Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2002 PAZARTESİ
HABERLER
Yoksulluğu göç
ettireceğiz'
• tstanbul Haber Senisi -
AKP Genel Başkaru
Recep Tayyip Erdoğan,
partisinüı, Feshane Kiiltür
Sarayı'nda düzenlenen
bayramlaşma töreninde
yaptığı konuşmada
Türkiye'nin,
"yolsuzluklar" nedeniyle
bugünkü durumuna
düştüğünü öne sürerek
"AKP işbaşına geldiği
zaman bilin ki,
yolsuzluğun kökü
kazınacak ve yoksullulc da
bu ülkeden göç edecektir"
dedi. Erdoğan, Türkiye'yi
1998 yıluıdan bu yana
yöneten iktidann ülkenin
beklentilerine cevap
vermediğini iddia etti,
ekonominin iflas
görüntüsü sergilediğini
ileri sürdü.
Maltepe'de
intihar
• tstanbul Haber Servisi -
Maltepe'de, 2 çocuk
babası bir kişi, kendini
asarak yaşamına son
verdi. Gülensu Mahallesi
Mesut Caddesi Rüzgârlı
Sokak'ta bir gecekonduda
oturan ve uzun süredir
işsiz olduğu öğrenilen
Nihat Aydın (35), girdiği
bunalım sonucu iple
kendini astı. 2 çocuk
babası Aydın'ın cesedi. eşi
Gülcan Aydın tarafindan
bulundu.
San yeniden
başkan
tstanbul Haber Servisi
- Türkiye Kızılay Derneğı
BahçelievlerŞubesi'nin 2.
Olağan Genel Kurulu'nda
şube başkanlığına Hasan
San yeniden seçildi.
Yönetim kurulu
üyeliklerine ise Uğur Koç,
Yusuf Gündoğar, Ayla
San, Yücel Keçeci,
Mehmet Ali Istif, Mehmet
Deveci, Özdal Başkan,
Hamit Santabak getirildi.
Trafik kazaları:
4 ölü, 63 yaralı
• Haber Merkezi -
Van'dan, Bursa'ya giden
Hasan Demirci
idaresindeki 34 UB 9809
plakalı yolcu otobüsü,
Muş'a 1 kilometre kala,
sanayi sitesi yakınlannda.
yolun buzlu olması
nedeniyle önce bir direğe
çarptı, daha sonra devrildi.
Kazada. 25 yolcu
yaralanırken Aysun
Gezginer, Gülizar
Özdemir ve Ferit
Üzsun'un durumunun ağır
olduğu bildirildi. Yurdun
diğer bölgelerinde
meydana gelen trafik
kazalannda ise 4 kişi öldü,
38 kişi yaralandı.
'Şehit istisman
yapacaklar'
• ANKARA
(Cumhuriyet) - SP Genel
Başkanı Recai Kutan,
partisinin Ankara II
Başkanlığı'ndaki
bayramlaşma töreninde,
ölüm cezasının
kaldınlmasına ilişkin
anlaşmazlığı
değerlendirdi. SP lideri,
Ulusal Program'da
güvence verilen konularla
ilgili olarak MHP liderinin
"Uzlaşma içerisinde
değiliz" demesinin çelişki
olduğunu vurguladı. 312.
madde konusunda
Meclis'teki uzlaşmaya
tepki gösteren MHP'nin,
idam konusunda topu
muhalefete atmasını
eleştiren Kutan, "Bunun
anJamı 'Siz bunu çıkann,
ben de bu konuyu seçim
propaganda malzemesi
yapayım'dır. Yine şehit
istismanna gidecekler"
dedı.
Vurgun davası bürokratı Gönülal'ın, yolsuzlukla mücadele takdirnamesi var
ÖÖdüllüyolsuzluk sanığıBÜLENT SARIOGLU
ANKARA-Ankara DGM'deki "Vur-
gun'' davasında tutuklu yargılanan es-
kı Yapı Işlen Genel Müdür Vekili İl-
kutlu Gönülal'ın geçmişte yolsuzluk-
la mücadele ödülü olarak Başbakan-
lık'tan "lakdirname'" aldığı ortaya çık-
tı. Ifadelerinde yaşamöyküsünden ke-
sitlerde sunan Ilkutlu Gönülal, müfet-
tişlik döneminin ardından yolsuzluk
batağına nasıl girdiğini anlatıyor.
Vurgun davasmın 5 önemli sanığın-
dan biri olan eski genel müdür Gönü-
lal; Emniyet Müdürlüğü, DGM savcı-
lığı ve DGM yedek hâkimliğındeki ifa-
delerinde, bürokratik makamdan ce-
zaevine uzanan yolunun perde arkası-
nı dile getiriyor. Ilkutlu Gönülal'ın ifa-
delerinden bölümler şöyle:
• Babamjandarma subayıydı, aynı
zamanda da sivil liselerde ve harp oku-
lunda tarih öğretmenliği yapıyordu. Bu
nedenle çeşitli illerde eğitim gördüm.
1979 yılında müfettiş yardımcısı ola-
rak o zamanki adı Imar ve İskân Ba-
kanlığı olan kuruluşun teftiş kurulu
başkanlığında göreve başladım. Müfet-
tiş olarak 8 yıl. başmüfettiş olarak 7 yıl
bilfıil çalışhm.
• 1 yıl teftiş kurulu başkan yardım-
cılığı görevi yaptım. Bu görevim sıra-
sında otoyollarla ilgili yolsuzluklarda
soruşturmacı olarak Başbakanlığın so-
ruşturmalannda kurul içerisinde gö-
revliydim. Eğridir Dağ Komando Oku-
lu ihalelerinde yapılan yolsuzluklar ne-
deniyle görülen mahkemede bilirkişi-
lik yaptım ve çeşitli suçlan ortaya çı-
kardım. Yaptığım görevlerimden dola-
yı Başbakanlık makammdan yazılı tak-
dirname aldım.
• thalelerde usulsüzlüğün içeriden
bılgi ve yardım alınmadan yapılması
mümkün değildir. 3-5 yıldan beri hak-
kım olduğu halde bir rürlü genel mü-
dürlüğe asaleten atanamıyorum. So-
rumluluklanm kısıtlı olduğundan asa-
leten atanmamam nedeniyle bir güven-
cem yok. Bu nedenle kurumda istedik-
leri gibi hareket ederek, ihaleyı katılan
yandaşlanna verdirebiliyorlar, bu usul-
süzlüğü bildiğim halde gerek yetkile-
rimin sınırlı olması sebebıyle, gerekse
vekâleten görev yapmam nedeniyle
usulsüzlükleri engelleyemıyorum.
• 2000 yılı aralık ayı içerisinde bir
Inal Batu: Stockholm Ilericiler Zirvesi'ndeki liderlerle görüşlerimiz aynı
CHP bildirgeyi destekliyor
tstanbul HaberServisi-CHP
Genel Başkan Yardımcısı tnal
Batu, kendilerine "flerici Bder-
ler" adını veren 11 devlet baş-
kanı ve hükümet başkanımn
gerçekleştirdiği "Stokhohntle-
ridlerZirvesi'' sonucu yayırn-
lanan bildirgeyi CHP olarak
desteklediklerini bildirdi. Ba-
tu, "Daha rvi, daha adil, daha
sağhkh ve özetk daha iyi yaşa-
nabihr bir dünya için öncülüğiL,
sosyal demokratlar yapmakta-
dır" dedi.
Batu, Isveç'inbaşkenti Stock-
holm'de 22-23 şubat tarihlerin-
de gerçekleştirilen "Stockholm
tlericöer Zjrvesi Sonuç Bildir-
gesfni parti olarak ilgiyle in-
celediklerini söyledi. îngiltere
Başbakanı Tony Blair, Alman-
ya Başbakam Gerhard Schrö-
der, Fransa Başbakanı Lionel
Jospin'ın de katıhmıyla yapı-
lan zirveyle tam bir dayanışma
içinde olduklanm belirten Ba-
tu sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu
liderlerle tam bir dayanışma
içindeyiz ve onlara partimizin
içten desteğini ifade ermek isti-
yorum. Türkiye'deSosyaBst En-
ternayonal'e üye tek siyasi par-
ti olan ve Avrupa Sosvalist Par-
tisi'ne de ortak üye statüsünde
bulunun CHP, Stockholm Bü-
dinsTndeki görûşleriöteden be-
CHP Genel Başkan Yardımcısı Batu, "Daha iyi. daha adil,
daha sağhkh ve özede daha iyi yaşanabilir bir dünya için ön-
cülüğû sosyal demokratlar yapmaktadır" dedi.
ri dile getiregelmiştir."
Batu. 11 Eylül uluslararası
terör saldınlanndan sonra da-
ha adaletli bir dünya ve dünya
ülkelerinin içinde de daha adil
gelir dağüımının öneminin mut-
laka rüm dünyada anlaşılması
ve kabul edihnesi gerektiğini
düşündüklerini vurguladı. Or-
tadoğu'da adil bir banş sağlan-
madan ve akan kan durdurul-
madan uluslararası terörün ön-
lenemeyeceği gerçeğini dün-
yada yalnız sosyal demokrat-
lann yüreklilikle dile getirebil-
dikierine dikkat çeken Batu,
şunlan söyledi:
"Çevreye daha çok önem ve-
rflmesi ve Kyoto Kararlan'na
ABD'nin de mutlaka uyması
gerektiğini CHP olarak behrt-
mek istiyonız. CHP, tüm bu ko-
nularda dünya sosyal demokrat-
lanyla tam bir dayamşma için-
de olmaya büyük önem ver-
mektedir."
Meriç Velidedeoğlu, aydmlanmanın öncülerine müze yapılmasmı istedi
Ord. Prof. Velidedeoğlu anıldıtstanbul Haber Senisi - Türkiye'de
aydınlanma devriminin öncüsü, bılim
adamı. hukukçu Ord. Prof. Hıfn Veldet
Vetidedeoğlu, ölümünün 10.
yıldönümünde Karacaahmet'teki mezan
başında anıldı Eşi Meriç Velidedeoğlu,
"Atatürk devriminin bu ilk kuşağının
öğretim üyelerini, bilim adamlanıu,
aydınlarını içerisine alacak bir müzenin
oluşturulnıası gençlere bu kuşağı
tanıtmak açısından gerekti" dedi. Anma
töreninde konuşan Balıkesir
Yükseköğrenim Vakfı Başkanı ve eskd
Balıkesir Barosu başkanlanndan avukat
Turgut tnal Ord. Prof. Velidedeoğlu'nun
Anadolu'yu dershane gibi gördüğünü,
yaz tatilleri boyunca Anadolu'da halka
hukuk dersleri verdiğini anlattı.
Velidedeoğlu'na Balıkesir'de
cumhuriyetin en büyük savunucusu
cüppesi giydirildiğini ıfade eden tnal.
şöyle devam etti: "Bahkesir'de ders
verdiği sırada DGM, sıkıyönetim
mahkemelerini ve Yüksek Hâkimler
Kurulu'nun bugünkü oluşumunu yargı
organlan içerisinde saymamışn.
Hocamızın saptadığı bu gerçek, yıllar
sonra anlaşıldü ve bugünlerde çözüm
aranıyor." Dr. Muammer Vetidedeoğlu da
anılarını dile getirdiği konuşmasında.
babasının gençliğe verdiği değeri anlattı.
Eşi Meriç Velidedeoğlu,
Velidedeoğlu'nun kuşağımn, Atatürk'ün
ve arkadaşlannın toprağa attıklan
tohumlan sulayıp yeşerttiğini ifade
ederek tt
O kuşak Türk toplumuna 1923
devrimini tüm boyudanyla tanırn. anlattı
ve öğretti. Bu yüzden, bu değerti
insanlardan kalan belgelerin, anılann, o
dönemle ilgih' her rürlü malzemenin
muhafaza edilip scrgücnecegi bir
müzenin oluşturulmasım kamuoyu
olarak devietten istemeliyiz ve
beklemeojiz" dedi. Atarürkçü Düşünce
Derneğı tstanbul Merkez Şube Başkanı
Bilge Bilgiç de konuşmasında,
Velidedeoğlu'nun aydınlanmacı bir
önder olduğunu, hukukun
anlaşılmasındaki katkılannı anlattı.
Velidedeoğlu anısına 6 Mart Çarşamba
günü de Tank Zafer Tunaya Kültür
Merkezi'nde Prof. Dr. Erol Manisah,
Prof. Dr. Necla Arat ve gazeteci-yazar
Şükran Sonerın katılacağı "AB
çerçevesinde ulus devlet" konulu bir
panel ve "88 yılhk yaşamdan amlar" adlı
bir saydam gösterisi düzenlenecek.
AydınJanmacı, öncü hukukçu
Velidedeoğlu, 24 Şubat 1992'de
yaşammı yitirmişti.
gün Sedat Aban (eski müsteşar yar-
drmcısı) beni makamına çağırdı. "Sen
çok ptsınk duruyorsun, kötü evlerde
oruruyorsun. Al şunu da kendine bi-
zhn gibi bir e\-
al" dedi ve 100 bın mark
verdi. Almak istemedim, ısrar etti.
"Müteahhitlerin verdiği paraysa al-
mam" dedim. "Borç olarak verdiğimi
düşün" dedi ve parayı önüme koydu,
ben de aldım. Kendisi sırtımı sıvazla-
yıp ısrar ederek bu parayı bana veriyor-
du, zaman zaman poşet içinde odama
getirip bırakırdı. Sedat Aban gerek ko-
nuşması ile gerek tavırlan ile hepimi-
zı etkilediğinden bu parayı almadan
edemiyordum. Çeşitli zamanlarda ta-
tile giderken "harçhk" niyetine para-
lar da aldım.
• 2000 yıh içerisinde Sedat Aban,
kendisinin tanıdığı bir
şahsın Ankara tncek mev-
kiinde Özgür Kent arsa
kooperatifinde 400 met-
rekarelik arsasırun hisse-
sini sattığını, bu hisseyi
benim almamı söyledi.
Aradan 1-2 gün geçtik-
ten sonra tanımadığun bir
şahıs yanıma gelerek be-
nim adıma noterden Incek
mevkiinde bir arsanın
devrini yapacağını, ken-
disini Sedat Aban'ın gön-
derdiğini söyledi. Bunun
üzerine Sedat Aban'ın ya-
nına gittim, şahsı kendi-
sinin gönderdiğini, arsa-
nın bugüne kadar olan
ödenmiş aidatlanru ve no-
ter devir ücretini kendisi-
nin ödeyeceğini söyleye-
rek "Al bu arsa senin ol-
sun, bundan sonraki ai-
dadannı sen öde" dedi.
• thalelere fesat ka-
nştınldığından haberdar-
dım ama müdahale ede-
cek gücüm yoktu. Baka-
na şikâyet ettiğim takdir-
de görevimden olurum,
doğuya gönderilirim ve
huzursuz olurum diye dü-
şündüm, müdahale ede-
medim. Sanki aralannda
degişik bir pakt oluşmuş-
tu, bu paktın içinde ben
çaresizdim.
• Benim tek amacım
var artık, bu sistem çök-
sün, yeni bir yapılanma-
ya girişilsin. Ben artık bu
çarkın bir parçası olmak
istemiyorum, gerçeklerin
tüm açıklığı ile ortaya çı-
kanlmasını bekliyorum.
• Bakanlıktan ilk gö-
zaltılar başladıktan sonra
görevli polisler beni ya-
kalamadan Balıkesir Er-
dek'te tatilde bulunan eşi-
min yanına gitmeye ve
kendisini Ankara'ya ge-
tirmeye karar verdim. 55
bin mark ile 10 bin dolar
parayı da yanımda götür-
düm. Eşime söyledim ve
Sedat Aban tarafınan ve-
rilen dövizleri kendisine
teslim ettim. Daha sonra
görevli polisler gelerek
beni Erdek'te yazlıkta ya-
kaladılar. Eşim götürdü-
ğüm dövizleri valizin bir
bölümüne gizlemişti.
Ek göstergesi yüksek olan makamda bir ay görev yapıp emekli olma furyası başladı
Ücret uçuruımınun çarpık uygıdamaları
BAMT SALMAN
ANKARA-Kamudaki ücret
dengesizliği, emeklilikte daha
da büyüyor. Memur maaşla-
nnda 15 Ocak'tan itibaren ge-
çerli ohnası gereken göre\- taz-
minatlanyla yapılacak iyileştir-
me bir rürlü gerçekleştirile-
mezken, ek göstergesi yüksek
olan makamda bir ay görev ya-
pıp emekli olma furyası başla-
dı. Milletvekillerinin kıyak
emekliliğinin iptalıni önlemek
ÜCRET TABLOSU
Başbakanlık Müsteşan (14)
Bakanlık Müsteşan (1'4)
Müsteşar Yardımcısı (I '4)
Genel Müdür (1/4)
Genel Müdür Yard. (1/4)
Vali(l'4>
Kay-makam (1/4)
Daire Başk(3600 göstergel 4)
Daire Başk (3000 gösterge 1 '4)
Şube Müd. (Ünivl'4)
Doktor (1 '4)
Hemşıre (Ünivl '4)
Memur (Ortaokul5/9)
Hizraetli (Ilkokul7/9)
Prof. (4 yıllıkl/4)
Doçent (1 '4)
Bakanlık başmüfettişi (1'4)
Başkomiser (3/1)
Çözümleyici/programcı (1 4)
Ögretmen (1/4)
Tekniker (2 yıllık Yüksekokul 1 '4)
Mühendis (1/4)
K.ıdemlialbayd'4)
11 müftüsü(l'4)
tmamhatip (Iise3'8)
Anayasa Mahkemesi Başkanı
HâkimSavcı(4800 gösterge)
CALISIYOR
2.310.000
1.973.000
1.659.000
1.659.000
925.000
1.960.000
1.086.000
925.000
874.000
606.000
758.000
502.000
310.000
294.000
1.142.000
737.000
945.000
620.000
430.000
521.000
485.000
595.000
1.416.000
739.000
345.000
2.459.000
1.214.000
EMEKLİ
(BİN TL)
1.921.000
1.730.000
1.503.000
1.503.000
684.000
1.518.000
729.000
684.000
501.000
421.000
592.000
420.000
289.000
284.000
956.000
666.000
653.000
303.000
421.000
440.000
421.000
593.000
1.138.000
440 000
315.000
1.921.000
729.000
için üst düzey çalışanlara ve
yargı mensuplanna temsil taz-
minatı olarak verilen sus payı,
ücretlerdeki çarpıklığı arttırdı.
Üst kurullar. TBMM, Cum-
hurbaşkanlığı gibi kurumlar-
daki ayncahklı ücret uygulama-
lannın da kamudaki ücret ada-
letini bozduğuna dikkat çeki-
liyor.
Kamudaki ücret dengesizli-
ği, emeklilikte uçurumun bü-
yümesine yol açıyor. Alınan
bilgilere göre çalışanlann ve
yöneticilerin başvoırduklan çar-
pık uygulamalar şöyle:
- IMF'nin istemi doğrultu-
sunda kamuda binlerce çalışan
emekli edilmeye çahşılıyor. Bu
süreçte, bazı çalışanlar, ek gös-
tergesi yüksek birkadroya atan-
malanna karşılık tarihini ida-
renin belirleyeceği emeklilik
dilekçesini idareye vermeyi
öneriyorlar.
- Kurullardaki başkan ve ku-
rul üyelerine, en yüksek kamu
görevlisi olarak geçen Başba-
kanlık Müsteşan 'nın maaşını
katlayan ücretler veriliyor. Ku-
rullardaki daire başkanlan da
emeklilik açısından bir bakan-
lığın genel müdür statüsünde-
kiyle eşit konumda bulunuyor.
Örneğin Telekomünikasyon
Kummu'nda çalışan bir daire
başkanımn bile ıkramiye dı-
şmdaki Şubat 2002 maaşı 3
milyar lirayı aşıyor.
- TBMM'deki istisnai kadro-
lar olarak belirtilen atamalar-
da, eğer bir düzenleme yapıl-
mamışsa öğrenim, hizmet sü-
resi, sınav gibi koşullar aran-
mıyor. TBMM'de okur-yazar
öğrenim derecesindeki bir bah-
çıvan, 4. derece şef kadrosuna
atanarak 3 bin 600 ek göster-
ge üzerinden emekli olması
sağlanıyor. Böylece bu kişi 600
milyon lira emekli aylığı a\u-
ken, yüksek öğrenim gördüğü
halde 4. derece 9. kademeden
emekli olmak zorunda kalan
bir memura 275 milyon lira
olan en düşük emekli aylığı
bağlanıyor.
- KİT'lerin bağlı kurumlan-
nın anonim şirket haline geti-
rilmesiyle yeni genel müdürlük,
genel müdür yardımcılan kad-
rolan yaratıldı. Sümer Holding,
Makina Kimya Ensritüsü, TE-
KEL, TCDD, Eti Holding, TE-
DAŞ bu kurumlara örnek ola-
rak gösteriliyor. Bu kuruluşla-
ra ortak kararnameyle genel
müdür olarak atanan bir kişi,
Emekli Sandığı'na bu düzey-
den 1 ay emeklilik kesintisi ya-
pılsa bile, 6 bin 400 ek göster-
ge üzerinden emekli aylığı al-
maya hak kazanıyor.
- Bir bakanlık müsteşanna,
en az 2 yıl makam tazminatı ge-
rektiren görevde kahruş bir ba-
kanlık müsteşanna. emeklili-
ğinde 1 milyar 730 milyon li-
ra aylık bağlanıyor. TBMM'de-
ki Başkanlık Başmüşaviri de
emekliliğinde aynı aylığa sahip
olabilirken, Cumhurbaşkanh-
ğı Genel Sekreterliği'nde gö-
revli bir başdanışmana 1 mil-
yar 704 milyon lira emekli ay-
lığı bağlanabiliyor. Bir bakan-
lıktaki müsteşar yardımcısı ve
genel müdür 1 milyar 503 mil-
yon lira emekli aylığı alabilir-
ken, TRT'de bir genel müdür
yardımcısına 1 milyar 578 mil-
yon liralık emekli aylığı bağ-
lanabiliyor.
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
İkramiye...
Bayramlar konuklara "ikram" günleridir.
Bayramda gelen konuklara, yaşlarına göre çi-
kolata, tatlı, şeker gibi ağız tadı olacak "ikram"lar-
da bulunulur.
Bazı kuruluşlarda "bayram ikramiyesi" verilirdi.
Bu da bayramlann daha tatlı geçmesine yardım
eder. Belki bu geleneği sürdüren kurumlar günü-
müzde de vardır.
Aklım, "ikramiye" sözcüğüne takıldı.
"Ikramiye". devlette ya da şirketlerde belli sü-
relerde çalışanlara verilen bir yaşam desteğidir. Yir-
mı beş ya da otuz yılın, kimi zaman daha da uzun
sürelerin sonunda verilen toplu para, yeni bir dö-
nemin başında çalışana olanak veren bir destek
olmuştur.
Ama neden "ikramiye?" Kim, kime neyi ikram
eder? Neden yıllarca çalışan kişi çalışmalarının
sonunda "yıllarca verdiği emeğin karşılığı olan bir
hakkı", birisinin "ikramı" olarak alır?
"Ikramiye" sozcüğünde pek hak edilmemiş ama
yüce gönüllü birisinin gönlünden kopmuş da ver-
miş gibisinden bir anlam yok mu?
Piyango biletlerinden çıkan "ikramiye"nm anla-
şılır bir yanı var, orada bir hak ediş değil de kişi-
nin şansına çıkmış bir rastlantı var. Ama 25-30 yı-
lı geçmiş hizmetin karşılığında verilen toplu para-
nın "bahşiş" ya da "inayet" arasında bir yerde sa-
yılması neyi açıklıyor?
Bu sözcükte "hak edilmiş emek" ile "eşitlik"
kavramlannın hiçbirzaman yerineoturmadığı Do-
"Doğu kültürû"r\ün temeli imparatorlukla dinin
yoğunlaştırdığı "kul olma psikolojisi"ne dayandı-
ğı için, ınsanlarda "eşitlikiçindeyaşama"gibi "hak
ettiğini elde etme" gibi çağdaş kavramlara yaban-
cı davranışları geliştirmektedir, bu davranışları
olumlamaktadır.
Gene aynı nedenlerle içinde yaşadığımız kültür,
"başanlı olmak isteyen insana destek verme" ye-
rine, "yoksulları koruma" anlayışını öncelemekte-
dir. Oysa bu iki kavram birbirinden çok farklı tu-
tumlar demektir.
"Başanlı olmak isteyen insana destek verme"
düşüncesinde "başanlı olmak isteyen insan " ön
plandadır. Bu anlayışta, "yoksulun gözetilip korun-
ması" değil, "kişinin yoksulluktan kurtulma iste-
ği ve çabasının dsteklenmesi" vardır.
"Gözetilip korunan yoksul", pasif bir sosyal var-
lıktır, kendi durumuna ilişkin bir iç görüsü yoktur,
değerfendirmesi yoktur, bu durumdan duyduğu ra-
hatsızlık da giderek ortadan kalkmıştır. Durumu-
nu değıştirmeye ilişkin bir niyeti, bu niyeti gerçek-
leştirme çabası yoktur. Onun yapacağı tek şey, yok-
sulluğunu öne sürüp gözetilmeyi ve korunmayı
beklemektır.
"Hayatını değiştirmek isteyen insan " ise aktif bir
sosyal varlıktır, kendi durumunu bilmekte, beğen-
memekte, değiştirmek istemektedir. Bu durumdan
rahatsızlık duymaktadır, bunu kendine ve çevre-
sine açıklamaktadır. Durumunu değiştirmeye iliş-
kin niyeti kararlılığa dönüşmüştür ve buna ilişkin
çabalan göstermeye hazırdır. Bu insana destek ver-
mek, onunla dayanışma içine girmek, ona ola-
naklar sağlamak, seçenekler göstermek, yapıl-
ması gereken en doğru iştir.
Geleneksel toplumların kültürü "zenginler ve
yoksullar" olgusu üzerine temellenmiştir, bu olgu-
yu irdelemez, sorgulamaz, eleştirmez. Zenginleri
"yoksullan gözetip koruma" ile görevlendirir, bu-
nun hayır işlemek olduğunu vurgular. Yoksullara
da zenginleri kıskanmamayı, onlara itaat edip yar-
dımlannı almayı öğütler. Bu toplumlarda "sadaka",
"bahşiş", "ikramiye". "culusiye" gibi yukarlarda
duranlann gönlünden kopan para verme biçimle-
ri vardır.
Çağdaş birtoplumda ise "zenginin neden zen-
gin olduğu", "yoksulun neden yoksul olduğu" ir-
delenir, sorgulanır, eleştirilir. Böyle birtoplumun ama-
cı, "herkesin hak ettiğini kazanması", "hak ede-
rek kazanma fırsatında herkesin eşit olduğu" bir
düzenin kurulmasıdır. Böyle bir toplum henüz ne
Doğu'da vardır ne de Batı'da. Ama insanca bir top-
lum böyle olacaktır. Bu topluma vanncaya kadar
yapılması gereken de "yoksullann gözetilip korvn-
ması" değil. "yaşammı değiştirmek isteyen insa-
na sosyal destek sağlaması"dır.
Çünkü, "yoksullanngözetilipkorunması", yok-
sulluğu kurumsallaştırır ve haklı bir durum olarak
onaylar. Oysa. "yaşammı değiştirmek isteyen ki-
şiye destek vermek", çaba gösteren insanın des-
teklenmesini sıstemleştirir ve "insan çabası"n\
ödüllendirir.
Ya insanlar hiç çaba göstermiyorlar ve hep baş-
kalanndan bekliyorlarsa?
Onlara yapılacak en doğru destek, durumları-
nın neden değişmeyeceğini açıklamak ve onların
bu durumu hak ettiklerini onlara anlatmaktır.
Kendini kurtarmak istemeyeni hiç kimse kurta-
ramaz.
e-mail: erdalatakfa superonline.com
Faks:0 212-513 90 98
ATO Başkanı Aygün:
ABD Türkiye'ye
ambargo uyguluyor
ANKAR\ (Cumhu-
riyet Bürosu) - .Ankara
Ticaret Odası (ATO)
Başkanı Sinan Aygün,
ABD yönetiminin
Irak'a uyguladığı am-
bargonun Türkiye'ye
50-60 milyar dolara
mal olduğunu belirte-
rek "Dış ticaret açığın-
daki diğer olumsuz et-
kiler de göz önüne ahn-
(hğmda Amerika Irak'a
değil, Türkiye'ye am-
bargo uygulainaktadır
t>
dedi. Aygün, 25-26 Şu-
bat'ta yapılacak Türki-
ye-ABD Ortak Ekono-
mik Komisyon toplan-
tısından da umutlu ol-
madığını söyledi.
Aygün, dün yaptığı
yazılı açıklamada, Kör-
fez bunalımının ardm-
dan Irak'a uygulanan
ambargonun Türki-
ye'ye ekonomik ve sos-
yal sıkıntılaryaşattığı-
nı kaydetti. ABD'nin,
Ürdün'e sağlanan
Irak'la ayncalıklı tica-
ret hakkından Türki-
ye'nin yararlanma is-
temlerini de olumlu
karşılamadığını anla-
tan Aygün. "Türkiye
bundan faydalanmadı-
ğı gibi sh^sal ve ekono-
mik konularda Ameri-
ka yanında yer alarak
kaybetme\e devam et-
mektedir''dedi. *