Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2002 CUMARTESİ
HABERLER
BUGUN
ALİ StRMEN
Ecevifin Sağhğı
Şakacı bir adamdır. Her şeye değişik açıdan
bakmaya çalışır.
Önceki gün Bülent Ecevit'in özel doktoru Tur-
gutZileli'nın, Başbakan'ın sağlık durumuyla il-
gili açıklamalannı okurken Bülent Bey'in hasta-
lık haberinin yayıldığı saatlerde bu dostumla yap-
tığım telefon konuşması aklıma geldi.
Biz "Ne olacak bu Türkiye'nin hali" soyut te-
kerlemesini, "Ne olacak bu Başbakanımızın sağ-
///fofı/AumL/"somutunaçevirdiğimizanda telefon
çaldı.
Karşımdaki oydu.
- Bülent Ecevft hastaneye kaldınldığında dok-
toruna ne dedi, diye soruyordu.
- Ne bileyirn ben, orada değildim ki, dedim.
Üsteledi:
- Düşün!.. Düşün!.. Bulursun...
Baktı ki, bende ses yok aldı sazı eline:
- Sindiremiyorum dedim, sindiremiyorum de-
dim. inanmadınız, ne oldu?
Sürdürdü:
- Adam haklı, idamı sindiremedi, sindiremeden
çıkardı, affı sindiremedi ama çıkardı, kısacası
hiçbirşeyi sindiremiyorama çıkanyor. Adam bu-
nu açık açık da söylüyor. Ama doktorlar bir tür-
lü anlamak istemiyoriar.
Hızını alamamıştı:
- Zaten Sağlık Bakanı da doktor. Ona bakıyo-
rum da kendi kendime ınsan sağhğı için tıp dok-
torlanndan daha tehlikeli hiçbir şey yok, diyorum.
• • •
Bütün bunlan söylüyordu da tıp ile uzaktan
yakından ilişkisi yoktu.
Ama bizim ülke bir tuhaftı, Sayın Turgut Zileli
de siyaset bilimci değil ama Başbakan'ın sağlık
durumu hakkında açıklama yaparken sanki si-
yasal sistemimizin yapısını anlatıyordu.
Bakın ne diyor Sayın Zileli:
- Hareketsiz, hep oturuyor, bu da peklik yapı-
yor, bağırsak geriliyor, gerilmeden dolayı basınç
yapıyor, bu da gaita (dışkı) çıkmamasına neden
oluyor.
Şimdi Sayın Zileli, Başbakan'ın rahatsızlığınt an-
latıyor. Ama aynı şey sistem için de geçerii de-
ğil mi?
- Sistem lök gibi oturmuş, hareketsiz, bu da
sosyal gerginliğe yol açıyor, gerginlik sistemin içi-
ni katılaştınyor, boyle olunca da sistemin içinde
mebzul olan gaita dışan atılamıyor ve bünye has-
talanıyor.
Zileli'nin açıkJamasjna göre, Başbakanımızın du-
rumu, tıpkı sistemimizin durumuna benziyor.
•••
Kimileri de Ecevit'in sağlığını kendi siyasi emel-
lerine alet edip kullanmaya kalkışıyorlar.
örneğin Tansu Çiller, Başbakan'ın çabuk at-
lattığı hafif rahatsızlığı bahane ederek hemen çı-
kışını yapıyor:
- Istifa etsin!
Hanımlar, beyler!.. Başbakan'ın yaşı ilerice,
Başbakan yorgun, ama olaylan yakından izleyen-
ler bu görevden ayrılması halinde işlerin daha da
kanşacağını çok iyi biliyorlar.
Hem zaten genç, dinamik bir Başbakan gel-
sene olacak ki?...
Ekonomiyi IMF yönetiyor, gerektiğinde aynn-
tıları Kemal Derviş ayarlıyor, gerektiğinde uya-
nyor. Merkez Bankası söylenenleri harfiyen yap-
tığını kanıtlamak için, bağımsız denetim kuruluş-
lanndan rapor alıp gönderiyor.
Küreselleşmeye uyum sağlamak için ne yapıl-
ması gerektiğini Dünya Bankası, Avrupa ile uyum
konusunu AB düzenliyor, bize uygulamak kalı-
yor.
Stratejik konular ve savunma konulan zaten uz-
man kuruluş tarafından kendiliğinden yürütülü-
yor.
Ortadoğu'nun yeniden biçimlenmesi, Irak ve
Saddam sorunu VVashington tarafından, itiraz ka-
bul edilmeden düzenleniyor.
Peki bizim yürütmeye ne kalıyor ki?...
Ahmet gidip Mehmet gelse ne olacak, Ha-
san'ın yerine Hüseyin otursa ne değişecek?
Hiç değilse Bülent Bey uzlaştıncı kişiliğinin ya-
nı sıra geçmiş engin deneyimlerinin de etkisiy-
le, reel politiki öğrenmiş bir kişi olarak işleri ak-
satmadan yürütüyor.
Zaman zaman kimi yaptıklarını içine sindire-
mediğini söylediğinde de devreye Prof. Dr. Tur-
gut Zileli giriyor, her şey düzeliyor.
Gül gibi geçinip gidiyoruz işte...
İTÜ'nün 229. kuruluş yıldönümü
Demirel: Seçim
için geç kalındı
tstanbnlHaber Servi-
si - 9. Cumhurbaşkanı
SüteyınanDemirel, *Baş-
bakan değişiköği işi, be-
nim işim değüdir, siyasi
birolaydm Seçim için ise
geç bfle kahndT dedı.
Istanbul Teknik Üni-
versitesi'nin (ÎTÜ) kuru-
luşunun 229. yüı Ayaza-
ğa Yerieşkesi'nde tören-
lekutlandı.îTÜRektö-
rü Prof. Dr. GüJsün Sağ-
lamertörene katılan De-
mirel'e üniversitenin al-
tın rozetini taktı. Ardın-
dan Demirel ve Prof. Dr.
Sağlamer, üniversiteye
çeşitli miktarlarda ba-
ğışta ve katkıda bulu-
nanlara teşekkür plaket-
leri ile "AItm ve Gümüş
An" ödüllerini verdiler.
Törenin ardından ga-
zetecilerin sorulannı ya-
nıtlayan Demirel, "er-
ken seçimtaruşmahnnın
gündemde olduğunu"
söyleyen bir gazeteciye
"Seçunin hemen yapıl-
masıbznn. Halkmşikâ-
yeti varsa gidilecek şey
seçimdir" yarutı verdi.
'Siyaseti biraz da
başkalan yapsuT
Daha sonra Işık Üni-
versitesi ile Harran Üni-
versitesi arasmdaki *Aka-
demik İşbirKği Protoko-
Ki"nün imzatörenine ka-
tılan Demirel, bir öğren-
cinin, "Aktifsiyasete don-
meyi düşünüyor musu-
nuz" şeklindeki sorusu
üzerine, siyasete giren
bir kişinin siyaseti bıra-
kamayacağını belirterek
"Şu an güncel siyasete
ginneyidüşünmüyonım.
Onu biraz da başkalan
yapsuT diye konuştu.
AKP lideri Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen gazete,w
Nasıl Müslüman devlet kırrulacağınr tartışıyor
Şafak'tan şeriatekiANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-AKP Genel Başkanı RecepTayyip
Erdoğan, "Referansımız anayasa-
dır. Biz tslami bir parti değiüz" der-
ken; partinin gayri resmi yayın or-
gam olarak bilinen Yeni Şafak gaze-
tesi "nasıl 1slam devieti kurulacağt-
m" tartışan bir "ŞeriatDosyasT bro-
şürü yayımladı.
DGM dosyalannda AKP'nin fi-
nans kaynağı olarak görülen Albay-
raklar'ın sahibi olduğu Yeni Şafak
gazetesi, "lslamiyat" adlı derginin
"Şeriat Dosyası" başlıklı özel sayı-
smı dün okurlanna dağıttı.
Broşürde Mehmet Said Hatiboğ-
hı ile yapılan söyleşide yer alan ba-
• Yeni Şafak gazetesi, 'Islamiyat' dergisinin 'Şeriat Dosyası' ekini okurlanna tanıtım
kitapçığı olarak dağıttı. 'Siyaset Islamının dışında değil içindedir. îslam siyasi bir dindir'
denilen kitapçıkta, 'nasıl Müslüman devlet kurulacağı' tartışılıyor.
zı görüşler şöyle:
• Siyaset îslamın dışmda değil
içindedir. tslam siyasi bir dindir.
Müslüman, bu dünyada yaşadığına
göre, bu dünyasının idaresini mü-
kemmel yapmakla mükelleftir.
Kuran-siyaset bağlanüsı
Kuran'm pek çok ölçüleri, insa-
nı bu noktada siyasi olmaya sevk
eder. Dolayısıyla, herhangi bir Müs-
lüman, kendi yaşadığı muhitte Is-
lami akideye, Islamı prensiplere uy-
gun bir hayatın devam etmesi arzu-
sundadır. Türkiye'de yeni devlet ic-
raata başladığı andan itibaren, va-
tandaşlar, idarecilerde kendilerine
benzer bazı şeylerin bulunmadığı-
nı fark ettiler.
• Asırlardır ölüsüne cenaze na-
mazı kılan bu millet, Atatürk'ün ce-
naze namazının resmi olarak kılın-
madığına şahit oldu. Devlet resmen
Atatürk'ün cenaze namazını kılma-
mıştır. Dolmabahçe Sarayı'nda kı-
lınan cenaze namazı, devletin iştirak
ettiği bir namaz değildir. Bu sebep-
lerle, Türkıye Cumhuriyeti'ni kuran
kimselere karşı, sankı onlar dinsiz-
lermiş gibi bir kanaat teşekkül etme-
yebaşladı.
• Bugün bizzat Kuran'ın ve hadis
ahkâmının tatbik edilemediği bir
devlette yaşıyoruz biz ve buna mü-
dahale etme hakkına sahip değiliz.
Mesela, Kuranıkerim içkiyi yasak-
ladıysa, içki içen bir idarecinin baş-
ta olmasmı Müslüman istemez.
Ama bugün öyle midir? Burada ih-
tilaflar doğuyor. O zaman biz nasıl
Müslüman devlet kuracağız.
• Bugün emrinde binlerce erkek
işçi, mühendis çalıştıran idareci ka-
dınlar var. Bunlann hiçbirisi Pey-
gamberimizin devrinde yoktu. Böy-
le bir toplumda nasıl Müslümanhk
olacak? tslam âlimleri bu çözümle-
ri bulmakla mükelleftirler. îstikbal
tslamındır
• Bizde "hırsızhk yapanın erkek
kadın fark etmez, elini kesin" diyen
ayet var. Daha Peygamber'in vefa-
tının üzerinden 15-20 sene geçme-
den, öyle bir devir geliyor ki, hırsı-
zın eli kesilmiyor. Türkiye'deki
durum da böyle.
Danıştay Başkanı Alan, YAŞ kararlannın yargı denetimine açılması gerektiğini söyledi
'Anayasa değiştirflmeirANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Danıştay Başkanı Nuri Alan, Yü-
ce Divan görevinın Anayasa Mah-
kemesi'nce yerine getirilmesinin hu-
kuken ve yerindelik yönünden uy-
gun olmadığını söyledi. Alan, cum-
hurbaşkarunın tek başına yaptığı ış-
lemler ile Yüksek Askeri Şûra ka-
rarlanna yargı yolunu kapatan ana-
yasa maddelerinin kaldınlmasını is-
tedi. Türkiye Barolar Birliği Baş-
kanı Ozdemir Özok, teokratik dev-
let özlemcilerinin "Genç cumhuri-
yetimizden Atatürk devTİmlerinin
rövanşmı ahnakn
istediklerini söy-
ledi.
Danıştay'ın 134. kuruluş yıldö-
nümü nedeniyle, Karayollan Genel
Müdürlüğü Konferans Salonu'nda
düzenlenen törene, Cumhurbaşka-
nı Ahmet Necdet Sezer başta olmak
üzere, siyasiler, yargı organlannın
temsilcileri, adli ve idari yargıdan hâ-
kim ve savcılar katıldı. Danıştay
Başkanı Alan'ın açış konuşmasın-
da, irdelediği ve öneriler getirdiği ko-
nulardan bazılan şöyle:
Cumhurbaşkam kararlan:
Ku"v\etler aynlığı ılkesının benım-
sendiği bir devlet yönetiminde, yü-
rütme organının başı konumunda
olan Cumhurbaşkanfnın. yüksek
mahkemelere, Hâkimler ve Savcı-
lar Yüksek Kurulu'na doğrudan ve-
ya gösterilen adaylar arasından üye
seçmesi kuramsal olarak yanlışhr.
Anayasanın Cumhurbaşkanı'nın
yargı ile ilgili olan görev ve yetki-
lerini belirleyen bentleri yeniden
düzenlenmelidir. Cumhurbaşka-
nı'nın tek başına yaptığı işlemleri ve
Yüksek Askeri Şûra'nın kararlan-
nı yargı denetimi dışında bırakan
fıkra yürürlükten kaldınlmalıdır.
Anayasa Mahkemesi'nln
yapiSI: Anayasa Mahkemesi'nin
kuruluşu ve üye sayısı bugüne ka-
dar ki uygulama ve mevcut iş yükü
değerlendirilerek yeniden belırlen-
melidir. Mahkemede ağırhklı olarak
yargıçlar yer almalı, görevlerinin
büyük bölümü kamu hukuku alanı
içinde kaldığı göz önünde bulundu-
rularak mahkemeye Yargıtay \e Da-
nıştay"dan eşit sayıda, Askeri Yargı-
tay, Askeri Yüksek Idare Mahke-
mesi ve Sayıştay meslek mensupla-
n arasından birer üye katılmalıdır.
Yargıtay ve Danıştay"dan katılacak
üye sayısı ihtıyaca göre belirlenme-
lidir. Yükseköğretımde hukuk ana-
bilim dallannda görevlı öğretım üye-
lerinden iki üye, belli süre fiilen
a\r
ukatlık yapmış olanlardan bir üye
ilgili kuruluşlarca gösterilecek boş
yer sayısının üç katı aday arasından,
üst düzey kamu görevlileri arasın-
dan bir üye, doğrudan Cumhurbaş-
kanı tarafından seçilmelidir. Yedek
üyelik kaldınlmalıdu-.
Cumhurbaşkanı Sezer, Danıştay'ın kuruluş yıldönümü törenlerine kaüldı.
YÜCe DİVaii: Anayasaya göre
Türkiye'de en yüksek mahkeme yok-
tur, hukuki konumlan eşit yüksek
mahkemeler vardır. Yüce Dıvan'da
sağlıklı bir yargılama ve hukuken
doğru bir karara ulaşabilmek için, bu
kavTamlan bilen ve uygulayan uz-
man yargıçlara en az ceza yargıçla-
n kadar ihtiyaç bulunduğu hususu
göz ardı edilemez. Bu konuda uzman
ve meslekten yetişmiş yargıçlann
asıl kaynağı idan yargıdır, onun te-
pesindeki Danıştav'dır.
Engeller kalkmali: Demok-
ratikleşme ve hukuk de\ leti yürüyü-
şünde önümüze çıkan tüm engelle-
rin kaldınlması, tıkanan yollann
açılması zorunludur. Anayasaya ay-
kınlıklan, anayasaya aykın olma-
salar bile antidemokratik nitelikle-
ri açık olan ve idari yargının dene-
tim alanını sınırlandıran bu kuralla-
nn üç maddelik bir yasa ile yürür-
lükten kaldınlmalan mümkündür.
TBB Başkanı Eralp Özgen de 11
Eylül saldırısını anımsatarak isim
vermeden din eksenli partileri eleş-
tirdi. Özok şunlan söyledi:
•'Atatürk ve arkadaşlarmın ema-
net ettiği çağdaş, demokratik, laik
Türkiye Cumhuriyeti'nin önemi ve
konumu. dost \e düşman tüm çe\Te-
lerce bir kezdaha anlaşılnıasına kar-
şın, teokratik devlet özkmcileri ay-
nhkçı ve bölücü pohtika temsilcile-
ri, değişim ve özgürlük söyleminde
bulunma bahanesiyk küüerini dışa
vurmakta.Genç Cumhurnvtimizden
Atatürk devrimlerinin rövanşuu al-
mak istemektediıier."
Törene rahatsızlığı nedeniyle ka-
tılamayan Başbakan Bülent Ecevit
Danıştay Başkanı Alan'a bir kutla-
ma mesajı gönderdi.
Paranın doğalgaz faturalanna yansıtılarak vatandaşın cebinden almdığı açıklandı
İGDAŞ'ta 170 trilyonluk yolsuzluk
ECE\tTKILIÇ
Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı,
17IGDAŞ yöneticisi hakkında dep-
rem anında doğalgazı kesecek olan
deprem vanalaruun alımı ve doğal-
gaz borulannın döşenmesi işlerin-
de 170 trilyon 715 milyar liralık yol-
suzluk yaptıklan gerekçesiyle so-
ruşturma başlattı.
Müfettişlerin hazırladığı yeni ra-
porda bu paranın doğalgaz faturala-
nna yansıtılarak abonelerin cebinden
çıkanldığı iddia edildi. Raporda Is-
tanbul Belediyesi ve İGDAŞ'ın. hal-
kın olası birdepremde can ve mal gü-
\ enüğini tehlikeye düşürebilecek bu
17 yÖnetİCİ Müfettişlerin hazırladığı yeni
raporda, 17 İGDAŞ yöneticisinin, deprem vanalan \
r
e
doğalgaz borusu döşeme ihaleleri yoluyla toplam
170 trilyonluk yolsuzluk yaptığı belirtildi.
konuda fütursuzca davTandığına da
dikkat çekildi. Istanbul Büyükşehir
Belediyesi'ndeki yolsuzlukîan araş-
hran ikisi mülldye, ikisi polis, bıri de
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 'na bağ-
lı başmüfettişler İGDAŞ'taki usul-
süzlüklerle ilgili rapor hazırladı. Ra-
por, 6 Mayıs 2002 tarihinde Eyüp
Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönde-
rildi. Başsavcılığa suç duyurusu ola-
rak sunulan raporda, İGDAŞ'taki
yolsuzluklaranlatılıyor. Raporunilk
bölümünde, 1997-1999 tarihleri ara-
sında deprem anında doğalgazı ke-
secek olan 3 bin 441 deprem vana-
sı almdığı belirtilerek yaklaşık 35
dolara mal edilmesi gereken vana-
lann tanesinin 135 dolardan alındı-
ğı ve bu yolla İGDAŞ ın 344 bin do-
lar zarara uğrahldığı ıfade edildi.
Türkiye Standartlar Enstitüsü (TSE)
\e ÎGDAŞ yetkililerince hazırlanan
SAĞLAR, SHP'DE FARKLIKÜLTÜRLERİN TEMSİL EDÎLECEĞÎNÎ SÖYLEDİ:
Mağdurçoğunluğunpartisiolacağız
BAHAR TANRISEVER
ANKARA - Sosyal Demokrat
Halk Partisi'ni (SHP) kurma ça-
hşmalannı yürüten Fikri Sağlar,
"dışlannuş^mağdurçoğunlugun"
partisi olacaklannı söyledi. Sağ-
lar, parti içinde değişiketnikgrup-
lar ve kültürlerin temsilcilerinin
yer alacağını vurgularken Kürt
sorunuçözülmeden demokrasinin
olanaklı olamayacağuıı kaydetti.
Fikri Sağlar, SHP'nin gelecek
hafta içinde kurulacağını bildir-
di. Çalışmalann son aşamaya ge-
tirildiğini, sivil toplum örgütleri-
nin parti için adaylannı belirledi-
ğini anlatan Sağlar, "tnsan amb-
lemiyle, insan için" bir parti orta-
ya çıkacağını vurguladı.
Partilerinin Türkiye'nin par-
tisi" olacağını savunan Sağlar,
değişik etnik gruplann, dinlerin,
dillerin, kültürlerin temsilcileri-
nin bu partiyi kuracağını söyle-
di. "Dışiannuşçoğunluğun, mağ-
dur çoğunluğun partisi olacak"
diyen Sağlar, Türkiye'de bugün
"bir avuç insanın" yönetimde
bulunduğunu kaydetti. Sağlar,
"Buna karşı durmak istiyoruz.
Yurttaş hem kimfiği tanmnuş hem
haklaruiıkullananhemdeülke-
yi yönetenleri denetleyecek bir
hale getirilmelL Partinin asıl gö-
revi bu olacak" dedi.
Ülkeyi bugün 3 genel başka-
nın yönettiğini belirten Sağlar,
kendilerinin yurttaş yönetimini
hedeflediklerini vurguladı. Par-
ti çatısı altında sivil toplum ör-
gütleri üyelerinin yam sıra esnaf
birlikleri, dernekler ve üniversi-
telerden de insanlann yer alaca-
ğmı bildiren Sağlar, Türkiye'de
Kürt sorunu çözülmeden demok-
rasinin mümkün olamayacağını
söyledi.
tutanakta gerçekte yapılmamış test
ve muayenelerin yapılmış gibi gös-
terildiği vurgulandı.
İGDAŞ bölge müdürlüklerince
hazırlanıp yönetim kuruluna sunu-
lan belgelerde 17 Ağustos depre-
minde 3 bin 441 \-ananin yüzde 76'sı-
nın çalışmadığının tespit edıldiğine
dikkat çekilen raporda, "İstanbul
Belediyesi \e İGDAŞ, halkm olası bir
depremdecan \ç mal güvenliğini teh-
Bkeye düşürebilecek bu konuda fu-
türsuzca da\randL Vetküiler, alınan
deprem yanalan aracıhğrv la bugün-
kü kur üzerinden 100 trilyonluk yol-
suzluk gerçeldeştirdi" denildi.
Boru döşemeye fazla para
Raporda, İGDAŞ'ın yine 1997-
1999 tarihleri arasında 8 ayn doğal-
gaz borusu döşenmesi ihalesi yap-
tığı kaydedilerek ihaleyi alan şirket-
lere fazla para ödendiği ifade edil-
di. Fazla ödemeler yapılması için
makineyle kazümış yerlerin elle ka-
zılmış gibi gösterildiği vurgulanan
raporda, İGDAŞ'ın bu yolla da 74
trilyon 715 milyar lira zarara uğra-
tıldığı vurgulandı. Raporda şu bil-
gilere de yer verildi: "İGDAŞ, asıl
görevi olan gaz dağıumı dışında. oto-
park, ÜmraniyeBelediye binasu bil-
board, Kartal kavşak düzenleme iş-
lerini de yapb. Yöneticiler bu alan-
lara para aktararak da kurumu za-
rara uğratû." Rapor üzerine Eyüp
Cumhuriyet Başsavcılığı, eski IG-
DAŞ Genel Müdürü Fuat Şengül,
Mustafe Açıklan ve ISKl Genel Mü-
dürü VeyselEroğnı'nun da aralann-
da bulunduğu 17 kişi hakkında soruş-
turma başlattı.
Emekli polisler
Meslekle
bağdaşmayan
işlerde
çahşıyorlar
• Emniyet Genel Müdürlüğü
"Sosyal Güvenlik ve Polis
Emeklileri" başlıklı bir kitap
yayımladı. Emniyetin
kitabında emekli emniyet
mensuplan arasında yapılan
ankete yer verildi.
ANKARA (ANKA) - Emekli
olan polislerin yüzde "
44'ünün emeklilikten sonra
çalıştığı belirtildi. Emekli
olduktan sonra çalışan
polislerin yüzde 9.3'ü iş
takipçiliği yapıyor. Emekli
polislerin yüzde 59.7'sinin "'
"poüsUk mesleği ile
bağdaşmayan işlerde"
çalıştığı ortaya çıktı.
Emniyet Genel Müdürlüğü
"Sosyal Güvenlik ve Polis
Emeklileri" başlıklı bir kitap
yayımladı. Emniyetin
kitabında emekli emniyet
mensuplan arasında yapılan
ankete yer verildi. Emekli
polislerin yüzde 48.5'inin
sağlık sorununun olduğu
belirtilen ankette, bunlann
yüzde 25.8'inin şeker hastası
olduğu bildirildi. Emekli
polislerin yüzde 70.2'sinin
aylık net maaşının 200-300
milyon lira arasında olduğu
belirtilen ankette, bunlann
yüzde 93.8'inin aldığı emekli
maaşı ile geçinemediği
ortaya çıktı.
Yüzde 41'i çaüşıyor
Ankette, emekli polislerin
yüzde 44.1 'inin emekli
olduktan sonra ek iş yaptığı
kaydedildi. Çalışan emekli
polislerin yüzde 35.5'inin
ticaretle uğraştığı, yüzde
9.3'ünün iş takipçiliği
yaptığı, yüzde 7.9 unun özel
güvenlikte çalıştığı, yüzde
5.1 'inin işportacılık
yaptığı, yüzde 42.3'ünün
ise diğer işlerle
uğraştığı ortaya çıktı.
Emekli polislerin yüzde
59.7'si emekli maaşı
yetmediği için "poKslik
mesleği ile bağdaşmayan
işlerde" çalıştığı bildirilen
ankette. yüzde 86.8'i
emekli maaşı yeterli
olsaydı ek bir işte
çalışmayacağını ifade etti.
Yûzde 33'û dcdektif
Polislerin yüzde 92.4'ü
emeklilik sonrası
yapılabilecek işler ile ilgili
eğitim verilmesini isterken
yöizde 32.9'u özel dedektiflik
konusunda eğitim almak
istediğini söyledi. Polislerin
yüzde 94.l'i emekli olduktan
sonra iş ve işlemlerini takip
edecek bir birimin
kurulmasını isterken yüzde
84.2'si emekli olduktan sonra
kendilerine uygun imkânlar
sağlanamadığından şikâyet
etti. Polislerin yüzde 65.1 'i
polis emeklileri derneğine
üye olmadığını bildirirken
yüzde 49.5'i derneğin
haklannı arayamadığından
şikâyetçi oldu.