25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 2002 PA2ARTESİ HABERLER Hükümet yeni anayasa değişikliği için TBMM Partilerarası Uzlaşma Komisyonu'nu yeniden kurdu AKP'ninhedefî Köşk'e ürpanANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Anayasa değışiklikleri ıçin parti- ler arasında uzlaşmayı arayan "TBMMPartilerarasılzlaşmaKo- misyomı" yeniden oluşturuldu. TBMM Başkanı Bülent Armç, ko- misyon başkanı olarak TBMM Baş- kanvekili tsmail Alptetdn'i görev- lendirdi. Komisyonun, çalışmala- nna ilk olarak, geçen dönem üze- rinde uzlaşma sağlanmasına karşm Meclis gündemine gelmeyen mad- delerle başlaması bekleniyor. Bu maddeler arasında, cumhurbaşkanı- nın başta "referandum" olmak üze- re birçok konuda yetkılerinin sınır- landınlması yer ahyor. AKP hükürnetinin hedefleri ara- sında yer alan "yeni anayasa** için ilk adım ahldı. TBMM Başkanı Bü- lent Annç, TBMM Partilerarası Uz- • Komisyonun, çahşmalanna ilk olarak geçen dönem üzerinde uzlaşma sağlanmasına karşm Meclis gündemine gelmeyen maddelerle başlaması bekleniyor. Bu maddeler arasında, Cumhurbaşkanrnın başta "referandum" olmak üzere birçok konuda yetkilerinin sınırlandınlması yer ahyor. laşma Komisyonu'nun yeniden ku- rulması için TBMM Başkanvekili Ismail Alptekin'i görevlendirdi. Alptekin'inbaşkanlığını yürütece- ği komisyonda, her ikı partiden 3' er üye ile Anayasa Komisyonu Başka- nı Burhan Kuzu yer alacak. Komisyonun, çahşmalanna, ge- çen dönem üzerinde uzlaşılmasına karşm Meclis gündemine getiril- meyen anayasa maddeleriyle baş- laması bekleniyor. 57. hükümet dö- neminde anayasanın 51 maddesinin değiştirilmesi konusunda partiler arasında uzlaşmaya vanlmış, an- cak 37 maddesi paket olarak TBMM Genel Kurulu'na indirilmiştı. 37 maddenin ise 34 maddesi kabul edilmış. milletvekili dokunulmaz- hklan, uluslararası sözleşmelerin anayasanın önünde yer alması ve AKP lideri Tayyip Erdoğan'ın ya- saklannın kaldınlmasını öngören 76. madde yeterli oyu alamayarak paketten düşmüştü. Komisyonun, paketten düşen 3 madde ile birlikte gündeme getiril- meyen 14 maddeyı öncelikli ola- rak ele alacağı, ardından da diğer maddeleri değerlendireceği belir- tildi. Bu maddeler şu düzenlemele- ri öngörüyor: Cunıhurbaşkanının nitelikleriy- le ilgili 101. madde: Cumhurbaşka- nının görev süresinin 5 yıl olarak belirlenmesı ve iki kez seçilebil- mesi. Sezer'in bu düzenlemeden yararlanması. Cu mhurbaşkarunın görevve yet- kileriyle ilgili 104. madde: Cum- hurbaşkanının yargı, YÖK Başka- nı ve üyeleri ile üniversite rektör- lerinin seçimıyle ilgili yetkilerinin kaldınlması. Cumhurbaşkanının sorumsuz- luk haliyle ilgiti 105. madde: Yüce Dıvan'a sevkedilen cumhurbaşka- nının görevınin kendiliğinden düş- mesi. Yargı yoluyla ilgili 125. madde: Cumhurbaşkanının tek başına yapa- cağı işlemlere karşı yargı yolunun açılması. Hâkimler ve SavcılarYöksek Ku- ruhı'yla ügili 159. madde: HSYK kararlarına karşı yargı yolunun açıl- ması, Adalet Bakanı'nın kurul baş- kanlığı, müsteşannın kurul üyeliği- ne son verilmesi, üyelerin cumhur- başkanınca atanmaması. Cumhurbaşkanının halkoyu yet- kisiyie Ogfli 175. madde: TBMM'nin en az üçte iki çoğunluğu ile kabul edilen anayasa değişikliğine karşı cumhurbaşkanının halkoylamasrna gitme olanağının kaldınlması. Kutati: Nutukcular TBMM'de İktidar teslimiyetçi politika uyguluyor ANKARA(ANKA)-Sa- adet Partisi Genel Başka- nı Recai Kutan. AKP'yi nutuk armakla suçlarken vatan için canını verecek- lerin Meclis dışmda kal- dığını söyledi. "MilHGö- rüşü temsil eden tek parti- nin Saadet Partisi olduğu- nu" kaydeden Kutan,"Ma- alesef şimdi nutuk söyle- yenler,TBMM çabsıaİün- da,ülkeninmenfaarJeriiçin neredevse canmı verecek- lerdeMedBd^mdadır" dı- ye konuştu. Kutan, Ankara tl Baş- kanlan Genişletilmiş II Di- van Toplanhsı'nın arduı- dan seçimde başan göste- ren ilçe başkanlanna tak- dirname verdi.ABD'nin Irak operasyonunu petrol için istediğini, ileride tran ve Türkiye'nin de hedef olacağını ileri süren Ku- tan, "Irak'aöy1e bir operas- yon haariandı ki Türkrye Ortadoğu'dayabıızlaşan- lacak" dedi. Kıbns'ta "ver kurtul" anlayışının geliş- tiğini söyleyen Kutan, "Türkiye tam bir Ortodoks çemberinin içindedir. Kıb- ns bizinı için böyle bir or- tamda daha da önem ka- zanryor*' dedi. Kutan, AKP iktidannın dış politıkada *mffliveşah- siyedi bir çizgi izlemediği- ni" savunarak*AKP tam teslimiyetçi ve Baü'ya uy- gun politita uyguluyor. KıbnstanetbirpoGtafaor- taya çıkmış değfl" ıddı- asında bulundu. Rauf Denktaş'ın kendisine "ar- kamda ciddi destek göre- miyorum" dediğini bıldi- ren Kutan, "Ciddi tedbir alınmazsa Kıbns 3-4 sene içinde elden gidecek" de- di. Kutan AKP hüküme- tini memura verdiği zam- mı abartmakla ve millet- vekillerine '0' zam venl- mesi ile halkın gözünü bo- yamakla suçladı. Pakdemirli de adaylığını açıkladı ANAP'taaday sayısı 5'e çıktı ANKARA(Cumhuri- yet Bûrosu) - ANAP Ge- nel Başkanvekili Ekrem Pakdemirli, 11 Ocak'ta yapılacak ANAP Olağa- nüstü Kongresi'nde ge- nel başkanlığa aday oldu- ğunu açıkJadı. ANAP'ın 5. genel başkan adayı olan Pakdemirli, partisi- nin "profesör" bir genel başkana gereksinimi ol- duğunu söyledi. Pakdemirli, dün ANAP Genel Merkezi'nde yapı- lan Ankara bölge toplan- tısının açıhşında yaptığı konuşmada, partisinin 3 Kasım seçimlerinde önemh bir yenilgı aldığı- nı, bunun mazeretinin ol- madığını söyledi. RE- FAHYOL hükümetinin ardından ANAP'ın hükü- meti kurmaması gerekti- ğini defalarca dile getir- diğini, ancak dinleteme- diğini belirten Pakdemir- li, "Benim hatam da MKYK'dan isrifa etme- mek oldu. Partinıe zarar verebiirimdiyefctöaetme- dim. Başansızhkta benim de sorumhıluklanm var " dedi. ANAP'ı "ağn" ya- rah bir dev" olarak nite- lendiren Pakdemirli. ANAP'ın Türkiye'ye çok şey verdiğini, artık ANAP'a bir şeyler ver- me zamanının geldiğini söyledi. ANAP'ta daha önce Işm Çelebi, AB Ta- ipÖzdemir,Lütnı]lah Ka- yalar ve Yaşar Barut da adaylığını açıklamıştı. Derslere türbanla girilmesine irin vermeyen Atatürk Üniversitesi yönetimi, daha önceleri kapıya asügı "Türbanla girihnesi yasakür" ifadeierinin yer aldığı duyurulara "peruk da dahiT uyansını eldedL Atatürk Üniversitesiyasağı delmeye çalışan öğrencileri uyardı Türban üştü peruk yasak GÜRKANATA ERZURUM - Atatürk Üni- versitesi'nde türban yasağını pe- ruk yoluyla delen öğrencilere karşı önlemler arttınldı. "Tür- banlaginnekyasakür" ifadeie- rinin yazılı olduğu ilanlara "pe- ruk dahiT uyansı eklendi. AKP hükümeti ile YÖK ara- sında üniversitelerdeki irticai faaliyetlerle ilgili tartışmaJar sü- rerken Atatürk Üniversitesi'nde türbanın önüne geçmek için ön- lemler arttınldı. Derslere tür- banla girilmesine izin verme- yen üniversite yönetimi, yasağı peruk takarak delmeye çalışan öğrencileri kapılara yazı asarak uyanyor. Daha önceleri "Tür- banla güilmesi yasakbr" ifade- ierinin yer aldığı ilanlara "peruk dadahiT uyansı eklendi. Konuyla ilgili olarak öğrenci- leri sürekli uyardıklannı anlatan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. YaşarSütbeyaz, "Buko- Dudakititizfiğunizidevam etüri- yoruz. Öğrendkrin perukla da derslere girmeleri yasak. Bu ne- denle uyancı ilanlar yazarak fa- külte girişlerine asbrdık" dedi. Kel ve peruk kullanmak zorun- da olan öğrencilerin, bunu dok- tor raporuyla kanıtlaması ge- rektiğini ifade eden Sütbeyaz, "Aksi takdirde bu şekilde kim- se fakültelere giremez" diye ko- nuştu. Mahkemenin sendikacılann cezalannı ertelememe gerekçesi: Kişilikleri suça eğflimli MUSTAFAÇAKIR ANKARA-Ankara 24. Aslıye Ceza Mahkemesi, Kızılay'da grev- siz, toplusözleşmesiz sendika ya- sasını protesto eden sendikacıla- nn eylemini "•demokratik" bul- madı. Eylemin "demokratikhak aramaölçütlerini*' aştığını belir- ten mahkeme, sendıkacılar hak- kmdaki cezalan ise "ilerde bir daha suç işlemekten çekinecekle- ri hakkmda kanaat oluşmadığın- dan" ertelemedi. Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederasyonu (KESK) tarafın- dan 7 Haziran 2001 tarihinde TBMM'de Kamu Çalışanlan Sen- dika Yasa Tasansı 'nın görüşüldü- ğü saatlerde Kızılay Meydanı'nda eylem düzenlenmişti. 'Grevsiz, toplusözleşmesiz sendika' içeren düzenlemeyi protesto eden sendi- ka üyelerinin eylemine polis mü- dahale etmiş ve çok sayıda kişiyi gözaltına abnıştı. Daha sonra aralannda Eğitim- Sen Genel Başkanı Alaaddin Din- çer'in de bulunduğu 35 sendika- cı hakkında dava açıhnıştı. Dava sonunda sanıklan 1 yıl 3'er ay hapis ve 118 milyon 638 bin lira ağu- para cezasına çarp- tıran mahkeme, ilginç bir tespit- te de bulundu. Sanıklann yeniden suç işleme eğiliminde olduğuna işaret edi- len gerekçeli kararda şöyle denildi: "Sanıklann duruşmada ve dos- ya kapsamından anlaşdan kişilik- leıi, geçmişteki halleri ile suç işle- me eğilimlerine göre ilerde bir da- ha suç işlemekten çekinecekleri hakkmda mahkememizce kana- at oluşmadığmdan 647 sayih ya- sanın 6. maddesinin uygulanma- sına takdiren yer olmadığına ka- rar veribniştir." DHKP-C Tokat'ta orgut sorumlusu öldürüldü • Jandarma ile örgüt üyeleri arasında çıkan çatışmada öldürülen Celalettin AliGüler'inl993 yılında Izmir Buca Cezaevi'nden firar ettiği belirlendi. TOKAT (Cumhurrjet) - Tokat'ta DHKP-C'ye yönelik sürdürülen operasyonda, örgütün üst düzey sorumlulanndan "Yalçm" kod adlı Celalettin AB Güler öldürüldü. Tokat kırsalında jandarma tarafından DHKP-C'ye yönelik düzenlenen operasyonlar devam ediyor. Jandarma ile örgüt üyeleri arasında çıkan çatışmada "YakjuT kod adlı Celalettin Ali Güler öldürüldü. Güler'in 1993 yılında Izmir Buca Cezaevi'nden firar ettığı ve Tokat-Sıvas kırsalında örgüt adına faaliyet yürütmeye başladığı belirlendi. 1996 yılında Tokat bölgesinde çok sayıda eyleme kanştığı belirtilen Güler'in, 18 Nisan 1999 seçimlerinde Sıvas kırsalında seçim görevlilerini taşıyan araca roketli saldın düzenleyerek, 2 askerin şehit edilmesi ve 2 yurttaşın öldürülmesi, Adamlı Köyü"ne düzenlenen baskında da 2 yurttaşın öldürülmesi olaylanna kanştığı öğrenildi. Jandarma yetkilileri bölgede örgüte yönelik operasyonlann genişletilerek devam ettiğini belirttiler. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr Ahmet Rasim, Abdülhamrt döne- minin veCumhuriyet'in ilkyıllannınya- zan ve gazetecisiydi. Abdülhamit ha- fiyelerinden çok çekmiş, yokluk ve ha- pishanelerle ıç ıçe bir yaşam sürdür- müştü. "Anıları ve Söyleşileri" adlı ki- tabı, bize eski dönem gazeteciliğini, es- ki Istanbul'daki yaşamı ne güzel an- latıyor. "Anılan ve Söyleşileri" kitabı, 1925- 1928 dönemindeki Resimli Ay, Resim- li Perşembe dergileriyle, Cumhuriyet ve Akşam gazetelerindeki yazılann- dan oluşuyor. Kitabın başında Resim- li Perşembe dergisinin birsorusu üze- rine yolladığı cevap yer alıyor. Soru şöyle: "Muharrir (yazar) ve ediplerimiz (edebiyatçılartmız) nasıl yazı yazarlar?" Soruyu soran Sabiha Sertel. O dönemde eşi Zekeriya Ser- tel'in tutuklu olması nedeniyle dergi- nin işlerini Sabiha Sertel'in yürüttüğü anlaşıhyor. 75 yıl önce Cumhuriyet ilk kuruldu- ğu yıllarda (Haziran 1926) bir yazar, yazılannı nasıl kaleme alıyordu, merak edermisiniz? Işte Ahmet Rasım'in an- Ahmet Rasim ve Yazarlık lattıkları: (Özetleyerek aktarıyorum) "Lûtufnamenizi birazgeç aldım. Bu ne- denle ankete geç yetiştim. Istekli ola- rak çalıştığım, yazı yazdığım zaman- lar, beş altı saat deliksiz denilen uy- kulardan sonradır. Uyandığım zaman gece olmalıdır. Guneş doğmuşsa he- men tembellik basar. Arada öğleden sonra da çalışır, yazanm. Ama herhal- de sabaha bir iki saat kala çalıştığımın, yazdığımın tadını, zevkini öğleden sonraki çalışmalanmda bulamam." "Mürekkebim bol, kâğıtlanm düz, çok olmalıdır Kalemi işlek bulursam düşüncelerimi daha iyi düzenlerim." "Okumakta da, yazmakta da dık- kat, birinci kılavuzumdur. Okurken, yazarken sarhoşluk veren bir madde kullanmaya kesinlikle alışmamışımdır. Bir halde ki ağzıma bir iki yudum ıçki aldıktan sonra mektup bile yazamam. Ama okurken de, yazarken de tütün içerim. özellikle çay zihnimi rahatla- tır, çalıştmr. Kahve onun gibi etkileyi- ci değildir." "Gürültü sevmem" diyor Ahmet Ra- sim. Sonra o gün bile Istanbul'un ne kadar gürültülü olduğunu anlatıyor: "Sokak satıcılanndan, araba, otomo- bil gürültülerinden, tren, vapur dü- düklerinden, pencereden pencereye bağıra bağıra konuşan komşulardan ziyadesiyle tedirgin oluyorum. Ço- cuklan sevdiğim için onlann haşanlık- lannı, koşup bağırmalarını severim." Ahmet Rasim gazetecidir ve gaze- te yazılan konusundaki saptamaları bugünküne çok benziyor: "Yazdıkla- nmı bir daha okumak bazan kısmet olur, bazan olmaz. Buna neden gaze- tecilik yaşamıdır." Ahmet Rasim Istanbul üzerine araş- tırmaya dayalı güzel yazılar yazmış, kalıcı eserler bırakmıştı. Bunları nasıl yazıyordu: "Temız hokka, temizkâğıt: Işte benim yazıcılığımı güçlendiren maddi etkenler. Yazdıklarımda önce gözlem, sonra duygulanmaya alışkı- nım. Inceleme zamanlannda sekiz on saat dalıp yorulmadığım çoktur. Ba- şım kanncalanır ya da parmaklarıma kramp gelir, ben çekilemem. Yorgun- luk artıp da anlayamamazlık başladı mı bir tarafa serilip yatarım." Bir araştırmacı olarak nasıl çalışır- dr. "Bir konuyu baştan iyice anlama- dıkça, etrafını araştmp kaçamak ka- pılannı saptamadıkça kaleme almak yanlısı değilimdir. Işte sayın yazar ha- nım, ben böyle okur, yazanm. Ne göz gezdirmekten, ne de düşünüp taşın- madan yazmaktan zevk almam. An- cak bildiğim konuları oturup hemen yazmağa başlamak bence işten sayıl- maz." • • • Ahmet Rasim, "Fuhş-u Atik" kita- bının bir yerinde ''Her gerçek güzel- dir" der. Vedat Günyol onun bu sö- zünden yola çıkarak şöyle bir değer- lendirmede bulunur: "Gerçek güzel- dirama, onu dile getirmek, düşünce özgürlüğü olmayan toplumlarda sa- kıncalıdır. Nasıl bülbülûn çektiği dili be- lasıysa, yazann çektiği de kalemi be- lasıdır. Ahmet Rasim böylesi bir bela çekmiştir ömrû boyunca." Ahmet Rasim bundan tam 70 yıl ön- ce 1932 yılında yaşamını yitirmışti. Zorlu bir dönemin yazarıydı Ahmet Rasim. 70 yıl sonra acaba neler de- ğişti, diye de düşünebiliriz. Meslekta- şımtz Sinan Kara cezaevine yeni gir- di. Hâlâ, kurulu düzene, statükoya kar- şı çıkmak insanlann başını belaya so- kabiliyor. Hâlâ kitap toplatılabıliyor. Bir pazar günü Ahmet Rasim'in öy- külerinı, başından geçenleri okumak iyi geldı. Eskinin Istanbuluyla günü- müz istanbulu arasında tabii ki büyük farklar oluşmuştu. Bizim mahallede ise fark daha azdı. Yıtip giden azınlık- ların yerini Anadolu'dan göçenler al- mıstı. Sokakta çocuklartıpkı o zaman- kı gibi bağrışıyorlar. Sokak satıcılan- nın gürültüsü de eskiyi aratmıyor. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Sen Neden Umut Olmuyopsun?.. Milli Piyango'nun yılbaşı bıletleri tükenmiş, ka- raborsada satılıyor. Piyango bileti bir umut, 'Sana da çıkabilir'. Bir gece yansı, tam saat 12'de 2002 gidecek, 2003 yılı gelecek. Bakalım, yeni yıl neler getirecek? Yeni yıl, ye- ni bir umut. Burcunuz yeni yılda size neler getirecek? Bir fal bakılıyor. Taşlar, kâğıtlar, kahve telve- leri, avuç ıçlerı. Umut. Umut ediyor ve bekliyorsun. 2003 yılı. Üç vakitler. Yeni sabahlar. Dağın ar- kası. Kuşun kanadı. Hep bekliyorsun. Ne beklediğini bilmeden bekliyorsun. Ne istediğini bilmeden bekliyorsun. Ne yaşadığını bilmeden bekliyorsun. Sen neden umut olmuyorsun? Neden kendine umut olmuyorsun? Neden kendinden beklemiyorsun? Yaşamını değiştirmek istiyorsun. Elindeki piyango biletine bakarken heyecan- lanıyorsun. O bilet senin yazgını değiştirecek diye umu- yorsun. Çok uzak bir olasılık olsa da. 120 milyonda bir olsa da bekliyorsun. Kafdağı'nın ardını bekliyorsun. Masallara inanan çocuk gibi bekliyorsun. Ama işte sen buradasın. Ellerıni tut. Gözlerine dokun. Ayaklarına bak. Kolların, bacakların. Sen. Kendinden hiçbirşey beklemiyorsun. Çünkü hiç denemedin. Çünkü hiç düşünmedın. Çünkü sana beklemeyi öğrettiler. Çünkü sana hep başkalarından beklemeyi öğrettiler. Ve sen hep başkalarından bekledin. Annen, baban, kardeşin, dayın, amcan, tey- zen, halan, yengen, enişten, öğretmenin, bü- yüklerin, şirket, devlet, Allah, talih, kader, şans, hep sana bir şeyler verecekti. Verdikleri zaman aldın. Vermedikleri zaman bekledin. Sana 'bekleme, yap' diyenlerı duymadın, duyduğun zaman kızdın, kırıldın, sıkıldın. Gene bekledin, gene bekliyorsun. Elbette şansın dönecek, senin de yazgın de- ğişecek. Piyango bileti alıyorsun, loto oynuyorsun, bir gün sana da çıkacak. Kendinden hiçbir şey beklemiyorsun. Savaş çıkacak, ilgilenmiyorsun. Aç kalacaksın, oralı olmuyorsun. Işini alacaklar, ağlamaya hazırlanıyorsun. Sen neden bir şey yapmıyorsun? Sen neden kendine umut olmuyorsun. Sen, kendinin yanındasın, kendinin içindesin, sen kendinsin. Sen, neden kendin olamıyorsun? Bunu düşünmezsen eğer, bunu bilmezsen, hiçbir şey sana umut olamaz. Kendin olamazsan eğer, kendine umut olamazsan, boşuna beklemiş olursun umudu dağdan, taştan. Ve sadece kendi ayaklarının prangası olursun. Onun da nasıl olduğunu bilmeden. e-mail: erdalatak a superonline.com. Faks:0212-513 90 98 Başbakan Gül, Aksu ile görüştü • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Başbakan Abdullah Gül dün Dışişleri Konuru'nda Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile görüştü. Yaklaşık 1.5 saat süren görüşmenin ardından açıklama yapılmazken Başbakan Gül. eşi ile birlikte bazı yakınlannı da Dışişleri Konuru'nda ağırladı. Misafirleri, konutun kapısından Gül'ün oğlu Ahmet Gül uğurladı. 'Türkiye, Avrupa'nın papçası oknaT • ROMA (AA) - îtarya Başbakan Yardımcısı Gianfranco Fini, Türkiye'nin Avnıpa Birliği (AB) üyeli&ine destek verdi. Ulusal Ittifak Partisi lideri Fini, Italya'ya haftada bir yayımlanan "Famiglia Cristiana' adlı Katolik dergisinde yer alan demecinde, "'Türkiye, Avnıpa'nın parçası olmalı, çünkü bunu istiyor" dedi. Türkiye'nın coğrafi konumuna dikkat çeken Fini, "Türkiye'nin, AB'yi sadece bir ekonomik fırsat olarak görmediğini göstermesi gerektiğini" söyledi. DYP'de Çiller grtti, bıyıklılar arttı • ANKARA (ANKA) - Mehmet Ağar'lı DYP vitrininde eski genel başkan Tansu Ciller'in dönemine göre 'bıyıklı' yönerici sayısı arttı. Genel Başkan Ağar dahil toplam 14 üyeden oluşan DYP Başkanlık Divanı'nda bıyıklı-bıyıksız dengesi yan yanya oluşurken Divan'daki bıyıklı yönetıci sayısı da 5"ten 7'ye yükseldi. Hayvanlar haklanına kavuşuyor • ANKARA (Cumbumet Bürosu) - Kofisyon hükümetlerinde partiler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle 7 yıldrr çıkanlamayan Hayvanlan Koruma Yasa Tasansı, bu hafta TBMM komisyonlannda ele alınacak. Zorunlu olmadıkça sahipsiz hayvanlann öldürülmesini yasaklayan tasanda, yaşlı hay\anlann çalıştınlmaması, hayvanlann bilimsel olmayan deneylerde kullanılmaması öngörülüyor. Tasan, yasaklara uymayanlara para ve hapis cezası getiriyor. 600 yıllık gizem çözüldü • ANK\RA/MARDtN (ANKA) - Adlı Tıp, Mar- din'deki Kasımıye Medresesi'nin du\arlanndaki le- kenin Timur'un başını \ r urdurduğu Sultan Kasım'a ait olduğu şeklındeki 600 yıllık rivayetin doğrulan yansıtmadığını ortaya çıkardı. .Analiz sonucunda le- kelerin kan değil, kök boyasına aıt olduğu saptandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle