Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 MAYIS2002ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
DtZİ
DEVRİMDEN, EVRİME.. TURHAN SELÇUK
DURUST
TABİATLI
İSTANBUL
EFENDİSİ
ABDÜLCANBAZ'
1K
HARİKULÂDE
MACERALARI
32 KISIM
TEKMİLİ
BİRDEN
DUZYAZI
Ermeniler, sınırlann açılmasını ve Türkiye ile ticaret yapmayı bekliyor
Erivan'danhaberlerE r m e n i s t a n i z l e n i m l e r i
ASBOUft
m
Tekin SÖNMEZ
Vakındaki
uzak
komşu
O
tuz bin dolayında
Ermenistan
vatandaşı kadın,
Türkiye'de istihdam
edilmekte... Özellikle
Ermeni mutfağmm ünü,
sonunda dünya sınırlannı
aşmış ve Türkiye
sınırlanndan da içeri
girmeyi başarmış. Bunun
üzerine, birinci sınıf Türk
otelleri, birinci sınıf
Ermeni kadın aşçılar
tarafından pişirilen
yemeklerle tanınmaya
başlamış...
rivan'dan haberler, "veryan-
sın" türünden sıkı rru sıkı! Tür-
kiye, bütün sınırlannı kapatsa
bile Türkiye'de üretilmiş mallar Eri-
van'a gelniiş. Gerçekten de hangi dük-
kâna, hangi mağazaya girsem her yer-
de "lebaleb" Türk mallannı buldum.
Bunlar sadece soya yağı ve deterjan
değil. Beyaz eşya, fayans, TV, müzik
takımlan, mağazalarda tıka basa do-
lu. Hem Ermenistan"ı hem de Türki-
ye'yi seven modem ticaret ve sanayi
adamlan tarafindan bu matematıksel
sonuç gerçekleştirilmış bulunuyor.
îkincı haber ıse şu:
Otuz bin dolayında Ermeni vatan-
daşı kadın, Türkiye'de istihdam edil-
mekte... Söz kadmlardan açılır açılmaz.
konu alevlenmekte fakat...
Ermeni mutfağı
Özellikle "Ennenimutfağrnın ünü.
sonunda dünya sınırlannı aşmış ve
Türkiye sınırlanndan da içeri girme-
yi başarmış. Bunun üzerine, birinci
sınıf Türk otelleri, birinci sınıf Erme-
ni kadın aşçılar tarafından pişirilen
yemeklerle tanınmaya başlamış... En
çok da yetmiş yedi ayn patlıcan yeme-
ği yapmayı beceren Ermeni aşçı ka-
dınlar. bu branşta nam salmış.
Üçüncü. daha ilginç bir durum ise
şu: Kiminle konuşsam, "kapılar ne
zaman açüacak" türünden sorular yö-
neltti bana... Oysa yukandaki sonuç-
lara göre buna gerek yoktu... Yani iş-
ler "ükınnda" görünüyordu.
Buna rağmen "sınırlann açıImasT
sorunsalının başka bır anlamı olmalı
diye düşünmeye başladım ve bir araş-
tırma gazetecısi ya da "araşürmacı
gazeted" gibi harekete geçtim!.. Bu
araştırmanın sonuçlanna göre Erme-
nistan nüfus hareketleri şöyle:
Her üç doğum vakasından ikisi kız,
birisi erkek olmakta. Hatta bazen üç-
te üç kız olmakta. Bilımsel olarak, Er-
menistan'ın havasından ve suyundan
dolayı böylevmiş bu durum. Bunun ya-
rattığı ikinci bır başka sonuç ıse kadın
nüfusu. her üç yılda üçe katlanarak
erkek nüfusa baskın gelmekte.
Bu gidişle, on on beş yıla kalmadan
Ozgüriük Alanında açılan pankartlarda özgür düşünceye izîn verilmesi gerektiği yaayordu. (Fotograf: TEKİN SÖNMEZ)
Son on yıldan bu yana ilk kez, sessiz muhalefet alanlara doldu
Demokrasi sınavı
F
aş ortalaması 50'nin altında genç mühendislerden
kurulmuş kilit yerlerde. çoğu Karabağ kökenli tek-
nokrat. çekırdek kadro ile işbaşı yapmış olan Devlet
Başkanı Robert Koçaryan (46) ile Başbakan AndranikMar-
karian (50) hükümeti, demokrasi mühendisliği yapmayı ba-
şaracak mı?
Türkiye ile olası "yakın komşuluk" ilişkısi. bu "demok-
rasi mühendisüği"nebağlı. Türkiye. Erivan'daki bu demok-
rasi mühendisliği ile dolaylı açıdan gündemdedir. Türkiye
ile Ermenistan'ı yöneten siyasi kadrolar, tabandaki insan kay-
naklannın istemleri doğrultusunda bir siyasaya. ''hangi göz-
Kiklerte" bakmaktalar?
Bu bakış homojen bir yekpareliği ıçermese de. genel hat-
lanyla. her iki taraf için. "modem bir demokrasi" sınavına
dönüşme sürecini başlatmak üzere.
Eri\-an"da tanık olduğum büyük fakat sessiz ve olgun "rau-
halif" siyasi gösteri bu izlenimi doğrulayacak faktörleri de
içinde banndınyor."Yakmgüııdeın"i oluşturan temel taşla-
n, Türki\ e'nin batısında cereyan ediyormuş gibi bir izlenim
verse bile. bunun özünde yine Türkiye'nin doğusuna düşen
mekânlar, "yeni dünya pazan açtsından" odak noktasıdır ar-
tık. Afganistan'a bin dolayında silahlı birlik konuşlandıran
Türkiye. "rasyonelgözlüklerle" dünya arenasına baktığı za-
man görecektir ki. Batı'dan daha önemli gelişmeler, Türki-
ye'nin doğusunda yuvalanmıştır. Bu yuvalardan birisi Af-
ganistan ise ötekisi Hazar Denizi ile Kafkaslar'ı kapsayan
ve İran'ı kucaklayarak Ermenistan ile Anadolu'ya kenetle-
yen mistik bir üçgen, Israil ve Filistin keşmekeşinden daha
dolu bir muhtevayı bağnnda bulunduruyor. Rusya. Gürcis-
tan, Ermenistan. Azerbaycan, Türkmenistan ve İran: sarma-
ya hazır bir "yanm aş" ile Türkiye'ye dönük beklemekte...
Bu "yanm av•". Türkiye'nin -romantikolmayan rasyonelpo-
lirikalanna gereksinim duyar".
Bu yanm ay, öteki tarafıyla. Ne\v York kulelerinde patla-
yan "siyasaJ lslam"ın ateş hattı olan Afganistan ile Taleban'ın
yurdu Pakistan'dır. Böylesine bir cografya ile kuşatılmış
olan Türkiye. Avrupa Topluluğu'na gireceğim diye "helak"
olurken ve Batıh "şrnıank" zevat tarafından kişisel saplan-
tılarla oyalanma mane\Talanna sürüklenirken Yakındoğu'da-
ki bu kargaşayı, Türkiye'ye yön veren politikacılar. bölge-
nin rasyonel gözlükleriyle görebilecekler mi?
A\Tupa elçiliklerinin. üçüncü derecede yeteneğe sahip
"Türkiye Masası" sekreterlikleriyle. üzerine gömlek biçilen
Türkiye. kendi yakındoğusunu. tskandinavya cumhuriyet-
lerine bırakmış görünürken. Erivan"da. sessiz muhalefet. Sa-
yın Koçeryan iktidanna Opera Meydanı'ndan anlamlı bir re-
torikle seslendi.A\Tupa Parlamentosu'nun karşısında. "Ece-
vit-Bahçeti-Yılınaz'" hükümetinden; Türkiye'deki muhalefet
"onuriu" bir tavır ve açıklık isterken; şimdi, Koçeryanhü-
kümetinden de bu açıklık. "demokratik" muhalefetin iste-
mi olarak meydanlara yansıyor.
Bu taleple birlikte: bu bölge. (Kafkaslar'dan Afganistan'a
dek) Türkiye'den -ağabeyBk"' olgunluğunu da bekliyor.
"Yakın gündem" kapsamındaki bu üçgen içinde Türki-
ye'ye tarihi bir görev düşüyor. Ve bu görev. Türkiye'deki Av-
rupa elçiliklerinde bulunan yetersiz sekretaryalann dümen-
ciliğine bırakılamayacak kadar önemlidir.
Ben, Ermenistan Dışişleri Bakanı Sayın Vartan Oskani-
an (46) ile söyleşi yapma fırsatı elde etmeye çahşırken Eri-
van'da "aydınlar" ve işçiler Opera Alanı'nı tıka basa dol-
durdu. Ismini ünlü bir yazardan almış. geniş bulvarlı "Tu-
manyan" Caddesi'ne koşut, enli Sayatnova Caddesi ve bun-
lardan daha enli bulvarlanyla aşağıdan yukanya dikey. Mes-
rop Maşdots Caddesi. bu üçünün kesiştikleri ortak noktada-
ki Opera önünde nezih bir kalabalık "vakur" bir eda ile top-
landı.
Son on yıldan bu yana görülmemiş büyüklükteki bu bir-
kaç bin kişilik "Erivan efitT ya da "Erivıan'ın duyarlı kal-
bi" diye tanımlayabileceğimiz sessiz topluluk, demokrasi adı-
na "muhalefet saflannda"yerini almaya hazırlanıyor.
başkan, başbakan ve bakanlan ile dün-
yanın ilk, yekpare "Kaduılar Hükü-
meti" de Ermenistan"da olacak.
"Ahdevefa" tanımayan Türk gaze-
te ve medya kurumlanna karşı sıkı
ambargo uygulayan ve ciddi Türk ga-
zetecileri ile son bir yıl içinde buluş-
mayı reddeden "genç ve delikanir.
Koçaryan hükümeti de tarihe kanşa-
cak çok geçmeden. Ve ilk icraat, Tür-
kiye v^tandaşlan içın vize sıfîrlanacak-
tır. Öte yandan Türk hükümetlerinin
vize uygulamasının da bir "taymeti
harbfyesi1
' kalmayacaktır açıkçası...
Bu tür fikir alışverişi yaptığım ki-
şilerle bir de anket yapmaya başla-
dım.
Sonunda Ermenistan nüfusunun
yüzde yetmişinin kadmlardan, ancak
yüzde otuzunun erkeklerden meyda-
na geldiğini öğrendim. Keşfimi ilk
olarak bayan LJHt'e açtım. Ermenis-
tan' a keşif peşinde gelmemiş miydim
0
Şöyle bir konuşma geçti aramızda:
"Ba> an Lilitsen de suur kapılannın
açılmasını isteyenlerdensin, değil mi?"
"Evet! Tabü ki bunu isterim! Bunu he-
pinıizisteriz! Daha çokticaretyapanz_
Türk mailanna çok ihtiyacunız var!
Inşaat malzemesi en başta, bunlara
çok ihtiyaç \ar._" "Sınır kapılan açı-
lacak olursa. Ermenilerin Türldye'ye
gitme ve gelme sayısı değişmeyecek.
FakatTürklerinErmenistanagelişve
gidiş savısı artacakür" dedim "înşa-
at malzemesi ihtiyacı bu sonucu değiş-
tirmeyecektir..r
"Bunu nasıl anJadın" dedi.
"Türk erkekleri daha çok seyahat
yapmaktalar. Türk kadınlan e\1erine
bağhdırw e\1erinden a\nlma>ı da çok
sevmez,bu mukaveseli araşarma>a gö-
re'" diye yanıt verdım bayan Lilit'e.
"Bizün Ermeni kadınlan da evieri-
ni çok severve Ermenierkeklerimiz da-
ha çok seyahate çıkar™ Ne var bunda
yani! Rusya, Kanada, Amerika, Avru-
pa~ oralaragiden Ermeni erkeklerimiz
çoktur!_"
"Ermeni erkekleri gidiyoriar fakat
onlar, geriye dönmüyorlar. Türkiye'de
iseerkeksavısıfazladır. Ermenistan'da
kadın savısı çok daha faztadır_"
"Evet, ama ben anlamadım!_ Sınır
kapılannın açılnıası ile bunun ne ala-
kasıv^r?"
"Ennenistanilerürki>«sırurlanaçü-
dığı/amaruErh-an bir bakınıaTürk ka-
dınlannı değiL Türk erkeklerini misa-
fir edecek, bu mukayeseli araştırmaya
göre_" dedım.
"Suur kapılan açıiacak \« Türk er-
kekleri buraya daha çok getecek- Ya-
ni, şimdi siz bunu demek isthorsunuz
Tekin Bey?" Ya\ aş ya\ aş gülmeye baş-
ladı bayan Lilit... Dört kişi, bir masa-
nın etrafinda oturmuş hararetli hararet-
li konuşuyorduk. Lilit, Anjelika,Lusi-
ene ve bir de ben... "Toprağuı Kanı"
isimli bir şişe şarabı dörde bölmüş-
tük... Erivan'da, günde on dolara kira-
ladığım asansörlü dairemin mutfağın-
daydık. Sev an Gölü balıklanndan, Mar-
mara usulü bir buğulama yapmış ve
Türk-Ermeni dostluğu içm bir parti
vermiştim.
Ermeni kadınlan
Bunun ardından da bir yere gidip
tango hariç bütün danslan deneyecek-
tik... Türk erkeklerinin, nasıl dans et-
tiklerini merak ediyordular...
Bu iş de bana kalmıştı! Anjelika ve
Lusiene ile Mesrop Maşdots Cadde-
si'nin geniş bulvannda bir gün önce,
ikindi vaktı karşılamıştık ve ben onla-
n yoldan çe\irerek bayan Lilit'in yar-
dımıyla bir röportaj yapmıştım. Yani,
"Ermeni erkekleri ile•Ermeni kadınla-
narasmdakidemokratik haldarveeşft-
lik üzerine™"
Şimdi bazılannın düşündüğü gibi
hiç de matrak değildi bu röportaj! Af-
ganlı kadınlann. Sovyetler sonrası, po-
litik Islam ile neler kaybettikleri de bu
açıdan karşıma çıkmıştı hemen kısa
bir ara ile. Sonuç olarak Ermeni kadın-
lannın, Sovyetler döneminde her tür-
lü haklan elde ettiklen de oracıkta an-
laşılmıştı. Ve işte şimdi bu üç güzel ve
genç kadın, benim, ortaya attığım mu-
kayeseli araştırma sonuçlan hakkında
medeni bir üslupla tartışmaktaydı.
Ermeni erkekleri öteki ülkelere ça-
lışmaya gidiyoriar ve fakat geriye dön-
müyorlar.. .Neden
0
(Konu dışrydı, Ka-
rabağ Savaşı'na gidip dönmeyenler).
Ortaya çıkan bu: "Neden"tartışma-
sı uzadı!.. Ermeni kadınlan ile Türkka-
dınlan arasmda, "kadm" olarak bir
fark var mı yok mu tartışmasına dönüş-
tü bu konuşmalar... Bayan Lilit, duru-
mu kavradı sonunda: "Evet, suıniar
kalkacak ve Erivan'da daha çok Türk
erkeklerimlsafir olacak! Hımmm_Te-
kin Bey!" Bunun üzerine ilk yumruk
bayan Lilit'ten geldi, bana... Aynı za-
manda kahkahalarla gülüyordu ve ba-
yan Anjelika ile bayan Lusiene'yi de
beni yumruklamaya davet ediyordu...
Işte böyle; Ermenistan ile Türkiye sı-
nırlannın "açıunası" ya da "açıhnası"
üzerine kanlı canlı ve dostlukla bere-
ketli bir semineryaptık Erivan'da dün...
Yarın: Cazetelerin durumu
ORHAN BİRGİT
Tam Bir Karmaşa•••
Parlamentoya olan saygım, Cumhurbaşkanı'nın
gerı çevirdiği şartlı salıverme yasasının ardındaki
toz bulutuna bakıp da olup bitenler için "tam bir
curcuna" dememi engelliyor!
Türkiye Büyük Millet Meclisi, bildiğimiz af yasa-
sını çıkarıyor. Yasanın bazı hükümleri Anayasa
Mahkemesi'nce iptal edilirken doğacak boşluğun
yeni bir yasa ile giderilmesi için 6 aylık süre tanın-
dığı söyleniyor.
Bizim halk dilimizde "yumurta kapıya gelme-
den" deyimine tıpatıp uyacak biçimde, o altı ay-
lık sürenin dolduğu anda, TBMM'den adeta gör-
mezlerin fili tanımlamasına benzer bir yasa çıka-
nlıyor!
Ne hikmetse, bazı cumhuriyet savcılan, Meclis'in
kabul ettiği yasanın yürürlüğe girmesi için Cum-
hurbaşkanı'nın onayından sonra Resmi Gazete'de
ilanı gerektiğıne ilişkin anayasa kuralını görmez-
den gelerek çevrelerindeki cezaevlerinin kapılan-
nı açma yoluna gidince, denklerini bağlamış kimi
hükümlüler, özgürlüklerine kavuştular!
Birinci af yasasının, kendi düşündüğü sınınn çok
üstünde çıkanldığını sürekli vurgulayan çok kim-
se, kanunla Kırcı ve Ağca'nın bağışlanmış olma-
sının tedirginliği içindeyken Sayın Sezer'in veto-
su, kamuoyunun önemli bir bölümüne adeta ya-
nık yarası üstüne sürülmüş merhem gibi geldi.
Cumhurbaşkanı, geri çevirme kararında iki ana
noktanm altını çiziyordu. Söz konusu yasa, bir
şartlı salıverilme, aynca dava ve cezaların ertelen-
mesine yeşil ışık yakıyorsa, iyi hal gösterme ko-
şulunu aramaması doğru değildir. Yok, bir af ya-
sası ise son anayasa degişikliğine göre 5'te 3 ço-
ğunluğa bakılmaksızın kabul edildiğinin bildirilme-
si yanlıştır.
Beğen beğendiğini...
Bu, iki tarafı da keskın bir bıçağın, kabzasından
değil sivrı ucundan, yapımcılanmn avcunun içine
verilmesinin, Adalet Bakanı başta olmak üzere ki-
mi politikacıları rahatsız ettiği, hemen hepsinden
ayrı bir yorum-tepki gelmesi ile ortaya çıkıyor.
Önce Sayın Türk'ün, geri çevirme işleminin sa-
hibi Sayın Cumhurbaşkanı'nı, ikinci bir Anayasa
Mahkemesi gibi hareket etmekle suçlamasını ha-
tırlayalım. Onun hemen ardından, tabü Cumhur-
başkanı, kendisini savunma gereğinı duyuyor ve
Prof. Türk'ü, Anayasa Mahkemesi'nin ıptal kara-
rının gerekçesinı iyi okumamakla suçluyor.
Aynı anda, af yasası mıdır, yoksa şartlı salıveril-
me mi, henüz hazırlayanlar kadar, kabul edenlerin
de adını tam olarak koyamadığı bu "ucube"n\n akı-
beti gündeme geliyor ve "bazı hukuk otoriteleri",
Sezer'in geri çevirmesinden doğan boşluğun, il-
gili her mahkemenin, ilgili her hükümlü için vere-
cegi karara göre kesin bir durum alması gerekti-
ğini söylüyorlar.
Yargıtay çevrelerine gönderme yapılarak bu ya-
sadan Kırcı'nın yararlanamayacağının altı çiziliyor.
Derken, iktidar gruplarından ikisinin, MHP ve
DSP'nin başkanvekilleri Mehmet Şandır ile Ay-
dın Tümen, af konusunun çıkmaza girmesinde et-
kili olan iki hükümlünün, yani Abdi Ipekçi ile 7TİPMİ
gencin öldürülmelerinden sorumlu Ağca ve Kırcı'nın
bu yasadan yararlanacağını yasa çıktıktan sonra
öğrendiklerini açıkhyorlar! Dahası, her iki yetkili de
Adalet Bakanı'nın, bu iki ısmin, yapılan düzenle-
menin dışında olduğunu söylediğini de bildiriyor-
lar!
Bakan Türk, dün Ağca ve Kırcı'nın yasadan ya-
rarlanamayacaklarını, mahkeme kararlarını kanıt
göstererek yineliyor.
Lütfen sabırlı olalım...
AmaTBMM Başkanı Sayın Izgi, söz konusu ya-
sanın Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının ne-
den olduğu boşluğu doldurma amacı ile hazırlan-
dığını anlatan demecinde, Kırcı için elbette eşıtlik
dışında bir işlem yapılamayacağını söylüyor ve ya-
sadan onun da yararlanması gerektiğini belirtiyor.
Izgi, aynca dün Bakanlar Kurulu'nun, Çanka-
ya'nın veto ettiği yasanın çarşamba günü Adalet
ve Anayasa komisyonlarında ele alınma isteği ile
TBMM'ye gönderildiğini de söylüyor.
Bilmiyorum, değerli temsilcilerimizin ardı ardına
yaptıklan bu açıklamalardan hangisinin sizi tatmin
ettiğini söyleyebileceksiniz? Sanınm, her birinin
tadına muz niyetine ayn ayn bakarak bir kanıya ulaş-
mak en iyisi.
Ama durun... Adalet Bakanımız, tartışma yara-
tan yasayı şimdi yeni bır kimlik ile tanıtmak istiyor.
"Bu yasa, Anayasa Mahkemesi'nin 1991'de Te-
rörie Mücadele Yasası ile ilgili olarak aldığı bir ka-
rarda da sözünü ettiği türden, kendisine özgü bir
kanundur" diyor. Ve o kararda, mahkeme üyesi Se-
zer'in oyunun da bulunduğunu söylüyor.
Tüm bu olup bitenler için tam bir karmaşa de-
meyecekseniz, yapacağınız tanımlama ne olacak
ki?
Faks: 0212- 677 07 62 obirgit» e-kolay.net
Antalya Valisi'nden açıklama
Dokuzoğlu: Dansöz
yasağı yönergesi yok
ANTALYA (AA)-
Antalya Valisi
Ertuğnıl Dokuzoğlu,
dansöz yasağı ile ilgili
valilikçe yayımlanmış
herhangi bir
yönergemn
bulunmadığnu
bildirdi. Antalya Valisi
Ertuğnıl Dokuzoğlu,
yaptığı yazılı
açıklamada, birkaç
gündür basın ve
medyada "dansöz
yasağı'' şeklinde
haberler yer aldığını
belirterek, bu konuda
valilikçe yayımlanmış
herhangi bir
yönergenin olmadığını
kaydetti. Vali
Dokuzoğlu, bu konuda
kamuoyunun yanlış
bilgilendirilmemesini
istedi. Bazı
gazetelerde ve
televizyonlarda yer
alan haberlerde.
Antalya Valisi
Ertuğrul Dokuzoğlu
imzasıyla "turizm
amaçh kültürel
etkmüklerin
düzenlenmesine
ilişkin" yönerge
yayımlandığı
belirtilmiş ve bu
yönergeye göre, Türk
kültürünü yanlış
tanıtanlara ve izinsiz
halkoytınu gösterisi,
şenlik, kutlama,
festival düzenleyenlere
ceza uygulaması
getirileceği
kaydedilmiş, dansözler
de bu yasaklar içinde
sayılmışh.