Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15ŞUBAT2002CUMA
HABERLER
DUTVYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Tayyip Erdoğan Hiç
Değişmemiş, Değişmez de
Ortaçağda Avrupa'daki kral adayları, karlı
dağları aşıp papaya yüz sürerlerdi, iktidar yol-
larını açrnak için.
Çağımızda, iktidar adayları Atlantik'i aşarak
ürtraliberal küreselleşrnenin ABD'de mukim pis-
koposlarına yüz sürüyorlar, yollarını açabilmek
için.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan,
çağın iktidar adaylığı farizasını yerine getirdik-
ten sonra, basının önüne aynntılı birşekilde Ha-
berTürk'te çıktı.
Çok kişi merak ediyordu Recep Tayyip Bey'in
değişip değişmediğini, benim de aralannda bu-
lunduğum kimileri de meraklarını daha çok T.
Erdoğan'ın politikasının finansal kaynağına odak-
landırmışlardı.
Türkiye'deki gerçek bir demokrasi olmadığı
için, siyasal partilerin finansal dayanaklarının
şeffaflığı da söz konusu değildir ve bu yüzden
bu meşru merakın giderilmesi, kimin nereden
mali destek bulduğunun bilinmesi, bilinse bile
ispat edilebilmesi mümkün değildir.
Gelelim ilk konuya... Recep Tayyip Erdoğan
değişti mi?
AKP Genel Başkanı, partisinin öncekilerden
daha değişik bir görüntüye sahip olmasını isti-
yor. Burası kesin.
Ama o aynı zamanda, kendi gerçek çekirdek
tabanının eski söylemlerinin peşinde olduğunu
biliyor ve bunu kaybetmek istemiyor.
Onun istediği; hem çekirdek tabanı elden ka-
çırmamak hem de hoşnutsuzluğun savurduğu
geniş topluluklann mümkün olduğu kadar ço-
ğunu kendi partisi çevresinde toplamak.
•••
Tayyip Bey, şimdi tabanına değişmediğinin
mesajını vermek üzere alkol yasağını attı orta-
ya
Iktidara geldiği zaman alkolü yasaklayacağı-
nt söyledi, sonra da bunu kamuya ait yerlerte
sınırlayarak tavzih etti.
Mantığı da şu: "Ben bunu öne sürerim, oy-
lann çoğunluğunu alırsam iktidara gelip uygu-
lanm."
Işte size Tayyip Bey'in değişmediğinin kanı-
tı. O yüzde 51 'e sahip olanın, öbür yüzde 49'a
her istediğini yaptırabileceğini düşünüyor. De-
mokrasi görüşü bu.
Hatta iktidar partisindeyken oylann yalnızca
yüzde 22'sine sahip olduğu halde, öbür yüzde
78'e istediklerini yaptırmaya kalkışmışlar ve
sonlannın ne olduğunu da görmüşlerdi.
Tayyip Erdoğan'ın içki içilmesiniyasaklayaca-
ğı kamu mahalleri içinde bu kez orduevleri de
yer alıyormuş.
Ne dersiniz?
• • •
Neyse bırakalım bu kuru gürüttüye kulak ver-
meyi de bir değişim öyküsüyle bitirelim yazıyı.
Sovyetler Birliği döneminde, Polonyalı Pollak
ile Rus Ivan sınırda yan yana tarlalarını süruyor-
larmış.
Pollak, buyurgan Ivan'a çekine çekine soımuş:
- Ivan Dayı, sosyalizm iyi, biliyorum da, şu di-
yalektiği anlayamıyorum.
Ivan bilgiç bir tavırla "Anlatayım" demiş, pi-
posunu doldurup başlamış:
- Bak, sen şimdi tarianı sürüyorsun, sonra
yaşlanacaksın, sonra hastalanacaksın, günün
birinde de öleceksin...
- Heyhat, kader, demiş Pollak.
Ivan sürdürmüş:
- Sonra ben seni gömeceğim.
Ironi dolu bir hınçla, "Gömersin, gömersin
Ivan Dayı" demiş Pollak.
Ivan aldırmadan sürdürmüş:
- Sonra mezarının üzerinde otlar bitecek, bir
inek gelip o otlan yiyecek...
- Eeee, demiş Pollak.
- Eeesi, sonra inek şu yolu pisleyecek, ben
de o pisliğe bakıp "Hayret, amma değişmişsin
Pollak" diyeceğim. Işte diyalektik budur...
Kızdığını belli etmemiş Pollak,
- Anladım galiba, ben de bir daha anlatayım
mı Ivan Dayı, demiş.
Başını sallamış Ivan.
Pollak anlatmaya koyulmuş, her aşamada
Ivan Dayı'dan bir "aferin" alıyormuş.
öyküyü bağlamış Pollak:
- Sonra seni mezara koyacağız Ivan Dayı,
mezannın üstünde otlar bitecek, inek gelip on-
lan yiyecek, sonra şu yolun ortasına pisleyecek
ve ben de pisliğe bakıp "Hayret, Ivan Dayı val-
lahi hiç değişmemişsin" diyeceğim.
Hikmet ÇETİNKAYA
İRTİCANIN KARA YÜZÜ
*Jüm
G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k
Tel: 0212-512 42 19 FakS: 512 11 72
Verheugen, Türkiye'den ölüm cezasının kaldırılması ve eğitim hakkı konulannda reform istedi
AB'ye gkmenin2koşuluANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AB Komisyonu'nun genişlemeden
sorumlu üyesi Günter Verheugen,
Türkiye'nin üyelik müzakerelerine
ba^lamak için siyasi kriterleri mutla-
ka yerine getirmesi gerektiğini bil-
dirdi. Türk Ceza Yasası'nın (TCY)
312. ve 159. maddelerinde yapılan
değişiklikJeri yeterli olmasa da olum-
lu bulduklarını kaydeden Verheugen,
"Türkiye'den beklediğimiz bir sonra-
ki adım. Ölüm cezası veeğitim gibi he-
nüz başlanmayan anayasal değişikfik-
leregecflmesT dedı. Verheugen, Tür-
kiye'nin taahhütlerinı yerine getir-
mesi durumunda, üyelik müzakere-
lerinin başlatılması konusunda ken-
dilerinden kaynaklanacak bir gecik-
me olmayacağı mesajını verdi.
AB sürecinde gerçekleştirilmesi
gereken reformJar ve uyum çalışma-
lannı incelemek üzere Türkiye'ye ge-
len Verheugen, Ankara'dan kısa va-
deli öncelikler için elini çabuk tut-
masını istedi. AB'den sorumlu Baş-
bakan Yardnncısı Mesut Yılmaz ile
Verheugen'ın görüşmelennin ardın-
dan AB yardımlannın Türkiye'den
yönetünine üişkin iki belgeye imza at-
tılar. Buna göre Türkiye. AB "nin ma-
li yardımlannın yönetilmesi amacıy-
la bir fon kuracak. AB programlan çer-
çevesinde Türkiye'de açılacak olan
ihaleler için bir merkezi finans ve
ihale birimi de oluşturulacak.
'Sorunlar aşılryor'
Başbakan Bülent Ecevif Verhe-
ugen'ı kabulünde kendisine hükü-
metteki uyumun sorulması üzenne.
"Koalisyon hükümetinde dönem dö-
nem sorunlann yaşandığııu, ancak bu
sorunlann aşılarak, koaiisyonun uyum
içinde çahşmasuu yürüttüğünü" kay-
detti. Verheugen, anayasa değişiklik-
lerinin takdirle karşılandığını, ancak
bunlann uygulanmasının da önemli
olduğunu belirterek. bunu yakından
izleyeceklerinin altını çizdi.
Bahçefi'den destek
Verheugea MHP lideri DevletBah-
çeH ile görüşmesinde partinın AB'ye
nasıl baktığını sordu. Bahçeli"nin de
yanıt olarak, "Biz Ulusal Program
çerçevesinde yükümlülüklerimizi so-
nıuıa kadar yerine getirmeye hazmz.
Bugüne kadar anlan adnnlarbize rağ-
men olmamışür. Ancak bizim de ba-
a hassasrvetlerimiz var. Hâlâ terör
tehdkü ile karşı karşryayız \e bazı mih-
raklar AB'yi siyasaJlaşma hedefleri
için araç olarak kullanıy or. Bu hassas
çEgrvisiflndegörmenizgerekhor''ya-
nıtını verdı.
Verheugen'ın Dışışleri Bakaru İsma-
il Cem ile görüşmesinde de, Türki-
ye'nin 2002 yılı sonunda müzakere-
lere başlama hedefı üzerinde duruldu.
Verheugea "topun Türkiye'de oldn-
ğunu" \urgularken, müzakerelere baş-
lamanın Ankara'nın sağlayacağı iler-
lemeye bagh olduğunu, kendilerinin
bunukolaylaştrmak için ellerinden ge-
leni yapacaklannı söyledi. Verhe-
ugen'ın verdiği mesajlar şöyle:
AB süred bir yanş değil: TCY'nin
312 ve 159. maddelerindeki değişik-
likleri yeterli olmasa da olumlu bu-
luyoruz. Bu aynen bir arabaya ben-
zer, sıfir milden yüz mile birkaç sa-
niyede çıkamazsınız.
Egitimveölüm cezasmdaadım aün:
Değişiklikler, ilerleme olarak görüle-
bilir, ancak AB uygulamalanna göre
hâlâ eksik. Türkiye'den beklediğimiz
bir sonraki adım, ölüm cezası ve eği-
tım gibi henüz başlanmayan anaya-
sal değişikliklere geçilmesi.
TürkheninABVekalacaklançok:
Türkiye'nin girişimiyle yapılan AB-
ÎKÖ buluşması, Avrupa'nın Türki-
ye'nin üye ohnasıyla alabıleceği de-
ğerleri gösterdi.
Müzakere tarihini Türkiye betirle-
yecek: Türkiye'yi AB üyesi olarak
görmek istyoruz. Müzakere tarihi ise
ülke içinde kaydedilecek gelişmele-
re bağlı. Bunlann başanlması halin-
de, ben kendi açımızdan tarihte erte-
leme olmayacağı sözünü verebilirim.
Kıbns'ta çözüme uyarrc Adada bir
çözümün olmasını istiyoruz, bunun
AB müktesebaüna uyması önemli de-
ğıl, AB çözüme paralel olarak mük-
tesebaünı uyarlayacaktır.
Terör listesi hassasiyetinizi bilryo-
ruz: AB terör listesini gözden geçi-
riyor. Bu konuda hassasiyetlerinizi
biliyoruz.
Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Linn: Türkiye 1.5 yıl öncesiyle aynı
Yatırım engellerikaldırılmalıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Dünya Bankası Başkan
Yardımcısı Jonannes Linn. Tür-
kiye'ye Kasım 2000'de geldi-
ğinde de benzeri konuşmaları
dinleyip benzeri bir konuşma
yaptığını belirterek Türiciye'nin
yabancı sermaye açısından 1.5
yıllık performansını beğenme-
diğini ortaya koydu. ABD An-
kara Büyükelçisi Robert Pfear-
son ise ABD'nin güçlü bir Tür-
kiye'ye ihtiyaç duyduğunu be-
lirterek "Böylesinetehlikelibir
bölgede, bu görevi ancak Tür-
kiye gerçekleştirebilir. Türldye,
güçlü ortak, güçlü müttefîk"
dedi.
Yabancı Sermaye Derneği
(YASED), TOBB ve Finans
Dünyası 'nın düzenlediği" Yaö-
rnnOrtamınınİyHeştirilmesive
Türkiye tçin Bir Tanıöm Mode-
H" konulu konferansın açılışın-
da Dünya Bankası Başkan Yar-
dımcısı Linn komışfu. Linn, 1.5
yıl öncesine göre Türkiye'de
ufak değişiklikler olduğunu be-
lirrirken hükümerin uygulama-
ya koyduğu yapısal reformlarla
yatınm ortamı için kurumsal te-
mellerin şu şekilde oluşturuldu-
ğunu anlattı:
"Bankacınk, telekomünikas-
yon ve enerji alanlanndaki yeni
kurunılar \ç yasal çerçeve şeffaf-
hğı arürmakta ve yabancı yab-
nmlar açısından mıınun kural-
lannı daha da nedeştirnor. Pi>3-
salar yabancılara açıhyor. Özel-
Kkle tarun sektörünün açıtanası
önemü yeni nrsatlar yaratmak-
tadır. Vbtsuzhıkla mücadele v«yö-
netişimi iyikştirmek için uygu-
lanan tedbûier, yaürımın önün-
deki gizli engelleri kaJdıracak."
Linn, Türkiye'nin yapısal re-
formlarda adımlar atmasına kar-
şın, özellıkle doğrudan yaban-
cı yatınmlan teşvikinde geride
kaldığını belirtti. Linn, AB pa-
zannda yer edinmek isteyen kü-
resel şirketleri de çekemeyen
Türkiye'nin gümrük birliği sü-
recinden yararlanamadığını vur-
guladı. Türkiye'ye Meksika gi-
bi yatınm mevzuatını yeniden
düzenlemesini öneren Linn,
Linn'in açıklamalan, Türkiye'nin yabancı sermaye açısından
yılhk performansuu beğenmediğini ortaya koydu. (Fotoğraf: AA)
"Özel sektörün güçlü biçimde
temsal ediktiği bagımsız biryaO-
run teş^ik kurumu, daha iyi ya-
tmm ortamı için kurumsal çer-
çeveyigüçlendirecek'' dedi. Tür-
kiye"de arazı alımı ve şirket yer-
leşimi 4 yıl sürerken, Meksi-
ka'da bu sürenin aylarla ifade
edildığine dikkat çeken Linn,
kafa kanşrıncı vergi düzenle-
melerinin engel olduğunu, ya-
bancı yatınmcılann yolsuzluk-
la mücadelenin önemine işaret
ettiklerini bildirdi. Linn. şahsi
mülkiyet haklannın iyileştiril-
mesi, yatınm prosedürünün ko-
laylaştınhnası gerektiğini söy-
ledi.
Konferansa konuk olarak ka-
tılan ABD Büyükelçisi Pearson,
çok önemli bir aşamaya gelen
Türkiye'deki reform programı-
nı yakından izleyip, destekle-
diklerini söyledi. Pearson, şun.-
lan dedi:
u
Bana göre Türkiye'nin teks-
tü kotalanartbnlmah. Türkiye,
ABD pazanna, tarifesiz olarak,
tekstü dışmdaki ürünlerle de gi-
rebUmelL Ancak, tekstil kotala-
ruun kaknnhnası durumunda,
ABD'de 100 bin kişflik istihdam
kaytn olur. Bu nedenle, Türki-
ye'nin yüksek teknolojih' ürün-
lere doğru ürün yelpazesini ge-
nişletmesini istiyoruz."
'Desteklemeye değer bulduğumuz bu projeyi yönetim kuruluna götüreceğiz'
Lmn, Ecevit'le köy-kent'i görüştü
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Dünya Bankası Başkan
Yardımcısı Johannes Linn, Dün-
ya Bankası'nın Türkiye'nin onay-
lanan 6.2 milyar dolarlık Hazi-
ran2000-Haziran 2003 dönemi-
ne ilişkin ülke yardım stratejisi
çerçevesindeki kaynağın arttınl-
masuıa gerek görüunediğini bil-
dirdi. Linn, Dünya Bankası tcra
Direktörleri toplantısırun bu ilk-
bahar sonuna doğru yapıhnası-
nın planlandığını söyledi. Linn,
Türkiye'nin Dünya Bankası'ndan
alacağı kredilerin serbest bu^-
kılacağı Icra Kurulu toplantısı
için tamamlanması gereken bir-
kaç adım bulunduğunu söyledi.
Dünya Bankası Başkan Yar-
w
• Linn, Türkiye'nin Dünya Bankası'ndan alacağı
kredilerin serbest bırakılacağı Icra Kurulu toplantısı için
tamamlanması gereken birkaç adun bulunduğunu söyledi.
dımcısı Linn, dün Başbakan Bü-
lentEcevtt, Devlet Bakanı Kemal
Derviş ve Maliye Bakanı Sümer
Oral'la görüştü. Maliye Bakanı
Oral'la yapılan görüşmede, ver-
gi sisteminin değiştirilmesi ve
yabancı sermaye yatınmlan için
vergilerin gözden geçirilmesi ko-
nulan ele alındı. Ecevıt'le gö-
rüşmesi sonrasında Linn, "Yok-
sul köylerin bir ikisinin bir ara-
ya gelip karşıhkh işbnüği içinde
temel hizmeüeri abnası için yar-
dım almalanm ve beraberce ça-
hşmalaruuöngörüy^r" biçimın-
de tanımladığı köy-kentprojesi-
ni ele aldıklannı söyledi. Linn,
"Özeflflde Saym Başbakan'm şah-
sen ilgi duyduğu bir alan. Biz de
inceledikten sonra desteklemeye
değer bulduk, bu yıl içerisinde
yönetim kurulumuza bu projeyi
götürmeyi düşünüyoruz" dedi.
Dünya Bankası Başkanı Ja-
mes VVoUhenson' un son deprem-
den duyduğu üzüntüyü Ecevit'e
ilettiklerini belirten Linn, şöyle
konuştu: "Depreme karşı ted-
birlerin ahnması ve önleyici ça-
hşmalann yapıunası konusunda
gerekh"desteğivereceğinıizi befirt-
tik. Deprem sigortası kanunu-
nun çıkarnhnasının önemi üze-
rinde durduk. Benzerbirdeprem
meydana geldiğinde koordinas-
yon faaliy ederinin Başbakanuk
düzeyinde organize edflmesi, ka-
muyu bilgüendirme kampanya-
laruun gerçekleştirihnesi üzerin-
dedurduk.'' Linn, aralık ayından
beri bekletilen 1 milyar dolan
aşkın kredinin serbest bırakıl-
masınm görüşüleceği Dünya
Bankası Icra Direktörleri Kuru-
lu toplantısı öncesinde Türki-
ye'nin tamamlaması gereken bir-
kaç adım kaldığını söyledi. Linn,
Devlet Bakanı Derviş'le kredi
koşullannı görüştü.
Zekeriya Temizel'in yorumu:
LMF politikalan
çözüm değil
İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Solda
yeni oluşum çalışmalannda yer alan
Zekeriya Temizel, hedef ohnadan başanya
ulaşılamayacağını belirtirken IMF
politikalanrun sonuç venneyeceğini, halkı
daha büyük sorunlann bekJediğini söyledi.
DlSK'in 35. kuruluş yılı kutlamalan için
Izmir'e gelen Temizel, son döneme kadar
halkın. aile yapısı, büyük kentlere göçenlerin
toprakla bağlantısını koparmaması ve
KİT'lerüı varhğı nedeniyle krizlere ve
yoksulluğa direndiğüıi belirtirken "Arök bu
yapı dağrtıhnışür. DoIayTsryla dar gefirtileri,
çahşanlan, emekçileri, uygulanan IMF
politikalan sonucu daha da zor günler
beklemektedir. Krider daha da ciddi
gekcektir" dedi. Bugünkü sorunlann geçmiş
politikalardan da kaynaklandığını, yolsuzluk
ve soygunlarla daha da büyüdüğünü.
kaynaklann hayali ihracatlarla heba
edildiğini belirten Temizel şunlan söyledi:
"Istenilen zemin yaraobnca yabancılar
Türkiye ile oynaduar. Türkiye sıcak paraıun
merkezi oldu. Ama sonra bu sıcak para
ülkeyi terk ettL Şimdi IMFden aknan
paralarla borç ödeniyor. Borç ödenerek
krizden çıkurnaz. İ retim, istihdam gerektL"
Partililerden yoğun ilgi
CHP'de eğitim
çalışmalan
Istanbul Haber Servisi - CHP'de parti içi
eğitim çalışmalan sürüyor. CHP Genel
Merkezi'nin uzmanlan profesörler Oya
Arash, Gaye Erbatur, Yakup Kepenek ve
GüJdaJ Okuducu tarafindan eğitılen
eğitimciler bölgelerinde partilileri eğitiyor.
Eminönü Uçe Orgütü'nde eğitim çalışmalan
veren eğitimci-yazar Ataner Yıkünm, parti
içi eğitim çahşmalanndan partililerin çok
memnun kaldıklannı belirterek ikinci
dönem çahşmalannın 4. haftasına girildiğini
söyledi. Istanbul'da bugüne dek 300'e yakuı
kişinin parti içi eğitim aJdığını, bu kişilerin
de parti içi eğitim vereceklerini anlatan
Yıldınm, "CHP'nin tabanından parti içi
eğitim için yoğun istek \ar. Bu çahşmalar
örgütün motrvasyonunu artnnyor" dedi.
Parti içi eğitimde CHP'nin tarihi, kökleri ve
ideolojisi, partilerin işlevi, üyelik bilinci,
yurttaşlık bilinci, hak arama kültürü ve
iletişün konuian işleniyor. Parti içi eğitim
12haftasurecek.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.con
Alevi-Bektaşi Kuruluşlan Birtiği, Ale-
vi sözcüğünü kullandığı için kapatıldı.
Kararın gerekçesi, Aleviliğin bir mez-
hep ve dini terim olması. "Türkiye bir
çelişmelerülkesi'' cümlesinin çok bas-
makalıp bir ifade olduğunu biliyorum.
Yine de tam yerine oturuyor. Bir taraf-
ta dini inançları nedeniyle kamu ala-
nında içki yasağı uygulayacağını söy-
leyen birSunni-Hanefi parti lideri, öte
yanda Alevi dedıği için kapatılan der-
nekler.
Diyanet Işleri Başkanlığı bir Sünni-
Hanefi kuruluşudur. Devlet eliyle bir
mezbehin propagandasını yapar. La-
ik bir ülkede yapılmaması gerekeni
yapar. Başkanlığın yayımlandığı ya-
yınlan izleyin. Camilerde devlet memu-
ru olan imamların konuşmalannı din-
leyin, burasının bir Sünni-Hanefi ku-
rumu olduğunu görürsünüz. Aslında
devlet, inancı ilk olarak bu yolla kamu
alanına taşır.
Bu propagandanın etkisi, toplumu-
muzda köklü izler bırakıyor. 65 bin ca-
mide siz her gün bir mezhebin prapa-
İnancı Kamu Alanına Taşırsanız...
gandasını yaptınrsanız, siyasi Islamcı
da bunu kullanır. Tayyip Erdoğan, ne-
den kamuda içki yasağını savunma-
ya cesaret ediyor? Çünkü o her gün
camilerde, TV'lerde. gazetelerde ya-
pılan bu mezhep propagandasına gü-
veniyor, oradan güç alıyor.
• • •
Siz bu tartışmalan yaparken, yüzler-
ce yıldır inançlarını korumak için bü-
yük ve özverili bir kimlik kavgası ve-
ren Alevilere, "Eğersiz kimliğinizi ifa-
de eden dernek kurarsanız, bölücü-
iükyapmış olursunuz" deniyor. O za-
man da Aleviler sormazlar mı, "Bu
devlet benım devletim değil mi, be-
nim vergilerimle, benden de güç ala-
rak ayakta durmuyor mu?" Mezhep
propagandasına karşı ısenız, önce
devletın bu konudaki tercihinden vaz-
geçerek tarafsız davranması gerek-
miyor mu?
Tayyip Erdoğan'ın ''Iktidara gelirsek
içkiyi yasaklayacağız" sözleri aslında
siyasi Islamın gide gide bir arpa boyu
yol almadığını gösteriyor. Tayyip Erdo-
ğan inançlan gereği alkollü içki içme-
yebilir. Bu onun insani hakkıdır. Kim-
se ona neden böyle yapıyorsun, diye
bırşey dıyemez. Evinde bir davet ver-
diği zaman da alkollü içki ikram etme-
yebilir.
Sorun, kamualanındaçıkıyor. İnan-
cı kamu alanına taşımaya kalkarsanız
iş çığrından çıkar. Taleban neden iç-
kiyi, TV'yi yasaklıyor, kadınlan burka
altında yaşamaya mecbur ediyordu?
Islamiyeti yorumlayış biçimı nedeniy-
le. Talebancılar, Islamı böyle yorumlu-
yoriardı ve bu yorumu butün kamu
alanına yayıyorlardı. Tayyip Erdoğan da
aynı yolu izliyor.
Diyor ki, benim dini inancıma göre
içki günahtır. Buraya kadar birdiyece-
ğimiz yok. İçki günah olduğuna göre
ben devleti ele geçirirsem içkiyi kamu
alanındayasaklarım.
• • •
Tayyip Erdoğan, laikliği savundu-
ğunu, her türiü görüşe saygı duydu-
ğunu, farklılığı ve demokrasiyi benim-
sediğini söylüyor ve kendisine siyasi
Islamcı denilmesine ise itiraz ediyor.
Bunları öne sürdükten hemen sonra,
kendi inançlarını kamu alanına taşı-
yacağını ve bunu bir egemenlik hali-
ne dönüştüreceğini söylüyor. Beledi-
ye başkanlığı döneminde de bunu
yapmıştı. O zaman onun demokrasi,
laiklik iddialarına kim inanır? Onun si-
yasi Islamcı olmadığına kım inanır?
İçki yasağı basit bir şey değildir. İç-
ki yasağı birdayatmadır, birdespotizm-
dir. Bunu söyledikten sonra, artık onun
diğer söyledıklerinin hiçbir inandırıcı-
lığı kalmıyor. Buradaki amacı, eğer
hergün yapılan Sünni- Hanefi propa-
gandasına dayanmak ve buradan top-
lumdaki tutucu eğilimleri harekete ge-
çirip oy toplamaksa bunu yapabilir.
Fakat buradan ne demokrasi çıkar ne
de özgürlük; çıksa çıksa bağnazlık çı-
kar. içki yasağını kamu alanına taşıma
girişimi, ıçente fçmeyen arastnda bırge-
rilimi de kışkırtır ve demokrasi dışı zor-
lamalan güçlendırir.
Tayyip Erdoğan'ın bu fikirieri savun-
ması onun en tabii hakkı. Ancak, eğer
değiştiğini, demokrasiyi savunduğu-
nu, inançlara ve farklı düşüncelere
saygı gösterdiğinı iddia ediyorsa, ba-
zılarını kandırabılir ama söyledikleri
ancak totaliter rejimlerde olabilir, onu
bilsin.
Tayyip Erdoğan Taleban'ın temel
mantığını iyi incelesin. Onlar da ya-
saklara, inançları nedeniyle başvur-
dular. Temeldekı yaklaşım aynı. An-
cak Türkiye gibi bir ülkede kadınlan bur-
kaya sokmaya çalışamaz, TV seyret-
meyi, top oynamayı yasaklayamazsı-
nız. Halk bunu kabul etmez. İçki ya-
sağıyla idare edebılirsiniz. Bunun da
adı demokrasi. özgürlük falan olmaz,
kimseyi kandırmasın.