Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tiEZBA 2002 PERŞEMBE
4-
CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(S cumhuriyet.com.tr 15
UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt
TTÜ'deki uluslararası sempozyumda ülkemizin 'kitnlik görünümleri' de irdelendi
Âvrupa peyzajında Türkiye
Mimarhk Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Harun Batırbaygil. rektörün
bu saptamasına; "Tokalaşmadan
imzalanan sözleşmeler yerine bu
belgelerdeki amaca yöneük çaba-
lanmızla el sıkışmalıyız..." katkı-
sını yaparken, Şehir ve Bölge Plan-
lama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ze-
kai Görgülü de; "AB ile uyum sü-
reci uyumsuzluğa doğru gidiyor-
sa, bunu da aşmanın yolu kültür
ve çevre alanındaki ortak sorum-
luluklarımıza dayalı bir sinerji
yaratmaktır..." dıyerek Semra
"Avnıpa Biriiği'ne attığımız bu
icnzadan dolayı bize bundan son-
r a ktpılannı açarlar, yardım
ederltr... Biz de bu tarihi değer-
lerimızi korumuş oluruz..."
Bu >özleri, Çevre Bakanı Fevzi
Aytekin, 20 Ekim 2000 tarihinde
Italya'nın Floransa kentindeki
konferansta kabul edilen "Avrupa
Peyzaj SözleşmesF'ni Türkiye adı-
na imzalayıp yurda döndüğünde
söyleınişti... (Cumhuriyet-23 Ekim
2O00)
Geçen 2 yılda ülkemızde nelerin
yapıldıgının da irdelendigi, Yıldız
Teknık Cniversitesi (YTÜ) ile Al-
man Goethe Enstitüsü'nce 21-22
Ekim 2002 günlennde düzenlenen
"Avrupa Peyzaj Sözleşmesi ve
Türkiye" konulu sempozyuma ise
beklenmesine rağmen "geleme-
di"
Buna karşın, "henüz sözleşme-
yi irazalamayan" Almanya'dan
gelmiş uzmanlann kendi ülkelerin-
dekı "Avrupa peyzaj ına katkı
sağlayan" çalışmaları, YTÜ'deki
buluşmanın belki de en "ders alı-
nacak" örnekleriydi...
Nitekim Goethe Enstitüsü Müdü-
rü Dr. Rüdiger Bolz da açılış ko-
nuşmasındaki şu sözleriyle, özel-
likle "kalkınma yanşı" adma ger-
çekleştirdiğimiz çevre tahribatlan-
nı kibarca anımsatmaya çahştı:
"Hızü gelişme yaşam değerlerini
yitirme tehlikesini de yaratıyor...
Bu küresel bir sorun olduğun-
dan, aynı tehlikeye karşı ulusla-
rarası işbirliği için bu sempozyu-
ma da ortak olduk..."
KlmllkH' blrlllrtellk
Peki, Türkiye'yi yönetenler. ge-
rek doğal gerekse tarihten gelen
zengin peyzaj değerlerinin korun-
masını hâlâ neden önemsemiyor-
lar?..
YTÜ'deki uluslararası planlama
buluşmalannı buyıl 10. kez düzen-
leyerek rektörlüğün ve Mimarhk
Fakültesi'nin "şükran belgeleriy-
le" sempozyumu açan Prof. Dr.
Semra Atabay'ın konuşması bun-
lara da yanıt gibiydi: "Çevre de-
ğerlerinin bir rüketim aracı değil,
bir yaşam ve gelişme kaynağı ola-
rak görülmesi durunıunda koru-
ma bilinci güçlenebiür ve sorun-
larımızı da çözebiliriz... Bunun
için de artık ulusal ölçek bile aşı-
larak Avrupa ölçeğine uzanan
bir peyzaj sorumluluğu günde-
me gelmiş durumda..."
YTC Rektörü Prof. Dr. Ay-
han Alkış, A\Tupa Peyzaj Söz-
leşmesi'nin evrensel önemini
ise şöyle vurguladı: "Serma-
ye nasıl ki küreselleşmek için
önündeki engelleri kaldınyor,
bizler de buna karşı bilimin ve
kültürün küreselleşmesi için
önündeki engelleri kaldırmalı-
yız..."
0082 numaralı genelgeye dikkat!
Ozel tiyatro ile
turnede olmak
SÖZLEŞMEYE EVSAHİPLİĞİNİ FLORANSA YAPTI- Çevre Bakanı Fevzi Aytekin f
e "tarihimizi koruma" ilhamı
veren Floransa 'daki bu çarşı köprünün bir benzeri Bursa 'da 1920 'lerde yıkılan Irgandı Köprüsü 'ydü... (solda)
"AVRUPA ÖDÜLLÜ"(!) UYGUNSUZLUK-İstanbul'dakiAkmerkez, "ahş-veriş konforuyla"Avrupa çarşüan
arasında "ödül" aldı ama kent üzerindeki bu "şımarıkpeyzajı"yla da Avrupa kültürünün tersini simgeliyor... (sağda)
Atabay'ı buna katkısından ötürû de
kutluyordu...
Sözleşme ne dlyor?
Sempozyumun "tematik konuş-
masını" her zamanki gibi sadece
öğretıci değil, aynı zamanda "uya-
ncı" bir derinlikte yapan Prof. Dr.
Ruşen Keleş, bu sözleşmeyi üreten
Avrupa Konseyi'nin (AK) kuruluş
amacındaki; "ortak mirasın ve
ideallerin korunması" ilkesini
anımsatarak "Sözleşme, peyzajm
halkın yaşam kalitesini de yan-
sıttığı ve beliıiediği gerçeğini sap-
tayarak kamu yaranna etldn kat-
kılan bulunan bir değer olarak
korunmasını hedefliyor..." dedı.
Prof. Dr. Ruşen Keleş, son yıllar-
da ülkemizde bunu gözetmeyen uy-
gulamalardan özellikle "Karade-
niz Kıyı Yolu"nu örnek verirken
de şunu anımsatmış oldu: "Bölge-
ye karakterini veren tüm değer-
İerin yok edildiği bu projeyi savu-
nan AB yanlılarının da Avru-
pa'nın ortak peyzaj hedeflerini
önemsemedikleri anlaşılıyor..."
AB konusunda izlenen genel si-
yasetin "ikili yüzü" ışte bu gibi ör-
neklerde de açığa çıkarken YTÜ"de
sunulan ve kitap olarak derlenece-
ğini umduğumuz bildiriler ve yapı-
lan değerlendirmeler, bilim ve uz-
manlık dünyamız için de temel so-
runun; " peyzajı ranta ve çıkara
kurban eden politikalar" olduğu-
nu değişik açılardan sergilediler...
Bakalım 3 Kasım 2002 seçimle-
rinden sonra aynı politikalar artık
terkedilecek mi?
UzEL MÜZELER KOLEKSİYONLARINDAKİ TARİHİ ÇİNİLERİNAYNISINI YAPTIRIP SATIYOR ~
DünyaIznik çinüerininpeşindeKültür Servisi - 17. yüzyıl
sonlannda ustalanyla birlikte
tarihe kanşan 'tznik Çinisi'ni.
yıllar süren araştırmalardan
sonra yeniden üretmeyi başaran
tznık Eğitim ve Öğretim Vakfı
Çini tşletmesi, artık müze çini
koleksiyonlannın da aynısını
üretebiliyor. Sergiledikleri
tarihi çinileriyle ünlü müzeler
artık ziyaretçilerine gördükleri
çininin aynısını satma olanağına
sahip. Müzelerden bu amaçla
gelen siparişler işletmenin
Iznik'teki atölyelennde
üretilerek karşılanıyor.
Alanında dünyanın en
önemh müzelerinden biri
olan Atina'daki 'Benaki
MüzesP, koleksiyonundaki
tarihi çinilerin aynılannı
İznık'e sipariş vermekle
kalmadı; işletmenin çiniye
uyguladığı çagdaş desen ve formlan
Özel müze koleksiyonlannda
yer alan ve Iznik Eğitim ve
Öğretim Vakfi tarafından
yeniden üretilen çiniler.
ve çini üzerine yapılmış minyatür
tarzı panolan da ziyaretçilerin
alımına sundu.
Benaki Müzesı yetkilileri açılışına
hazırlandıklan 'îslam Eserleri
Müzesi'nin duvarlannı da yine
vakıf tarafından Iznik'te üretilen
klasik ve çağdaş çini panolarla
bezeyecek. Yunanistan'daki
müzenin ardından, Lizbon'daki
'Gülbenkyan Müzesi' de eşsiz
koleksiyonlannın benzerlerini
Iznik'te yaptırmaya başladı. Önemli
'tznik Çinisi' koleksiyonuna sahip
olduğu bilinen Kuveyt'teki 'Gulf
Museum'da vakıfla çini üretimi
için görüşmeler yapıyor.
Çağdaş tznik çinilerinin Benaki
Müzesi'nde sergilenip satılmaya
başlanmasının ardından, 'Dünya
Kültür Mirası' içinde yer alan
tznik çinisınin yeni yapımlanna
Yunanistan'da yoğun bir talep
oluştu. Yahıızca dekoratif panolar
değil, duvar karolan, yemek
takımlan ve çini hediyelik eşyalar
da büyük rağbet görüyor.
(0 212 287 3243/0 224 757 60 25)
RAHMİ DÎLLİGtL
Özel tiyatrolanmızın so-
runanna bir yeni dert daha
ekloıdi.. Nedir bu dert?
1 [ Mayıs 2002 tarihinde
Reani Gazete'nin 24752
saysında Içişleri Bakanlı-
ğıruz bir genelge yayımlar.
Geıelge numarası 0082 'dir.
Baianlığın kendi personel
sorınlarını çözerken, hiçbir
uznan düşüncesini alma-
daı dünyalı olduğunun bir
lonser ile tiyatroyu ayırt
edaneyen zihniyetin, Ana-
dou'yu, ülkesini tammadan
çılarttığı bir genelgeden
sö:etmekteyim. Birörnek-
l e aılatırsak; Hakkâri'de si-
nena salonuna turne yapan
birayatroya şunlar emredil-
m<kte îçişleri tarafından:
Geıel güvenlik için perso-
nebulacaksın, metal arama
dekktörün olacak, CCD
lcanera- X-Ray cihazı - gü-
-velik bariyeri olacak. ka-
mra görüntüleri kaydede-
c-e\e 30 gün süreyle sak-
k, çalışacak özel gü-
venlik görevlilerini 3 gün
önceden emniyete bildire-
ceksin, yeterli görülmeye-
bilir, kollarına da görevli
yazılacak...
Neymiş efendim tüm
bunlar? Yahu bırakalım
Hakkâri'yi, Ankara'da yok
bunlar, Ankara'da... Kaç
devlet salonunda, kaç kültür
merkezinde, kaç devlet ti-
yatrosu salonunda var ki,
Hakkârili sinema sahibi
yapsın.
Teşkilatını kurtarmak için
konserlerde yaşanan kan-
şıklıklan tiyatroya mal eden
bilgisiz yapıyı kınayıp, sa-
yın Başbakan'dan bu genel-
geden tiyatrolartmızı ayn
rutması için bir yazı iste-
mekten başka bir şey düşü-
nemez oldum bu bilgisizlik
karşısında... Aynca bu ge-
nelgelere bir göz atamayan
şimdiki Kültür Bakmaya-
nı'nı da kınamayı unutmaz-
sak iyi olur bu ilgisizlik kar-
şısuıda... Turnede olamayan
tüm tiyatroculan bu genel-
geyle ilgilenmeye çağınyo-
rum. (0 312 466 39 35)
Yücel Erten'in yönettiği oyun bugün Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde.
Bir Şehnaz Oyun
îstanbul 'daKültür Servisi -tzmit Şehir
Tiyatrosu'nun sahnelediği Bir Şehnaz
Oyun tstanbul seyircı^sıyle ilk kez
buluşacak. Turgut Özakman ın
yazdığı, Yücel Erten'in sahneye
koyduğu oyun bugün saat 20.30'da
Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde
izlenebilır. Müziklerini Cem tdiz'in,
koreografisini Salime Sökmen'in
yapnğı oyunun, kostüm ve dekor
tasanmı Efter Tunç'a, dramarurgluğu
ise Emre Koyuncuoğlu na ait. Birinci
Dünya Savaşı'nın eşiğinde olan
Osmanlı tmparatorluğu... îstanbul'da
yaşayan 'sıradan' insanlar. Bir
yandan Madam Surpik ve sermayeleri,
en başta Şehnaz. Ote yandan 'temiz'
Osmanlı erkeklerinin namusunu
korumakia yükümlü Zaptiye Amiri
Recep Efendi ile kâtibi Müştak. Temiz
Osmanlı erkeği Müştak'ın, feleğin
çemberinden geçmiş Şehnaz'a
vuruluşunun anlahldığı oyunda
Mehmet Serimer, A.Yaşar Özveri,
Engin Benli, Aydın Sigab, Serhat
Tutumluer. Tarık Keskiner, Funda
tlhan, Zuhal Gencer Erkaya, Eylem
Tannver Sökmener, Esra Bezen
Bilgin, Betül Çobanoğlu. Meltenı
Özsavaş, Zeliha Çetinkaya, Müjde
Hayat, Fatma Yılmaz, Ufuk Aşar,
Vevsel Sami Berikan, Tardu
Flordun, Erdem Irmak ve Onur
Pelister rol alıyor. (0 212 246 06 28)
Mimarhk ve Felsefe'de
Etik ye
estetik
tartışılacak
Kültür Servisi - tlki 12-13 Aralık
2000 tarihinde tstanbul Teknik Üni-
versitesi Mimarlık Fakültesi Mimar-
hk Bölümü ve tstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü iş-
birliğinde ÎTÜ Taşkışla Kampu-
su'nda gerçekleştirilen 'Mimarbk ve
Felsefe' sempozyumlannın ikincisi
bugün ve yann yine ÎTÜ Taşkışla
Kampusu'nda düzenleniyor.
'Mimarbk ve Felsefe' başlıklı ilk
toplantıda mimarlık ve felsefenin ge-
nel olarak etkileşimi ve bu durumun
çeşith açılardan sonuçlan ele alına-
cak. Toplantıda, her iki alanm da di-
siplinler arası karakterine uygun ola-
rak seçilen ana tema ise 'etik ve este-
tik'.
'Çağdaş Mimarhk ve Kent Me-
kânında Etik-Estetik Sorunlar,
Projeksiyonlar' başlıklı ikinci top-
lantının odak noktalannı 'etik, este-
tik ve etik-estetik bağhlaşımı' oluş-
tururken, toplantıya mimarlık ve fel-
sefenin yanı sua antropoloji, sosyolo-
ji, mühendishk ve diğer sanat alanla-
nndan da katılım gerçekleşecek. 'II.
Mimarlık ve Felsefe Sempozyu-
mu'na, 'Şevki Pekin 69-02' ve 'Kent
Atölyeleri' sergileri eşlik edecek.
(0 212 285 30 30)
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Ozel liyatrolar Nasıl
Yaşayacak?(1)
Akatlar Kültür Merkezi Sanat Yönetmeni Sayın
Tunca Aykut'tan bir faks aldım. Başlığı şöyle: "Ti-
yatro Yaşamalı! Hem de Sanatın(!) ve Sanatçının(!)
Inadına Yaşamalı."
Tunca Aykut, metnin başında Saklambaç dergi-
sinin 28 Eylul 1970 tarihli bir haberine yer vermiş:
"Mantargibi özel tiyatro bitiyor, 23 vardı, 6 tane da-
ha kuruldu, etti 29." Bu alıntının ardından, Tunca
Aykut şu bilgileri veriyor: "Tam 22 tiyatro sezonu
sonra îstanbul'da tiyatro sayısı yandan aza düş-
müş. 1970yılında 3 milyon olan şehir nüfusu, 2000
yılında lOmilyona çıkmış... Oysa 2000yılmda tiyat-
ro sayısı onlu rakamlara düşmüş. Üstelik tiyatro
gruplan haftada bir-iki oyun oynar hale gelmışler..."
Yetmışli yıllarda, "özel tiyatroların altın çağı"n\
yaşamış birı olarak, o zamanlar özel tiyatro sayısı-
nın kısa sürede yukarıda belirtilenin de çok üstü-
ne çıkmış olduğunu söylemek isterim.
Tunca Aykut, temsil başına düşen seyircı sayısı
açısından yaptığı karşılaştırmanın çarpıcı sonuçia-
rını da şoyle veriyor: "1927-28 tiyatro sezonunda
göstenm başına seyırci sayısı 282, 1928-29 'da 321,
1929-30 sezonunda ise 379 kişiyken, şimdilerde
seyirci ortalaması 150 kişiyi bile bulmamaktadır. Bir
ay içinde 10 gösterim yapan tiyatro kalmamıştır îs-
tanbul'da... 70'liyıllarda haftada 11 gösterim yapan
tiyatrolan şimdi hayal etmek bile mümkün değildir."
Bir özel tiyatronun sanat ve basın danışmanı ola-
rak, Tunca Aykut'un yukarıda çizdiği resimle her
gün yüzleşiyorum. Hemen şunu belirteyim kı, ger-
çek durum, bu resimden de kötü. Geçen yıldan be-
ri programına haftada ancak üç temsil koyan tiyat-
roların sezonun "en yoğun" dönemlerinde bu üç
temsilden ikısını, bazen de tamamını iptal etmek
zorunda kaldıklarına epeyce tanık oldum.
Genelde sanat. özelde de tiyatro, bütün ülkeler-
de az çok ıdealistler eliyle yürütülen uğraşlardır. A-
ma öte yandan ideallerin ve idealistlerin de yaşa-
yabilmelerı için varlığı kesinlikle gerekli asgari çev-
re koşulları vardır; bu koşullann belli bir derecenin
altına düşmesi durumunda tıpkı oksıjen yetersizli-
ğinden ölmeye başlayan canlılar gibi, tiyatro da
yaşama olanağını bulamaz. Uygar ülkelerde, baş-
ka deyişle sanatın günlük yaşamın olmazsa olmaz
koşulu sayıldığı ülkelerde nitelikli tiyatro topluluk-
ları, kuruluş dönemlerınin güç koşullarının üstesin-
den niteliğin er geç galip geleceğine yönelıkhaklı
umutların verdiğı guçle gelırler ve umutlarının bo-
şa çıkmadığını görürler.
Peki ya bızımkisi gibi ülkelerde durum nasıldır?
Şu "bizimkısi"r\\r\ nasıl bir ülke olduğunu iyıce gö-
rebilmek için, yine Tunca Aykut'un çizdiği resme
bakalım: "Kapısında kuyruklar oluşan hiçbir tiyatro
gösterimi yok artık. Kendilerine yazılı ve görsel ba-
sında 'sanatçı' unvanı verilen birçok insanınpeşin-
de yığınlar var. En az iki sayfa olan tiyatro eleştiri-
leri çok geride kaldı. Şimdi gazetelerin ikinci sayfa-
lan sanatçılann(l) sevgililerine, kim tarafından dö-
vüldüklerine veya geceyi nerede geçirdiklerine ay-
nlır hale geldi. Televizyonlann en etkili saatleri 'te-
le- vole' kültürüne, 'dahi ile dâhi'y/, 'varis ile vâris'/
ayıramayanların bozuk Türkçelerine terk edilmiş.
Tıyatrolar kayboluyor artık. O sayede 'doğru Türk-
çe de kayboluyor... Bundan sonra 'tiyatro' eğitimi
almış banka memurlan, bakkallar, pazariamacılar,
dansözler, polısler, tetıkçiler ve hatta 'babalar' gö-
rebileceğiz belki, ama tiyatro yapan 'eğitim almış'
oyunculan görmek zor olacak..."
özel tıyatrolar açısından böylesine "vahim" bir
durumda neler yapılabileceğinı, yapılabılecek bir
şeyler kalıp kalmadığını önümüzdeki hafta tartış-
maya çalışacağım.
e-posta: ahmetcemal" superonline.com
acem20 ' hotmail.com
Odüllü filmler Diyarbakır'da
• DÎYARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarbakır
son birkaç yıldır özellikle kültür ve sanat
alanında kabuğunu kınyor. Kentte son olarak
Galeria Sinemalan'nda 'Ödüllü Filmler
Festivali' başladı. 15 gün boyunca Avrupa'da
ödül alan 14 film sunulacak. 2 yıldu- birçok
kültür-sanat festivalinin düzenlendiği
Diyarbakır "da sanatseverler şimdi de uzun
yıllar izleme olanağı bulamadıklan ödüllü
filmlere ulaşıyor. Galeria Sinemalan'nda .
başlayan festival boyunca yönetmen Raoul
Peck'in 'Lumumba', Jim McBride'uı 'ttirafçı',
Vincette Aranda'nın 'Özgürlük', Ken Loach'ın
'Ülke ve Özgürlük' ve 'Carla'nın Şarkısı',
Nathieu Kassowitz'in 'Protesto', Bertrand
Blier'nin 'Erkeğim', Jorge Ali Trana'nın 'Kızıl
Oidipus', Thaddeus Sullivan'm 'Hiçbir Şey
Kişisel Değil', Kjell Sundvall'm 'Son
Sözleşme', Mike Van Diem'in 'Karakter
1
,
Tran Ann Hung'un 'Bisikletçi', Mohsen
Makhmalbaf 'ın 'Aşk Nöbeti' ve Vincette
Aranda'nın 'Özgürlük' ve 'Çıplak Bakış'
fihnlerinin göstenmı yapılacak.
Nâzım Hikmetfn dostları TÜYAP'ta
• Kültür Ser\isi - Bu yıl 21 .'si düzenlenen
Tüyap Kitap Fuan'nın konuklan arasında,
Nâzım Hikmet'in dostlan Rus akademisyenler
Prof. Dr. Svetlana Uturgauri ve Dr. Antonina
Sverçevskaya da bulunuyor. Nâzım Hikmet
Kültür ve Sanat Vakfı ile Cem Yayınlan'nın
konuğu olan, bu akşam saat 18.30 ile 20.00
arasında Heybeliada Salonu'nda dinlenebüecek
yazarlar söyleşiden önce 17.00-18.30 arasında
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı standında
kıtaplannı imzalayacaklar. Yazarlann Nâzım
Hikmet'in Rus çağdaşlannın anılanndan
derlediği 'Kardeşim Nâzım' adlı kitap Mehmet
Özgül'ün çevirisiyle; Nâzım Hikmet ile Vera
Tulyakova'nın yakın dostu olan Antonina
Sverçevskaya'nın kendı anıları ve arşiv
belgeleriyle oluşturduğu kitabı 'Nâzım Hikmet
ve Tiyatrosu' ise Hülya Arslan'ın çevirisiyle
Cem Yayınlan tarafından yayımlanmıştı.
Sverçevskaya, Uluslararası Nâzım Hikmet
Sempozyumu'nda Nâzım Hikmet'in tiyatrosu
üzerine bir bildiri sunmuştu. Aynı
sempozyumda Uturgari'nin sunduğu bildiri ise
'Nâzım'ın Ü.«versitesi' başhğını uişıyordu.