14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET HABERLERİN DEVAMI C EL h I. Sayfada gibi kendine göre yontan; kural tanıdayı kimliği yatıyor. :, henüz iktidara ne ölçüde ortak olaneden kargaşa ortamının ilk işaretleriFakat bütün umut kırıcı işaretlere karşın, başta RTE ve onun kafasında yürüyenlerin "Çankaya gerçeğini" unutmamaları gerek. Unutmamaları gerek, çünkü: Çankaya'daki; anayasaya, yasalara aykırı kararname, yasa veya davranışlarla alışılmadık biçimde hareket etmeleri olası RTE ve kadrolarına Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer engeli, kaygıları giderecek nitelik ve içerikte. Bu yargıya varmayı kolaylaştıracak örnek önceki akşam Çankaya'daydı. Oy pusulaları bile şaibeli bir partinin, genel başkanlığı kuşkulu RTE'nin, başbakan adayını seçimden sonra "yetkili kurullarda belirlemesine" ne diyeceği sorulan Cumhurbaşkanı Sezer, kısa, özgü ve her açıdan anayasal ve demokratik geleneklere uygun yanıtında: "Başbakan adayını Cumhurbaşkanı belirlemeyecek de milletvekili olmayan bir genel başkan mı seçecek" dedi. Anayasanın 109. maddesi tartışmaya olanak tanımıyor; "Başbakan Cumhurbaşkanınca TBMM üyeleri arasından atanır" diyor. Cumhurbaşkanı'nın güvenoyu alması olası "bir milletvekiline" genel başkan olması bir koşul değil başbakanlık görevini verebileceğini gösteriyor 109. madde. Bu nedenle: Maddede, milletvekili olmayı hak etmemiş, başbakan olamayacağı kesinleşmiş bir kişinin yetkili kurullarda saptayacağı şunu veya bunu Cumhurbaşkanı'nın görevlendireceğini öne süren saçma sapan bir değinme, bir olasılık yer almıyor. Böyle bir siyasal düzenleme ancak RTE'nin kafasında yeşerebilir. Gerçek karşısında sinirlenıyor RTE; gazetecilere, hatta Cumhurbaşkanı'na siyasal terbiye sınırlarını aşan birtutum sergiliyor. Anayasanın emredici hükmüne karşı tutunmak istediği gerekçe, bir gelenek. Bugüne kadar Çankaya'nın seçimlerde birinci olan partı genel başkanına başbakan adaylığını önermesi. Ama değişmeyecek bir gelenek değil. Ama bu gelenek başbakan olamayacağı artık kesinleşmiş birinin, parti yetkili kurullarında konuşup görüşüp koklaşarak saptayacağı isme Çankaya'nın başbakan adaylığını "münasip görmesini" gerektirmiyor. RTE'nin siyasal etiği zorlayan karşı ifadelerindetartışmalı bir genel başkanın saptayacağı başbakan adayına Cumhurbaşkanı'nın "hazır olmasını" istemesi de dikkat çekici. Oysa Cumhurbaşkanı Sezer'i böyle harekete zorlayacak anayasal hatta yasal hiçbir durum yok orta yerde. Türkiye'ye "kendinden menkul yeni bir nizam vereceğinisanan" RTE'ye göre, ne yapmalıymış, nasıl hareket etmeliymiş Cumhurbaşkanı: Sezer, bugünkü konumu sokaktakı adamdan farksız RTE'yi çağırmalı, "durumu 'birlikte' cteğerlendirmeliymiş"! Anayasanın saptadığı görevlerden bir santim ödün vermeyeceği bilinen Sezer ile başbakanlık sorununu "oturup konuşmalıymış"\ Erbakan hiç değilse değişmedikçe var olan yasalara uyarak kimi hedeflere varmaya çalışırdı. Değiştim geliştim diyerek her çevreyi uyuttuğunu sanan Erbakan sürgiti bugünkü kafa ise, alacağı oylarla dilediği gibi hareket edebileceğini, anayasanın yasaların dışına taşabileceğini sanan bir kafa! Kendini beğenmişliği de cabası. Seçimden sonra Çankaya'dan görüşme isteminde bulunmayacakmış. Cumhurbaşkanı'nın çağırmasını bekleyecekmiş beyzadem! Siyasal terbiyenin dışına taşan bu sözleri Sezer önceki açıklamalarında yanıtladı. "Milletvekili olmayan bir genel başkandan" söz etti. Daha ne desin? Devletin RTE ve hele hükümetteki AKP ile çoook işi var, çok! Rejime, laik cumhuriyete sahip çıkanlara şimdiden sabırlar! SAYFA 19 GÜNDEM MUSTAFA RALRAY saptırmaya kimsenin hakkı ve salahiyeti yoktur. Her şahıs görevini bilir. Çünkü, bunlar kanun ve anayasalarda bellidir. Bu konu üzerinde daha fazla durmak istemiyorum. Bu konuda daha fazla spekülasyondan yana değiliz. Yapacak çok işimiz var. Bunu sağlıklı yürütmemiz lazım, kavga ve gürültüyle değil. Başbakan'ın Cumhurbaşkanı ile takıştığı dönemler yaşadık. Cumhurbaşkanı Başbakan'a, Başbakan'ın Cumhurbaşkanı'na ters düştüğü bir Türkiye istemiyoruz." • Baştarafı 1. Sayfada Parti liderlerı, tabanlarının kendilerini tek başına iktidara getirecek güçte olmadığını görünce, böyle bir propaganda yöntemi seçtiler. Kalbinizdeki partiye dokunmayın, beyninizle oy verin. Bu kez, önde gideni seçin... 3 Kasım seçimlerinde de böyle bir tablo yaşanıyor. Borç yiyen kesesinden yer örneği, borç oy alan büyük bir yükümlülük altına girer. Liderlerin aldıkları oyları, "hepsi benim" bencilliğiyle yorumlamaması gerekiyor. 2 Bunun topluma yansımasına da değinelim... Türkiye'de gelenek, yeni kurulan hükümete 100 günlük kredinin verilmesi. Bu süre dolduktan hemen sonra toplumdan şu sesleri duymaya başlıyoruz: Hay elim kırılsaydı da bu partiye oy vermeseydim! Hayır... Sağlıklı bir yaklaşım değil. Neden eliniz kırılsın! Oy verdiğiniz partinin de eli kırılmasın ama, buna tepki göstermenin de bir yolu olmalı. Bizde de artık Batı'daki gibi siyasetin seçimden seçime değil, sürekli denetim altında olmasının yöntemleri bulunmalı. Muğla, Mersın örgütlenmeleri gibi milletvekillerini sürekli izlemek, yöntemlerden biri olabilir. 3 Kafalardakı bir soru da şu: Hükümetdevlet ilişkileri nasıl olur? Ne yazık ki çok gerilerde kalması gereken bu soru hâlâ güncel... Hükümeti kim kurarsa kursun şu gerçeği kabul etmeli: Hükümet, devlete ve topluma hükmetmeyeri değil, hizmet etme yeridir. Geçmiş dönemlerde devletle çatışan partiler bunu ıkı temel nedenle yaptılar: Oy aldıkları tabanı tatmin etme. Başarısız olunca, bu yöntemle başarısızlığı gizleme. CÜ N EYT ARCAYlJREK Tayyip Erdoğan: Seçme hakkı AKP'nin YOZGAT(Cumhuriyet)AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan atamanın Cumhurbaşkanı'nın işi olduğunu belirterek, "Ama seçme işi, güvenoyu alabilecek oya sahip ise Ak Parti'ye aittir. Bunu saptırmaya kimsenin hakkı ve salahiyeti yoktur" dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın ters düştüğü bir Türkiye istemediklerini de söyledi. Erdoğan, partisince Yozgat Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu. Siyasi gerginliğin içinde olmayacaklannı kaydeden Erdoğan, Cumhurbaşkanı'nın, Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu'nda gazetecilerin sorusuna karşılık söylediklerine değinirken, şunlan anlatiı: "Cumhurbaşkanı ile polemiğe girme niyetinde değiliz. Cumhurbaşkam'nın ve bizim görev ve sorumluluklarımız Anayasa'da bellidir. Bazı gazeteler (Cumhurbaşkanı seçer) diyor. Bazı gazeteler (Cumhurbaşkanı atar) diyor. Bakınız, Başbakan adaylığına Parlamento'daki milletvekillerinin hepsi girer. Hepsi birer Başbakan adayıdır. Anayasa'nın 109. maddesi, (Cumhurbaşkanı Parlamento içinden Başbakan atar) diyor. Eğer atadığımız kişi güvenoyu almayacaksa bunun anlamı var mı? Yok. Dolayısıyla, parlamenter demokrasilerde Başbakan olacak kişi güvenoyu alabilecek, en çok oyu alan partinin içinden atanır. Bu da bugüne kadarki teamüllerle genel başkan olmuştur. Bütün kararlar çcrçevesinde, biz hep şunu söyledik: Partimizin yetkili kurullarını toplar ve başbakan adayını belirleriz. Başbakan adayı diyoruz, Başbakan demiyoruz. Dolayısıyla seçme kime aittir. En fazla oyu alan, yani güvenoyu alabilecek gücü elinde bulunduran partiye aittir. Yani Sayın Cumhurbaşkanı'nın da ne yapması gerekir: Cumhurbaşkanı, bu parti ile kontağını kuracak ki sağlıklı demokrasi işlesin." Medyanın bu konuyu sağa sola saptırdığını iddia eden Erdoğan, şöyle devametti: "Şüphesizki atama görevi Cumhurbaşkanı'nın görevi, ama seçme işi, güvenoyu alabilecek oya sahip ise Ak Parti'ye aittir veya başka partiye aittir. Bunu AKP'nin taktiği tuzük I Baştarafı I. Sayfada siye içermez. Ama işini kolaylaştırır" dedi. Yalçınbayır, "Genel başkanın başbakan olarak atanamadığı durumlarda partiyi bu makamda tüzüğün 81. maddesine göre ilk sıradaki genel başkan yardımcısı temsil eder" hüknıünün tüzüğe eklenmesini yetkili organlara önerdi. Yalçınbayır'ın önerisine göre, iktidara gelinmesi durumunda partinin "başbakan adayı" siyasi ve hukuki işlerden sorunılu Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Cül olacak. Anayasal kurallar açısından Cumhurbaşkanı'nın doğru bir yaklaşım gösterdiğini belirten Yalçınbayır, diğer yandan Sezer'e eleştiri içeren şu görüşleri dile getirdi: "Cumhurbaşkanı'nın takdir yctkisini sınırlandıran teamüllerdir, ortak akıldır. Seçimin sonuçları herkesi bağlamaktadır. Cumhurbaşkanı bu atamayı yaparken milletin iradesini de dikkate alacak." Yalçınbayır, Bülent Arınç'ın bulunduğu Grup Başkanlığı makamı ile Gül'ün yer aldığı birinci genel başkan yardımcılığı arasındaki yetki tartışmasında ise Gül'ün makamının protokolde daha önde olduğunu söyledi. Balıkesir'in Edremit ilçesinde düzenlenen mitingde konuşan AKP Grup Başkanı Bülent Arınc, "seçim öncesi psikolojik oyun oynandığını" iddia ederek "Cumhurbaşkanı kimi seçerse seçsin altı ka/ındığı zaman Tayyip Erdoğan çıkar" dedi. Meclis'te parti çoğalması! 4 Liderlere bir rakam anımsatalım: Son üç dönemdır, Meclıs'e 5 parti giriyor, 10 parti çıkıyor. Bir başka deyimle, 34 yıllık sürede Meclis'teki partilerin sayısı ikiye katlanıyor. Bunun elbette değişik nedenlerı var ama, lidere karşı çıkıp, çekip gitme önemli bir etken. 4 Kasım sabahı buyuk olasılıkla koalisyon seçeneklerini tartışıyor olacağız. Birbirine zıt partilerin kurduğu koalisyonlarda her iki parti de zarargörüyor. Ancak yakın geçmişte tanık olduklarımızı genellersek, şunu söyleyebiliriz: Küçük ortak daha çok etkileniyor! 5 özellikle iş çevreierinin eylülekim kaygısı şuydu: Acaba seçım ekonomısi uygulanır mı? Büyük ölçüde uygulanmadı ama, seçim vaatlerinde de bir değişıklik olmadığını görüyoruz. Atış serbest, tutuşyok... Ekonomi için şöyle bir tanım yapabiliriz: Ağır krize müdahale edildi, taşıma sırasında hasar görmemesi için önlem alındı, dış destekle, nefes alır verir, düşük de olsa nabız atar durumda seçim hastanesıne getırildi! Yeni hükümeti ekonomide böyle bir sorumluluk bekliyor. 6 Dış konuların da ekonomiden kalır yanı yok. Dışişleri Bakanlığı'nın sorumlulukları, yoğunluk bakımından dünyadaki ilk 10'un içinde. Yukarıda sözünü ettiğimiz hükümetdevlet koalisyonu bu alanda ayrıca önemli. 7 Sandıkta akıl değil de tepki öne geçer ve çağdaşlaik cumhuriyet yapısını erozyona uğratacak ya da hortumculara prim verecek bir sonuç çıkar mı? Olabilir. Ancak böyle bir olasılık var diye endişeye kapılmak yerine yapılması gerekenlere kafa yormak gerekiyor. Basit ama, çok sevdiğim bir örnektir: Yolda yurüyorsunuz, önünüz muz kabuklarıyla dolu... Korkaksanız, "eyvah, düşeceğim" diye bağırırsınız... Akıllı ve bilinçliyseniz, kabukları toplar kenara koyar, yolunuza devam edersiniz! ankcum@ttnet.net.tr • •• Başkenfte tiyatro festivali ANKARA (AA) Yerli ve yabancı özel tiyatroları Başkenfte buluşturan 7. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali başladı. Yiiksel Caddesi'nde toplanan tiyatrocular, burada akrobasi ve güldürü öğeleri üzerine kurulu doğaçlama bir gösteri sundu. Daha sonra, festivali düzenleyen Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat îçin Vakıf ın Ankara Şubesi adına bir açıklama yapıldı. Festivalin çağdaş ve evrensel birplatformdatartışmaortamı yaratmayı, tiyatro sanatının gelişimine katkıda bulunmayı ve toplumun her kesiminden izleyicinın tiyatroyla buluşmasım hedeflediğinin belirtildiği açıklamada, festivalin bu yılki sloganının "Tiyatro Bir İhtiyaçtır" olarak belirlendiği kaydedildi. Ecevit'ten Sezer'e destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Bülent Ecevit, Ankara TicaretOdası(ATO) Başkanı Sinan Aygün ile görüşmesinde, AKP'nin Başbakan adayına ilişkin görüşlerini ifade etti. Ecevit,Türkiye'nin Başbakanı belli olmayan bir döneme girdiğini, daha önce siyasi hayatında "böyle bir seçime girmediğini" vurguladı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Başbakan'ı "Ben belirlerim"derken,AKP liden Tayyip Erdoğan'ın "Yetkili kurullarımız belirler" dediğine işaret eden Ecevit, "Cumhurbaşkanı tavrını koydu. Seçimden sonra kimin seçeceği belli olacak. Ben de merak ediyorum" dedi. Erdoğan'a bir dava daha MUSTAFA ÇAK1R ANKARA Eski Iş Bankaşı Yönetim Kurulu üyeleri Mustafa Özyürek ile Erbaşar Özsoy, kendilerini bankadan Erol Evcil'e kredi kullandırmakla suçlayan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine tazminat davası açtılar. Dava dilekçesinde, tş Bankası'ndan Erol Evcil'e 1994 ile 1996 yılları arasında kredi kullandınldığına işaret edilerek, özsoy ve özyürek'in banka yönetim kuruluna 1997 yılında seçildikleri vurgulandı. AKP Genel Başkanı Erdoğan'abir dava da eski lş Bankası Yönetim Kurulu üyeleri Mustafa özyürek ile Erbaşar Özsoy tarafından açıldı. Erdoğan, bir telcvizyon programında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile tartışması sırasında Mustafa Ö/yürek ile Erbaşar Özsoy'un lş Bankası Yönetim Kurulu üyesi oldukları dönemde bankadan Erol Evcil'e kredi kullandınldığını iddia etmişti. Özsoy ve özyürek'in avukatı Nazmi Baran tarafından dün Erdoğan'ın iddialanyla ilgili olarak Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açıldı. Mustafa Özyürek, göreve geldikleri andan itibaren sorumluların yargılanması için mücadele ettiklerine işaret ederek, "Suçlulardan hesap sorulması için uğraşan birinin kredi açan konumunda gösterilmesi beni ralialsı/, etti. Kişiliğime, kişiscl gururuma önem vercn birisiyim.Adımın böyle bir olayla yan yana getirilmesi beni rcncide etti. Bu nedenle dava yoluyla hakkımı âramaya karar verdim" dedi. Tek sıııırlama 4 TBMM üyeliği' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa, "hiikünıeti kurma görevlendirmesi" konusunda Cumhurbaşkanı'na, "millervekillerinden birini ataması" dışında hiçbir sınırlama öngörmüyor. Siyasi gelenekler, genel seçimin ardından birinci sırada çıkan partinin genel başkanının görevlcndirilmesi şeklinde uygulanageldi. Ancak milletvekilliği ve başbakanlık koşullarını taşımayan "siyasi yasaklı" birinin liderlikte direnmesi siyaset sahnesinde ilk kez yaşandığından, "siyasi teamüllerin" yerine getirilmesi de olanaksızlaşıyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in AKP'ye dönük uyarısı "anayasal kurallara" dayanıyor. Bakanlar Kurulu'nun kuruluşuyla ilgili 109. maddede "Başbakan, Cumhurbaşkanı'nca TBMM üyeleri arasından atanır" deniyor. Cumhurbaşkanı'nın görev ve yetkilerini düzenleyen 104. maddede de "Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmck" yetkisi düzenleniyor. Bu durumda, "hükümeti kurma" görevlendirmesiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı'na "TBMM üyeleri arasından atama" dışında hiçbir koşul öngörülmüyor. AKP davasında ilk inceleme yaraı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun AKP hakkında açtığı kapatma davasında ilk incelemeyi yarın yapacak. Toplantıda, başsavcının Erdoğan'ın genel başkanlık yetkilerinin "tedbiren" önlenmesıne ilişkin istemi de ele alınacak. Mahkemenin olası bir "tedbir" karannda, Erdoğan'ın oy pusulasında yer alan ismi sıkınlı yaratacak. Kanadoğlu'nun, AKP'nin kapatılması ve Erdoğan'ın genel başkanlık görev ve yetkilerinin "tedbiren" önlenmesi konusunda açtığı davada ilk aşama tamamlandı. tddianame üzerindeki incclemesini tamamlayan raportör, dün raporunu Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'e sundu. Raportör, Erdoğan'ın genel başkanlık yetkilerinin "tedbiren önlenmesine gerek olmadığf' yönünde görüş bildirdi. Ancak raporun Yüksek Mahkeme'nin üyelerini bağlayıcılığı bulunmuyor. Bumin, ön incelemenin yapılması için Anayasa Mahkemesi heyetini yann saat 10.00'da toplantıya çağırdı. Ön inceleme sonunda iddianamede herhangi bir eksiklik tcspit edilmezse davanın bundan sonraki sürecini gösteren "tensip tutanağı" h t o r lanacak ve iddianame yazılı ön savunınasını hazırlaması ıçin AKP'ye tsbliğ edilecek. Yüksek Mahkeme'nin Erdoğan' ın genel başkanlık yetkilerinin tedbiren önlenmesine karar vermesi durumı anda, yeni bir tartışrna doğacak. Erdoğ an'ın adı parti genel başkanı olarak oy ı msulalarında yer alıyor. Yüksek M; ıhkeme'nin olası bir tedbir karan dun ımunda Kanadoğlu'nun, YSK'ye başv urabileceğine işaret cdiliyor. Bu dururr ,da seçimlerin ertelenmesi de gündenv e gelebilecek. Ancak YSK yetkilileri, seçimlere az bir zaman kala bunun ol< ımayacağına işaret ediyorlar. Kararın 3 Kasım'dan sonraya bırakılması ve bu tarihten sonra Erd> oğan'ın genel başkanlıktan ayrılması \ önünde bir karar çıkması durumunda ise Erdoğan'ın pusulada yer alan is mi yine sıkıntı yaratacak. Bu durumda A .KP'nin aldığı oylann iptal edilmesı iç in itiraz başvurusunda bulunulaHilecek. Rıza Kuas anıldı Türkiye işçi sınıfı hareketi önderlcrindcn, DİSK'in kurucularından Lastiktş Sendikası Genel Başkanı Rıza Kuas, öliimüııün 21. yıldönümünde Edirnekapı Hava Şehitliği'ndeki mc/arı başında törenle anıldı. Törendc konuşan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Kuas'ın işçi sınıfı hareketi açısmdan önemine dcğinerck "Kuas, adam gibi, yiğitçe, mertçe, şaibcyc bulaşmadan, nitcliğiyle işçi sınıfı için mücadele verdi. Bugün arkasından ağıt yakmak yerine, onun vcrdiği mücadeleyc yakışır bir sendikal hareket yaratmalıy ız" dedi. Çelebi, yaklaşan 3 Kasım seçimlerinde işçi sınıfı çıkarİarını hayata geçirebilecek partileri seçeceklerini söyledi. Çelebi, Türkiye'deki temel sorunun örgütsüzlük olduğunu belirterek "Eğer geçmişteki gibi örgütlü siyasi yapı olsa siyasetçiler bu kadar rahat at oynatamaz, haklarımı/a rahatça saldıramazlardı"dedi.Törcne, Lastiktş üyeleri ve Kuas'ı sevenler katıldı. (rotoğraf:ÖZGÜRERBAŞ) Atak'ın kadro dışı bırakılmasına tepki Kültür Servisi lstanbul Şehir Tiyatroları Yönetim Kurulu'nun, kurutn bünyesinde 1999 yılından bu yana yönetmen olarak çalışan MehmetAtak'ı "verimsiz ve başarısız" olduğu gerekçesiyle kadro dışı bırakması, sanat çevresinde büyük tepki uyandırdı. Atak'ın kadro dışı bırakılmasının haksız bir uygulama olduğunu belirten sanatçılar, açıkladıkları basın duyurusunda; karann, belediye başkanı imzasıyla, Ankara haberdar edilmeden, kendisine de önceden bildirilmeden kadrosunun doğrudan iptali biçiminde uygulandığını belirttiler. Söz konusu dııyuruda görüşlerini açıklayan sanatçılar şunlar: Ahmet Levendoğlu, Ali Akay,Aslı Öngören,Ayla Algan, Ayla Sevand, Ayşe Emcl Mesci, Ayşe Kalyoncu, Ayşe Müfide Aksoy, Esin Şerbetçi, İrem Arsebük, Rasin, Balkan Naci tslimyeli, Beklan Algan, Beral IVladra, Ceysu Koçak, Deniz Türkali, Duygu Asena, Küsun Ö/bilgen, Gülsen Tuncer, İpek Çalışlar, tsmet Ay, Kemal Bekir, Kenan Işık, Lale Tayla, Mehmet Akan, Mehmet Teoman, Meral Çetinkaya, Mustafa Alabora, Mücap Ofluoğlu, Müge Gürman, Nesrin Kazankaya, Nihal Koldaş, Nilgün Cerrahoğlu, Pervin Tan, Sabitc Somer, Selim İleri, Semih Kaplanoğlu, Sevgi Sanlı, Suna Selen, Sunar Kural Aytuna ve Vecdi Sayir. 1999 model Mazda 323 model Sedan 88.000 km'de, klimalı Müracaat ıçin saat 10.00 17.00 arası 0212 512 0505/48546 Ali Erol Edeoğlu HALİL NEBİLER Bugün Kitap Fuarı'nda Yalçın Yayınları Standı'nda 16.0019.00 arasında Yoksulluğun Ekonomi Politiği isimli kitabını imzalıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle