10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ŞUBAT 2002 PERŞEMBE 4- CUMHURİYET SAYFA JbjJVİ_riM \_J1V1J. / [email protected] ToyotaSa'nın ardından Türk Honda1da da yerli hisselerin tamamı Japonlann eline geçiyor Otomotivde söz yabancırun İŞÇENÎN EVRENİNDEN ÖZLEMVtlZAK Sabancı Grubu'mın Toyota'nın Türkiye "deki üretiminden çekilmesi- nin ardından Anadolu Grubu da Hon- da Motors'dakı hısselerini Japonlara devretmeye hazırlanıyor. Anadolu Grubu yetkılilerinden alınan bilgiye göre, Japon ortak Honda Motors Co ile artık son safhalara gelinen görüş- melerın sonuçlanması halinde Geb- ze 'de kurulu fabrikanrn tamamı Japon sermayesine geçmiş olacak. Böylece otomotı\' sektöründe yabancı serma- ye payı yıizde 50'nin üzerine çıkmış oluyor. Büyük reklam kampanyalan ile "Türk-Japon ortak üretiıııiV Japon • Üretim ile ilgili alınacak kararlarda söz sahibi olma hakkıru kaybetmesi işin önemli bir boyutu. Uzmanlara göre rekabetçi bir ihracat yapısına kavuşmak için hem ana hem de yan sanayiinin ciddi bir yapılanma sürecinin içine girmesi gerekiyor. • OSD Genel Sekreteri Ercan Tezer'e göre küreselleşmenin bugün geldiği noktada teknoloji ve sermaye farklı olabilir. Bunu bir ülke ekonomisi için avantaja dönüştürmek mümkün. Bu da ancak yerli katma değerin payını arttırmak ile olur. sermaye Türk ortak seçti" sözleriyle tanıtılan yatınmlardan kısa bir süre içinde Türk ortaklar sessiz sedasız çe- kiliverdi. Sabancı Grubu yüzde 65 his- se ile Toyota adıyla üretilen araçlann pazarlanmasına yöneldi. Anadolu Grubu'nun karan henüz açıklığa ka- vuşmuş. değil. Türk ekonomisinde ya- şanan knzi ihracata yönelmesı saye- sinde sorunsuz atlatan otomoriv sektö- rü, yaşanan gelişmeler ışığında yeni bir yapılanmanın eşiğinde. Üretim ile ilgili alınacak kararlarda söz sahibi ol- ma hakkıru kaybetmesi işin önemli bir boyutu. Uzmanlara göre rekabetçi bir ihracat yapısına kavuşmak için hem ana hem de yan sanayiinin ciddi bir ya- pılanma sürecinin içine girmesi gere- kiyor. Konu ile ilgili görüşlerini aldı- ğımız Otomotiv Sanayicileri Derneği 1 milyar dolarlık ihracat hedefi Ford Otosan hn yeni aracı sahnede İSTANBUL (AA) - Ford Otosan"ın Kocaeli fabrikasında üretilerek dünyaya ihraç edilecek olan Ford Transit Connect adlı araç Amsterdamdaki "RAI Tîcari Araçlar Fuan"nda tanıtıldı. Tamamen yeni bir platform üzerine dizayn edilen aracuı tek üretim merkezi Türkiye olacak. Ford Otosan, bu proje ile Türkiye "ye yıllık 1 milyar dolar tutannda ihracat geliri kazandırmayı hedefliyor. Ford Avrupa'mn Ticari Araçlar Bölümü Dırektörü Paul Morel. "Ford Avrupa'mn iirüne dayan dönüşünıünün binek otomobiUerinden öteye geçtiğini ve hjzh geüsen küçük ticari araçlar pa/anna uzandığmı gösteriyor" dedi. Genel Sekreteri Prof. Dr.ErcanTezer'e göre "Küreselleşmenin bugün geldiği noktada teknoloji ve sermaye farklı olabilir. Bunu bir ülke ekonomisi için a\'antaja dönüştürmek mümkün. Bu da ancak yerli katma değerin payını arttır- mak ile olur." Tezer rekabetçi bir ihra- cat yapısı için işçilikte, fabrika içi üre- timde ve yan sanayii mamüllerinde yerli payının en az yüzde 60-70 dolay- lannda olması gerektiğini kaydediyor. Otomotiv sektöründe yabancı ser- maye payııu artmasınınn yan sanayi- ciyi nasıl etkileyeceği sorulanna yanı- tı ise Taşıt Araçlan Yan Sanayicileri Demeği Genel Sekreteri BarbarosDe- mirci veriyor. Demirci, "Yabancı ser- mayenin amacı Türkrye'yi belirli baa modeflerde üretim merkezi haüne ge- tirmek. Avrupa ve ana merkezler için yüda 60-100 bin arasındaki üretim eko- nomik değil. Bu yüzden özeDikle Se- dan ve ticari araçlar gjbi modelleri Tür- kiye ve diğer gcüşmekte olan ulkelere kaydırmak istiyorlar. Bu da, ihracat ve dolayısı ile kesin üretim anlamına geli- yor.'' diyor. Demirci"ye göre "1997'de yüzde 50'lerde olan yerli parça üretimi bugün yüzde 20'lere düşmüş durum- da. Ancak yan sana>icinin kafitesini ve ürünlerini bu mantık çerçevesinde ge- liştirmcsi halinde sektör büyük bir hamle yapabifir." Ekonomik krizde hiç işçi çıkarma- yan ve 2001 yılında 3.5 milyar dolar- İık bir ihracat rakamına ulaşan sektör, bu yıl hedefini 4.5 milyar dolar olarak belirlemiş durumda. ŞUKRAN SONER Ayıplı 6 şiddetinde bir depremde onlarca ölü, yüzlerce yaralı, bınlerce binası yıkılmış bir ul- ke olmanın ayıbı uzerinde herkes bir şeyler söyluyor. Söylenenlercehaletın, yoksulluğun üzenne, küçüklü büyuklu hırsızlıkların, vurgun kültürunun bileşkesınde, deprem ulkesınde orta şiddette bir depreme bile dayanıksız bi- nalar yapılmasının suç ortakJıklannın çeşitli boyutlannı sergiliyor. Bu yazıda her depremde, depremın şidde- tine göre. dünya ortalamasının çok ustünde ölü, yaralı, bina yıkımı rekoru kıran ülkemız- deki bılinen, ancak kımsenın işine gelmediğı ıçın çözum üretılmeyen olumsuzluklan yine- lemeyı düşünmuyorum. Olumsuzluklanmızı veri alan bir çalışmayı. daha gerçekçı bir yak- laşım olarak gundeme getırmek ıstiyorum. Yapı Merkezi'nın bırınci kuşak yöneticileri Ersin Anoğlu ve Köksal Anadol depreme dayanıklı bınalara ılışkın çok sayıda bilımsel çalışmalan ile ulusal ve uluslararası kongre- lere katılmışlardır. Bu çalışmalanndan bir ta- nesi de 1967-77 arasında Türkiye'de yaşan- mış depremlerde kırsal konutlann durumunu ele alıyor. Kırsal konut ile, yalnız bölgesel mal- zeme ve teknoloji ile, teknik servıs olmaksı- zın yaşayanlar tarafından yapılmış konutlar kastediliyor. Kent ve kasabalardaki gecekon- dular ile köylerdekı yapılanmalar büyük ağır- lıkla bu kapsama ginyor. Zaten Türkiye'de can kaybına neden olan 1966-76 arasındaki depremlerde, toplam can kaybının yüzde 92'sının kırsal konutlar- da olması gıbı çok çarpıcı bir gerçeklik de var. (17 Ağustos depremı sanayıleşme merkez- lerını vurduğu için belkı bu anlamda bir ıstis- na sayılabılir. Ama son Afyon depfeminın yı- kımının da ağırlıklı kırsal konutlan kapsadığı henüz araştırması yapılmadan da ortada gö- zukuyor.) Her yıl dünyada şiddetı 5 MM'den daha fazla olan 800 kadar deprem kaydedılmek- tedir. Bu depremlerde can kayıplannın yüz- de 80'i ise kırsal konutlardaki hasarlar yü- zünden olmaktadır. Kırsal konut sorunu bu nedenle. ekonomik olduğu kadar insanlık açısından da deprem mühendislığının önem- li ve evrensel bir sorunu olarak gundemde- dir. Kırsal konutlarda can kaybını arttıran fak- törlerın başında mılli gelir dağılımındaki eşit- sızlik, kırsal kesimedüşen payın azlığı ile mal- zeme ve işçilikte kalıte yetersızlığı, taşıyıcı sıstemin gereklı teknolojiden yoksun olması gelmektedir. Türkiye için fazlası ile geçerlı bu gerçekler ortada dururken deprem sıgortası, deprem yönetmeliği gıbi önlemler ancak muhendis- liğin de ışın ıçınde olduğu yasal yapılaşma- larda biranlam taşımaktadır. Turkiye'nın dep- rem gerçeğınde kırsal konutlann depreme dayanıksızlığı her koşulda deprem şıddetinın çok üstunde felaketlerle, doğal afet değil, önlemi alınmamış cinayetlerie karşı karşıya kalma anlamını taşımaktadır. Anoğlu ve Anadol, yıllar önce gazetemiz- de de dizi olarak yayımlanan çalışmalannda depremler sonrası yıkılmış kırsal konutlar üzerinden Akyazı, Gedız, Burdur. Bingol, ü- ce...sonuçlarçıkarmayıamaçlamışlardı.Tür- kıye'nın kırsal konutlar gerçeğinde, deprem- lerde yıkılan ve ayakta kalan bına örneklerin- den yola çıkılarak depreme dayanıklı kırsal konut projelendirilmesı hedeflenmışti. Kırsal konutlann depreme dayanıklı olarak projelendinlmesı modern muhendislik yapı- lanndaki gıbı yalnız teknik bir sorun değil; ko- nunun çok karmaşık sosyoekonomik boyut- lan da var. Sosyoekonomik koşullar. bölge- sel malzeme, mekân kompozisyonlan ile depreme dayanıklı proje kriterlennın teknığe uygun olarak çozumlenmesı gerekiyor. Özel- likJe gelışmekte olan ülkeler, ülkemız için bu yaklaşım tarzı. sorunun çözümünde zorunlu bir atternatıf halıne de geliyor. Ülkemızde yığma. ahşap, karkas, kanşık sistemle yapılmış, taş, kerpiç, tuğla. çamu- run.. malzeme olarak kullanıldığı kırsal konut- larda depremler büyük hasarlara yol açıyor. Ölümler ozellikle k/rsal konutlardaki nüfusta yoğunlaşmakta. Işte söz konusu araştırma. ulkemizdekı tahrıpkâr depremlerle kırsal konutlann davranış karaktenstiklenni stan- dart bir form içinde belgelıyor. Depremde hasar gören ve görmeyen kırsal konutlar bel- geleniyor. Bilimsel, deneysel metotlarla sonuçlara ulaşılıyor. Deprem bölgelerinde depreme dayanıklı olarak ıçgüdüsel olarak yaratılan ınşaat yöntemleri, nesılden nesle o bolgelerde yaşatılmış olsa da, bunlara daha geniş bir uygulama alanı kazandırılması gerekiyor. Boylece kırsal konutlarda depreme dayanıklı projelendırme krıterlerı, ozellikle Türkiye ıçın tartışılıyor. Turkıye'nin büyuk çoğunluğunu kapsayan deprem bölgeleri ıçın bir onen kırsal konut projesi "fıkirprojesi" yaklaşımı venliyor. Bu ül- kenin ınsanlan bunca deprem, bunca ölüm, yıkım yaşadıktan sonra, deneme-yanılma yöntemı ile olsun, ders almayacaklar mıydı? [email protected] DDK 'NÎN BANKACILIK FLAPORU Ziraat Baııkası kârda Halkbank zararda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 2001 yılı Nisan ayında 598 trilyon lira toplam zaran olan Ziraat Bankası 2001 Aralık ayında 543 trilyon lira kâr etti. Halk Bankasf nın da söz konusu dö- nemde 740 trilyon lira olan zaran, 570 trilyon liraya geriledı. Böylece, kamu bankalannın Ocak-Nisan döneminde toplam 1.3 katrilyon lira olan dönem zararlan Ocak-Arahk döneminde 27 trilyon liraya indi. Bankacıİık Düzenleme ve Denetle- me Kurumu (BDDK), "Bankacıİık Sektörü Yeniden Yapılandırma Prog- rarru: Geüşme Raporu"nu yayımladı. Raporun özel bankacılık sisteminin daha sağhklı bir yapıya kavuşturukna- sı bölümünde, özel bankacılık sistemi- nin güçlendirilmesi için alınan önlem- ler belirtildi. Buna göre sermaye arttı- runı programı kapsamında. bankalar- ca 1 katrilyon 884 trilyon liralık serma- ye artış taahhüdünde bulunuldu ve 31 Aralık 2001 itibanyla bu taahhüdün 1 kanilyon 765 trilyon lırası yerine geti- rildi. 2000 yıllı sonunda 8.4 milyar do- larolan özel bankalann bilanço içi dö- viı pozisyon açıklan, 28 Aralık 2000 tanhinde 1.5 milyar dolara geriledi. Bakan Recep Önal: 30 bin çalışan emekli edilecek ANK\RA (Cumhumet Büro- su) - Kamudaki istihdam daralhl- masına yönelik olarak, IMF ve Dünya Bankası'na verilen sözler yaşamageçiriliyor. De\iet Bakanı Recep Önal, yıl içerisinde 30 bin çahşanı gönüllü emekli yapmayı tasarladıklannı açıkladı. Onal, ka- mu bankalanndan, Devlet Personel Başkanlığı'na aktanlan personelin de temmuz ayına kadar diğer kamu kurum ve kuruluşlanna aktanlaca- ğını kaydetti. Devlet Bakanı Recep Önal. ka- mudaki istihdam daraltılmasına yönelik olarak. IMF'ye sunulan niyet mektubunda yer alan taah- hütleri değerlendirdi. Gönüllü emekliliğe ilişkin olarak 3 Ara- hk'ta bir Başbakanlık genelgesi yayımlandığını anımsatan Önal, -Bu genelgede, 15 bin kamu per- sonelinin gönüllü emeklüiğiyİe il- gili bir program orta\a konuldu vebuyürüyor" dedi. Onal. kamu- da, bu genelge kapsamında bu- hınmayan 15 bin kışilik fazla is- ühdam bulunduğunu savouıdu. Raporda, bankalara kaynak ak- tanmını öngören bankacılık sektörün- deki devir ve birleşmeleri teşvik edeceği savunuldu. Kamu bankalannın yeniden yapılan- dınünası çerçevesınde atılan adımlar hakkında bilgilerin yer aldığı rapora göre, kamu bankalannın Merkez Ban- kasf ndan kullandıklan kaynak tutan da 16 Mart 2001 "de 5.5 katrilyon lira iken, 18 Ocak 2002 itibanyla 1.9 kat- rilyon liraya indi. Sermaye yapılannın güçlendirilmesi amacıyla, kamu ban- kalanna hem menkul kıymet hem de nakit olarak kaynak aktanmı yapıldı. Yapılan kaynak aktanmlan sonucunda kamu bankalannın toplam ödenmiş sermaye tutan Aralık 2000'de 477 tnl- yon lira iken, Aralık 2001"de 3.4 kat- rilyon liraya. toplam özkaynaklan da 712 trilyon liradan 4.1 katrilyon liraya yükseldi. Ziraat Bankası 2000 yılında 65 tril- yon lira kâr ederken geçen yıl sonu iti- banyle 543 trilyon liraya çıktı. Halk Bankası 2000 yılında 5 trilyon lira kâr ederken geçen yılı 570 trilyon lira za- rar ile kapattı. Kamuya sermaye sağlandı 2001 yılında kamu bankalannın ser- maye yeterlilik rasyolannda da önem- li oranda iyileşmelergerçekleşti. 2000 Aralık ayında yüzde 7.1 olan sermaye yeterliliği rasyosu Mart 2001'de yüz- de 11.6, Haziran2001ıde yüzde 25.5'e ve Eylül 2001 'de yüzde 36.5 'e yüksel- di. 2000 yıl sonunda kamu bankalan- nın takipteki alacaklan 1 katrilyon 17 trilyon lira ve bu alacaklar için aynlan karşılıklar 296 trilyon lira iken, geçen yıl sonunda takipteki alacaklar 3 kat- rilyon 365 trilyon liraya. aynlan karşı- lıklar ise 2 katrilyon 301 trilyon liraya yükseldi. Kamu bankalannın şube ve personel sayısının azaltılması yönünde de önemli adımlar atıldı ve Aralık 2000 itibariyle 2 bin 494 olan şube sayısı Aralık2001 ıtıbanyla2. 398'e,61.601 olan personel sayısı ise 47.985'e geri- ledi. 2000 yıh sonunda 30.8 katnlyon li- ra olan kamu bankalarının (Ziraat, HaUt ve Emlakbank) toplam aktıflen yüzde 44,6 oranında artarak, 2001 Aralık ayında 44.6 katrilyon liraya >ükseldi. 2001 yılında özkaynaklann toplam pasifler içindeki payı yüzde 2. 3 den yüzde 9.1 'e çıkarken, bankalara borçlann payı ise yüzde 15 'den yüzde 8'e indi. Kamu bankalannın kredi portföyü 2001 yılında nominal olarak yüzde 16.4 oranında daraldı. Brüt kre- dilerde 2001 yılında nominal olarak yüzde 16,7 oranında artış yaşandı. t GOREVE HAZIRIZ OYAKİBANK Görev yerimiz artık \ bütün Türkiye Ülkemizin uzun zamandır özlediği, beklediği değerlerin bankasını hizmetinize sunmak için; ciddiyetle dürüstlüğü, disiplinle saygınlığı, akılla gücü, birikimle inancı birleştirdik. Sümerbank'ı ve birçok şubeyi bünyemize katarak büyüdük. Kendisi milli, vizyonu global, hizmeti çağdaş bankanızı, Oyak Bank'ı yarattık. 200'e yakın şubemizle, görev yerimiz artık bütün Türkiye. Türkiye'nin pırıl pırıl insanlarını, hedefleri büyük Oyak Bank'la tanışmaya, çalışmaya davet ediyoruz. Oyak Bank'la Türkiye'ye yeni bir güven geliyor. Oyak Bank yeni bir döneme damgasını vuruyor. )OYAK kuruluşudur A< oyakbank corn tr OYAK1BANKÛzlenen Bankacılık
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle