Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 2002 PAZAR
HABERLER
Sandığa gitmemek nedeni bulunmayan 4 milyon kadar yurttaşın bu tavrı, dolaylı bir cezalandırma oldu
Seçmen sessizliğini bozduERHAN KARAESMEN
Cumhuriyet'te yayımla-
nan "Seçim Öncesi Duru-
muna Yönetik" yazı dizi-
mizde 2002 seçimlerine
damgasını \iiran donuklu-
ğun ve aşın sükûnetin ürkü-
tücü bir yönü bulunduğuna
ısrarla dikkat çekilmiştir.
Cezalarm \ e ödüllenn da-
ğıtılmasıyla ilgili karanru,
bir zamandır vermiş olup
bunu açıklamak için firsat
kollayan yurttaşa hiç bekle-
mediğı bir "erken" olanak
sağlanıvermiştir.
Hem de ağır ceza alaca-
ğı belli olan ve türlü çeşitli
öngörüsüzlüğünü bu alan-
da da sergileyen MHP'nin
bir armağanı olarak.
Belli bir kararlılığa ulaş-
mış yurttaşın bu olanağı ya-
kalayınca içinden derin memnuniyet
duyduğu, ancak sevinç çığlıklan at-
mayagerekgörmediğı seziliyordu. Bu,
birkaç ay geçmişi olan kararlılık, ses-
siz bir kampanyaya ancak izin verdi.
Dikkatsiz köşe yazarlan ve ünlü (!)
bazı medyayorumculan "Böyle seçim
mi olur?" teranesini tutturdular. Coş-
kusuzluktan yakmıyorlardı. Oysa, seç-
menın gönlünde ve vıcdarunda kıvıl-
cımlanmıştır olay. Dışa ateşini vurmu-
yordu.
Karartılık sergllendl
Bir bölüm seçmenin oy kullanmaya-
cağının sinyalleri de alınıyordu. Oy
kullanmama taMi bir "kararszlık'' de-
ğildi.. aksıne, değişik bir kararlılığın ser-
gilenişiydi.
Orada da belli bir parçası sol cena-
hın tek büyük temsilcisi
CHP'ye yönelik olarak, bir
tür dolaylı cezalandırma söz
konusuydu. Bu da sessiz ve
bazılannı ürkütmesi gereken
birtavırdı. Busatırlannya-
zannın da dahıl olduğu çok
az sayıda uzmanın oluştur-
duğu bir küçük grup tara-
findan sessizliğın kükreme-
si bekleniyordu. Ödüllenn
AKP'ye gideceği rahatlık-
la tahrnin ediliyordu. Geri
kalan hepsinin, CHP de da-
hil, cezalandınlacağı he-
men belli oluyordu.
• Cezalarm ve ödüllerin
dağıtılmasıyla ilgili
karannı veren ve bunu
açıklamak için firsat
kollayan yurttaşa 3
Kasım seçimleri, hiç
beklemediği olanağı
sağladı.
• Hem de ağır ceza
alacağı belli olan ve türlü
çeşitli öngörüsüzlüğünü
bu alanda da sergileyen
MHP'nin bir armağanı
olarak...
3 Kasım seçimlerinin sonuçlanna
göre seçmenin CHP'ye muhakfet
görevi kestiği kesindir™
çimden ezici bir zaferle çık-
mıştır. DYP ise, dramatik
bir 140 bin kadar oy eksiği
(yüzde 0.45'lik bir oy ora-
nı farkı) ile kâbus barajına
tatalmıştır.
CHP, bu iki uç arasında bir
yerlere yerleşmiştir. Bu yer-
leşme konumu parti üst yö-
netiminin fazlaca ıyımser-
likle beklediğinin epey al-
tında bir mevkidir. Ancak,
bu satırlann yazarının dos-
tane bir ısrarla dile getire-
geldıği gibi. seçmenin
CHP'ye bir muhalefet gö-
kestiği açıktır.
ğunluğunun belirgin bir göstergesidir.
1980 öncesinde yüzde 75'in altında
kalagelmış bu oran 80"li ve 90"lı yıl-
larda önemlı bir sıçrama ile yüksel-
mişti. *1983*teyüzde92,sonrakiyıllar-
da da yüzde 85'in civannda ve üstün-
de kalarak, en son 1999'dayüzde 87 dü-
zeyini bulmuştur."
3 Kasım 2002'de de yüzde 85'in al-
üna inecek bir katılma ile yaklaşık 41.4
milyon seçmenin 35.2 milyon kadan-
nın sandık başına gitmesi bekleniyor-
du. Buradan da 34 milyonu biraz aşan
bir geçerli oy bekleniyordu.
Bu kestirmeler yüzde 10 barajı sını-
n oy miktanru tahrnin edebilmek için
büyük pratik önem taşıyordu.
Ancak, kahlım oranı uzun yıllardır
ilk kez yüzde 80'in altına inmiş bulun-
maktadır. Bunun sonucu olarak da, 31
milyonu çok az aşan bir geçerli oy top-
lamı ortaya çıkmıştır. Bu mıktar top-
lam seçmen sayısının sadece 37.5 mil-
yon (yani bugünkünden 4 milyon da-
ha aşağı düzeyde) olduğu 1999 seçım-
lerindeki geçerli oy sayısının bile al-
tındadır. Sandığa gitmemesi için özel
sebebi bulunmayan 4 milyon kadar
yurttaşın, bir biçimde, bu hakkını kul-
lanmadığı gözlenmektedir.
Dolaylı bir cezalandırma
Yukanda sözü edildiği gibi, bunla-
nn bir bölümü (belki bir yansı) umur-
samazlıktan değil. aksine tam bir ka-
rarlılık ıçinde oy kullanmama yolunu
seçmiş gibidırler. Bu olgu gerçekten do-
laylı bir cezalandırma mekanizmasını
düşündürtmektedir.
Oylann her yönden gelıp oluk gibi
aktığı AKP'nın kulak çekmeden nasi-
bıni alması beklenemezdi. DYP'nin
muhafazakârtabam ile MHP'nin ateş-
li ideolojik yandaşlanndan da gidip
açıkça AKP'ye oy vermek yerine ev-
de oturma protestosunun gösterilme-
si hiç beklenmezdi.
Geriye, CHP'nin potansiyel seçme-
ninin bir bölümünün kararlı bir oy kul-
lanmama tavnna kaymış olup olama-
yacağının irdelenmesi kalıyor. Bu tar-
tışmaya yazı dızisınin sonraki yazısın-
da partilerin ayn ayn durumlan ele
ahndığında yeniden dönülmek kay-
dıyla, CHP'nin bu yolla dolayh bir oy
kaybına uğramış bulunması olasıhğı-
nın yüksek bulunduğunu dile getirehm.
Sayısal açıklama ve yorumlar, fazla
girintı - çıkınti sergilemiyor görüntü-
sünüvermektedirilkbakışta. 10.6mil-
yon kadar oy toplayan ve yüzde
34.2
7
'lik bir oy oranına ulaşan AKP se-
CHP've onurlu görev
Bu, iyi ve akıllı kullanı-
lırsa topluma ve kamuya
büyük yararlar sağlayabile-
cek hoş bir görevdir. CHP
üst cenahında ve tabandaki yandaşla-
nnda kaçımlmaz olarak izlenen kınk-
lık ve burukluk havasının ı\ edilikle da-
ğıtılmasını dıleyelim. Bu onurlu mu-
halefet görevi, soğukkanlılıkla ele alı-
nıp, en verimli biçimde kullanılma ko-
şullannı belırleyıcı arayışlara hemen gi-
rilmesinde büyük yarar vardır.
Sayılara soğukkanlılıkla bakanlar
için, 3 Kasım'm sonuçlan yukarda da
söylendiğı gibi, hiç şaşırtıcı değildir.
Bu arada ıddialı biçimde "kamuoyu
araştirmasr olarak adlandınlan an-
ketsel gözlemlerin ciddiyetsizliği ve
yetersizliği bir kez daha kötü biçimde
sıntmıştır. En güvenilir bilinen göz-
lemciler arasında bile, bireğlence kum-
panyasını andıran çok yeni yetme bir
partinin barajı geçip sanal koalisyon-
lara ortak olabilecek bir konuma vara-
bileceği yolunda bulgular üretilmiştir.
Sayısal anımsatmalar
Bu satırlann yazan, 330-
215 ve bir miktar bağımsız
milletvekili gibilerden bir
sonucu hiç sürpriz görmü-
yordu. Oy kullanmayacak-
lann öncelikle CHP'ye re-
va gördüğü dolaylı ve ek
cezalandırma ile bunun 360-
280 biçiminde ürün verişi-
ne de, bir yurttaş olarak
üzülmekle birlikte, açıkça-
sı bir sürpriz gözüyle bak-
madı. Bu olayın kaynakla-
nna aşağıdaki satırlarda da-
ha geniş değinilecektir.
Seçime katılma oranı,
•yurttaşlann demokratık ka-
tılım ve paylaşım arayış yo-
1991 seçlmlerlnden bu yana sfyasal partilerin değlşen oy oranları
A nketlerin sayısal bul-
JM.gulanna güvenmeyen
uzmanlann, eziyetli bir ista-
tistıksel etüdü göze alıp. fark-
lı bir mantık ıçinde, çok da faz-
la iç tutarlılığı olan sayısal be-
lirlemeleri tercih edegeldikle-
ri bılınmektedir.
Bu tür istatistiksel gösterge-
lerin bir dilimi. yazann, Cum-
huriyet'te seçim öncesinde
yayımlanmış yazı dızısinde
diyagramlaştınlarak verilmiş-
ti. Bu kez, seçim sonuçlan,
ek bilgiler olarak, aynı dıyag-
ram üzerinde gösterilerek ye-
niden verilmektedir (Bkz.
yandaki şekil).
Sayısal göstergelenn seçim
öncesi tahrnin edılen ve son-
rasmda oluşan değerleri böy-
lece karşılaştırmalı biçimde
yan yana yer almaktadır. Bu
grafikte. 1991 seçimlerinden
bu yana siyasal partilerin oy
oraîüarının değişımleri özet-
lenmiştir. Partilerin kendi ara-
lannda gruplaştınlması yo-
luna gidilmiş olup bu küme-
ler şöylece belirlenmiştir:
• Orta sol eğılimli CHP
ile DSP.
• Liberal ya da muhafaza-
Bir seçimin anatomîsi
ORANLARI
51
31.6
45 3 (1) a
42 9(1)
25.3 (2)
22.5 (2) a
16.9 16(3)
1990 1992 1994 1996 1998
YILLAR
2000 2002 2004
-CHP+DSP(ORTASOL) H*-(RP)FP+MHPOJÇSAâ) » ANAP+DYP (ORTA SAĞ)
kâr olarak tanımlanabilen or-
ta sağ eğilimlerin komşulu-
ğunu yansıtan ANAP ve DYP.
• Daha ideolojik temelli
uç sağ görüntülerin temsilci-
si RP-FP çizgisinin devamı
olan AKP ve SP ile MHP'nin
bu son kümede yer alabile-
ceği tasarlanmıştır.
Diyagramda (1) noktasına
yüzde 42.9'luk bir tahmini oy
oranı ile böylece vanlıyordu.
Diyagramdaki (1-a) noktası
ise seçimlerde bu üç partinin
toplam olarak ulaştığı yüzde
45.3"lük oy oranının konu-
munu göstermektedir. tstatis-
tiksel mantıkla ulaşılabilen
3 Kasım
öncesinde
yayımlanan
yazı dizimizde
q> oranlannı
gösteren
yandaki
grafîğe yer
verildi Grafik
küçük bir
yanılma
pa\ı> la seçim
sonuçlanru
doğruladj.
tahmini bulgulann gerçek du-
rumu bir hayli iyi yansıttığı so-
nucuna vanlabilir.
Diyagramda (2) noktası
CHP-DSP toplamımn (YTP
ile birlikte) ulaşağı tahmin
edilen yüzde 25'lik oy oranı-
nın ölçekli konumunu göster-
mektedir. Bu değer ilk bakış-
ta 1999'a göre çok aşağıda
kalıyor gibi gözüküp yanlış
bir sayısal değerlendirme ya-
pıldığı ızlenimini verebilirdi.
Ancak, CHP+DSP oylarmuı
1990 düzeyi ile karşılaştınl-
ması hatalı olacaktrr. Çünkü
1999 ilkbahanna özgü "Öca-
lan yakalandi" duygusallığı
bu gruptaki oylara ani olarak
öylesine yapay bir pompala-
ma getirmişti ki istatistiksel
gösterge değerine artık güve-
nilemezdi.
1995'teki yüzde 25.3'lük
değer baz alınarak bir sayısal
kestırmeye gidilmiş bulun-
maktaydı. Burada DSP ve
YTP toplamımn yüzde 5'i
bulmasıyla CHPye yüzde 75
(çok hafif üzerinde) bir oy
düşebıleceğı tasarlanmıştı.
DYP+ANAP toplamı için
yapılan kestirmede, 1995'ten
bu yana gözlenegelmiş hızlı
düşüşün aynen devam edece-
ği tasarlanmıştı. Bu düşünce,
o partiler adına maalesef, doğ-
ru çıkmıştır. Böylece sayısal
tahmin yanılmasına da düşül-
memıştir.
Yarın: Oyların analizi
TÜSES'TEN SEÇlM DEĞERLENDÎRMESÎ:
Türkiye bir meşruiyet
krizî yaşayabilir
68'liler oluşan durumun Batı'nın isteğine uygun olduğunu ileri sürdü
Sol bir kez daha yenildi
tstanbul Haber Servisi - 3 Kasım
genel seçimlerinin hem merkez sol
hem de merkez sağ için ciddi bir uya-
n olduğu vurgulanarak AKP'nin dik-
katli ve özenli davranmaması duru-
munda. Türkiye'yi ciddi sorunlann
beklediği belirtildı.
Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal
Araştırmalar Vakfı' nca
(TÜSES)SürmelıOte-
li'nde düzenlenen pa-
nelde, 3 Kasım seçim-
lerinin sonuçlan tartı-
şıldı.TÜSESVakfıBaş-
kanı Prof. Dr. Burhan
Şenatalar'ın yönettiğı
panele, aralannda SHP
Genel Sekreteri Flkri
Sağlar, Esenyurt Bele-
diye Başkanı Gürbüz
Çapan, DlSK Genel Başkanı Süley-
man ÇelebL'nin debulunduğu kala-
balık bir izleyici topluluğu katıldı.
Eski CHP Genel Başkanı, gazete-
cı-yazar Altan Öjmen. AKP'nin de,
CHP'nin de, aldıklan o>iın çok üstün-
de bir güçle TBMM'ye girdiğine dik-
kat çekerek temsilde adaletin daha
• Altan Öymen,
temsilde adaletin
daha fazla
zedelenmemesi için
AKP'nin çok özenli
davranması
gerektiğini söyledi.
fazla zedelenmemesi için AKP'nin
çok özenli davranması gerektiğini
söyledi. Kamuoyu araştırmalannda-
ki doğru tahminlenyle bilinen, araş-
tırmacı-yazarTarhanErdem de, ba-
rajm olumsuz sonuçlanna dikkat çe-
kerek "Güneydoğu'daküniyerlerde
>üzde 46, yüzde 51 aş alan bir parti
^ _ _ ^ _ _ TBMM'ye giremez-
ken yüzde 6 oyla mil-
lervekili çıkaran parti-
ler var" dedi.
Toplumsal Ekono-
mik Siyasal Araştırma-
lar Vakfı (TESAV)
Başkanı Erol Tuncer
de 3 Kasım'da seçme-
nin yenilere yol açarken
eskıleri de tasfiye etti-
ğini anımsatarak "'Se-
çim ve Si>asi Partileryasalan değişme-
li. Temsfl bunalımı iktidann icraatla-
nyla azalabilir, anıa işler zoıiaşükça,
temsil bunalımı. meşruiyet tarüşma-
lanna kadar gidebilir. AKP1
nin çekir-
dek tabanı da parti yönetimini zoria-
yarak bazı sıkuitüara neden olabiür"
diye konuştu.
• Seçim sonuçlanru
değerlendiren 68'liler Birliği
Vakfı solun parlamentoda
temsil edilmeyeceğini
çünkü CHP'nin sol parti
olmadığını öne sürdü.
İstanbul Haber Servisi - 68'liler
Birliği Başkanı GökalpEren. 3 Ka-
sım seçimlerinin ardından Türki-
ye"de oluşan durumun, ABD ve Av-
rupa'nın istekleri dogrultusunda ol-
duğunu söyledi. vakıf yönetim ku-
rulu üyesi SönmezTargan da seçim-
lerde solun bir kez daha yenildiği-
ni belırtti.
68'liler Birliği Vakfi, Türkiye Ga-
zeteciler Cemiyeti'nde ABD'nin
olası Irak saldınsı \e 3 Kasım seçim
sonuçlanru değerlendirdi. Vakıfbaş-
kanı Gökalp Eren, "Seçimlerlegeli-
nen nokta, uhıs bilinci geüşmemiş,
cumhuriyet devTİmlerini algılaya-
manuş bir pariamentow Baü'nm is-
teklerine uygun neredeyse ülkenin
jüzde 65'ini temsil erme> en bir ikti-
dann, emperyaHzme uşakbk yap-
ması durumudur'' dedi. Vakıf yö-
netiminden Sönmez Targan da "Son
seçimlerde sol bir kez daha yenildi.
paıiarnentoda soltemsiledfln»eyecek.
Gazeteciler Cemiyeti'nde bir arava gelen 68'liler seçim sonuçlannı tartjşü.
Çünkü, CHPsolparti sayrimaz. CHP,
olaylara çok popüKst yaklaşnıakta-
dff" dedi. Gerici her gnıbun bir ya-
yın orgam olduğunu belirten Sön-
mez Targan, solun da en kısa za-
manda mutlaka merkez çekim gü-
cü oluşturan bir yayın organına ge-
rek olduğunu belirtti.
Vakıf yöneticisi ve Marmara Üni-
versitesi tletişim Fakültesi Öğretim
Üyesi Cüneyt Akahn da 2000 'li yıl-
larla birlikte ABD emr^tyali
düşüşe geçtiğini ve bununla birlik-
te Latin Amerika'da hızlı bir ulusal-
cılık akımının başladığını belirtti.
Akalın, aynca Vietnam Sava-
şı'ndan sonra ilk defa Amerika'da
halkın sa\aş karşıtı söylemlerde bu-
lunduğunu ifade etti.
Ulusal güçlerin birleşmesi ve güç-
lenmesi gerektiğini vTjrgulayan 68'li-
ler, Kıbns'ın ABD ve Batı ülkele-
rinin ınısiyatıfıne bırakıhnayacağı-
m yineledıler.
PAZAR
ORHAN BURSALI
Hangi Açı?
Seçim sonuçlanna farklı bakışlar, değeHendirmetervar.
Seçım sabahı çok sayıda dostum telefon ederek ar-
tık bu ulkenin yaşanmaz olduğunu söyledi; kımi büyük
felaketlen beklememız gerektiğini söyledi, kimi de en azın-
dan ulkeyı terk etmenın zamanının gelip gelmediğini
anlamaya çalıştı!
Kimı, keşke DYP de barajı aşabilseydı, hatta ANAP
veMHPdegırebilseydı Meclıs'e.diyehayıflandı. "Oza-
man AKP bu kadar çok sayıda milletvekili ile Meclis'e
gıremeyecek, ıktidannı da belki paylaşmak durumun-
da kalacaktı."
Endişelerini paylaşmadım, ama seçımın genel so-
nuçlanndan duyduğum ıçımdekı giziı sevıncı de, yanlış
anlarlar veya ozeilikle o anda hiç anlamazlar dıye, on-
lara hıssettirmedım.
•••
Düşunceme gore, ulkem ve uzun vadeli gelecek ıçın
önemli olan, AKP'nın tek başına ıktidar olabilecek bırço-
ğunluğu yakalamış olması değıldi.
Her şeyden önemlı bir tek konu vardı:
Türkiye'yi onyıllardıryönetemeyen; öncelikle Avrupa
ekonomik zengınlik ve refah bakımından alıp başını gi-
diyorken hemen hemen 10 yıldır ulkemızı durmadan
aşağı iten, batınp IMF paralanyla çıkmayı alışkanlık edın-
miş, çapsız, yalancı. palavracı, korkak, eyyamcı, bıra-
kın beş yil ötesinı, bir ıkı yıl ötesini bile düşleyebilecek
ekonomik, sosyal ve toplumsal vızyondan yoksun bir
siyasal yapının tasfiyesiydi.
Konu, 57. hükümet değil. bir siyasal yapıydı.
Bu hükümet zamanında kımisi büyük ölçüde dayat-
malarla da olsa iyi şeyler yapılmıştır. Örneğın Cumhur-
başkanı seçımı... AB ıçın uyum yasalan... Ekonomiyi si-
yasal baskılardan anndırma çabaları...
Ama, bu hükümet de eskj yapının devamıydı. Hele Tur-
kıye'nın batmasında her dönem önemlı bir payı bulu-
nanANAP!..
Hükümet içinde patlak veren Enerji ve Bayındırlık ba-
kanlıklanndakı hortumlatma krizlennın büyük ölçüde
ortbas edılmesıni kımler unuttu? Bu hükümet de, bun-
dan öncekiler gibi. ekonomik knzın üstesınden gelebıl-
mek ıçın ulusal ekonomi polrtikalan ve yenı stratejık eko-
nomik yönelışler olabileceğini aklının ucundan bile ge-
çıremedi.
Türkiye'ye saf 25 mılyar dolara, katma değer kayıp-
lan ile birlikte belki de ıkı katı kayıplara yol açan politi-
kalann bürokratik ve sıyasi sorumlulanna dokunulma-
dı. Onlar hep yerierinde kaldılar ve Turkıye'yı yeni batı-
nşlara taşımak için bekleyışe girdiler. Bu durumun do-
ğal sonucu da, üçlü sac ayağının işveren kesımınde de
aklanma dönemı başladı.
•••
Susurluk'laıia ve tarihsel olarak en büyük yolsuzluk
ve hortumlama dönemleriyle ıç içe girmış bir siyasal yu-
mağı, ana eksenleriyle birlikte tasfiye etmeden ülkenin
yapısının yenılenmesı ve ılenye bakılabilmesı, sosyolo-
|ik olarak söz konusu bile değildir.
Böyle radıkal bir değişiklik. ancak ciddi ve alternatif
bir devrimle olabilirdı Çok akıllı bir halk hareketı, kendi
sıyasetini de oluşturarak, belki böyle bir sonuç yarata-
bilirdi.
Ancak tanhsel açıdan böyle bir deneyim ve örgütlü-
lukten yoksun seçmen kıtlesı, elindeki tek sılah olan
"oy"uyla üç dönemdır bir çıkış yolu arıyordu.
Nihayet son seçımde bunu gerçekleştırdi.
Benim için seçım sonuçlannın önceliklı büyük anla-
mı, bu eski yapının tasfiye isteğinın dile gelmesi ve si-
yasal anlamda gerçekleşmesidir.
Bu açıdan seçım sonuçlan devrimci bir özellik taşı-
yor ve bu ozelliği ile de beni heyecanlandınyor!
Sevincimin dayandığı temel buydu.
Keşke MHP, DYP .. de barajı aşıp Meclis'e girebil-
selerde, dıleğı ve ısteği, gelecekten korkmak, Türkiye'yi
batıran anlayış ve politikaların devamını ıstemek ve çık-
mazlarda sürünmeyı kabul etmektır.
•••
AKP'ye gelince...
AKP ıktidarının laik ve demokratik toplum için yara-
tabıleceğı sorunlar bundan sonrasının gündem konu-
sudur.
AKP ve siyasi kadrolan zemzemle yıkanıp gelmiş de-
ğildir.
28 Şubat girişimi olmasaydı AKP olmazdı; 28 Şubat
Erbakan hareketini aynştırdı ve AKP bu sureçte doğ-
du. Şüphesiz önemlı dersler çıkarmışlardır. Ne kadar Er-
bakancılıktan aynşmış olduklannı yaşayarak göreceğız.
Eski yolsuzluk ve hortumlama duzenınden ne kadar
kopmuş olduklannı da...
Hele şu İstanbul davalan... Bu davalarda sanık olan,
milletvekili dokunulmazlığı kazanmış üyeleri konusun-
da tutumlan... Ekonomiyi, tasfiye olan siyasal lıderierin
yaptıklan gibi, bu defa kendi kıtlelennın, taraftarlannın,
kendi yarariannın boyunduruğu altına alıp almayacak-
lan konusundakı tutumlan....
Bütün bunlar bize, AKP ve yönelışleri hakkında bilgi
verecektir.
llhan Selçuk'un geçenlerde bir yazısında naklettiğı
bir soz vardı: Bir mılletın hayatı bir insanın yaşamına sığ-
maz...
Bir ülkenin hayatını da hele bir seçım sonucuna sığ-
dırmayı düşunmek hiç mumkun değildir.
Bu seçimlerin, üzerinde yurüyeceğimiz temel taşla-
nnın yeniden ve daha sağlıklı bir şekilde döşenmesı için
bir vesile veya bir başlangıç olmasını dilıyorum.
obursalifa cumhuriyet.com.tr.
VTFAT-BAŞSAĞLIĞI
Aıle büvüğümüz, dayımız, ağabeyimiz,
emeklı de\ let memuru
NEVZAT
TÜRKER
Bursa'da yaşamını yitirdi.
Tüm aile bireylerimize ve sevenlerine
başsağlığı dileriz.
KIZILYALIN AİLESİ
ÇORUM 2. SLXH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esab No: 2002 275
Da\acı Gazı Ceylan sekılı Av Tahsın Balkar tarafından
da\alılar Adevıye Halaçoğlu \e aricadaşlan hakkında mah-
kememizde açılan ortaklığın gıdenlmesı dasasının \enlen
ara karan gereğince. Dava konusu Çorum ili. Kunduzhan
Mahallesı, Ada 27
06. parsel 4'te kayıtlı bulunan taşınmazın
satılarak ortaklığının gıdenlmesı ıçın mahkememızde açı-
lan da\ada, tapu malıklen olan Hüse>in kızı Ade\ı>e Hala-
çoğlu. Hüseyın kızı Refıa Halaçoğlu, Hüseyin kızı Guldane
Halaçoğlu. Hüseyin kızı Şerıfe Halaçoğlu. Hüseyın kızı Su-
ade Halaçoğlu ve Mustafa Burhan'ın uzun aramalara rağ-
men adreslen tespıt edılemedığınden, ışbu dosyarun duruş-
ması olan 21.11.2002 gunu saat 10 50'de duruşmaya bızzat
gelmenız \eva kendınizı bir \ekılle temsil ettırmenız. du-
ruşmaya gelmedığınız veya kendınizı bir \ekılle temsil et-
tırmedığınız takdirde duruşmanın yokluğunuada yapılacağı
hususu ılanen teblığ olunur. Basın. 68697