17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 NfSAN 25)02 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 Biziın Tiyatro 'Hoş Geldin Bebek'te Nâzım'ın yaşamını kavramsal bir bütünlük içinde yansıtıyor Savaşlarlabilenenbirömür ESÎNTÎLER ZEYNEP ORAL MELTEM KERRAR Bir Nâzım Hikmet prcjesi de Bi- zim Tiyatro'dan geldi. Geçen yıl Ölüm Uyknjdaydı oyunuyla büyük ilgi gören tiyatro, 'Hoş Grfktin Be- bek' adlı mıizikli oyunuyla bu ak- şam Banş Manço Kültir Merke- zı'nde prörniyer yapıyor ZaferDi- per'in sahneye koyup \azan Di- per'le birlLkte rol aldığı wunun, öz- leyenlerini sevindirecektirdesürp- rizi var: Mctike Demirağ. Nâzım Hıkmefın faridı dönem şiirlerinin bellı bir bütunlükle bir araya getirildiği oyunda Demirağ tanıdığımız şarkılan ve yeni beste- lerle yer alı>or. ZaferDiper, kurgu- yu yaparken son derece basit bir yol izlediğini ve şiirlerin yapısını bozmamaya özen gösterdiklerini söylüyor. Şıinn ve müzığın iç içe geçtiğı projede buçalışnıa her şey- den önce bir 'oyun' ona göre Oyun 'Arltadaşia sona eriyor Dıper, bilinen Vâzırr şiirlerinı kullanmamayı yeğlemiş.Çünkü şa- irin özellıkle 'Fakir Bir Şimal Kili- scsi', 'Taranta Babu* gibı şıirlennin ovun diline çok daha yakın olduk- lannı düşünüyor. Şiirlen bir oyun kurgusuyla sahneye taşırken Nâ- zım'ın yaşadığı tarihsel süreçten yararlanıyor Diper. Ama şıirleri ta- rihsel bir düzen içinde an arda sıra- lamak yerine kavramsal bir bütün- lük sağlamaya çalışıyor "O akış- kanbk içinde ne olabiUr diye düşün- dük. Kurgu içinde ilk başlarda ulu- sal bağımsızlık savaşımızıda alarak, oradan Dünya Savaşf na,oradan da savaşı sonlandıran atom bombası- na girerek bir kurgu yaptik. Sonun- a'eçen yıl 'Ölüm Uykudaydı' oyunuyla ilgi gören Bizim Tiyatro, yeni oyunu 'Hoş Geldin Bebek'te şiiri ve müziği oyun yapısı içinde bir arada sunuyor. Oyunun, özleyenlerini sevindirecek bir de sürprizi var: Melike Demirağ. da bu proje 100. yıhnda Nâzım'ı an- nıakür. Melike'nin "Arkadaş' şarlo- sıyla bitiyor oyun.O şarla meyhane- lerde söylenir, herkese söylenir. Oyu- nun sonunda da 'Arkadaş' söyleni- yor ama NâzmTla bütünleştiriyo- ruz." Kurguyu yaparken epizodik bir yapı oluşrurmuş Diper. Bölümler arası geçişte belli bir mantığın ol- duğunu söylüyor. Şiirleri ve şarkı- lan bir araya getirirken de bırebir kurgulama yoluna gitmemiş. Oyun- da 'o adam' ve 'o kadın' olarak var oyuncular. Bu anlamda, Nâzım Hikmet'in şiirinin oyun metni ola- rak alındığı bir çalışmada, oyuncu- nun rolü şiiri Nâzım'ın dilinden ses- lendirmek midir? "Tabii ki Nâzım kimliğiyle de bütünkşebilir oyuncu. Ama Nâzım obnasaydı, bir işçi kim- liği de olabilirdi. Değü mi ki, bir in- san tarihsel süreci gözlemlemekte- dir, ahmlanıaktadır ve yaşadığı o sü- reç içerisinde Dünya Savaşı'nı an- latnuşnr. Hapishanededir ama en iyi o duyumsamıştır. O kmüiğe girebi- lecek biri olabiür. Birebir Nâzım de- ğiL, ama Nâzım'la özdeşleşmiş biri- dir; denebilir ki aynı zamanda Me- like Demirağ ve Zafer Diper'dir bunlar." 'ŞarloeJar oyuncudurlar' Oyunculuğa 1972 yıhnda Turgut Demirağ' ın yönettiği 'Üç Kızgın Cengâver' adlı filmle başlayan Me- like Demirağ, 1974'te YdmazGü- ney'in 'Arkadaş'. 1978'de ZeldÖk- tenin 'Sürü' filmlerinde oynadı. Sürü'deki oyunculuğuyla Locar- no'da Isviçrelı oyuncu Rebecca Horn'la Yılın En İyi Kadın Oyun- cu Ödülü'nü paylaşan Demirağ, uzun yıl lar sonra bu kez tiyatro sah- nesinde şarkılanyla sürdürüyor oyunculuk serüvenini. "Zaten şar- kıcılar oyuncudurlar, çünkü şarkıla- nnı oynarlar" diyor. Sınema oyun- culuğuyla tiyatro oyunculuğu ara- sında çok fark var ona göre. Bu an- lamda Zafer Diper'den çok yardım gördüğünü söylüyor. "Ben sahne- de durmasını bilen bir kadnum, bu çok önemli ama durniak yetmiyor, zorlandığımız yerde yönetmenin yönlendirmesinin çok büyük etkisi var. Sürü filminde de zorlandığım oldu, Zeki Öktem geKp kulağuna bir şey nsddadı. rahatladım oynadım." (Oyun bu akşam 20.30, yann 15.00 'te Banş Manço Kültür Merke- zi'nde; 4 Mayıs 15.00 ve 8 Mayıs 20.30'da Muammer Karaca Sahne- si 'nde oynandıktan sonra 15 Ma- yıs 'tan başlayarak tsviçre, Belçika, Fransa, Almanya ve Ingiltere'yikap- sayan bir turneye çıkacak) AYŞE KİLİMCİ'YE MARSİLYA'DAN ÖDÜL Türk aynasından yansıyanlar Kültir Servisi - 1993 ten bu yana gerçekleştinlen 'Marsilya, AKDENİZ Ka- dınlan Forumu 2001-2002 Yanşnası'nda öykü dalmda büyük odül olan 'Excellent Ödülü nü Türk yazar Ayşe KiKmdkazandı. Yanşmaya ekim ayında başvurın Ayşe Kilimci'nin, adı Aldeniz olsa da Akdeniz ve Kandeniz'e sının olan bü- lün ülklenn kadm yazarlan- nın kanlabildiği ve bu yılki :emasrayna' olarak belirle- aen yanşmaya katılan öykü- sü. tenayla tesadüfen aynı ıdı tanyor: 'Ayna'. Kilim- :i'nin '2001 Haldun Taner Öykü Ödülü'nü de kazanan Avna' bir çocukla bir traves- tinn yışadıkJarından yola çı- karak >luşturduğu Istanbul Be- yoğlu saynaklı evrensel tatta bir öykü. \yşe Kilimci'ye ödül 10- Faşizmin gölgesinde bir çocuk ASUSELÇUK Kihmci 'Ayna'da, bir çocukla traves- tinin yaşadıklanndan yola çıkryor. 22 Ekim tarihleri arasında Mar- silya'da yapılan 'Lire en Fete' ad- lı 12 gün süren edebiyat etkinlik- leri sırasında verilecek. Ingiliz sinemasının özgün yönet- meni Stephen Frearsiki fılmiyle fes- ti\alde: Liam (2001) ve Ihtiras To- murcuklan (1998). Jimrm McGo- vern'in çocukluk anılanndan senar- yolaştınlan "liam", güç ekonomik koşullann faşizmin yükselmesine nasıl yol açtığını irdeleyen ilginç bir çalışma. Küçük oyuncu Anthony Bornms, Liam yorumuyla olağa- nüstü bir oyun çıkanyor. Frears'ın filmi için açıklamalan şöyle: "IVlcGmern, Britama'daki yaşamı olduğu gibi anlatan bence en önem- li belleklerden biri. Ben ne işçi sını- fındanım ne de Katoliğim, fakat bu çocukluk öyküsü, savaşuı bitiminde annemle birtikte yaşadığımız o zor- lu >ıllan hemen arumsatü bana." "thtiras Tomurcuklan" filmi uç- suz bucaksız New Mexico toprakla- nnda yaşayan tkinci Dünya Savaşı gazileriyle ilgili. Max Evans'ın kla- sik Amerikan romanından uyarlan- mış bu çalışmada, eski Vahşi Batı 'yı yaşatmak isteyenlerin çabalannı, es- kiye duyulan özlemi, yıtip gitmek- te olan gelenek ve görenekleri, son- suz topraklardaki kışkırtıcı özgür- lüğü izliyoruz. Nanni Moretti de meslektaşı Fre- ars gibi eskiye özlemi işlemiş "Sev- gili GünlüğünTde (1993). Üç bö- lümden oluşan otobiyografik çahş- masında yitirilen değerleri. özellik- le Roma kentinin uğradığı aldırmaz- lığı, gelecekle ilgili kaygılannı, mo- dern kentsel yaşamın anlamsızhğı- nı, karmaşıklığını etkileyici bir us- talıkla betimliyor. 1994 Cannes Film Festivali'nde bu özgün yapı- tıyla en iyi yönetmen ödülünü alan Moretti, günümüz ttalyası'nı birçok Stephen Frears'uı yönettiği 'Liam'da küçük oyuncu Anthony Borrows olağanüstü bir oyun çıkanyor. açıdan ele alarak mizah, duygu, bil- gelik dolu bir çalışma yapmış. "Bir Konsomatrisin Ağzından Sa- vaş Sonrası Japonya'sınm Tarihi" (1970) belgeseîınde Shoei Imamu- ra,îkinci Dünya Savaşı'ndan 1970'e dek uzanan 30 yıllık süreç içensin- deki gerçek olaylarla, fahişe Ombo- ro'nun anılannı örtüştürerek Japon- ya'nın savaş bitimindeki ekonomik ve sosyal durumunu özgün bir sine- ma anlatımıyla ızleyiciye aktan- yor... Şairler ve Utançlarımız Geçen hafta Nâzım Hikmet ve şiiri üzerine konuş- mak için Antalya ve Fethıye'ye çağrılıydım. İlk top- lantıyı Antalya Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne- ği, ıkincısıni ise Kemer Atatürkçü Düşünce Demeği düzenlemişti. Çalışma saatlerı içinde olan ilkinde, yaklaşık 250, ikincısinde (akşam saatlenndeydi) 500 kadar dinleyici vardı. Ancak her ikisinde de dinleyi- ciler, çoğunlukla orta yaşın üzerindeydiler. Gençler çok, hem de çok azınlıktaydı. Hayır yalnız bu iki toplantıdan yola çıkıp, gençle- rin şiire ilgilerinin azlığından ya da yokluğundan dem vurup genellemeleryapmayacağım. Ama iki toplan- tıda da sayılan tek tük olan gençlerle konuştukları- mı, daha doğrusu onların söyledıklerini sızlerle pay- laşacağım. En çok dile getırilen ilgisizlık nedeni, hep bildiği- miz, duyduğumuz şey: Derslerin çokluğu, sınavlara hazırlanma, hazırlık kursları, okulla dershane arasın- da paralanma, yaşamın, eğıtimin amansız biryanşa dönuşmesi, gençlerin bu yanşta parçalanıp un ufak olmalan... Yayanşı kazanamazsam endişesi, beklen- tilerı ve şımdiye dek harcanan emeğin, zamanın, pa- ranın karşılığını ödeyememe korkusu... Bu korku bu baskı üzerlerine öyle birçullanmış ki. vurdumduymaz olmadıkça, bundan sıyrılabilmeleri kolay degil. Peki sen niye buradasın diye sorduğumda, aldı- âım yanıt hemen hemen hep "Nâzım Hikmet için"d\. Içlerinden birinin yanıtı ibret vericiydi. "Ben yalnız Nâzım Hikmet1 değil, bütün iyi şair- lerimizi tanımaya çalışıyorum. Tanıdıkça daha iyi bir insan oluyorum. Belki de bana öyle geliyor. Kötü şeyler, utanacağım şeyler yapmamı önlüyor, şairie- n tanımak... Yanı, nebileyim, onlara ayıp olmasın is- tiyorum..." Kendimi tutamadım, sımsıkı sarıldım o gence. Bu duyguyu benim kuşağım çok yaşamıştı. Sev- diğimiz, saydığımızyazarlara, şairlere "ayıp olmasın" diye, utanılacak şeyler yapmamak... Demek, hâlâ aynı duyguları paylaşanlar var... Fethiye'den eve döndüğümde, Fransa'da seçım- ler vardı. Ertesi gün bir Fransız arkadaşımın 20 ya- şındaki kızından (edebiyat fakültesinde okuyor) bir mektupaldım (elektronikposta). "Utançiçindeyim" diyordu. "Utancımı ikiyle çarpıyorum. Bırı oy verme- diğim için utanıyorum. ikıncisı böyle bir kültüre sa- hıp olup, bu sonuca ulaşmaktan utanıyorum." Fransa'daki seçim sonuçlannı ve ardından yazılan tüm analizleri izlerken, tuhaf bir biçimde, benim de ak- lıma ilk gelen Fransa'nın şaııieri oldu. Victor Hugo'dan Guillaume Apollinaire'e. Elouard'dan Tzara ve Ara- gon'a, Pr6vertden Guillevic'e ve her birinin yazdığı kimi dizelere takıldı kafam ve yüreğim. Sanki her biri sırtlanndan hançeıiendiler gibime geldi. Tanrı bizi şairlerimizin karşısında / önünde / arka- sında / yanında utanca düşürmesin! • • • Geçen haflanın benim için en keyifli olayı "90. Yaş Serg;s;"nde Zahir Güvemli'yle buluşmaktı. Res- sam, karikatürcü. editör, yazar, edebiyat öğretmeni, sanattarihiöğretmeni Zahir Güvemli'nin son dönem resimleri Maçka'da Özden Galeri'de sergileniyor (5 Mayıs'a dek görülebilir). Galeriye akın etmiş ünlü, ün- süz her yaştan insan "Hocam, hocam" diye çevre- sini sarmış, 90yaşındadüşünmeyi, çalışmayı, üretme- yi sürdüren insana saygı ve sevgı sunma yanşındaydı... Ben onun öğretmenlik yaptığı hıçbır okulda öğrenci olmadım. Ama gazeteciliğe başladığım, Nezih Demir- kent'in Genel Yayın Mudüru olduğu ve benim ıçın ger- çek bir "okul" nıtelığindeki "Yeni Gazefe"de bir yıl bo- yunca Zahir Güvemli'yle çalıştım. O, hepimizin, tüm ça- lışanlann "Zahir Hoca "sıydı. Çok çalışmayı, rehavete ve tembelliğe kaçmamayı, ve çalışmaktan tat almayı ondan oğrendim. Insanın işi- ni, mesleğini, yaşam biçimıne dönuştürmesıne, harika bir örnek oluşturuyordu. Zahir Hoca'ya daha nice nıce yıllara, nice nıce sergi- lere diyorum. e:posta: zeynepıg zeyneporal.com Faks:(0212)25716 50 BUGUN • AKM'de 11 OO'de tDSO konsen. Şef: Marek Pijarowski. Solist: Gübin Onay. (212 251 56 00) M İŞ SANAT'ta 19.30'da CharHe Haden (bas) ve Gonzalo Rubalcaba (piyano) konsen: 'Charüe Haden's Nocturne'. (212 31610 83) • ANKARA OPER\ BtNASI'nda 20.00'de ADOB Senfoni Orkestraa konsen. (312 324 2210) • CAPÎTOLÇYDDSTANDrnda 16.00-18.00 arası Bedri Baykam'ın imza günü. (212 252 44 33) TAVZİH l'Nisan 2002 tarih Cumhurivet Gazetesi"nde yayınlanan Adana Sulh Hukuk Mahkemelen Satış Memurlugu"na aıt 2)02'13 dosya numaralı Basın 22356 numaralı ılanın başlığı hatalı çıkmıştır. Ilanı \eren yer \-ukanda belirtilen sati:tnemurluğudur. Ta%zıhen ılan olunur. Basın Tashıhi KÜÇÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DsyaNo:2002'513 Isınbul, Şamlar Tatarcık Çiftlığı me\kıinde kâın, 2-3 pafta. 21 parselde kayıtlı Nıhat Alcan ve Ramazan Öztan alrnkayıtlı tarla vasfındakı toplam 185.21 m2 yüzölçümlü gayrimenkui. TEİÂŞ Genel Müdürlüğü tarafından top- lım^3.687.991.-TL bedel mukabılinde kamulaştırma işlemıne tabi tutulmuş olup taraflann kamulaştırma bedelın- <e adaşamamalan üzenne kamulaştınlan kurum tarafından 4650 sayılı yasa uyannca kamulaştırma bedelınin tespıti Kİtınahkememıze dava açıtmış olup duruşma gününün 09.05.2002 günü saat 10.00'a bırakıldığı hususlan ilgililere aı>Tulur. Basın: 24036 TARSUS SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMLIU.UĞU'NDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI IısyaNo:2001 31 Satış Snlmasına karar \erilen gayrimenkulün cınsi, kıymeti. adedı. evsafı: "jsus'un Kütüklü köyü. 126 parselde. 57 450 m2 tarla vasfındaki taşınmaz. m2'si 200.000.-TL'den 1 -H).000.000.-TL muhammen bedelle açık arttırma suretiyle satışı yapılacaktır. jinmaz toprak >apı ıtıbanyla kılh-tınlı yapıda. \iizde 60 meyilde kuru tanm arazisi özellıği taşımaktadır. Snşşartlan: Satış. 14.06.2002 günü, saat 13.30-13.40 arası Tarsus Belediyesi Müzayede Salonu'nda yapılacaknr. Bu arttır- ıman tahmin edılen kıymetin yüzde 75'ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı »eıcek şartı ile ıhale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyla 1-4 1.2002 Pazanesı günü aynı yer ve aynı saatte ıkıncı arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu mıktar elde ;dı:memışse gaynmenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonun- l a " çok arttırana ıhale edilecektir. Şu kadar ki arttırma bedelınin malın tahmin edılen kıymetınin yüzde 40'ını bul- n.£ ve satış ısteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması \e bundan başka paraya çevırme ^eıylaştırma masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektir. ; Arttınnaya iştirak edeceklenn, tahmm edılen kıymetin yüzde 20'si nıspetınde pey akçesı \eya bu miktar kadar T%\\ bir bankanın temınat mektubunu veımeleri lazımdır. Satış, peşin para iledır. alıcı istediğınde 20 günü geçme- ÎWüzere mehil venlebilır. Tellalıye resmı. ıhale pulu. tapu harç \e masraflan ıle KDV alıcıya aıttır. Bınkmış \ergı- leaıtış bedelınden odenır. . Satışa iştirak edenlenn şartnameyı görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak iste- /«ı:rin 2001 31 Satış sayılı dosya numarasıyla memurluğumuza başvurmalan ilan olunur. - Aynca ışbu ılanın dosya taraflanndan Gamze Çaylakh'ya ılanen tebligi yenne geçmek üzere ılan olunur. yq4.2002 Basın: 23626 27 Nisan 2002 Cumartesi I4.oo-i6.oo ANKARA SANAT FUARI'NDA BİR YAZAR AHMET OKTAY Yıllardır "İmza Günü" yapmayan Ahmet Oktay yeni kitabı RESİM YAZILARI ile Aydın Ayan ve Tülây Tura Börtecene adlı Kitaplarını ımzalıyor. EYİNİZE ÇAĞDAŞ MÜZE Çağdaş müzecilikte geç kalınan ülkemizde BİLİM S A N A T GALERİSİ gunümüz sanatçılarının eserlerini evinize kitaplar aracılığıyla taşıyor. Habip Aydoğdu Mustafa Altıntaş Lütfü Günay Ekrem Kahraman Alp Tamer Ulukılıç Hanefl Yeter * ANKART süresince kitaplar %50 ındirımle sanatseverlere sunulacaktır. Çankaya Belediyesi ÇAĞDAŞ SANATLAR MERKEZİ Kennedy Caddesi No:4 Kavaklıdere / ANKARA İLETISİM : Nevzat METIN 0532 597 96 18 Tarih: 28 Nisan 2002 Pazar Saat: 14.00-18.00 • • •• CULCUL RESİM SERGİSİ 26 Nisan - 5 Mayıs 2002 ANKARA SANAT FUAREVDA ANTIK SANAT GALERİSİ Cumhuriyet Cad. Nispet Sk. No: 4 Elmadağ/Taksim/İstanbul Tel: (0212) 224 74 31 Teletan: (0212) 224 74 17 Email: info@anttl(sanatgatefisi.com www.antlksanatgalerisi.com İlanlarınız İçin (0212)293 89 78 [email protected] tr perareklam@superonline com.tr www.perareklam.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle