Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2002 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(5 cumhuriyet.com.tr
AÇI
MUMTAZSOYSAL
Tutku, Sezgi ve Kadın
MATEMATİK merakını ekonomı köşesindeki ya-
zılarının arasına katarak renklı kanşımlar sergileyen
Ercan Kumcu, son haftalar boyunca ilginç bir dü-
şünce zinciri oluşturdu. Hemşirelerle ilgili bir yazıda
Florence Nightingale'in matematik öğrenme heve-
siyle başlayıp bir başka gün "kadın matematıkçi-
fer"egeçereksonyazısıy1a "CahrtArf/ öğreniyorum'a
gelmiş durumda şimdilik.
Cahit Arf'ı ve çevresine etkisini derinleştirince bel-
ki "kadın ve matematik" konusuna yeniden dönebi-
lir.
Zengin ve okumuş bir ailenin kızı olan ve dadılar-
la büyüyen Florence Nightingale çok küçük yaş-
ta klasik felsefeciler yanında Euklides gibi matema-
tikçileri de öğrenmiş ve matematikçi olmaya heves-
lenip çağının önde gelen matematıkçilerinden ders-
ler almış. Ama, aslında matematik hayranı olan ba-
bası, "Matematik kızlara göre değildır" deyip durmuş.
Tıpkı, o zamanlar "Hemşirelik de cahil kızlann işi-
d/r"diyenlergibi.
Matematik kafası olan Florence Nightingale'in ma-
tematikle başlayıp şerefli hemşirelik mesleğini kur-
ması, her iki önyargının da birlikte yıkılması değıl mi-
dir?
Cahit Arf'la kadın matematikçiler konusu arasın-
da bağlantı ise, onun birçok başarısı arasında,
Türkiye'nin ilk kadın matematik profesörü olacak
olan bir ögrencisini keşfedip yetiştirmiş olmasında ya-
tıyor. Istanbul Üniversitesi'nin Fen Fakültesi'nde ce-
bir dersleri verirken yabancı matematikçileri anlatıp
öğrencileriyle onların makalelerinı tartışırken "Sel-
ma" adlı bir genç kız öğrencinin çalışkanlığı ve uya-
nıklığı dikkatıni çeker. Liselerde matematik öğretme-
ni olmaya hazırianan Selma. fakülteyi bitirince artık
Istanbul Teknık Üniversitesı'nde matematik asistanı-
dır. O günlerin Ratip Berker, Kerim Erim gıbi ünlü-
lerinin, Fransız ve Alman profesörlerin yanında Ca-
hit Arf'ın da büyük etkısiyle süren ve bırkaç yıl önce
aynı kurumdan emekli oluşla noktalanan 47 ytllık ke-
sintisiz bir matematikçiliktır Profesör Selma Soy-
sal'ın kariyeri.
Böyle bir matematikçinin ikı yıl önce "Kadınlar
Dûnyası" dergisine şu söyledikleri çok dikkat çekici:
"Bence matematik erkeklerden çok kadınlara daha
uygun bir daldır. Tüm bilim dallan tutkuyu gerekti-
rir; aynca, matematik için sezgi de zorunludur. Ka-
dınlarda ise hem tutku, hem sezgi çok güçlü."
Duygular dünyasıyla bılimlerın en soyırtu olan ma-
tematik arasındaki bu ılişki çok düşündürücü-
dür. Belki, tutkulan iktidar sahibı olmaktan ibaret ve
sezgileri körlenmiş erkekler eliyle yönetilmiş bir Tür-
kiye'nin hesapsızlığa sürüklenişindeki sır da burada
sakh.
Gerçi arada bir de Çilter örnegi var ama, "Büyük
çoğunlukla kadınlann yöneteceği bir Türkiye acaba
daha iyi olmaz mıydı?" diye düşünmekten kendini
alamıyor insan.
Mehmet FARAÇ
KÖTÜLER MAHALLESİ
G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k
Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72
Cumhuriyet
kitap kulübü
YIL SONU
KİTAP ŞENLİĞİ
0
İNDİRİM
50
20.12.2002 - 31.12.2002 tarihleri arasında
Taksim Sergi Salonumuza gelin,
indirim için ayırdığımız bölümden
kitaplarınızı seçin.
Adres: İstiklal Cad. Zambak Sok 4/1 (Fransız Konsolosluğu yanı)
Taksim-İstanbul Tel: (212) 252 38 81/82
Şaibeli Milletvekilleri, Bakanlar...
Yolsuzluk davalannda sanık olanlann, böylesine
pişkince, milletvekili ve daha sonra da bakan olmalan
gelecek kuşaklar için çok kötü bir örnek olduğu gibi,
yaşadığımız dönemde de bir çürümenin belirtisidir.
Erol ERTUĞRUL Hukukçu
3
Kasım seçimlerinden de, onlan milletvekili adayı yap-
sonra oluşan TBMM"nin mış ve sonuçta da milletvekili ola-
ve Bakanlar Kurulu'nun
nitelikleri yavaş yavaş or-
tayaçıkıyor. Seçim siste-
minden kaynaklanan olumsuzluk-
lar sonucunda tek başına iktidar
olanAKP'nin 12 milletvekili çeşit-
li yolsuzluk dosyalanndan sanık
olarak yargüanıyorlar. Burada önem-
le üzerinde durulması gereken ko-
nu, bu sayın milletvekilleri hakkın-
da, soruşturmalann tamamlandığı
ve ağır ceza mahkemelerinde sa-
nık olarak yargılanmalanna başlan-
dığıdır. Bir kimse hakkında yolsuz-
luk nedeniyle yargılanmaya baş-
lanması, bir süreci gerektirmekte-
dir. Öncelikle, aynntıh soruşturma-
lar yapılacak, kanıtlar toplanacak,
tanıklar dinlenecek ve sonuçta, o
kişiler hakkında, kamu davası açıl-
masına karar verilecektir. Kamu da-
vasının açılmasına Cumhuriyet'in
savcılan karar verecektir. Bu ne-
denle de böyle davalann açılmış ol-
ması çok kısa bir sûre içerisinde
gerçekleşecek bir durum değildir.
Görüyoruz ki, AKP'nin bu sayın
milletvekillerinin bir çoğunun hak-
kında bir tek dava değil, birkaç da-
va bulunmaktadır. Böylece AKP,
bu kişilerin anılan davalardan sanık
olarak yargılandıklannı bildiği hal-
rak seçilmesini sağlamıştır. Millet-
vekili olduktan sonra da. dokunul-
mazlık korumasından ötürü, bu mil-
letvekillerinin yargılanmalan dur-
muştur.
Iş bununla da kalmamaktadır. Bu
hükümetin üç sayın bakanı da sa-
nık olarak yargılanmaktadırlar. On-
lar, yolsuzluk davalan sanıklan ol-
duklan bilindıği halde, bakan yapıl-
mışlardır. Enerji Bakanı Sayın Hfl-
mi Güler, Ulaştırma Bakanı Sayın
BmaEYridnm ve Maliye Bakanı Sa-
yın Kemâl l'nakrtan, yolsuzluk da-
valannda sanık olarak yargılanmak-
tadırlar. Bu da yetmiyor, hakkında
beş yolsuzluk davasmdan toplam
36 yıl hapsi ıstenilen Sayın Recep
Tayyip Erdoğan, AKP'nin genel
başkanı olarak, yapılan anayasa de-
ğişikliği ile, Başbakanlık koltuğu-
na oturmaya hazırlanıyor.
Büyük Atatürk'ün kurduğu ve
bulunduğu Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nde bugün kimler var. Bir
zamanlar Kurtuluş Savaşı kahra-
manlanndan, büyük devlet adamı İs-
met lnönü'nün yürüttüğu Başba-
kanhk koltuguna bugün kimlerotur-
mayahazırlanıyor. Nelerolmuştur,
nasıl olmuştur da güzel yurdumuz
bu duruma getirilmiştir! Nasıl ol-
muştur da böylesine bir bozulma
gerçekleşmiştir! Nasıl olmuştur da
yolsuzluk sanıklan, böylesine piş-
kince ve yüzsüzce, bu tür görevle-
re getirilmişlerdir!
îşin asıl üzüntü vericı ve düşünül-
mesi gereken yanı ise ulusumuz na-
sıl aldatılmış ve yanıltılmıştır da,
bu pişkinlikleri, bu sıkılmazlıklan
gerçekleştiren kişilerle dolu bir si-
yasal parti, genel seçimlerde en çok
oyu alarak TBMM'ye girebibniştir.
Aslında bu sorulann yanıtlan bel-
lidir. Köy Enstitüleri'ni kapatıp ha-
fız okullan açarsanız ve bu okulla-
n bitirenleri üniversiteye doldurur-
sanız, vanlacak sonuç budur. On
yıllarca, bir avuç oy uğruna inanç-
lan sömürü aracı yaparsanız, ulu-
sumuzu gerçekten uygar ve çağdaş
bir eğitimden uzak tutarsanız van-
lacak sonuç budur. Sayın İDıan Sd-
çuk, geçen Şeker Bayramı'nda yaz-
dığı köşe yazısında, yolsuzluk da-
valanndan sanık olarak yargılanan
milletvekillerinin adlannı tek tek
saymıştır. Sevgili Oktay Akbal da
bayram dinlencesi sırasında bu ko-
nudaki kaygılannı ve tepkilerini dı-
le getirirken, bu konuyu brr hukuk-
çu olarak niye değerlendirmıyor-
sun demişti.
Böylesine yoğun biçimde, yol-
suzluklardan yargılananlann
TBMM'ye girememeleri gerek-
mektedir. Bunun yasal engellerinin
oluşturulması bir zorunluluktur. Bu
konuda, önemli bir boşluk olduğu
apaçık ortadadır. Devletin önemli
görevlerine atamalaryapılırken in-
celemeler sonucunda haklannda
böylesine davalar ya da soruşturma-
larbulunanlar, bu görevlere getiril-
memektedirler. Ömeğin; yargıç,
savcı, kaymakam olmaküzere baş-
vuranlar için gerekli incelemeler
yapümakta, bu tür davalardan sanık
olanlar ayıklanmaktadırlar.
Bazı meslek örgütlennin yönetim
kadrolanna yapılacak seçimlerde
bile buna özen gösterilmektedir.
Haklannda ağır ceza mahkemele-
rinde dava bulunanlar bu görevle-
re seçilmemektedirler. Örneğin Avu-
katlık Yasası'nın 90. maddesi uya-
nnca Baro Yönetim Kurulu üyeli-
ğine aday olabilmek için, hakkın-
da ağır ceza mahkemesinde son so-
ruşturmanrn açılmamış olması ge-
rektiği koşul olarak aranmaktadır.
Baro yönetim kurulu üyeliği için
aranan koşul ne yazık ki, Adalet
Bakanı olmak için aranmamaktadır.
Yargıç, savcı, kaymakam olmak için
aranan koşul, milletvekili olmak
için aranmamaktadır. Bu yanlışlık,
eksiklik nasıl açıklanabilir! Kaldı ki
yolsuzluk davalannda sanıkolanla-
nn, böylesine pişkince, milletveki-
lı ve daha sonra da bakan olmalan
gelecek kuşaklar için çok kötü bir
örnek olduğu gibi yaşadığımız dö-
nemde de bir çürümenin belirtisi-
dir. Ulusumuz bunlan hak etmiyor.
Borçlu olduğumuz ve bize bu gü-
zel yurdu. onurlu bir yaşamı bıra-
kan kuşaklar bunlan hak etmiyor.
Ulusumuzayakışan bir düzeni kur-
mak zorundayız. Dokunulmazlık-
lan kaldınlsın, yargılansınlar, aklan-
smlar saygı duyalım... Hakkında
yolsuzluk iddialan, davalan olan
Başbakan adayı nerede görülmüş-
tür...
Ah Necip Hablemitoğlu.
Dr. A. Alper AKÇAM Bursa
Y
aşamkadar öKimde
kutsaldır elbet; yü-
ce birülküye, çıkar-
sız, beklentısiz bir mücade-
leye, ınsana adanmışsa eğer...
Kendini yaşadığı toprağa
ve birlikte olduğu insana
adamış, yurtsever insan Ne-
cip Habİemitoğhı'nu alçak
bırinin sıktığı kurşun alıp
götürdü aramızdan: kutsan-
mışlar arasına, yüdıziarla
yazdık onun admı!
Tetiği çeken, ömrünce
kendini, insanı, yaşamı sor-
gulayabihne erdemine ula-
şamamış, o soyluluğu tat-
mamış karanhk bir kulun
eliydi. Yalnızcabireycil bek-
lentüer içinde tapınarak ya
da kendini bildiği ya da bil-
mediği bir güce yamayarak
yaşayan, insan ldrnliğı kaza-
namamış biri...
Necip Hablemitoğlu'yla
Antalya'da Müdafaa-i Hu-
kuk Dergisi'nın bir toplan-
tısında tanıştık. Şımdi, kim
olduğunu anımsamadığım
birisi yan yana getirdi bizi,
sordu Necip'e benim adımı
vererek, "Tanıyor musun"
diye... "Yazüannı severek
okuyordum, şimdi kendini
de tanımış okhığum için çok
mutlu) unı" dedi. Ayaküstü
söyleştik. Daha sonra da kı-
sa sûrelerle konuşmalanmız
oldu, birbirimizin konuştu-
ğunu dinledik. Necip. içi ch-
şı bir, olağanüstü içtenlikli,
yürekli bir insandı. Sıkbğı
elinden, gözünüzün içineba-
kan gözünden insanın hası-
na ait imgeler gelip doluyor-
du içinize. Şimdi birbirimi-
ze karşılıklı uzattığımız el-
lerimizdekalan, körbirkur-
şunun götürdûklerini düşü-
nüyorum... Ayn dünyalar-
dan gelmiştik bulunduğu-
muz yere. Benim adım, so-
yadım, ünüm belli, onunki
birbaşka belli... Baü'nın ta-
nımladığı siyasal sımgeler-
den. markalardan sıynlmış
(sol, sağ vb.) çok ayn bir iç-
tenlikte benzeşmiş, buluş-
muştuk. Yaşadığımız ülkeye
ilişkin kaygılanmız. insanı-
mız için arzuladıgımız güzel
gelecekler birleştirmişti el-
lerimizi. Her türlü aşağılık
duygusundan. çıkar küçül-
melerinden uzakta, onurlu,
özgür bir yaşamın esintile-
ri... Her türlü güce tapınmak
ve aşağılamnak yerine ken-
di gücüne, kendi varlığına
inanmak, kendi aklınla ve
kültürünle ayakta durmak...
Mılliyetçiydı Necip,
Türkçüydü, Atatürkçüydü...
Anadolu topraklannda Ku-
tadgu Büig'den, Divanü Lû-
gat- İt Türk'ten Cumhuri-
yet'e, Kuvayı Milliye'ye ka-
dar neredeyse bın yıl (Ale-
vilenn şu bin yılın türküsü
ne güzel anlatırbunu!) ken-
di kültüriinü kendi halkına
yasaklamış bir derebeyleş-
miş uygarlığa karşı kendi
tözünde olanın kavgasını
veriyordu Necip. Çıkarcı,
çeteci, çek-senetçi, Arap
yozlaşmasına kendini sat-
mış sahte milliyetçilerden
değıldi, has Türkçüydü...
Bu ülke üzerinde oynanan
oyunlann aynmında olan
yurtsever bir insandı. Ru-
hun şad olsun Necip; dost-
luğumuz sürüyor!
AB Üyeliğinin Yolu...
Nezahat ÖZBEK Eğitimci
U
mutlarbeyazdan
griye doğru hız-
la uzaklaşırken
Avrupa Birliği konusun-
da devlet kattnda söz sa-
hibi olan kişilerin, çaba-
lannı takdirle karşıladık
diyelim. Ama bu çaba
yetmiyor. Karşı karşıya
kaldığımız gerçeği bir ör-
nekle açıklamak gerek.
Yanlanna turist olarak
gelen Türk kızıru Alman-
ya'da kalabilmesi için ak-
rabalan bir Alman vatan-
daşıyla evlendirmeyi dü-
şünüp, gözlerine kestir-
dikleri damat adayma ko-
nuyu açmışlar. Alman da-
mat adayı kabul etme-
miş, gerekçe olarak da
"Bana kendi dihmle gü-
na\dHideme\ibikbflmi-
yor^demiş.
B^nun üzerine Türk kı-
zı ^curslara gidip canını
di§ine takarak Almarf-
ca'yı ögrenmekle kalma-
mış, epeyce de ilerletmiş.
Tekrar konu gündeme
geldiğinde damat adayı
"Yetmez" demiş. "bir Al-
man gibiyaşamayı da öğ-
renmefi."
Türk kızı uzun uğraşı-
lar sonunda bunu da öğ-
renip damat adayının kar-
şısına çıkmış.
Damat adayı bu kez de,
"Bir Alman gibi düşüne-
büme>i de öğrenmeH'' di-
yerek teklifi tckrar geri
çevirmiş. Türk kızı yine
uzun uğraşılar sonucun-
dabir Alman gibi düşün-
meyi de öğrenmiş. Al-
manın diliyle konuşan,
onun gibi yaşayan ve
onun gibi düşünmeyi öğ-
renen genç kız, damat
adayınm karşısına çık-
maya hazırlanırken bir
de bakmış ki; çe\Tesinde
kendisi ile evlenmek için
can atan bir sürü Alman
delikanlısı var.
Bu kez seçme ve karar
verme sırası Türk kızın-
daymış.
Türkiye A\Tupa Birli-
ği'ne üye ülkeler gibi dü-
şünüp, onlar gibi yaşa-
mayı öğrendiği zaman
sosyal, siyasal ve ekono-
mik sorunlannı çözdü-
ğü, Ulu önder Atatürk'ün
dediği gibi "muassu-me-
deniyeüerseviyesiııe" çık-
tığımız zaman AB bizi
yanına almak için ken-
disi kapımızı çalacaktır
dersek, en gerçekçi tutu-
mu benimsemiş olmaz
mıyız?..
ŞİŞLİ 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK AKITIRMA ÎLANI
Dosya No: 2OO2'39OO Esas
Bir borçtan dolayı ipotekli olup satılmasına karar verilen gayrimenkulün:
Tapu Ka\r
dı: Kâğıthane, Seyrantepe, Sanayi Mahallesi, 247 dy2d pafta, 5159 ada, 9 parsel sayılı 287 m2iniktanndaki arsanın 20/28
Ömer oğlu Abdullah Eşitmez adına kayıtlıdir.
Imar Durumu: 1/1000 ölçekli 21.7.1986 ve 29.6.1999 tasdik tarihli Sanayi Mahallesi ıslah imar planı tadili aplikasyon gereği reviz-
yon planında H=9.50 m. irtifada konut sahasında olmak üzere imar durumu olduğu, ancak 21.11.2001 tarihli Büyükşehir Belediye
Başkanlığı'nca tasdik edilen 1/5000 ölçekli Kâğıthane 2. revizyon nazım imar planında K-3 lejantı ile gösterilen konut alanında ol-
mak üzere imar durumu vardır.
Haühazu* Durumu: Satışa konu gayrimenkul Kâğıthane. Seyrantepe, Sanayi Mahallesi, Atılgan Sokağı üzerinde 7 kapı noludur. Ar-
sa üzerinde inşa edilmiş, zeminde 152 m2 miktarlı 5 katlı betonarme kargir bina vardır. Bina bodrum, zemin ve 3 normal kathdır.
Bodrum katta dükkân, zemin ve normal katlarda 2'şer daire vardır. Daireler hol, salon, 2 oda ve mutfak ile banyodan ibarettir.
Krymeti: Gayrimenkulün tamamına 210.000.000.000./ -TL değer takdir edilmiş olup, satışa konu borçluya ait 20/28 hisseye bilirki-
şice İ50.000.000.000.-TL değer takdir edilmiştir.
Not: Satış ilanı ilgililerin ve hissedarlann bilinen adreslenne teblığe gönderilmiş olup tebliğ imkânsızlığı halinde işbu gazetede ilan
tebliğ yerine kaimdir.
Satış şarüan: 1- Satış, 21.02. 2003 günü saat 12.00'den 12.15'e kadar Şişli 4. tcra Dairesi'nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır.
Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek
şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kabnak şartıyla 03.03/ 2003 günü aynı yerde
aynı saatte ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı
kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki arthrma bedelinin malın tah-
min edilen kıymetinin yüzde 40'ını buhnası ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan
başka paraya çe^drme ve paylaştırma masraflannı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir.
2- AJttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın
teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış, peşin para iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye
resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. %18 KDV alıcıya aittir.
3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı
dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaş-
madan hariç bırakılacaklardır.
4- thaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri
bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. thale
farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alına-
caktır.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafi verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnegi
gönderilebilir.
6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi ahnak isteyenlerin 2002//
5417 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 12.12.2002 (*) Ilgıliler tabirine irtifak hakkı sahipleri
dedahıldir. Basın: 85411
PENCERE
lıkış Noktamız
ieleceğimizi Saptar...
Cumhuriyet gazetesıne 1962 yılında girdim ben;
demek ki kırk yıl olmuş...
O sırada Vatan'da çalışıyordum; bir gün Yaşar
Kemal gazeteye geldı:
- Nadir Nadi görüşmek istiyor.
Babıâlı'de Cumhuriyet'in yönetim yeri 'Kırmızı Ko-
na/c'taydı; burası eski Ittihat ve Terakki merkeziy-
di; Miitareke'de Ingiliz Işgal Komutanlığı bu ahşap
köşke yerleşmişti.
Cumhuriyet'in her köşesi tanh kokuyordu.
Nadir Bey sakin bir insandı, alabildiğine efendi
ve alçakgönüllüydü.
- Yazılannızı okuyorum, dedi, beğeniyorum, bi-
zimle çalışmak ister misiniz?..
Konuşmanın öteki boyutları bir yana, göreve
böyle başladım; Nadir Bey'e komşu odayı bana ver-
diler.
Nadir Nadi bir gün odaya girdi; çalışma masa-
ma baktı:
- Ben, dedi. küçükken bu masanın altında oy-
namaya bayılırdım.
O masada şimdi Genel Yayın Yönetmenimiz
Ibrahim Yıldız oturuyor.
•
Peki, Cumhuriyet nasıl kurulmuş?..
Yıl 1923..
Ankara'da Cumhuriyet ilan edilmiş, Istanbul'da
hilafet sürüyor...
Akşam'ın Başyazarı aracılığıyla Mustafa Kemal
-Istanbul'da değil- Izmir'de, ünlü gazetecilerle bu-
luşuyor.
Kimler bunlar?..
Hüseyin Cahit (Tanin), Ahmet Emin (Vatan),
Celal Nuri (llerı). Ahmet Cevdet (Ikdam)L Velid
Ebüzziya (Tevhid-i Efkâr) zaten umutsuz vaka ol-
duğundan toplantı dışında tutuluyor.
Toplantıdan bir yarar sağlanamıyor.
Bundan sonrasını Yunus Nadi'nin kaleminden
okuyalım:
"Ankara'daki yeni Cumhuriyet rejimiyle Istanbul
basını arasındaki sürtüşme bir türiü bitmek bilmi-
yordu. Bu durum karşısında Mustafa Kemal, attı-
ğı her adıma Istanbul basınının sürekli muhalefe-
ti üzerine, cumhuriyeti ulusal basının içinde savu-
nacak bir mevzi elde etmek için yine bir gazete si-
lahıyla basının karşısına dikilmeyi kafasına koydu.
Bu projeyi hayata geçirmek için ben tam da biçil-
miş kaftandım. Bir akşam Köşk'teki sofrasında
konuşurken o dost Selanik şivesiyle dedi ki:
"- Bak çocuk, ne yapalım seninle; Istanbul'da
Babıâli'nin göbeğinde bütün bu Cumhuriyet
düşmanı ve hilâfet yanlılarına karşı mücadele
verecek bir gazete çıkaralım. Benim 'Hâkimıyet-
i Milliye' ve senin 'Anadolu'da Yeni Gün' aşağı yu-
karı şimdiye kadarki görevlerini hakkıyla yeri-
ne getirdiler. Gazetenin adı da yeni rejimimiz
cumhuriyetle özdeş olsun. Cumhuriyet' koya-
lım adını. Istanbul'daki Ittihat ve Terakki'nin
eski Merkezi Umumi binası 'Kırmızı Konak'ı ga-
zetenin merkezi yapalım. Var mısın? Ne dersin
başarabilir miyiz bu işi?"
"Evet Paşam" dedim, "hiç vakit geçirmeyelim,
ben bu işe hemen girişeyim."
Cumhuriyet böyle kuruldu.
•
Bugün benim çalıştığım odanın penceresi 'Kır-
mızı Konak'a bakıyor...
Aramızda bir avlu var...
Sokağın öte yakasında eski 'Düyun-u Umumi-
ye' binası; bugünkü Istanbul Lisesi...
Cumhuriyet yeni bir atılıma hazırlanıyor; bu prog-
ramın içinde televizyon da var...
Geleceğe umutla bakarken geçmişten söz aç-
mak, gücümüzü hangi kaynaktan aldığımızı belir-
ler.
Cumhuriyet
, k : t a p 1 a r ı
îlhan Selçuk
YÜZBAŞI SELAHATTtN'tN ROMANI
Birincı Kitap Ikıncı Kitap
Yüzbaşı Selahattin'ın Romanı yalnız kendısının değil, bır
fcuşagın romanıdır Bu romanda değer yargüanyla birlıkte çöken
Osmanlı tmparatorlugu yenne yeni bir ımparatorluk kurmak
ıste>'enlenn dranu ve devletın çökûşünü durdunnak isteyen bır
asker kuşağımn fedakârlık destanı yer alır. Bu roman yakın
tanhımızın gerçekjennı dıle getırmekîe. pek çok yönü a>dınlanmamış
bır de\Teye ışık tutmaktadır
f" CumhWTye( Çağ Pazarlama A.Ş. Tıirkocağı Cad. No.39/41
^ kitap kulübü (34334) Cağaloğlu-lstanbulTel(0212) 514 01 96
"ÇGD \1LLN GAZETECİLERİ 2002' miŞMASENA
BAŞVURULAR BAŞLADI
Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin her yıl
geleneksel olarak düzenlediği "Yılın Başan-
h Gazetecileri Yanşması"na başvurular baş-
ladı. Yanşma, bu yıl da 7 ayn dalda yapıla-
caktır. Haber, Araştırma - Inceleme, Röpor-
taj, Fotoğraf, Radyo - Televizyon Haber ve
Programı ile Yerel Basın dallannda gerçek-
leştirilecek olan yanşmaya katılmak isteyen
meslektaşlarımızın 13 Ocak 2003 tarihine
kadar başvurulannı ÇGD Genel Merkezi'ne
yapmalan gerekmektedir.
Üyelerimiz, aynca yanşmaya aday eser de
önerebilirler.
Çağdaş Gazeteciler Derneği
Genel Yönetim Kurulu
BAŞVURU ADRESt
Selanik Cad. 46/12 Kızılay/Ankara