Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK 2002 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER oiay 90rus@cumhuriyet.com.tr
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Humma
Ecmel Barutçu'dan Ercüment Yavuzalp'e ka-
dar ömûrierini müzakere masalannda geçirmiş
diplomatlar bilir ve kitaplannda anlatırlar ki, haJkı-
nın çıkariannı canla başla savunanlara karşıdaki-
ler hep saygıyla bakar; savunmayanların ise, yüz-
lerine gülseler bile arkalanndan tükürürler.
Oysa, "uzlaşmaz" damgasını yememek için ken-
di insanının hakkından vazgeçiveren kişi takdir
göreceğmi, hatta ülkesindeki atanma sorunlarını
falan dışın desteğıyle aşacağını düşünür. Bazen öy-
le olsa da, genellikle tersi olur Yakın çıkarına ba-
kan yabancı onu çabuk unutacaktır; umduğu des-
teği de veımez.
Lozan'daki Ismet Paşa'dan şimdilerin Ece-
vit'ine ve Denktaş ına kadar ağır sorumluluk
taşımış devlet adamları bilirler ki, toprak demek,
yalnız taş, ağaç, dere, hatta üzennde yaşayan in-
san demek değildir. Toprak, daha çok, altında ya-
tanlar ya da prası için başka yerierde toprağa
düşenlerdir. Âkif, "bu topraklar için toprağa düş-
müş asker"\ boşuna mı kutsamıştı? Toprağın, an-
cak "uğrunda ölen varsa yafan"laşması sadece
birgüzel sözden mi ibarettir?
Toprak konusundaki esingeme duygusu, bugü-
ne ve gelecege ilişkin somut çıkarlar yanında, onu
almak veya ona tutunmak için kayıp gitmiş yaşam-
lara saygıdan da kaynaklanır. Ismet Paşa Lozan'da
Musul için Lord Curzon'la uğraşırken, yalnız Irak
Türklerini değil, Arabistan çöllerinde şehit düşen
Anadolu insanlannı da düşünmekteydi herhalde.
Ecevit ve Denktaş, Kıbns'taki toprak konusuna
bakarken, 1974Temmuzu'nun bir şafak vaktinde
Boğaz geçidini aşarken can verenleri anımsama-
dan edebılırler mi?
İzmir alındıktan sonra Çanakkale'deki Ingilizle-
rin üzerine yürünmesini isteyenleri dinlemeyen
Mustafa Kemal'den Özal'ın "gir!" deyişi üzeri-
ne istifa eden Orgeneral Torumtay'a kadar bütün
komutanlar bilirler ki, yanlış karartar uğruna öle-
cek olanlar kendi evlatlandır. lyi komutanlann ay-
nı zamanda gerçek banşsever oluşlannın gerisin-
de bu yatar.
Akbabalann Ankara'ya üşüştüğü günlerde bü-
tün bunlar iyi düşünülmeti.
N'oluyor? Türkiye can çekişiyor da parça kopar-
mak için üstüne mi çullanılıyor? Borca batık olsa
da, iflas etmek üzere mi? Dara mı düştü? Yıkılış
günlerinin Osmanlısı gibi, başkalanna mı muhtaç?
Hayır, hiçbiri değil. Cumhuriyet Türkiyesi, bütün
zoriuk ve sıkıntılanna karşın kendi gücüyle ayak-
ta durabilecek, başını dik tutabilecek olanaklara,
yetişmiş insanlara, işletilebilecek kaynaklara sa-
hip. Ama Türkiye, Avrupa hummasına yakalanmış
durumda. Ateşi başına vurmuş. Makul düşünemi-
yor.
Seçilmişlik yeterli bulunmayıp Avrupa kapılann-
da meşruluk aramakta. Başka başan ölçüsü yok-
muş gibi, "tarih" övünmesi için çırpınış var. Ner-
deyse, bu yolda Atlantik ötesinden destek bulma
uğruna Kıbns bırakılıp başka topraklanda ölümle-
re evlat yollanacak. Humma yakıyor Ankara'yı.
Dünya ve Türk Turizminin Geleceği, Beklentileri!..
Türk turizm sektörünün önümüzdeki yıllarda hedef
alacağı pazarlar, göreceli olarak daha çok para harcayan
ve geldüderi uzun mesafeler nedeniyle daha uzun süre
konaklayan Kuzey Amerika ve Doğu Asya ülkeleri
turistleri ohnalıdır.
AhJHJLERİAnıştırmacı Yazar
T
urizm sektörü son
on yılda kazandığı
devr
boyutlar ve ger-
çekleştirdiği büyük
atılımlarla gerek
dünyamızda gerekse ülkemiz-
de ekonominin en önemli belir-
leyici etmenlerinden (faktörle-
rinden) biri olmuştur. Bu süre-
cin, önümüzdeki yirmi yılda,
doğabilecek savaş durumlan,
siyasal sorunlar ve dogal afet-
ler nedeniyle zaman zaman ke-
sintiye uğraması söz konusu ise
de mutlak büyümenin devarru
olasıdır.
Türizmin ülkelerin ekonomi-
lerine bir anlamda dışsatım (ih-
racat) özelliği de taşıyarak sağ-
ladığı parasal ve işlendirmeyi
(istihdamı) arttıran katkılan,
yinni birinci yüzyılda da gide-
rek artacaktır.
2001 yıluıa kadar bütün dün-
yada yükselme eğiliminde olan
turizm hareketleri, yazık ki 11
Eylül'den sonra özellikle Kuzey
Amerika başta olmak üzere,
durma ve hatta gerileme eğili-
mine ginniştir.
Güçlenen dünya ekonomisi-
ne koşut (paralel) olarak 2000'li
yıllann sonuna doğru çıkış ya-
pan dünya turizmi, 11 Eylül'den
Önce 2000 yılında yaklaşık yüz-
de 7.5'lik rekor bir gelişme hı-
zı yakalamış ve hatta 1999'a
göre gelişme hızını ikiye katla-
mıştır.
2001 Ağustosu sonuna kadar
dünyadaki uluslararası turist
hareketleri rekor bir rakam olan
699 milyona ulaşmıştır. Bu bir
yıl öncesine göre 50 milyon da-
ha fazla turist sayısıdır ve baş-
ka bir deyişle ülkemize 0 yıllar-
da gelen turistin on katına eşit-
tir.
Dünya turizminin yüzde elli
sekizini çeken Avrupa ülkele-
ri, bir yıl öncesine göre gelen
turist sayısını 25 milyon arttır-
mış ve turist girdisini 403 mil-
yona yükseltmiştir. Bu da bir yıl
öncesine göre yüzde 6.1 "lik bir
net artışı ifade eder. Bu artışın
en büyük nedenleri özellikle
Almanya'ya Expo 2000 ve Ital-
ya'ya Vatikan kutlama tören-
İeri için gelen ziyaretçilerdir.
Yine aynı yıl deprem felaketin-
den çıkan Türkiye'nin yarala-
nnı sarmaya başlaması ve Ko-
sova olaylannın yumuşamasıy-
la Doğu Avrupa'da gelişmeye
başlayan turizm hareketliliği de
bu olumlu rakamlara ulaşılma-
sında katkılı olmuştur. 2000 yı-
hnda dünyadaki bütün belli baş-
lı bölgeler konuk ettiklen tu-
rist miktannı daha evvelki yıl-
lara göre arttırdılar. Bu artışı
en çok sağlayan bölge de yüz-
de 14.5'le Doğu Asya ve Pasi-
fik bölgesi oldu.
Avrupa ve Amerika, hâlâ sa-
yı olarak en çok turist çeken
bölgeler olmalanna karşın, ge-
lişen turizm yöreleri olan Do-
ğu Asya, Pasifîk ve Afrika yüz-
de olarak pastadan aldıklan pa-
yı, dünya gelişme ortalaması-
nın üzerine çıkarmışlardır.
Türkiye 1996'dagelmişolan
8.5 milyon turist sayısını 2000
yılında 10.4 milyona ve 2001 yı-
lında 11.5 milyona çıkarmayı
başarmıştır. Bu yakalanan ba-
şanyla dünya artış ortalaması
olan yüzde 7.5'in üzerine çı-
kılmıştır. Özellikle 2002 yılı-
nın beklentileri de yine 12.5
milyonun üzerinde bir turist gi-
rişiyle yüzde 10'un üzerinde
bir artış olacağıdır.
Bu sürekli artış eğiliminin,
bölgemizde süregelen siyasal
sorunlar, savaş olasılıklan ve
dünyada, özeUikle Kuzey Ame-
rika "da 11 Eylül sonrası büyük
ölçüde artan terör korkusuna
karşın ortaya çıkması dikkat çe-
kicidir.
Türkiye'deki devletin ve özel-
likle özel sermayenin yurtdı-
şında geçen yıl uyguladıklan
başanlı tanıtım kampanyalan
ve daha önemlisi müşteri ola-
rak tanımlayacağımız, daha ön-
ce ülkemizi ziyaret etmiş olan
turistlerin olumlu yorum ve ta-
nıtımlan ile bu başanlar elde
edilmiştir diye düşünülebilir.
Doğal olarak bu olumlu yorum-
lan sağlayan başka etmenler de
ülkemizdeki konaklama tesis-
lerinin genç ve modern oluşu üe
sunulan üriinün çok yönlü ve
zengin niteliğidir.
Dünya Turizm Organizasyo-
nu"nun (WT0) uzun dönem
tahminlerine göre 2020 yılında
dünya turizm hareketi 1.56 mil-
yarlık bir sayıya ulaşacaktır.
Bölgesel olarak, Avrupa 717
milyon, Doğu Asya - Pasifik
bölgesi 397 milyon ve Ameri-
ka kıtası 282 milyon turist ala-
caktır.
Özellikle Doğu Asya - Pasi-
fik, Afrika ve Ortadoğu bölge-
leri gelecek yıllann beklentisi
olan yüzde 4.1 'lik ortalama tu-
rist artışının üzerinde bir geliş-
me sağlayacaklardır.
Bizi ilgilendiren en önemli
özellik, dünyadaki uzun mesa-
fe turist trafiğinin yukarıda be-
lirtilen ortalamanuı üzerinde,
yüzde 5.4'lük bir artışla ger-
çekleşeceğidir.
Gerek gelecek yirmi yılda pi-
yasaya çıkacak olan daha büyük
ve hızlı yolcu uçaklannın sağ-
layacağı avantajlar ve gerekse
dünyada beklenen ekonomik
gelişme ile insanlann daha uzak,
değişik yerleri görme özlemle-
ri bu eğilimi gerçekleştirecek-
tir. Bunun sonucu beklenen ve
çoğunluğu Kuzey Amerika ve
Japonya"dan gelecek olan uzun
mesafe turisti'nin 2020 yılın-
daki yaklasık sayısı 380 mil-
yon olabilecektır.
Yine WTO'nun yaptığı uzun
vadeli tahminlere göre Türkiye,
başta Yunanistan olmak üzere
komşu öbür ülkelerin, özellik-
le Kuzey Amerika'da yaptıkla-
n olumsuz ve yalan propagan-
daya karşın dünya turizm hare-
ketleri pastasından aldığı payı
2020'lerde önemli ölçüde art-
tırabilecektir.
Halen ülkemize gelmekte olan
uzun mesafe turistlerinden yıl-
lık toplam turizm harcaması 65
milyar dolar cıvannda olan
ABD'den, yılda 515 bin ve yi-
ne yıllık turizm harcaması yak-
lasık 11 milyar dolar olan Ka-
nada'dan 56 bin turist gelmis-
tir ki, bu rakamlar bu ülkelerin
potansiyellerine göre çok düşük-
tür.
Bütün bunlann sonucu olarak
Türk turizm sektörünün önü-
müzdeki yıllarda hedef alaca-
ğı pazarlar, göreceli olarak da-
ha çok para harcayan ve gel-
dikleri uzun mesafeler nede-
niyle daha uzun süre konakla-
yan Kuzey Amerika ve Doğu
Asya ülkeleri turistleri ohnalı-
dır diye düşünüyoruz.
Lozan'dan Kopenhag'a...
Kemal OCAK Emekit MEB Müfemşi
B
irinci Dünya Sa-
vaşı sonunda
Imparatorluk
kayıtsız ve koşnkuz tes-
lim oldu. Istanbul'a tn-
giliz askerleri çıktı. Ül-
ke dünya savaşının ya-
rattığı yenilginin, acının
ve yoksulluğun girdabı-
na girdi.
Anadolu ilk anlarda
önemli bir tepki göster-
medi. Halk acılar içinde
suskun kaldı. Ama tz-
mir'in umulmadık bir
anda işgali ile büyük fir-
tınalar öncesinin sessiz-
liği sona erdi. Yurdun
belli bölgelerinde ulu-
sal uyanışlar ve kıpırda-
nışlar başladı. Mustafa
Kemal, bu ulusal uya-
nışın bir an önce halka
mal edilmesini istedi.
KADEMELİ
KADEMELİ
DAHA ÇOK KONUŞTUKÇA
1
Bunun çıkış yollarını
aradı. Umut olarak, ulu-
sun bağımsızhğını ve
vatarun kurtuluşunu sa-
vaş alanlannda döküle-
cek kanlara ve kazanıla-
cak utkulara bağladı. Bu
düşünce ile düzenli or-
du kuruldu. Üç ana cep-
hede savaşıldı: Doğu
cephesinde Ermeniler-
le, batı cephesinde Yu-
nanistan ve emperyalist
Hıristiyan güçlerle, gü-
ney cephesinde Fransız-
larla...
tki yıl gibi kısa bir za-
manda bütün cepheler-
de utkular kazamldı.
Bu Kurtuluş Savaşı-
mız, Lozan'da son sö-
zünü söyledi. Ulusal sı-
nrrlar tüm dünyanın gö-
zü önünde ve masa ba-
şında kalemle çızildi.
Ne var ki, Batı bir tür-
lü bu yenilgiyi ve "Lo-
zan Banş Andaşması
r
'nı
hazmedemedi. Üstelik
çağdaş değerlerini be-
nimsediğimiz Batı'da 0
günden sonra Türkler
aleyhine kitaplar yazıl-
dı. Acımasızca filmler
çevrildi. Düşmanca soy-
kırım anıtları dikildi.
Fransız Meclisi'nden
"Ermeni Soykınnı Ya-
sası" geçti. Marsilya'da
soykınm anıtı dikildi.
Dönemin Paris Büyü-
kelçisi rahmetli Hasan
Esat Işık bu olayı protes-
to etti ve onurluca An-
kara'ya döndü. Son za-
manlarda dostumuz ve
stratejik ortağımız
ABD'nin bazı eyaletle-
rinde yine "Ermeni Soj-
kmm Yasalan" çıkanl-
dı.
Biz geçmişte bütün
bunlan göğüsledik. Ba-
nştan yana olduk. Ba-
tı'dan yana olduk.
Simdı, 12 Aralık'ta
karannı alma aşamasın-
dayız. Ancak görünen 0
ki, bu noktada ve AB
sürecinde Kıbrıs'ta,
Ege'de, AGSP'de, üni-
ter devlet yapımızda
ödünler istenecek... Ku-
vay-ı Milliye ruhu ve
inancı törpülenecek...
Ulusal direnç noktalan-
mız kınlacak...
Ama dostlanmız ve
düşmanlanmız bilmeli-
dir ki, Lozan'dan Sevr
sürecine dönüş ohnaya-
cak. Aynca Türkiye ile
Kıbns'ın kaderi iç içe
bulunacak.
Gerçek şu ki; Atatûrk
bundan seksen yıl önce
yüzünü Batı uygarhğına
çevirmiş ve Türk toplu-
mu için bir Batı düşü ya-
ratmıştır. Bizler bugüne
dek onun izinden gitti-
ğimiz için artık birer Av-
rupalıyız. Şimdi Türki-
ye'ye kucak açmak ve
Türkleri bağnna basmak
suası Aristo'lann, Vlctor
Hugo'lann, Bismark'la-
nn, Shakespeare"lerin,
Cervantes'lfirin, I amar-
Kopenhag'da, Lo-
zan'dan sonra en önem-
li kavşak noktasında\TZ.
Tarihimizin en anlamlı
1 gün içinde toplam arama süreniz:
tine'lerin, Beethoven'le-
rin, Mozartların, Ko-
penhag'a gelecek torun-
lanndadır.
Bu önemli dönemeç-
te bizleri, Avrupalı kar-
deşleri olarak kabul et-
tikleri anda Batılılaşma
çabalarımız daha da hız-
lanacak. Biz şimdiden
yeni kurulan Avrupa'da
onlarla birlikte olacağı-
mızm umudunu yaşa-
maktayız. Bu birliktelik
yahıız Türkiye'ye değil,
Avrupa'ya da güç kata-
caktır. Yalnız Avrupa'ya
değil, dünyaya da ban-
şı getirecektir.
Ama A\Tupa, Türki-
ye 'yi engelleyecek, bir-
liğin dışına itecek ofür-
sa korkanz ki, Anado-
lu'da öfkeyle sert bir tep-
ki gösterilecektir. Ama
Türkiye yüzünü daima
çağdaş uygarlıktan yana
dönecektir.
PENCERE
Kedi KanaUandı;
Uçacak mı?..
Şeyh Sadi-i Şirazi'nin öyküsü:
Bir herifin gözü ağndı..
Baytara gitti.
Baytar hayvanların gözüne ne ilaç yapıyorsa,
herife de aynını yaptı..
Herif ilacı gözüne sürdü..
Gözü kör oldu.
Gözü kör olan herif yargıca gitti, baytarı dava et-
ti. Zamanın yargıcı kadı idi; davacıyı dinledikten son-
ra karannı verdi:
- Gözün diyeti lazım gelmez, çünkü bu herif
eşek olmasaydı, baytara gitmezdi.
•
Tövbe estağfurullah, şu mübarek bayram günü
halk için kötü şeyler düşünmek bize yakışmaz, üs-
telik kem söz sahibine geri döner.
Ancak ülkemizde, yanm yüzyıldan berı, kimse-
nin üstüne laf edemeyeceği seçimler yapılıyor...
Halk kendisini yönetecek olanlan serbestçe seç-
miyormu?..
Elbet seçiyor!..
Peki nedir bu halimiz?..
Halk, minarenin şerefesindeki müezzın gibi elini
kulağına atmış, yüksek sesle bağınyor:
- Yandım Allah...
Peki, ey sevgili halkım, bugüne dek başımıza
gelen iktidarları sen seçmedin mi?..
•
Sevgili halkım, kim bilır, belki bu kez tutturdun,
sandıktan çıkanlar kim olurlarsa olsunlar, yetkiyi bir
kez ellerine verdin, iktidar mührünü teslim ertin, kol-
tuğa oturdular...
Görelim bakalım, ne yapacaklar?..
Şeyh Sadi demiş ki:
- Kedinin kanadı olsaydı, şu dünyadan serçe-
nin tohumunu kaldınrdı...
Ve eklemiş:
- öküzdeki iki boynuz eşekte olsaydı, kimseyi
yanına sokmazdı...
Güç, kimliği belirler!..
Iktidarı ele geçırenin yüreğindeki kördüğüm ça-
buk çözülür, gönlündeki istek aşikâr olur; çünkü mu-
radına ermek için fırsat doğmuştur.
•
Yanm yüzyıldan beri pırıncin taşını ayıklar gibi po-
litikacı seçen halk, sonunda aç ve işsizse, suçu kim-
sede aramasın...
Kendine baksın..
Çünkü neTürkçe ezanı Arapça söylemekle hal-
kımızın refah seviyesi arş-ı âlâya tırmandı, ne Ku-
ran ve hafız kurslarını pıtrak gibi çoğaltmakla ya-
şam düzeyi yükseldi, ne komünistleri dövüp öldür-
mekle karın doydu, ne cami yaptırma seferberli-
ğiyle ulusal gelir arttı, ne kadının başını örtmek, kı-
zı çarşafa sokmakla evin tenceresi kaynadı...
Ne de türban savaşıyla üretim yükselir ve bizi yö-
netenlerin hanımlan tesettüre uyuyorlar diye Allah
Türkiye'ye herşeyı bedavadan ihsan eyler...
•
Türkiye'nin bugünkü uluslararası durumu Şiraz-
lı Şeyh Sadi'nin söyleyişine ne kadar uygun:
"- Ab-ı hayatı yüzsuyuna karşılık verseler bile al-
ma; çünkü illetle ölmek, zilletle sürünmekten çok
daha güzeldir."
Seufli özel
APTAL DÜNYA
SEVGİ ÖZEL
Aptal Dünya
Çoğumuzun 'yürek gözüyle' görmemekte
direndiği 'sıradan' yaşam kesitlerinin
sunulduğu bir öykü şöleni...
Sevgi Özel'in kitapları
• Bir Bulut Ayağıma Dolandı 4500ooo • TL
• Dil Kiri El Kirı 6OOO000-TU
• Aptal Dünya 6OOOooo - TL
Yayınevi: 0.312.434 49 99 / Faks:0.312.431 77 58
Dağrtım : 0 212.522 52 01 / Faks:0.212.527 41 19
Kitabevi: 0.312.434 41 06 / Faks:0.312.433 19 36
www.bilgiyayinevi.com.tr
KAR$IYAKA 4. AS1İYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
2002'951
Davaci Botaş Boru Hatlan ile Petrol Taşıma AŞ vekih
Av. Adnan Şahan tarafından davalılar Hıkmet Se\er ve ar-
kadaşlan alevhıne mahkememize açılan daimi irtıfak hakkı
bedeli tespıtı davası nedeniyle: Karşıyaka ilçesı Ömekköy
Mahallesi 2439 1 parsel sayılı taşınmazdan kamulaştınl-
masına karar venlen 375 79 m2 daımi ırtifak hakkı kkmu-
laştırma bedeli Karşıyaka 5 Aslive Hukuk Mahkemesı'nın
2002 94 D tş Esas 2002 46 D. lş'Karar sayılı karan ile be-
hrlenen 229.729 500 -TL bedel tespit edılmtş olup. 2942
sayılı yasanın 4650 sayılı vasanın değışık 10. maddesi uya-
nnca i'lanen tebliğ olunur. 4.11.2002 Basın: 75969
5 dakikayı
geçerse,
1.KADEME
indirim
geçerse,
2. KADEME
indirim
DAKİKA
Gün içinde atılan kısa mesajlar
5 SMS'ten sonra %50 İNDIRIMLI
GUN IÇIND
COK KONUSUYOBSANIZ
hemen bu tarifeye geçin!
DAKIKASI DAKİKA
189 BİN TL
Yukarıdakı mdmmlı ücretler şebeke içi gönişmelerde geçerlıdr Gûn içinde toplam aranalann kullartamaz Gün jç.nde a»naı mchım. bir sonc^ıi gun geçeıii değildr KademeaCell taıfeande
*k b«j dahkasında ^•apılijn şebeke içı gortışmeter 269 b« TL'dm ucıaterdır*r. Sabıt tete«on!ara başvumnuz tx 5orer*ı iatura dflneoindenrtibaEngeçerli cılac*tır KademeSOI hrifesınderı
ved^cpefalöc1erevaplan.Trarrul«r»zanv»ıdakîl«)a5^btıTL'denucrette^ faluralı hat kuüanıcılan yaarianabür Fiyatlara KOV dahıl. ÖİV hançtır Tarılenızı ı.uJanım
\« ıftKl-Hansı dolaşım sınsında yapıfcın aramal.ir :\e .iMnn SMS'ior kacVm?ı«rc u'aşmak için at^artıaıtı^n gore spçmız. 4440532 WVAV t u r k c e l l COfti tr
TURKCELL
Türkiye Gazetecıler Cemıyeti'nin
yayınladığı günlûk
Bizim
GazeteÜlke sorunlanna ılışkin
raporlanyta. araştırmalanyla,
köşe yazılanyta, tarafsc haber-
leriyle scvil toptumlann gazetesı.
Düzenlı okumak ıçın abone olun.
Tefc 0.212.511 08 75