Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EKİM 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
E J v O N O M I ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
^IRKETLERDEN
• DROETKERürün
yelpazesıne "'Tatlı
Kurabiye Unu"'nu ekledi.
• ZIEBART TTDY CAR,
Türkiye çapında hızmet
veren 15 istasyonunda
yaz mevsiminin olumsuz
etkilennin otomobillerde
oluşturduğu izleri silmek
üzere "Altın Bakım
Sistemi" uyguluyor.
PINARSÜT, şok
ısıtma teknolojinı
kullandığı şişe sütü bu
kezde 1.5 litrelik
ambalajıyla tüketicinin
beğenisine sundu. Kulplu
yeni ambalaj, kullanım
kolaylığı sağlamayı
amaçhyor.
• SCH\\:\RZKOPF&
HENKEL
KOZMETÖCbilgisayarh
eğitime destek amacıyla
"Shauma Etıketleri
Bilgisayara Dönüşüyor"
kampanyası başlattı.
Eğitim yılı boyunca
devam edecek olan proje
kapsamında 1500 adet
Shauma etiketi toplayan
okullar Beko markalı
bilgisayar sahibi olacak.
İş-Kur 40 milyon Euro'luk kaynağı, yasal statüye kavuşmadığı için hâlâ alamadı
AB yardımıyasayatakıldı
• KOTON, "Her gün
yeni 20model"
uygulaması ile
alışveriş yapanlann
aldıkJan kıyafetleri
başkasında görme
olasılığını rrunimuma
ındıriyor.
• SEAT Ibiza, piyasaya
çıkardığı en son
jenerasyonunda dinamik
tasanm, performans ve
sürüş zevkıni bir araya
getiriyor. Tamamen
yeniden tasarlanan yeni
İbiza, paslanmaya karşı
da 12 yıl garantili.
• Krizle birlikte artan talebe
yanıt vermekte güçlük çeken
Türkiye îş Kurumu. ihtiyacı ve
parası olduğu halde personel
alamıyor, teknik altyapısını
güçlendiremiyor.
FATMA KOŞAR
Bölgesel bürolar açması ve istihdama
dönük projeler geliştirmesi amacıyla
Avrupa Birliği 'nin 40 milyon Euro yar-
dım yapacağı Türkiye İş Kurumu, ya-
sal statüye kavuşmadığı için hâlâ para-
yı alamadı. îş Kurumu, krizle birlikte
artan talebe yanıt vermekte güçlük çe-
kiyor. Buna karşın geçen yıl nisan ayın-
dan bu yana Meclis"te bekleyen tş Kur
Yasasf nın bir türlü görüşülmemesi ne-
deniyle ne personel alabiliyor ne de tek-
nik altyapısını güçlendirebiliyor.
Yasanın AB'ye u>aım yasalan pake-
tinde kısa vadeli öncelikler arasında yer
aldığını anımsatan Türkiye İş Kurumu
Genel Müdürü Necdet Kenar, Türkiye
genelinde sadece 1760 çahşanla hizmet
vermeye çabaladıklannı kaydettı. Ke-
nar, istihdam politikalannda iş kurum-
lannın önemine değınırken Alman is-
tihdam kuruluşunun 90 bın, îngilte-
re'nin de 45 bin personelle hizmet ver-
diğini anlattı. Kenar, krizle birlikte iş-
siz sayısının giderek katlandığını belir-
terek "Ödemeleri yapmakta zorianryo-
ruz, benim memurum işsizi geri çevir-
memek için sürekli mesai yapıyor" di-
ye konuştu.
Öte yandan Türkiye tş Kurumu ile
AB teknik komitesi arasında yapılan gö-
rüşmeler sonucunda oluşturulan tasîak
projeye göre kurum, 2003 yılından iti-
baren bölgesel bürolar açacak. tş-
Kur'un, istihdam alanındaki bölgesel ih-
tiyaçlara daha etkin biçimde yanıt ver-
mesini sağlayacak olan bölgesel bürola-
nn ilk etapta 12-15 adet olması öngörü-
lüyor. Proje kapsamında, bölgesel büro
çahşmalanna 6 milyon Euro aynlacak.
Bölgesel bürolar açamay^ntvKurişsiziiködemefeı^v-etiştirmektezorlanıyor.
İş arayanlara önerilerTürkiye tş Kurumu'nun internet
sayfalannda iş arayanlara öneriler
sunuluyor. "www.iskur.gov.tr"
adresindeki sitede, iş arayan
kişilerin, işveren üzerinde iyi bir
izlenim bırakmasının önemine
değinilerek, başvurulacak işyeri
hakkında olabildiğince çok bilgi
edinilmesi öneriliyor. Böylece,
kişinin bilgi ve becerileriyle iş
arasında daha iyi bağlantı
kurabileceği ve işe uygun olup
olmadığını anlayabileceği
belirtiliyor. Sitede yer alan
bilgilere göre, işverenin görüşmede
yöneltebileceği sorulara hazırhklı
olunması, mülakat yapan kişi
konuşurken dikkatlice
dinlenilmesi, sorulara uygun, kısa,
çarpıcı ve dürüst cevap
verilmesi,konunun dağıtılmaması,
etkili bir iş görüşmesi için büyük
önem taşıyor. Adaylara, görüşmede
işle ilgili olmayan konulardan
bahsetmemesi ve işe ahndıklan
takdirde, işyerine sağlayabileceği
katkılan, biraz değişik bir dille
tekrar özetlemeleri öneriliyor.
"Neden burada çahşmak
istiyorsunuz?" türünde bir soruyu,
yahuzca "Bir işe ihtiyacım var"
şeklinde yanıtlamanın iyi izlenim
bırakmayacağı, bunun için,
görüşmeden önce, işyeri,
müşterileri, ürünleri ve hizmetleri
hakkında bilgi edinilmesi, işyerinin
hedefleri, politikalan ve ihtiyaçlan
ile kişilerin ilgi ve becerilerinin
göz önünde tutulmasının, adaylann
şansını artüracağı vurgulanıyor.
6AYDA710BtNKlŞt
Işten ayrılan
aynlaııa
ANKARA (AA) - Çeşitli
nedenlerden ötürü bu yılın ilk altı
ayında toplam 710 bin 176 kişi işten
aynldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanhğı Çalışma Genel
Müdürlüğü verilerine göre, bu yılın
ocak-haziran dönemini kapsayan 6
aylık sürede, işten çıkarma,
emeklilik, işyerinin kapanması,
nakil gibi çeşitli nedenlerden
dolayısıyla toplam 710 bin 176 kişi
çalıştıklan işten aynldı.
tşten aynlanlann 684 bin 25'i özel
sektör işyerlerinde, 26 bin 15l'i ise
kamu işyerlerinde çalışan işçilerden
oluşuyor.
Bakanlık verilerine göre, 6 aylık
sürede en çok işten aynlma "ticaret
büro eğitim ve güzel sanattar",
"inşaat", "tekstil". "metal",
"turizm" ile "genel hizmetler
(belediye)" işkolunda
gerçekleşırken. en az işten aynlma
"şeker", "mifli savunma ve "gemi"
işkolunda oldu.
Ocak-haziran döneminde ticaret
büro eğitim ve güzel sanatlar
işkolunda çalışan 127 bin 322 kişi,
inşaat işkolunda çalışan 125 bin 705
kişi, tekstil işkolunda çalışan 87 bin
67 kişi, metal işkolunda çalışan 59
bin 176 kişi, turizm işkolunda
çalışan 55 bin 983 kişi ve genel
hizmetler işkolunda çalışan 60 bin
694 kişi işten aynldı. Aynı
dönemde, şeker işkolunda çalışan
751 kişi, milli savunma işkolunda
çalışan 911 kişi ile gemi işkolunda
çalışan 1869 kişi işten aynldı.
Ruhsatsız konut sımumu, ihtiyaca çözüm olmak yerine yatınm alanına dünüştü
Koııvıt çok îHteKkli olam yok
ANKARA (AA) - Gecekon-
dulaşmaya karşı yapılan müca-
delenin yetersizliği. Türkiye'de-
ki konut sorununun niteliğini de
etkiliyor. Ruhsatsız konut sunu-
munun fazlahğı nedeniyle, bu-
gün Türkiye'de, konut açığı de-
ğil, nitelikli konut sorunu ya-
şandığı belirtiliyor.
Başbakanhk Konut Müste-
şarlığı'nın yaptığı "2000- 2010
Türkiye Konut İhtivacı Araşnr-
maa"na göre, Türkiye'de kent-
sel yerlerdeki konut stokunun
ortalama yüzde 62'si ruhsath.
Ancak inşaat ruhsatlan değil de
yapı kullanım izinleri dikkate
alındığında, bu oran yüzde 33 'e
• DÎE'ye göre, 2000-2010 döneminde; kentsel nüfüs artışı
10 milyon 970 bin 493 olacak. Bu durumda 2 milyon 860 bin
343 konuta ihtiyaç duyulacak.
kadar düşüyor. Veriler, sadece çelerde bulunan konutlar dik- rak belirlendi. Nüfus verileri
yapı inşaat izinlerine bakıldı-
ğında bile Türkiye"deki kaçak
yapılaşmanın boyutunun yüzde
40 düzeyinde olduğunu ortaya
koyuyor. Devlet îstatistik Ensti-
tüsü'nün (DİE) 2000 yılı nüfus
ve konut sayımı verilerinden ya-
rarlanılarak yapılan araştırmaya
göre ise, 2000 yılı itibariyle
Türkiye'de, 13 milyon 597 bin
676 'sı il ve ilçelerde olmak üze-
re, 16 milyon 235 bin 830 adet
konut bulunuyor. Sadece il ve il-
kate alınarak yapılan inceleme,
kentsel kesünde bulunan 13
milyon 597 bin 676 konut sto-
kunun 8 milyon 366 bininin in-
şaat ruhsatı, 4 milyon 524 bini-
nin yapı kullanım izni bulundu-
ğunu gösteriyor.
tnşaat ruhsatı bulunan konut-
lann ancak yüzde 54'üyapı kul-
lanım izni alabilmiş. Araştırma-
ya göre, 2000 yılı itibariyle
kentsel kesimde konut ihtiyacı
ise 10 milyon 906 bin 368 ola-
dikkate alındığında, 2000 yılı
itibariyle Türkiye genelinde
kentsel kesimde 2 milyon 691
bin 308 adet konut fazlası görü-
nüyor. Ancak, inşaat ruhsatlan
dikkate alındığında, bu fazla, 2
milyon 539 bin 939 adetlik, ya-
pı kullanım izinleri dikkate akn-
dığında da 6 milyon 382 bin 197
adetlik açığa dönüşüyor. Konut
açığı bulunan bu 7 il dışındaki
tüm illerde ise toplam 2 milyon
728 bin 139 konut fazlası oldu-
ğu ortaya çıktı.
DÎE tahminlerine göre, 2000-
2010 döneminde;
-Kentsel nüfus arnşı 10 mil-
yon 970 bın 493 olacak. Bu du-
rumda 2 milyon 860 bin 343 ko-
nuta ihtiyaç duyulacak.
-169 bin 35 adet konut açığı
oluşacak.
-2000 yılı konut stokunun, in-
şaat ruhsatı artış oranında her
yıl arthrüması durumunda ise 6
milyon 127 bin konut fazlası
oluşacak. Bu dönemde ruhsat-
sız konut üretiminin olmaması
halinde bile, 3 milyon 505 bin
414 konut fazlası oluşacağı ön-
görülüyor.
DÜNYA EKONOMÎSÎNE BAKIŞ / ERGIN YILDIZOĞLU LONDRA erginy@tr.net
Brezilya başkanhk seçımlerıni Sos-
yalist Işçi Partisı başkan adayı Lula
kazanıyor. Uluslararası mali serma-
yeyle ABD yönetiminin önceki tedir-
ginlıği geçmiş görünüyor. Brezilya'nın
en büyük gazetelerinden O Estato de
Sao Paulo (muhafazakâr) yazartann-
dan Arnaldo do Jabar'ın da içi rahat,
"PTnın yaklaşan zaferinden endişe
etmıyorum. Doğruyu söylüyorsa, Ar-
mani kravat yalan değilse, ehlileşmiş
ses tonu ve dünyanın karmaşıklığına
saygısı burjuvaziyi kandırmak için de-
ğilse sorun yok" diyor (01/10). Ro-
berto Da Amato'ya (muhafazakâr
adayı destekliyor) göre Lula'nın son
konuşması "her şeyden önce bugü-
ne kadaryapılan fedakârlıklann değe-
rinı ve süreklilik gerektiğini kabul edi-
yor"(03/10). Gerçekten de Lula, Car-
doso hükümetinin aldığı 30 milyar do-
lartıklMF kredisinin koşullanna uyma-
ya soz verdi. Evet, "burjuvaziyi" se-
çimlercen sonra bir sürpriz beklemi-
yor. Luıa devraldığı ekonomik enkazı
yaratar ekonomi politikalarına sadık
kalmay3 kararlı görünüyor. Bu neden-
le, ben Lula'nın yapacaklarından çok,
1994ten bu yana Brezilya'yı yöneten
Cardoso rejiminin bilançosu üzerin-
de durmak istiyorum. Çünkü orada
bizim de hikâyemiz var!
Bağımlı gelişme stratejisi
Cardoso 1980'lerde, "bağımlı ge-
lişme" surecinı eleştiriyor, ulusal ser-
mayenr uluslararası sermayenin de-
netırrıatınagırmesinin, ülkeyi kalkın-
dırmayacağını, toplumsal eşitsizlikle-
ri dennaştireceğini, üstelik ülkenin
kendı kalkınma süreci üzerindekı de-
netırn kaybedeceğini, dış şoklara du-
yarlılığırn artacağını savunuyordu.
(Depenaency and Developent in La-
tin Ameica, Berkeley, 1979). Ama
1993te Vlaliye Bakanlığfna atandı-
ğında ise artık değışmıştı.
Kalkınmak için yabancı ser-
mayeye, hem de mümkün
olduğunca çok, gereksinim
olduğuna inanıyordu: Dışarıdan gele-
cek üretken sermaye yatırımlan, uzun
dönemli ekonomik büyüme için yeni
ve kalıcı bir zemin hazırlayacak, ya-
bancı sermaye yatırımları ülkenin,
ödemeler dengesi açıklarını kapata-
cak, sanayiyi modernleştirecek, ileri
teknolojiyi geliştirecek, üretkenliği teş-
vik edecek, ülkenin ihracatının ulus-
lararası rekabet gücünü arttıracaktı.
Ancak, bu dışa bağımlı kalkınmanın
önünde iki engel vardı. Biri
enflasyon, diğeri de ülkenin
ulusal/kurumsal yapısı. Bu
yapı, yabancı şirketlerin ülke-
nin doğal kaynaklarından
faydalanmalanna, stratejik
sektörlerdeki özelleştirmele-
re katılabilmelerine olanak
sağlayacak yönde değiştiril-
meliydi (Revista de Econo-
mica Politica, No 2. Nisan-
Haziran 1994, Aktaran Ge-
isa Mari Rocha, NLR Tem-
muz-Ağustos, 2002)
Bugün basınımızın müm-
taz ekonomi yazarlarıyla ül-
kemizin ekonomi yönetimi-
nin gönülden benimsediği bu
yaklaşım (Bkz. "Güçlü ekonomiye ge-
çiş?"), Brezılya'da dört önemli sonu-
ca yol açtı ama bu sonuçların hiçbiri
toplumsal gelişmeye yol açmadı.
Ülkenin gelişmesini yabancı serma-
ye girişine bağlayan bu strateji önce-
likle, enflasyonu düşürmek, yabancı
sermayeye güven vermek için izledi-
ğı aşın değerli ulusal para, yüksek fa-
iz, kamu harcamalannda kesinti, po-
litikalanyla gittikçe artan vergiler yerli
sanayiyi tahrip etti, sanayi yatırımlan-
nı caydırdı. Ikıncisi, yabancı serma-
yeye sağlanan imtiyazlar, bir taraftan
Brezilya Dersleri
ülkenin en stratejik, dünya piyasasın-
da rekabet etme şansı yüksek özel ve
kamu sektör işletmelerinin mülkiyeti-
nin yabancılara geçmesine neden ol-
du. Diğer taraftan özel sektörde bir-
leşmeler dolayısıyla tekelleşme hız-
landı. Üçüncüsü, yabancı sermaye,
yeni yatınm yapmaktan çok, var olan
şirketlen satın aldı, bunlan modernleş-
tirmek yerine tüketene kadar kullan-
mayı seçti, kârları maksimize etmek
için yerel araştırma ve geliştirme har-
yordu. Sonuçta, yalnızca ulusal
sanayi ulusal olmaktan çıkmı-
yor, büyük bir yıkımla da karşı
karşıya kalıyordu. Dördüncüsü,
yabancı sermayeyle bu ölçüde bü-
tünleşme, ulusal sanayinin tasviyesi,
ekonomik istikran, dış şoklara daya-
nıklıhğı azaltmadı. Çünkü, aşın değer-
li döviz politikası, yüksek reel faizler,
hem ithalatı teşvik ediyordu, hem dı-
şardan borçlanmayı hem de kısa dö-
nemli sermaye haraketlerini. Böylece
bir taraftan dış ve iç borçlar artarken,
dış ticaret ve cari denge bozuluyor ve
süreç giderek kınlganlaşıyor, nihayet
sürdürülemez hale geliyordu.
Verilerle Brezilya deneyi
camalarını kıstı. Bu arada bu işletme-
lerin ithalat bağımhlığı da artıyordu.
ECLA ekonomisti Michael Morti-
mer'in Brezilya üzerinde yaptığı bir
araştırma, yabancı yatırımların ihra-
cat yerine iç piyasaya yönelik üretim
yaptığını gösteriyordu. UNCTAD Ge-
nel Sektereti Rubens Ricupero da
ÇUŞ'lerin ticari çıkarlanyla evsahibi
ülkenin çıkarlarının çakışmadığını vur-
gulayarak yabancılar aldıktan sonra
Brezilya oto sanayiinde ithalat bağım-
lılığının 1993'te yüzde 8'den 1996'da
yüzde 25'e yükseldiğine işaret edi-
Brezilya parasını ABD dola-
rına bağlayan Real Planı
1994'te uygulanmaya konar
konmaz enflasyon ayda yüzde
50'den 1995'te yılda yüzde
23'e geriledi. 1998'de de yüz-
de 1.79 oldu. Böylece bizim
ekonomi yönetiminin rüyasın-
da bile görmediği bir başarı
gerçekleşti. Yabancı sermaye
de büyük bir hızla ülkeye geli-
yordu. UNCTAD 2001 yatınm
raporuna göre, yabancı serma-
ye stoku 1995'te 43 milyar do-
lardan (GSMH'nin yüzde 6'sı) 1999'da
197 milyar dolarla GSMH'nin yüzde
21 'ine yükseldi. Bu dönemde net kı-
sa dönemli sermaye girişi de toplam
23 milyar dolar oldu. Ekonomi de bü-
yümeye başlamıştı: Büyüme hızı
1995'te yüzde 4.2, 1996'da yüzde
2.7, 1997'de de yüzde 3.3 oldu. An-
cak 1994'teki 10 milyar dolar dış tica-
ret fazlası hemen eriyerek 1995'te 3.5
milyar dolar açığa dönüştü. Açık,
1997'de 8.3 milyar dolara ulaştı. Bu
açığı finanse etmek ve paranın değe-
rini koruyabilmek için muazzam bir kı-
sa dönemli sermaye girişi gerekiyor-
du. Böylece cari açık hızla, 1994'te
1.7 milyar dolardan 1995'te 17.9 mil-
yar dolara 1998'de de 33 milyar do-
lara tırmandı.
Ertesi yıl da Brezilya Reali çöktü.
Artık ekonomik büyüme de yavaşla-
mış, eksiye dönüşmeye başlamıştı:
1998'de eksi 1.2,1999'da eksi 0.5 ol-
du. 2000 yılında yüzde 3'le toparla-
nır gibi oldu ama 2001 'de yine yüzde
0.2 ye geriledi. Bu arada Brezilya'nın
dünya imalat sanayii mallan ihracatı
içindeki payı hiç artmadı, dünya ima-
lat sektörü katma değeri içindeki pa-
yıysa yüzde 2.9'dan yüzde 2.7'ye ge-
riledi. 1980'lerde GSMH'nin yüzde
22'si dolayında dolaşan sabit serma-
ye yatınmlan, 1999'da yüzde 18.9'a
geriledi.
Böyle kapsamlı bir ekonomik iflasın
toplumsal bilançosu da ağırdı. Kişi
başına milli gelir 1997'de 4.940 dolar-
dan 2001 'de 2.920 düşerek 1980'le-
rin düzeyine geri döndü. Resmi veri-
lerle açık işsizlik de artarak 1995'te
yüzde 4.5'ten 2000'de yüzde 19.3'e
yükseldi. Bu dönemde gelir dağılımın-
da bir iyileşme görülmedi, dönem bo-
yunca oran 0.60'ta kaldı. Getulio Var-
gas Ekomik Araştırmalar Vakfı'nın bir
çalışmasına göre, kent nüfusunun re-
el gelirleri 1990'ların ikinci yarısından
bu yana yılda ortalama yüzde 3 geri-
ledi. Böyle yaygın bir yoksullaşma da
toplumsal dokuyu aşındırmış, örneğin
cinayet oranı Cardoso döneminde
yüzbinde 19.12'den 26.18'eyüksel-
mişti. Büyük kentlerde günlük yaşam
artık neredeyse tümüyle uyuşturucu
çetelerinin denetimine geçmişti.
Kısacası, bugün Türkiye'de hükü-
mete talip olan partilerin de benimse-
diği, yabancı sermayeye dayalı geliş-
me stratejisi, Brezilya'da hemen her
düzeyde iflas etti, ülkeyi yeniden bir
borç krizinin eşığine getirdi.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Şu İşsizlik Hesahı
Seçime doğru işsizlik sorununun gündeme
gelmesi çok olumludur. İşsizlik gibi gerçekten en
ağır toplumsal yara olan ancak ekonomi politikası
uygulayanlarca hıç de böyle algılanamayan bir so-
runun kamuoyunun ortak bilincine yerieşmesi ye-
rindedir.
Tüm iyi niyetli çabalara ve son yıllarda gerçek-
leştirilen hızlı düzeltmelere karşın, ülkemizın işgü-
cü piyasasının verilerinın yeterince sağlıklı olduğu
söylenemez. işgücüne ilişkin sayılann gerçeği yan-
sıtma derecelerinin tartışılması ayn bir konudur. Bu-
rada, var olan verilerle, sorunun kimı yönlerine de-
ğinilecektir.
• • •
Içinde bulunduğumuz yılın ikinci üç ayına iliş-
kin işgücü piyasası verileri geçen ay yayımlandı.
Buna göre, toplam istihdam geçen yılın aynı dö-
nemine göre 258 bın kişi azalmış ve 20 milyon 869
bin kişi olmuştur. Buna göre, 46 milyon 528 bın ki-
şi olan çalışma çağı nüfusunun yalnız ve ancak
yüzde 44,9'u istihdam edilmektedir. Türkiye ge-
nelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine gö-
re 650 bin kişi artmış 2 milyon 217 bin kişiye ulaş-
mıştır. Yine ülke genelinde yüzde 9,6 olan işsizlik
oranı, kentlerde yüzde 13,9; eğitilmış gençler (lıse
ve yüksek öğrenim gören gençler) arasında da yüz-
de 27,2'dir.
Çalışma çağı nüfusunun (15+yaş) geri kalan 23
milyon 442 bin kişisi işgücüne katılmamakta ya da
katılamamaktadır. Bunların 11 milyon 700 bini ev
kadınıdır. Bunların 637 bini "iş arayıp son üç ay-
da iş arama kanalı kullanmayanlar"; 266 bini "iş
aramayıp işbaşı yapmaya hazır olanlar"; 355 bini
de "mevsimlik çalışanlardır". Aslında bunları da iş-
siz saymak gerekir. Gerçekten de ülkemizde kadın
istihdamı, özellikle kentsel yerlerde çok azdır; ka-
dın istıhdamının toplam istihdam içindeki payı yüz-
de 20,9'dur. Oysa kentlerde genellikle geçim sıkın-
tısı daha belirgindir ve kadın çalışmamaktadır.
İşgücü piyasasına ilişkin en önemli sorunlardan
biri de kayıtlılık durumudur. istihdam edilenlerin
yüzde 26,6'sı Sosyal Sigortalar Kurumu'na; yüz-
de 9,8'i Emekli Sandığı'na ve yüzde 11,4'ü de
Bağ-Kur'a kayıtlı olarak çalışmaktadır. Türkiye
genelinde, çalışanların yüzde 52,3'ü herhangi
bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan
çalışmaktadır; yani kayıt dışıdır. Bir başka anla-
ttmla, 20 milyon 869 bin istihdam edilenin 10
mityon 908 bini kayıt dışıdır. Kentsel yerlerde bi-
le istihdam edilenlenn yüzde 34, 1'i yaptığı iş ne-
deniyle herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna
kayıtlı değildir.
• • •
İşgücü piyasasıyla ilgili asıl konu, işsizliğin ön-
lenmesidir.
Ülkemizde işsizliğin çözümü için geleneksel ola-
rak izlenen politika, ekonominin büyümesi ile so-
runa çözüm bulunacağı anlayışına dayanır; ış bul-
ma ekonominin büyümesinin bir sonucu; bağımlı
değişkeni olarak ahnmaktadır. Bir adım daha ileri
gidilerek, ekonomik büyüme oranı ile işgücünün
büyüme oranı arasında sayısal bir bağ kurulmak-
tadır. DPT'nin ilk kez 1980'lerın ortalannda uygu-
lanan V. Plan'da yer verdiği bu yaklaşıma göre, eko-
nominin yüzde birlik büyümesi, işgücününün
yüzde 0,29 büyümesini sağlayacaktır. Ekonomi-
nin yılda her bir puanlık büyümesi, örneğin yüzde
iki yerine yüzde üçlük büyüme, istihdamın da
0,29x0,01=0,0029 artışına yol açar. Toplam istih-
dam 20 milyon 869 bın olduğuna göre, bir puan-
lık büyümeden doğacak istihdam artışı da 20
869x0,0029= 60 bin 520 olur. Ekonomi yılda yüz-
de 7 büyürse yaratılacak iş alanı da 423 bin 641 ola-
caktır. Bu varsayım, iş bulma-büyüme esnekliği ya
da bağlantısının yüzde 0,29 olmasına bağlıdır. Böy-
le bir durum genellikle aşın ölçüde emek yoğun ya
da çok az sermaye kullanan üretim süreçleri için ge-
çerlidir.
İstihdam artışını sağlamanın yalnız büyümeye
dayalı olmayan ek yolları bulunmalıdır. Bunlar, ge-
nellikle üç başlık altında toplanıyor: genç girişim-
cilere kredi olanağı sağlamak; istihdam artırmak
üzere başvurulacak geçici teşvikler ve yine geçi-
ci özel iş bulma projeleri uygulamalan. Bunlann
birincisinde, girişimci ortaklıklarına, ileri teknoloji
alanındaki katkılan gibi belli koşullarda kredi sağ-
lanarak istihdam yaratılabilir. Ikincisinde, açık ve
nesnel ölçülere bağlı olarak, işverenlerin yarataca-
ğı ek istihdam olanaklan, vergi, sigorta ya da ücre-
tin bir bölümü gibi önlemlerie desteklenebilir. Son
olarak da, geçici özel istihdam projeleri uygulama-
sına gidilebilir. Gerek işveren teşviklerinde gerek-
se geçici projelerde, işe alınacak gencin, çalışma
süresinin önemli birbölümünde, kendisini iş bula-
bilir bir duruma getirecek ek eğitim alması esas
olmalıdır.
Seçimlere giderken, Türkiye siyasetinin işsizlik ve
çözüm yollan konusunu tartışmaya çok daha faz-
la zaman ayırması gerekiyor.
•••
Çiftçi dostu, dürüst ve demokrat, Cumhuriyet'in
değerlerinin yılmaz savunucusu güzel insan Sa-
dullah Usumi'yi yitirdik. Anısı önünde saygı ile eği-
liyor, tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.
yakup@metu.edu.tr
Yeni sezon basladı
ÇUKOBİRLİK,
emunetpatmık alıyor
ADANA(Cumhuri-
yet Bürosu) - Kütlü ve
soya alımlarına ağus-
tos ayı başında başla-
yan ÇUKOBlRLÎK,
alımlannı emanet usu-
lü sürdürürken, kütlü
pamuk ve soya işleme
sezonunu da başlattı.
Birlik Genel Müdü-
rü Yakup Şahin, piya-
salar oturmadığından
fiyat açıklamadıklan-
nı belirterek "Ancak,
üyelerimizin mağdur
olmaması için emanet
usulü aldığımız kütlü-
sü için 500 bin lira
avansveriyonız'' dedi.
ÇUKOBlRLtK
bünyesinde bulunan
Sawgın Tesisleri'nde
kütlü işleme dönemi-
nin başlaması dolayı-
sıyla Adana Koopera-
tifi Sawgın Tesisle-
ri'nde düzenlenen tö-
rene birlik ve bağlı ko-
operatif yöneticileri
ile birlikte katılan Şa-
hin, kampanyantn
başladığı 1 Ağus-
tos'tan itibaren, Çuku-
rovah üreticinin ko-
operatiflere döktüğü
75 bin ton kütlü pa-
muk ile 25 bin ton so-
ya fasulyesinin işle-
mesine başladıklarına
dikkat çekti.