Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 ARALIK 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
ABD'ye ihracat yüzde 39, Japonya'ya 44, Çin'e de yüzde 221 oranında arttı
Fındıkta tanıtimbaşansı• 2 yıldır sürdürülen tanıtim
faaliyetleri sonucunda Çin'e fındık
ihracatı bin tonu aştı. Japonya'da
iki büyük çikolata firması Türk
fındığı kullanmaya başladı. 2003
için hedef pazarlar Rusya, Suriye
ve diğer komşu ülkeler.
ANKARA (AA) - Fındık Tanıtim Gnıbu tara-
findan gerçekleştirilen tanıtim çahşmalan sonu-
cunda ABD, Çin ve Japonya'ya önemli ihracat
artışı sağlandı. Geçen yıl, önceki yıla göre, fin-
dık ihracatı ABD'ye yüzde 39, Japonya'ya yüz-
de 44. Çin'e ise yüzde 221 arttı.
Istanbul Fındık ve Mamulleri Ihracatçılan
Birliği (IFMİB) Başkanı ve Fındık Tanıtim Gru-
bu Eşbaşkanı UfiıkÖzongun, Çin'e ihracatın bu
yılın ilk 11 ayında bin tonu aşarak 1115 tona çık-
tığını, Hong-Kong'a ihracatın sıfırdan 2 bin 12
tona ulaşhğını açıkladı. Özongun, Japonya'da da
iki büyük çikolata firmasının Türk fındığı kul-
lanmaya başladığını kaydetti.
Ancak üretim fazlası nedeniyle her yıl alım
fiyatı sorunu yaşanan findığın ihracatını arttır-
mak için yapılan tanıtim faaliyetlerinde kaynak
sorunu yaşanıyor. Özongun, çalışmalann yıllık
2-3 milyon dolarlık kaynakla yürütüldüğünü be-
lirterek ancak uluslararası piyasada yapılan ta-
nıtımlarda bu kaynağın yeterli olmadığını söy-
ledi. Özongun. konu ile ilgili olarak AKP Ge-
nel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşe-
rek findık ihracatı sırasında yapılan Destekleme
ve Fiyat Isrikrar Fonu (DFlF) kesinrilerinin bir
bölümünün, tanıtim amacıyla kullanılması için
aktanlmasını önerdilderini söyledi.
Verilen bilgiye göre, kabuklu findık ihracatın-
da tonda 40 dolar, iç fındık ihracatında da ton-
Tanıtım çalışnulan sonuç verdL Hong-Kong'a ihracat sıfırdan 2 bin 12 tona ulaşırken Japoma'da da iki büyük çikolata firması Türk fındığı kullanmaya başladı.
da 80 dolar DFÎF kesintisi yapılıyor.
Özongun. Dünya Futbol Şampiyonası'ndan
sonra. Japcrya ve Çin'de sürdürülen reklam
kampanyası îirasında, reklam firmalannın fut-
bolcu tlhan Vlansız'ı istediklerini. ancak Man-
sız'ın istediiı ücretin karşılanamaması nede-
niyle projemn gerçekleştirilemedığıni söyledi.
Çin'e ihraj ediîen iç findıklann paketinde
Türk bayrafcnı andıran ve bayraktaki yıldızın
fındık şekliade düzenlendiği bir ambalaj kulla-
nıhyor. Bu anbalaj, piyasada "TürkMah" ima-
jının da yerlesjinlmesi amacıyla, af iş olarak kul-
lanılıyor. Çin'deki TV reklamlannda ise *we-
iango" adlı fındık bebek maskotu yer alıyor.
Tanıtim kampanyalan için şimdiye kadar Ja-
ponya'da 1.8 milyon dolar, Çin'de 1.3 milyon do-
lar harcandı.
Avrupalı 5 kat fazla tüketlyor
Fındık Tanıtım Grubu,findıktüketımini arttır-
mak için yurtiçinde de reklam ve tanıtim kam-
panyalan düzenliyor. Önceki yıllarda "aganigi
naganigT sloganıyla yürütülen reklamlar büyük
ılgi görürken, bu yıl sadece findıklı yemekler
yanşması yapıldı. Giresun, Izmir ve Istanbul'da
düzenlenen yemek yanşmalannda dereceye gi-
ren yemeklerin tarifleri, ulusal ve uluslararası
literatüre girmesı için kitap haline getirilerek,
yurtiçindeki 5 yıldızlı otellere, aşçılık okullan-
na ve basında yazan gurmelere gönderildı.
Tanıtim faaliyetleri sonucunda yurtiçi kabuk-
lu findık tüketiminin 60 bın tondan 80 bin tona
yükseldiğini kaydeden Özongun, "Kişi başına
tüketim yanm kiloyu aşü. Üreten biziz, ama Av-
rupah bizimkinin üç kaü findık yiyor" dedi.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginy(« tr.net
Kendi ülkem üzerıne yazılanlara
yaklaşırken, sağlıklı analız için gerek-
li duygusal mesafeyı çoğunlukla ko-
ruyamıyorum (üstelik gündemde bir
savaş var) "Bu yazar bunu yazıyor
ama aslında ne diyor" şüpheciliğiy-
le. metın akışındaki bozuklukları, çe-
lişkileri vb. arayarak bakıyorum. Ço-
ğu kez de "derin" çözümlemeler ara-
sında ayrıntı öne çıkıyor, büyük resim
gözden kaçabıliyor. Bu kez, Türki-
ye'ye. herhangi bir ülkeye bakargibı,
duygularımı işin içine sokmamaya
çalışarak baktım. Karşıma. "Gerçe-
ğiyle" karşılaşmış bir ülkeyle, büyük
bir inatla bunu yadsımaya çalışan bir
medya eliti çıktı.
seçenekslzlfğln
dayanılmaz hafffllğl
Halk savaş istemiyor. Rivayete gö-
re hükümet ve muhalefet savaş iste-
miyor. Ordu savaş istemiyor. İş çev-
releri savaşın büyük bir yıkım getire-
ceğini düşünüyor. Ama bu ülke adım
adım savaşa sürükleniyor. Toprağı-
nın en "sorunlu" bölgelerini, liman ve
havaalanlannı, emperyal bırproje iz-
lediğini fütursuzca ilan etmiş bir ülke-
nin kullanımına açıyor. Burada ulus
devlet-ulusal egemenlik-jeopolitik
çıkarlar denklemine uymayan bir
"gahplik" yok mu? Garıplik diyorum
çünkü bu "dunım " tutarlı bir biçimde
açıklanamıyor. Her açıklama gelip bir
"şeye" çarpıyor, onu aşamıyor. Ama
kimse, açıklama çabalannın hazme-
demediği, öğütemediği bu "şeyi",
sorgulamak bir yana, görmek bile is-
temiyor. Çünkü bu aşılamayan,
öğütülemeyen "şey", bu ülkede 20
'Anamopfoz' (*)
yıl boyunca kurulan "vfeolojik evre-
nin ", diğer bir deyişle. - ke hakkında,
halka anlatılan hıkâyee'ir, tutarlı bir
görüntü sergileyebilrr&sı için, bu ül-
keyı yönetenlerle onlann sesı kartel
medyasının, metınlerrn dışında bı-
raktıkları, bastırdıklar *şey", aslın-
da bu ülkenın "gerçeğı"* Şimdi bu
"gerçek" her bastırılan şey gibi yine
(depremi hatırlayınız) gei geldı ve ce-
vabını istiyor!
Medyanın yazarlarnn. "bilen kişi-
lerinin" çok büyük bı* «esımi, ilginç
bir biçimde hep aynı se* , şeçeneğin
"ölümle hastalık arasanda" olduğu-
nu kabullenmemızi ist-.orar "Bu sa-
vaşı engeleyemryoruz! Dışında da
kalamıyoruz" ya da "Türkiye'nin,
biz bu oyunda yokuz demesi
mümkün değil. Böyte demek, uğ-
rayacağımız (zarara j_ığrayacağımız
kesin - E.Y.) zararları çok daha bü-
yütebilir"; bir başkas " Böyle bir sa-
vaşın ne içinde olmek ne dışında
kalmak iyi... Galiba e-ıiyisi, bunun
bir öiçüde hem içinO-e hem dışın-
da görünmeyi sağlayacak bir 'orta
yol' bulmak. Umarız: ööyle bir for-
mül bulunur". Bu alırn an çoğaltmak
çok kolay ama gerekss. Bellı kı "ım-
kânsız" bir durum var ka-şımızda. Her
şıkta kaybediyoruz. ArtK Özal döne-
mindeki gıbı, aklımızı leynir ekmek-
le yemediğımiz için İtHr koyup üç
almaktan" söz açan jok. Ama yine
de çaresizliğimızın ağ-sjnı azaltacak,
onurlu, mantıklı biraçı*.arra istıyoruz.
Diğer bir deyişle, öyle a r fantezi ya-
ratalım ki ağrımızı uyuştursun. Şuna
ne dersıniz: "Bu kez akıllandık, 25
milyar dolarlık talebi iki ABD bü-
rokratının önüne koyduk". Ne ya-
zık kı, yaşamında çok fantezi görmüş
olanlann bu malı almaya nıyeti yok.
Güngör Uras, Mılliyet'teki köşesin-
de hemen üzerini çiziyor: "Faturanın
tamamını biz ödeyeceğiz. Savaşın
faturasını kimse bizimle paylaş-
maz". (Mılliyet, 27/12)
Esas sorulması gerekeni
Birileri fantezi arayışlarını sürdüre
dursun, biz açıkların gelip çarptığı
"şey"le ilgilenerek "Türkiye bu gün-
kü noktaya nasıl geldi? Neden, za-
rargöreceği, belkide bir süre son-
ra daha ağır 'travmalarla' karşıla-
şacağı bir savaş sürecine girmeyi
reddedemiyor?" sorularına cevap
arayalım. Karşımızda, gözlerımizın
ıçine bakan "gerçeğimizle" ancak
böyle yüzleşmeye başlayabılirız: Bu
ülkede 20 yıldır, çağdaşlaşma, ser-
best piyasa, küreselleşme kod söz-
cükleriyle anlatılan hikâye, kocaman,
iç tutariılıktan bile yoksun, bir yalan-
dır! Ülkeyı "küreselleştiren" süreç.
daha belirgin bir ifadeyle. IMF prog-
ramları, ülke ekonomisinin bağı-
şıklık sistemlerini, yani en kötü ko-
şullarda dahi ayakta kalmasına
olanak veren iç dinamiklerini yık-
mış, egemen sınıflarını karar vere-
mez, iktıdarlanna, kendı mallanna sa-
hip çıkamaz bir noktaya getirmiş, ül-
keyi de facto "sömürgeleştirmiş-
tir".
Bu "saçma" saptamayı daha iyı
anlamlandırabilmek için işe, sürecin
en aşırı, ama dünü bugüne/savaşa
bağlayan bir düğum noktasına, 1999
stand-by anlaşmasının durduğu nok-
taya, ama bıraz da açıyı değiştirerek
adeta "yamuk" bakarak başlayabıli-
rız. Okuyalım: 1999'da "milli gelir
yüzde 6.4 gerılemiş; cari açık/milli
gelır oranı hem 1999'da, hem de
1995-99 ortalaması olarak yüzde 1 'in
altındadır. Kısacası, son iki yıida ca-
ri işlemlerı kabaca dengede olan; bü-
yümenin yüzde 8'e yaklaştığı 1995-
9 7 döneminde bile cari açık/milli ge-
lir oranı yüzde 1.3 gibi ılımlı bir bo-
yutta kalan Türkiye ekonomisini yö-
netenler (her ne hikmetse) var güç-
lenyle dış kaynak arayışına girişmiş-
lerdir. Bu türden birek dış finansman
arayışını (ve tipik bir stand-by'ı) ge-
rektırecek bir aşın ısınma durumu
1999 'da yoktur. Enflasyon yüksektir,
fakat kroniktir ve aşın ısınma ile ilgi-
si yoktur? Ancak 'dövız çıpası' se-
çeneği, "antienflasyonistpolitika se-
çeneklerinden sadece biridir ve Tür-
kiye 'nın bu seçeneğe yonlendirilme-
si zorunluluğu yoktu" (Boratav: Fi-
nansal Kriz IMF'nin Eseridir.
www.toplumsalbellek.org/kriz.html-
Vurgulayalım: 1999 stand-by an-
laşmasını yaparak aynca borçlan-
manın bir gereği yoktu! Üstelik,
borç ödeme sorunu, ödemeler den-
gesı krizı yokken anlaşma yapıldı,
enflasyonla mücadele adına getirilen
tedbirler ülkeyi, tarihinin en büyük
ekonomik krizine sürükledı!
"Yamuk" bakmaya devam edelim:
Ekim 1999'da ABD, Orta Asya Ordu-
su'nu, Pasifik Komutanlığı'ndan ala-
rak Ortadoğu'dan sorumlu merkez
komutanlığa bağladı. Böylece dün-
yanın en önemli petrol bölgeleri tek
bir komutanlığın hareket alanı içinde
birleştırıldi. Sonra Bush darbesi, 11
Eylül saldırısı, "terorizme karşı sa-
vaş", Afganistan ve şimdi de Irak'tan
başlayaraktüm Ortadoğu... Ve kaça-
madığımız savaş...
Şimdi yine soralım: Neden bu
stand-by anlaşması hıç gerekli değil-
ken hem de son derecede kritık bir
anda, ABD'nin bölgeye yönelik stra-
tejik yaklaşımını değiştirmeye başla-
dığına dair ilk önemli göstergeler su
yüzüne çıkarken yapıldı? Neden bu
program uygulandıktan sonra ülke
ABD tarafından kontrol edilen
IMF'nin yardımı olmazsa yaşayamaz
hale geldi? Ya 1999 IMF anlaşması-
nın gerekçesi, ekonomik değil de si-
yasiyse? Ya, ülke ekonomisinin son
dayanma noktaları bu "gereksız"an-
laşmanın getirdiği krizle, ABD'nin je-
opolitik hesaplanna bağlı olarak kırıl-
dıysa? Ne kadar "saçma" bir akıl yü-
rütme değil mi? Ama bastınlanlar da
aslında verili denklemlerin rasyoneli-
ne uymadığı, "saçma" olduğu için
bastmlmaz mı? Şimdi artık "Mecbur
muşuz! Girecekmişiz..." diye yakın-
mak yenne ülkeyi bu noktaya getiren
verili denklemleri sorgulamak ge-
rekmez mi?
(*)Ancak belli bir açıdan (yamuk)
bakınca algılanabilir olma
MAR\1\RA EREĞLİSİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
HÂKtMLİĞt'NDEN (KAMULAŞTIRMA DL^a^RUSU)
Davacı TEİAŞ Genel Müdürlüğü vekıli Av. Nur Sel tarafından zşağıda vazıh esas
numarası ile Selahattın Ahlatçıoğlu aleyhıne açılan kamulaştırma tedelinın tespıti ile
taşınmazın tescilı davasında:
TEAŞ Genel Müdürlüğü tesis edilecek olan ve yatınm prograntında 95 D.03.0480
proje numarası ile yer alan 380 k\v'lık Hamitabat tkitelli BR5 N. BOTAŞ.M.E.
DGKÇS Enerjı Nakıl Hattı güzergâhı altına ısabet eden pilon yeTteri için 19.0*00 m2
mülkıvet, hat güzergâhının emnıyet şendi içinde kalan 1.600.Ö0C
1
m2'İık sahanın da
irtıfak hakkı şeklmde 2942 sayılı kamulaştırma kanununun 6 maaiesmin (g) fıkrası-
na göre kamulaştınJmasına vönetım kuruîunun 27.06.1997 tarih -..; 15-214 nolu top-
lantısında karar verildiğını, daN'alıya ait taşınmaz üzennde de imzık mülkiyet kamu-
laştırma yapılması gerektığinden 2942 sayılı kamulaştırma yasa;mn 4650 sayılı va-
sanın 3 maddesi ile değişık 8. maddesine göre gerekli işlemler iarece usülüne uy-
gun olarak ıkmal edıldığı, kıymet takdır komisyonu teşekkül ettic lersk tahminı bedel
tespıt raporunun alındığı. aynca uzlaşma komısyonunun teşekkü, îfnnldıği, fakat ta-
raflar arasında uzJaşma saglanamadığı iddıa edilerek kamulaştın-^j bedelinin mahke-
memizce tespıt edilip bu bedelın bankaya yatınlıp. kamulaştırma Ttıfak hakkının da-
vacı kurum adına tapu\a tescihne karar venlmesıni talep \e dava :irrıiştir.
lCamulaştırma ve yargılama ile ılgılı diğer bilgıler aşağıda göste-timiştir.
a) Mahkeme esas numarası. davalısı. tapu malıki \eya malıklem ad ve adlan, ka-
mulaştınlacak taşınmaz malın tapuda kavıtlı bulunduğu yer-me vı-pafta-ada-parsel
numarası-vasfi ve vüzölçümü,
Esas No: 2002'202
Davalısı \e malikı: Selahattın Ahlatçıoğlu.
Tapu bilgilen: M. Ereğlisi Merkez Kömürcü mevkıi 22 pafta 3 4 parsel,
Kamulaştırma mülkiyet hakkı: !2l.00m2 irtıfak hakkı 5182.1" m2
b) Kamulaştırma yapan idarenin adı: TEİAŞ Genel Müdürlüğü
c) Aynca çıkartılan meşruhatlı da\etiyenın teblığinden itibarer 30 gün içinde ka-
mulaştırma ışlemine idari yargıda ıptal ve adli yargıda maddı haııJıra "karşı düzeltim
da\ası açılabıhr. d) Açılacak davalarda husumet (>-ukanda c benrnüe yazılı) ıdareye
yöneltilmelidır. e) 30 gün içensinde kamulaştırma ışlemine kan. dari yargıda iptal
davası açanlann dava açtıklannı ve yüriitmenin durdurulması kan.n aJdıklannı belge-
lendırmedikleri takdirde kamulaştırma işlemlerı kesınleşecek ve mahkemece tespit
edilen kamulaştırma bedeli üzennden taşınmaz mal kamulaştırmayı vapan ıdare adına
tescıl edılecektır. 0 Mahkemece tespıt edilecek kamulaştırma ^jelı hak sahipleri
adına Marmara Ereğlisi T.C. Zıraat Bankası şube müdurlüâüne •unnlacaktır. g) Ko-
nuya ve taşınmaz malın değenne ılişkın tüm savunma \e delillerr da\etiyenin tebliğ
tanhınden ıtıbaren 10 gün içensinde mahkemeye yazılı olarak biicrilmesı gerekmek-
tedır. h) Yukanda esas numarası \azılı davanın ilk duruşmasına 2? 12 2002 günü saat
11.20'den ıtıbaren Marmara Ereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesı'ncs' saşlanacaktır.
Keyfıyet 2942 sayılı kamulaştırma kanununun 4650 sayılı karuiunun 5 maddesi
ile değişik 10. maddesının 5. fıkrası uyarınca duyurulur. Basın: 86525
KAKTAL 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ ÎLANI
DosyaN"o:2001 5920
Bir borçtan dolayı aşağıda cins. kıymetı ve özellikleri yazılı ga\rimenkul açık arttırma yoluyla satılacaktır.
Satılmasına karar >erilen gayrimenkulün adedi. cinsL kıjmeti. özellikleri: Maltepe ilçesi. Cumhuriyet Mahal-
lesi'nde kâin 2353 ada, 119 parselde kavıtlı. B Blok, 9. kat. 39 \o'lu mesken. bunun kat irtifakına aynlan
1739.81 m2 miktarlı arsanın 16 1216 arsa payı ile birlikte satılacaktır.
GajTİmenkulün evsafi: Satışa sunulan gayrimenkul. Maltepe ilçesi, Cumhuriyet Mahallesi. Cumhunyet Cad-
desi. Cami Sokağı'nda, Kuzey Yıldızı Sitesi'nde. B Blok. 9. kat. 39 No'lu dairesidir. Bina betonarme, karkas
sisteminde bina dokuz katlı ınşa edilmiştir. Daireye girişte bir hol. hol içinde hole açılan salon, balkonlu mut-
fak. tu\alet ile bıri koridorda biri balkonlu üç yatak odası \e banyo mahalleri me\cuttur. döşemeler ıslak ze-
minde seramıkle. salon ve odalar ahşap olup. banyoda küvet. klozet ve lavabo vardır. Daire takriben 100.00 m2
sahalıdır.
İmar durumu: Gayrimenkul 16.12.1999 ve 5447 sayılı tstanbul II Numarah Kültür ve Tabiat Varlıklannı
Koruma kapsamında kaldığı. koruma amaçlı imar planı onaylanıncaya kadar Dragos III. Derece Doğal SİT
Alanı geçiş dönemı koşullannın H:6.50 m (2. kat) \e TAKS:015 m. KAKS:0.30 olarak belırlenmesıne, birkat-
tan fazla bodrum yapılamayacağına karar verilmiştir.
Gayrimenkulün değeri: Gayrimenkule bilirkişi 35.000.000.000.-TL tahminı kıymet biçmiştir.
Satış şartlan: 1- Satış. 07.02.2003 günü saat 14.00 ile 14.10 arasında Kartal 4. lcra Müdürlüğü'nde yapıla-
caktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve
satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü ba-
ki kalmak kaydıyla. gaynmenkullerin 2. açık arttırması 17.02.2003 günü saat 14.00-14.10 arasında Kartal 4.
lcra Müdürlüğü'nde yapılacaktır. Bu açık arttırmada satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklar varsa bu
alacaklar toplamını. satış ve paylaştırma masraflan ile takdir edilen değerin yüzde 40'ını geçmesi şartıyla en
çok arttırana ıhale olunur.
2- Katma Değer Vergisi. ihale damga pulu. alıcı adına tahakkuk edecek tapu alım harcı satın alana ait ola-
caktır. Tellalıye resmı ve bınkmiş emlak \ergi borçlan tapu satım harcı ihale bedelinden ödenir.
3- Açık arttırmaya katılmak ısteyenlerin takdir edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesı veya bu
miktar kadar millı bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış. peşin para iledir. Alıcı istedığin-
de 20 günü geçmemek üzere mehıl verilır.
4- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ılgililenn varsa ırtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimen-
kul üzerindeki haklannı faız ve masrafa dair olan iddıalannı dayanağı belgelen ile on beş gün içinde müdürlü-
ğümüze bıldirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakıla-
caklardır.
5- Satış bedeli hemen ya da verilen süre içinde ödenmezse llK'nin 133. maddesi gereğince ihale feshedilir.
tki ıhale arasındakı farktan yüzde 60 faizden alıcı ve kefilleri sorumlu tutulacak, hiçbir hükme gerek kalmadan
kendilennden tahsıl edilecektır.
6- Şartname, ilan tanhinden ıtıbaren Müdürlüğümüzde herkesın görebilmesi için açık olup, masrafi verildiğı
takdirde ısteyen alıcıya bir örneği gönderilebilır.
7
- Satışa iştırak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan. başkaca bilgi al-
mak isteyenlenn 2001 5920 esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur.
18.12.2002 Basın. 86196
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
YÖK'ii Yok Etmek? (I)
Kuruluşundan bu yana geçen yaklaşık yirmi yıl içinde
YÖK ölçüsünde büyük eksilerle artılan bir araya ge-
tiren çok az kurum vardır.
Kuruluşunda, 12 Eylül rejiminin bir oyuncağı olarak,
özellikle yeni açılan üniversitelerde şeriatçı örgütlenme-
yi sağlayan YÖK, yine o yıllarda, o zamanki ünlü başka-
nının imzası ve iki satırlık biryazı ile bilim insanlannı, ge-
rekçesiz, sorgusuz-sualsiz, kısaca nedensiz oir bi-
çimde üniversitenin kapısı önüne koyuyordu. Bu uy-
gulamaya karşı çıkan yüzlerce gerçek çok nitelikli bi-
lim insanı da üniversite öğretim üyeliğini bırakmak zo-
runda kalmıştı.
O zamanki YÖK, bu nitelikli öğretim üyesi kaybını,
hızlı bir biçimde, esas olarak şenatçı kadrolarla, doldur-
du. Üniversite geriledi. Doktora vedoçentlikjürilerine su-
nulan tezler, makale ve eserler, çoğu kez, bilimsellikten
uzaktı.
Bilindiği gibi, bir makalenin ya da yaprtın doçent ol-
mak amacıyla değerlendirmeye alınabilmesi için yayım-
lanmış olması gerekmiyor; dergi ya da yayınevi yöneti-
minin "yayımlayacağız" diye bir yazı vermesı yetiyor.
1980'li yıllarda, kimi doktora ve doçentlik unvanlarının
"yayımlayacağız" yazılanna dayandınldığını bilim çevre-
leri bilir. O yıllarda, sözüm ona zorunlu kılınan yurtdışı
yayın koşulunun yerine getirilmesini kolaylaştırmak üze-
re, htalya'da, yalnızca Türk bilim insanlan için özel
dergiler çıkartıldığı buralarda 2-5 bın dolar karşılığı
makale basttnldığı o günlerde basın-yayın konusu oî-
muştu.
Kısaca, 12 Eylül sonrasının üniversitesi, yalnız bilim in-
sanlannı öğütmekle ve yok etmekle kalmadı; onlann ye-
rine, bilirnsellikten hiçbir nasibi olmayanlann gelmesini
sağladı. Üniversiteler, kendilerini açıkça şeriatçı diye ta-
nımlayan; yazdıklan ders kitaplannı, tamamıyla dinsel öl-
çülere göre biçimlendiren öğretim kadrolanyla doldurul-
du.
özellikle büyük kerrt dışı üniversitelerin akademik kad-
rolan, tam anlamıyla bilimsellikten uzaklaştınldı; akade-
mik dünya ya kendısı de şeriatçı oldu ya da şeriat öz-
lemcılerine tutsak edildi; yaratıcılık unutuldu; bilimsel
düzey anlamını yitirdi. O yıllarda, ülkenin bilim ve tekno-
loji alanıpda ilerlernesinı ısteyenler, bu satırtann yazan da-
hil, o YÖK'ün yok edilmesi gerekfğini özenle vurgu-
ladılar.
Daha sonra, 199O'lı yıllarda kamuoyunun da istemiy-
le, YÖK, adım adım şeriatçı egemenliğinden kurtulma-
ya başladı. özellikle, Kemal Gürüz'un başkanlığı döne-
minde. bilimselliğin onemsenmesi sağlandı. YÖK ül-
kemizin bilimsel gelişmesinin laiklik ilkesi üzennde
yükselebileceğini; yalnız laiklik altyapısı üzennde bilim
yapılabileceğıni ve bu anlamda bilimsel özgürlüğün
korunması gerektiğini savunan birözellik kazandı. Son
yıllarda YÖK, bilimsel bilgiye dayalı bir uygulamayı
gerçekleştirmeye uğraşıyor. Cumhurbaşkanı'nın laikliğı
savunan bilim insanlannı YÖK üyeliğine ataması da YÖK
sisteminin sağlıklı bir temete dayanması yonünde önem-
li bir adım oluşturdu.
Yıllardır, şeriatçı çeyrelerin şimdıki YÖK yönetimini
düşman ilan etmesinin nedeni de bunlardır; şeriatçı-
lann büyük desteğıyle ışbaşına gelen AKP hükumeti de
yalnızca bu nedenle, üniversitelerin tamamının şeriat-
çı kadrolann eline geçmesini sağlamak amacıyla.
YÖK'ü yok etmek istiyor.
Hiç kuşkusuz şimdiki YÖK'ün de eksikleri, yetersiz-
likleri var. Bilgi üretim merkezlerinin çatısı özelliğinin bir
gereği olarak. YÖK, kamuoyunu sürekli olarak bilgilen-
dirmeyi çok daha fazla önemsemeliydi. Üniversitelerin
iç işleyişiyle ilgili bürokratik süreçlerin fakülte ve bölüm-
lere bırakılmasını sağlamalıydı vb...
• • •
Aslında AKP hükümetinin genel olarak eğitimde, özel
olarak da YÖK konusunda yapmak istedikleri, çok da-
ha genış kapsamlıdır. Bunlara ilerde değınilecektir. Yine
de bir nokta vurgulanmalıdır:
Milli Eğitim Bakanı, yapacaklan konusunda yaptığı bir
açıklamada, "Cinayet filmlerinde gerçek katil filmin so-
nunda belli olur" gibisınden sözler ettı. Ancak, bilinen
bir gerçektir ki, bir filmde tek bir cinayet işlenmesi ge-
rekmez; aynı anda birbinyte bağlantılı pek çok cinayet
işlenebilir. Özetle AKP'nin, çok sistemli bir yaklaşımla,
eğitimin değişik noktalannda laikliği katletmeye çalışa-
cağının somut işaretlerini veriyor; kamuoyunun, asıl tar-
tışması ve karşı çıkması gereken gidiş, ülkenin gelece-
ğini doğrudan belirleyecek olan bu süreçtir.
• • •
Yeni Yıl'da, barış, başan, sağlık ve mutluluk dile-
rim
yakup@metu.edu.tr
İ
TAfZİHİNT>e
1931: Tanm Bakanlığı kuruldu.
197& SSK'deki direnişe katılan 1248 kişi
çıkanldı.
1982: "Faiz farkı iade fonu" ile ilgili
yayımlandı.
1990: Bakanlar Kurulu, motorlu taşıt ver-
gisi ile taşıt alım vergisini yüzde 60
oranında arttırdı.
KARACABEY SULH HUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'MJEN
Esas No: 2002 165
Davacı Mehmet Parakat vekili Av. Müşerref Aktaş
tarafından davalılar Galıp Yenılmez ve arkadaşları
aleyhine mahkememize açılmış bulunan ızalei şüyu
davasınm yapılan açık duruşmasında verilen ara kara-
n gereğince,
Davalı Galip Yenilmez'in adresı tüm aramalara rağ-
men tespit edılemedığinden ve meçhule kaldığından.
duruşma gününün kendisine ilanen tebliğıne karar
verilmiştir. Davalı Neşet oğlu Galip Yenilmez'in du-
ruşma günü olan 04.02.2003 günü saat 9.00'da mah-
kememiz duruşma salonunda hazır bulunması veya
kendisini bir vekille temsil ettirmesi. aksi takdirde
yargılamaya yokluğunda devam olunacağı, hükmün
dahi yokluğunda verileceğı ve buna göre işlem yapıl-
ması hususu, tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen
tebliğ olunur. 02.12.2002 Basın. 83641
ALTEVOZU ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİNDEN
Esas No: 2001-42
Davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili Av. Fulya
Çınçın'ın davalılar Zahid San ve arkadaşlanna karşı aç-
tığı geçıt hakkı davasının yapılan açık yargılaması sua-
sında, Dava konusu edilen ılçemiz Çetenlı Köyü'nde bu-
lunan ve davacı idare\e ait olan 477 parsel sayılı taşın-
maz lehıne ve davalılara ait olan yme ılçemiz Çetenlı
Köyü'nde bulunan 418. 483. 484, 485, 486, 415. 414,
410. 401. 403. 399, 398, 397, 396 No'lu parseller aley-
hıne ve yine davacıya ait Çetenlı Köyü'nde bulunan 487
No'lu parsel lehıne, davalılara ait yine Çetenli Köyü'nde
bulunan 2199, 478. 460, 476, 475. 413, 411. 410, 414.
415. 486 No'lu parseller aleyhıne bedeli davacı tarafın-
dan ödenmek üzere geçıt hakkı tesis edilmesi talep edil-
miştir. Davalılardan Eşref Güner ile Faysal Güner'in tüm
aramalara rağmen adreslen tespıt edilememış olup. işbu
dava dilekçesi özetinin ilanen teblığine karar verilmiş
olmakla, adı geçen davalılar Eşref Güner ve Faysal Gü-
ner'e ilan tanhinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmış
sayılacağı hususu ilanen tebliğ olunur. 19 12.2002
Basın: 86653