18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
- • 8 KASIM 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Isparta'daki eğitim alazı Cumhürbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in eşi Semra Sezer'm başlattığı "Ulusal Eğitirne Destek Kampanyası" iık meyvelerini Isparta'da verdi. Isparta Valisi Ibrahim Daşöz'ün eşgüdümünde yürütJien çalışma sonrası il geneindeki4 bin 100 öğretmenin gönüllü katkılarıyla 16 derslikli bır ilköğretim okulu yaptınldı. 4 ayda bitirilen ve eylülde hızmete sunulan okula 'Isparta öğretmenler İlköğretim Okulu" adı verildi. Yine Isparta ilindeki 31 bin ilköğretim ve ortaöğretım öğrercısinın katıldığı kampanya ile de bır başka 16 derslıkiı okul, "Isparta Öğrenciler İlköğretim Okulu" da eytülde açıldı. Isparta Valisi Daşoz, bir başka tasanmdan daha söz etti bize: "Kardeş okul." Bu tasarım, ekonomik durumu iyi olan okullaria zayrf okullar arasında ilişkı kurulmasını öngörüyor. Bu kapsamda tam 264 okul birbiriyle "kardeş" olmuş. Köy çocuklan kenti, kent çocukları da koyü tanıyor, görüyor; öğrenciler ortak çalışmalar yapıyor. dayanışma gösterıyor, yardımlaşıyorlar. Vali Daşöz, bu tasarım ile "öğrencilerin sosyalleşme, arkadaşlık, dostluk. sevgi, sorumluluk üstlenme, özgüven, organizasyon gibi duygu ve yeteneklerinin geliştirilmesi"n\n amaçlandığını vurguluyor. Isparta, eğitim alanında cıvıl cıvıl anlayacağınız... ISIK KA.NSU Sivil Toplum KuruluyorHerkesin ağzında bir "sivil toplum" sözü. Sivil toplum oldu muyduk, her şey düzelecek, başımız göğe erecek... Dünyaca ünlü para spekülatörü Ge- orge Soros'un da bir "sivil toplum" ör- gütü var: Soros Açık Toplum Vakfı. Vak- fa bağlı olarak Türkiye'de de kendi ifa- deleriyle "mütevazı" bir irtibat bürosu kurulmuş: Açık Toplum Enstitüsü. Soros Vakfı, Türkiye'deki bu "sivil top- lum" kuruluşuna geçen yıl 1 milyon 73 bin dolar (bugünkü kurla yaklaşık 1 tril- yon 750 milyarTürkürası) gıbi çok "mü- tevazı" bir para fonlamış. Soros Vakfı'nın verilerinden öğreniyo- ruz kı, Türkiye'deki "Açık Toplum Ensti- tüsü" şu 5 amaç için çalışıyor: Siyasi re- form ve AB, medya, cinsiyet, bölgesel eşitsizlikler ve sivil toplum. Siyasi reform alanında Soros Vakfı, Türkiye Ekonomik veSosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) "ku- rumsal kalkınmasını" desteklemiş ve TE- SEV de Türkiye'nin AB'ye katılımını içe- ren konularaodaklanmış. Medya alanın- da ise "kamuya açık radyo ve on-line medya gözlemci kuruluşlan gibi altema- tif medya projeleri güçlendirmek için" faaliyet başlatılmış. Aynca, "ihmal edilen kadın gruplannın güçlendirilmesr ve ka- dına yönelik şiddeti azaltmak için pratik önlemler geliştirmek için" de çalışmalar yapılmış. Soros Vakfı'nın Türkiye temsil- ciliği niteliğindeki ve direktörlüğünü Ha- kan Attınay'ın yaptığı Açık Toplum Ens- titüsü'nün yönetimi de şu isimlerden olu- şuyor Can Paker (Türk Henkel Genel Müdürü, TESEV Başkanı, TÜSİAD Hay- siyet Divanı üyesi, Robert Kolej Müte- velli Heyeti üyesi), Nebahat Akkoç (Di- yarbakır'da kurulu Kadın Araştırmalan Merkezı Vakfı yöneticisi), Şahin Alpay (Zaman gazetesi yazan), Murat Belge (Birikim dergisi kurucusu, Bilgi Üniver- sitesi öğretim üyesi, Radikal gazetesi yazan), Ustün Ergüder (eski Boğaziçi Üniversitesi Rektörü, Sabancı Üniversi- tesi Istanbul Politikalar Merkezi Direktö- rü), Osman Kavala (Kavala Grubu'nun sahibi), Ömer Madra (Açık Radyo'nun kuruculanndan, Istanbul Bilgi Üniversi- tesi öğretim üyesi), Nadire Mater (Ba- ğımsız lletişim Ağı'nın yönetmenlerin- den, yazdığı "Memed'in Kitabı" karşılı- ğında John D. ve Catherine Mac Arthur Vakfı'ndan para alması nedeniyle tartış- ma konusu edilen gazeteci), Oğuz Özer- den (Bilgi Üniversitesi Kurucusu ve Mü- tevelli Heyeti Başkanı). Sıkın dişinizi, az kaldı, Soros sayesin- de açık topluma kavuşacağız... Veri Araştırma Şirketi'nin gelir dağılımına ilişkin yap- tığı son araştırma "yoksul- lukta eşitlendik" diye de yorumlandı. Araştınmaya göre, en üst düzeydeki yıllık ortalama hane geliri 27 bin 760 do- lardan 15 bin 662 dolara; en att düzeydeki yıllık ortalama hane geliri ise 2 bin 762 do- lardan 2 bin 291 'e inmiş. llk bakışta, en yüksek ge- lirlinin 43 puan, en düşük gelirlinin de 17 puanlık bir yitiği olduğu, dolayısıyla en varsıl ile en yoksul arasın- Makas yorumu daki makasın kapandığı ile- ri sürülebilir. Ama, olay gö- ründüğü gibi değil... Türk-lş Araştırma Mer- kezi'nden Enis Bağdadi- oğlu, araştırmanın verile- rinden hareketle bir başka sonuca ulaşıyor: "En zenginin aylık geliri 1305 dolara, en yoksulun aylık geliri de 190 dolara düşmüş. Bu rakamlan, top- lam harcama kalıplan açı- sından değeriendirmek ge- rek. En yoksul kesim, top- lam harcamasının yüzde 49'nu, yani yaklaşıkyansı- nı gıdaya harcıyor. Bu kesimin gelirindeki her düşüş, büyük ölçüde insanın temel gereksinimi olan beslenmeden tasar- rufedilmesine, yaniboğaz- dan kesilmesine neden olu- yor. En varsıl kesimin gıdaya ayırdığı oran ise sadece yüzde 22.7 ve bu da ayda 296 dolar ediyor. Demek ki, en varsıl kesimin yalnız gıda için harcadığı para, en yoksulun aylık toplam gelirinin 100 dolar fazla- sı..."' Bağdadioğlu'nun yaptığı saptama, yaşanan ekono- mik bunalımların "yoksul- lukta eşitlik" sağladığı yo- rumunu doğrulamıyor. Çünkü, biri kârdan, rant- tan yani keseden yerken diğeri ise bırakın keseyi, ekmeğinden kestiği için aç- lığa itiliyor. Derin eşitsizlik işte asıl burada. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ Ş1PAL SSK ve Emekli Sandığı'nda "Alt Sınır Ayhğı" 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası Ek Madde 19 ile Emek- li Sandığı iştirakçilerinin, Emekli Sandığı'ndan alacaklan emekli, adi malullük ve vazife malullüğü ayhğının alt sının (en az aylık) belirlenmiştir. Ek Madde 19 uyannca. TC Emekli Sandığı Yasası'na göre "bağlanacak emekli, adi malullük ve vazife malullüğü aylıkla- nnın alt suun" 15 derece içinde 126 kademe ve göstergeden oluşan genel aylık gösterge tablosunun "14'üncü derecesinin 2'nci kademesi üzerinden 30 fıiB hizmet yıh için hesaplanacak emekli aybğıdır." 14. derecenin 2. kademesine karşılık gelen gösterge sayısı 520'dir. 30 yıl görev yapan bir Emekli Sandığı iştirakçisine bağ- lanacak emekli aylığı ise, emekli aylığına esas alınan ücretler toplamının yüzde 80'idir. Bu bilgilere göre 1 Ekim 2002'de, 32.650 genel aylık katsa- yısı, 313.300 taban aylık katsayısı ile 520 gösterge karşılığı he- saplanan emekli ayhğının yüzde 80'i oranındaki "aftsınıray- hğı" tutan, 376 milyon 538 bin 400 liradır. 57 ile 58 arasındaki fark nerede? Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı 58. hükümet programı niteliğindeki "acii eylemplanı", AKP'ye umutla sanlan büyük oy kitlesinin en çok gereksinim duyduğu "sosyal devlet" ilkesinin "ac/7en"ortadan kaldınlacağının ipuçlannı veriyor. Bir kere; "yönetişim" gibi, "toplam kalite" gibi, "özelleştirme" gibi, "katılımcılık" gibi örtülü kavramlar altında yaşamın her alanını "piyasalaştıran", dolayısıyla yurttaşı "müşteri" konumuna indirgeyen "yeni sağ" ideolojinin tüm öngörüteri AKP'nin "acil eylem plam"n\n her sayfasınasinmiş... Örneğin Erdoğan, "sağlık" alanında "herkesin sağlık ihtiyacını özel sektöhe işbiriiği yaparak yerine getirme"yi hükümet programına koymuş. Bu, sosyal devletin sorumluluğu altındaki sağlığın artık bütünüyle satın alınır hale geleceğinin bir işareti... Sigorta ve devlet hastaneleri ile üniversitelerin "idari ve mali özerkliğe kavuşturulması" sözünün arkasında da aynı mantık yatıyor. Hastaneler ve üniversitelerde zaten başlatılmış olan "işletme" haline dönüştürme süreci tamamlanacak, böylece hastalar da, öğrenciler de "müşteri" olacaklar... Erdoğan, hükümet programını açıklarken "Bundan son hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diyor. Hiç de öyle değil, her şey eskisi gibi olacak. Tek bir farkla: 57. hükümette ipler Dünya Bankası uzmanı Kemal Derviş'in elindeydi. 58. hükümette ise aynı görev bu kez "Islam Kalkınma Bankası" uzmanı Abdullah Gül'e veriliyor. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakCa turk.net Emekli Sandığı En Az Emekli Aylığı (Ekim 2002) Emekli Aylığına Aylığa Esas %80 Att Esas Ücret Binmı Tutar (TL) Sınır Aylığı 1) Genel Aylık 16.978.000 13.582.400 2) Ek Gösterge Aylığı _3jKıdem Aylık 0 16.325.000 4) Taban Aylık 313.300. 000 5) %40 Özel Tazminat 6) Makam Tazminat 7) Temsıl Tazmınatı 8) Temsıl Ödeneği Toplam Emekli Aylığı 124. 070.000 0 0 0 470. 673.000 0 13.060.000 250.640.000 99.256.000 0 0 0 376.538.400 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 96. maddesi ile SSK sigortalılannın aylıklannın "alt anın" belirlenmiştir. 31 Aralık 1999'daki uygulamaya göre "MaluDük ve yaşhhk sigortalanndan bağlanacak aylıklar ile ölüm sigortasından hak sahibi kimselere bağlanacak aybklann hesabına esas tutulan ay- hğın alt sınıru gösterge tablosundaki en düşük göstergenin kat- sayı ile çarpımının yüzde 70'inden az olamaz." 31 Aralık 1999'da en düşük gösterge 9.475, katsayı ise 12.000 olarak uygulanmaktaydı. 4447 sayılı yasa ile 1 Ocak 2000'den geçerli olarak, gösterge ve katsayı sistemi yürürlükten kaldı- nldı. Gösterge ve katsayı artışlanna bağlı olarak artan SSK ay- lıklan 1 Ocak 2000'den bu yana TÜFE oranına göre arttınl- maktadır. SSK aylıklanna uygulanan (bir önceki aya göre) bi- rikmiş (lcümülatıf) TÜFE oranı 1 Ocak 2000 ile 30 Ekim 2002 döneminde yüzde 198.30 olmuştur. Bu verilere göre Ekim 2002'de SSK alt sınır (en az) aylığı, 242 mılvon 106 bin 970 liradır. SSK Emekli Aylığına Esas Ücretler 1) Yaşlıiık Aylığı 2)S. Yardım Zartı. . Toplam Aylık En Az Emekli Aylığı Aylığa Esas Tutar (TL) 339.167. 100 4.690.000 343.857. 100 (Ekim 2002) Alt Stnır Aylığı 237.416.970 4.690.000 242.106.970 .-\1.*C1 Y1K SOKAĞ! BFR l İMAN MHDI? "Kendi kennmize gidemiyorduk. Hk gençli-ğimiz ardımızı bırakmayan o kentten bize gülümsüyordu. Deniz'in yaşamöyküsu o kentin ve bir kuşağın yaşamının öykusudür. Yıllarla kendi kenttmize düşleriyle dokunmaya çalışmış bir Şirik kuşak' yazarının öyküsu. Bu öyküyü dinlemek mutluluktur. Istanbul'a dokunan her yiıreğin duyduğu mutluluğun öykusü." Demir Özlü TÜM KİTAPÇILARDA OOCAN IKİTMP 6oUŞi ise yokh. û°y v & ^ HARBt SEMİH POROY semihporoy(q yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 18 Kasım VİRTUOZ VE DEVLETBASK4NL 186O'm SU6ÜM, ÜMUJ POLCNYAU PirAUtST <SE DEVLET ADAMI fSMfCe JMAJ PAD£e£WSIa bOĞMUŞTU- MÛZİ6E Y£TEM£KLf OUHJSU ANLAŞlUNCAı İYİ 8İ/S £ĞİTİM GÖH- MtÜf, VABŞOVA KOUSEevATUAHfNt Bİ7r£A4İfW- P*P£- eeu/SKi İLK KouseeiNi f68?'P6 I//>MA/A'PA veı&tişn &JUU PA&İSjLOUDGA.NBV/YOiet: KONSSRL£fti İZLE- f j ARD/NDAAJ, OÜHYAUtN 8İÜÇOK yeRİUOE MUZJK YORUMUYlA HAY8AULK UYHN&IŞMIfn. ÇOK GBÇMB OEN OÛAJYHAİ/M 8İR MUAAAÜAU VİIİTÜOZ PİYAUİSTİ SAYILMffTI. I. OÛA/YA SAl/Afr 'MfAI SOHUMOA, BAĞtklStZ POLOUVA içiAj £TKİÜ 8İR MÛCAÛ6LE YSSEfJ PADEREVS td, VEttSAILLES AH7lAÇMAS<'YLA SUNU SAĞLAMlŞTT. 1913 'DA POLOUYA YENİDBN *UJfiUUX*£#, KBNOİSİ P£ OEVLÇT BAŞKAHt VE OtŞİÇUE&İ 8AKAM OL- MUÇTU.. Cumhuriyet k ı ı a p : a r ı Aslı Selçuk ÇAĞIN TANIĞI SÎNEMA YENİ ÇIKTI lnsanoğlunun serüveninı yetkinlikle tartışan yönetmenler ve o> r uncular sinemada yerlerini aldılar, alıyorlar. Bu çabşma değışik açılarla sınemaya değer katan, zenginleştiren bu insanlann düşüncelerini ve taoıklıklannı getınyor okura. Çumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Yıldız Sertel SUSMAYAN ADAM YENİ ÇIKTI Yıldız Sertel, babası Zekeriya Sertel'in Türkiye tarihine tanıtUk eden yaşamını yazılan ekseninde bizlere anlatırken, yaşadığmuz cografyanın toplumsal, sıyasal olaylanna ve bunlann etkılerine de ışık tutuyor. Cumhuriyet Çağ Pazarlaraa A.Ş. Türkocagı Cad. No:39' kitaD kulübü (34334) Cağaloğlu-îstanbulTel:(0212) 514 01 SAGNAK y ğ kitap kulûbü (34334) Cagalogl '41 96 Çumhuriyet Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 ^ . kitap kulübü (34334) Cağaloghı-İstanbul Tel:(0212) 514 01 96 NtLGÜN CERRAHOĞLU Bnüksel Notları "Ne diyorsun?" "Göreceğiz" "Korkmuyor musun ?" "Hayır..." "Iran 'da da böyle olmuştu. Aydınlarsizin şimdi Tür- kiye'de yaptığınız gibi Islamcılara yol açıp, destek vermişti..." Ayaküstü ahret sorusu... AB Komisyonu'nun basın salonundayız. Italyan TÜSlAD'ın yayın organı"// So- le 24 Ore" gazetesi Brüksel muhabiri Adriana Ceret- telli ile tanışalı iki dakika olmuş. Sıkı bir "kadın gaze- ted" Adriana Anında Tayyip/AKP hakkında'soruyağ- muruna tutuyor beni. "Bizim de çekincelerimiz var" diyorum: "AKP'nin henüz ne olduğunu biz de bilmiyonız. Ama siyasal Is- lamdan kopuş çabası gösteriyortar. Söylemleri böy- le. Göreceğiz. Herhalükârda Türkiye Iran olmazme- rak etme..." "Ordu var diye mi?" diye üsteliyor Adri- ana: "Türkiye'ye hiç gittin mi?" diye soruyu soruyla yanrtlıyorum: "Biz farklıyız. Tarih, coğrafya. gelenek- lehmiz farklı..." Adriana hiç ikna olmuyor, belli. Hayretle bakıyor ba- na. Kafasından geçenleri okuyorum: "Böyle bir kadın, Islamcı bir iktidara nasıl kredi açar?" diye düşünüyor. "Türkiye'ye gelirsen beni ara!" deyip yanından aynlı- yorum. 'Tarih için tarih' formülü: Basın salonu çıkışında Philippe Lemaitre le bulu- şuyorum. "Le Monde" adına 40 yıl boyunca AB se- rüvenini izlemiş deneyimli bir gazeteci Lemaitre. Gis- card'ın açıklamalarını "faydalı" bulduğunu anlatıyor. "Bu tarhşma yapılmalıydı" diyor "AB kamuoyunda Tür- kiye'ye ilişkin tereddüt ve çekincelervar. 'Tarih' vere- rek çekincelerin üstü kapatılırsa büyük sorunlarçıkar. Görüşmeaçılsada Türkiye'nin üyeliği pariamentolar- dan geçmeyiverir. Veya görüşmeler kesilir..." "Ama" diyorum bu "felaket senaryosu!" karşısın- da: "Görülmemiş bir şey bu. Sonu üyelikle bitmeyen müzakere olmadı hiç şimdiye dek.." "Tün\iye farklı" yanıtını veriyor Philippe. "Malum" gerekçeleri sıralıyor. Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkan- lann yanlız Giscard gıbi düşünen belli bir muhafaza- kâr kesimle sınıriı olmadığını; "laik çevrelerde" de ay- nı endişeleri paylaşanlar olduğunu anlatıyor. Eski Dı- şişleri Bakanı Sosyalist Hubert Vedrine'i brnek veri- yor. "Böyle ABD baskısıyla üyelik boğazımızdan zor- lanamaz. Zohanırsa skandal olur" diyor. "Peki Kopenhang'da ne olacak?" sorusunu her şe- yerağmen: "AB Türkiye'nin yüzüne kapıyı kapatamaz" diyerek yanıtlıyor: "Ama enine boyuna bir tartışmaya ihtiyacımız var. Bu imkânı tanıyan tek formül 'tarih için tarih'..." "Tarih için tarih" Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye'ye verilmesi düşünülen iki tarih formülünden biri, biliyor- sunuz. "Tarih için tarih" aslında bugün yapılan tartış- mayı bir yıl ertelemek, yani tarih falan vermemek de- mek. "Bugün git, yann gel!" formülü. Diğeri "koşullu tarih" olarak ıfade edilen formül. "Koşullu tarih": "Si- yasi kriterierin tamamlanması kaydıyla müzakerele- rin 2003 sonu, 2004 başında başlaması" demek k i , üzerinde durulması gereken tek anlamlı formül bu. "Koşullu tarih" angajman, "tarih için tarih" ise oyala- ma politikasının devamı demek oluyor. Philippe Le- maitre gibilennin "tarih için tarih" formülünü yeğleme- si bu yüzden. Ve 'koşullu tarih'i savunanlar... Ama Brüksel'de görüştuğüm basın mensuplannın tümü Philippe gibi düşünmüyor neyse ki. "Repubbli- ca" muhabiri Franco Papitto örneğin yıllanmış dos- tu Philippe'le taban tabana zıt değertendirmeler ya- pıyor. Ve "Avrupa'nın Türkiye karşısında ariık kıvırt- ma marjı kalmadı" diyor: "Şimdiye dek her tür bale, vals, bel bükme, gerdan kırma figürü sergilendi. Ko- penhag artık kaçan göçeri olmayan birrandevuya; yüz- ieşmeanına, gerçeksaatinedönüştü. Türkiye'yi AB'ye bağlayan bir formül bulmak zorunda 15'ler. Brüksel kulislerinde bu şimdiye dek olmadığı denii tartışılıyor. Tartışmanın bu denii kızışmış olması ve Ortaklık An- laşması 'ndan buralara gelmiş olmamız bile başlıbaşına AB 'nin Türkiye karşısındaki yükümlülüklerine es geçemeyeceğini gösteriyor. Aksi mümkün olsaydı, kestirip atariardı. Ama reelpolitik buna izin vermiyor." "Repubblica"öan Marco Marozzi de tam bu nok- tada araya giriyor. "Anahtar tanım reel politık" diyor o da: "Reel politik 'koşullu tarih/ zoriayacak. Alman- ya 'tarih için tarih' formülünde diretiyorama Ingiltere, Italya, Ispanya, Yunanistan'dakieğilim 'koşullu tarih'ten yana. Bugünkü tabloyla Kopenhag'da 2010'da üyelik perspektifi açan bir 'koşullu tarih' (2003 sonu/2004 başı) verilecek Türkiye'ye..." 24 gün kaldı Kopenhag'a. Köprülerin altından kim- bilir ne sular akacak?.. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Dertlen- mek, üzül- mek. Z/Tarla- lardasele kar- şı taştan yapıl- mış set... Ar- kadaş, dost. 3/ Ortaoyunun- 6 da kadın rolü- ne çıkan er- kekoyuncu... Oyundaceza- lı çocuk. 4/ Hayvan- lara vurulan damga... Kazak başkanlaruıa verilen ad. 5/Asya'da birırmak... "Irlanda Çumhuriyet Ordu- su". 6/Zerdüşt dinin- de kötülük tannsı. 7/ Tapınma, tapım... Zilli bir kasnağa ge- çirilmiş kursak za- nndan oluşan çalgı. 8/Molibden elementinin sim- gesi... Japon lirik dramı... Çit, perde. 9/Portaka- la benzer bir meyve. YUKARIDAN AŞAĞIVA: 1/Kumaştaki deliği örerek kapatmak. 2/Eski ya- pı ya da kent kalıntısı... Uğur getirdiğine üıanılan mitolojik kuş. 3/Koyun tüyü... Yapay dokuma ip- liğine ve bu iplikle dokunmuş kumaşa verilen ad. 4/Topraktan çıkıp büyüyen. 5/Yeni bir mal ya da hizmetin yaratılmasını sağlayan etkinliklerin tü- mü... Olumsuzluk belirten bir önek. 6/Kuzu se- si... Uzun omuz atkısı. II Kadınsı davranışları olanerkek. 8/tnce, nazik... Sıcak vekurubirrüz- gâr. 9/lsrail ve Filistin topraklannın eski adı... Rad- yum elementinin simgesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle