23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKİIA 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Baykal, Türkiye'nin sorunlannı aşmak için 65 milyonun desteğine ihtiyacı olduğunu söyledi: Herkesten oyistiyorumB^VRIŞDOSTER ÇORLU- CHP Genel Baş- k a n ı Deniz Baykal, 3 Kasım seçimierinde MHP'liden AJNAP'lıdan, DYP'liden, kı- sacası iim milletten oy istedi- ğ i n i belirterek "65 milyonun başbakam olmakistiyorum. 65 müyond eleverip, Türkiye'nin ÖDÜHÜ açacağızn dedı. AtatûıkMeydanı'nda lObin- lexce kişiye seslenen Baykal, halkın CHP'ye duyduğu özle- tnin karşılıklı olduğunu vur- gulayarak, parlamentoda ol- mayan CHP'nin değerinin bir k e z daha anlaşıldığını ifade et- ti. 3 Kasım'da bu hasretin bi- teceğini. Türkiye'nin CHP ile kucaklaşacagını savunan Bay- kal , "Geçmişte de sıkınü yaşa- • CHP'nin en deneyimli, birikimli, dürüst, ahlaklı, yolsuzluğa bulaşmamış kadrolara sahip parti olduğunu söyleyen Baykal, "Ama ülkemizdeki milletvekili adaylannın yüzde 25'i aranıyor, sanık. Bunlar savcıdan, hâkimden kaçmak için aday oluyorlar" dedi. mıştık,ama hiç bu kadar umut- suz olmamışnk. Bu hükümet döneminde 2 nüKon kişi işini kaybetti. 200 bin işveri kapan- <h. Herkesin borcu arttı, geliri azaldı" dedi. 'Millet ve devlet perişan' Milletin de devletin de pe- rişan olduğunu sa\r unan Bay- kal. "Türtdye nasıl oldu da na- merde muhtaç hak geldi? Bu- nun sorumlusu millet değil, Ankara'nın çürümüş politi- kacılandır. Son 15 yıldır hep- si bir arada yolsuzluk yapü- lar, yanhş politikalar uygula- dılar" diye konuştu. Baykal, Çorlu'ya şikâyet et- meye değil, çare göstermeye geldiğini belirterek, Türki- ye'yi borç ve faizin batırdığı- nı, CHP iktidarında Türki- ye'nin sırtından faizi kaldıra- caklannı söyledi. Tek başına iktidar isteyen Baykal, hem milleti hem dev- leti kurtaracaklannı anlatarak, "Önce insanı yaşatacaksm ki devlet yaşasın. Her şeyin çıkış noktası insandır. \bla insanla çı- kıyoruz, hedefe insanla ulaşa- cagız. İnsan, iş ve ahlak bir ara- da ele ahnmab" dedi. Isim vermeden DYP Genel Başkanı Tansu Çilleri eleşti- ren Baykal, "Sen Türldye'yi borca ve faize batırdm. Aklin neredeydi bacım?" diye sor- du. CHP'nin milletvekili doku- nulmazhğını düşünce hürriye- ti ile sınırlandıracağını öne sü- ren Baykal, "CHP, en dene- yimti, birikimli, dürüst, ahlak- lı, yolsuzluğa bulaşmamış kad- rolara sahip parti. Ama ülke- mizdeki milletvekili adaylan- nın yüzde 25'i aranıyor, sanık. Bunlar savcıdan, hâkimden kaçmak için aday ohıyorlar." dedi. Türkiye'de faizi, tek ba- şına iktidar olan CHP'nin in- direbilceğini savunan Baykal şöyle devam etti: "Yuzünü Avrupa Birliği'ne dönmüş, anayasa ve hukuk dü- zeni ile kavga etmeyen kadro- lan işbaşuıa getirin. İstediğmi- n iş başuıa getirin, ama kendi hesabını vermemiş, verememiş olanlara devletin hesabını tes- Bm etmeyin. Türkiye'nin sos- yal demokrasiye, üretime ve adil paylaşnna ihtiyacıvar. Tür- kiye'nin kilitli kapılaruu sos- yal demokrasi anahtan ile aça- nz. Biz parlamentoda yokuz ama milletin arasındayız. Çün- kii halkı aMatmadık, yalan söy- lemedik. Millet için çahşttk." CHP'nin Trakya'daki gövde gösterisinde Yaşar Nuri Öztürk son günlerdeki eleştirilere yanıt verdi: Allah île aklatılmamzı önleyeceğizOKTAYAPAYDIN ÇORLU - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Trakya'da, 1974'te DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in hâlâ akıllarda kalan mitingınin çok üzerinde coşkulu bir kalabalığa hitap etti. Çorlu Atatürk Meydanı'ndaki mitinge Trakya halkı adeta aktı. Trakyalılar, Baykal * ı sabahın erken saatlerinden itibaren mitıng alanım doldurarak, AvTupa'dan özel getirtilen TIR ve yanına kurulan sinevizyon ekranuıdan müzik dinleyerek bekledi. Trakyalılar, 45 dakika gec gelen Baykal'ı "Başbakan Baykal" sloganıyla karşıladı. 20 dönümlük Çorlu Atatürk Meydanf nda 60 binin üzerinde insan toplandı. Çorlu'daki devlet yöneticileri, uzun yıllardır böyle kalabalığı ve çoşkulu mitingi yaşamadığına dikkat çekti. Baykal, dün sabah TEM Otoyolu Mahmutbey gişelerinden seçim otobüsüne bindi. Baykal'la birlikte Kemal Derviş, Yaşar Nuri Öztürk, Bülent Tanla, Nurettin Sözen, Zülfü Ljvaneli, Güldal Okuducu, Önder Sav ve Antalya Belediye Başkanı Beldr Kumbul da seçim otobüsü ile Çorlu'ya doğru yola çıktı. Yol boyunca gezilen köylerde ve tarlalarda yurttaşlar, büyük bir coşkuyla Baykal'ı selamladı. 1.5 saat süren yolculukta seçim otobüsünün yanından geçen TIR'lar, kamyonlar ve özel araçlardaki insanlar Baykal'a büyük ilgi gösterdi. Çorlu yolu üzerindeki bu ilgi Baykal'ı oldukça memnun ederken özellikle gençlerin Baykal'a yönelmesi dikkat çekti. Konvoy, Kınalı Kavşağı'na geldiğinde üzerinde "Çözüm CHP" yazılı paraşüt konvoyu Baykal'ı selamladı. Uçaktan da konfeti ve CHP broşürleri atıldı. Pencere ve balkonlara çıkan Çorlulular Baykal'a sevgi gösterisinde bulundu. CHP Genel Başkanı. insan selinin bulunduğu miting alamna geldiğinde otobüsten inerek özel hazırlanmış TIR'a geçti. TIR üzerinde önce Kemal Derviş, Yaşar Nuri Öztürk ve Zülfü Livaneli kısa birer konuşmayla yurttaşlan selamladı. Bir ara adaylıktan çekilmesi gündeme gelen Prof. Yaşar Nuri Öztürk konuşmasında, "Sizin Allah ile aldatdmanızı önleyeceğiz'' dedi. Ve alandaki en büyük alkışı da o aldı. Daha sonra kürsüye Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ milletvekili adayları çıkartılarak tanıhldı. Çorlulu ve Trakyalınm umudunu bağladığı CHP'nin iktidar olacağını söyleyen Deniz Baykal"Türkive CHP'viözledi''dedi. • CHP'nin Çorlu'da düzenlediği mitinge 60 binin üzerinde yurttaş katildı. Trakya'nın uzun yıllardır böyle kalabalık ve coşkulu miting yaşamadığına dikkat çekildi. CHP lideri Baykal, milletvekili adaylanyla birükte özel olarak hazırlanan TTR'ın üzerinden halka hitap etti. SEÇtME HAZIRLANAN PARTİ ÎLK MÎTÎNGÎNÎ ANKARA'DA YAPTI TKP meydanlara çıktıANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Yıllarca yasaklı kalan, üye- leri tutuklanan, baskı gören Tür- kiye Komünist Partisı (TKP) ilk kitlesel mitingini Ankara'da ger- çekleştirdi. Gençlerin ağırhkh ol- duğu mitingde ABD'nin Irak'a yönelik savaş hazırhklan ile işsiz- lik, açlık ve yoksulluğu yaratan "düzen partüeri" protesto edildi. Gebze'de Güriş Holding'e bağlı OMTAŞ Fabrikası'nda 105 gün- dür sendikasızlaştırmaya karşı di- renen işçilerin de aralannda bu- lunduğu binlerce kişi sık sık, "Pa- ranm saltanatı varsa halkmTKP'si var" sloganlan attı. 3 Kasım seçimlerine hazırla- nan TKP, ilk kitlesel mitingini çe- şitli illerden gelen partililerin de katıhmıyla Ankara'da gerçekleş- tirdi. Öğle saatlerinde Toros So- kak'ta toplanan partililer, Sıhhı- ye Meydanı'na kadar yürüdüler. Yürüyüş sırasında sık sık, "Işçi- lerin birfiği sermayeyi yenecek", "YağmayoksosyaBzmvar", "Pa- ranmsaltanativarsa halkm TKP'si var" sloganlan atan partililer, Sıh- hıye Meydanı'na girişlerinde te- ker teker arandılar. Mitingin ya- pıldığı Sıhhıye Meydanı polis ta- rafından kuşatılırken çevre bina- lann üzerine de özel tim eleman- lan yerleştirildi. Partililere hitap eden TKP Ge- nel Başkanı AydenürGüler, bir ta- rafta paranın saltanatını temsil eden partilerin diğer tarafta da TKP'nin olduğunu vurgulayarak, diğerpartilerin de IMF'yi eleştir- diklerini ancak hepsinin de dış borçlan ödeyeceklerini söyledik- lerine işaret etti. Türkiye'nin, borç- laruıın üzerine çizgi çekecekleri- ni belirten Güler, CvlF ile ilk ve son kez masaya oturacaklannı ve "Ha- di güle gule, bu memlekette işmiz bitti" diyeceklerini aktardı. Se- çim pusulasında yer alan partile- rin ABD'nin Irak politikası ko- nusunda farklı bir şey söylemedik- lerini anlatan Güler, "Hepsi 'ABD'nin emirlerine hazınz' di- yorlar" dedi. Mitinge ABD'nin giriş vizesi vermediği Doç. Dr. Hahık Gerger de katildı. IRMIKI AYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr Biraz da memleketin "küçük" meselelerini konuşalım mı? Köylerin, kasabalann, hatta kentlerin çözülebilecekken çö- zülmeyen sorunlannı örneğin... Son yıllarda genel kabul gör- müş bir yargı var. Ankara'dan ağzı yananların, devletin derin- lerinden, tepelerinden gelen hoyratlıklardan, küstahlıklardan yaka silkenlerin büyük çoğun- luğu bu yargıyı pek de irdele- meden benimsiyor ve savunu- yor: Yerelyönetimlerin güçlendi- rilmesi demokrasinin gelişip serpilmesine hizmet eder!.. Öyle mi sahiden? Anadolu kentlerinde, kasa- balarında, beldelerinde oy ve- rip seçenlerin yüzünü ağartan, oy vermeyenlerin pişmanlık duyduğu nice iyi, çalışkan, be- cerikli ve başanlı belediye baş- kanı tanıdım. (Yeri gelmişken Datça Belediye Başkanı'na bu- radan kocaman bir selam yol- layalım.) Ama Anadolu kentle- nnde, kasabalarında, beldele- nnde oy verip seçenlerin ken- di ellerine tükürdükleri, oy ver- meyenlerin "İyi ki vermemişim şu herife" diye kıvandıkları ni- ce beceriksiz, görgüsüz, kül- türsüz, hamhalat, dangalak be- Seçilmişi Seçmezsin, Atanmışı N'aparsm? lediye başkanı da tanıdım. Ya- kınlanna, partidaşlanna rant ya- ratmak için yeşili yok eden, ye- şil alanlan betonla sıvayan, gırt- lağa kadar yolsuzluğa batmış, belediyeyi insafsızca borçlan- dırıp gelecek yönetimlerin elini kolunu daha şimdiden bağla- mış, abuk sabuk imar izinleri ile beldelerinin canına okumuş, kaçak kat izinleri ile hem ken- di kesesini, hem ızin verdiği al- çağın kesesini doldurmuş, do- ğayı vahşi bir şehvetle ve doy- mak bilmez bir açgözlükle tah- rip eden belediye başkanları, belediye yönetimleri tanıdım... Bir örnek: Kuşadası denen doğa cennetinden bir beton ce- hennemi yaratp beldeyi bir maf- ya cennetine dönüştürmekte yerel yönetimin rolü "başrol" değil mi? • • • Bu kadar laftan ve sövüp say- madan sonra "Hayır, yerel yö- netimlerin güçlenmesi demok- rasiyi geliştirmez" yargısına varacağımı sananlar olduysa yanıldılar. Yukandaki karanlık tablo, salt yerel yönetimlerdekı sistem bo- zukluğuna, belediye başkanlı- ğının "Astığım astık, kestiğim kestik, vurduğum vurgun, he- sap soracak yorgun" mantığı ile bildiğinı okumasına izin ve- ren yasal başıboşluğa işaret et- mek için çizildi. Yoksa belediye başkanı de- dığin de sonunda bir seçilmiş- tir. Verdiği kadar zararı verir. Ama bir sonraki seçimde ala- şağı edilir. Bunun derslerle do- lu pek çok örneğine de tanı- ğım ve pek çok örneğine de ta- nıkolacağız... Yani çok can acıtsa da, çok geç kalınsada "seçilmiş"\ ala- şağı etmenin. onun budalaca, cahilce gidişine dur demenin bir olanağı var. Yurttaş, oyla- nyla onlardan kurtulma olana- ğına sahip. Pekiii bütün bu kepazelikler- de büyük payı olan "atanmış- lar" ne olacak? IstanbuFda Gökkafes denen ırtanç anıtını, Istanbul'un seçil- mişlerinden önce, Ankara'nın atanmışları yarattı. O bölgeyi turizm bölgesi ilan edip beledi- ye denetiminden çıkardılar ve Dolmabahçe Stadyumu'nun Maçka vadisinin eğimiyle uyum- lu yumuşacık mimarı akışının tepesine gökkafes denen o utanç anıtı çakıldı. O izni veren, bu olanağı sağ- layan atanmışlar ise şu anda görevlerinin başında... O görevden alındılarsa, dev- letin bir başka kesiminde yeni gökkafesler diktirtecek alçak- lıklar peşinde ya da içindeler... • • • Bir örnek. Sadece bir örnek: Marmara Adası... Tüm geliri balıkçılığa, zeytine ve turizme dayalı bir ada. Bu adanın köylerini birbirine bağlayan yolu, ay yüzeyinden farksız. Ada halkı bütün bir ya- zı öyle geçirdi. Turistler gelme- di; gelenler kaçtı. Yoksul ada da- ha da yoksullaştı. Şimdi önümüz kış. Köyler- deki çocuklar o ay yüzeyine benzer yolu aşarak ilçe merke- zındeki okula gelecekler. Köy- lerdeki zeytinciler topladıkları zeytini o yolu aşarak yağhane- ye taşıyacaklar. Balıkesir ilindeki (varsa eğer) vali, Marmara ilçe merkezinde- ki (varsa eğer) kaymakam, ya- nı ikı atanmış, o yolu yapma- dılar. Sorulsa kış programı, yaz programı, Ankara'nın tasarruf önlemleri diyerek bin türîü ma- zeret, iki bin türlü yalan kıvıra- caklar. Sonuçta o yol yapılmadı, ya- pılmamış olarak da bu kış ge- çecek. Yani Balıkesir ilinin iki bürok- ratı, halkın ödediği vergilerle geçindiklerini düşünmeden, hal- kın hizmetçisi olduklannın bel- ki bilincine bile varmadan; hat- ta kendilerini halkın efendisi sa- nacak kadar bilinç sapmasına uğrayarak (örneğin) Marmara Adası'nın yolunu yapmadılar. Bu onların göreviydi.. ama yap- madılar. Şimdi Balıkesir Valisi ile Mar- mara Kaymakamı'nın görevle- rini yerine getirmemelerinin, hiz- met kusurlarının cezası ne ola- cak? Marmara Adası da, ay yüze- yinden farksız yol da, Balıkesir'in valisi, adanın kaymakamı da birer örnek. Görevini yapma- yan atanmışlara (iyi birer) ör- nek. Ve soru: Seçilmişleri bir daha seç- mezsiniz. Görevini yapmayan atanmışları ne yapacaksınız? Karadutun 50 milyarlık hatırı var... Seçim yaklaşınca, seçim bölgelerine "kıyak"\ar da yoğunlaştı. TBMM Başkanı Ömer Izgi'nin seçim bölgesi olan Konya'da Doğanhisar Meslek Yüksekokulu'na 50 milyar liralık kaynak aktarması tartışma yarattı. Doğaya düşkünlüğüyle tanınan, kurtların beslenmesi için dağlara et bırakan, tavuk ve horoz beslemek için siyaseti bile bırakmayı düşünen Izgi'nin bu kararının arkasından "dut sevgisi" çıktı: "7 yaşından beri karadut yememiştim. Orada karadut ağacı Ömerİzgi görûnce ağaca tırmandım ve karadut yedim. Ağaçtan inince üzerimin tamamen dut lekesi olduğunu gördüm. Oradan geçerken meslek yüksekolunu gördüm, durumu perişandı. Sıvaları dökülüyordu, her yeri sorunlu idi. Bunun üzerine oraya 50 milyar lira gönderdim." Tzgi; Tunceli, Mardin ve Izmir'de bulunan bazı okullara da kaynak aktarmak ıstemiş, ancak seçim kararı alınınca gönderememiş. Hem, oralarda dut yememiş!.. Türk'e T tipi' oda Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, seçime gıderken anayasa gereği bakanlıktan aynldı. Kendisine TBMM halkla ilişkiler binasında bir oda tahsis edildi. Türk de, birçok bakan, kamu yöneticisi ve özel sektörden gelen milletvekilleri gibi odasını görünce büyük düş kınklığına uğradı. Makam odalanndan sonra, küçücük, havasız odasından pek memnun kalmadı. Bakanlığı döneminde F tipi cezaevi uygulaması başlatılan Türk'e göre, odası cezaevine benziyordu: "F tipi cezaevlerinde bari havalandırma var. Burada ne havalandırma var, ne doğru dürüst güneş görünüyor. Bu oda F tipi cezaevinden daha kötü." Yeni ANAP fıkrası Bazı ANAP'lı muhalıf milletvekilleri, partilerine uyarladıkları yeni bir fıkrayı anlattılar. Fıkra şöyle: Tecrübeli bir hapishane müdürü son görev yerine gelır. Kayıtları incelerken bir mahkûmun haftanın 4 günü revir ya da hastaneye gittiğini tespit eder. Mahkûmu çağırtır ve sorar: - Evladım neyin var senın, haftanın 4 günü hastaymışsın? Mahkûm yanıtlar: - Pazartesi serçe parmağımı kestım, salı ayak parmağım koptu, perşembe diğer elimin işaret parmağını kestim... Tecrübeli müdür daha fazla dayanamaz, bağırır: - Kes kes, bundan sonra sana revir de hastane de yasak. Sen alıştırmışsın kendini azar azar hapisaneden tüyüyorsun. ANAP'lı milletvekili ekledi: "Biz de azar azar siyasetten tüyüyoruz ama bir farkla: Bizi engelleyen de yok. ;•.'!£ r 'Sigara içmezsem çalışmam abi...' Kapalı yerlerde sigara yasağı getiren yasayı çıkaran Meclis, kendi getirdiği yasağa uymuyor. Genel kuruldaki göruşmelerden sıkılan ya da yaşanan gerginlikler nedenıyle strese giren milletvekilleri, kulislere çıkıp kahve ya da çayla birlikte sigaralannı rahatlıkla içebiliyorlar. Ancak bu durumdan rahatsız olan milletvekilleri de yok değil. Bazı milletvekilleri, TBMM Başkanlığma başvurarak sigara içen vekiller için ayrı bölümler tahsis edilmesini istedi. Izgi, önce bu öneriyi uygun buldu ve yer aramaya başladı. Ancak bir süre sonra milletvekillerinin başvurusu unutuldu gitti, yer arayışından da vazgeçildi. Izgi'ye, Meclis'in açılışı nedeniyle verilen resepsiyonda gazeteciler konuyu anımsattı. Izgi, önce "Valla, aradım taradım üygun bir yer bulamadım. Meclis bahçesine bir şey yapabilir miyiz dedik.. o da olmadı" dedi. Izgi, daha sonra yasağı uygulamaktaki çaresizliğini itiraf etti: "Milletvekilleri, 'Sigara içmek serbest olmazsa Meclis çalışmalanna gelmeyiz' dediler. Ne yapalım, yoksa Meclis çalışmalan aksayacaktı." Yılmaz'ın koltuk seçimi!.. TBMM Genel Kurulu'nun "aç- kapa" yaptığı 1 Ekim toplantısı günlerce merakla beklendi. 1 Ekim günü, genel kurul salonu ender "dolu" günlerinden birini yaşadı, ancak küskünlerin istediği olmadı. Görüşmeler sırasında hükümet ortakları arasındaki "soğukluk" da gözlerden kaçmadı. Başbakan Bülent Ecevit ile Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli Bakanlar Kurulu sıralarında oturuyordu. ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ise ANAP sıralarında grubunun başında oturmayı yeğledi. Resepsiyonda, bu durum Bahçeli'ye soruldu. Bahçeli, önce polemiğe girmek istemedi, ama sonra da dayanamadı: "Efendim, Meclis'te 550 tane sandalye var, isteyen istediği yere oturur." Tutarlılık 'artistlik'miş! ANAP Istanbul Milletvekili Ediz Hun, hem partisinde hem de çevresinde dürüstlüğü ve mütevazı kişiliği ile biliniyor. 31 Temmuz günü oylamada seçimin yapılması yönünde oy veren Hun, 1 Ekim günü de tavnnı değiştirmedi. ANAP grubunun en önünde oturan Mesut Yılmaz'a yaklaşarak, "Efendim ben daha önce seçimin yapılması yönünde oy kullandım, bundan vazgeçemem" dedi. Yılmaz'ın "Olmaz" diye tepki göstermesine karşın Hun, arka sjralara geçti ve genel kurulun tatile girmesi yönünde oy kullandı. Bu durum bazı ANAP yöneticilerini kızdırdı: "Artist. ne olacak işte, artistlik yapıyor..." Tiirey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş tbmmcuniı'a ttnetnettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle