10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2002 PAZARTESİ HABERLER Yoksulluğu göç ettireceğiz' • tstanbul Haber Senisi - AKP Genel Başkaru Recep Tayyip Erdoğan, partisinüı, Feshane Kiiltür Sarayı'nda düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada Türkiye'nin, "yolsuzluklar" nedeniyle bugünkü durumuna düştüğünü öne sürerek "AKP işbaşına geldiği zaman bilin ki, yolsuzluğun kökü kazınacak ve yoksullulc da bu ülkeden göç edecektir" dedi. Erdoğan, Türkiye'yi 1998 yıluıdan bu yana yöneten iktidann ülkenin beklentilerine cevap vermediğini iddia etti, ekonominin iflas görüntüsü sergilediğini ileri sürdü. Maltepe'de intihar • tstanbul Haber Servisi - Maltepe'de, 2 çocuk babası bir kişi, kendini asarak yaşamına son verdi. Gülensu Mahallesi Mesut Caddesi Rüzgârlı Sokak'ta bir gecekonduda oturan ve uzun süredir işsiz olduğu öğrenilen Nihat Aydın (35), girdiği bunalım sonucu iple kendini astı. 2 çocuk babası Aydın'ın cesedi. eşi Gülcan Aydın tarafindan bulundu. San yeniden başkan tstanbul Haber Servisi - Türkiye Kızılay Derneğı BahçelievlerŞubesi'nin 2. Olağan Genel Kurulu'nda şube başkanlığına Hasan San yeniden seçildi. Yönetim kurulu üyeliklerine ise Uğur Koç, Yusuf Gündoğar, Ayla San, Yücel Keçeci, Mehmet Ali Istif, Mehmet Deveci, Özdal Başkan, Hamit Santabak getirildi. Trafik kazaları: 4 ölü, 63 yaralı • Haber Merkezi - Van'dan, Bursa'ya giden Hasan Demirci idaresindeki 34 UB 9809 plakalı yolcu otobüsü, Muş'a 1 kilometre kala, sanayi sitesi yakınlannda. yolun buzlu olması nedeniyle önce bir direğe çarptı, daha sonra devrildi. Kazada. 25 yolcu yaralanırken Aysun Gezginer, Gülizar Özdemir ve Ferit Üzsun'un durumunun ağır olduğu bildirildi. Yurdun diğer bölgelerinde meydana gelen trafik kazalannda ise 4 kişi öldü, 38 kişi yaralandı. 'Şehit istisman yapacaklar' • ANKARA (Cumhuriyet) - SP Genel Başkanı Recai Kutan, partisinin Ankara II Başkanlığı'ndaki bayramlaşma töreninde, ölüm cezasının kaldınlmasına ilişkin anlaşmazlığı değerlendirdi. SP lideri, Ulusal Program'da güvence verilen konularla ilgili olarak MHP liderinin "Uzlaşma içerisinde değiliz" demesinin çelişki olduğunu vurguladı. 312. madde konusunda Meclis'teki uzlaşmaya tepki gösteren MHP'nin, idam konusunda topu muhalefete atmasını eleştiren Kutan, "Bunun anJamı 'Siz bunu çıkann, ben de bu konuyu seçim propaganda malzemesi yapayım'dır. Yine şehit istismanna gidecekler" dedı. Vurgun davası bürokratı Gönülal'ın, yolsuzlukla mücadele takdirnamesi var ÖÖdüllüyolsuzluk sanığıBÜLENT SARIOGLU ANKARA-Ankara DGM'deki "Vur- gun'' davasında tutuklu yargılanan es- kı Yapı Işlen Genel Müdür Vekili İl- kutlu Gönülal'ın geçmişte yolsuzluk- la mücadele ödülü olarak Başbakan- lık'tan "lakdirname'" aldığı ortaya çık- tı. Ifadelerinde yaşamöyküsünden ke- sitlerde sunan Ilkutlu Gönülal, müfet- tişlik döneminin ardından yolsuzluk batağına nasıl girdiğini anlatıyor. Vurgun davasmın 5 önemli sanığın- dan biri olan eski genel müdür Gönü- lal; Emniyet Müdürlüğü, DGM savcı- lığı ve DGM yedek hâkimliğındeki ifa- delerinde, bürokratik makamdan ce- zaevine uzanan yolunun perde arkası- nı dile getiriyor. Ilkutlu Gönülal'ın ifa- delerinden bölümler şöyle: • Babamjandarma subayıydı, aynı zamanda da sivil liselerde ve harp oku- lunda tarih öğretmenliği yapıyordu. Bu nedenle çeşitli illerde eğitim gördüm. 1979 yılında müfettiş yardımcısı ola- rak o zamanki adı Imar ve İskân Ba- kanlığı olan kuruluşun teftiş kurulu başkanlığında göreve başladım. Müfet- tiş olarak 8 yıl. başmüfettiş olarak 7 yıl bilfıil çalışhm. • 1 yıl teftiş kurulu başkan yardım- cılığı görevi yaptım. Bu görevim sıra- sında otoyollarla ilgili yolsuzluklarda soruşturmacı olarak Başbakanlığın so- ruşturmalannda kurul içerisinde gö- revliydim. Eğridir Dağ Komando Oku- lu ihalelerinde yapılan yolsuzluklar ne- deniyle görülen mahkemede bilirkişi- lik yaptım ve çeşitli suçlan ortaya çı- kardım. Yaptığım görevlerimden dola- yı Başbakanlık makammdan yazılı tak- dirname aldım. • thalelerde usulsüzlüğün içeriden bılgi ve yardım alınmadan yapılması mümkün değildir. 3-5 yıldan beri hak- kım olduğu halde bir rürlü genel mü- dürlüğe asaleten atanamıyorum. So- rumluluklanm kısıtlı olduğundan asa- leten atanmamam nedeniyle bir güven- cem yok. Bu nedenle kurumda istedik- leri gibi hareket ederek, ihaleyı katılan yandaşlanna verdirebiliyorlar, bu usul- süzlüğü bildiğim halde gerek yetkile- rimin sınırlı olması sebebıyle, gerekse vekâleten görev yapmam nedeniyle usulsüzlükleri engelleyemıyorum. • 2000 yılı aralık ayı içerisinde bir Inal Batu: Stockholm Ilericiler Zirvesi'ndeki liderlerle görüşlerimiz aynı CHP bildirgeyi destekliyor tstanbul HaberServisi-CHP Genel Başkan Yardımcısı tnal Batu, kendilerine "flerici Bder- ler" adını veren 11 devlet baş- kanı ve hükümet başkanımn gerçekleştirdiği "Stokhohntle- ridlerZirvesi'' sonucu yayırn- lanan bildirgeyi CHP olarak desteklediklerini bildirdi. Ba- tu, "Daha rvi, daha adil, daha sağhkh ve özetk daha iyi yaşa- nabihr bir dünya için öncülüğiL, sosyal demokratlar yapmakta- dır" dedi. Batu, Isveç'inbaşkenti Stock- holm'de 22-23 şubat tarihlerin- de gerçekleştirilen "Stockholm tlericöer Zjrvesi Sonuç Bildir- gesfni parti olarak ilgiyle in- celediklerini söyledi. îngiltere Başbakanı Tony Blair, Alman- ya Başbakam Gerhard Schrö- der, Fransa Başbakanı Lionel Jospin'ın de katıhmıyla yapı- lan zirveyle tam bir dayanışma içinde olduklanm belirten Ba- tu sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu liderlerle tam bir dayanışma içindeyiz ve onlara partimizin içten desteğini ifade ermek isti- yorum. Türkiye'deSosyaBst En- ternayonal'e üye tek siyasi par- ti olan ve Avrupa Sosvalist Par- tisi'ne de ortak üye statüsünde bulunun CHP, Stockholm Bü- dinsTndeki görûşleriöteden be- CHP Genel Başkan Yardımcısı Batu, "Daha iyi. daha adil, daha sağhkh ve özede daha iyi yaşanabilir bir dünya için ön- cülüğû sosyal demokratlar yapmaktadır" dedi. ri dile getiregelmiştir." Batu. 11 Eylül uluslararası terör saldınlanndan sonra da- ha adaletli bir dünya ve dünya ülkelerinin içinde de daha adil gelir dağüımının öneminin mut- laka rüm dünyada anlaşılması ve kabul edihnesi gerektiğini düşündüklerini vurguladı. Or- tadoğu'da adil bir banş sağlan- madan ve akan kan durdurul- madan uluslararası terörün ön- lenemeyeceği gerçeğini dün- yada yalnız sosyal demokrat- lann yüreklilikle dile getirebil- dikierine dikkat çeken Batu, şunlan söyledi: "Çevreye daha çok önem ve- rflmesi ve Kyoto Kararlan'na ABD'nin de mutlaka uyması gerektiğini CHP olarak behrt- mek istiyonız. CHP, tüm bu ko- nularda dünya sosyal demokrat- lanyla tam bir dayamşma için- de olmaya büyük önem ver- mektedir." Meriç Velidedeoğlu, aydmlanmanın öncülerine müze yapılmasmı istedi Ord. Prof. Velidedeoğlu anıldıtstanbul Haber Senisi - Türkiye'de aydınlanma devriminin öncüsü, bılim adamı. hukukçu Ord. Prof. Hıfn Veldet Vetidedeoğlu, ölümünün 10. yıldönümünde Karacaahmet'teki mezan başında anıldı Eşi Meriç Velidedeoğlu, "Atatürk devriminin bu ilk kuşağının öğretim üyelerini, bilim adamlanıu, aydınlarını içerisine alacak bir müzenin oluşturulnıası gençlere bu kuşağı tanıtmak açısından gerekti" dedi. Anma töreninde konuşan Balıkesir Yükseköğrenim Vakfı Başkanı ve eskd Balıkesir Barosu başkanlanndan avukat Turgut tnal Ord. Prof. Velidedeoğlu'nun Anadolu'yu dershane gibi gördüğünü, yaz tatilleri boyunca Anadolu'da halka hukuk dersleri verdiğini anlattı. Velidedeoğlu'na Balıkesir'de cumhuriyetin en büyük savunucusu cüppesi giydirildiğini ıfade eden tnal. şöyle devam etti: "Bahkesir'de ders verdiği sırada DGM, sıkıyönetim mahkemelerini ve Yüksek Hâkimler Kurulu'nun bugünkü oluşumunu yargı organlan içerisinde saymamışn. Hocamızın saptadığı bu gerçek, yıllar sonra anlaşıldü ve bugünlerde çözüm aranıyor." Dr. Muammer Vetidedeoğlu da anılarını dile getirdiği konuşmasında. babasının gençliğe verdiği değeri anlattı. Eşi Meriç Velidedeoğlu, Velidedeoğlu'nun kuşağımn, Atatürk'ün ve arkadaşlannın toprağa attıklan tohumlan sulayıp yeşerttiğini ifade ederek tt O kuşak Türk toplumuna 1923 devrimini tüm boyudanyla tanırn. anlattı ve öğretti. Bu yüzden, bu değerti insanlardan kalan belgelerin, anılann, o dönemle ilgih' her rürlü malzemenin muhafaza edilip scrgücnecegi bir müzenin oluşturulmasım kamuoyu olarak devietten istemeliyiz ve beklemeojiz" dedi. Atarürkçü Düşünce Derneğı tstanbul Merkez Şube Başkanı Bilge Bilgiç de konuşmasında, Velidedeoğlu'nun aydınlanmacı bir önder olduğunu, hukukun anlaşılmasındaki katkılannı anlattı. Velidedeoğlu anısına 6 Mart Çarşamba günü de Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde Prof. Dr. Erol Manisah, Prof. Dr. Necla Arat ve gazeteci-yazar Şükran Sonerın katılacağı "AB çerçevesinde ulus devlet" konulu bir panel ve "88 yılhk yaşamdan amlar" adlı bir saydam gösterisi düzenlenecek. AydınJanmacı, öncü hukukçu Velidedeoğlu, 24 Şubat 1992'de yaşammı yitirmişti. gün Sedat Aban (eski müsteşar yar- drmcısı) beni makamına çağırdı. "Sen çok ptsınk duruyorsun, kötü evlerde oruruyorsun. Al şunu da kendine bi- zhn gibi bir e\- al" dedi ve 100 bın mark verdi. Almak istemedim, ısrar etti. "Müteahhitlerin verdiği paraysa al- mam" dedim. "Borç olarak verdiğimi düşün" dedi ve parayı önüme koydu, ben de aldım. Kendisi sırtımı sıvazla- yıp ısrar ederek bu parayı bana veriyor- du, zaman zaman poşet içinde odama getirip bırakırdı. Sedat Aban gerek ko- nuşması ile gerek tavırlan ile hepimi- zı etkilediğinden bu parayı almadan edemiyordum. Çeşitli zamanlarda ta- tile giderken "harçhk" niyetine para- lar da aldım. • 2000 yıh içerisinde Sedat Aban, kendisinin tanıdığı bir şahsın Ankara tncek mev- kiinde Özgür Kent arsa kooperatifinde 400 met- rekarelik arsasırun hisse- sini sattığını, bu hisseyi benim almamı söyledi. Aradan 1-2 gün geçtik- ten sonra tanımadığun bir şahıs yanıma gelerek be- nim adıma noterden Incek mevkiinde bir arsanın devrini yapacağını, ken- disini Sedat Aban'ın gön- derdiğini söyledi. Bunun üzerine Sedat Aban'ın ya- nına gittim, şahsı kendi- sinin gönderdiğini, arsa- nın bugüne kadar olan ödenmiş aidatlanru ve no- ter devir ücretini kendisi- nin ödeyeceğini söyleye- rek "Al bu arsa senin ol- sun, bundan sonraki ai- dadannı sen öde" dedi. • thalelere fesat ka- nştınldığından haberdar- dım ama müdahale ede- cek gücüm yoktu. Baka- na şikâyet ettiğim takdir- de görevimden olurum, doğuya gönderilirim ve huzursuz olurum diye dü- şündüm, müdahale ede- medim. Sanki aralannda degişik bir pakt oluşmuş- tu, bu paktın içinde ben çaresizdim. • Benim tek amacım var artık, bu sistem çök- sün, yeni bir yapılanma- ya girişilsin. Ben artık bu çarkın bir parçası olmak istemiyorum, gerçeklerin tüm açıklığı ile ortaya çı- kanlmasını bekliyorum. • Bakanlıktan ilk gö- zaltılar başladıktan sonra görevli polisler beni ya- kalamadan Balıkesir Er- dek'te tatilde bulunan eşi- min yanına gitmeye ve kendisini Ankara'ya ge- tirmeye karar verdim. 55 bin mark ile 10 bin dolar parayı da yanımda götür- düm. Eşime söyledim ve Sedat Aban tarafınan ve- rilen dövizleri kendisine teslim ettim. Daha sonra görevli polisler gelerek beni Erdek'te yazlıkta ya- kaladılar. Eşim götürdü- ğüm dövizleri valizin bir bölümüne gizlemişti. Ek göstergesi yüksek olan makamda bir ay görev yapıp emekli olma furyası başladı Ücret uçuruımınun çarpık uygıdamaları BAMT SALMAN ANKARA-Kamudaki ücret dengesizliği, emeklilikte daha da büyüyor. Memur maaşla- nnda 15 Ocak'tan itibaren ge- çerli ohnası gereken göre\- taz- minatlanyla yapılacak iyileştir- me bir rürlü gerçekleştirile- mezken, ek göstergesi yüksek olan makamda bir ay görev ya- pıp emekli olma furyası başla- dı. Milletvekillerinin kıyak emekliliğinin iptalıni önlemek ÜCRET TABLOSU Başbakanlık Müsteşan (14) Bakanlık Müsteşan (1'4) Müsteşar Yardımcısı (I '4) Genel Müdür (1/4) Genel Müdür Yard. (1/4) Vali(l'4> Kay-makam (1/4) Daire Başk(3600 göstergel 4) Daire Başk (3000 gösterge 1 '4) Şube Müd. (Ünivl'4) Doktor (1 '4) Hemşıre (Ünivl '4) Memur (Ortaokul5/9) Hizraetli (Ilkokul7/9) Prof. (4 yıllıkl/4) Doçent (1 '4) Bakanlık başmüfettişi (1'4) Başkomiser (3/1) Çözümleyici/programcı (1 4) Ögretmen (1/4) Tekniker (2 yıllık Yüksekokul 1 '4) Mühendis (1/4) K.ıdemlialbayd'4) 11 müftüsü(l'4) tmamhatip (Iise3'8) Anayasa Mahkemesi Başkanı HâkimSavcı(4800 gösterge) CALISIYOR 2.310.000 1.973.000 1.659.000 1.659.000 925.000 1.960.000 1.086.000 925.000 874.000 606.000 758.000 502.000 310.000 294.000 1.142.000 737.000 945.000 620.000 430.000 521.000 485.000 595.000 1.416.000 739.000 345.000 2.459.000 1.214.000 EMEKLİ (BİN TL) 1.921.000 1.730.000 1.503.000 1.503.000 684.000 1.518.000 729.000 684.000 501.000 421.000 592.000 420.000 289.000 284.000 956.000 666.000 653.000 303.000 421.000 440.000 421.000 593.000 1.138.000 440 000 315.000 1.921.000 729.000 için üst düzey çalışanlara ve yargı mensuplanna temsil taz- minatı olarak verilen sus payı, ücretlerdeki çarpıklığı arttırdı. Üst kurullar. TBMM, Cum- hurbaşkanlığı gibi kurumlar- daki ayncahklı ücret uygulama- lannın da kamudaki ücret ada- letini bozduğuna dikkat çeki- liyor. Kamudaki ücret dengesizli- ği, emeklilikte uçurumun bü- yümesine yol açıyor. Alınan bilgilere göre çalışanlann ve yöneticilerin başvoırduklan çar- pık uygulamalar şöyle: - IMF'nin istemi doğrultu- sunda kamuda binlerce çalışan emekli edilmeye çahşılıyor. Bu süreçte, bazı çalışanlar, ek gös- tergesi yüksek birkadroya atan- malanna karşılık tarihini ida- renin belirleyeceği emeklilik dilekçesini idareye vermeyi öneriyorlar. - Kurullardaki başkan ve ku- rul üyelerine, en yüksek kamu görevlisi olarak geçen Başba- kanlık Müsteşan 'nın maaşını katlayan ücretler veriliyor. Ku- rullardaki daire başkanlan da emeklilik açısından bir bakan- lığın genel müdür statüsünde- kiyle eşit konumda bulunuyor. Örneğin Telekomünikasyon Kummu'nda çalışan bir daire başkanımn bile ıkramiye dı- şmdaki Şubat 2002 maaşı 3 milyar lirayı aşıyor. - TBMM'deki istisnai kadro- lar olarak belirtilen atamalar- da, eğer bir düzenleme yapıl- mamışsa öğrenim, hizmet sü- resi, sınav gibi koşullar aran- mıyor. TBMM'de okur-yazar öğrenim derecesindeki bir bah- çıvan, 4. derece şef kadrosuna atanarak 3 bin 600 ek göster- ge üzerinden emekli olması sağlanıyor. Böylece bu kişi 600 milyon lira emekli aylığı a\u- ken, yüksek öğrenim gördüğü halde 4. derece 9. kademeden emekli olmak zorunda kalan bir memura 275 milyon lira olan en düşük emekli aylığı bağlanıyor. - KİT'lerin bağlı kurumlan- nın anonim şirket haline geti- rilmesiyle yeni genel müdürlük, genel müdür yardımcılan kad- rolan yaratıldı. Sümer Holding, Makina Kimya Ensritüsü, TE- KEL, TCDD, Eti Holding, TE- DAŞ bu kurumlara örnek ola- rak gösteriliyor. Bu kuruluşla- ra ortak kararnameyle genel müdür olarak atanan bir kişi, Emekli Sandığı'na bu düzey- den 1 ay emeklilik kesintisi ya- pılsa bile, 6 bin 400 ek göster- ge üzerinden emekli aylığı al- maya hak kazanıyor. - Bir bakanlık müsteşanna, en az 2 yıl makam tazminatı ge- rektiren görevde kahruş bir ba- kanlık müsteşanna. emeklili- ğinde 1 milyar 730 milyon li- ra aylık bağlanıyor. TBMM'de- ki Başkanlık Başmüşaviri de emekliliğinde aynı aylığa sahip olabilirken, Cumhurbaşkanh- ğı Genel Sekreterliği'nde gö- revli bir başdanışmana 1 mil- yar 704 milyon lira emekli ay- lığı bağlanabiliyor. Bir bakan- lıktaki müsteşar yardımcısı ve genel müdür 1 milyar 503 mil- yon lira emekli aylığı alabilir- ken, TRT'de bir genel müdür yardımcısına 1 milyar 578 mil- yon liralık emekli aylığı bağ- lanabiliyor. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK İkramiye... Bayramlar konuklara "ikram" günleridir. Bayramda gelen konuklara, yaşlarına göre çi- kolata, tatlı, şeker gibi ağız tadı olacak "ikram"lar- da bulunulur. Bazı kuruluşlarda "bayram ikramiyesi" verilirdi. Bu da bayramlann daha tatlı geçmesine yardım eder. Belki bu geleneği sürdüren kurumlar günü- müzde de vardır. Aklım, "ikramiye" sözcüğüne takıldı. "Ikramiye". devlette ya da şirketlerde belli sü- relerde çalışanlara verilen bir yaşam desteğidir. Yir- mı beş ya da otuz yılın, kimi zaman daha da uzun sürelerin sonunda verilen toplu para, yeni bir dö- nemin başında çalışana olanak veren bir destek olmuştur. Ama neden "ikramiye?" Kim, kime neyi ikram eder? Neden yıllarca çalışan kişi çalışmalarının sonunda "yıllarca verdiği emeğin karşılığı olan bir hakkı", birisinin "ikramı" olarak alır? "Ikramiye" sozcüğünde pek hak edilmemiş ama yüce gönüllü birisinin gönlünden kopmuş da ver- miş gibisinden bir anlam yok mu? Piyango biletlerinden çıkan "ikramiye"nm anla- şılır bir yanı var, orada bir hak ediş değil de kişi- nin şansına çıkmış bir rastlantı var. Ama 25-30 yı- lı geçmiş hizmetin karşılığında verilen toplu para- nın "bahşiş" ya da "inayet" arasında bir yerde sa- yılması neyi açıklıyor? Bu sözcükte "hak edilmiş emek" ile "eşitlik" kavramlannın hiçbirzaman yerineoturmadığı Do- "Doğu kültürû"r\ün temeli imparatorlukla dinin yoğunlaştırdığı "kul olma psikolojisi"ne dayandı- ğı için, ınsanlarda "eşitlikiçindeyaşama"gibi "hak ettiğini elde etme" gibi çağdaş kavramlara yaban- cı davranışları geliştirmektedir, bu davranışları olumlamaktadır. Gene aynı nedenlerle içinde yaşadığımız kültür, "başanlı olmak isteyen insana destek verme" ye- rine, "yoksulları koruma" anlayışını öncelemekte- dir. Oysa bu iki kavram birbirinden çok farklı tu- tumlar demektir. "Başanlı olmak isteyen insana destek verme" düşüncesinde "başanlı olmak isteyen insan " ön plandadır. Bu anlayışta, "yoksulun gözetilip korun- ması" değil, "kişinin yoksulluktan kurtulma iste- ği ve çabasının dsteklenmesi" vardır. "Gözetilip korunan yoksul", pasif bir sosyal var- lıktır, kendi durumuna ilişkin bir iç görüsü yoktur, değerfendirmesi yoktur, bu durumdan duyduğu ra- hatsızlık da giderek ortadan kalkmıştır. Durumu- nu değıştirmeye ilişkin bir niyeti, bu niyeti gerçek- leştirme çabası yoktur. Onun yapacağı tek şey, yok- sulluğunu öne sürüp gözetilmeyi ve korunmayı beklemektır. "Hayatını değiştirmek isteyen insan " ise aktif bir sosyal varlıktır, kendi durumunu bilmekte, beğen- memekte, değiştirmek istemektedir. Bu durumdan rahatsızlık duymaktadır, bunu kendine ve çevre- sine açıklamaktadır. Durumunu değiştirmeye iliş- kin niyeti kararlılığa dönüşmüştür ve buna ilişkin çabalan göstermeye hazırdır. Bu insana destek ver- mek, onunla dayanışma içine girmek, ona ola- naklar sağlamak, seçenekler göstermek, yapıl- ması gereken en doğru iştir. Geleneksel toplumların kültürü "zenginler ve yoksullar" olgusu üzerine temellenmiştir, bu olgu- yu irdelemez, sorgulamaz, eleştirmez. Zenginleri "yoksullan gözetip koruma" ile görevlendirir, bu- nun hayır işlemek olduğunu vurgular. Yoksullara da zenginleri kıskanmamayı, onlara itaat edip yar- dımlannı almayı öğütler. Bu toplumlarda "sadaka", "bahşiş", "ikramiye". "culusiye" gibi yukarlarda duranlann gönlünden kopan para verme biçimle- ri vardır. Çağdaş birtoplumda ise "zenginin neden zen- gin olduğu", "yoksulun neden yoksul olduğu" ir- delenir, sorgulanır, eleştirilir. Böyle birtoplumun ama- cı, "herkesin hak ettiğini kazanması", "hak ede- rek kazanma fırsatında herkesin eşit olduğu" bir düzenin kurulmasıdır. Böyle bir toplum henüz ne Doğu'da vardır ne de Batı'da. Ama insanca bir top- lum böyle olacaktır. Bu topluma vanncaya kadar yapılması gereken de "yoksullann gözetilip korvn- ması" değil. "yaşammı değiştirmek isteyen insa- na sosyal destek sağlaması"dır. Çünkü, "yoksullanngözetilipkorunması", yok- sulluğu kurumsallaştırır ve haklı bir durum olarak onaylar. Oysa. "yaşammı değiştirmek isteyen ki- şiye destek vermek", çaba gösteren insanın des- teklenmesini sıstemleştirir ve "insan çabası"n\ ödüllendirir. Ya insanlar hiç çaba göstermiyorlar ve hep baş- kalanndan bekliyorlarsa? Onlara yapılacak en doğru destek, durumları- nın neden değişmeyeceğini açıklamak ve onların bu durumu hak ettiklerini onlara anlatmaktır. Kendini kurtarmak istemeyeni hiç kimse kurta- ramaz. e-mail: erdalatakfa superonline.com Faks:0 212-513 90 98 ATO Başkanı Aygün: ABD Türkiye'ye ambargo uyguluyor ANKAR\ (Cumhu- riyet Bürosu) - .Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, ABD yönetiminin Irak'a uyguladığı am- bargonun Türkiye'ye 50-60 milyar dolara mal olduğunu belirte- rek "Dış ticaret açığın- daki diğer olumsuz et- kiler de göz önüne ahn- (hğmda Amerika Irak'a değil, Türkiye'ye am- bargo uygulainaktadır t> dedi. Aygün, 25-26 Şu- bat'ta yapılacak Türki- ye-ABD Ortak Ekono- mik Komisyon toplan- tısından da umutlu ol- madığını söyledi. Aygün, dün yaptığı yazılı açıklamada, Kör- fez bunalımının ardm- dan Irak'a uygulanan ambargonun Türki- ye'ye ekonomik ve sos- yal sıkıntılaryaşattığı- nı kaydetti. ABD'nin, Ürdün'e sağlanan Irak'la ayncalıklı tica- ret hakkından Türki- ye'nin yararlanma is- temlerini de olumlu karşılamadığını anla- tan Aygün. "Türkiye bundan faydalanmadı- ğı gibi sh^sal ve ekono- mik konularda Ameri- ka yanında yer alarak kaybetme\e devam et- mektedir''dedi. *
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle