Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 «MAriS 2002 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
TURKIYE
Istanbu B 21 Sinop B 19 Adana
E«jrne B 24 Samsun PB 17 Mersın
Ko:aeli B 22 Trabzon
ikrrr
_Y 16 Dıyarbakır
21 Gresun
B 26 Ankara
Y 16 Şanlıurfa PB 26
B 20 Mardın
N/Iaıısa
A y a n
_B 27 Eskışehır B 21 Sıırt
B 26 Konya B 19 Hakkân
Denzlı B 25 Sıvas PB 16 Van
Zorgulca* B 16 Antalya B 30 Kars
Yurdun aoğu kesım-
len parçalı bulutlu, Do- ^ ^ _ _
ğu Karadeniz. Doğu _ .
Anadolu ıle Guneydo-
u s l
°
DIS MERKEZLER
PB 15 Beriın PB 23
ğu Anadolu'nun doğu-
su saganak ve goKgu-
rultülu sağanak yağışlı
dıger yerler az bulutiu
ve açık geçecek. Hava
sıcaklığı yurdun kuzey-
batısı ıle Doğu Anado-
azaiacak, dığef yerler-
aeartacak
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
Münih
PB
PB
Y
Y
Y
Y
Y
Y
17
13
15
20
20
19
16
??
Budapeşte
Madnd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Zurih
Y
PB
Y
Y
Y
Y
PB
Y
18
20
18
24
21
20
24
??
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tifhs
Kahire
PB
B
6
B
PB
Y
Y
B
19
22
14
25
15
12
16
31
Şam B 29
Parçalı t Çok bulutlu Sulu l<ar > 3ok gurultıiü
GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK
• Baştarafı 1. Sayfada
ratanlar üstünköni değınmelerle
gü)a eleştirıyorlar.
Cmeğin hem yönetici hem de
kişisel görüşleriyle hizmette bulu-
nan etkıli. yetkili devlet bakanları-
m ızdan Başbakan Yardımcısı Me-
sutYılmaz:
S nır Tanımayan Gazeteciler Ör-
gütû'nün Paris'te Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıv-
nkoğlu'nun resmini ayaklar altına
alar eylemine, tam bir Avrupalı gi-
bi şu yanıtı veriyor
"Avrupa özgürlüklerin en geniş
oldtğu bır coğrafya. Birçok kuru-
luş böyle saçmalıklaryapıyor. Ben
(olayı) Genelkurmay Başkanlığı ka-
dar ciddıye almadım, almıyorum".
Çırkin olmaktan da öteye, he-
mer her kesimin tepkisini çeken
tepeden tırnağa yanlış olayı Baş-
bakan Yardımcısı ciddiye almayın-
ca, doğal olarak olayı Dışişleri Ba-
kanlığı da ciddiye almıyor.
Sanırım Türkiye'de ilk kez bir
ulusun onuruyla oynayan olaya
günlerce suskun kalan hükumet
ve dışişleri yerine (haklı olarak) Ge-
nelkurmay tepki göstermek zo-
runda kalıyor.
Işte Avrupalı olmanın öncelikli
koşulu böylece ortaya çıkıyor.
Avrupa'nın hertıangi bir ülkesin-
de örneğın bugün Genelkurmay
Başkanımıza, yarın Cumhurbaş-
kanı'na ya da Başbakan'a ağır ha-
karet içeren bir eylem yapılacak
olursa: "Canım ne varbu olayda?
Avrupa ülkelen en geniş özgüriük-
ler diyan. Bu tür eyleme şaşırmak
neden" dıyebiliyorsanız, demek ki
tam bir Avrupalısınız!
Bir başka örnek: Avrupa Parla-
mentosu'ndan 16 kişilik bır heyet
(Anayasa Mahkemesi'nde HA-
DEP'in kapatılmadavası görüşül-
düğü bir sırada) Dıyarbakır'a gel-
di ve... Heyet Başkanı Joost La-
gendyk, "Ziyaretimizin amacı HA-
DEP'in durumu hakkında endışe
ediyor olmamız" dıye demeç ver-
di. Yasamayı, yönetimı dışardan
etkıleme anlamına gelen bu dav-
ranışa yetkilisinden tık çıkmıyor-
sa... Avrupalı olma yolundayol al-
mışsınız demektir.
Avrupa Günü'nde Avrupalı ol-
manın son örneğini iki gündür iz-
liyoruz.
Karen Fogg, ulusal sorunları-
mıza yönelik çarpık bakışlarını tam
bir pervasızlık içinde artık e-mail-
lerinde yansıtmıyor.
AB temsilcisi olmanın dayanıl-
maz dokunulmazlığına güvenerek
müstemleke valisi gibi aklına ya
da ağzına geleni akşam yemekle-
rinde söylemekten çekinmıyor.
Ya şu manzaralar
Kıbrıslı Türkleri, Türkiye'den ve
Rauf Denktaş'tan kurtarma for-
mülünü AB'nin maddi manevi
kaynaklarıyla aylardır uygulayan
Karen Fogg'un incilerine Dışişleri
Bakanlığı, Sözcü Hüseyin Diriöz
kanalıyla öyle bir yanıt verdi ki...
Sözcü, "Biz" dedi; "Türkiye'de
görevli yabancı temsilcilerin, Kıb-
ns konusundaki gelişmeleri olum-
suz etkileyecek beyanlardan ka-
çtnmalan gerektiğini her vesileyle
söyluyoruz".
Fogg'un en azından bakanlığa
çağrılarak ne demek istediğinin
sorulmasının veya "istenmeyen
temsilcı" işlemiyle kapı dışarı edil-
mesinın beklendiği sırada; Dışişle-
ri, beş paralık değerı olmayan bu
açıklamayla skandalı geçiştiriyor-
sa... AB'yi rahatsız etmekten çe-
kinen bırtavır sergiliyorsa...
Işte bu manzaraya Avrupalıdan
çok Avrupalı olmaya özenmek de-
nilmez mi?
Bızimkilen Avrupalı olmaya he-
veslendiren bir başka Avrupalı ka-
dın daha var: Isveç'in Dışişleri Ba-
kanı Anna Lindt!
AB'nin görevini KADEK'e dev-
reden PKK'yi listeye alarak bizi
uyuttuğu şu günlerde bir çıkış ser-
giledi Anna...
Kamuoyuna KADEK'ı de listeye
aldıracağımız umudunu içeren
ninniler söyleyen bizım Avrupalı-
lara duyurdu kı: "Terörist saldın-
lardan uzak olduğunu açıkladığı
için KADEK'e listede yer verilme-
sine karşı olmamız çok doğaldır"
dedi.
Şımdi ne olacak? Kuşkunuz ol-
masın; Bizim Avrupalılar bir kez
daha Avrupalı olduklarını kanıtla-
yacaklar ve... (AB kararlarında it-
tifak arandığı için) Isveç'in engeliy-
le KADEK'in feteye alınmayıştnı
bal gibi sineye çekecekler.
Gerekçe mi? Tabii Avrupalı ol-
manın kıvancıyla!
Ecevit de Fransa'yı uyardı
• Baştarafı 1. Sayfada
tüm ulusumuza gösterdiği say-
gısızlık son derece çirkin bir
davranıştır. Fransız hükümeti-
nin kendi ülkesini bu ayıptan
zaman yitirmeksizin anndıra-
cağını umanm" dedi.
Fransa'ya ve RSF'ye yönelik
tepkiler sürerken Dışişleri ile Ge-
nelkurmay arasındaki sıkıntı da
dikkat çekiyor. Genelkurmay, hü-
kümetın tepki vermekte gecikti-
ğini ve kendilerine yeterince sa-
hip çıkmadığı görüşünde.
Dışişleri Bakanlığı ise Genel-
kurmay'ın bu görüşünün doğru
olmadığını. çünkü olayın ilk baş-
ladığı andan itibaren işbirliği
içinde olduklarını kaydetti. Dı-
şişleri yetkilileri, RSFnin basın
raporunu 3 Mayıs'ta internete
yûklediğini ve sonra da metroya
harita asıldığını anımsatırken 6
Mayıs'ta Türkiye'nin Paris Bü-
yûkelçiliği Basın Müşavirliği'nın
RSF'ye etkili bir mektup yazdı-
ğını, Büyükelçiliğin Fransa Dı-
şişleri Bakanlığı ile temasa geçe-
rek duyarhhğını bildirdiğini söy-
ledi.
7 Mayıs'ta Dışişleri Bakanı Is-
mail Cem'in Genelkurmay'ın
komuta kademesiyle bir yemek-
te buluştuğunu da belirten yetki-
liler, konunun orada da gündeme
geldiği ve çalışmalann sürdürül-
mesinde uzlaşıldığını ilettiler.
RSF'nin eylemini gerçekleştir-
mek için aldığı iznin 11 Mayıs'ta
sona ereceği biliniyor. Türki-
ye'nin girişimlerini sürdüreceği-
ni belirten yetkililer, ekonomik
ambargo tepkisinin yerinde bir
hareket olmayacağı görüşünde
olduklarını da söylediler. Devlet
Bakanı Reşat Doğru da Fransız
hükümetinin gerekli adımlan ata-
cağına inandığını belirtti TBMM
Dışişleri Komisyonu Başkanı
Kamran İnan, "Fransa'da ya-
pılan münasebetsizliğe aynen
karşılık verilmesini" istedi.
"Biz de bir Cezayir köşesi aça-
lım" diyen tnan, Türkiye'nin yıl-
lardır kendisine karşı yapılan ya-
yınlar konusunda sessiz kalma-
sını eleştirdi.
Emperyalizmi savunuyorlar
• Baştarafı 1. Sayfada
Işçı Partisi (IP) üyesi bir grup,
söz konusu haritadaki Kıvnkoğ-
lu portresini kapatmak amacıyla
boyadı. tP'nin yurtdışı temsilci-
liği, Paris'teki Saint-Lazare Ga-
n'nda düzenlediği bir gösteriyle
Sınır Tanımayan Gazeteciler Or-
gütü (RSF) ve Fransa'yı protesto
etti. tP Yurtdışı Temsilcisi Ali Çe-
lik, gösteri sırasında yaptığı ba-
suı açıklamasında, örgütün tavn-
nın, gazetecilerin özgürlüklerin-
den çok, basının Avrupa ve Ame-
rikan emperyalizminin çıkarlan-
nı savunma çizgisinde olduğunu
söyledı.
Basın açıklamasından sonra îş-
çi Partısi Yurtdışı Temsilcili-
ği'nden bir grup, ellerindeki kır-
mızı sprey boyalarla aralannda
Kıvrıkoğlu'nun fotografınm da
bulunduğu bütün portreleri ka-
patmak amacıyla boyadılar. Olay
yerine gelen Fransız polisi, gös-
ten yapan gruptan 4 kışiyi gözal-
tına aldı. Bu kışüer daha sonra
serbest baakıldı.
RSF Genel Sekreteri Robert
Menard ise İP'li grubun gösteri-
sinin gülünç olduğunu söyledı.
Menard, özellikle bir sıyasi par-
tinin bu tür bir müdahalede bu-
lunmasının kabul edilemez oldu-
ğunu belirtti ve "Türkiye AB'ye
girmek istiyorsa, eleştirileri ka-
bul etmek zorunda" diye konuş-
tu.
ÎP Istanbul ll Başkanı Kamil
Dede, Istanbul'da Fransız Kon-
solosluğu önünde açıklama yapa-
rakRSF'yikınadı.
KKTC Cumhuriyet Meclisi
Başkanı Vehbi Zeki Serter, TB-
MM Idare Amın Hakan Tartan,
Türk-lş Başkanı Bayram Meral,
Türk Harb-Iş Sendikası Genel
Başkanı Osman Çimen, Demır-
yol-îş Sendikası Başkanı Ergün
Atalav, Dicle Üniversitesi Sena-
tosu, İstanbul Üniversitesi Rek-
törlüğü, Çukurova Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Yalçın Kekeç.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Rektörlüğü, Izmir Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Erol Akıncı-
lar, Kıbns Türk Kültür Dernegı,
Avukat Ceyhan Mumcu, Adana
Ticaret Odası Başkanı Şaban
Baş, Adana Ticaret Borsası Baş-
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
Ekonomileri, Yerle Bir Ediyorlar!
B Baştarafı Arka Sayfada
dur, bu şebekeleri de mahvediyorlar. Artık Buenos
Aires'te içme suyu bulamıyorsunuz. Yani bu sade-
ce bir hırsızlık olayı değildir. Musluklardan su akmı-
yor. Yani bu, kamuyu soyarak zengin olmaktan da
öte bir şey.
AJ: Ve IMF, Büyük Gölleri devretti. Şimdi su ar-
zının tamamına sahipler. Chicago Tribune'de yazıl-
dı.
GP: Şimdı buradaki sorunumuz şu, bakın, IMF ve
Dünya Bankası yüzde 51 oranında ABD Hazine-
si'ne ait. Yani soru şu oluyor, bunlara koyduğu-
muz para karşılığında ne alıyoruz? Öyle gözükü-
yor ki, aldığımız birkaç topiumda ortaya çıkan
kargaşa ve yakıp yıkma. Endonezya alevler için-
de. Bana anlatıyordu, Baş Ekonomist, Stiglitz bana
anlatıyordu, neler oluyor diye kendine sormaya baş-
lamış. Bildiginiz gibi, hangi ülkenin işine burnumu-
zu soksak, onlann ekonomisini mahvediyoruz ve
sonuçta alevler içinde kalıyoriar. Stiglitz ışte bu-
nu sorguladığı için atıldı. Fakat Stiglitz'in söylediği-
ne göre ayaklanmalar bile planlamışlardı. Bir ül-
keyi sıkıştırdığınızda ve onun ekonomisini mah-
vettiğinizde, sokaklarda ayaklanma olması do-
ğaldır. Ve buna IMF ayaklanmalan deniyor. Baş-
ka bir deyişle, eğer sokaklarında ayaklanmalar
varsa siz kaybediyorsunuz. Bütün sermaye ülke-
den kaçıyor ve bu da IMF'ye yeni şartlar koşma-
sı için fırsat veriyor.
AJ: Ve bu onları daha da çaresiz yapıyor. Yani ül-
keleri çökertmek için tam bir ekonomik savaş ve
şimdi savaşı burada da Enron vasıtasıyla yapıyor-
lar.
GP: Daha dün, buradan, Paris'ten, Kalifor-
niya'daki Enron u araştıran eyalet başmüfettişleri
ile konuştum. Bana bu adamlann oynadığı bazı oyun-
ları anlattılar. Kimse işin bu tarafına bakmıyor. Kazı-
ğı yiyenler sadece hissedarlar değil. Özellikle Tek-
sas ve Kaliforniya'nın kamu parasından milyonlar-
ca, milyarlarca dolar emdiler.
AJ:Varlıklarnerede 'Bakın, herkes Enron hayalibir
şirket olduğu için geriye hiçbir varlık kalmadığını söy-
lüyor' burada konuşan uzmanlara göre, tüm varlık-
ları başka şirketlere ve bankalara transfer etmışler.
Bul karayı, al parayı üçkâğıdı'
GP: Doğrusu, evet, bu iş tam bir bul karayı al pa-
rayı üçkâğıdına döndü. Demek istiyorum ki, esasen
alfta para var. Siz Kaliforniya'daki elektrik faturaları-
nı ödediniz çünkü, müfettişlerin bana anlattıklarına
göre bu faturalar olması gerekenden aşağı yuka-
n 9.12 milyar dolar fazla şişirilmişlerdi. Ve şimdı
bilmiyorum kimden bu parayı geri alacaklar.
AJ: Evet, eyalet yöneticisinin megavvatt başına
137 dolar ödediğini, sonra da bunu Enron'a geri
1 dolara sattığını ve bunu tekrar ve tekrar yaptığını
ortaya çıkarmışlar.
GP: Evet, sistem tamamıyla kontrolden çıkmıştı ve
bu adamlar da tam olarak neler olup bittiğini biliyor-
lardı. Anlamak zorundasınız ki, Kaliforniya'daki (ka-
mu hizmetleri) sistemin serbestleşmesi için tasarım-
ları yapanların bizzat kendıleri işlerini bitirir bitirmez
kanı Fethi Coşkuntuncel. Adana
Baro Başkanı Avukat Necati Er-
dem, Antalya Baro Başkanı Avu-
kat Gürkut Acar, Edirne Gaze-
teciler Derneği Başkanı Mehmet
Karagöz. Adana Güçbirlığı Vak-
fı Başkanı Şekip Karakaya da
yaptıklan açıklamalarla RSF'ye
tepki gösterdiler.
Fransız basını
Türkiye'nin RSF örgütüne tep-
kisi, Fransız basınında geniş bı-
çimde yer aldı. France Soır gaze-
tesi haberi, "Türk ordusu Fran-
sa'ya kızgın" başlığıyla venrken
Le Monde gazetesi, Türk ordusu-
nun Fransa ile askeri ılişkileri
dondurabileceğini belirtti. Le Pa-
risıen gazetesi, başta Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Sezer olmak
üzere Türk yetkililerin RSF'yi kı-
nayan açıklamalarına geniş yer
verdı.
Le Figaro gazetesi ise "RSF
yüzünden Türkiye ile Fransa
arasında gerginlik" başlığıyla
verdiği haberde, Türkiye'nin,
Fransa'nın RSF 'yi cezalandırma-
sını istediğini yazdı.
GUNDEM MLSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
1- Türkiye'yı AB'den soğut-
maktan sorumlu temsilci Karen
Fogg'un çizdığı tablo kabul edı-
lebilir cinsten değil. Artık ışin dip-
lomatık yani da kalmadı. Kimlenn
kimlere karşı kışkırtılması gerekir?
Hangi lıdere ne tur danışman bul-
mak gerekir? Gazetecilerin konu-
lara nasıl yaklaşması gerekir?
Fogg, kendisıni butün bunlardan
sorumlu hıssediyor.
Fransa'daki "Dünyayı Tanıma-
yan Gazeteciler örgütü"nün ser-
gisindeki gibi herhangi bir ulusun
temsilcisinin ayaklar altında çiğ-
nenmesinı onaylamıyoruz. Ama,
ille de Türkıye'de medyayı yön-
lendirmeye çalışan, hizaya getir-
mek için her yontemi deneyen bir
kişının fotoğrafı gerekıyorsa, sa-
nırız Fogg'unki yakışır.
2- Son gelışmeler Yunanis-
tan'ın Kıbrıs'ta uygulamak istedi-
ği çözümü daha net ortaya çıkar-
dı:
Batı Trakya modeli!
KKTC ortadan kaldırılacak,
Türklere azınlık hakkı verilecek.
ZamanlaTürkler. adanın tum yer-
leşim yerlerinde azınlık hale gele-
cek ve sorun kökünden çozüm-
lenmiş olacak.
3- Buna karşın KKTC Cumhur-
başkanı Rauf Denktaş'ın 29 Nı-
san'da bir adım daha attığını, 20
sayfalık yeni bır belge sunduğu-
nu göruyoruz. Denktaş'ın önerisı
yalın:
- İki devletli tek çatılı bir yone-
tim.
Bu kabul görürse, adım adım
aynntılara ınılecek. Ne var ki, Rum
kesiminin Denktaş'ın önerisını
aradan 24 saat geçmeden bası-
na sızdırdığını, böylece belgeyı
tartışılmaz hale getırdiğını göru-
yoruz.
Görünen o ki, Denktaş'ın yap-
ması gereken tek şey şu:
Aralık ayındakı Kopenhag zir-
vesıne kadar masadan ayrılma-
mak ve kaçan taraf olmamak.
AB'nin Akdeniz üssü
4- Fogg'un çıkışlarına paralel
olarak AB'nin de KKTC'de Türki-
ye karşıtı bir yapı oluşması için
her türlü girişimde bulunduğu dik-
kati çekiyor. Sağlam kaynaklar-
dan sızan haberlere göre, KKTC
halkı ile Türkiye'yi karşı karşıya
getirmek için AB 30 mılyon dolar
harcadı.
Bu paranın önemli birdiliminin
kamuoyu oluşturma olanaklarına
harcandığı görülüyor!
Burada raptıyeyi de kendimize
batırmadan geçersek, konunun
tüm halkalanyla ortaya çıkmasını
engellemış oluruz. Geçen on yıl-
larda ne yazık ki Türkiye'nin için-
deki tum sorunları Kıbrıs'ataşıdık.
Bu durum Türkiye karşıtlığına
malzeme veriyor.
5- Bölgeye bıraz daha yukarı-
dan baktığımızda ikili bir yakla-
şım ortaya çıkıyor:
Balkanlar'da olabildiğince daha
çok sınır çızılmeye çalışılıyor. Yu-
goslavya'nın parçalanmasının ar-
dından bır kez daha parçalanma-
sı gündemdfi. Kosova'nın bağım-
sızlığına Karadağ'ın, ona kuzey
bölgelerinin eklenmesi için plan-
lar yapılıyor.
Kıbrıs'ta ise fiili olarak ayrılmış
ıkı yapı var. Ancak bu yapının ger-
çek-suni nasıl olursa olsun birleş-
tırilmesı ıstenıyor.
Balkanlar'da zorla ayırma, Kıb-
rıs'ta zorla birleştirme!
Bu da Batı standardı barış po-
litıkası olsa gerek!
6- AB bu ikili politıkayı izlerken
bır yandan da fırsat buldukça Kıb-
rıs Rum Kesımi'ne gıdip seslenı-
yor:
- Adada barış olmasa bile sizi
AB'ye alacağız... Çozüm birinci
öncehğımız değil... AB'ye tam
üyelik için Türklerle anlaşmak zo-
runda değilsiniz...
Bu durumda Rumların yerine
kım olursa olsun, yeni bır anlaş-
ma yapıp başını derde sokmaz.
Rum kesiminin de bır yandan
olağanüstu silahlandığını görüyo-
ruz. Rumlar silahlanmaya günde
2 milyon dolar ayırıyor.
Eee şart. AB'nin Doğu Akdeniz
üssü olmak kolay değil!
an kcum@ttnet.net.tr
Enron'da çalışmaya başladılar. Aslında, şimdi ben
burada Londra'dayım, ve Ingilizlerin de bazılannın
bunda sorumluluğu var. Enron'u denetleme komi-
tesindeki bir adam da, Lord VVakeham. Ve bu adam
gerçek bir olay, karışmadığı hiçbir danışıklı dövüş
yok.
AJ: Ve bu adam NM Rotschild'in başkanı.
GP: Bu adamın parmağının olmadığı bır şey yok.
Yaklaşık elli yönetim kurulunda yer alıyor. Ve so-
runlardan biri şu, Enron'un kayıtlarını nasıl tuttuğu-
nu inceleyecek müfettişler kurulunun başkanının da
bu adam olma durumu var. Fakat aslında onlar (En-
ron), bu adama bir köşede danışma ücreti ödüyor-
lardı. MargaretThatcher'ın hükümetinde yer aldı ve
Enron'un Ingiltere'ye gelmesine ve bu kuruluşun
Ingiltere'deki elektrik santrallannı satın almasına izin
veren kendisiydi. Ve Ingiltere'nin ortasında içme su-
yu şebekesi onlann mülkiyetindeydi. Bu adam işte
bunlan onayladı ve sonra buna yönetim kurulunda
bir iş verdiler. Ve yönetim kurulunda bulunmaktan
öte, büyük bir danışmanlık kontratı verdiler. Yani bi-
liyorsunuz, şimdi bu adamın, hesaplan nasıl ver-
diklerini inceleyecek denetleme komitesinin ba-
şında bulunması bekleniyor.
AJ: Medyayı denetleyen bir yönetim kurulunun da
başında.
GP: Evet, öyle, ben büyük sorunlarla karşılaşıyo-
rum, çünkü beni de denetliyor.
'Serbest değil, zorlama ticaret!'
AJ: Ayrıca şimdi yeni bir kanun çıkartryorlar Ingil-
tere'de, arazinizde bulunan 800 yıllık kuyulara, hat-
ta kimi yerlerde Romalılardan kalma 2000 yıllık ku-
yulara su saati koyacaklarını söylüyorlar. Kendi su-
yunuza sahip olamayacaksınız.
AJ: Evet, işte bu Lord VVakeham. Yani işte En-
ron'un adamı bu demek istiyorum. Bu adam tam bir
olay. Burada bu adama dokunamazsınız.. çünkü de-
diğim gibi medyayı kendisi denetlemektedir. Yani şi-
kâyet ederseniz, biliyorsunuz ki, adamın eli kalemi-
nizin bir ucunu tutuyor.
AJ: N. M. Rotschild'i eşelerseniz hepsini orda bu-
lursunuz. Lütfen bize o dört noktayı anlatın. Elinizde
belgeleri var. Yani IMF/Dünya Bankası çökertmesi,
dört nokta, bir ülkeyi nasıl çökertiyorlar ve insanla-
nn kaynaklarını nasıl imha ediyorlar...
GP: Doğru. Önce sermaye pazarlannı açıyorsunuz.
Yani, yerel bankalan yabancı bankalara satıyorsunuz.
Sonra fiyatlan piyasa belirler diyorsunuz. Bu iş, her
şeyi serbest piyasanın beliriediği, Kaliforniya'daki
gibi, sonra evinize gelen su faturaları ortada - AB-
D'de su şirketlerinin satılabileceğini hayal bile ede-
meyiz. Ama Enron gibi özel bir şirketin, suyunuzun
sahibi olduğunu düşünün bir. Sonra da fiyatların ta-
vana fırladığını. Sonra da sınırlarınızı serbest ticare-
te açıyorsunuz, tam serbest piyasacılık. Ve baş eko-
nomist olan Stiglitz -bu sistemi onun çalıştırdığını
unutmayalım,- kendisi onlann hesap adamıydı, ve
bu işin afyon savaşlarına benzediğini söylüyor.
Bunun Serbest ticaret olmadığını, zorlama tica-
ret olduğunu söylüyor. Bu yolla ekonomileri yer-
le bir ediyorlar.
55 ekran ve iistü
Telefunken
televizyon alanalJ " 3 7 ekran
TF1425 IX
Telefunken televizyon
Electronic ProgcanrCuide
Ya da, 37 ekran dışında herhangi bir Telefunken televizyon alana,
51 ekran 2050 TX Telefunken 636.570.000 TL yerine 179.900.000 TL.
Östelik tüm Telefunkenler peşin fiyatına 9 taksit ve hemen teslim.
TELEFUIIKEN
Danışma Merkezi
Ayrıntıiı bilgi için
ücretsiz telefonumuz:
0800 21140 29
www.tflMunkan.com.tr B0NUS CARDSonus Gard logoeu gördugunuz tum Boscfc
yetktlî satıcılannda bcnuslu altşvenşter.
I Wor1<rîjn sire özel imkânfan burada!
BOSCH YETKİLİ SATICILAR1'NDA.
TELEFUNKEN