror. Ben de bura\ı görmeyi hep arzu edh ordum, Cenabn Allah bugünü nasip etti. Herkese görmesini tavsiye ederim" dne konuştu. Bahçeli, gazetecilerin Başbakan Bülent Ece\it'in AB ile ilgili açıklamasını arumsatarak "Savin Ecevrt'in dedigi gjbi cesur adımlar atacak nusuuz" şekündeki sorusunu ise "Şimdi Çin Seddi'ndeyiz'' dherek yanıtlanıadı. Çin Seddi'ni gezerken karşılaşoğı Fiji Başbakanı ile de kLsa süre sohbet eden Bahçeti, daha sonra beraberindekilerle Türkhe'nin Pekin Bü\ ükelçttiği'ne gittL BüvükelçUikte Tiirk heveti için bilğilendinne toplanösı düzenJendi (Fotoğraf: AA) ErdaJ İnönühalkın beğendiği partivi iktidaryapacağmı söyledi Türkiye AB'ye girmeli Inönö. soldaki par- çalanmakonusunda yorum yapmadı. tstanbul Haber Servisi - Kabataş Erkek Lisesi'nin geleneksel olarak düzenle- diği kültür etkinliklerine katılan Prof. Erdal Inönü. siyasete girmeyi düşün- mediğini belirterek "Solda- ki parcalanma konusunda yonım sapma>agerekyok. Böyle şeyler olabilir. Halk hangisini beğeniyorsa ona iktidar \apacaktir" dedi. Kabataş EıkekLisesi 12. Kültür Etkinlikleri'nin dünkü konugu Erdal Inö- nü'ydü. Inönü, soldaki par- çalanma konusunda yo- rum yapmaktan kaçınarak "Halk kimi beğeniyorsa onuseçecektir" dedi. Tür- kiye'nin AB'ye girmesi gerektiğini voırgula>'an Inö- nü, "Atatürk yaşasaydı AB'ye girmemiz için çâba IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Türk solunun en büyük başa- nyı 1970'li yıllarda 12 Mart 1971 askeri darbesinden çıkış sıra- sındayaşadığını dünkü yazım- da ifade etmiştim. Bu konuyu sürdürmek istiyorum. Çünkü, bu ülke solu geçmişte siyasi yaşamda önemli roller oyna- mıştı. Türk solunun son yıllarda en büyük açmazı milliyetçilik kar- şısında başarısızlığa uğraması- dır. Kürt sorununun bir demok- rasi sorunu olarak değil de bir "terör sorunu" olarak kabul edilmesi, bütün sol geleneği derinden etkiledi. Emekli Ko- ramiral Atilla Kıyat, Neşe Dü- zel'le Radikal gazetesindeki söyleşisinde ilginç bir noktaya dikkatçekmişti. Kıyat, 1970'li yıl- larda Kürt sorununun, bir asa- yişsorunu olarak gündeme alın- dığını ve bu saptama üzerine ku- rulan siyasetlerin ülkenin gele- ceğini belirlediğini söylemişti. • • • Kıyat'ın saptaması, bir dev- let siyasetini ifade ediyordu. 12 Eylül askeri darbesinin de arka- sındaki gelişmeleri dikkatealır- sak bunun ülkeyi nasıl bir ka- osa sürüklediğini de açıklaya- biliriz. Bu stratejiyi geçmişe dö- Türk Solu Neden Açmazda? nerek bugün açısından yeni- den değerlendirdiğimizde, de- mokrasi ve özgürlüklere karşı di- rencin oluşum sürecini de an- layabifiriz. Işte bu noktada solun nasıl adım adım milliyetçilik karşı- sında âciz kaldığını da tartışa- bil/riz. Türk solu, 196O'lı yıllar- da özgüriük talebinin öncüsü olarak ortaya çıktı. CHP'deki ortanın solu hareketi, Türkiye Iş- çi Partisi'nin 15 milletvekiliyle Meclis'e girmesi o dönemin önemli iki etkeniydi. Aynı dö- nemde devrimci gençlik hare- ketinin yükselmesini de bu ge- lişmeler içinde değerlendirmek gerekir. 1965'lerden itibaren, Türk ay- dınları sol hareket içinde yeral- dılar. Bir kısmı TİP, bir kısmı CHP'nin ortanın solu çizgisin- de, bir kısmı ise devrimci genç- lerle beraberdiler. "Milliyetçi Gençler" adı verilen saldırgan topluluklarla solun tanışması da bu dönemde oldu. Bu mil- liyetçiler mitinglere, toplantıla- ra saldınyorlar, cinayetler işliyor- lardı. Sol o dönemde önemli bir aydın kitlesine sahipti. Ardın- dan gerçekJeşen iki askeri dar- be, solu cezaevine atıp idam- lar ve ağır cezalarla susturma- ya çalışırken onlarla birlikte ha- reket eden aydınlara da baskı yaptı. Bu baskı, fiziki baskının ötesinde düşünsel baskıyı da içinde taşıyordu. Öğretim üye- leri üniversrtelerden, öğretmen- ler okullardan, memurlar dev- let dairelerinden çıkanldılar. Tam bir sindirme çizgisi izlendi. ••• Bu baskılar 12 Eylül döne- minde daha da arttı. YÖK sis- temiyle birlikte üniversiteler özerkliklerini yitirdiler, devletin ve siyasi iktidann etkisi altına alındılar. Kürt sorunu, bir de- mokrasi ve özgüriük sorunu ol- maktan çıkıp bir çatışmaya dö- nüşünce Türk solunun işi iyice zortaştı. Çünkü Kürt hareketi, Türk milliyetçiliğini tetikledi. Mil- liyetçilik bütün toplumu etkile- yen bir güç kazandı. Türk solu, bu milliyetçi dalga- yı göğüsleyemedi. Adım ad/m kopuşlar başladı. Bir süre son- ra solun bir kesimiyle milliyet- çi hareket arasındaki buzlar eri- di. Milliyetçilik, yalnızca Kürt sorununda değil, demokrasi sorununda da solun bir kesimi- ni etkisi altına aldı. Milliyetçiler, demokrasıyi Türkiye için tertli- keli görüyordu. özgüriükleri teh- likeli görüyordu. Askeri çözüm- leri destekliyordu. "Yasevya terket'slogarn, mil- liyetçilerin içerideki muhalefeti yok etmeyi amaçlayan baskıcı tezini ifade ediyordu. "Türk'ün Türk'tenbaşka dostuyoktur"te- zi ise dış politikada saldırganlı- ğı. Azınlıklara düşmanlık, her türlü kötülüğü farklı dinlerde, farklı inançlarda, farklı mezhep- lerde, farklı düşüncelerde gören bu akım, solun çeşitli kesimle- rini dalga dalga ve farklı düzey- lerde etkisi altına aldı. Dış poli- tikada ise bütün komşularia ge- rilim, milliyetçiliği iyice azdırdı. Solun önemli kesimleri bir kimlik bunahmı içıne girdiler. "Vatansevertik", "Vatan hainli- ği" eskiden dinci-milliyetçi ke- simlerin temel saldırı tezi iken, bu tezler solun bir kesimi tara- fından da kullanılmaya başlan- dı. Bu tepkiler solun bir kesimi tarafından kullanılmasına rağ- men daha da acı olanı bu slo- ganları kullanmayan kesimleri bile psıkolojik baskı altına aldı. Bir başka önemli nokta ise solun bir kesiminde hep var olan otoriter modernleşme anlayışı idi. Cumhuriyetin kuruluş yılla- rında, hatta Osmanlı'n/n son döneminde de uygulanan bu modernleşme çizgisi başlan- gıçta önemli değişimlerin ger- çekleşmesine yaradı. Ancak aradan geçen zaman içinde bu çizgide ısrar edilmesi halkla mo- dernleşmeci güçlerin arasının açılmasına neden oldu. 1960'lar halkla modemleş- meci güçlerin ilk buluşmasıydı. 1970'ler ise bu biriikteliğin zir- vesi idi. Şimdi farklı bir nokta- dayız. Solun bir kesimi, halktan ciddi bir kopuş yaşıyor. Bu ne- denle demokrasıyi de bir tehli- ke olarak görüyor. Işte en bü- yük sıkıntı burada yaşanıyor. Halka güvenmeyen bir solun demokrasıyi, özgüriükleri sa- vunması mümkün değil. Sorun, halkla sol arasındaki bir ayrılığın nasıl giderileceğin- de düğümleniyor. gösterirdi Şimdüdshaset- çüerstesedeisternesedebir gün mutiaka .AB'ye gire- ceğiz.Bizlertarih coğrafVa ve kültür bakmundan za- ten AvTupa'nm bir parça- ayız''dedi. Öğrenciler ta- rafindan hazırlanan resim sergisinin açılışuıı yapan Inönü, daha sonra etkMi- ğin sponsorlanndan Doğu Akdeniz Üniversitesi ve BÎL Öğretim Kurumla- n'nın tanıhm programını izledi. Program sonunda Kabataş Erkek Lisesi ve Yıldız Teknik Üniversite- si (YTÜ) Modern Dans Grubu bir gösteri sundu. Kültür etkinlikleri çer- çevesinde düzenlenecek panelin bugünkü konuğu HflmiYavuz. Panellere çar- şamba günü Metin Uca, perşembe günü AydmBoy- san, cuma günü de Erol Manisalı katılacak. Son karara itiraz Sabancı ailesinin avukaü Schmitz Yargıtay'a başvurdu BRÜKSEL (AA) - Sabancı ailesinüı avukatı Fernand Schmitz. Belçika adaletinin terönst Fehriye Erdal'a ilişkin son karanna itiraz amacıyla dün sabah Yargıtay'a başvurdu. Sabancı suikastı faillerinden terörist Fehriye Erdal'ın "Türkive'de işlediği suçiar nedeniyie Beiçika'da yarguanmasma'' ilişkin adli süreç devam ederken Brüksel Temyiz Mahkemesi, iki hafta önce, bu konuda karan, Erdal'uı Belçika'daki suçlanndan dolayı yargılanmasnıın sürdüğü Bruges Mahkemesi'ne bırakmıştı. Avukat Schmitz, Yargıtay'a başvurarak bu karara itiraz ettiğini. teröristin "Belçika'da işlediği diğer suçlardan bağunsızolarak'', Brüksel'de yargılanmasuıı istediklerini bildirdi. Ülkenin Flaman kesimindeki Bruges ve Gand mahkemeleri, daha önce, Fehriye Erdal'ın Türkiye'ye iadesine karşı göriiş bildırmişler, "İerorizme Karşı Mücadele SözleşmesTnin bu alanda geçerli olmayacağı görüşüne önceük vermişlerdi. Schmitz, Avrupa Terorizme Karşı "• Mücadele Sözleşmesi çerçevesinde yargılama isterken sanık avukatlan, "otomatik silah kuDanan teröristierin" bu sözleşme kapsamına girdıklerini, oysa Sabancı suikastında otomatik silah kullanılmadığını savunuyorlar. Sabancı Holding Otomotiv Grubu Başkanı Özdemir Sabancı, Toyota-Sa Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nflgün Hasefe'nin 9 Ocak 1996 tarihinde öldürülmesi olayuun zanlıianndan olan Fehriye Erdal, 26 Eylül 1999'da, Belçika'da, Neşe Ytfdmm adına düzenlenen sahte pasaportla yakalanmıştı. Belçika, Türkiye'nin iade talebini, ölüm cezasının yasalardaki varhğı nedeniyle reddetmiş ve bu arada teröristin siyasi sığınma başvurusunu da geri çevirmişti. Erdal, bir yıl kadar hapis yatöktan sonra bir evde gözaltına aündı ve Belçika'da işlediği suçlardan yargılanmasuıı bekliyor. Bu suçiar arasında silah taşunak, suç örgütü faaliyetlerine kahlmak, sahte kimlik kullanmak gibi unsurlar bulunuyor. Sabancı ailesinin adli girişimleri sonunda Brüksel mahkemesi, geçen yıl, sanığın Türkiye'deki suçlanndan dolayı Belçika'da yargılanabileceğini kararlaştırmıştı. Erdal'ın, Sabancı suikastı bağlantıh ithamlaria adalet önüne çıkanlmasnun kararlaştınlması üzerine sanık avukatlan, bu karara karşı temyize gitmişlerdi. Brüksel Temyiz Mahkemesi, Fehriye Erdal dosyalannın Bruges Mahkemesi'nde buluşturulmasını, sanığın Türkiye'deki suçlardan dolayı Belçika'da yargılanıp yargılanmayacağına da bu mahkemenin karar vermesini kararlaşürdığını bildirmişti. Sanık avukatlan, Temyiz Mahkemesi'nin bu karannı memnuniyetle karşıladıklannı açıklamışlardı. Sabancı Ailesi'nin avukatı Schmitz, Brüksel Temyiz Mahkemesi'nin kararuun, Fehriye Erdal'uı Türkiye'deki suçlanndan dolayı Belçika'da yaı^ılanması olasılığını reddetmediğini, adli sürecin devam ettiğini söylemekle yetinmişti. ÖKilerkî bir gün gömülür İçimizdeki ölüler, dışımızdaki ölüler İnsan yaşıyorken özgürdür İnsan yaşıyorken özgürdür. Edip Cansever'i onalîıncı ölüm yıldönümünde sevgiyle, özlemle anıyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle