29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK 2002 CUMA HABERLER DİJTVYAPA BUGÜN ALİ SİRıMEN Irak Savaşına Doğru - 1 İşine Gelince Terörist Birleşmiş Milletle-r Silah Denetçileri'nin Irak'ta- kı inceemeleririn sürnesine karşın, VVashing- ton daha sonucu öeklemeden savaş planlarını geliştiryor. ABDsavaş planındaTürkiye önemli köşe taş- iarındarı biri. VVashington TürKiyeden, üsleri kullandırma- sını, üsstatüsürde olmayan limanlardan yarar- lanabilrne hakknı, Türkiye toprakları üzerinde asker konuşlandıımayı ve de, 35 Mehmetçik is- tiyor. Türkiye, bu savaşın kendisine çok pahalıya mal olacağını ilk Kö'fez Savaşı deneyiminden bili- yor. Üstelik, Türkiye bir bölge ülkesi olduğu için, konumu ABD'den farklı. Bu yüzden Irak'a mü- dahalenin BM Güvenlik Konseyi kararına bağ- lı olmasını istiyc. ABD'nin elinde ise Türkiye'yi şu ya da bu bi- çimde az ya da çok ölçûde savaşa çekmek için önemli bir koz var: Kuzey Irak'ta bir Kürt Dev- leti'nin kurulması olasılığı. VVashington, Türki- ye'nin, bu olasılğın gerçekleşmemesi için her şeyi yapacağını ve bu nedenle Ankara'nın, sa- vaşın dışmda kaarnayacağını biliyor. Kısacası, politkçıkarlarımıza, ekonomik ya- rarlarımıza aykırı da olsa istemediğimiz bir sa- vaşa doğru sürükleniyoruz. Bu savaşın nedenlerini iyi bilmek, Sam Am- ca'nın şahinlerin n ileri sürdükleri savları doğru irdelemek zorundayız. • • • ABD'nin savaş savlarından birincisi Irak'ın "teröre destek veren ülke" olmasıdır. ABD Irak'ı işine getdiğinde "teröre destek ve- ren ülke" ilan etmiş, işine gelmediğinde ise kiım- yasal silahlar kullanan Irak'a arka çıkmış, onu teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarmış- tır. Irak'ın ilk defa olarak teröre destek veren ül- keler listesine alınması, 1972 yılında, General Ha- san Bekr'in Irak petrollerini millileştirmesi son- rasında olmuştur. Petrol millileştirmek ile teröre destek vermek arasında ne bağlantı bulunduğunu haklı olarak sorabilirsiniz. Ama unutmayınız ki, ABD için en büyük iha- net petrolün millileştirilmesidir. Nitekim o olay- dan 20-21 yıl önce, 1951 'de, Iran petrollerini mil- lileştiren Musaddıkda, bir Amerikan darbesi ile devrilmişti. 1980-88 arasındaki savaşta ise VVashington, Tahran'a karşı Bağdat'a destek vermiştir. Reagan 1982'de Bağdat'a tam destek kara- rı almış ve Irak'ı terörü destekleyen ülkeler lis- tesinden çıkarmıştı. Iki yıl sonra ise Bağdat ve VVashington arasında tam diplomatik ilişkiler kurulmuştu. Bu sekiz yıl boyunca ABD yalnız- ca Irak'ın kinjyasal silah kullanmasınagözyum- makla kalmamış, ama aynı zamanda, onunla as- keri istihbaratı paylaşmış, Irak'a silah yardımı yap- mış, Irak'a hava saldırılannda fıili destek vermiş- ti. O sırada ABD, Irak'ı teröre destek veren ül- keler arasında saymıyordu. Bu gerçekler, New York Times'ta 20 Ağustos 2002 de, Jonnathan Right imzasıyla yayımlan- mıştır. ••• Saddam Hüse/in'in El Kaide ile Usame bin Ladin'e yardım ettiği savı da koca bir yalandır. Saddam'ın temsilcisi Muhammed Ata ile El Kaide temsilcisi arasında Prag'da bir görüşme yapıldığına dair en ufak bir delil bulunamadı. Kaldı ki, Usame bin Ladin'in en büyük ideolo- jik düşmanlarından biri, belki de birincisi mür- ted (yani dine karşı) lan ettiği ve katlinin vacip olduğunu söylediği Saddam Hüseyin'dir. Saddam Hüseyin 30 yıl süreyle köktenci Is- lami akımlarla mücsdele etmiş ve hele hele, Usame bin Ladin'in nensubu olduğu Vehhabi mezhebinden olanlaı ise idam ettirmiştir. Bu durumda, Saddam'ın El Kaide veya Usa- me bin Ladin'e destek vermesi intihar etmesi ile eşanlamlıdır. Görülüyor ki, George W. Bush'un Irak'ı işgal etmek için ileri sürdüğü, terörü destekleyen ül- ke olmak ve D Kaide .eıoı üı le yarüırn ettneksa- vı tümüyle geçersiz \e ikiyüzlüdür. Bu savaşla ilgili yalanları irdelemeyi sürdü- receğiz. KESK Müzik crubu Kürtçe şarkı öğretmenlikten etti ÎBRAHİM KARAASLAN DtYARBAJOR-Di yarbakır Eğitim-Sen Şu- besi'nin 5. Olağrar Kongresi'nde Kürtçt şarkı söyledikleri gerek- çesiyle haklannda Di- yarbakır DGM' ce "PKK'ye yanhm ve ya- takhk" suçlamasıyla da- va açılan 5 öğretmenir görevlerine son veril«ü Dava sonuçlanmadar görevden ahnmalarma bir anlam veremedikle- rini belirten öğretmem- ler, Bölge Idare Mahkze- mesi'ne başvuracakLa- nnı söylediler. Eğitim-Sen Diyarb»a- kır Şube Kongresi'ncie KESK Müzik Grubu atdı altında Kürtçe şarkı stry- leyen Eğitim-Sen üyebe- ri Sedat BaGbey, Rama- zan Demir, Sertaç I>e- mireLZahidePetekba^L Bendivelat Eminoğlu, Medeni Alpkaya, Hay- rettin Altun ve Haber- Sen üyesi Neşet Göç- men, SES üyesi Cengiz Doğan hakkında Diyar- bakır 4 No'lu DGM'de "PKK'yeyardnnveya- taklık ettiİderi" gerek- çesiyle 3 yıl 9 ay hapis istemiyle dava açıldı. Milli Eğitim Bakanlı- ğı Yüksek Disiplin Ku- rulu'nun görevlerine son verdiğine ilişkin tebli- gatlar ise sanık öğret- menlere 24 Kasım Öğ- retmenler Günü'nde ulaştı. Öğrencilerinin arma- ğanlannın ellerinde kal- dığını anlatan öğretmen- ler. bir yandan da 10 Aralık Insan Haklan Gü- nü'nde sahne alacakla- n için sendika binasın- da çalışmalaruıı sürdü- rüyor. İstihbarat birimlerine göre örgüt, güvenlik güçlerine saldırı amacıyla bilgi topluyor HİzbullaheylemhazırlığındaANKARA(CumhuriyetBürosu)- Şeriatçı terör örgütü Hizbullah'ın, güçlü olduğu imajını vermek ve mi- litanlannı motive etmek amacıyla özellikle istihbarat birimleri ve diğer güvenlik güçlerine yönelik eylem yapma arayışında olduğu belirlendi. Faalıyetleri büyük oranda duran ör- güt üyelerinin. alınan sıkı önlemler nedeniyle yurtdışına kaçış için deniz yoluna yöneldikleri bildirildi. Ha- pisteki Hizbullahçılann kendi ko- ğuşlan arasında sağladıklan bağlan- tının son dönemde kesilmesinden büyük rahatsızlık duyduklan da sap- tandı. 17 Ocak 2000 tarihinden sonra başlatılan operasyonlann ardından sıkı takip altına alınan Hizbullah'ın • Yapılan operasyonlar sonucu faaliyetleri büyük ölçüde duran terör örgütü Hİzbullah, militanlarını motive etmek amacıyla ses getirici büyük bir eylem hazırlığında. îstihbarat raporlarna göre, Hİzbullah bu amaçla, istihbarat birimlerinde çalışan görevliler ile güvenlik güçlerine saldırmak için fırsat kolluyor. yeni arayışlara yöneldiği tespit edil- di. Örgütü yakından izleyen istihba- rat birimleri, Hİzbullah üyelennin eski gücüne kavuşabilmek amacıy- la faaliyete geçmek için çahşmalara başladığını, bir kısım örgüt üyesinin de şiddet yöntemlerinden vazgeçil- mesi yönünde tavır takındığını belir- ledi. istihbarat birimlerince hazırlanan raporda, uzun süreden beri ses geti- rici bir eylem yapamayan şeriatçı te- rör örgütünün, güçlü olduğu imajı- nı vermek, üyelerini motive etmek için büyük eylem arayışında olduğu dile getirildi. Raporda, Hizbullah'ın bu amaçla, istihbarat birimlerinde çalı- şan görevliler ile güvenlik güçlerine saldırmak için fırsat kolladığı vurgu- landı. Raporda. "Orgütünbutürfa- aHyederinin tespit edilmesi amacr\ la sürdürülen çabşmalarda, militanla- nn HizbuDah'a ağır darbeJerin vurul- duğu iDerin güvenlik birimleri hak- kmda bflgi toplama çabalannı sürdür- düğü anlaşıhnıştır" denildi. Raporda. bazı örgüt mensuplannın silahlı eylem yönteminden vazgeçil- mesi yönünde tavir takmdıklannın be- lirlendiği de anlatıldı. Bazı örgüt üye- lerinin, bu tür faaliyetleri tasvip et- medıklen. "bu kanaatte buhınanla- ruısUahlannıbırakarakeylemselak- ti\iteden vazgeçmeleri gerektiğine inandıklarT kaydedildi. Raporda, örgütun maddi kaynak yaratmak amacıyla içeriğinde marş ve vaazlann bulunduğu CD'leri ya- sadışı yollardan satmaya çalıştığı, büyük oranda engellenen cami faali- yetlerini yeniden başlatmayı hedef- lediği de dile getirildi. Operasyonlar sonucu tutuklanan örgüt üyelerinin kaldıklan hapisha- nelerde, kendi koğuşlan arasında kurduklan bağlantımn da güvenlik güçlerinin müdahalesiyle engellen- diği anlatılan raporda şöyle denildi: "Söz konusu uygulamalan protes- to etmek amacıyla, örgüt mensupla- nnın eşleri tarafindan anılan hustıs, cumhuriyet başsavcıhklanna toplu olarak şikâyet konusu yapılmışar. Ko- ğuşlar arası irubatın kesilmesiyle ce- zaevindeki örgüt içi Oetişimin dur- masının, örgüt mensuplan arasında büvük rahatsızlık nıe> dana getirdiği anlaşılmaktadır.'* Toplam 25 trilyon tazminat ödendi AİHM'ye Türkiye aleyhine 4570 başvuruyapıldı • Dr. Esin Akgün'ün, Adalet Bakanhğı verilerinden derlediği bilgilere göre, 4 bin 570 dava içinde, halen 269 başvuru Türkiye'nin aleyhine sonuçlarurken 130 davada ise dostane çözüme gidildi. Türkiye'nin aleyhine sonuçlanan davalar için yaklaşık 25 trilyon tazminat ödendi. ÎSTANBUL(AA)-Av- rupa Insan Haklan Mah- kemesi'ne (AlHM) bi- reysel başvuru yapılma- sı hükmünün kabul edil- diği 1987 yıhndan bu yana, Türkiye aleyhine 4 bin 570 kişisel başvu- ruda bulunulduğu bildi- rildi. Adalet Bakanlığı'na bağlı Adli Tıp Kuru- mu'nda görevli Dr. Esin Akgün, hazırladığı uz- manlık tezinde, "Avnı- patnsan Haklan Mahke- mesi Türkiye Kararlann- da Yaşam Hakkı ve İş- kence Yasagı İhlali Olgu- larının Adli Tıp Boyu- tu"nu irdeledi. Tezde, Adalet Bakan- lığı'ndan alındığı belirti- len bilgilere göre, 1987 yıhile 15 Nısan 2002 ta- rihleri arasında AlHM'ye, Kıbns Rum kesiminden mülkiyet haklannın ihlal edildiğine dair 2 bin 250, Güneydoğu Anadolu Böl- gesi'nden bin 500, Yük- sek Askeri Şûra karany- la TSK'den uzaklaştınlan 60, devlet başvurulan için 2, parti kapatma davala- nyla ilgili 8. mülteci baş- vurulanyla ilgili 23, ka- mulaştırmayla ilgili 701, 12 Eylül dönemi davala- nyla ilgili 26 kişisel baş- vuru yapıldı. Duıılaı aıa- sında yaşam hakkının ih- lalıne ilişkin 148, işken- ce iddialanyla ilgili de 330 kişisel dava var. Toplam 4 bin 570 da- va içinde, halen 269 baş- vuru Türkiye'nin aleyhi- ne sonuçlanırken 130 da- vada ise dostane çözüme gidildi. Türkiye'nin aley- hine sonuçlanan davalar için 9 milyon 274 bin 905, dostane yolla çözüme ulaşılanlar için ise 6 mil- yon 671 bin 998 dolar tazminat ödenmek zo- runda kalındı. Toplam tazminat tutan Türk Li- rası karşıhğı yaklaşık 25 trilyon oldu. Danışmanlığını Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. OğuzPolat'ın yap- tığı tezin sonuç kısmın- da ise AlHM'de bekleyen dava sayısı açısmdan bi- rinci olan Türkiye'yi Rusya, Polonya, ukray- na, Romanya ve Fran- sa'mn izlediği belirtili- yor. Başvuru azaldı Yasalarda yakalama ve gözaltı koşullan hakkın- da yapılan değişikliklerin ardından, son birkaç yıl- da Türkiye ile ilgili yaşa- ma hakkı ve işkenceye ilişkin kişisel başvurula- nn azaldığına dikkat çe- kilen tezde, AtHM'in in- san haklan ihlaline iliş- kin Türkiye aleyhine yap- tığı eleştirileri ortadan kaldırmak için olayın ad- li tıp boyutunun ihmal edilmemesi gerektiği üzerinde duruldu. Tezde, işkence iddiası bulunan olgulann dene- yimli uzmanlarca değer- lendirilmesı gerektiginin Minnesota ve Istanbul Protokolü'nde açıkça be- lirtildiğine dikkat çeki- lerek bunun dışındaki uy- gulamalann, "olgulann atlanması, yüksek mik- tarda tazminatlar öden- nıesi, ülkenin prestij ka>- bı gibi olası sonuçlann kurumsal sorumlulukla- n gündeme getireceği'' vurgulandı. oğuve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sayılan 70binibulanvel9 yüdırPKK'yle mücadele eden geçidköy koruculan OlağanüstüHal'in sona ermesiyle devietin kendDeri hakkında vereceği karan bekkmeye başladu (Fotoğraf: AA) Savcılık, Uğrak köyünde 3 kişinin ölümüyle ilgili soruşturmayı tamamladı Korucıdar için 24 yıl hapis istemi MAKVIUTORAL Dh'ARBAKIR - Diyarba- kır'ın Bismil ilçesine bağlı Uğ- rak köyüne geri dönerken, ara- zilerine el koyan koruculann saldınsı sonucu 3 kişinin ölümü, 4 kişinin de yaralanmasıyla il- gili soruşturma tamamlandı. Toplam 10 korucu hakkında, 24'er yüa kadar ağır hapis ce- zası istendi. Soruşturma sonucunda Di- yarbakır Cumhuriyet Savcısı Aodi Cengiz tarafuıdan hazırla- nan iddianamede, saldırının es- kiye dayanan kan da\ r asının de- vamı olduğu savunuldu. Köyle- rine dönmek için Bismil Kay- makamlığı'ndan izin alan Tan- günerve Tekin aileleriyle birlik- te aralannda sorun olan Güçlü aüesinin önceden jandarma ta- rafindan uyanldığı belirtildi. Ancakjandarmanın köyden ay- nlmasının ardından korucuba- şı muhtar Mehmet Emin Güç- lü ile diğer koruculann olayı planladıklan ifade edildi. Emin ve Hanifi GücKinün, küiûr ede- rek "Buköyonlanımıkalacak* dediği ve diğer korucularla bir- likte Kalaşnikof silahlarla köy- lülere saldırdıklan behrtilirken, sanıklarherkese "öldürme ama- cıyla ateş ennekle" suçlandı. Ateş sonucu Tekin aüesinin aracının yanması üzerine sa- nıklann patlama tehlikesine karşı köyden kaçtıklan iddia edildi. Sanıklann ifadelerinde iki silah kullandıklannı söyle- melerine karşın olay yerinde 248 boş kovan bulunduğuna dikkat çekildi. Aralannda muhtar Mehmet Emin Güçlü'nün de bulunduğu biri firar, 9'u tutuklu toplam 10 korucunun, tkram, MehmetNe- zirve AghTekuı'i "faüîbeffiol- mayacak şekilde öldürmek", \%%kMazhım,Erban ve Güzri'i de "öMürmeye teşebbüs etmek", olaydan y ara almadan kurtulan 24 kişiyi de "öMürmeye eksik teşebbüs" suçlannı işledikleri gerekçesiyle TCY'nin 448 ve 463. maddeleri uyannca 24'er yıla kadar ağır hapis cezasıyla yargılanmalan istendi. YÖK tarafindan daha önce hazırlanan aday listesi Sezer tarafından iade edilmişti MU'nün yeni rektörü Şener Oktik • Cumhurbaşkanı Sezer Muğla Üniversitesi Rektörlüğü'ne Prof. Dr. ÖZCANÖZGÜR Oktık'i atadı. Cniversitede yapılan seçimden birinci çıkan Prof. Mansur Harmandar'ın adı YÖK tarafindan Cumhurbaşkanı'na sunulmamış, bu nedenle Sezer listeyi YÖK'e iade etmiş ve seçimler yenilenmişti. MUĞLA - Muğla Üniversite- si'nün (MÜ)rektOTİüğüneProf. Şe- ner Oktik getirildi. Cumhıırhaş- kanı Ahmet Necdet Sezer, YÖK'ün kendisine sunduğu üç isim arasında yer alan Prof. Ok- tik'i MÜ'nün yeni rektörü olarak belirledi. Üniversitenin kurucu Rektörü Prof. Etfaem Ruhi Fığlafa'nın gö- rev süresinin dolmasının ardından 19 Ekim 2002 tarihinde yapılan seçimde en çok oyu alan Prof. Mansur Harmandar'ın adı YÖK tarafından Cumhurbaşkanı'na su- nulmadı. Bunun üzerine üniver- sitede kanşıklık yaşandı ve pro- testo sesleri duyuldu. Cumhur- başkanı Sezer de, kendisine sunu- lan listeyi YÖK'e iade etti ve 10 Kasım da yapılması gcrekcn ata- ma gerçekleştirilemedi. Bu aşa- mada Prof. Harmandar adaylık- tan çekildi. Prof. Harmandar'ın yerine ismi belirlenen Prof. Mus- tafa Kemal Alünkılıç da adaylık- tan çekildi. Bu nedenle aday lis- tesinin Cumhurbaşkanı'na sunu- mu gecikti. YÖK listeye son şek- lini Prof. Şener Oktik, Prof. Re- cep Şener ve Prof. Mustafa Bar- las olarak verdi. Cumhurbaşkanı Sezer de, mev- cut durumda Prof. Oktik'i MÜ Röktörü olarak belirledi. Prof. Oktik, 11 Aralık Çarşam- ba günü yapılacak devir teslim töreninin ardından göreve başla- yacağını beliıteıek şunlan söyle- di: "Demokrasinin gereklerinden birisi seçim. Bilnıediğimiz konula- n bu süreçte yaşadık ve öğrendik. Bu aşamada kimin atandığı çok önemli değiL Üniversite herkesin. Bundan sonra bir sorun olacağı- nı sanmıyorum. £1 ele verir yoia devam ederiz. Seçim bildirgemi açıklarken insan kaynaklannın temel hedefim olduğunu vurgu- lamıştım, o çizgide çalışacağım. Başan için Muğlahlann destegini beküjorum." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected] Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yal- çınbayır'ın hukuk devleti konusunda- ki titizlİğini, insan haklan duyartılığını bi- lirim. Ölüm oruçlan sırasında, cezala- n erteleme yasası hazırlanırken sık sık konuşmuştuk. AB'ye uyum yasaları adı verilen yasalar hazırlanırken onun bu hazııiıklann başında olduğu görü- lüyor. Bu hazıriıklar sırasında, dikkatimi çe- ken bazı noktalan kendisine kısa not- lar halinde iletmek istiyorum. Birinci Not: AKP Genel Başkanı Recep Tay- yip Erdoğan'ın milletvekili seçilebil- mesi için anayasanın 76. maddesinde yapılmak istenen değişiklikte gözden kaçan ciddi sorunlar var. 76. madde- de milletvekili seçilme yeterliği olma- yanlar sıralanırken "Ideolojik ve anar- şik eylemlere katılma ve bu gibieylenn- leri tahrik ve teşvik suçlanndan biriy- le hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalarbile milletvekiliseçilemezler" de- nıyor. Yeni değişiklikte, "ideolojik ve anarşik eylemler" yerine "terör eylem- Ertuğrul Yalçmbayır'a Kısa Notlar te/v"nin konmasından söz ediliyor. "Teröreylemi" nedir? Kimlerterör ey- lemi yapmış sayılıyor, kimler bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik etmiş kabul ediliyor. Bunu anlayabilmek için en an- laşılır yol, Terörle Mücadele Yasası (TMY). TMY'nin terör eylemi saydığı o kadar çok madde var ki! Üstelik neyin terör olup neyin olmadığı da son de- rece geniş kapsamlı. Ömeğin, birga- zeteci yazdığı biryazı nedeniyle "terör eylemini tahrik ve teşvik etmiş" sayı- labilir. Ben iki söyleşi nedeniyle TMY'nin 8/1. maddesi gereği mahkûm olmuş- tum. Cezam kesinleşmeden erteleme yaâası çıktı. Eğer bu yasa çıkmasaydı ben "terör eylemi" yapmış sayılacak- tım ve milletvekili olma hakkım elimden alınmış olacaktı. Yeni duzenleme, bu durumda olanlar için bir yenilik getır- miyor. Tayyip Erdoğan bu değışiklikle milletvekili olabilir, ama bırçok başka düşünce suçlusu olamaz. Düşünce özgürlüğüne engel olan maddelerin temizlenmesi amacıyla daha ciddi bir çalışma yapılması gerekıyor. ••• Ikinci nokta, işkence suçlannın za- manaşımına uğramaması konusun- daki tartışma. flk hazırlanan yasa ta- sanlan içinde yer aldığı söylenen bu de- ğişikliğin "askerlerin isteği üzerine" ertelendiği gazetetere yansıdı. Bir baş- ka değişiklikten dönüşün de Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nin (AlHM) yeniden yargılanma istenmesi halinde bu yargılamanın yenilenmesi. Bu de- ğişikliğe de askerlerin karşı çıktığı, bu yüzden geri çekildiği söyleniyor. Gerçekten, askerler istedıği için mı işkencecilerın zamanaşımından ya- rarlanamaması yasası ertelendi? Ger- çekten askerler istediği için mi, ÂİHM'den dönen mahkemelerin yeni- den yargılanma konusu yapılmasın- dan vazgeçildi? Yoksa asker bahane mi ediliyor? Askerler neden işkence- cileri korumak ıstesinler ki! Askerler bazı kritik konularda açıklama yap- mayı çok önemsiyoriar. Onlardan "Iş- kencecileri konımuyoruz" dıye açık- lama yapmalarını istemek gereksiz mi? ••• Türkiye, ciddi bir demokratikleşme atılımının eşiğinde. Kıbrıs'ta çözüm umudu herzamankinden fazla. Gönül istiyor ki, bu konularda toplumun bü- tün siyasi güçleri ve sivil güçieri ortak hareket etsin. Ne yazık ki, bazı çevre- ler, statükonun sürmesinden yana. Çözüm ve demokratikleşme yönünde atılması düşünülen her adımın önüne dikiliyorlar. Onlara kalsak, her şey ol- duğu gibi duracak. Işin acı yanı, bu ül- kede yıllarca değışım ve özgürlük için mücadeleler vermiş, sıkıntılar çekmiş birçok insanın da kafası karışık; deği- şımden korkanlarla aynı tavrı sergili- yorlar. Ortada bir yanlışlık olduğu kesin. Benim inancım, Türkiye'de solda sa- yılan birçok gücün tutuculaştığı yö- nünde. Dünya solu da benzer bir sı- kıntı içinde. Demokrasi, insan hakla- n. özgürlükler bizim sorunumuz değil mi? Leyla Zana'ların çok olağanüstü koşullarda, olağanüstü şekilde yargı- landıklarını bizler yazıp söylemedik mi? Işkencecı polislerin sürekli korun- duğundan bizler şikâyet etmedik mi? Kıbrıs'ta banşçı çözüm, solun en te- mel sloganlarından birisi değil mıydi? Sonuç olarak önemli değişiklikler gündemde. Bizlerin bu değişikliklerin daha da ileri gitmesi için çalışmamız, AKP'yi bu konularda geri davrandığı için eleştirmemiz gerekmez mi? Birçok şeyın bırbirine karıştığı, sağ- lasolun bırbirine kanştığı, garip bir dö- nemden geçiyoruz... Acı ama gerçek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle