25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EKİM 2002 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERÎN DEVAMI 19 C ^ U N C E L CÜNEYT ARCAYtREK • Baştarafı 1. Sayfada Sonra aralık ayında Kopenhag. Müzakere tari- hi verecekler mi vermeyecekler mi? AvB Komisyon Başkanı Prodi'ye göre, tarih yok! Brüksel muhabirlerimize göre, var! Tarih varsa; ne Türkiye'yi kırıyor ne de AB Ko- misyonu'nun saptamalarını yadsıyor. Bir bakıma idare-i maslahatçı. AB Komisyonu'nu yadsımıyor; zira, uygulama- ları bekliyor. Türkiye'yi kırmıyor; zira, uygulamaları gerçek- leştir, Haziran 2003'teSelanik'tetoplanacakolan zirvede al tarihi, diyor. AB ülkeleri Türkiye ile ilgili kuşkulardan annmış değiller. Ozellikle 3 Kasım seçiminden sonra ortaya çı- kacak hükümetin renginin, biçiminin ve içeriğinin belirlenmesini bekliyorlar. Aralık zirvesinde aynı doğrultuda bir karara Tür- kiye'nin tepkisi ne olacak? Almanya'dan dönen Dışişlerı Bakanı Şükrü Si- na Gürel'e göre, Kopenhag'da müzakere tarihi verilmezse Türkiye AB ile "ilişkilerini gözden ge- çirecek". Ne ölçüde? AB'yi ürküten olasılıklar; "ılımlı" Islamcı partiy- le ılımlı sol partiden oluşacak bir hükümet işba- şına gelebilir mi? Ya da geçmişi sabıkalı "ılımlı" Islam tek başına iktidara gelirse? Görünen köy kılavuz istemez: CHP'den kuşku- ları yok. IMF'nin, AB'nin koşullarını kabul etme- ye hazır! Ama AKP? Gerçi genel başkanlığı tartışmalı RTE, geçen akşam AB büyükelçilerine güvence verdi. Gerçi Abdullah Gül, Brüksel'deki görüş- melerde "zihinlerdeki sorulan, kuşkulan" gider- meye çalıştı. Ne ölçüde başarılı oldular, AB'nin AKP üzerine düşüncesi nedir, şimdilik bilinmiyor. • • • Bu gelişmeler, AB ülkelerinin Türk seçmeninin büyük çoğunluğu kadar kararsız olduğunu gös- termiyor mu? Ama seçim tahmini yapan uzmanlara göre; Türk seçmeni ile AB ülkelerinin kafasında yer e- den kuşkularia kaygıları önceki gece Kanal D'de- ki Baykal-RTE arasındaki tartışma ortadan kal- dırmış olabilir mi? Kararsız seçmen fark gözetmeksizin partiler- den uzak duruyor. Çoğu kenttekı araştırmalar hal- kın siyaseti, partileri ve yöneticileri yadsıdığını gösteriyor. Bir iki saatlik "/M/mu/ıabbef/n "toplumdaki yer- leşik duyguları ne ölçüde giderdiğini birkaç gün içinde göreceğiz. Katılım yüksek olacak mı? Ya, boş oylarla oy vermeyenlerin yüzdesi umulandan da yüksek çı- karsa? Halkın boş oyları ya da sandığa gitmeyişleri tepkinin somut bir sonucu, partilere ve yönetici- lerine güven duymadığının bir kanıtı, bir göster- gesi olmayacak mı? • • • Anketlere bakarak iktidara geleceğine, hatta tek başına iktidara geleceğine inanan RTE ve kadrosu, daha bugünden ilk iki ayda anayasayt ve Siyasi Partiler Yasası'nı değiştireceklerini ilan etmeye başladılar. Anayasayı ve kimi yasayı hangi ilkeler doğrul- tusunda değiştirecekler? Halkın daha geniş ne- fes almasını sağlamak için mi? Hayır! İlk hedefleri; RTE'yi siyasetten uzaklaştıran, de- ğil genel başkan, üye olmasını engelleyen ana- yasa ve Siyasi Partiler Yasası'ndaki kimi hüküm- ler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kana- doğlu'nun AKP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru, maskeyi bir kez daha indirdi. İki gerçek ortaya çıktı. ilki, anayasa ve yasalar- da değişiklik yaparak RTE'yi kurtarmak... Daha önemlisini, ikinciyı -tabii RTE söylemiyor ama "söyletiyor"- Elazığ mitinginde GeneJ Başkan Yar- dımcısı Sadık Yakut açıkladı: "Görevini kötüye kullanan herkesten 4 Kasım'da 'hesap' sorula- cak" dedi. AKP'nin hedefleri arasında Başsavcı'nın oldu- ğu bilindiğine göre... Busöylemler AKP'nin intikam duygulanyla yoğ- rulduğunun ilk ışaretleri değil mi? AB 'den iyimser havcı • Baştarafı 1. Sayfada mik kriterler ve AB müktesebatına uyum alanında kaydettiği ilerlemeleri memnuni- yetle karşıladı. Böylece, Türkiye Ue tam üyelik müzakerelerinin başla- ması perspektifi yakın- laşmış bulunuyor. AB, Türkiye'yi, başladığı reform sürecini sür- dürmek, bunların uy- gulaması için yeni so- mut önlemler almak yönünde cesaretlendir- mektedir. Bu, diğer a- day ülkelere uygulanan kriterler çerçevesinde, Türldye'nin AB'ye ka- tılım.na doğru ilerleme sağlayacaktır. AB Kon- seyi,Kopenhag Zirve- si'nde Türkiye'nin adaylığının bir ileri aşartasına ilişkin karar alınabilmesini sağlaya- cak wileri zanıanında ve AB Komisyonu'nun İlerleme Raporu ile Helsnki, Laeken ve Se- villarirvelerinin sonuç- lann temel alarak ha- zırlamaya davet edil- mekedir." AI Dönem Başkanı Danmarka'nm Başba- kanı \nders Fogh Ras- mosien, Türkiye konu- sundı son karann Ko- penhıg Zirvesi'nde veri- lecepıi söyledi. Kopen- hag lirvesi'ne kadar 7 haftesüre bulunduğunu belirten Rasmussen, "Bu süre zarfında Tür- kiye'deki gelişmeleri çok yakından izleyece- ğiz ve son değerlendir- meyi Kopenhag'da ya- pacağız" diye konuştu. Kulis notlan AB Brüksel Zirvesi devam ederken Konsey kulislerinde ilginç geliş- meler gözlemlendi. AA'nın haberine göre, Almanya Dışişleri Ba- kanı Joschka Fisc- her'in, Alman gazeteci- lere yaptığı açıklamada, Kopenhag Zirvesi'nde "Türkiye'ye bir tarih vermenin formülünün bulunacağına inandı- ğını" söylediği öğrenil- di. Bu sözler, çeşitli kaynaklar tarafından te- yit edildi. Değişik kaynaklann doğruladığı bir bilgiye göre, Yunanistan Dışiş- leri Bakanı Yorgo Pa- pandreu da, Kopen- hag'da Türkiye'ye tarih verilmesinden yana ta- vır koyduklarını, Türki- ye'deki bazı son geliş- melerin ve yasaklama kararlannın bu işi zor- laştırdığuıı söyledi. Yu- nan gazeteciler, Pa- pandreu'nun değerlen- dirmelerinden sonra, "Dünya tersine döndü. Yunanistan Türkiye'yi savunuyor" yorumunu yapıyorlar. Ecevit: AB bizi oyalıyorANKARA/tZMİR (Cumhu- riyet) - Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gü- rel, AB 'nin yıl sonuna kadar Tür- kiye'ye müzakere tarihi verme- mesi durumunda, AB ile ilişkile- rin her bakınıdan gözden geçiri- leceğini söyledi. Başbakan Bü- lent Ecevit, Türkiye'nin AB'nin "koşulln bir tarihini" kabul et- meyeceğini vurgularken, AB'nin seçimler sonrasına kadar Türki- ye'yi oyalama taktiklerini sürdü- receğini ve sonra bir karar alaca- ğını düşündüğünü belirtti. AB Genel Sekreteri Volkan Vural da Türkiye hakkında asü kararm Ko- penhag Zirvesi'nde aünacağına işaret etti. AB'nin Brüksel Zirvesi'nden Türkiye'ye tarih çıkmaması, se- çimler öncesinde hükümetten sert açıklamalaraneden oldu. Dışişle- ri Bakanı Gürel, tzmir'de yaptığı açıklamada, "AB tarafi 2003 yı- u içerisinde, Türkiye ile müza- kereleri başlatma karan ver- mezse o zaman bundan AB- Türkiye ilişküeri büyük zarar görecek ve Türkiye, AB ile iliş- kilerini her bakundan yeniden gözden geçinnek zorunda kala- cak" uyansında bulundu. CNN Türk'te kanldığı programda uya- nlanna açıkhk getiren Gürel, Tür- kiye'nin bugüne kadar AB'ye 15 'lerAGSP metninde uzlaştı Haber Merkezi - AB Dış Politika ve Ortak Sa- vunma Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Brük- sel Zirvesi'nde Avrupa Güvenlik veSavunmaPo- litikası (AGSP) konusunda 15 'lerin birmetin üze- rinde uzlaşmaya vardıklanm açıkladı. AGSP üze- rindeYunanistan ile anlaşıldığının açıklanmasıy- • la Ankara da yeni metni değerlendirmeye aldı. ' AGSP ile ilgili Ankara metninde Avrupa ordusu- 1 nun hiçbir biçimde NATO üyesi ülkelere karşı kullanılamayacağı öngörülüyordu.Yunanistan ile 1 anlaşılan yeni metinde buna paralel olarak, "Av- rupa ordusunun hiçbir biçimde AB'ye veya ; birtiğin herhangi bir üyesine karşı kullanıla- 1 mayacağı" hükmü yer aldı. Solana, belgenin pazartesi günü Kopenhag'da AB'ye aday ülkelerin devlet ve hükümet başkan- lannı bir araya getiren mini zirvede Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer'e sunulacağını söyle- di. U 15'lerin onayladığı metniTürk dosüanmı- zın da kabul edeceklerini düşündüğünü" ileri süren Solana, ısrarlı sorular karşısında, "Ben bir ülke ile değil, NATO ile müzakere yapmakla görevlendirüdim" dedi. Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, Brüksel Zirvesi'nde AB Konseyi tarafından onaylanan 'Brüksel Belgesi'ni Türkiye'nin kabul edeceği konusunda umutlu olduğunu söyledi. Yunanis- tan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, dün Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel ile görüştüğünü belirterek belgenin NATO içindeki herkes tarafindan kabul edilme şansmm yüksek olduğunu söyledi. verdiği tüm taahütleri yerine ge- tirdiğini, şimdi AB'den de aynı şekılde taahhütlerine uymasını beklediğini, Ankara'nın son re- formlann ardından müzakere ta- rihi istediğini söyledi. AB'nin yıl sonuna kadar bir tarih açıklama- ması durumunda, yeni hüküme- tin ilişkileri gözden geçirme du- rumunda kalacağını vurgulayan Gürel, "Bu Türkiye yüzünü başka yöne dönecek demek de- ğiLAma bizim, belki de karşıh- ğinı alamadan katlandığımız özverileri sürdürmemLzin anla- mı kalmaz. Örneğin gümrük birliğini gözden geçirebiliriz" diye konuştu. Ecevit ise dün ha- bercilerin sorulan üzerine "AB, karar vermeden önce Türki- ye'deki seçimlerin sonucunu bekliyor. O zamana kadar oya- lama taktikleri sürdürecekler- dir, biraz sabırh davranmak ge- rekiyor'' diye konuştu. Volkan Vural da, Türkiye hak- kında asü karann yıl sonundakı Kopenhag Zirvesi'nde ahnacagı- na işaret etti. Ankara Genç tşa- damlan Demeği'nin tş Dünyası Platformu 4. toplantısına katılan Vural, Brüksel Zirvesi taslağında yer alan Türkiye paragranna iliş- kin sorular üzerine, Türkiye'nin tarih konusunda "spekülasyon- lara girme niyetinde olmadığı- na" işaret ederek, "En önemli nokta yıl sonundakı Kopen- hang Zirvesi'ne hazırianmak" dedi. Kopenhag'da Türkiye'nin beklentisinin, 2003 müzakereleri için kendisine tarih verilmesi ol- duğunu yineleyen Vural, " Bu- nun dışındakiler bizim beklen- tilerimizi karşüamaz" dedi. Yimpaş Mağazalar Zinciri 20. yılını kutluyor 2O.yıl indirimi devam ediyor!İndirimler 26-27 Ekim 2002 tarihleri arasında geçerlidir. Bayan Emitasyon deri mont 21.900. Erkek Pantolon Polyester viskon Corky Triko çocuk kazak 5.900.ooo Demka Ufo ekmek sepetî 9.990.ooo 15.950. Yimpaş Bulaşık sıvısı Ece Bezelye teneke 5kg 3.890. ooo 59O.c Mandalina Şok Fiyat! Herkes akın akın 20. Yıl indirimlerine koşuyor. Siz de Yimpaş Mağazalar Zinciri'ne gelin, süper indirimlerden yararianın. yimpaş MAĞAZALAR Barzani: Irak'in böUinmesine karştyız ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Irak Kürdis- tan Demokratik Partisi (IKDP) bölgesel yönetim sorumlusu Neçirvan Bar- zani "Amacımız birleşik ve demokratik bir Irak içinde kendi somnlanmı- zı çözmek" dedi. Türk or- dusunun bölgeye müdaha- lesine karşı olduklannı yi- neleyen Barzani, AB'ye git- mek isteyen Kürt doktorla- nnınTürk yetkililer tarafin- dan alıkonulduklannı sa- vundu. Barzani, IKDP'nin Londra Temsilcisi Hoşyar Zebari ile Ankara'da yap- nklan temaslarla ilgili basın toplanüsı düzenledi. Bölge- de istikrar unsuru olmak is- tediklerini kaydeden Barza- ni, "Bizim bölgeye ilişkin gizli bir gündemimiz yok" dedi. Barzani, "Tür- kiye'nin ulusal güvenlik çıkarlannı anlıyoruz ve Ankara'nın istediği gü- venceleri vermeye hazı- nz" diye konuştu. Barzani, Kerkük'ün coğrafı olarak I- rak Kürdistam içinde bu- lunduğunu ve bu şehrin ge- leceğinin burda yaşayanlar tarafindan kararlaştınlması gerektiğini söyledi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada sürecin tamamlanması gibi yumuşak bir geçişle bağımsızlıklarını kazandılar. Ikinci 10 yılına giren bu bölgede başta Rusya olmak üzere başlıca ak- törlerin tümü yeni planlar yapıyor. Tıpkı 11 yıl önce olduğu gibi bugün de Rus- ya'nın en yumuşak karnı Kafkaslar... Sözünü et- tiğimiz cumhuriyetler bir bir bağımsızlığını elde ederken Çeçenler de 1991'de aynı yolu tuttular. Rusya, önce Gürcistan ve Ermenistan'la ilişkile- rini düzeltti, ardından da 1994'te Çeçenistan'a büyük bir askeri operasyon başlattı. O günden bu yana kısa süreli kesintilerle devam eden çatışma- lar Putin'in yönetime gelmesiyle yeni bir boyut ka- zandı. Putin'i koltuğa oturtan etkenlerden biri de "Çe- çen savaşına son vereceğim" sözüydü. İktidara geldikten hemen sonra Çeçenistan'daki operas- yonların sorumluluğunu Savunma Bakanlığı'ndan aldı ve Rus Istihbarat Servisi'ne (FSB) verdi. Ser- visin işlevlerinden biri de önde gelen Çeçen terö- ristleri tek tek etkisiz hale getirmesi olacaktı... 22 Ocak 2001 'de başlayan bu süreç son eylem- le birlikte büyük ölçüde başarısızlığa uğramış gö- rünüyor. Çeçen teröristler Moskova'yı adeta yol çeçen hanına çevirdiler, özel eylem giysileri ve si- lahlanyla bir tiyatro salonuna girip, oyunun adını ve oyuncularını degiştirdiler. Şimdi bütün dünya bu oyunu izliyor. Yazıyı ka- leme aldığımız saatlerde, teröristlerin Rus-Çeçen savaşına son verilmesi istemlerinin karşılanma- ması durumunda, bugünden itibaren rehineleri tek tek öldüreceği haberi gelmişti. Türkiye'ye etkisi Olası gelişmeler ve eylemin sonuçları şöyle gö- rünüyor: 1- Eylem Kafkaslar'daki barış umudunu büyük ölçüde suya düşürecek. Rusya'nın daha da sert- leşmesine neden olacak. Belki de Rusya olayı, "Bu da benim 11 Eylül'üm" diye yorumlayacak ve "terörist avı" planıyla acımasız bir dönem başla- tacak. 2- ABD'nin işi daha kolaylaşacak. Bütün dün- yaya "Teröristle Teksaslı gibi mücadele etmek ge- rekir" tezini kabul ertirmeye çalışan Bush'un Pu- tin'e şunu fısıldadığını duyar gibiyiz: "BM Güvenlik Konseyi'nde benim teröristlere destek veren Irak'a operasyon düzenlememe kar- şı çıkıyordun. Görûyorsun, terörijn ne zaman ne- reyi vuracağı belli değil. Gel şu inattan vazgeç, be- nim mücadeleme katıl." 3- ABD'nin yöntemlerini Rusya'nın da benim- semesiyle birlikte zaman zaman tanımı yapılma- ya çalışılan "karanlık savaş" kavramı daha da öne çıkacak. İki büyük ülke, coğrafyası, cephesi, as- keri, silahı belli olmayan bir tehlikeye karşı sava- şa girişecek. Bunun altında kimlerin kalacağı hiç belli olmaz! 4- Çeçenler ve Kafkaslar'daki halkJar kendi için- de de birlik değil. Terör eylemi bu ayrılıkları daha da derinleştirecek. 5- Çeçenlerin Rusya sınırları içinde insan hak- larına saygılı bir yönetime kavuşması gerektiğini düşenenlerin eli zayıfladı. Dünyada Çeçen müca- delesinin haklılığı yönünde kamuoyu oluşturmak isteyenlerin işi artık daha zor. 6- Itiraf etmek gerekirse haberi duyduğumda ilk "Eyvah" demiştim, "bu teröristlerin bazılan Türki- ye bağlantılı olabilir. Rusya ile aramızda bu konu- da zaten arada bir çengelli hale gelen sonı ışaret- leri daha da büyüyebilir." Şimdilik böyle bir durumun olmadığı anlaşılı- yor. Daha dün, Türkiye'nin etrafını konu etmiş, so- runlar ve fırsatlar yumağına değinmiştik... Çevre- mizdeki ülkelerin çoğunun nefesi bize dönük ol- duğu için onlar hapşırdığında hemen biz de etki- leniyoruz. Kafkaslar da öyle. Türkiye'de 6 milyon dolayında Kafkas kökenli yurttaşımız var. Anado- lu'da barış içinde yaşayan o insanların bir bölü- mü Kafkaslar'da birbiriyle kanlı bıçaklı. Siyasi par- tilerin Kafkas kökenli yurttaşlarımıza yaklaşırken attıkları adımların sonuçlarını çok iyi hesaplama- sı gerekiyor. Kafkaslar'da salt kaslarla ulaşılacak bir yer yok... ankcum@ttnet.net.tr ABD 11 Eylül'ü bifiyordu • Baştarafı 1. Sayfada emir aldıklannı, hatta işten atılma teh- ditleriyle ellerinin bağlandığını söyle- diler. Usame, arananlar listesinin ba- şmdayken, CIA'nın onunla "dostane" temaslan da oldu. Bu resmi tavır 11 Ey- lül'ü engelleyecek konumda bir FBI yö- neticisinin istifasıyla sonuçlandı. Bu ya- zıda bazı örneklerle yetinelim. Bu konu bir "Usame-gate" olayıdır. Önce ne Clinton ne Bush yönetimi dost- lan Suudiler ve Pakistan'ın El Kaide bağlannsına karşı çıkb. Hatta, CIA bu ör- gütü Pakistan aracılığıyla eğitti ve her yönden destekledi. Öldürmek bir yana, Usame'yi yakalamak bile istemiyorlar- dı. El-Kaide'ye destek bugün de sürüyor. Interpol'e Usame'ye ilişkin ilk tutuk- lama isteğinde bulunan Libya'ydı. 16 Mart 1998 tarihli ve 127288 sayıh baş- vuruyu Lyon'a ulaştırdı. Libya Istihba- rat Başkanı Musa Kusa da Eylül 2001 'de Londra'ya gidip bildiklerini ak- tardı. Usame'nin izini ilk ve sürekli sür- dürenlerden biri, New York'un güven- liğinden sorumlu John O'Neill'di. Ne var ki, ABD Dışişleri Bakanlığı ve onun ardında (Bush'la da sarmaş dolaş) pet- rol lobisi, Usame'nin suçlanmasına izin vermedi. Yemen'deki Amerikan Büyü- kelisi Barbara Bodine bile O'Neül'in 17 yurttaşının öldürühnelerini incele- mek için bu ülkeye girmesini engelle- di. Hep önü kesilen bu FBI yeüdlisi is- tifaetti. Mayıs 2001 'de Rusya, BM Güvenlik Konseyi'neEl Kaide üstüneaynntıbra- por sundu. tlgilenen olmadı. Usame böbrek rahatsızlığıyla Dubai Amerikan Hastanesi'ne yattığında, arananlar liste- sinin başında olan bu kışiyle CIA ajanı Larry Mitchell 12 Temmuz 2001'de konuştu; o kadar. "Le Figaro" Hu bu- luşmayı saptadı (31 Ekim 2001). Usa- me'yi Suudi istihbaratının başkanı Prens Tfirkî el- Faysal da ziyaret etti. Usame ise 10 Eylül'de Pakistan'daydı. Prens Türkî de görevini 11 Eylül saldı- nsından iki hafta önce bıraktı. Fransız Genel Haberalma Örgütü (DST) ile ya- bancı bilgileri toplayan ikincisi (DGSE), Amerikan toprağmda da sal- dınlar olacağmı Amerikan taraftna ilet- tiler. Pakistan Haberahna (ISI) Başka- nı Gen. M. Ahmed ABD Dışişleri Sek- reterYardımcısı M. Grossmanla 4 Ey- lül'de konuştu. Aynı kişi, saldınnın bir numaralı samğı Pakistanlı M. Atta'ya 100c bin dolar ödetmişti. Olaydan son- ra Gen. Ahmed görevi bıraktı; o kadar. Eski Mısır Dışişleri Bakanı M. Hey- kel'in dediği gibi, Usame'nin her tele- fonu dinleniyordu, Amerikan ajanlan El Kaide'nin içine sızmıştı. Kanada'da Küreselleşme Araştırma Merkezi Baş- kam Prof. M. Chossudovsky'yi dinle- yelim: "Gariprir ki, en çok arananlar listesindeki kişi iki hafta Amerikan Hastanesi'nde kalmış, CIA ajamyla görüşmüş ama kendini tutuklayan ol- mamışör." Adli denetim yetkilileri res- mi Iç Gelir Hizmetleri'nin Islamcı ör- gütlerin kara para aklamasını görmez- den geldiklerini belirtiyor. Bunlann ki- mileri ABD'den para yardum da aldı. Örneğin 1998'de 4.2 milyon dolar Usa- me'ye ulaştı. Suudi Kral ailesiyle Is- lamcı terörün bağlantısuım FBI'ca in- celenmesini engelleyen de Bush'tu. New York Havaalanı'nda kaçırmala- ra müdahale edecek avcı uçaklan hazır- dır. Bu olanak ikiz kuleler vuruluncaya değin işletihnedi. Ancak, o zaman pet- rol ve doğalgaz yolu üstünde olan Af- ganıstan'a müdahale nedeni de ol- mayacaktı. Ardından, Irak gibi başka petrol hedeflerine de.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle