25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 2002 PAZARTESİ DIZI Astrolojinin doğum tarihi, arkeolojik kazılann başansı orarunda geriye gidiyor, milattan önce 4310 tarihine dayanıyor bilinmeyen gök biümi Mi\bvĞ\ rûrkler Islamiyeti kabul ettikten son- ra, oruç, hac, zekât gibi ibadetler ve kandiller gibi kutsal günlerde yanJış- lık yapmamak için olsa gerek kendi tak- vimlerini bırakıp hicri takvimi uygular ol- muşlar. Daha önce de belirtildiği gibi Arap- lar. Islamiyetten önce de ay yıhnı esas alan takvimi kullanıyorlardı. Ancak ortak bir ta- rih başlangıçlan yoktu. Her yıla ayn bir ad veriyoriardı. Islamiyetin ilk yülannda da. hat- ta hicretten sonra da bu uygulama sürdü. Yıl- lara önemli olaylann adlan veriliyordu. Bu nedenle hicretin ilk yılı "Senetüüzur ikin- cisi "Senetûfcmin'', onuncusu da "Senetül- veda" olarak adlandınlmıştı. Hazreti Muhammed'in Mekke'den hic- retinin 17. yılında takvim başlangıcı olarak Medine"nin Kuba mevkiine ulaştığı gün kabul edildi. Takvim başlangıcının belir- lenmesi konusunda da iki rivayetten söz ediliyor. Birincisine göre; Hazreti Ömer'e şaban ayında ödenmesi icap eden bir senet verilmiş, fakat hangi şaban ayında ödene- ceği belli olmadığı için çıkan anlaşmazlık uzerinde "Eshab-ı Kiram" toplanarak ka- rar vermiş. tkinci ri\r ayete göre ise Basra Va- lisi Ebumusel Eş'ari, Hazreti Ömer'e bir mektup yazarak "gelen enıirnamelerde ta- rih bulunmadığı için aksaklıklar çıkuğm- dan" yakınrruş ve Eshabı Kiram. bu neden- le tarih başlangıcını belırlemek ihtiyacını duy- muş. Aynı toplantıda yılın başlangıcı olarak da 1 Muharrem kabul edilmiş. Cevdet Pa- şa'nın naklettiğine göre: Hazreti Muham- med" in doğum tarihi açıkça bilinmediğin- den, ölüm tarihi ise bir hüzün günü oldu- ğundan başka bir gün aranmış. Sonunda da Araplann eskiden beri uyguladıklan 1 Mu- harrem'de karar kılınmış. Sorunlar bashyor 354 gün süren hicri ay yıhnın. devlet ida- resi ve maliyesi açısından yarattığı sorun- lan çözmeye ilk kez Abbasi Halifesi Me- mun kalkmış ve özellikle mali işler açısın- dan güneş yılını kabul etmiş. Aynı sorunla 1 l'inci Türk devleti olan Bü- yük Selçuklu tmparatorluğu da karşılaşın- ca Celalettin Melikşah, Vezir Nizamül- mülk'ün başkanlığında topladığı bilgınler heyetine yeni bir takvim düzenletmiş. Hic- ri 471. Miladi 1079 yılında düzenlenen tak- vimde o yıl başlangıç olarak alınıp tarih 1 'den başlatılmış. Takvimin adına da impa- ratora saygı gereği "CeJali Takvimi" denil- miş. A>TU sorunun Osmanlı tmparatorlu- ğu'nda da sürmesi önlenememiş. Bilindiği gibi Osmanlılarda ürün ve ara- zilerden alınan vergiler hasat mevsimleri- nin sabit oluşu yüzünden zorunlu olarak güneş yılına göre hesap ediliyordu. Buna kar- şılık askerlerin ve memurlann maaşlan ise ay yılına göre ödeniyordu. Başka bir deyiş- le 365 günde toplanan vergiler. 354 günde harcanıyor bu nedenle de bütçe açık veri- yordu. Bu açık her 33 yılda bir yıla ulaşı- yordu. Bu yüzden de 1121,1154, İ188,1221 ve 1255 hicri yıllan mali bakımdan karşı- lıksızkalıruştı. Sonunda aksaklık kabul edil- di. fakat düzeltmek için alınan karar orta- ya "MaK Takvim" denilen bir hilkat gari- besi çıkardı. Takvim güneş yılını esas alı- yordu, hicri yılın tarihini taşıyordu. Yani 365 günlük güneş yılını esas alan mali tak- vim. 354 günlük hicri talcvimin içine sığdı- nlmaya kalkışılmıştı. 11 günlük fark yü- zünden hicri yıl bittiği halde mali yıl sürii- yor ve yeni başlayan hicri yılın içinde kalı- yordu. Bu çelişkı sonunda bir rekor da doğu- rdu. 1287 mali yılının 9 günü 1287 Hicri yı- lının, 354 günü 1288 Hicri yılının, 2 günü de 1289 Hicri yılının içinde kalmış ve yı- lan hikâyesine dönmüştü. Anlaşılan atala- nmız. bugünkü kadar becerikli olmadıkla- nndan. son referandumda yaşadığımız gi- bi küçüğün büyükten büyük olduğunu ge- reği gibi savunamamışlar ve başlanna ge- > - O R H A N E R İ N C A katlar'ın gök /\ gözlemlerinden ilk JL±. izlerMÖ4310tarihine kadar gidiyor. MÖ 3800'den kalma Satgon Tabletleri'nde Kaldeliler'in usta astrologlar olduğu görülüyor. Ama astroloji için belirli bir doğum yeri belirlemek olası değil. Çünkü, Peru înkalan'ndan Polinezya yerlilerine kadar hemen her yerde izlere rastlanıyor. len dertten kurtulamamışlardır. Bu duru- mu düzeltmek için hazırlanan bir kanun ta- sansı Meclis-i Mebusan'a sevk edildi. Uzun tartışmalardan sonra kabul edilen kanun şöyleydi: "Beynetislam(islamlararasında) cariobntarihi hicri,kemakanistimaB(okhığu gibikullanılniası)mecburiobnakşarüylaDev- letiOsmaniye muamelatta Tak\im-iGarbi'yi kabul etmiştir. Binaenaleyh 1332 senesi şu- bannın 16"ncı günü 1917 senesi martuun birinci günü itibar edilecektirf 1925te çözülen sorun Ancak kanun "Hey'et-iCefile-iAyaırdan geçmedi. Hicri takvim başlangıcının değiş- tirilmesınegönüllerelvennemişti. 10 Şubat 1332'de Takvım-i Vekayi ile yayımlanan yeni kanuna göre Batı takviminin güneş yı- lı kabul ediliyor, ama yine hıcret başlangıç alınıyordu. Bu da ortaya bıze özgü olan Ru- mi takvimi çıkanyordu. Türkiye"deki takvim sorunu 1925'te çı- kanlan kanunla çözüldü. Kanun "1341 se- nesi aralığının otuz birinci gününü takip eden gün, 1926 senesiocağının birinci günü- dür" diyordu. Takvimde yaşadığımız gariplikleri gır- gıra alanlardan biri de üstat Ahmet Rasim. "Gülüp Ağladıklarun" adlı kitabında der- lediği \ azılanndan biri de takvimle ilgili. Şöy- le diyor üstat: "Bugünlerdepekçokağırbaş- h,derindüşüncetiolduğum içinyaznuyorum. Günümüzde dolaşan rüriü söylentiler ara- sına saçmalar da kanşmaya başladL Sözde bu ayın çarşambası, geçen ayın çarşamba- sından. üç buçuk enda/e eksikmiş de, ekle- mek için ne kadar ka> ısı pestili gerekliymiş. Merak eden edenc. Gerçekten bunun bir matematik problemi olduguna hiç ama hiç kuşku yok. Madem bir meselevar, matema- tikle çözülmesi gerekir. Fakat elde uyulacak bir Greguar, bir Ortodoks (Rumi) bir de Müstünıantakvimivar_ Öyle va sö/getişiGre- guar ileyapacakolunız. fazia geiir.Ortodoks takvimi Ue ise başlanz üç, dört parmak k>- sa düşer. Bizim a\ yılına uydurmak isterü, saaüer güneşin banşına görehesaplandığı için görüş ayrdığı yüzde yüz. Ne güç sorunlaıia karşılaşryoruz. Şu üç buçukendazevi hesap- layamıyoruz.'' Üstat: aramış taramış, uzmanlara sormuş ama cevap alamamış. Sonunda Balıkpaza- n'nda demlenirken Pazarola Hasan Bey'e rastlamış. büyük bir umutla atılıp sormuş. Ama aldığı cevap, soruna bir sorun daha ka- tıvermiş. Çünkü Pazarola Hasan Bey kesti- rip atıvermiş: "Bu iş kavısı pestili ile olmaz. Buna bir göğüm üzüm hoşafi ister." Yıldıznameler. burçlar Pazarola Hasan Beyin verdiği cevapla ortaya attığı yeni sorun, bizim durumumu- zu da yansıtıyor şüphesiz. Çünkü. gökte iz- lediğimiz. güneşin. ayın ve yıldızlann dö- nüp durması ile sade takvim oluşmuyor. In- sanlann geleceklerine duyduklan büyük merak, doğuda yıldıznameleri. zayiçe fal- lannı yaratıp geliştirmiş. Batı'da da burçla- ra ilişkin fallar merak uyandırmış. Yıldızlardan insanlann. hatta devletin ee- BİNLERCE YIL ÖNCEYE DAYANAN VE CÖZLEMLER SONUCUNDA OLUŞAN TAKVİM ÖNEMLİ CÜNLERİ CÖSTERİR Halk takviminden seçmelerMeteorolojinin bilimsel çalışmalanndan binlerce yıl önceye kadar dayanan gözlemler sonunda oluşan halk takvimi, bugün dahi önemini sürdürmektedir. Bu takvimde yer alan önemli günlerin bir bölümü şunlardır: 8 Ocak - Zemheri fırtınası. 28 Ocak - Ayandon fırtınası. 30 Ocak - Erbain'in sonu. 31 Ocak - Hamsin başlangıcı (50 gün süren soğuklar). 20 Şubat - Birinci Cemre (Havaya). 27 Şubat - tkinci Cemre (Suya). 5 Mart - Üçüncü Cemre (Toprağa). 11 Mart - Kocakan soguğunun başlangıcı. (TV'de yanşmaya katılacaklar için ek bilgi: Eyyamı Husum denilen 7 günlük kocakan 18Mart- 21 Mart- 26 Mart - 19Nisan 20 Nisan gün). soguğunun her gününün özel adlan sıra ile şöyledir: Sın, Sinnaber. Vabır, Âmir, Mutemir, Muallel, Matfiyülcemer). Kırlangıç fırtınası. Nevruz. Çaylak fırtınası. - Kuğu fırtınası. - Kocaöküz (Sittei Sevir) fırtınası (6 4 Mayıs - Çiçek fırtınası. 6 Mayıs - Hıdrellez. 18 Mavis - Kokulya fırtınası. 21 Mayıs - Ülker fırtınası. 30 Mayıs - Kabak meltemi. 21 Haziran - Gündönümü fırtınası. 30 Haziran - Yaprak fırtınası. 3 Temmnz - Sam rüzgârlannın başlangıcı. 11 Temmuz - Çark dönümü fırtınası. 30 Temmuz - Kızılerik fırtınası. 1 Ağustos - Eyyamı Bahurun (en sıcak günler) başlangıcı (8 gün). 25 Ağustos - Sam rüzgârlannın sonu. 31 Ağustos - Mircan fırtınası. 22 Eyliil - Müshil içme mevsiminin başlangıcı. 28 Eylül - Kestane karası fırtınası 30 Eylül - Turna geçimi fırtınası. 5 Ekim - Koç katımı fırtınası. 15 Ekim - Meryemana fırtınası. 27 Ekinı - Balılc fırtınası. 11 Kasım - Pastırma yazı başlangıcı. 24 Kasım - Ülker dönümü fırtınası. 12 Aralık - Karakış fırtınası. 21 Aralık - Erbain başlangıcı (ayılann inlerinden çıkamayıp tabanlarmı yalayarak beslendikleri(!) kış mevsiminin en soğuk 40 gününün başlangıcı). Gündönümü fırtınası. leceğini öğrenmeye çalışan müneccimler bir mesleğin temsilcileri olarak ortaya çık- mış. Osmanlı padişahlannın müneccimba- şılan. savaşa başlamak veya sadrazam müh- rü vermek için şehzadelerin sünnet. hanun sultanlann ev lenme düğünlerinin "eşrefsa- at'te" yani uğurlu zamanda yapılması için fallar bakıp caizeler almışlar. Buna yalnız- ca tkinciAbdülazu. sadrazam tayinı için ken- disine uğurlu saat bıldirildiğinde "Hazreti FVygambersefereböyleçıkınazdr diye kar- şı gelebilmiş. Yıldıznameler, hazırlanan cet- vellerle eski harflerin her binne verilmiş olan sayısal değerlerin. harflerin oluştur- duğu kelime ve cümlelerin toplam sayısı- nın gezegenler ve Arabı aylar açısından yo- rumlanmasından oluşuyor. Önemli olayla- ra tarih düşürmek için kullanılan "Ebced He- sabır bu yaklaşımdan kaynaklanıyor. celellm burçlara Gök olaylannın neden ve niçinlerini in- celeyip yeni gök cisimleri bulmak astrono- mi biliminin konulan içinde yeralıyor. Gök cisimlerinin insan hayatına etkisini araştı- np yorumlaryapmak da astrolojinin görev- leri arasında "Uzay Çağmın Bilimi"' olarak nitelendirilen astroloji ile astrologlar. yani modern falcılaruğraşıyor. Astrolojinin do- ğum tarihi. arkeolojik kazılann başansı ora- runda geriye gidiyor. Akatlar"ın gök gözlem- lerinden ilk ızler MÖ 4310 tarihine kadar dayanıyor. MÖ 38OO"den kalma Satgon Tab- letleri'nde Kaldeliler' in usta astrologlar ol- duğu görülüyor. Ama astroloji için belirli bir doğum yeri belirlemek olası değil. Çün- kü. Peru Inkalan'ndan Polinezya yerlileri- ne kadar hemen her yerde izlere rastlanıyor. Astrolojide 12 burç var. Koç (Hamel). Başak(Sünbüle),Arslan(Esed).Oğbk(Çe- di). Akrep (Akrep). Vengeç (Seretan). Yay (Kavs). îkizler(Cevza). Kova(Delv), Terâ- n (Mizan), Bahk (Hut), Boğa(SevT). Bunlar, astroloji haritalannda. gezegen- lerin güneş çevTesinde dönerken aştıklan 30 'ar derecelik aralıklarda yer alıyor ve zo- diak burçlan deniyor. Işte gezegenlerin dö- nerken uğradıklan noktalardaki durumlan- nı yorumlama yöntemi astrolojiyi oluşturu- yor. Hipokrat'tan Pitoleme'ye Kopernikten New1on'a. Kepler'den Gaüleve kadar pek çok ünlü gökbilimcinin a>Tiı zamanda ast- rolog olduğu da biliniyor. Tabii burçlar konusunda anlatılması ge- rekenler bu kadar değil. Meydan-Larousse diyor ki: u Aşağı yukan 2 bin yıldan beri burç işaretleri hangi takımyıldızının bölge- sinde bulunuvorsa onun adıyla anılmak- tadır. Burç işaretleriyle takımv üdızlaruı yeniden çakışması için 25 bin 790yıl geçmesi gereki>orj" (Baskı yılı 1969) Hadi gel de günlük burç fallanna inan bakalım. Sevgili Ali llgaz. kaybettik. Bizim sevecen, fedakârvarlığımızdı. Bugün (30 Aralık 2002) Yeşilyurt Camii'ndeki öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezariığı'nda sonsuzluğa uğurlayacağız. Eşi: Aydın llgaz Çocukları: Turhan, Necef, Itır, Vısal, Tülin ACI KAYBIMIZ Üniversitemiz Bütçe Dairesi Başkan Yardımcısı TANER ÖZMENj : Elim bir trafik kazasında kaybettik. Merhumun cenazesi, 30.12.2002 (Pazartesi) saat 10.30'da YTÜ Merkez Kampusunda düzenlenecek töreni takiben öğle namazından sonra Ataköy 5. Kısım Camii'nden kaldınlacaktır. Merhuma Tann'dan rahmet, Ailesine, Dostlarına, Bütçe Dairemiz çalışanlanna ve YTÜ camiasına başsağlığı dileriz. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü ve Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı ACI KAYBIMIZ Bütçe Dairesi Başkan Yardımcımız MÜMTAZ TANER ÖZMEN i Elim bir trafik kazasında kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Merhuma Tann'dan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. Maliye Bakanlığı Yıldız Teknik Üniversitesi Bütçe Dairesi Başkanlığı SIVAS1. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2002 31 Davacı Keziban Şahin tarafından dav alı Turan Şahin aleyhine açmış olduğu boşan- ma davasının yapılan yargılamasında; Taraflar arasında mahkememizde devam eden yargılamada. 3.10.2002 tarihli celse- ye davacuıın duruşmaya gelmemesi nedeniyle dosya müraccat kalmış olup. davacırun bilahare vermiş olduğu yenileme dilekçesine istinaden dosya yeniden ele alınmış olup, davacının adresi meçhul olması nedeniyle Sıvas 1. Asliye Hukuk Mahkeme- si'nin 2002'31 Esas sayılı dosyasında duruşmanın atılı bulundugu 4.3.2003 günü saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunması veva kendisini bir vekille temsil ettırmesi aksi halde HUMK'nin ilgili maddeleri gereğince yokluğunda işlem )apılacağı ve ye- nileme dilekçesinin tebliği yerine geçmek üzere ilan olunur. Basın: 84932 ÜRGÜP ASLtYE HUKUK HÂKtMÜĞt'NDEN Dos>a Ko: 2002 244 Davacı Erkan Alkan vekili tarafından davalı Mükerrem Alkan aleyhine mahkeme- mize açtığı boşanrna davasırun yapılan duruşmasında verilen ara karan gereğince: Davalı Mükerrem Alkan adına çıkartılan meşruhatlı gün davetiyesi ve dava dilek- çesi davalıya tebliğ edilemediğı. zabıtaca gerekli araştırmalar yaptmlmış adresi tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verildiğinden: Kayseri ili Sanz ilçesi Bahçeli Mahallesi nüfusuna kayıth Aziz ve Adeviye'den ol- ma 1952 doğumlu Mükerrem Alkan'ın duruşma günü olan 18.02.2003 günü saat 09.15'te mahkememizde hazır bulunması veya kendisini vekille temsil ettirmesi aksi halde HUMK'nun 213. maddesi gereğince gıyabında duruşmaya devam edileceği ve hüküm kurulacağı davetive yerine geçmek üzere ilan olunur. 11.12.2002 Basın: 84776
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle