Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EKİIA 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Baykal, Türkiye'nin sorunlannı aşmak için 65 milyonun desteğine ihtiyacı olduğunu söyledi:
Herkesten oyistiyorumB^VRIŞDOSTER
ÇORLU- CHP Genel Baş-
k a n ı Deniz Baykal, 3 Kasım
seçimierinde MHP'liden
AJNAP'lıdan, DYP'liden, kı-
sacası iim milletten oy istedi-
ğ i n i belirterek "65 milyonun
başbakam olmakistiyorum. 65
müyond eleverip, Türkiye'nin
ÖDÜHÜ açacağızn
dedı.
AtatûıkMeydanı'nda lObin-
lexce kişiye seslenen Baykal,
halkın CHP'ye duyduğu özle-
tnin karşılıklı olduğunu vur-
gulayarak, parlamentoda ol-
mayan CHP'nin değerinin bir
k e z daha anlaşıldığını ifade et-
ti. 3 Kasım'da bu hasretin bi-
teceğini. Türkiye'nin CHP ile
kucaklaşacagını savunan Bay-
kal , "Geçmişte de sıkınü yaşa-
• CHP'nin en deneyimli, birikimli, dürüst, ahlaklı, yolsuzluğa
bulaşmamış kadrolara sahip parti olduğunu söyleyen Baykal, "Ama
ülkemizdeki milletvekili adaylannın yüzde 25'i aranıyor, sanık. Bunlar
savcıdan, hâkimden kaçmak için aday oluyorlar" dedi.
mıştık,ama hiç bu kadar umut-
suz olmamışnk. Bu hükümet
döneminde 2 nüKon kişi işini
kaybetti. 200 bin işveri kapan-
<h. Herkesin borcu arttı, geliri
azaldı" dedi.
'Millet ve devlet perişan'
Milletin de devletin de pe-
rişan olduğunu sa\r
unan Bay-
kal. "Türtdye nasıl oldu da na-
merde muhtaç hak geldi? Bu-
nun sorumlusu millet değil,
Ankara'nın çürümüş politi-
kacılandır. Son 15 yıldır hep-
si bir arada yolsuzluk yapü-
lar, yanhş politikalar uygula-
dılar" diye konuştu.
Baykal, Çorlu'ya şikâyet et-
meye değil, çare göstermeye
geldiğini belirterek, Türki-
ye'yi borç ve faizin batırdığı-
nı, CHP iktidarında Türki-
ye'nin sırtından faizi kaldıra-
caklannı söyledi.
Tek başına iktidar isteyen
Baykal, hem milleti hem dev-
leti kurtaracaklannı anlatarak,
"Önce insanı yaşatacaksm ki
devlet yaşasın. Her şeyin çıkış
noktası insandır. \bla insanla çı-
kıyoruz, hedefe insanla ulaşa-
cagız. İnsan, iş ve ahlak bir ara-
da ele ahnmab" dedi.
Isim vermeden DYP Genel
Başkanı Tansu Çilleri eleşti-
ren Baykal, "Sen Türldye'yi
borca ve faize batırdm. Aklin
neredeydi bacım?" diye sor-
du. CHP'nin milletvekili doku-
nulmazhğını düşünce hürriye-
ti ile sınırlandıracağını öne sü-
ren Baykal, "CHP, en dene-
yimti, birikimli, dürüst, ahlak-
lı, yolsuzluğa bulaşmamış kad-
rolara sahip parti. Ama ülke-
mizdeki milletvekili adaylan-
nın yüzde 25'i aranıyor, sanık.
Bunlar savcıdan, hâkimden
kaçmak için aday ohıyorlar."
dedi. Türkiye'de faizi, tek ba-
şına iktidar olan CHP'nin in-
direbilceğini savunan Baykal
şöyle devam etti:
"Yuzünü Avrupa Birliği'ne
dönmüş, anayasa ve hukuk dü-
zeni ile kavga etmeyen kadro-
lan işbaşuıa getirin. İstediğmi-
n iş başuıa getirin, ama kendi
hesabını vermemiş, verememiş
olanlara devletin hesabını tes-
Bm etmeyin. Türkiye'nin sos-
yal demokrasiye, üretime ve
adil paylaşnna ihtiyacıvar. Tür-
kiye'nin kilitli kapılaruu sos-
yal demokrasi anahtan ile aça-
nz. Biz parlamentoda yokuz
ama milletin arasındayız. Çün-
kii halkı aMatmadık, yalan söy-
lemedik. Millet için çahşttk."
CHP'nin Trakya'daki gövde gösterisinde Yaşar Nuri Öztürk son günlerdeki eleştirilere yanıt verdi:
Allah île aklatılmamzı önleyeceğizOKTAYAPAYDIN
ÇORLU - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,
Trakya'da, 1974'te DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit'in hâlâ akıllarda kalan mitingınin çok
üzerinde coşkulu bir kalabalığa hitap etti.
Çorlu Atatürk Meydanı'ndaki mitinge Trakya halkı
adeta aktı. Trakyalılar, Baykal * ı sabahın erken
saatlerinden itibaren mitıng alanım doldurarak,
AvTupa'dan özel getirtilen TIR ve yanına kurulan
sinevizyon ekranuıdan müzik dinleyerek bekledi.
Trakyalılar, 45 dakika gec gelen Baykal'ı
"Başbakan Baykal" sloganıyla karşıladı. 20
dönümlük Çorlu Atatürk Meydanf nda 60 binin
üzerinde insan toplandı. Çorlu'daki devlet
yöneticileri, uzun yıllardır böyle kalabalığı ve
çoşkulu mitingi yaşamadığına dikkat çekti.
Baykal, dün sabah TEM
Otoyolu Mahmutbey
gişelerinden seçim
otobüsüne bindi.
Baykal'la birlikte Kemal
Derviş, Yaşar Nuri
Öztürk, Bülent Tanla,
Nurettin Sözen, Zülfü
Ljvaneli, Güldal
Okuducu, Önder Sav ve
Antalya Belediye
Başkanı Beldr Kumbul
da seçim otobüsü ile
Çorlu'ya doğru yola
çıktı. Yol boyunca
gezilen köylerde ve tarlalarda yurttaşlar, büyük bir
coşkuyla Baykal'ı selamladı. 1.5 saat süren
yolculukta seçim otobüsünün yanından geçen
TIR'lar, kamyonlar ve özel araçlardaki insanlar
Baykal'a büyük ilgi gösterdi. Çorlu yolu üzerindeki
bu ilgi Baykal'ı oldukça memnun ederken özellikle
gençlerin Baykal'a yönelmesi dikkat çekti. Konvoy,
Kınalı Kavşağı'na geldiğinde üzerinde "Çözüm
CHP" yazılı paraşüt konvoyu Baykal'ı selamladı.
Uçaktan da konfeti ve CHP broşürleri atıldı.
Pencere ve balkonlara çıkan Çorlulular Baykal'a
sevgi gösterisinde bulundu. CHP Genel Başkanı.
insan selinin bulunduğu miting alamna geldiğinde
otobüsten inerek özel hazırlanmış TIR'a geçti.
TIR üzerinde önce Kemal Derviş, Yaşar Nuri
Öztürk ve Zülfü Livaneli kısa birer konuşmayla
yurttaşlan selamladı. Bir ara adaylıktan çekilmesi
gündeme gelen Prof. Yaşar Nuri Öztürk
konuşmasında, "Sizin Allah ile aldatdmanızı
önleyeceğiz'' dedi. Ve alandaki en büyük alkışı da o
aldı. Daha sonra kürsüye Edirne, Kırklareli ve
Tekirdağ milletvekili adayları çıkartılarak tanıhldı.
Çorlulu ve Trakyalınm umudunu bağladığı CHP'nin
iktidar olacağını söyleyen Deniz Baykal"Türkive
CHP'viözledi''dedi.
• CHP'nin
Çorlu'da
düzenlediği
mitinge 60 binin
üzerinde yurttaş
katildı. Trakya'nın
uzun yıllardır
böyle kalabalık ve
coşkulu miting
yaşamadığına
dikkat çekildi.
CHP lideri Baykal, milletvekili adaylanyla birükte özel olarak hazırlanan TTR'ın üzerinden halka hitap etti.
SEÇtME HAZIRLANAN PARTİ ÎLK MÎTÎNGÎNÎ ANKARA'DA YAPTI
TKP meydanlara çıktıANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Yıllarca yasaklı kalan, üye-
leri tutuklanan, baskı gören Tür-
kiye Komünist Partisı (TKP) ilk
kitlesel mitingini Ankara'da ger-
çekleştirdi. Gençlerin ağırhkh ol-
duğu mitingde ABD'nin Irak'a
yönelik savaş hazırhklan ile işsiz-
lik, açlık ve yoksulluğu yaratan
"düzen partüeri" protesto edildi.
Gebze'de Güriş Holding'e bağlı
OMTAŞ Fabrikası'nda 105 gün-
dür sendikasızlaştırmaya karşı di-
renen işçilerin de aralannda bu-
lunduğu binlerce kişi sık sık, "Pa-
ranm saltanatı varsa halkmTKP'si
var" sloganlan attı.
3 Kasım seçimlerine hazırla-
nan TKP, ilk kitlesel mitingini çe-
şitli illerden gelen partililerin de
katıhmıyla Ankara'da gerçekleş-
tirdi. Öğle saatlerinde Toros So-
kak'ta toplanan partililer, Sıhhı-
ye Meydanı'na kadar yürüdüler.
Yürüyüş sırasında sık sık, "Işçi-
lerin birfiği sermayeyi yenecek",
"YağmayoksosyaBzmvar", "Pa-
ranmsaltanativarsa halkm TKP'si
var" sloganlan atan partililer, Sıh-
hıye Meydanı'na girişlerinde te-
ker teker arandılar. Mitingin ya-
pıldığı Sıhhıye Meydanı polis ta-
rafından kuşatılırken çevre bina-
lann üzerine de özel tim eleman-
lan yerleştirildi.
Partililere hitap eden TKP Ge-
nel Başkanı AydenürGüler, bir ta-
rafta paranın saltanatını temsil
eden partilerin diğer tarafta da
TKP'nin olduğunu vurgulayarak,
diğerpartilerin de IMF'yi eleştir-
diklerini ancak hepsinin de dış
borçlan ödeyeceklerini söyledik-
lerine işaret etti. Türkiye'nin, borç-
laruıın üzerine çizgi çekecekleri-
ni belirten Güler, CvlF ile ilk ve son
kez masaya oturacaklannı ve "Ha-
di güle gule, bu memlekette işmiz
bitti" diyeceklerini aktardı. Se-
çim pusulasında yer alan partile-
rin ABD'nin Irak politikası ko-
nusunda farklı bir şey söylemedik-
lerini anlatan Güler, "Hepsi
'ABD'nin emirlerine hazınz' di-
yorlar" dedi. Mitinge ABD'nin
giriş vizesi vermediği Doç. Dr.
Hahık Gerger de katildı.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr
Biraz da memleketin "küçük"
meselelerini konuşalım mı?
Köylerin, kasabalann, hatta
kentlerin çözülebilecekken çö-
zülmeyen sorunlannı örneğin...
Son yıllarda genel kabul gör-
müş bir yargı var. Ankara'dan
ağzı yananların, devletin derin-
lerinden, tepelerinden gelen
hoyratlıklardan, küstahlıklardan
yaka silkenlerin büyük çoğun-
luğu bu yargıyı pek de irdele-
meden benimsiyor ve savunu-
yor:
Yerelyönetimlerin güçlendi-
rilmesi demokrasinin gelişip
serpilmesine hizmet eder!..
Öyle mi sahiden?
Anadolu kentlerinde, kasa-
balarında, beldelerinde oy ve-
rip seçenlerin yüzünü ağartan,
oy vermeyenlerin pişmanlık
duyduğu nice iyi, çalışkan, be-
cerikli ve başanlı belediye baş-
kanı tanıdım. (Yeri gelmişken
Datça Belediye Başkanı'na bu-
radan kocaman bir selam yol-
layalım.) Ama Anadolu kentle-
nnde, kasabalarında, beldele-
nnde oy verip seçenlerin ken-
di ellerine tükürdükleri, oy ver-
meyenlerin "İyi ki vermemişim
şu herife" diye kıvandıkları ni-
ce beceriksiz, görgüsüz, kül-
türsüz, hamhalat, dangalak be-
Seçilmişi Seçmezsin, Atanmışı N'aparsm?
lediye başkanı da tanıdım. Ya-
kınlanna, partidaşlanna rant ya-
ratmak için yeşili yok eden, ye-
şil alanlan betonla sıvayan, gırt-
lağa kadar yolsuzluğa batmış,
belediyeyi insafsızca borçlan-
dırıp gelecek yönetimlerin elini
kolunu daha şimdiden bağla-
mış, abuk sabuk imar izinleri
ile beldelerinin canına okumuş,
kaçak kat izinleri ile hem ken-
di kesesini, hem ızin verdiği al-
çağın kesesini doldurmuş, do-
ğayı vahşi bir şehvetle ve doy-
mak bilmez bir açgözlükle tah-
rip eden belediye başkanları,
belediye yönetimleri tanıdım...
Bir örnek: Kuşadası denen
doğa cennetinden bir beton ce-
hennemi yaratp beldeyi bir maf-
ya cennetine dönüştürmekte
yerel yönetimin rolü "başrol"
değil mi?
• • •
Bu kadar laftan ve sövüp say-
madan sonra "Hayır, yerel yö-
netimlerin güçlenmesi demok-
rasiyi geliştirmez" yargısına
varacağımı sananlar olduysa
yanıldılar.
Yukandaki karanlık tablo, salt
yerel yönetimlerdekı sistem bo-
zukluğuna, belediye başkanlı-
ğının "Astığım astık, kestiğim
kestik, vurduğum vurgun, he-
sap soracak yorgun" mantığı
ile bildiğinı okumasına izin ve-
ren yasal başıboşluğa işaret et-
mek için çizildi.
Yoksa belediye başkanı de-
dığin de sonunda bir seçilmiş-
tir. Verdiği kadar zararı verir.
Ama bir sonraki seçimde ala-
şağı edilir. Bunun derslerle do-
lu pek çok örneğine de tanı-
ğım ve pek çok örneğine de ta-
nıkolacağız...
Yani çok can acıtsa da, çok
geç kalınsada "seçilmiş"\ ala-
şağı etmenin. onun budalaca,
cahilce gidişine dur demenin
bir olanağı var. Yurttaş, oyla-
nyla onlardan kurtulma olana-
ğına sahip.
Pekiii bütün bu kepazelikler-
de büyük payı olan "atanmış-
lar" ne olacak?
IstanbuFda Gökkafes denen
ırtanç anıtını, Istanbul'un seçil-
mişlerinden önce, Ankara'nın
atanmışları yarattı. O bölgeyi
turizm bölgesi ilan edip beledi-
ye denetiminden çıkardılar ve
Dolmabahçe Stadyumu'nun
Maçka vadisinin eğimiyle uyum-
lu yumuşacık mimarı akışının
tepesine gökkafes denen o
utanç anıtı çakıldı.
O izni veren, bu olanağı sağ-
layan atanmışlar ise şu anda
görevlerinin başında...
O görevden alındılarsa, dev-
letin bir başka kesiminde yeni
gökkafesler diktirtecek alçak-
lıklar peşinde ya da içindeler...
• • •
Bir örnek. Sadece bir örnek:
Marmara Adası...
Tüm geliri balıkçılığa, zeytine
ve turizme dayalı bir ada.
Bu adanın köylerini birbirine
bağlayan yolu, ay yüzeyinden
farksız. Ada halkı bütün bir ya-
zı öyle geçirdi. Turistler gelme-
di; gelenler kaçtı. Yoksul ada da-
ha da yoksullaştı.
Şimdi önümüz kış. Köyler-
deki çocuklar o ay yüzeyine
benzer yolu aşarak ilçe merke-
zındeki okula gelecekler. Köy-
lerdeki zeytinciler topladıkları
zeytini o yolu aşarak yağhane-
ye taşıyacaklar.
Balıkesir ilindeki (varsa eğer)
vali, Marmara ilçe merkezinde-
ki (varsa eğer) kaymakam, ya-
nı ikı atanmış, o yolu yapma-
dılar. Sorulsa kış programı, yaz
programı, Ankara'nın tasarruf
önlemleri diyerek bin türîü ma-
zeret, iki bin türlü yalan kıvıra-
caklar.
Sonuçta o yol yapılmadı, ya-
pılmamış olarak da bu kış ge-
çecek.
Yani Balıkesir ilinin iki bürok-
ratı, halkın ödediği vergilerle
geçindiklerini düşünmeden, hal-
kın hizmetçisi olduklannın bel-
ki bilincine bile varmadan; hat-
ta kendilerini halkın efendisi sa-
nacak kadar bilinç sapmasına
uğrayarak (örneğin) Marmara
Adası'nın yolunu yapmadılar.
Bu onların göreviydi.. ama yap-
madılar.
Şimdi Balıkesir Valisi ile Mar-
mara Kaymakamı'nın görevle-
rini yerine getirmemelerinin, hiz-
met kusurlarının cezası ne ola-
cak?
Marmara Adası da, ay yüze-
yinden farksız yol da, Balıkesir'in
valisi, adanın kaymakamı da
birer örnek. Görevini yapma-
yan atanmışlara (iyi birer) ör-
nek.
Ve soru:
Seçilmişleri bir daha seç-
mezsiniz. Görevini yapmayan
atanmışları ne yapacaksınız?
Karadutun 50 milyarlık
hatırı var...
Seçim yaklaşınca,
seçim bölgelerine
"kıyak"\ar da yoğunlaştı.
TBMM Başkanı Ömer
Izgi'nin seçim bölgesi
olan Konya'da
Doğanhisar Meslek
Yüksekokulu'na 50
milyar liralık kaynak
aktarması tartışma
yarattı. Doğaya
düşkünlüğüyle tanınan,
kurtların beslenmesi için
dağlara et bırakan,
tavuk ve horoz
beslemek için siyaseti bile
bırakmayı düşünen Izgi'nin bu
kararının arkasından "dut sevgisi"
çıktı: "7 yaşından beri karadut
yememiştim. Orada karadut ağacı
Ömerİzgi
görûnce ağaca
tırmandım ve karadut
yedim. Ağaçtan inince
üzerimin tamamen dut
lekesi olduğunu
gördüm. Oradan
geçerken meslek
yüksekolunu gördüm,
durumu perişandı.
Sıvaları dökülüyordu,
her yeri sorunlu idi.
Bunun üzerine oraya
50 milyar lira
gönderdim."
Tzgi; Tunceli, Mardin ve
Izmir'de bulunan bazı okullara da
kaynak aktarmak ıstemiş, ancak
seçim kararı alınınca
gönderememiş. Hem, oralarda dut
yememiş!..
Türk'e T tipi' oda
Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk, seçime gıderken anayasa
gereği bakanlıktan aynldı.
Kendisine TBMM halkla ilişkiler
binasında bir oda tahsis edildi.
Türk de, birçok bakan, kamu
yöneticisi ve özel sektörden
gelen milletvekilleri gibi odasını
görünce büyük düş kınklığına
uğradı. Makam odalanndan
sonra, küçücük, havasız
odasından pek memnun
kalmadı. Bakanlığı döneminde
F tipi cezaevi uygulaması
başlatılan Türk'e göre, odası
cezaevine benziyordu:
"F tipi cezaevlerinde bari
havalandırma var.
Burada ne havalandırma
var, ne doğru dürüst güneş
görünüyor. Bu oda F tipi
cezaevinden daha kötü."
Yeni ANAP fıkrası
Bazı ANAP'lı muhalıf milletvekilleri,
partilerine uyarladıkları yeni bir
fıkrayı anlattılar. Fıkra şöyle:
Tecrübeli bir hapishane müdürü
son görev yerine gelır. Kayıtları
incelerken bir mahkûmun haftanın
4 günü revir ya da hastaneye
gittiğini tespit eder. Mahkûmu
çağırtır ve sorar:
- Evladım neyin var senın, haftanın
4 günü hastaymışsın?
Mahkûm yanıtlar:
- Pazartesi serçe parmağımı
kestım, salı ayak parmağım koptu,
perşembe diğer elimin işaret
parmağını kestim...
Tecrübeli müdür daha fazla
dayanamaz, bağırır:
- Kes kes, bundan sonra sana revir
de hastane de yasak. Sen
alıştırmışsın kendini azar azar
hapisaneden tüyüyorsun.
ANAP'lı milletvekili ekledi:
"Biz de azar azar siyasetten
tüyüyoruz ama bir farkla: Bizi
engelleyen de yok.
;•.'!£ r
'Sigara içmezsem
çalışmam abi...'
Kapalı yerlerde sigara yasağı
getiren yasayı çıkaran Meclis,
kendi getirdiği yasağa uymuyor.
Genel kuruldaki göruşmelerden
sıkılan ya da yaşanan
gerginlikler nedenıyle strese
giren milletvekilleri, kulislere
çıkıp kahve ya da çayla birlikte
sigaralannı rahatlıkla
içebiliyorlar. Ancak bu
durumdan rahatsız olan
milletvekilleri de yok değil. Bazı
milletvekilleri, TBMM
Başkanlığma başvurarak sigara
içen vekiller için ayrı bölümler
tahsis edilmesini istedi.
Izgi, önce bu öneriyi uygun
buldu ve yer aramaya başladı.
Ancak bir süre sonra
milletvekillerinin başvurusu
unutuldu gitti, yer arayışından da
vazgeçildi. Izgi'ye, Meclis'in
açılışı nedeniyle verilen
resepsiyonda gazeteciler
konuyu anımsattı. Izgi, önce
"Valla, aradım taradım üygun bir
yer bulamadım. Meclis
bahçesine bir şey yapabilir
miyiz dedik.. o da olmadı" dedi.
Izgi, daha sonra yasağı
uygulamaktaki çaresizliğini itiraf
etti: "Milletvekilleri, 'Sigara
içmek serbest olmazsa Meclis
çalışmalanna gelmeyiz' dediler.
Ne yapalım, yoksa Meclis
çalışmalan aksayacaktı."
Yılmaz'ın koltuk seçimi!..
TBMM Genel Kurulu'nun "aç-
kapa" yaptığı 1 Ekim toplantısı
günlerce merakla beklendi.
1 Ekim günü, genel kurul salonu
ender "dolu" günlerinden birini
yaşadı, ancak küskünlerin
istediği olmadı. Görüşmeler
sırasında hükümet ortakları
arasındaki "soğukluk" da
gözlerden kaçmadı. Başbakan
Bülent Ecevit ile Başbakan
Yardımcısı Devlet Bahçeli
Bakanlar Kurulu sıralarında
oturuyordu. ANAP lideri ve
Başbakan Yardımcısı Mesut
Yılmaz ise ANAP sıralarında
grubunun başında oturmayı
yeğledi. Resepsiyonda, bu durum
Bahçeli'ye soruldu.
Bahçeli, önce polemiğe girmek
istemedi, ama sonra da
dayanamadı: "Efendim, Meclis'te
550 tane sandalye var, isteyen
istediği yere oturur."
Tutarlılık 'artistlik'miş!
ANAP Istanbul Milletvekili Ediz
Hun, hem partisinde hem de
çevresinde dürüstlüğü ve
mütevazı kişiliği ile biliniyor. 31
Temmuz günü oylamada
seçimin yapılması yönünde oy
veren Hun, 1 Ekim günü de
tavnnı değiştirmedi. ANAP
grubunun en önünde oturan
Mesut Yılmaz'a yaklaşarak,
"Efendim ben daha önce
seçimin yapılması yönünde oy
kullandım, bundan
vazgeçemem" dedi. Yılmaz'ın
"Olmaz" diye tepki
göstermesine karşın Hun, arka
sjralara geçti ve genel kurulun
tatile girmesi yönünde oy
kullandı. Bu durum bazı ANAP
yöneticilerini kızdırdı:
"Artist. ne olacak işte, artistlik
yapıyor..."
Tiirey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş
tbmmcuniı'a ttnetnettr