25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 NİSAN 2002 CUMARTES EGÎTİM Çağdaşlık bizim elimizdemf^ Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu, bazı öğretim üyelerinin Atatürkçü düşünce ve laik cumhuriyet ile ilgili sorunlan olduğunu söyledi \ SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Malatya'yı ziyareti sırasında üniversitedeki dınci kadrolaşmadan yakınan tnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, "Ünhersitderimizde Atatürkçü düşüneenin temd direği olan laik cumhuriyet ilc sorunu olan öğretim üyeleri \ar. Bu kişilerii] çağdaş bir nesil yetiştirmesi bekieneme/" dedi. Bannma sorununun öğrencileri tarikatlann kucağına ittiğini belirten Hilmioğlu, devletin önlem almasıru istedi. Rektör Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, üniversitede akademik personelın bir bölümünün kendılerini bilimsel açıdan yenilememesinden yakındı. Derslerde 45 dakika boyunca öğrencilere kitabı baştan sona okuyan ya da fotokopi çekerek dağıtan öğretim üyeleri bulunduğunu belirten Hilmioğlu, "Üniversitelerirnizde Atatürkçü diişiineenin temel direği olan laik cumhuriyet üniter devlet \ apısu Atatürkçü düşünce sistemi ile sorunu olan bir öğretim üyesinin çağdaş bir nesil yetiştirmesi beklenemez. Türk gençliği bu öğretim üyelerini hak eüneoıektedir'' diye konuştu. Rektörlük seçzmlerinin üniversitelerde gruplaşmalara yol açtığını da vurgulayan Hilmioğlu. sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün çağdaş ve demokratik ülkelerde böyle bir uvgulama yok. Rektör seçimle değil atamavla belirlenmekte. Cumhurbaşkaniığı başkanüğuıda YÖK, TÜBİTAK, TÜBA ve diğer kurumlardan ohışacak bir komisyonca rektörlerin beinienmesi ve atamanuı Cumhurbaşkanlrğı'nca yapıfanasuun dahauygun olacağı inancındayız." Atatürkçü düşünceden ödün yok' Hilmioğlu, Atatürkçü düşünce sisteminden ödün vermediklerini, başta eğitim, araştırma, sağlık ve topluma hizmette en iyi olmayı hedeflediklerini, ancak olanaksızlar nedeniyle öğrencilerin marjinal gruplann etkisinde kaldığıru ifade etti. Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun bannma ve kredi olanaklannın yetersiz kaldığını belırten Prof. Dr. Hilmioğlu, "Yurtiann yetersizliği öğrencilerin laik cumhuriyetie sorunu olanlann eline düşmesine neden olmaktadır" dedi. Rektör Hilmioğlu, olanaksızlıklann yalnızca bannma konusunda olmadığıru vurgulayarak şöyle devam etti: "27yılnk înönü Ünhersitesi'nde halen 7 fakülte, 2 yüksekokul ve 10 mesJek vüksekokuluyla 18 bin öğrenciye eğitim veriliyor. Diş Hekimliği, Eczacıük ve Güzel Sanatiar fakültelerinin ise kadro. fiaki mekân ve donanım sorunlan çözüJemedi. 1990 yılında temeli aölan ve 150 milyon dolar ihale bedeliyle Türkfye'nin en pahalı sağlık yatınmı olan Turgut Özal Tıp Merkezi de 12 yıldan bu yana taınamlanamadı. En büvük sriantnnız kaynak ve idari personel yetersiziiğL'' Hilmioğlu, tüm sorunlara karşuı öğrencilere sosyal aktivitelenni geliştirici hızmetler de sunduklannı ifade ederek şunlan dedi: "Üniversitemizde huzur ve güvenin sağlanmasuıda önemB nedenlerin başında sosyal aktrviteJere önem verilmesi getir. YıDarca ölümle bfle sonuçlanan yoğun öğrenci olaylanvla tanınan ünrversitemizde. sağlanan hizmederle kardeşlik duygusu sağlanarak son 10 yılda gerçekleştirilemeyen öğrenci biriiği ve beraberiiği oluşturulnıuştur." DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ Tiirkiye9 den Almanya'ya eğitim tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Dokuz Eylül Üni- versitesi (DEÜ) 6 yıldır uy- guladığı aktif eğitim sistemi- ni, Almanya'daki Aachen Uy- guJamalı Bilimler Üniversite- si'ne öğretecek. Aktif eğitim ve iki üniver- site arasında öğretim görev- lisi, öğrenci, teknoloji trans- ferini içeren protokol, dün DEÜ Rektörü Prof. Dr. Emin Aba ile Aachen Üniversitesi Rektörü Hermann Josef Buchkremer tarafından im- zalandı. Alıcı, dün rektörlük bina- sında düzenlenen protokol imza töreninde yaptığı ko- nuşmada, Aachen Üniversi- tesi'nde aktif eğitim sisterni- nin altyapısını oluşturmak amacıyla 8-10 kişiden oluşan öğretim görevlisinin Alman- ya"ya gideceğini söyledi. DEÜ'nün Türkiye adına baş- ka ülkelere yardım eder du- ruma geldiğıni belirten Alı- cı, "Şiındiye kadar \-ardim aJ- dık. Ama arök bi/ de \ardun edenünKcrsitedurumuna gd- dik. Aktif eğitim konusunda elde eftiğimiz başamı ihraç edKoruz. BizBaâ'nm arkasm- da kahnak değil, önüne geç- mek isthüruz. Bunun için de yaraücınğınuzj kuflanacagız'' dedi. Aiıcı, Aachen Üniver- sitesi'nde, eldm-kasım ayla- nnda başlayacak olan aktif eğitim sistemiyle ilgili ders ve seminerlerin uzun soluklu ola- cağını sözlerine ekledi. Aachen Üniversitesi Rek- törü Prof. Buchkremer de çe- kinerekgeldikleri Türkiye'de, gördükleri manzara karşısın- dayanıldıklannı anladıklan- nı vurgulayarak şunlan söy- ledi: u llk başlarda örryargry- la ve bizi bekieyen sürprizle- ri düşünerek size gekük, An- cak 2-3 gün içerisinde, eğiti- me verüen önemi görünce bu kezülkemizedönmekorkusu içindeyiz. Bizde Bir şey bin kez anlatılabilir ama bir kez görülür" diye bir deyim var- dır. Doğrusu buradaki izle- nimlerimizi anlatmak biraz zor olacak. Üniversitenjzde gördükkrimiz ve izknimleri- miz etküeyici ve öğreticiydL Buükte adım atacağımıziçin mutiuyuz.'" Imzalanan iki protokolden biri de üniversiteler arasında öğretim görevlisi ve öğrenci transferini içeriyor. Bu kap- samda üretilecek projelere göre öğrenci ve öğretim üye- si değişimi gerçekJeştirilecek. Öğretim üyelerinin beraatsevinci ^ *-* * çesi)1eyargılaııanOndokııZıMa\ısLni- versatesi'nde(OMÜ) görevfi, çoğu öğretim üyesi 112 kişinin beraatlanna karar verOdi Samsun 1. AsKye Ceza Mahkeme- si'nde görülen davanm dünkü dunışmasmda; Cumburiyet Sa> cısı Mustafa Elgün mütalaasında, saıuklardan Y^ısuf De- mir, Memduh Erkm ve Celal Tuncer hakkmda 3 yıla kadar hapis, diğer sanıklann ise beraatlanna karar verilmesini iste- di Aralarmda Burhan Apaydm'm da bulundugu sanık a\nkatian ise müvekldlkrinin amaçlannın eylem yapmak olma- dığuu beh'rterek beraat tafcp ettikr. Daha sonra kararı açıklayan duruşnıa hâtdmi Mazlum Kurtoğtu, sanıklann söz ko- nusu suçu işfemediği hükmüne vankuğmı kaydederek haJdannda beraat karan \ierfldigini söyledi (Fotoğraf: AA) Eğitime muhtaç çocuklara bannma olanağı sunan Nesin Vakfı, yurttaşlardan bağış bekliyor Eıııeldi aylığıyla direniyorlarÖZLEM GÜVTMLİ Nesin Vakfi, ekonomik krizin ar- dından bağışlann azalması nedeniyle akıntıh günleryasamaya başladı. Vak- fin Gönülü Yöneticisi MehpareÇalak. 12 yıldır Türkiye'de yaşayan Hollan- dalı Teo ve Anfy Hasselo çiftinın ar- nk Çatalca'daki Çocuk Cenneti'nde yaşadıgını ve tüm gelirlenni vakfa ak- ardığını anlattı. Çalak, bağışlann va- bf için çok önemli bir gelir kaynağı olduğuna Jıkkat çekerek ögrenim jlanağı bulunmayan ço- .•uklann ilkokuldan baş- iiyıp bir yüksekokulu Ditirene dek tüm ihtiyaç- annı karşılayabilmek çın bağışlara ihtiyaç Juyduklannı belirtti. .AzizNesin tarafından °72 yılında kurulan Ke- n Vakfi, 1981'deniri- •>aren faaliyetlerine baş- ai. Şu an 33 çocuk ve sncin eğitim, öğrenim, ;annma, korunma gıbı gereksirümle- -ji karşılayan vakıftan. bugüne dek 'çocuk l ^nezun"oldu. MehpareÇa- ıi, 1993 yılında Sıvas'taki olaylann jdından tehditler nedeniyle çocukla- ınkorkarak vakıfbn kopmaya başla- a|mı söyledi. Çahşmalann bu olay ne- aıiyle sekteye uğradığını ifade eden ,ilak, yeriştirdikJeri öğrencilerin ye- i yeni hayata adırn atmaya başladı- m anlattı. Nesin Vakfi'nın gelir kay- • Nesin Vakfi kriz nedeniyle zor günler geçiriyor. Hollandalı Teo ve Anty çifti emekli olduktan sonra vakfin Çatalca'daki binasına yerleşip maaşlannı eğitime muhtaç çocuklar için harcamaya başladılar. naklannı Aziz Nesin'in kitaplanndan elde edilen telifler, kira gelirleri ve bağışlar oluşturuyor. Hollandalı Teo ve Anty çifti de emekli olduktan sonra vaknn Çatalca'daki binasma yerleşip tüm maaşlannı eğitime muhtaç ço- cukJar için harcamaya başladılar. Ül- kesinde Sosyal HizmetlerUzmanı ola- rakgörevyaparken Türkiye gelen Teo, "HoUanda'daki Türk mahkûmlara yardımcı olabilmek için TürkiyeVe gönderildhn. Buradaki mahkûmlann hayatla- nnı inceledim. Türki- yeVe gidiş geüşlerim SH rasuıdaAzizNesinik ta- nıştun. Türkçe konuş- mayı öğrendun" dedi. 74 yaşındaki Teo, artık çocuklarla birlikte Ça- talca'dayaşıyor. Vakfin, tüm marangozluk işle- rini yapan Teo, çocukla- ra Almanca ve tngilizce derslerinin yam sıra ma- rangozluk eğitimi de ve- riyor. Valafta çocuklar- la birlikte yaşamaktan büyük keyifal- dığım dile getiren Teo, çocuklann ilk günlerde kendisine "Hasan Amca" diye hitap ettığini anJatıyor. Nesin Vakfi'na yardım etmek iste- yenler için banka hesap numaralan şöyle: YapıKredi Bankas ÇatalcaŞu- besi: 1030154-9 Ziraat Bankası Se- lamiçeşme Şubesi: 100933 tş Banka- sı Parmakkapı Şubesi: 551065 Zira- at BankasıÇatalca Şubesi: 30440624.1 Lojmanlar derslik, tuvaletler depo Erzurum'un Pasinkr ilçesi Ardıçlı Köyü flköğretim Okuhında öğrenci sayısuun fa/Ja olması nedeniyle öğretmen lojmanlan derslik, tuvaleöer ise depo olarak kullanılrvor. Ardıçn Köyü tlkögretim Okulu Müdürü Bedirhan Akdeniz, lojmanlann dersüğe çevrihnesi nedeniyle her gün Pasinler flçesindeki öğretmenevine giftikJerini beiirterek "Köyde eğitime büyük rağbet var. 4 öğretmenle birlikte 149 öğrencimiz bulunuyor. Ama derslik kapasitesi yeteraz" dedi (Fotoğraf: AA) DENEME SINAVI ÖZ-DE-BİR sonuçhm bellioldu ANKARA(AA)-Özel Dersnaneler Birliği'nce (ÖZ-DE-BlR) düzenlenen Orta Öğretim Kurumlan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Deneme Sınavı'nın sonuçlan belli oldu. ÖZ-DE-BlR'den yapılan açıklamaya göre. optik cevap kâğıtlannm değerlendirilmesiyle oluşan sonuç belgeleri, öğrencilerin başvuruda bulunduklan özel dershane müdürlüklerine gönderildi. Sonuçlar aynca, ÖZ-DE-BlR'in adresindeki internet sayfasında yer alacak. Açıklamada, 14 Nisan'da tüm yurtta düzenlenen deneme sınavına 42 bin ilköğretim 8. sınıf öğrencisinin katıldığı bildirildi. CUMARTESİ YAZILAR1 ATAOL BEHRAMOĞLU Solculuk - Yurtseverlik Üniversitelerde Atatürkçü Düşünce Kulüplerini kuran gençler "1leri" dergisinin yanı sıra on beş gün- de bir yayımlanacak "Türk Solu"nu çıkarmaya başladılar. Istiklal Caddesi'nde emperyalizm kar- şıtı sloganlarta okura ulaştınlma çabasındaki "Türk Solu"bana neredeyse kırkyıl önceki "Dönüşüm" serüvenımizi anımsattı... Ankara, Kızılay Bulvan, ılk- bahar, ılkgençlik, "Dönüşüm"... Bu sözcükler be- nim için sankı tek ve aynı şeydir... Onlara bir de o günlerin ürünü şiırımin adını, "Bir Gün Mutlaka"y\ ekleyebilirim... • • • BizlerTürkiye Işçi Partıli gençlerdik. Partınin he- defi sosyalizmdi. Aynı süreçlerde başka arkadaş- lar "Milli Demokratik Devrim" gorüşünü benımse- diler. Sosyalizm bana bugün de asıl ve doğru he- def olarak görünüyor. Milli Demokratik Devrim ve sosyalizm hedefleri arasındaki öncelik-sonralık ilişkisinin yapay olduğunu düşünüyorum. Sömü- rünün değil emeğın egemen olacağı bir topfum- sal düzene doğru ilerlerken geçilmesi gereken menzillerhedefdeğilzorunluaşamalardır. Milli De- mokratik Devrim kavramı Kemalıst devrimin tamam- lanması anlamını taşıyordu ise onunla sosyalizm arasında yapay bir bölünmeye gerek yoktu. • • • "Türk Solu" dergisinı yayımlayan gençler ben- den de derginın ılk sayısına ılişk/n görüş ıstediler. Söylediklerim özetle şunlardı: Solculuk ve yurtse- verfik tek ve aynı şeydir. Sömürünün değil emeğin egemen olacağı birtoplumsal düzeni hedefleme- yen yurtseverlik, demagojıden. kof bir duygusal- lıktan öteye geçemez. Yurtseverlik duygusundan (ve bilincinden) yoksun bir solculuk ise yine bir söz yığınıdır. Topraktan, temelden. insandan yok- sundur. Bugün "Türk Solu" dergisi çevresinde toplanan gençler bu bılince, solculuk ve yurtsever- liğin tek ve aynı şey olduğunun bilincıne sahip gö- rünüyor. • • • Bir toplantıdaki konuşmamda Mustafa Kemal ve Nâzım Hikmet arasında koşutluk kurmam kı- mi tepkilere neden oldu... Tepki gösterenler "işçi sınıfı şairi" Nâzım'ın adının belkı de sosyalizm düş- manı olarak gördükleri Mustafa Kemal'in adıyla bir- likte anılmasını yadırgayan kımi solculardı... Sayı- ca az da olsalar, "sol" içinde böyle düşüncelere rastlanıyor. Bence bu "sol" tutuculuğun, sosyalizm karşıtı bir Atatürkçülükten farkı yok. Ben Mustafa Kemal'in de, Nâzım Hikmet'in de, Tanzımat döne- minden sürüp gelen ılerid hareketlerin ürünü ol- duğunu; kişiliklerinın temelinı oluşturan değerleri ancak bu ortak kaynağın bılgisiyle anlayıp değer- lendirebileceğimizi, her iki seçkin kişiliğin de ay- dınlanmacı düşüncenin ürünü olduğunu; Fransız devrimini yaratan düşüncelerden etkilenmiş Mus- tafa Kemal'den farklı olarak Nâzım Hikmet'in (ay- dınlanmacı düşünceden ayn düşünülemeyecek) bi- limsel sosyalist kuramı öğrenip benimsemiş oldu- ğunu anlatmıştım... Sonuç olarak her iki seçkin ki- şilik, Türkiye aydınlanma hareketinın öncüleridir; en temelde bir karşıtlığı değil bir bütünlüğü sim- gelerler... • • • Solculuk ve yurtseverlik, hem kuramsal olarak hem eylem alanında, Cumhuriyet tarihimızin bel- ki hiçbır döneminde olmadığı kadar bir bütünsel- lik oluşturuyor. Emperyalizmin kuşatması altında- ki ülkemızde, yurtsever olmayan solcunun da sol- cu olmayan yurtseverin de bu ülkenın insanına söyleyebilecek pek fazla sözü olduğunu sanmıyo- rum... ataol b(S cumhuriyet.com.tr. Faks: (0212) 513 85 95 KONFERANSA ÇAGRI Konuşmacılar: Prof Dr MÜMTAZ SOYSAL Prof Dr EROL MANİSALI Konu: "TürJdye'ji Türkive'den Yönetelim" "Bağımsız Cumhuriyet Hareketi" 28 Nisan 2002 Pazar Saat 13.00 Levent Kırca Tiyatrosn -Küçflk Çiftlik Parla- Maçka (İnönü Stadvumu karşısı) Tel: 0 212 - 217 59 89, Faks: 0 212 - 217 59 88 BAĞCV1SIZ CUMHURİYET HAREKETİ İSTA\BUL İL OLl'ŞUM KOMİTESİ ÎYÎ KI DOĞDUN ECE Seni Seviyoruz FAZO - HALUK Çocuk Kardiyolojisi Türk Kalp Vakfi kalitesi ve t/tizligiyle hizmetinizde 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel: (0212) 212 07 07 (pbx) Faks: (0212) 212 68 35 İnternet: http://www.tkv.org.tr e-mail: gen.sekreterOtkv.org.tr koordinator9tkv.org.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle