Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAV=A CUMHURİYET 31 EKİM 2002 PERŞEMBE
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gonis@cumhuriyet.com.tr
EVET//HAYIR
OKTAY AKBAL
Anılar da Bir Belgedir
"Eımekçiye gidip ekmek alma gö-
revi jazen bana düşerdi. Herkesin
karntsini alıp gider, sıraya girip fişle-
ri verr, ekmekleri alırdım. Annean-
nem o sıralarda Balıkesir'e, teyzemin
yanım gitmişti. Evde, annem babam,
bencsn ve iki kardeşimden başka
yardıncı olarak çalışan birhanım var-
dı. Yaıi altı kişiydik. Ama bizim yarım
ekmd< hakkımıza karşı, kardeşleri-
minkiçeyrek ekmek olduğu için top-
lam hıkkımız 2.5 ekmekti. Fileye ko-
yar gttirirdim."
Yıl '942'dir. Savaşın en çok kızıştı-
ğı gürler. Ha, biz de girdik gireceğiz
kuşküarı! O ekmek alma serüvenini
yaşamayanlara bunlar düş gibi gelir!
Altan Dymen 12 yaşındaymış! Ben de
18!.. Eenimyaşımdakilerin, birdeas-
kere aınıp, cepheye gönderilmek kor-
kusuvardı.Altan'ınbilmediğibirduy-
guL
"BirDönem BirÇocuk", usta birya-
zann kaleminden çıktığı için hızla, il-
giyle okunan bir kitap... Hem bir ço-
cuğunanımsadıklan, hem de o çocu-
ğun ilk jyanış, ilk yetişme çağında, çev-
resiyle dünyayla, olup bitenlere olan
ilgisi, bu anılann tadını, önemini daha
daarttrmış...
Hem bir roman, hem de tarihsel bir
çeşit belge!.. Üstelik de daha sonra-
ki yıllarda yaşanmış, görülmüş, tanık
olunmuş yaşantılann başlangıcı... Öy-
men, yaşamının öyküsünü daha bir iki
cilt içinde anlatacak... Hem kendi se-
rüvenini, hem de son yetmiş yılın il-
ginç öyküsünü...
Atatürk, Inönü'lü tek partili Türki-
ye.... 'Demokras/'ye geçiş dönemi.
Bayar, Menderes, derken 27 Ma-
yıs... Demirel'li Ecevit'li yıllar. Sonra
12 Mart, daha daha sonra 12 Eylül...
Özal'lı, Erbakan'lı, Çiller'li, Yılmaz'lı
gelip geçici ikttdarlar!... Altan Öy-
men'in 'BirDönem Bir Çocuk'unöe-
likanlılık, ortayaşlılıkyıllannın öyküsü-
nün devamını da bekliyoruz...
Bir başka anı kitabı da Selim lle-
ri'nin "Issız ve Yağmurtu" başlıklı anı-
lan... lleri'nin özel yaşamından, yakın
çevresinden yansımalar taşıyan anılı
öykülerini biliyoruz. Bu kez, Handan
Şenköken'in sorulannı tam bir içten-
likle yanıtlıyor. Zaman zaman hüzün-
lü, zaman zaman yaşama sevincini
duyuran anımsamalar...
Bu tür kitaplar yaygınlaşti. Sorular,
yapıtlarla ünlü bir kişinin, biryazann,
bir polrtikacının, bir gazetecinin izle-
nimlerini, gözlemlerini sergileyen bu
çalışmalar bir roman etkinliği taşıyor.
Yazar, kendiliğinden bu kadar aynn-
tıyla yazmaz kişiliğiyle ilgili şeyleri...
Ama onu yakından tanıyan, yaprtlan-
nı incelemiş, yaşamının derinliğine in-
miş bir soruşturmacı onu, gizli kalan
ya da kalacak eski günlerine, yılları-
na kolaylıkla götürür!..
Doğan Kitap yayını olan "BirÇocuk
Bir Dönem" de, "Issız ve Yağmurtu"
da, okura dostça yaklaşan kitaplar...
Belinize Dikkat...
Genç-yaşh bakmadan, çok artan sayıda insan, boynundan-belinden
tutuluyor. Neredeyse, "eğilen kalkamıyor" diye tanımlayacağım
olayı. Başlangıçta, her "ters hareket" sorun çıkanyordu.
c
Çelik GULERSOY
urnhuriyet'te.ül-
kenin ekonomi,
içvedışpolitika,
eğitim gibi ağır-
lıklı -ve güncel- sorunlan-
na aynlmış bu saygın kö-
şeye, bir sağlık konusunu
taşımak ve üstelik tepesi-
ne "gayri ciddf bir başlık
kpymak, yakışık ahyormu?
Dk bakışta, almıyor. Ama
yıllann kûltür adamı dos-
tumuz Sami Karaörenın
geniş bakış açısı biryandan,
Cumhuriyet okurunun ül-
kenin her derdine eğilen
ahşkanhğı -iflah olmaz tu-
tumu- ve ilgisi öte yandan,
bu iki etken bu sayfaya bu
konuyu da taşımamızın ge-
rekçesini oluşturdu.
Gündeme getirdiğim ko-
nu, şu:
Bir süredir, "en çoğu ts-
tanbuTdaoimaküzere", ın-
sanlann beli tehlikede. Ne
kadar süredir? Tam tarih
verilemez doğallıkla. Ama
benim tanık olduğum olay-
lann ve örneklerin artışı,
son 3-5 yıldır.
Nedirbu gözlemimin ko-
nusu?
KOCAELİ ÜJVÎVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Ünıversitemize baglı birimlere 2547 sayılı YükseköğTetim
melık hükümlerine göre öğretım elemani almacaktır
posta ile yapılan başvurular geçersizdir.
Adaylardan ıstenılen belgeler;
a) Anabilim Dallannı belirten dilekçeleri ile 2 adet
özgeçmiş ve varsa eserlerini.
Başvurı
fotoğraf,
b) Araştırma Görevlıleri Transkript ve LES Sonuç belgesı
türiinden (Sayısal. Sözel ya da Eşit Ağırlıklı) en az 45
Kanunu ve bu kanuna dayalı olarak çıkanlan yönet-
ı süresi ilanın yayın
öğrenim belgelerinin
vereceklerdir. LES
suan olması gerekir.
c) Araştırma Görevlilerinın başvuru tarihı itıbanyla. lısans
tarihinden ıtibaren 15 gün olup,
fotokopisi, nüfus cüzdanı sureti,
puanınm başvurulan dalın puan
mezunlannın 27, Yükseklisans mezunlan ve doktora
öğrencilerinin 31 vaşından gün almamış olmamalan gerekmektedir.
d) Ilan edilen kadro derecesinde olanlar müracaat edebilecekler ve bulunduklan
kademelerinı belirten belgelerinı vermeleri gerekmektedir.
kazanılmış hak aylığt derece ve
e) 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu dışında diğer kanunlara tabi olarak çalışanlann naklen atamalan
Maliye Bakanhgı'ndan atama iznı verilirse yapılabilecektir.
f) KPDS ve ÜDS'den 50 ve daha fazla puan almış olanlar
Diller Bölümüne başvuruda bulunan Okutmanlar hanç)
g) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'ndan aktarma
yabancı dil sınavtndan muaf tutulacaklardır. (Yabancı
ve kullanma izni verildiğinde atama yapılacaktır.
Yurtdışından alınan diploma \eya unvanlann Üniversıtelerarası Kurulca eşdeğerlihğinin yapılmış olması gerek-
mektedir.
tlgilılere Duyurulur
Birimi Anabilim Dılı Kıdrolnvtnı
Tıp Fakültesi İÇ Hastalıklan
K..B.B.
" Kadın Has. \eDoğum
Kalp Damar Cerrahisi
Radyoloji
Mühendislık Fakültesi Bilgisa>ar Yazılımı *
Bilgisayar Donanımı *
Metalurji Müh. Böl.
Üretım Metalurjisı
Endûstri
YerFiziği
Güzel Sanatlaı Fakültesi Grafik Anasanat Dalı
Iç Mimarlık Anasanat Dalı
Arş.Gör
•*Uzman
•* Uzman
" U z m a n
** Uzman
Arş. Gör
Arş. Gör
Arş. Gör
Öğr. Gör.
Uzman
Arş. Gör.
Öğr. Gör.
Öğr.Gör.
Heykel Anasanat Dalı *"Arş.G5r
Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliğı
Matematık Eğıtimi
Fen Bılgısı Eğıtımı
Fen Bılgısı Eğıtımi
Eğitim Yön. Tef. ve Pl. Ekon
Hukuk Fakültesi Iş Hukuku ve Sosyal Güv. Huk.
tdare Hukuku
Medeni Hukuk
Fen Edebıyat Fak. Eskı Tiirk Edebıyatı
Halk Bilimi
Felsefe Bölümü
Yenı Türk Edebıyatı
Yeni Türk Dıli
Telouk Eğiüm Fakültesi Bilgisayar Sıstemlen Eğt.
Elektronik Eğt.
Elektronik Eğt.
Telekominikasyon Eğt
tletişim Fakültesi Halkla Ilişkıler
Basın Ya)in Tekniği
Kocaelı Sağlık Y.O. Ebelık
Kocaelı Sağlık Y.O. Iç Hastalıklan Hemş
Halk Sağlığı Hemş.
tç Hastalıklan Sağlık Mem.
Beden Eğitimı ve Spor Y.O. Antrenörlük Eğt
Kocaeh MYO. Bilgisayar
Inşaat
Elektrik Prog.
Sağbk Hızmederi MYO. Tıbbi Döküm. ve Sekreterlik
Acısu MYO. Uçak Gövdesı
Köseköy MYO. Lastik Teknolojısı
Hereke Ömer t.L.M.Y.O. Boya Teknolojısı Prog.
Fotoğrafçılık Prog.
" Inş. ve San. Boy. Uyg. Tek.
" Kozmetik Tekno Prog.
Dış Ticaret
DışTıcaret
Karamürsel MYO. Gemi înşaatı
Gebze MYO. Makine Prog.
Asım Kocabıjık MYO. tnşaat Prog
Yapı Donanmı Tek. Prog.
Derbent MYO Yıyecek tçecek tşlt. Prog.
Kandıra MYO işletmecilık
Körfez MYO). At Antrenörlüğu
Rektörlûk
•'
"
" Beden Eğitim Bölümü
" Yabanca Diller Bölümü
" Türk Dilı Bölümü
Atatürk tlk. ve Ink. Tar. Böl.
" Enfonnatik Bölümü
" Çevsam
" Uygulamalı Matematik Arş. Merk.
• Arş. Gör. FCairosunda öğr. Gör. olarak çalıştınlmak ve 2914 say
naklen eleman ılınacaktır.
** Tıpta L zrrLaılık dıplomasına sahıp olmalan gerekmektedir.
Öğr.Gör
Arş.Gör.
Arş.Gör
Öğr.Gör.
Arş.Gör.
•Arş. Gör
Arş.Gör.
Arş.Gör.
.Arş.Gör.
Arş.Gör.
Arş.Gör.
Arş.Gör.
Arş.Gör.
Arş. GÖT.
Öğr.Gör
Arş.Gör
Arş.Gör
Arş.Gör.
Arş.Gör.
Öğr.Gör.
Arş.Gör
Arş.Gör.
Arş.Gör.
Öğr.Gör.
Öğr Gör.
Öğr.Gör
*Arş.Gör.
Öğr.Gör.
Öğr.Gör
Öğr.Gör
Öğr.Gör.
Öğr Gör.
Öğr Gör.
Ögr.Gör
•Arş.Gör.
Öğr.Gör.
Öğr.Gör.
Öğr.Gör.
Öğr.Gör.
Öğr Gör.
Ögr Gör
Öğr.Gör.
Ögr.Gör.
Lzman
Uzman
Uzman
Okutman
Okutman
Okutman
Okutman
Öğr.Gör.
Uzman
Uzman
Derece Adedi
5 2
5
5
5
5
5
5
6
5
5
6
5
5
6
6
6
6
5
6
5
7
7
6
6
6
6
6
6
5
6
6
7
1
5
7
7
7
5
5
5
4
6
5
5
3
1
3
5
6
6
5
5
5
5
6
6
5
2
6
3
6 3
5.7 6
5.6.7 4
6 3
5,6 2
6 1
6 1
AçıkUmt
Gastroenterolojı ve Endokronoloji
Bılim Dalı Yandal Uzmanlığı yapmak
üzere Iç Hastalıklan L'zmanı olması
Psikoteknik ve Pisikolojik damşma ve
Rehberlık lısanlı olması
Sınema ve TV' mezunu olması
Y. Lısans yapıyor olması
Fizik mezunu olması
Elektronik veya Bilg. Ögrt.
mezunu olması
Y. Lısans yapmış Elektronik
Öğretmenliğı Böl. mezunu olması
Elektronik veya Bılg Öğrt.
mezunu olması
Elektronik veya Bilg. Öğrt
mezunu olması
Doğum ve Kadın Sağ. Hemşirelikte
Y. Lisans yapmış olması
Elektronik lisansb bilgisayarda
Y. Lısans yapmış olması
Inşaat Müh. Çelik yapılar
konusunda deneyımli olması
Organik Kimya Y. Lisanslı olması
Resim Y. Lisanslı olması
Kimya Y. Lisanslı olması
Biyoteknolojı Y. Lisanslı olması
Siyasal Bilgiler Fk. mezunu olması
Makine Müh. olması
Gıda Müh. mezunu olması
Matematik mezunu olması
Web tasanmı ve Uygulamalan ıçın
Diş Hekimi olması
Ingüizce branşında olup biri
Mütercım olarak görevlendınlmek üzere
Birinın Y. Lisans yapmış olması
Çevre Müh. tercihen Y Lisanslı olması
Matematik mezunu olması
lı Yükseköğretim Kanunu'na tabı olarak görev yapan adaylardan olmak üzere,
••' Bu bırimûııraştırma Görevlisinin LES Sınav sonuçlan ilgili bırimce değerlendirilecektir.
Basın: 6722 1
Belimiz, efendim, beli-
miz.
Genç-yaşh bakmadan,
çok artan sayıda insan, boy-
nundan-belinden tutuluyor.
Neredeyse, "eğUen kaİka-
mıyor" diye tanımlayaca-
ğırn, olayı. Başlangıçta, her
"tershareket", sorun çıka-
nyordu.
Bir çocuğumuzun eşi,
evde yatak yaparken çarşa-
ft şöyle bir havalandırmış,
oracıkta kaknış. Bu yakın-
mayı bana daha ilk ilettik-
lerinde dikkatimi çekmiş-
ti: hısanoğlu, yaban yaşa-
mına, yatak denen konfo-
ru kattığından bu yana, ha-
nımJar her sabah çarşafla-
n bir güzel havalandtrarak
düzenleme yapar. Bu hatun
niye "tutulmuş''tu?
Bu örneği daha pek çok
öteki olaylar izledi. Cins
ve yaş aynmı da rol oyna-
mıyor.
Geçen gün bir otelimizin
genç müdürü, sandalyesin-
den kalkarken öylece kala-
kalınca, bu yazıyı yazmak
ve konuyu Cumhuriyet'e
taşımakgereğini duydum.
Bu sayfada bir yazımda
ilk kez değindiğim gibi,
bütün dünyada tıp çevrele-
ri, nedenlere eğilmeden,
sonuçlara tek tek çözümler
üretmeye dalmış durum-
da. Boynumuz, belimiz mi
tutuldu, dizleriniz mi isyan
etti, hemen bir zmdr işle-
meye başlıyor: MR bonı-
sunun içinegirmek. kan ve
idrartahlilleri, sonuçta, ya
insanı bir tahtada bir süre
bekJetmek, daha yaygını,
tepesi koca ışıklı masada
kesip biçmek. Bunlaria tam
bir iyüeştirme sağlandığı
da söylenemez.
Peki, ne oluyor! Yanine-
den, insanlarm omurgası
bö>1esine güçsüzleşti ve so-
run çıkanyor?
Azıcık düşününce, 3 et-
kenin başrolü oynadığını
anlayabiliriz:
1) Veterince yürümirvo-
rnz. Daha düne kadar, ta-
nm yaşamı şöyle dursun,
Istanbul'da bile yaşamımız
ayaklan kullanmaya baglıy-
dî. Tramvay sadece ana yol-
larda işler, ona binmek için
ve indikten sonra, genç-
yaşh herkes yerine >iirü-
yerek giderdi. Adına *^a-
banvav" denilen dogal araç-
la!
AyakJan kuüanmavinca,
betin güçsüzlesriği, kesin.
2) Ayak yerine endüstri-
nin insana sunduğu kolay-
lık olan motorlu araçlann
^süspansryon" sisteminin,
hele uzun süre kullanılırsa
(ve özellikle, yollan delik-
deşik, az gelişmiş ülkeler-
de) sallaya sallayaomırga-
nııza ryi bir etki yapmadı-
ğını da yazacağım ama bir
otomobil kurumunun yöne-
ticisi ohnaklığım, bu tezi
fazla işlememe engel ola-
cak.
Kusura bakılmasuı. Fa-
kat bu kadarcık bir eleşti-
rime bile kızacak olanlara
diyeyim ki, herkesin, önce
insan,sonra br mesiekada-
ım olmak gibi bir borcu
vardır.
3) Yukandaki 2 etkeni
çoğu kişi ya biliyor ya da
kolay kabul eder. Akıflara
sığmasının zor olduğunu
gördüğüm 3. etken, 'hava
kirlüiği'. Özellikle tstan-
bul 'da soluduğumuz hava-
nm biteşimi bir kez yayım-
lanrmştı: Nikotindenvekur-
şundan tutun, siyanür ve
arseniğe kadar her bir şey
var. Bu son ikisi, eskiden
canına kıyma maddeleri
idiler.
Havadaki bu zehirlerin,
ekfcm yerlerinde birikerek
sağhğı bozduğunu, AJman-
ya'da bir araştırma grubu
oluşturan dürüst doktorlar
kamuo>r
una açıklamışlar-
dı, yıllar önce.
Çare? Olabildiğince \ü-
rürnek ve firsat buldukça
canmı kent dışına atmak
imiş. Fakat hava kirliliği-
nin, Adapazan ile Çorlu
arasmda300 km'tk bir ala-
na egeroen oktuğuna tanık
ohıyorum. UAıktaki mor
tabaka, ondan sonra biraz
siliniyor.
Bu durumda bizim işi-
mizzor Tann da, insan işi
olan kirliliğe karşı niye
devreye girsin?
Eskilerin bir lafi vardı:
"EBne-beBne-diline sahip
ol! Ama sen asd,beBne bak.
Allah eüni-difini tırtar."
O çağlarda öğüt vermek
kolaymış. Bunca taşıt ve
kûülik içinde, gel de beli-
ne hûkmet bakalım. Beli-
miz şöyle dursun, iskele-
timiz bile isyan ediyor ar-
tık.
Çözümû şöyle göster-
miş eski zamanda şair:
Tutam yar elinden ru-
tam,
Çıkam,dağlara dağiara!
Şöyie desem, çok mu kö-
tümserohır?
Çağımızda, yoğun kam-
yon geçen her dağ, kirlen-
di (en başta Bolu dağı!).
Şehribırakıpseninleda-
ğa kaçacak kızı da, zor
buhırsun!
Küreselleşme Karşısında
UlusDevlet...
Doç. Dr. Hüner TUVİCEftAhlım Üniversitesi Öğretim Üyesi
tnik gruplar. uluslar ve ulus devlet- de değiştirirken. uhıs devletlerin, vatandas-
ler arasındaki ayınm. toprağa yö-
nelik istemler temel alınarak yapı-
lır. Bir etnik grup, belirli bir yurdu (vata-
nı) olmayan insanlarm oluşturduğu bir
topluluk olarak tanımlanabilir. Göçmen-
lerden oluşan bir etnik toplulukta. kültür
ile toprak arasında bir bağ bulunmamak-
tadır. Eğer bir etnik grup göç ettiği topra-
ğı kendi yurdu olarak kabul ederse, bir
ulus olur ve eğer bir toprak üzerinde ya-
sal istem sahibi olduğunu kabul ettirirse,
ulusde>let doğmuş olur. Görüldüğügibi,
"ulus devlet" kavramı bir toprağa ait ol-
mayı içermektedir. "ITus devlet", yurttaş-
larmın belirli bir toprak parçasının sımr-
lan içerisinde yaşayan bir ulusun üyeleri
olduğu ilkesi üzerine kurulmuştur.
Günümüzde çok kutuplu bir dünyanın
varlığına tanık olrnaktayız. Soğuk Savaş
döneminde süper güçlerin egemenliğine da-
yalı sistem. yerini, karmaşaya ve belirsiz-
liğin egemen olduğu bir uluslararası dü-
zene bırakmıştır. daha çok sayıda devlet ve
daha az sayıda egemen güç, belirsizliği
körükleyen öğeler olmaktadır. Bu güven-
sizliğe ve belirsizliğe bir tepki olarak,
*nhBdevta"lermyirminci yüzyılda, ulus-
lararası örgütlere daha sıklıkla katıldıkla-
nnı görüyoruz.
"KüreseT sözcüğünün 400 yılı aşkın
bir süredir var olduğu görülür. Ancak, "kö-
reseDeşme" sözcüğü, 1960 yılından baş-
layarak kullanılmaya başlanmışnr. Bu söz-
cüğün büimsel alanda anlam kazanması ise,
ancak 1980'lerin başlanndan ya da orta-
lanndan itibaren gerçekleşmiştir.
Bir kavram olarak "kûreseDeşme". hem
dünyanın küçülmesini ve bir bütün olarak
dünya bilincinin yoğunlaşmasını. hem de
somut olarak küresel açıdan birbirine ba-
ğımlılığı belirler.
Küreselleşme: ticaret, askeri ittifak ve
kültürel empervalizm yollanyla, ulusal
sistemler arasındaki bağımlılığın giderek
arttığını göstermektedir. Küreselleşme;
ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel dü-
zenlemeler üzerinde, coğrafyanın getirdi-
ği kısıtlamalann arka plana itildiği bir sos-
yal süreç olarak tanımlanabilir. Bu çerçe-
vede, devletin üzerinde yer aldığı toprak-
lar. yani "ûlke'' ka\Tamı yok olacak: böy-
lece, ortaya sımrlan olmayan bir toplum
çıkacaktır. Küreselleşen bir dünyada, coğ-
rafi konumu temel alarak, sosyal uygula-
malan ve tercihleri öngörmek mümkün
olamayacaktır.
Küreselleşme süreci, Batı kültüriinün
ve kapitalist toplumun yaygınlaşmasım
haklı kılacağa benzemektedir. Küreselleş-
me modeli bir AvrupamodeBdir. Örneğin,
Avrupa Birliği çerçevesinde, devletlerin
coğrafi sınırlan ortadan kalkmakta ve top-
raklan açısından ülkeler küreselleşmekte-
dir.
Küreselleşme birçok ülkede işlendir-
menin (istihdamın) yapısmı büyük ölçü-
lannın refahının sağlanmasına yönelik hiz-
metleri yerine getirmesini olumsuz etki-
lemiştir. Hatta Avrupa refah devleti mo-
delinin, küreselleşme güçleri tarafından
tehdit edildiği görüşü bile ileri sürülmüş-
tür. Isveç'ten Ispanya'ya değin uzanan tüm
ülkelerde, kitlesel iş güvensizliği, az üc-
retlilerle çok ücret alanlar arasındaki uçu-
rumun büyümesi ve sosyal hizmetlerdeki
azalmalar, giderek küreselleşen bir toplu-
mun başlıca özelliklerini oluşturmaktadır.
Uluslann ekonomileri giderek birbirine
bağımh bir duruma geldikçe, bireysel ulus
devletler de, bu eğilimi dudurabilecek si-
yasal etkiyi ve ekonomik gücü yitirmişe
benzemektedir.
Küreselleşme olgusunun devletin ege-
menliği üzerindeki etkisi ne olmaktadır?
Bu, günümüzde çok sıkça sorulan bir so-
ru olarak karşımıza çıkmaktadm
tleri sürelen bir görüşe göre. küreselleş-
me, devletin egemenliğinin ortadan kalk-
mastna yol açmıştu-. Bu görüşe göre, kû-
reseDeşme süreci geliştikçe, devierin gücü
\e etkisi giderek azalacakbr. Yine bu gö-
rüş doğrultusunda, devlet, bir zamanlar
kendi ulusal yeddsjçerçevesuıdegerçekleş-
tirdiği etkinliklerin giderek uluslararası
bir nitelik kazanmasının sonucunda, "ge-
ri plana itflmekte" ve küresel sermaye pi-
yasasınm artan özerkliğinin sonucunda,
artık kendi ekonomik kaderini denetleye-
mez bir duruma düşmektedir.
Küreselleşme konusunda bir başka gö-
rüşü ileri sürenler ıse. küreselleşmenin
devletin egemenliğini azaltmak ya da dev-
leti güçsüzleştirmek yerine. görevlerinde
değişikliklere yol açtığını savunmaktadır.
Bu görüşe göre devletin temel görevi de-
ğişmemiş; ancak, devletlerin göre\ lerini
yaptıklan ve birbirleriyle ilişkide bulun-
duklan ortam değişmiştir. LVvletin egemen-
Iiği ya da gücü azalmamış; ancak, görev-
lerini yerine getiriş biçimi değişikliğe uğ-
ramıştır.
"Ulus devlet''e meydan okuyan öğeler,
küreselleşmenin ortaya çıkardığı ulus öte-
si akımlar ve örgütler olmuştur. Günü-
müzde Oçüncü Dünya Ülkelerinin, bir za-
manlar ekonomilerini kalkındırmada en
iyi yol olarak gördükleri devlet pianlama-
sı ve kamu mülkiyen politikalannı terket-
tiği görülmüştür. Bu devletler. yeni libe-
ral politikalan. Uluslararası Para Fonu
(IMF) ile Dünya Bankasf nın kendilerine
verdiği borçlara karşılık olarak öngördü-
ğü koşullar nedeniyle benimsemek zorun-
da kalmıştır.
Sonuçta diyebiliriz ki, bugün artık ulu-
sal toplumlarda yaşadığımızı söyleyeme-
yiz; ancak. küresel bir toplumda yaşadı-
ğımızı söylemek de doğru olmayacaktır.
Bugün toplumsal, bölgesel, ulusal ve kü-
resel düzeylerde örgütlenmiş olan bir top-
lumda yaşadığımız gerçeğini kabul duru-
mundavız sanınm.
PENCERE
Medyadaki Kirlenmeyi
Durdurmalıyız...
Maliye Nazın Cavrt Bey'in ünlü sözü:
"- Bütçenin fazileti terbiyetkârisi vardır "
Osmanlıca özdeyişi "Bütçenin eğitici erdemi var-
dır" diye bugünkü dile çevirebilir miyız?..
Artık devletimizde bütçe fasa fiso olduğuna gö-
re Cavit Bey'in lafı geçmişte kalıyor.
Eskiden gazeteciliğin de kendisine özgü 'fazilet-
i terbiyetkârisi'nden söz açılabilirdi; ama, bu mes-
lek kirleniyor; geçen gün bir köşe yazarından söz
açıldı; aramızda bulunan bir gazeteci dost:
- 0 , dedi. TeTedir!..
Meraklandım:
- Nedir TeTe?..
Dostum:
- Terbiyesiz Tetikçi'nin kısaltılmışıdır; bunlar pat-
ron hesabına tetikçilik yaparak ona buna saldınp
küfredeher; ne fikir, ne mizah, ne espri, ne haber
umurianndadır; görevleri bellidir.
Medya bozuldu, pislendi, kirlendi...
Düzelecek mi?..
•
Cumhuriyet gazetesınde dört medya patronunun
birbirı ardına söyleşileri çıktı...
Sırasıyla:
Aydın Doğan..
Turgay Ciner..
Dinç Bilgin
Mehmet Emin Karamebmet.
Işin başını çeken Aydın Doğan'dı; eksik olmasın,
röportajının Cumhurıyet'te çıkmasını istemesi, ga-
zetemize verdiği önemden doguyordu; söyleşi üç
gün sürdü.
Düşündük: Tek başına bu söyleşi, gazetecilik açı-
sından eksik kalacaktı...
Neyapmalıydık?..
•
Günümüzdeki medya sorunsalında etkili söz sa-
hipleriyle konuşmalar yapmak, konuyu çeşitli açı-
lardan sergilemeye yönelik güzel bir gazetecilik gi-
rişimi olacaktı; Leyla Tavşanoğlu bu işi başardı.
Peki, sonuç ne?
Medya yeni bir dönemin arifesindedir; tekelleş-
me ya da kartelleşmeye dogru hızla yol alan sek-
törde gidişat tersine dönüyor...
Neden?..
Çünkü iş dünyası bu gidişatı içine sindiremedi, kar-
şı çıkmaya karar verdı. Medyada piyasayı kendi çı-
kanna göre çekip çevirecek, devletle istediği gibi oy-
nayacak, politikacıyla pazarlığa oturacak, işadam-
larını tehdit edebilecek tek gücün tehlikesi sezildi-
ği için sermaye kesiminde doğal bir tepki ortaya çık-
tı...
Olay bu!..
Olayın boyutlannı sergileyen fonmunun Cumhu-
riyet'te oluşması da doğal!.. Başka hiçbir gazetede
bu kürsü kurulamazdı.
•
Küreselleşme dünya için bir olgudur..
IMF de -ne yazık ki- Türkiye için bir olguya dö-
nüştürüldü...
Birileri de diyorlar ki:
- AB 'ye giremezse Türkiye Cumhuriyeti çöker, par-
çalanır, yok olur, IMFsürecinde yabancılar bizim şir-
ketleri ve bankalan satın alırlarsa başımız göğe erer,
kurtuluıyz...
Tezgâh böyle kuruluyor...
Medya bu hayat memat ortamında tekelleşme ve
kartelleşme sürecinden kurtulmak zorundadır; an-
cak özgür tartışma bize yolumuzu gösterebilir...
Medya ne devlet yasaklarıyla donatılmalı ne de
tekelci kartelci baskının ağırlığı altında fikir özgür-
lüğünü yrtirmeli...
Medyadaki kirlenmeyi durdurmalıyız.
TÜRK MİLLETİ
Bugünkü duruma Atatürk ilkelerinden ve yolundan
aynldığımız için düştük.
Clkemizi ve geleceğimızi düşünüyorsan:
1 - Atatürk'ün ılke ve inkılaplannı savunacak ve on-
lara sahip çıkacak.
2 - Devletin bölûnmez bütüniüğü ve tam bağımsız-
lığı ile Cumhunyet'in temel değerlerini koruyacak,
3 - İnsan haklannı e\Tense! boyutta savunacak,
4 - Laik ve demokratık devlet rejiminin savunucusu
olacak,
5 - Bizi ekonomik bağımsızlığımıza kavuşturacak,
Atatürkçü kadrolara sahip çıkmaya çağınyonız.
Sen. tehlike anında. birçok kereler, mucizeler yarat-
mış ve zoru başarmış. en uygar bir milletsin.
Bunu da başaracağına inanıyoruz.
MLSTAFA KEMAL DERNEĞ1
Av. KÂmnn BAR.A.N - Prof. Dr. Vaknr VERSAN - E. Org. Necdet
ÜRUĞ - Pror. Dr. Vural SA\ AŞ - E. Org. >ahit ÖZGÜR - Prof. Dr.
Erol CtHAN - E. Org. Necdet ÖZTORL > - Prof. Dr. Y ılmaz AL-
Tl'Ğ - E. Org. lbrahim TtRKGENCİ - Nazan BARA.N - E. Org.
Hikmet BAYAR - Prof. Dr. Muhteşem GİRAV - E. Org. Arilla
ATEŞ - Prof. Dr. Durmuş Dİ'NDAR - E. Org. Fikret Özden BOZ-
TEPE- Prof. Dr. Abdülkadir IR.AS - E. Korg. Kemal CÖKÇE -
Prof. Dr. Hilmi ERGlNÖZ - E. KORA. Sabahattin ERGf> - Prof.
Dr. Cengiz ERDAMAR - E. Tnmg. Cihan FAVDALI - E. Tuğg.
Hüsevin YILDIRIM - Prof. Dr. Hasret ÇOMAK.
Bvgün Irok'ta Yan> Tvrkiye'ık
KUKLA
KÜRT DEVLETİNE
ENGEL OLALIM!
GÖKÇE FIRAT Orduyu savoşta yalnız bırakmamak
içın. .
ALİ ÖZSOY Kutcla Kürt devletme engel olalım1
İNAN KAHRAMANOĞLU Partıler seçime Türkiye
bölünmeye gidiyor
HAZAR ARIYOY Gençlik seçimini yaptı Kuvayı Milliye
YÖN AtatüH; gençliği ne içm, kinne karşı ve nasıl
mücadele edıyorZ
SUNAY AKIN Banş ancak emek çağında
GURHAN ÖZER Basın tekellen yeniden savaşa lutuştu
FİLİZ DOĞAN Sopa AB'nın havuç sıyasetçin.n elınde
VELAT KAYAR Cem Uzan'a kızmayın, hepiniz bırer
Zubüksunüz
FULYA AVŞAR TKP. Yeni bir ODP vakası
wvw.turxsolu.orgIsUnbul: (0212) 292 73 00
Ankars: (0312) 232 46 22
i*mir:(O232) 465 10 37
Denızli- I9258) 265 42 37 Edlrtve- ;C284) 214 70 16
15. sayı bayilerde 1.000.000 Tl