02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 2002 PERŞEMBI OLAYLAR VE GORUŞLER [email protected] EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Ha Dün Ha Bugün! 'Biz zirastta olduğu gibisanayide de kendi ya- ğvnızla kavrulurduk. Hemen herihtiyacımızı kar- şılayacaktezgâhlanmız vardı. 20-30 senede on- ların hemen cümlesi mahvoldu. Bunun sebebi de şüphe yok ki mahut antlaşma ile A vrupalıla- ra verilen tıcaret hürrfyetidir." Namık kemal "Ibret" gazetesinde böyle ya- zıyordu. Günümüzün bir yazannın bir yazısı mı sandı- nız? Ikibinli yıllarda bundan daha ağır, daha onur kıncı bir durumda değif miyiz? O,1854-1877 ara- sında yabancılardan 251 milyon altın lira borç olan Osmanlı Devleti, sonunda 'Duyun-u Umumiye' denilen bir yabancı örg üte teslim olmak durumun- da kalmamış mıydı? Şükran Kurdakul ^oyle yazar Edebiyat Tarihi kitabının önsözünde: "...yabancı banka rnüdürleri, elçilikler, devle- tin yönetimine kesin rnüdahalelerde bulunuyor, Batılı sermayedarlar sarayda ve ziraat adamla- rıyla ortaklıklar kurarak kendisiyle çıkar birliği olan yenibirzümre yaratıyordu, devletin bütçe- sini denetleme hakkı /bile Osmanlı Bankası'nın yönetim kuruluna veri/mişti." Derken Abdüfhamit yıkıldı. Ikinci Meşrutiyet gel- di. Ama yabancı güçlerin etkisinden kurtulduk mu? Onların kontrolünden, baskısından?.. Hayır! Üs- telık yenı yönetimin sadrazamı, Hareket Ordu- su'nun şanlı komutanı bile şunları açıkça söyle- mekten çekinmiyordu: "Memleketin iyı yönetilmesi için yabancı uz- manlargetireceğiz. Memleketi büyük yönetim böl- gelerine ayırıp her biri için denetmen getirece- ğiz. Biz Avrupalılara meydan okumakya da on- lann öğütlerine kafa tutmak için iktidara gelme- dik. Emin olmalısınız ki, durumun gerektirdiği basiret ve cıddiyetle Avrupa'ya cevap vermek, vicdanına başvurmak için iktidara geldik." Yeni iktidar da eski yoldan yürür, 48 milyon al- tın lira daha borç alınır! Giderek, ordunun yöne- tim kadrosu bile yabancılara, Alman generalleri- ne bırakılır! Sonuç, Şükran Kurdakul'un belirtti- ğigibı: "Büyük birhızla Ingiliz ve Fransızkapita- lizmiyle çelişen Alman kapitalizminin dümen su- yunda 1. Dünya Savaşı 'na girilmesi, yenilgiyle bi- ten savaşta Sevr Antlaşması'na boyun eğmek durumunda kalınmasıdır." Sonrasını herkes bilir: Mustafa Kemal ve ar- kadaşları büyük bir inançla emperyalist güçlere karşı Bağımsızlık Savaşı verirler ve düşmanı yurt- tanatarlar... Lozan'dada "Yabancı Borçlar" yö- netimi ortadan kaldırılır. Ekonomik, parasal öz- güriüğe. tam bağımsız bir ülkeolmanın onuruna kavuşulur... Yirmi yıl sürer bu ancak!.. Birde ba- kanz yabancı etkiler, güçler, çıkar ortaklıklan, Tür- kiye'yi bir kez daha Osmanlf nın durumuna ge- tirmiş!.. Yine borçlar alınmış, yine ödenmemiş!.. Yine yabancı uzmanlar getirilmiş!.. Eski borçları ödeyen Türk halkı, beceriksiz hatta hain yöneti- cilerin elinde yeniden kapitalist güçlerin eline düşmüş!.. Işte bugünkü gerçeğimiz!.. Şükran Kurdakul "Çağdaş TürkEdebiyatı"ta- rihinde ülkeedebiyatının hangi koşulların etkisin- de kaldığını belirtirken işte bu tarihsel gerçekle- re de değinmiştir... Edebiyat, yurt ve insan ger- çeklerinden uzakta ıncelenemezdi elbet... O günlerde devletlerdi her işimize kanşan, yol gösteren! Şimdi uluslararası örgütler var. IMF'lec, Dünya Bankalan, AB'lere, ABD'lere bağlı kuru- luşlar... Herşey aynı, her şey yüzyıl ö'nceki gibi!.. Ama adlar değişmiş, sömürü anlayışı yöntemi hiç değişmemiş.'.. ENGLISH CENTRE L a n g u a g e S c h o o l 3 Genel İngilizce Programlan Î 9 | 3 Şirketler we Kuruluşlar İçjn Özel Programlar J İ$ İngilizcesi ^ TOEFL-IEtTS-KPOS Sınavlarına Haiı x *' Programlan ^ Çocuklara Özel Programlar J Bire-bir İngilizce Eğitimleri ^ Ev Hanımianna Özel Hafta İçt Gündûz ** İngilizce Programlan ^ Öğrencilerimize Ücrer»z Akthriteler ot ûâmanut ûnuzuifâa... tacs'ufti B A Ş A R I N I Z I ZİRVEyE İ1AZIRIZ... YA siz?... Runuslı Cad No 52 60220 Osmmtoy Istanbul Ta! (0212) 225 9172 - 247 0983 • 241 2034 E-nuıl : engü*hc«ntr«@superDnlin«.co<n www.«ngllshcentr«.eofn ENGLISH CENTRE g u a g İLAN TC SARIYER SULH HUKUK ıMAHKEMESİ'NDEN Say ı:2002349 Mahkememizin 22.3.2002 tarih 2002349-295 sayılı karan ile Trabzon, Maçka, Yazlık köyü, cilt 51, hane 133"te nütusa kayıtlı Aslan ile Hatice'den olma 1951 d.lu Mevlüde Altınkaynak'a eşi Salih \ltınkaynak'ın vasi atandığı hususu ilan olunur. Basın: 19156 Eğitim Birliğine îhanet ve Taleban... Prof. Dr. Mustafa ALT1NYAŞ ADD Kurucu üyesi T ürkiye Cumhuriyeti Anayasarun 174. maddesi, için- tarihinde, kurtuluş sonrasında iki baş- Iangıç (milat) bulun- maktadır. Bunlardan ilki 3 Mart 1924 tarihini taşı- maktadır. Aynı günde göriişü- len ve kabul edilen yasalar; "ifi- lafetin Kaldınlmasına ve Os- manfa Hanedanının Yürtdışına Çıkarümasma İBşkin Yasa", *Şe- riye, Evkaf ve Erkan-ı Harbiye- yi l mumiye Vekâletlerinin KaJ- dmimasma tüşkin Yasa" ve "Öğ- retim Biriiği YasasTdır. Bize göre, 3 Mart 1924'te baş- layan bu süreç, Ikinci Dünya Paylaşım Savaşı'na kadar sürdü. Savaş sonrasındaki yeni payla- şım ve yeni dünya düzeninin efendileri, bu düzene boyun eğ- meyecek ülkelen tutsak kılabil- mek için, eğitim sistemini yeni- den biçimleme çabasına girdi- ler. Eğitim birliği yasasının ama- cı. "fikri, vicdanı, irfanı hür" kuşaklaryetiştirmek ve uiusal ba- ğımsızlık ile ulusun egemenli- ğıni pekıştirmek olduğundan, 'YeniDünyaDüzeni'nin efendi- lerine uygunluk göstermemek- te idi. Bu nedenJe de ilk saldın, eğitim birliği yasasını çökert- mek, eğitim sistemini, "kul ve köte1 ' yetişririci ve yaşanan dün- yada değil. öte dünyada iddialı olan kuşaklar yetiştirmeye yö- nelik bir değişıme sokmak biçi- minde ortaya çıktı. Eğitim birliği yasasına saldı- nnın nedenini kavrayabilmek için bakılması gereken iki bel- ge bulunmaktadır. Bunlardan il- ki, anılan yasanın gerekçesıdir. Eğitim birliği yasası ile amaç- lanan, ulusun düşünce ve duy- gu birliğini sağlamak olarak be- lirtilmiştir. Osmanlı eğitim sis- temindeki ikilik, ülkenin tekli- ğinin, ulusul bırliğinin en bü- yük engeli olarak işlev görmüş- für. Eğitim sisteminin çoklu ya- pısının, farklı insan yaratımına kaynaklık edeceği, bunun ise düşünce, duygu birükteliği ile ba- nş ve uiusal dayanışmayı orta- dan kaldıracağı dile getirilmiş- tir. Bu alanda ikinci belge ise anayasanın 174. maddesidir. de Öğretim Birliği Yasası'nın da yer aldığı 8 yasayı "Devrim Yasalan" olarak belirlemekte ve bu yasalan, Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyinin üstü- ne çıkarma ve Türkiye Cumhu- riyeti'nin laiklik niteliğini ko- ruma amacı güden yasalar ola- rak nitelemektedir. Öğretim Birliği Yasası'nın ge- rekçesinden ve anayasadaki bu nitelemelerden yola çıktığımız- da öğretim birliği yasasına ya- pılan saldınlann amacuun; ül- kenin tekliğini, ulusun birliğini çökertmek, Türk tophımunu çağ- daş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarma ereğinden saptırmak ve Türkiye Cumhuriyeti 'nin laiklik niteliğini ortadan kaldırmak ol- duğu ortaya çıkmaktadır. Öcin- ci Dünya Sa\aşı"ndan sonra oluş- turulan 'Yeni Dünya Düzeni'nin efendileri, Birinci Dünya Sava- şfndan sonra oluşturmak iste- dikleri 'Yeni Dünya Düzeni'ne başkaldıran ve tarih sahnesine bu başkaldın sonrası çıkan laik, de- mokratik vesosyalhukuk devle- ti olarak tanımlanan Türkiye Cumhuriyeti'ne katlanamazlar- dı. Ve katlanmadılar. Öğretim Birliği Yasasf ndan sapılarak laik eğitim kurumla- nnın yanı sıra dinsel eğitim ku- rumlannın oluşturulmasının son- rasında, ülkemizde ikili eğitim kanalı, iki tür insan yaratmaya başladı. Bununla da yetinilmek istenılmedi. Sünni Islam dersi anayasal bir zorunluluk biçimi- ne büründürüldü. Laik okullar gi- derek mollaiaştınldı. Çünkü, ko- lay yönetilen, iddialı olmayan, kendi yazgısını belirleme isten- cinden yoksun bir toplum yara- tılmak isterüliyordu. Bu tasanmın sonuçlan hemen devşirildi. Türkiye, dünya ulus- lar ailesi içindeki saygın konu- munu yitirdi. Dünyada ve böl- gesinde ve hatta kendi ülkesin- de söz ve karar sahibi olmaktan uzaklaştınldı. Bütün bu çabala- nn uluslararası sonuçian, diz çökertilmiş, 70 sente muhtaç kı- lınmış, IMF yasalanna ve Dün- ya Bankası komiserlerine tes- lim edilmiş bir ülke olarak kar- şımıza çıktı. Türkiye açısından ikinci baş- langıç, ilkinden 74 yıl sonra ger- çekleşen, 2% Şubat 1997 karar- landır. 28 Şubat kararlannın en belirgini "Devrim yasalanmn u\gulanması''dır Burada da öne çıkan yasa, Öğretim Birliği Ya- sasf na uyulmasıdır. 28 Şubat kararlan ile Türk toplumu, ye- niden "çağdaş uygarlık düzeyi- nin üsfüneçıkma" ve "Tarkij'e Cumhuriyeti'nin laik niteKğuıi koruma" amacını öne ahna is- tencini ortaya koymuş oldu. An- cak bu kararlann gereği, aradan geçen süreye karşın, yapılır gö- rünülerek yapılmadı ve toplum yine elde kolay yönerilir, yazgı- sına boyun eğer konumda tuful- mak istendi ve istenmekte. 11 Eylül 2001 saldınsından sonra, 28 Şubat kararlan benzer- leri, küresel kararlara dönüştü. O güne kadar 28 Şubat'ı, de- mokrasi ve insan haklanna ay- kın bularak mahkûm etmeye ça- balayan "tatiı su demokratlan- mız", efendilennın küresel 28 Şubat kararlarından sonra, bu kararlan kutsamaya başladılar. Dünya ile birlikte Türkiye dev- leti de, Afganistan Taleban'la- nnın peşine düşer, Afgan halkı- nı onlardan kıırtarmaya çaba- larken kendi Taleban'lanmızın ne olacağını düşünme gereğini duymamakta, kendi Taleban'la- nmızı yeriştirmeyi, destekleme- yi sürdürmekteyiz. Devlet bir >anı ile kendi Taleban'lannı ye- tiştirip topluma salarken Öte >an- dan da onlann peşine düşmek- te, kimi alanlan kapatmak için rürlü yöntemJere başvurmakta- dır. 28 Şubat Uyansma Karşın... Öğretim Birtiği Yasasının 78. yddönümünde,dinci/şeriatçıye- tiştiren eğitim kurumlannı yeni- den düşünmek konıunundayız. Bu okuİDan. devrim yasası ola- rak tanımlanan Öğretim Birliği Yasası'nın smırianiçinde düzeo- lemekzorundayız.Bunlan,ikin- ci kanal olarak değil de, gerçek anlamda meslek okulu olarak kabulediyorsak. sa>Tİarmın.\Tİk- sek din uzmanı ve din hizmeti gö- re>üsi gereksinimi ile suurlan- ması gerekmektedir. Bunu yap- mamak, hem ülkemize ve hem deikinci kanala yöneltilen genç- lerimize knmak anlamına gel- mektedir. Bir yandan imam hatip okul- lannı meslek okullan diye ta- nımlayacak, öte yandan ise bu okullann öğrencilerinin yansı- na yakınını, o meslekle ilgisi olamayacak, istihdam alanı bu- lamayacak laz öğrenciler ile dol- duracaksıruz, sonra da az laik- az şeriatçı ikiyüzlülüğümüzün ürünü olanlara, Diyanet tşleri Başkanlığı"nın fetvalanna uyu- yorlar diye ceza vereceksiniz. Bir yandan 2002 yılı bütçe ya- sası sunuşunuzda, Türk eğitim sisteminin amacını, "Atatürk uhısçuluğuna ve Atatürk Uke ve devrimierine bağlı, aklın \e bili- min önderiğinde pozitifdüşünen, algüama ve sorun çözme yete- neği gdişmiş, öğrenmeyi öğre- nebilen, laik ve demokrâtik de- ğerleri benimsemiş. çağdaş uy- gartiğa katkıda bulunabilen, bil- gi çağı insanını yetiştirerek Türk ulusunu çağdaş uygarhk düzeyi- nin üzerine taşımayı ereldeyen insanlar yetiştirme" olarak orta- ya koyacak, öte yandan ise 600'e yakın şeriatı kutsayan ve amaç- layan okullar, binlerce kurslar açacak ve din dersini zorunlu uygulayacaksınız. 3 Mart 1924'te ve 28 Şubat 1997'de ortaya serdiğimiz ka- rarhlığı ya göstereceğiz ya da şe- riatçı bir yönelime yönelttiği- miz insanlanmızı, konjonktüre göre tehlike olarak niteleyip on- larla savaşacağız. Kendi eğitim sistemimizde yetiştirdiğimiz kendi çocuklanmızı düşman ko- numuna sokup onlarla savaşım içine girmek ise bir yandan iç ba- nşımıza, öte yandan ise çağdaş uygarhk düzeyinin üstüne çık- ma ereğimize ihanet etmekle ay- nı anlama gelmektedir. Ciddi ve dürüst ounak zorundayız. Bunu anlatmak, aymazlıktan kurrul- mak, pişmanhk duymak için il- le de başımıza 11 Eylül benze- ri uçakların çakılması mı gerek- mektedir. Satın Efendiler, Satın!.. Av. Burhaneddin AKDAG Eski Sakarva ı B en Adapazan Hen- dek anaokulunda okurken dedem HurşitBey'in a Ha- >ırlı evlat mal afar, hayirsız evlat mal satar" öğütle- riyle (nasihatlan ile) büyüdüm. Ankara Hukuk Fakültesi'nde hocam Roma Hukuku Ordinar- yus Profesör V^sfiRaşit Sevik'ın "Roma hukukunda borç bir ki- şiyi öbürüne bağnnh kdar, dev- İeÜer hukuku bakımından borç bir de\1eti öbür deviete köle ia- lar" sözleriyle eğitildim. Istiklal Savaşı'ndan sonra Is- met Paşahükümeûnın Rusya 'dan esinlenerek devlet sermayesi ön- cülüğünde planlı bir şekilde Tür- kiye'de uyguladığı modelin doğ- ruiuğuna inanıyorum. Çünkü Is- tiklal Savaşı dediğimiz Kurtuluş Savaşf ndan sonra Türk halkın- da böyle bir sermaye birikimi oknadığı gibi şirketleşme biün- cünizin de bulunmadığuıa ina- nıyorum. O tarihlerdeki hükümet görüşünün "Halkın vapamadı- ğmı devlet yapar" görüşü oldu- ğuna inanıyorum. Atatürk, Ismet Paşa ve arka- Milletvekili daşlan çalmamışlar, çırpmamış- lardır. Dahası, yabancılann bü- tün alacaklannı da ödemişler- dir. 1934 yılında 5 >Tlhk kalkm- ma pianı ile Türkiye'de: 1) Ka- rabük Demir-Çelik, 2) Bursa Merinos, 3) Paşabahçe Şişecam, 4) Beykoz Deri ve Kundura, 5) Nazilli Bez, 6) Eskişehir Gar Atölyesi ve 7) Kınkkale Silah Fabrikalan'nı kurmuşlardır. Toplu taşımacılığa önem ve- rip Türkiye'yi demir ağlarla ör- müşler, okuma-yazma ve eği- tim seferberliği yapmışlardır. Kısacası Atatürk ve arkadaşla- n bizlere borçsuz ve tam bağım- sız bir Türkiye bırakmışlardır. 1950 yılında Ismet Paşa ve ar- kadaşlannın, iktidarlannı kansız, borçsuz ve hatta 130 kilo alhn stoku ile Demokrat Partili yöne- rime de\Tettilderini ben gördüm ve yaşadım. 1950 yılında idare- >i CebüBayarve arkadaşlan tes- lim aldılar, olumsuz bir hırsla (aynen altına hücum eder gibi) işe koyuldular. Türk köylüsünü toprağından kopanp sanayileş- me türküleri altında (Istanbul, Ankara, Izmir. Bursa ve Adana gibi) büyük şehirlerde Hazine arazilerini onlara yağma ettir- diler. Aynı görüşte olan lurgut Özal da "Tapu Tahsis Belgesi Kanunu" adı altında uyduruk bir kanun çıkararak bu çarpık yapılaşmaya kılıf hazırlamıştır. 1950'den sonra Demokrat Par- tili hükümet, Atatürk'ün eğitim yuvalanndan olan Köy Enstitü- leri'ni ve HalkevlerTnı kapat- mıştır. Hatta Atatürk'ün çok önem verdiği ve bizlere arma- ğan ettiği o güzelim Türkçe eza- m dahi Arapçaya çevirmişler- dir. Ben Müslüman bir Türk ço- cuğu olarak Türkiye'de hâlâ Türkçe ezan niye okunmuyor diye çok şaşmakta ve üzühnek- teyim. Demokrat Parti kurucu- lan Celal Bayar ve arkadaşlan, 1950-1960 yıllan arasmda bu memleketi aynı mirasyedi bir evlat gibi yönetmişler, borçsuz Türkiye 'yi Amerika'ya borçlan- dırmışlardır. Ben bugün Türki- ye'nin bu duruma gelmesinde DP yönetiminin çok büyük gü- nahı olduğuna inanıyorum. Bugün Türkiye'de işbaşında olan Başbakan Ecevit ve ortak- lannın iktidarkoltuklanna halat- la sımsıkı sanldıklannı görüyo- rum. Koltuklanndan inmemek için özel girişimin (teşebbüsün) kamu bankalarından horrumla- dığı 9 milyar dolan yoksul hal- lan sırtuıa yükledikleri için on- lan kınıyorum. Aynca IMF ve Dünya Bankasf ndan 16 milyar dolar "borç" alabilmek için dev- letin önemli gelirkaynaklan olan 1) POAŞ. 2) TEDAŞ, 3) Tekel, 4) Erdemir, 5) Türkiye Şeker Fabrikalan, 6) Türk Hava Yol- lan ve 7) Kamuya ait arazileri satacaklan için çok üzülüyo- rum. Ben bugünkü yönetimuı, aynı Rusya Devlet Başkanı Yelt- süıgibi alacaklan 16 milyar do- lan ellerinin tersiyle itmelerini beklerdim. Bunuyapabilselerdi kendilerini ilk kutlayan kişi ben olurdum. Bugün Türkiye'de tam bağımsızlık savaşı verebilecek tek partinin " Bağımsızlıkbenim karakteritndir" diyen büyük Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Haüc Partisi olduğuna inanıyo- rum. Şimdi bu partinin parla- mentoda ohnayışına her Ata- türkçü gibi çok üzülüyorum. Borçsuz ve tam bağımsız bir Türkiye özlemiyle... BORNOVA1. İCRA MÜDLTRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMEMOJLÜN AÇIK AKTTIRMA SURETİYLE SATIŞ İLANI DosyaNo:2001 6281 E. Satılmasına Karar verilen gavTİmenkuiün cinsı, kıymeti, evsafı: 1) Tapu Kaydı: Izmir ili. Bornova ilçesi, 2. Bölge, Gökdere köyü, Köyaltı mevkiinde tapunun L-18-a 15.b pafta, 91 parselde kayıtlı 6480 tn2 zeytin ağaçlı tarla vasfındaki taşmmazdır. İmar durumu: Bornova Belediyesi'nin 21.12.2001 tarih, 26672 sayılı imar durumu yazisında. 1/25000 öJçekJi nâzım imar planına göre Bornova ılçe ve mücavır alan smırlan içinde, Belediye sının dışında kalmakta olup, parselin bir bölümü köy gelişme alanı. kalan bölümü iskân dışı alanda kalmaktadır. Adresi: Bornova Gökdere Köyü, Köyaltı mevkn-lzmir Önemli özellikleri: Satışa konu taşınmaz Bornova-Gökdere köyü. Köyaltı mevkiinde. tapunun 91 No'lu parselınde kayıtlı, zejtin ağaçh tarla vas- fında olup, taşmmazm arz yüzölçümü 6480 m2'dır. Gökdere köyünün batısında ve bitışiğinde bulunan taşınmazın. doğu hududu kayalık cebel. güney \e batı hududu dere, kuzey hududu ise mülk arazisidır. Güney istikamete %20 meyillı olan taşınmaz içerisinde 10 adet zeytin ağacı ve delıceler mev- cuttur. Taşınmaz içerisinde herhangi bir tesıs bulunmamaktadır. Yukanda özellikleri gösterilen taşınmazın bulunduğu mevkii, imar durumu, yüzölçümü, merkeze olan uzaklığı ile çe\resindeki emsalJenn piyasa rayiçleri de göz önünde bulundurulmak suretiyle toplam 7.776.000.000.-TLden satışa çıkanlmıştır. Satış şartlan: 1- Satış. 21.05.2002 Salı günü saat 14.00'den saat 14.10'a kadar Bornova 1. Icra Müdürlüğü'nde açık arttırma suretiyle yapılacak. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75"ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olu- nur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyla 31.05.2002 Cuma günü aynı yerde a>"nı saatte ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttınnada da rüçhanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflannı geçmesı şartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2- Arttırmaya ıştirak edeceklenn. tahmin edilen kıymetin yüzde 10"u nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mek- rubunu vermelen lazımdır. Satış, peşin para iledir. alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Dellalıye resmi. ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmış vergiler satış bedelinden ödenir. 3- lpotek sahibi alacaklılarla diger ilgılılenn (*) bu gayrımenkul üzenndeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa daır olan iddialannı dayanağı bel- geleri ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır: aksi takdirde hakları tapu sıcili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse Icra ve Iflas Kanununun 133. maddesi geregince ihale feshedilir. tki ihale arasındakı farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsıl edılecektir. 5- Şartname. ilan tarihinden ıtibaren herkesin görebılmesi için dairede açık olup masrafı verildigi takdirde isteyen alıcıya bırörnegi gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları. başkaca bilgi almak isteyenlerin 2001 6281 E. sayılı dos- ya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 25.03.2002 (*) llgililer tabırine irtifak hakkı sahıpleri de dahildır. Basın: 18807 PENCERE Saat!.. Geçen cumartesiyi pazara bağlayan gece bir yere çağnhydım, aynlırken uyardılar: - Bu geceyansı saatler birsaat ileri alınacak, unut- mai. Eskiden ben saat kullanmazdım, yaşamımda yüzükdetakmadım hiç, ikisinden de hoşlanmam.. Nadir Bey gözlerini şu kötü dünyaya kapatjn- ca. Berin Nadi dedi ki: - Sana birkazıkatacağım.. Sonra ekledi: - Huyunu biliyorum, ama, Nadir'in saatini sana vereceğim, takmak zorunda kalacaksın!., Nadir Bey'in saati o günden beri kolumdaJ.. Gece daha 12 olmadan Nadir Nadi'nin saatini ileri aldım; ne olur ne olmaz... • Ertesi gün uyandım.. Pazar!.. Aydın Aybay'ın kardeşi sevgili Atilla Aybay'ı Teşvikiye Camisi'nden son yolculuğuna uğurlaya- caktık ikindi namazından sonra... Ikindi namazı kaçta?.. Eski saate göre 13.45.. Duvardaki saate bir göz attım, bir saat ileri alın- mamıştı.. Duvardaki saatle kolumdaki saat arasındaki bir saati düşündüm... Kafam kanştı.. Çünkü hem zaman olarak bir saate saat diyor- duk, hem alet olarak saate bir saat diyorduk, bu ikisi kimi zaman birbirine kanşıyordu... • Eskiden, zemberekli saat döneminde herkeste saat yoktu, yolda sık sık saat soranlara rastlanır- dı; işte o yıllarda adamın biri karşıdan geleni dur- durup sormuş: - Saatiniz var mı?.. - Var!.. - Ya öyle mi, güle güle kullanın!.. Insanın kolundaki saat ister pahalı oteun, ister ucuz, aynı saati gösterir. Ne var ki pazar sabahı bizim ev- deki duvar saati ile kolumdaki saat aynı saati gös- termiyordu... Peki, bu durumda ikindi namazı sa- at kaçta kılınacaktı? Dünkü saatle mi, bugünkü saatle mi?.. En iyisi duvar saatini de bir saat ileri almaktı, bir iskemleye çıkıp o isi yaptım, ikindiyi bir saat ileri aldım, 16.45'e... Dansı akşam ve yatsı namazlanna... • Tahran saati Istanbul saatınden bir buçuk saat ilerdedir; Paris saati bir saat geride.. Biröykü okumuştum: Istanbul'dan Paris'egiden uçakta yan yana iki koltuğa düşen evli bir kadınla evli bir erkek tanışmışlar, hemen kanları birbirine kaynamış, kırıştırmaya başlamışlar, yol boyunca al takke ver külah sevişmişler: ama, uçak meydana inince akıllan başlanna gelmiş, ayaklan suya ve top- rağa ermiş... Ne yapsınlar?.. Saatlerini Paris saatine göre bir saat geriye alıp günah saatlerini silmişler... • Kaç günden beri Ramallah'ta tutuklu Yaser Ara- fat aklımdan çıkmıyor... Kolunda saat var mı?.. Bir gün hücredeyken saati ögrenmek istemiştim, gardiyan yanıtlamıştı: - Sana ne lan saatten?.. Saat ile zaman kimi zaman birbirinden kopar; sa- atlerin geçmediği zamanlarda saat ne işe yarar?.. Akrebin ve yelkovanın ne hükmü kalır?.. J flçfa-, Ççfct4 ŞİİR RESÎTALf SERVER TANİLLİ Sazıyla Hüseyin ÇİĞDEM Dövüşmek Yeni bir âlem için... NAZIM HİKMET'İN $İİR DÜNYASI 4 Nisan 2002 Perşembe, saat: 18.00 Ş R M A C mumcuSîîlf'1 "Paris Caddesi No: 14 Kavaklıdere - Ankara Tel. (0312)417 77 20 pbx Faks:(0312)417 57 46 e-posta:umag@umag org.tr www.umag.org.tr İLAN TC FATffl 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 2002/129 Hâkimliğimizin 2002 129; 236 esas ve karar sayılı ilamı ile Ist. Fatih, Hamamı Muhittin mah. Cilt 23, Hane 369'da nüfusa kayıtlı Nihat ve Ca- hide kızı lst. 13.01.1980 doğumlu Nihal Dalkı- ran'a akıl hastalığı sebebi ile aynı yerde nüfusa kayıtlı babası MehmetZiver oğlu 1951 doğumlu Nihat Dalkiran'ın velayeti altına konulmasına ka- rar verilmiş olup, Keyfiyet ilan olunur. 28.03.2002 Basın: 19262
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle