Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 7 ŞUBAT 2002 ÇARŞAMBA
4-
CUMHURİYET SAYFA
ARAŞTIRMA
Aşın sulama sonunda biriken su tahliye edilemeyince toprak yüzeyinde tuzlanma oluştu
Harrancahillikkurbanı• Yıllarca kuru tanm
yapılan Harran'da çiftçiler 11
Nisan 1995 te tanm
bilgisinden yoksun olarak
Fırat'm sulannı kucakladı.
Ancak eğitimsizlik nedeniyle
çatlamış toprağa fazla su
verildi. Aşın sulama sonunda
yeraltmda biriken su, tahliye
edilemeyince toprak
yüzeyinde tuzlanma başladı.
CÜLŞAH DURAK
Devletin,"topyekûn kalkınma ama-
cıyla" 32 tnilyar dolarlık Güneydoğu
Anadolu Projesı'ni (GAP) sirdürdü-
ğü Harran Ovası'nın sulamaya açılan
arazilennde yoğunlaşan tuzlanma bü-
yük tehlike olu^turmaya başladı. Tah-
liye kanallannın yetersizliği yeralrı
suyunu yüzeye çıkannca bölgede 30
bindönüm alanelden çıktı. Eğitimsiz-
lik ve teknik eleman yetersizkğı soru-
nu giderek büyütüyor.
Yıllarca kuru tanm yapılan Har-
ran da çiftçiler 11 Nisan 1995'te ta-
nm bilgisinden yoksun olarak Fı-
rat'ın sulannı kucakJadı. Ancak eği-
timsizlik nedeniyle çatlamış topra-
ğa fazla su venldi. Aşın sulama so-
nunda yeraltında biriken su. tahliye
edilemeyince toprak yüzeyinde tuz-
lanma başladı. Tuzlanma ilk olarak
Harran'ın sınır kesimindeki Akça-
kale ve Harran'a bağlı köylerde yak-
laşık 30 bin dönüm alana yayıldı.
Birçok çiftçi, trilyonlarca lira değe-
rinde yüzlerce dönüm arazisini terk
etmek zorunda kaldı.
Tehlike büyüK
Tanm il müdürlüğü yetkilileri, her
türlü uyanya karşın bÖlgedekı çift-
çilerin halen eski yöntemlerle tanm
yaptığını belirterek "Bu çok tehü-
keti bir durumdur. Çiftçilerimize ve
özelGkle de sulama birfiklerimize bü-
yûk görevter düşöyor'" dedıler.
DSt 15. Bölge Müdürlüğü yetkı-
ÜRÜNÜN ÇEŞİTLEiVDlRÎLMESİ GEREK - Tuzlanmaıun en önemli nedenlerindcn biri Harran'da sadece pa-
muk üretilmesi ve fazla su kullanılmasL Tuzlanmanın önüne geçilmesi için üriinün çeşitkndirilmesi gerekiyor.
lileri de tahliye kanallan ve drenaj
konusunda ovada bir proje vürütül-
düğünü. çalışmalann tüm hızıyla de-
vam ettiğini belirterek en büyük gö-
revin çiftçilere düştüğünü söylediler.
Su tekrar Fırat'a...
Harran Üniversitesi Ziraat Fakül-
tesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Fa-
nık tnce, bölgedeki tuzlanma tehli-
kesine dikkat çekerek şöyle konuş-
tu: "Taban suyunun aşağı düşürül-
mesi ve drenaj sağlanarak bölgeden
uzaklaşürüması halinde tehlike orta-
dan kalkacaknr. Su, Suriye ile anla-
şarak kanallarla uzaklaştınlabilir.
Aynca başka bir yöntem de suyun
Tektek Dağlan arkasına pompalan-
masıdır. Hatta yüzeye çıkan su \tni-
den Fırat'lada kanşünlabüir. Bu du-
rumda sulama kaÜtesinde çok bü-
yük düşüş olmayacağııu belirledik.
Eğer su anülarak Fırat'a verUebüir-
se tehlike tamamen ortadan kalkar.
Tuzlanmamn yanı sıra toprak tama-
men su altmda kalryor. Yüzeye kadar
ulaşmadığı zamanlarda da tuzlan-
ma meydana geliyor. Bölgede yaz ay-
lanndaki aşın sıcak hava \e buhar-
laşma da tuzlanmayı hcdandımor. Su
buharlaşınea geriye tuz tabakası ka-
nyor. Bunun sonucunda bitki yetişe-
mez hale geKyor."
tnce, geçen yıl 6 bin hektarlık aJan-
da drenaj çalışması yapıldığını, an-
cak bunun bir an önce bütün ovaya
yayılması gerektiğmi ifade etti.
Surive uyarıldı
Şanlıurfa Valisi Muzaffer Dflek.
Akçakale ve Harran'a bağlı Aşağı
Deren, tkizce, Uzunyol, Sütlüce, Ko-
nağa, Öncüler, Ancan, Fatmakuyu ve
Varlıalan köylerinde toplam 6 bin
500 hektar alanda iyileştirme çalış-
malanna başlandığını, 5 bin 700 hek-
tar arazinin proje çalışmalannın de-
vam ettiğini belirtti. Arazi yapısı ve
ana tahliye kanallannın Suriye'de
kalan bölümünde temizleme çalışma-
sı yapılamaması nedeniyle ortaya
çıkan sorunlan Dışişleri Bakanlı-
' ğı'na ilettıklenni ifade eden Dilek,
"Suriye bu konuda gerekli kolayhğı
göstermezse aük sulann arralarak
tekrar sulamada kullaıutanası gere-
kecektir. DSİ Genel Müdürlüğü'nün
bu projeyi degündeminde tuttuğu sa-
nıknaktâdır. Pahata olan bu projenin
yerine diger projelere ağniık verflme-
si gerekmektedir" dedi.
Ödenek harcandı
Dilek, tuzlanmamn en önemli ne-
denlennden birinin arazide sadece pa-
muk üretilmesi ve fazla su kullanıl-
ması olduğuna dikkat çekerek ürü-
nün çeşitlendirihnesi için özel pro-
jelerin teşvik edilmesi gerektiğini
söyledi. Köy Hizmetleri 19. Bölge
Müdürü thsan Albayrak. tuzlamayı
önJemek için arazi tesviyesi. drenaj,
tarla içi yol uygulaması yaptıklan-
nı belirterek geçen yıl aynlan yak-
Iaşık 5.5 trilyon lira ödeneğin tama-
mımn harcandığım vurguladı.
6 bin 650 hektar alanda drenaj pro-
jesinin devam ettiğini anlatan Albay-
rak "Bunun dışuıda 2001 fiyanany-
Iakesifbedeh5trilyonolan5bin700
hektarük alanın drenaj projesi ihale
aşamasındadır. Aynca 8 bin hektar-
hk alandaetütveproje devam eönek-
tedir" dedi. Bölgede sulu tanmı bil-
meyen çiftçilere eğitim verilmeme-
si ve teknik eleman yetersizliği de tuz-
lanma tehlikesinı büyütüyor. GAP
Bölge Kalkınma Idaresi Bölge Mü-
dürlüğü yetkilileri, Şanlıurfa'da bin
çiftçiye bir, dünya normlannda ise 50
çiftçiye bir ziraat mühendisi düştü-
ğüne dikkat çektiler. Yetkililer, tanm
il ve tanm reform müdürlüğü ele-
manlanyla yapılan yayun sıstemıy-
le çiftçiyle yeterince iletişim kurula-
madığını ifade ederek şöyle konuş-
tular: "Ziraat mühendisi sayısınıart-
ürmahyız, O zanıan çiftçiye yapılan
yühk nyareöer, haftahk zharetlere
dönüşür. Dolaytsryla çiftçinin bflgisi ar-
tar. Bflgisi artan çiftçi de daha fazla
çoküretmeye başlayarak rekabetede-
bflir dunıma gelir."
URFA VALİSİ MUZAFFER DİLEK:
Yahudiler
arazi almadı\urt Haberieri Servisi - "GAP'ın tsraittiler
tarafindan parseUendiğj" iddialannı yanıtlayan
Şanlıurfa Valisi Muzaffer Dilek, "1995-2000
yıDanıu kapsayan dönemde herhangi bir
yabancınm bölgede mülk edinmedigi saptannuşör"
dedi. Dilek, yaptığı yazılı açıklamada, GAP
bölgesinde yabancılann toprak alımına başta
"3083 sayıh Sulama Alanlarmda Arazi
DüzenJenmesine Dair Tanm Reformu Kanunu"
olmak üzere çok sayıda yasa maddesinin engel
olduğunu vurguladı. 442 sayıh Köy Yasasf nda,
"Türldye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunmayan
gerek şâhıslar, gerek şahıs hükmünde oian cenıiyet
vt şirkeöerin köylerde arazi ve emlak aunalan
memnudur
rı
denildiğini belirten Dilek, 2565 sayıh
Askeri Yasak Bölgeler ve GüvenUk Bölgeleri
Kanunu'nun 9. maddesinin b. fıkrasında da
u
Yabancı gerçek ve tüzeikişiler bu bölgede
tışuımaz mal edinemezJer. Yabancdara ait
bölgedeki tîjjinmay maOann tasfiyesine karar
vermeye, tasfiye şekfl ve şartiannı tespite Bakanlar
Kurulu yetkffidir"
diye yazıldığım
söyledi. Dilek şöyle
konuştu:"Türk
şirketierin ortağı
olarak baa israiDUer
GAP bölgesinde arazi
ahnaktaise
sermayeıun
globalleştiği günumüz
dünyasmda bu
aynnoyı izlemek
kuşkusuz ki çok zor
bir uğraş olacakür.
Türkiye'de arazi
amak o kadar zor ki bu husus Almanya ve Türkiye
kşleri bakanlan arasmda Alman vatândaşüğına
gçen Türkterin haklan olarak göriişme konusu
d i i yapdmjşür."
Elek, toprak reformu bölge müdürlüğü ve tapu
nüdürlüğünün 1995-2000 yıllannı kapsayan
çJışmalan sırasında herhangi bir yabancımn
blgeden mülk edinmediğini saptadıklanm ve
lonuyla ilgili olarak îçişleri Bakanhğı'na yazılı
Ugi sunduklannı belirterek şöyle de\
7
am etti:
"oprak reformu bölge müdürlüğunün izni
cnaksızın tapulama işjemi yaptlamadığından
treketle, ileri sürülen iddialann gerçekdışj olduğu
cğerlendirflmektedir. Şanlıurfa ve çevresinin
"Mıudilerin'Arz-ı mevaıd'olarak adlandırdıklan
v olduğu görüşünü ileri süren çevrelerce,
î^afllflerin GAP bölgesinde ve özellikle ilimizde
forak almakta olduğu iddiası daha önce de
jndeme geürilmistir. Ortaya aülan bu iddialar
Izla ciddhe ahnmamakla birlikte hassasiyede
îcelenmiştir.*'
24 kuruluş çalışıyor
GAP bölgesi yaüruncılarm da dikkatini çekiyor. Başta Diyarbakır
ve Şanlıurfa olmak üzere bölge kentlerinde, aralannda Koç, Top-
_ _ _ rak, Dedeman, Kombassan ve Doğu Holding gjbi holdingler ve Şi-
şe-Cam, Köytür, Hektaş, TikveşH ve ML SİAD gibi gruplann da bulunduğu firmalarca gerçekleştirilen 24 kuruluş faaliyette bulunu-
yor. GAP kapsanundaki kenderde, bölge dışından gelen firmalarca 12 yaünmın inşaaü sürerken yer tahsisi yapümış ve projesi de\'am
eden 14, yaonm yapmak için bağlann hah'nde olan fırma ve kişi sayısının da 105 olduğu beürkndL Bölgedeki yaünnılar arasmda hay-
vancıhk, sera tesisleri, otel işletmeciliği, mermer işletme, kUtm ve hah dokuma, nıeba suvu ile konfeksiyon tesisleri de buhınuyot:
Güneydoğu'dan yapılan ihracat Türkiye'nin ekonomisine büyük katkı sağlıyor
Vietnam'a kadar uzanan köprüYurt Haberieri Servisi - GAP
ile birlikte potansiyeli
harekete geçirilen bölgeden
yapılan ihracaat ülke
ekonomisine büyük katkı
sağlıyor. Italya, Suriye,
Almanya, Suudi Arabistan ve
Ingiltere'nin yanı sıra
Afrika'ya da ihracat yapılan
bölgede en gözde
sektör ise tekstil.
GAPla birlikte Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'ne yönelen
yatınmlar ihracat
potansiyelinde patlama
yaşanmasmı sağladı.
Bölgeden geçen yıl 5 kıtadaki
116 ülke ve yurtiçinde 9
serbest bölgeye yüzde 15.2
artışla. 640 milyon 675 bin
• Bölgeden geçen yıl 5 kıtadaki 116 ülke ve
yurtiçinde 9 serbest bölgeye yüzde 15.2 artışla, 640
milyon 675 bin dolar karşılığı 100'ü aşkın çeşit
tanmsal, hayvansal ve sınai ürün ihraç edildi. İhracat
oranı son 10 yıllık dönemde 1997'dekinden sonra en
yüksek düzeye ulaştı.
dolar karşılığı 100'ü aşkın
çeşit tanmsal, hayvansal ve
smai ürün ihraç edildi.
Böylelikle ihracat oranı son
10 yıllık dönemde
1997'dekinden sonra en
yüksek düzeye ulaştı. Geçen
yıl Avrupa'ya 238 milyon
756, Ortadoğu'ya 186 milyon
790, Amerika'ya 30 milyon
261 bin dolarlık ihracat
yapıldı. Aynca Belarus,
Etiyopya, Fildişi Sahilleri,
Liberya, Malavi, Moritanya,
Nijer ve Vietnam'da da yeni
pazarlar oluşturuldu.
Bölgede kurulan yeni
tesislerle birlikte klasik
yöntemlerin büyük oranda
terk edilmesiyle hayvancılığa
dayalı ihracatta da büyük
gelişmeler kaydedildi.
Güneydoğu Anadolu
Ihracatçı Birliklen (GAİB)
verilerine göre, ocak ayında
ise 1 milyon 476 bin dolarlık
hayvan ve hayvansal ürün
ihracatı gerçekleştirildi.
Bölgeden geçen yıl 44
milyon 435 bin dolarlık 30
bin 414 ton yaş meyve ve
sebze ihraç edildi.
thracatın lokomotifi ise
tekstil oldu. Geçen yıl,
2000'e göre yüzde 14.2
oranında artışla 295 milyon
283 bin dolarlık sentetik iplik
ve benzeri ürünler
ihraç edildi
Gümrük Birliği anlaşmasıyla
başlayan süreç, GAP
bölgesinden yapılan ihracatın
rotasını "geleneksel pazar"
Ortadoğu ülkelerinden
"hedef pazar" Avrupa Birliği
(AB) üÜkelerine çevirdi.
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Hoş Geldin Sansür!
Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi, AB Komis-
yonu Türkiye temsilcisi Karen Foog'un elektronik
posta mesajlarının açıklanması konusunda aldığı
yayın durdurma yasağına uymadığı gerekçesiyle,
Aydınlık dergisinin toplatılmasını kararlaştırmış.
56 yıllık meslek yaşamının önemli bir böîümü, ya-
saklar, toplatma kararları, cezalar ile savaşımla
geçmiş birgazeteci için, şimdi ben ne yazmalıyım?
Üstelik, gizlisi saklısı da yok. Bugünkü yazının
konusunu, Istanbul DGM Başsavcılığı'nın, aynı
dergide, yıne Karen Foog'a ait e- posta mesajla-
nnın yayınlanmasını durdurma karannı eleştirmek
amacı ile masama oturmuşken.
Önce, Istanbul 5 No'lu DGM Başkanlığı'nın ye-
dek üyesi Sayın Seyhan llıpınar tarafindan alın-
mış olan "yayın durdurma karannı" anlayamadı-
ğımı söylemekzorundayım. 21 Şubatgünü, Istan-
bul DGM Başsavcılığı'nın istemi üzerine, adı ge-
çen sayın üye "..AB Türkiye temsilcisi Karen Fo-
gg'a ait gizli kalması Türkiye Devleti, Emniyet ve
siyasi yaraıianna uygun olan bilgilerin ifşa edildi-
ğinin tesbit edildiğinden bahisle, bunlann yayını-
nın durdurulmasına ilişkin istem yerinde görül-
mekle.." diyen bir yasak kararı veriyor.
Kararın aynı gün Sayın Adalet Bakanı tarafindan
kamuoyunaaçıklanmasının garabeti bıryana, DGM
Başsavcılığı'na, Aydınlık dergisindeki sevimsiz
açıklamalardan kamuoyu önünde şikâyetçi olan AB
temsilcisinin de kendisıne arka çıkanlann da doğ-
rudan bir talebi olmadığı, tekrar tekrar vurgulanı-
yor. Yani DGM Başsavcılığı'nı harekete geçiren bir
dilekçe ya da suç duyurusu yok.
Karen Fogg, öyle anlaşılıyor kı, Viyana Sözleş-
mesi'nin, "diplomatik ajanlara" sağladığı dokunul-
mazlık hakkından yine aynı sözleşmedeki 32. mad-
denin 3. fıkrası uyarınca kendi eli ile vazgeçmek
istemiyor.
Çünkü, fıkrada "Bir diplomatik ajan veya 37.
madde gereğince yargı bağışıklığından yararlanan
bir şahıs tarafindan yargı yoluna başvurulması,
onun esas dava ile doğrudan doğruya ilgili her-
hangi bir mukabil iddia karşısında yargı bağışıklı-
ğı ileri sürmesine engel teşkil eder" deniliyor.
Bayan Fogg, Aydınlık dergisindeki o sevimsiz ve
haberleşme özgürlüğünü hiçe sayan açıklamalar
için Türk yargısına suç duyurusunda bulunsa, Vi-
yana Sözleşmesi'nin kendısine tanığı dokunul-
mazlık zırhından yararlanamayacak.. Bu nedenle
zırtıı ya da başka bir deyım ile dokunulmazlık pos-
tunu deldırmek istemiyor.
lyi de, Istanbul DGM Başsavcılığı ve yedekyar-
gıçlık, mahkemede görülmekte olan hangı çete
davası için yayın durdurma karan almış oluyor? Be-
nim, 1960 öncesinde bir hayli ünlü bir basın avu-
katı olarak hemen her hafta merdivenlerini tırman-
dığım Yeni Postahane üstündeki bürolannda rah-
metli Hicabi Dinç, Hakkı Müftüoğlu ve Güttekin
Başak gıbi, o dönemin hızlı iktidar frekanslı sav-
cılarına anlatamadığım "emır, demiri keser" anek-
dotlan yeniden mi gündeme geliyor?
Onun için, bu yayını durdurma isteminin, özel-
likle bir tedbir olduğunu düşünerek Sayın DGM Baş-
savcısı'na kimin başvurduğunu bir Türk vatanda-
şı olarak öğrenmek istiyorum.
Gelelim toplatmaya
Dün alınan toplatma kararında sözü edilen Ay-
dınlık dergisini görmedim, okumadım. Ama yine dün-
kü "Hürriyet" gazetesinde Emin Çölaşan'ın bu der-
ginin toplatılan sayısından alıntı yaptığı "Foog ve
bizim gazeteciler. Bu ne muhabbet!" yazısını za-
man zaman mesleğim adınayüzüm kızararakoku-
dum.
AB temsilcisi hanım, mesela Cengiz Çandar'a
"Sevgili Cengiz, bizim dergiye bir yazı yaz, mak-
buzunu da gönder" diye e-posta gönderiyor. Ya-
nıt "Senin bir önerini nasıl geri çevirebilirim? Si-
zin sayfalannızdan geçmiş olanlann oluşturduğu
kuyrukta en sonda oluşum şaşırtıcı".
Ve aralannda, bu yazışmalan okuyuncaya kadar
saygı duyduğum bir düzine Türk gazetecisi. He-
men hepsi, burunlanndan kıl aldırmadan gelmış geç-
miş iktidarlara, muhalefetlere, toplum olaylanna
eleştinler, övgüler kaleme alırken okurlannın ger-
çekten bağımsız düşüncelerini yansıttığını sana-
rak izlediği kimseler. Karen Fogg, onlan "katışık-
sız Türk görüşünün dışında bir şeyler yazan köşe
yazartarı" olarak ayn bir sınıfa da oturtmuş.
Fakat anlaşılıyor ki, AB'nin adı sanı olmayan ay-
lık bülteninde konuk yazar olma siparişini bir ya-
bancı diplomattan alınca, kuyrukta en sonda ol-
mayı bile içine sindiremeyen deneyimli gazeteci-
ler, hazırladıkları yazılara, istenildiği gibi birde mak-
buz ekliyorlar.
Çünkü AB'nin Ankara temsilcisi, yazılan karşılı-
ğında "Bana banka hesap numaranızı bildirin, te-
lifücretinizi göndereceğim " demek yerine, "Mak-
buzunu da gönder" diye, öyle anlaşılıyor ki sipa-
riş verdiği gazeteaye ödeyeceği ücret için tam bir
özgürlük de tanıyor!
Heygidi Türkiye... Gazetecileri, yabancı birtem-
silciliğe makbuz karşılığı hizmet sunmak için içle-
rinden birisinin deyimi ile "kuyruk oluşturuyor"\ar.
"Çok saygı duyulan liberal dekanlar, Karen Hanım
ile randevu sağlamak amacı ile yine saygın tele-
vizyon programcılarını aracı olarak görevlendirili-
yohar.
Ankara'daki derin görevlerinden hepsine tektek
zaman ayırması kolay olmayan Bayan Fogg isetü-
münü birden Kumkapı'nın ünlü meyhanelerinden
birisinde rakı muhabbetine çağnyor.
Gelin de kafanız kanşmasın... "Gizlikalması Tür-
kiye Devleti, Emniyet ve siyasi yaraıianna uygun
olan bilgilerin ifşa edilmesi" bunlar mı?
Faks: 0212- 677 07 62 obirgrtae-kolay.net
Ingilizler'in Yusufeli Barajı tepkisi
• LONDRA (ANKA) - Ilısu Barajf nın ardından
Çoruh Nehri üzerinde yapılacak olan Yusufeli
Bbarajı projesi tngiliz çevrecilerinin hedefi
haline geldi. The Guardian gazetesi, Yusufeli
Barajı'nın gerçekleşmesi halinde Gürcistan'uı su
kaynaklannın azalacağım, Karadeniz sahilinin
erozyona uğrayacağım savundu. Gazete, Blair
hükümetinin Yusufeli projesine katkıda
bulunmaya hazırlanırken büyük tepki uyandu^n
Ilısu Baraj projesini desteklemekten
vazgeçmediğini belirterek sert dille eleştirdi.
Gazete, Yusufeii Barajı nedeniyle 15 bin kişinin
evinûı ve tarlalaruun su altmda kalacağını öne
sürdü. Teh Guardian, Yusufeli baraj projesine
talip konsorsiyumun lideri Fransız şirketi Spie
Batignolle'nin hisselerinın yüzde 41 'inin tngiliz
şirketi Amec'in elinde olduğuna dikkat çekti.