Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2002 ÇARŞAMBA
HABERLER
Sezer'den
Alevitere destek
• ANKARA (ANKA) -
Cumhurbaşkaru Ahmet
Necdet Sezer'in, Anayasa
Mahkemesi üyesiyken
1995 yılında görüşülen
bir davada, bugün
Alevilere destek
olabüecek bir yorumla,
anayasaya aykın olduğu
gerekçesiyle nüfus
cüzdanlanndaki 'dın'
bölümünün çıkartılması
yönünde oy kullandığı
saptandı. Sezer, savaş ve
olağanüstü hallerde dahi
kimsenin dinini
açıklamak zorunda
bırakılamayacağını
bildirdi.
Keskin hakkmda
bir dava daha
• tstanbul Haber Servisi
-IstanbulDGM
Cumhuriyet Savcısı Kadir
Nazmi Yelkenci, 'Kadına
Yönelik Şiddet' konulu
panelde yaptığı
konuşmada bölücülük
propagandası yaptığı
iddiasıyla ÎHD tstanbul
Şube Başkanı Avukat
Eren Keskin hakkında
dava açtı. Son davayla
birlikte Keskin hakkında
açılan davalann sayısi
80'e ulaştı. Keskin
hakkındaki davanın ilk
duruşması 11 Nisan'da
Istanbul 1 No'lu DGM'de
görülecek.
kıruluş yıklönümü
• AMCARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Halkevleri Genel Başkanı
Rıza Ilıman,
halkevlerinin
kapanmasının, Türk
kültür ve sosyal tarihinde
bir kara leke olduğunu
befirtti. Halkevlerinin 70.
kuruluş yıldönümü
nedeniyle mesaj
yayımlayan Ilıman. 19
Şubat 1932'dekurulan
halkevlerinin, bilimde,
sanatta, kültürde ve
çağdaşlık yolunda önemli
atıhmlar yaptığını belirtti.
PKK şantajma
dava açıldı
• ANKARA (AA)-
Ankara Cumhuriyet
Başsavcıhğı, terör örgütü
PKK'nin adını kıülanarak
Ankara Hilton Oteli'nin
müdürü Serhan Dora'dan
tehditle para isteyen polis
memuru Yılmaz Murat ve
arkadaşı Sadettin Çapan
hakkında dava açtı.
Iddianamede, polis
memuru Yılmaz Murat
hakkında "yağmaya eksik
teşebbüs" suçundan 20
yıla kadar, Sadettin Çapan
hakkında da "yağmaya
eksik teşebbüse işrirak ve
özel belgede sahtecilik"
suçlanndan 13 yıla kadar
ağır hapis cezası talep
edildi.
Alevi ve Bektaşi kuruluşlannın demek kapatmaya tepkileri sürüyor:
Diyanet 'fetva' verditstanbul Haber Servisi - Alevi ve
Bektaşi Kuruluşları Birliği Kültür Der-
neği'nin adındaki "Alevi" sözcüğü ne-
deniyle kapatılması karanna tepkiler
artarak sürüyor. Alevi kuruluşlan, der-
neğin kapatılması karannın Diyanet tş-
leri Başkanlığrnın fetvası sonucu ve-
rildiğini savunarak, Alevilerin azınlık
olmadığını belirttiler.
Basel ve Çevresi Alevi-Bektaşi Kül-
tür Birliği adına açıklama yapan eski
îsviçre Alevi Birlikleri Federasyonu
Genel Başkanı Hulusi Yıldız, Alevile-
rin inanç ve kültürlerini yaşatmak adı-
na örgütlendiğini vurguladı. Anaya-
AB'den Türkiye'ye mesaj:
sanın 24. maddesinde yer alan "Her-
kes viedan, dini inanç ve kanaat hiir-
riyetine sahiptir" ıbaresinin, Diyanet
îşleri'ne bağlı görevlilerin hutbelen
ve fetvalan sonucu çiğnendığıni ifa-
de eden Yıldız, "Hakkımızda ileri sü-
rükn 'bölücülük' iddialanm şiddeüe
kmıyoruz" dedi.
Isteklerinin "işleyen bir demokra-
si" olduğunu kaydeden Yıldız, "Kesi-
len vergüerirnizin Diyanet'e değil, esir-
geme kurumlanna, eğitim amaçh ku-
rumlara verilmesini talep ediyoruz.
Her inancın korunması. kendi kendi-
ni fînanse etmesi, Diyanet Işleri'nin
devletin yönericihğinden derhal vaz-
geçmesini istiyoruz'1
dedi. Avrupa'da ör-
gütlenen Alevi kurumlannın, yaşanan
olaylan Avrupa Insan Haklan Mahke-
mesı'ne taşıyacağını belırten Yıldız,
şöyledevametti: "Maraş, Çonım, Sı-
vas ve Gazi'de Alevi katiiamlarını tez-
gâhlayan. ka tiIJerin avukadığını yapan
gerici yobazlar bölücüdür. Cumhuri-
yeti ortaçağ karanbğma gömüp, şeri-
at devletini kurmak isteyen, başörtü-
sfinü siyasi amaçlanna alet edip okul-
larda olay çıkaranlar bölücüdür"
Alevi-Bektaşı Kültür Enstırusü'nden
yapılan açıklamada da kapatılma ka-
ranyla Alevilerin yok sayıldığı vur-
gulanarak Diyanet Işleri Başkanlı-
ğı 'nın Alevilen asimile etmeye çalış-
tığı kaydedildi. Açıklamada. "Devlet
taranndan inanılmaz olanaklaria do-
naülmış Diyanet Işleri Başkanhğı var-
ken ve tarikat şeyleri devlet katmda iti-
bar görürken, devletin rüm inançlara
eşit mesafede olduğunu söyiemek müm-
kîin değUdir" denildi.
Anadolu fnanç Önderleri Derneği
Başkanı Hıdır Bulut Dede ise Alevi-
lığin felsefe ve yaşam bıçimi olduğu-
nu belirterek Alevilerin din, dil, ırk
aynmı yapmadığını ifade etti.
Ankara, Fogg'un
güvenliğini
sağlamalıBRLIKSEL (AA) - Av-
rupa Bırlığı (AB) Komis-
yonu sözcüleri, dün yapı-
lan günlük olağan basın
toplantısında bir açıkla-
ma yaparak Türkiye'dekı
AB Temsilciliği'nin ve
personelinin "fizikiveüe-
tişim güvenliginin sağlan-
masmıistediklerini'' söy-
ledıler.
AB Komisyonu Sözcü-
sü Jonathan Faull. hiçbir
soru olmadan yapOğı açık-
lamaya, "Türkhe'dekigö-
revnlerimiznı çevresinde
olup bitenleri yorumla-
mak istiyonım'' diyerek
başladı. AB Temsilcisi
Fogg'un elektronik posta
mesajlannın ele geçiril-
mesim eleştiren sözcü, AB
Komisyonu'nun genişle-
meden sorumlu üyesi
Gfinter Verheugen'ın dün
sabah, Türkiye'nin AB
Daimi Temsilcisi Büyü-
kelçi Nihat Akyol ıle bir
araya geldiğinı bildirdi.
"Bu,Türkyetküikre ik«>
len 4 söztü notfleKomis-
yon ve AB Dönem Baş-
kanhğı'nm Ankara nez-
dindeki daha önceki giri-
şimlerinin devamMnr" di-
yen Faull, Verheugen'uı
Mesut Yılmaz:
bu konuyu Dışışleri Baka-
nı Ismafl Cem ile de gö-
rüstüğünü, "gereğinde, AB
Komisyonu Başkanı Ro-
mano Prodrnin Başbakan
Bülent Ecevitflekonuşa-
cağuu" söyledi. "Tûrld-
ye'den, bu ülkedeld per-
sonelimizinfizikigüvenli-
ğinive haberteşmegüven-
liğinin sağlanmasını isti-
yoruz" diyen sözcü, "ge-
rektiği takdirde, delegas-
yonumuzunveTürkiyelde-
ki personetimizin güvenb-
ğbıi bizzat sağlamak için
her türlfl önlemi alacagB*
diye konuştu.
Verheugen'ın sözcüsü
Jean-Christophe Fiori de
bir ekleme yaparak "Tûrk
makamlanndan sadece
dekgasyorannuaıngüven-
Kğinin sağtanmasnu iste-
mekle kafanıyoruz, ekkt-
ronik posta mesajlannm
yayımlanmasını adü yol-
lardan önJemesini de isti-
yoruz" dedi.
AB Komisyonu kulis-
lerinde, dün sabahki gö-
rüşmede Türk Büyükel-
çi'nin Verheugen'a,
"Fogg'un geri çekflmesi-
nin yararh olacağı mesajı
verdiği" iddia ediliyor.
'Fogg sınır dışı edilsin'
e-postalar AB'den
sızmış olabilir
lstanbul Tabip Odas, 68'liler Birtigi Vakfı ve
Jeofîzik Mühendisleri Odası tstanbul
Şubesi'nin de aralannda bulunduğu çok
sayıda shil tophım kuruluşu Avrupa Birliği
(AB) Türkiye temsikisi Karen Fogg'un sınır
dıp edihnesüü istedL Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti (TGQ Lokaü'nde düzenlenen ortak
basın toplantısında STK'ler adına konuşan
Cumhuriyet Kadmlan Derneği tstanbul
Şubesi Sekreteri avukat Ayşegül Şahin, Karen
Fogg'un Türkiye akyhinde yılacı faahyederde
buhınduğunu betirttL Fogg'un
yaztşmalannda Cumhurbaşkanı'na hakaret
ettiğini savunan Şahin şöyie konuştu:
"E-posta yazışmalan Fogg'un yıkıa
faaByetlerinde bazı siyasetçL, bûrokrat ve
gazetecilerie işbuüği içinde olduğunu gösterdL
Uhısal birngunizi ve bağımsızhğımrzı ayakiar
altına almaya çanşan Fogg ve işbuükçiler
amaçlanna ulaşanıay acaktır. Cumhuriyet
savcdan, Fogg'un yazışnudannda adı geçen
kişiler hakkında derhal soruşturma
açmabdır." tstanbul Barosu Once Üke Çağdaş
AvukarJar Grubu Dönem Sözcüsü Aydın
Şahin de bu yaoşmalann yayimlanmasmın
suç ohnatbğûu ifade ederek "Bağunsız bir
ülkede yaşama hakkı bütün haklardan önce
gehnektedir" diye konuştu.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Yardımcısı MesutYümaz,
AB Temsilcisi Fogg'un
e-postalannın AB içen-
sinden sızdırılmış olabi-
leceğini söyledi. Yılmaz.
"Bunu yapanlar, Türkiye-
AB fljşldlerini sabote et-
mekistiyor"dedı
Yılmaz, CNN-Türk'te
yayımlanan Manşet prog-
ramında sorulan yanıtlar-
ken konuya ilişkın yargı
sürecini ancak Adalet Ba-
kanlığı'nın başlatabilece-
ğini, yayınlan da yargının
durdurabileceğini anım-
satarak: "Biz AB Komis-
yonu'nun genişlemeden
sorumhıüyesl Günter Ver-
heugenflede bu konuyu
görüştük. Bu yazışmaia-
rm basın yoluyla kamu-
oyuna aktanhnasL bunla-
rm mudakayasadışıyoDar-
dan temin edikügi anla-
mına gelmiyor. Bunlar
AB'den de sızmış olabflir.
Nereden temin edflcügi be-
Hrsizolduğu için bu konu-
dayapacagBmzbirşeyvok.
Eğeriddia edfldiğigibibn
yazışmalar devletin bir bi-
riminden intikaJ eftiyse,
bu Türkdevietinin bir ayı-
bıdır ve bir suçtur. Bu su-
çun devamnan önlenmesi
devletin görevidir. AB de
tepldsinde hakhdır" dedi.
Dışişleri Bakanhğı: îddialar ciddiyetten uzak ve gerçek dışı
tPttenBakan Cem 'esuç duyurusu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - îşçi Partisi
(tP) Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalcm.
Dışişleri Bakanı tsmail Cem ve bazı bakanlık
bürokratlan hakkında, AB Türkiye
Temsilcisi Karen Fogg ile gizli bilgi
alışverişinde bulunduklan iddiasıyla Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç
duyunısunda bulundu. Dışişleri
Bakanhğı'ndan yapılan açıklamada
"tddialar ciddiyetten uzak ve tümüyle gerçek
dışMhr" denildi. tP Genel Başkan Yardımcısı
Yalçın, savcıhğa dün verdiği dilekçede, AB
Türkiye Temsilcisi Fogg'un 24 Ağustos
2000"de Brüksel'e gönderdiği elektronik
postada, bir Dışişleri yetkilisine, "teamül
dışı" notlar gönderdığini anlattığını öne
sürdü. IP dilekçesinde, Fogg'un "Türkiye
hakkında hazuîayacaklan raporlar
konusunda Dışişleri Bakanhğı'ndan yeterti
bilgi alamayınca işe yarar bilgi elde etmek
için gizli hareket etmek zorunda kaktağmı
söylediği'' öne sürüldü.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Rıdvan Akar, bizim mesleğın ye-
tenekli ısimlerinden. Bize göre genç
kuşak gazetecilerden sayılır. "Varlık
Vergisi" ve "lstanbul"un Son Sür-
günleri" başlıklı araştırma kitaplan,
unutulup giden bir dönemi gözler
önüne seren çalışmalar. Özellikle "Is-
tanbul'un Son Sürgünleri" kitabı,
1964 yılında bir gecede Türkıye'yi
terk etmeleri istenen Rumlann acık-
lı öyküsünü belgeleriyle ortaya ko-
yar. Çokyakın birtarih olmasınarağ-
men az bilinen bir sürgündür bu.
Rıdvan başarılı bir televizyoncu.
32. Gün'de yaptığı çalışmaların bir-
çoğu birer belgesel değerinde. Rıd-
van, bu işleri yaparken, gazetecilik için
oradan oraya koştururken bir de ro-
man yazdığını söylüyordu. Sonunda
bu roman ortaya çıktı ve yayımlandı.
Severek ve hızla okudum. Rıdvan
beklendiği gibi siyasi bir kitap yazmış-
tı. Bırcinayetinpeşınedüşmüşvebir
polisiye lezzeti içinde hikâyeyi kurgu-
larnıştı. Polisiye tarzındayazıldığı için,
Bir Irkçının İhaneti
merak romanın sonuna kadar ayak-
ta kalıyor. Romanın ilginç yönlerinden
birisi de baş kahramanının gazeteci
olması. Gazeteci, bir hafiye merakıy-
la 1944'lerden kalma olduğu anlaşı-
lan ırkçılar arası bir hesaplaşmanın yol
açtığı cinayetı araştınyor. Bu araştır-
ma, okuyucuyu Ikınci Dünya Savaşı
Türkiye'sine götürüyor.
Ikincı Dünya Savaşı'ndaki ırkçı-fa-
şist anlayışın kafatası ölçtüğünü bi-
lirdik. Roman, bunu belgeleriyle, bi-
rinci elden tanıklıklaria gözler önüne
seriyor. Romanda adı geçen ve ger-
çek hayatta var olan ırkçılar, ellerin-
de soy ağaçları, bırbirlerine Türk ol-
duklarını kanıtlamaya çalışıyorlar.
Bunların hepsi de o dönemin belge-
leri içinde, yazılarda yer alıyor.
• • •
Romanın dramatık kurgusunu güç-
lendiren önemli olgulardan binsi de
gazeteci Ferit ile Rum kızı Eleni ara-
sındaki aşk ve o dönemde Yunan uy-
ruklu Rumların başına gelenler. "Va-
tandaş Türkçe Konuş" kampanyala-
n nedeniyle tutuklanan azınlık yurt-
taşlann çektikleri, tartaklanan ınsan-
lann acıları, bir tarihsel gerçekliğe
dıkkat çekiyor. 1964 yılında Kıbrıs
bunalımı Istanbul'daki Rumlann ha-
yatını altüst ediyor. Lozan Antlaşma-
sı sırasındaTürkiye'de yaşayan Rum-
lann bir kısmı Yunan uyruğunu seçi-
yor, bir kısmı Türk uyruğunda kalı-
yor. Bunlar arasında bir ayrım yapı-
lamayacağı da o zaman garanti altı-
na alınıyor.
Ancak Kıbns bunalımı her şeyi de-
ğiştiriyor Yunan uyruklu Rumlar bir
gecede mallarını mülklerini Türki-
ye'de bıraktınlarak sınır dışı ediliyor-
lar.
Aileler parçalanıyor ya da aralann-
da Yunan uyruklu olan Rum aileler par-
çalanmamak için topluca Türkiye'yi
terk etmek zorunda kahyorlar.
Akıcı bir dille yazılan "Bir Irkçının
İhaneti" Doğan Kitap'tan çıktı. Keyif-
le okuyacağınıza inanıyorum.
•••
Ayla Selek'in ölümü...
Ayla Selek'in ölüm haberini aldı-
ğımda Istanbul'da değildim. 0nun
yıllarca ne buyük acılar çektığinin ta-
nığıyım. Avukat Alp Selek'in eşi, Pı-
nar Selek'in annesiydi. TİP Izmir mil-
letvekili Cemal Hakkı Selek'in de
gelini. Bunun ne anlama geldiğinı tah-
min edebilirsiniz. TlP'ın gördüğü bü-
tün baskılar Selek aılesine yansıdı.
Alp Selek tutuklandı, tutuksuz oldu-
ğu zaman ise arkadaşlarının davala-
rının peşinde koştu. Ardından kızı Pı-
nar'ın başına gelenlen göğüslemeye
çalıştı Ayla Selek.
Duyarlı bırinsandı. Pınarcezaevin-
deyken, Ayla Hanım'la telefonla dert-
leşirdik. Yüreğınin ne kadar yandığı-
nı biliyorum. Pınar'la ilgili çtkan herya-
lan yanhş haber onun yüreğini hop-
latırdı. Bu kadar acıya kim dayana-
bilirdi ki? Ayla Selek henüz 64 yaşın-
daydı. Bu 64 yıllık yaşamın 40 yıla
yakın bir dönemi karakol ve hapisha-
ne kapılarında geçmişti.
Son dönemde kalbinın teklediğini
duyuyorduk. Artık eczacılık mesleği-
ni de yürütemeyecek kadar hastalan-
mıştı. Ayla Selek'in cenazesine de
katılamadım. Onun gerçekte bir cına-
yete kurban gittiğini düşünüyorum.
Acımasızhktan, muhalif olana göz
açtırmamaktan beslenen çok ağır bir
yük binmişti omuzlanna. En son 19
Aralık cezaevi operasyonuna tanık
oldu. Kızının hayatta kalıp kalmadı-
ğını günlerce öğrenemedi. Ayla Se-
lek'ı öldürdüler. Alp, Pınar ve Seyda
Selek'e başsağlığı diliyorum. Acıla-
rı hepimizin ortak acısı.
GLOBALPOLÎTIKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
'Radikal Menkez'
Buhar Olurken
Avrupa'da muhafazakâr partiler yeniden toparian-
maya, toplumsal tabanlannı güçlendirmeye başladı-
lar. Buna karşılık, hem işçi hareketınde hem de ge-
nel olarak küreselleşme ve savaş karşıtı harekette bir
yükselme var. Blair ve Schröder beyefendilerın pek
sevdiği "radikal merkez" ise hızla buharlaşıyor.
Muhafazakârlann dönüşü
Ispanya'dan Iskandinavya'ya kadar muhafazakâr
partiler, "sosyal demokrat" partilerin hükümetlerini bi-
rer birer devirerek iktıdara geliyorlar. 2000 başında
Avusturya'da neo-faşist Özgürlük Partisi ni de içe-
ren bir muhafazakâr koalisyon iktıdar oldu. Aynı yıl
Ispanya'da, Aznar'ın muhafazakâr (neo-liberal) Halk
Partisi, genel seçimlerde Sosyalist Parti'yi hezime-
te uğratarak iktidarda kaldı. 2001 yılında. bir başka
muhafazakâr ve neo-faşist partiler koalisyonu Ital-
ya'da Berlusconi'nın önderliğınde iktidara geldi. Er-
tesi yıl, bu kez Norveç'te merkez sağ bir koalisyon,
yabancı düşmanı Carl Hagen'ın lleıieme Partisi'nin
desteğiyle İşçi Partisi hükumetini devırdi. 2001 yılı-
nın sonunda Danimarka da bir sağ partiler koalis-
yonu iktidara geldi. Aşırı sağcı ve ırkçı Danimarka
Halkının Partisi seçimlerde üçüncü sıraya yükseldi.
Bu yıl Almanya ve Fransa'da başkanlık seçimle-
ri var. Almanyada muhfazakâr partiler koalisyonunun
yabancı düşmanı bıradayı var: Stroiber Stroiber'in
koalisyonu kamuoyu yoklamalannda haJen Schröder'in
koalisyonuna göre yüzde 5 onde görünüyor. Fransa'da
Jacques Chirac, sosyalist Jospin'i zorlayacak gibi
görünüyor. Chirac'ın yeniden seçilmesi halinde, sa-
ğın kazanacağı momentum belediye ve meclis se-
çimlerinde bir zafere dönüşebilir. Bu arada neo-fa-
şist aday Le Pen'in "reytıngı"yeniden artıyor.
III. Yol denince akla öncelikle Ingiltere ve Tony Bla-
ir gelir. Blair geçen sene ikinci kez seçimleri kazandı
ama bunda kendi popülaritesınden daha çok, Mu-
hafazakâr Partı'nin dağınıklığı büyük rol oynadı. Se-
çimlerden bu yana dinrneyen skandallann gözler önü-
ne serdiği hükümet-büyük sermaye ilişkileri, Blair'i des-
tekleyen köşe yazarlannın bile tepkisini çekmeye
başlamıştı. Pazar günü The Indepertdent'ten Ste-
ve Richards, "Blair'in büyük şırketlerie aşkı kontrol-
den çıkıyor mu" diye sorarken, The Observer'den
Andrevv Rawndstey'nin köşesinin başlığı 'Blair'in Yol-
suzluklan" idi. Bir zamanlar Blair'i destekleyen bır-
çokyazar,"///. yb/"un artık anlamının kalmadığını, ge-
leneksel politikalara geri dönülmesı gerektiğini savu-
nuyorlar. Bu sırada sendikalarda yenı, mücadeleci bir
ruhun canlanması, önemli sendikaların başına genç,
sosyalist eğilimli, militan yöneticilerin gelmeye baş-
laması İşçi Partisi lıderliğınde huzursuzluk yaratıyor.
Muhafazakâr Parti'yse nihayet ciddiye alınabilecek
bir lider etrafında toparlanmaya başladı.
Iç ve dış nedenler
Muhafazakâr partilerin canlanmaya başlamasının
arkasında iki etken var. Birincisi, geçen dönemde
Blair, Schröder, diğer sosyal demokrat partiler, seç-
mene verdikleri sözlen, ekonomik koşullar henüz uy-
gunken yerine getiremediler. Hepsi birer neo-liberal
muhafazakâr parti gibi davranarak, iş çevrelerininta-
leplerine öncelik verdiler. Ingiltere örneğinde olduğu
gibi de ış çevrelerine verdikleri destekler ve karşılı-
ğında aidıkları bağışlar normal siyasi ilişkilerin sınır-
larını aşmaya, bir "eş dost" kapitalizmıne dönüşme-
ye başladı. Ekonomik durgunluk gelip kapıya daya-
nınca işsizlik artmaya başladı; yabancı düşmanlığı güç-
leniyor. Bu konuda programlan "sağlam" muhafaza-
kâr partilere ilgi yeniden artıyor. Sosyal demokrat
partiler de bu trene atlamaya çalışıyorlar. Ömeğin, In-
giltere'de içişleri bakanı, vatandaş adaylannaıngiliz-
ce ve vatandaşlık sınavı getirecegini, kimi etnik grup-
ların artık kendi ülkelerinden gelin getirmeleri gele-
rteğine son vermeleri gerektiğini açıklıyor. Böyleceya-
bancılara karşı önyargılan güçlenmeye devam edi-
yor.
Muhafazakâr partilerin güçtenmesine katkıda bu-
lunan bir diğer gelişme de Avrupa Birliği sürecı. Bu-
nun ulusal ekonomi politjkaianna getirdiğilstikrar Pak-
tı gibi kısıtlamalar, işsizlik arttıkça, muhafazakâr par-
tilerin kolaylıkla faydalanabileceği, milliyetçi duyarlı-
lıklar, etnik önyargılar güçlü bir hoşnutsuzluk alanı ya-
ratıyor. Nihayet, 11 Eylül'den sonra başlayan süreç
içinde yükselen "medeniyetler savaşı" söylemi ve
paranoyak ortam, Avrupa seçmeninde hem yaban-
cı düşmanlığını daha da körükledi hem de güvenlik
şorunlannı öne çıkardı. Böylece yabancılar ve güven-
lik konulannda özellikle duyarlı kesimler, bu konula-
rın uzmanı muhafazakâr partilere geri dönerken "ra-
dikal merkez" de giderek buhar oluyor.
özetle, III. Yol stratejisi, hükümete geldi, uygulan-
dı. Uygulamaları muhafazakâr partilerin uygulama-
lanndan farklı olmadı; genış halk kitlelerinın değil, sı-
nırlı sayıdaki, uluslararası dev şirketin ekmeğine yağ
sürdü. Şimdi III. Yol partilerinin tabanında bir düş kı-
nklığı söz konusu. Desteklerini muhafazakâr partiler-
den geçici olarak III. Yol'a kaydırmış olan tabakalar
ait oldukları yere geri dönüyoriar. Bu tabakalan çek-
mek için geleneksel işçi sınıfı tabanını, sendikal iliş-
kiterini feda etmiş olan III. Yol'un, ömeğin ingiltere'de,
ekonomik koşulların da etkisiyle sınrf çelişkilerinin
keskinleşmeye, militan, ekonomik ve siyasi, ulusal ve
uluslararası soıtınlar arasında bağ kurmayı beceren
(hem neo-liberalizme hem savaşa karşı) bir kesimin
sendikalarda liderliğe yükselmeye başladığı koşullar-
da giderek aitının boşaldığı görülüyor. III. Yol büyük
zaman ve enerji kaybına neden olmakla kalmadı, mu-
hafazakâr partilerin, hem de savaş rüzgârlannın es-
tiği, özgürfüklerin kısrtlanmaya başlandığı bir ortam-
da güçlenmelerine zemin hazıriadı. Sol bu deneyim-
den bir şeyler öğrendi mi acaba?
TÜRK ŞtLAHLI KUVVETLERİ'Nt
GUÇLENDtRME VAKFI
KURBAN BAVRAAİINIZI
EN t\1 DtLEKLERLE KUTLAR
SAĞLIK VE MLTLLLUKLAR DİLER.
DAHA GÜÇLÜ BİR ORDU İÇÎN VAKIF; HER
TÜRLÜ MENKUL, GAYRİMENKUL VT NAKİT
BAĞIŞLARINIZI KABUL EDER.
VAKFIN BANKA BAĞIŞ HESAP NLMARALARI
YURT tÇt TÜRK LİRASI
T.C Zıraat Baakası Gü%ene\ler
Ankara Şubesi 310838 numaralı hesap
T tş Bankası GüvenevleAnkara Şubesi 194808 numaralı
hesap
Vakıflar Bankası Kavaklıdere
Ankara Şubesi 2028491 numaralı hesap
YURT İÇİ - YURT DIŞI
AMERİKAN DOLARI
TC Zıraat Bankası Gu\enev ler
Ankara Şubesi 310865 numaralı hesap
T Iş Bankası Güvene\ler
Ankara Şubesi 359496 numaralı hesap