25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 19 EKİM 2002 CUMARTESİ SEÇIM 2002 'Gelişmiş kabul edilme 'nin bedelini ödeyen Adana da gündem, açlık, işsizlik ve artan suç oranlan Her şeyerağmenDSPÇETÎNYÎĞENOĞLU ADANA - Vahi Öz'le sımgeleşetı "Çukurovah Hacıağa"lar Istanbul'a gidirce Adana'da çok şey değişti... Adı 'Kebabistaıra çıkan kentte ke- bap dumanmdan geçilmese de keba- bın adı kaldı yalnızca... Aşlamayla şalgamın eski tadı yok. Koruk suyu- nu bulana aşk olsun... Adana, kariz- ması bır yana, hepten kimliğini yitir- di ve >onunda "suçhdann en düşükeği- tim duzeyine sahip olduğu, en fazia si- lahlanan kent" unvanlannı aldı. Inanılmaz hızlı nüfiıs artışıyla baş- ta demografık dengeler, birçok şey değişti Adana'da. Son liberal dalgada güçlü, varsü görünmenin bedelini ağır ödedı kent; "nakavt oklu", iyice yok- sullaştı. Yanlış politikalar ve peş pe- şe gelen olumsuzluklar nedeniyle ta- ran kenti olmaktan çıkmakla kalma- dı, sanayi kenti niteliğini de yitirdi. Bu gelişmelerin sonunda Adana bir ticaret kenti mi oldu, yoksa bir turizm kenti mi? Ne yazık ki bu sorulara olumlu yanıt vermek zor. Kimi Ada- naJılann yorumlanna bakılırsa "gefiş- miş kabul edüme"nin bedelini ödü- yor Adana. Yatınm teşviklerinden de bu nedenle yararlanamıyor. Taşı toprağı altın diye bilinen bu top- rakların çanağındaki bal tükenip fab- rikalar birer birer kapanınca, bir de yoğun göç alınınca, bir zamanlann emekçi cenneti, ucuz emek ya da iş- sizler cehennemine dönüştü... Seçmenin vicdan muhasebesi Sokaklannda açlığın kol gezdiği, gülen bir ınsana rastlamanın oldukça zor olduğu kentte, bir seçim analizi yap- mak ilk bakışta kolay görünüyordu... Geçen seçimin birincisi,14 milletve- killiğinden beşini alan DSP, "yddızı sön- dü" diye değerlendirilebilir miydi? Dahası, seçilen beş milletvekilinden dördü iltihak etse de, seçim marato- nunda hiçbir varlık gösteremeyeceği ayan beyan görünen, bir aday listesi- ni bile düzenleyecek liyakatten yok- sun YTP'nin DYP'yi yaralayabilece- ği düşünülebilir miydı? Sandık günü yaklaştıkça, seçmenin yapacağı vic- dan muhasebesi sonucunda Ecevit'e yönelebileceği \arsayımı ağır bası- yordu. "Kıbns Fatihi"nin olası bir Irak savaşında birkaç puan alarak seçim- de zirveyi zorlayabileceği olasılıkla- n üzerinde duruluyordu... Ecevit'in seçimden sonra siyaseti bırakacağı yönündeki açıklamalan, DSP'de yaşanan talihsizliklerin belki de en büyüğü olarak gündeme otur- du. Seçmenin, seçimden sonra lideri aynlacak, geleceği belirsizliklerle do- lu bir parriye oy vermeyeceği görüşü ağırhk kazanmaya başladı Amaher- halde bu, yüzde 25.9 oy alan bir par- A dana 'da geçen seçimin birincisi DSP'nin en büyük tatihsizliği, Ecevit'in seçimden /% sonra siyaseti bırakacağı yolundaki açıklamalan oldu. Seçmenin geleceği <Z M. belirsizliklerle dolu birpartiye oy vermeyeceğigörüşleri dilegetiriUrken, DSP'nin oy sayısmın her şeye karşın büyük oranda düşmeyeceği belirtiüyor. Milletveküi adaylan hakkmda olumsuzspekülasyonlar üretilmesinerağmen, CHP'nin deAdana'dafdyüdızı parlakgörünüyor. Kentte, 'Erdoğan televizyona çıkükça, CHP'ninprimyapağı'konuşuluyor. Seçmen sayısı: 1.056.015 Mılletvekflj sayısı: k ÖDP İP OBP DEPAR ANAP EMEP DTP YDP BBP PP DSP FP CHP LDP BP MP DYP SIP HADEP MHP Btgms Partilere göre dağılımı: 2 - - 5 2 4 14 Partıkrm oy yüzdeleri: 0.83 0.19 0.12 0.1 11.82 0.17 0.41 0.1 9.74 0.26 25.9 10.27 7.96 0.22 0.27 0J5 9J5 0.09 7J7 23.57 (.01 ADANA '99 Seçimi \ ( naw«rl ^~ J 7 \ ^^^/Ta 'a'nte. 5 f '^ Kozan H P " ' l>^ Aaana f—~s jçel ^ ^ • vHataft^ / - ."^' ^ \ • i Geçen seçimde DSP'denMecBs'e girenbeş milletvekilinden dördünü transfer etmesine rağmen, YTP Adana'da varnk gösteremiyor. Aday Bstesini bile tamanüayamayan partinin mitingleride Henha' geçiyor. tiyi 3 Kasım'da alacağı oy. tarihten sil- me çizgisine düşürecek ölçüde olmaz. Her şeye karşın DSP'nin Adana'dan ciddi bir oy alacağı kesin... DSP'den kopması beklenen oylann yönü CHP'ye döner mi? Adana, yüz binlerce işsizi, atıl durumdaki tesisle- riyle, sosyo-ekonomik yapısı ve et- nik- dinsel aynmcılık, bölgecilik gibi konulann birlikte ele alınacağı bır araştırmayı gerektirecek sosyolojık bir vaka olarak görünüyor... Bu bağlamda CHP'yi kendi koşul- lan içinde değerlendirmek gerekiyor. Listenin ilk beş adayından Gaye Er- batur'un "Tepebağ\labırakıisaKûçük- saat'ıbulamaracağT. ZiyaYergökadı- nın ünlü bir müvekküiyle birlikte anıl- dığı, Taddar Seyhan'ın neden soya- dını değiştirdiği, eski defterdar Ke- mal Sağ'ın çocukluk arkadaşı Serdar Bflgili aracıhğıyla PM'deki Beşiktaş- h üyelerin torpi'iyle listeye girdiği gibi spekülasyonlar üretilse de CHP'nin Adana'daki yıldızı parlak görünüyor. Listenin taban tarafbdan pek beğenil- memesi, Çukobirlik'in soyulma süre- cinde adı "mafya" diye anılan bazı kişilerin partiyi destekliyor görünme- si gibi olumsuz etmenlere karşın CHP'nin başanlı olacağından söz et- mek yanlış olmaz. Ancak, olası başa- nda ışsızlere îş umudu kadar, Kemal Derviş faktörünün "motor" olacağını söylemek de o ölçüde yanlış olur... AKPfobisT Köklü CHP'liler Bjçfal'la Derviş'e rağmen oylannı CHP'ye verecekler. Başannın tek çıkış noktası ise AKP fo- bisi... Tayyip Erdoğantelevizyona çık- tıkça CHP prim yapıyor. Bu gidişle CHP'nin ilk üç parti arasında yer al- tnası kesin görünüyor... AKP'ye gelince... AKP ortada pek görünmeyince "hücreçahşmasıvap*- yor" yorumlanna karşın, seçimlerde FP'nin 10.3 oranmdaki oyuyla, bir yerlere emanet gittiği söylenen oyla- nnın dengeleri bozacak nitelikte ol- madığını herkes biliyor. Görünüşe gö- re Necmettin Hoca SP oylannın kaç- masuıa izin vermeyecek. SP'nin ölü- sünün bile yüzde beşin üzerinde oy ala- cağı tahmin ediliyor. AKP'nin gücü da- ha çok ANAP'tan kopmalarla gele- cek oylara dayandınlıyor. Güneyde AKP'nin tarikat-cemaat yöntemleriy- le bağladığı varsayılan Kürt tepküi, si- yasal Islam çizgisinde buluşan Arap kökenlilerin oy gücü AKP'nin yüzü- nü güldürmeye yetmez. Bir Arap Ale- visi olan Vedat Kahyalar'ı il başkanı yapmalan da kitlelerin AKP hakkın- daîd kanaatini pek değiştirmez... MHPsessiz 1999'un ikincisi MHP genel mer- kezi, eğilim yoklamasını yok sayınca biraz kanştıysa da şimdi oldukça ses- siz AKP'ye gittiği söylenen MHP'li- lerin aradığını bulamayarak geri dön- düğünden söz ediliyor. "FZ" plakalı BMW'siyle tanınan Fatih Zorba'ıun ekibinin partiyi yönlendirmesine tep- kiler gizlenemese de, genel merkez gibi il binası, Çukobirlik ve Yüreğir, Ceyhan, Kozan'ın aralannda bulundu- ğu 8 belediye gücünü elinde tutan MHP'nin, Türk siyasi yaşamında "Baş- buğ"u (Alparslan Türfceş) ilk kez mil- letveküi çıkartan ilde her zaman cid- di bir tabam oldu. Örgütün çözülme emaresi göstermeyen yapısı bu seçim- de de etkili olacağa benzer. En politik listeye DYP'nin sahip ol- duğu konusunda herkes görüş birhğin- de. Adaylardan Halit Dagh ıle Durmuş Ali Demirdüzenin kırsal kesimden, Kazım Banşık' ın esnaftan, Ramazan Ağar'uı emekçi kesimden oy getire- ceğine ve partinin oylannı arttıraca- ğına kesin gözüyle bakılıyor. Mesut Yümaz'ın bile sıkıntıyla di- le getirdıği, partinin vurgun savlany- la anılması Adanalı seçmeni de etki- lemiş görünüyor. Partinin güçlü ada- mı, Anakent Belediye Başkam Aytaç Durakın henüz ANAP için çalışır- ken görülmemesi, müritlerine acaba el altından başka bir partiyi mi işaret ediyorkuşkusuna yol açıyor... Karde- şinin aday olduğu, kendisinin de eski partisi DYP mi, yoksa AKP mi? Bu- nu zaman gösterecek... ÇEAŞ (Çu- kurova Elektrik) ve Adanaspor'un "hâkimi mutlakı'' Uzan ailesinin yö- netimindekı Genç Partı ise Adana'da tambirfenomen... Seçimde alacağı so- nuç, boyutu ne olursa olsun sürpriz sa- yılmamah. DEHAP'ın oy potansiye- hne karşın, il barajını aşması bir baş- ka sürpriz olur Adana'da. Dertlerine çare olmayanları değiştirmekle övünen Uşaklılar, bunu 3 Kasım da bir kez daha gösterecekler Uşak, CHP'ye göz kırpıyor LJol geleneğin' güçlü olduğu kentte, CHP ön planda görünüyor. Partinin il başkanı TalatArca, "Seçtnen geçen seçimde bizi sınıfta bıraktı. Ama şimdi hazırlıklıyız. Insanlar da değerimizi anladıkları için sahip çıhyorlar" diye konuşuyor. Partililer ise ilin üç milletveküini de kazanacaklarını öne sürüyor. YUSUFÖZKAN Seçmen savıs 202.975 Mıiletvekılı sa>ısı i 1—7 -- ı»• ODP IP OBP MPAİt .WAJ> EMEP DT? YDP BBP 0P DSP FP CHP LDP BP MP DYP SIP HADEP MHP Panflere dığıhııu: - - - - Paralenn oy yüzdeler,: 1.1 «J7 e.16 M 1(^4 9JI 1.17 «.17 U 4 (U2 »M 121 11.17 0.M 0.0 0J6 1*.74 «12 ; u1 Î3J6 UŞAK «03 UŞAK - Ülke genelindeki geniş "kararsız'' seçmen kitlelerinin aksine, sol geleneğin güçlü olduğu Uşak'taki yurttaşlar, CHP ismini öne çı- kanyor. "tthal aday" sıkıntısınuı yoğunyaşan- dığı DYP'de, ilk sıraya "tarikatçılık'' suçlama- sıyla gözalüna alınan A\ı salAytaç'ın yerleştiril- mesi partiyi zora sokmuş. Kentte yapüğı miting- de umduğu ilgiyi göremeyen Ytecep Tayyip Er- doğan'ın AKP'si ise DYP ve ANAP'tan kaça- cak oylann peşinde... Uşak'ta görünüm, diğer illerden farksız... Eko- nomik krizin pençesinde, gün geçtikçe daha faz- la bunalan halk, vaat edilenlere inanmıyor. Se- çimlere az bir süre kalmasına karşın, parti il merkezleri ve seçim bürolannda, gün boyunca aynı simalar umutsuz yüzlerle beklerken, ben- zer durgunluk cadde ve sokaklarda da kendini gösteriyor. Konuştuğumuz yurttaşlar, hemen he- men benzer sözlerle sıkıntılannı yansırıyor "\^- tandaşta hal mi kakü ki seçime ilgi göstersin!" Uşak, tanmsal sana> \y e dayalı gehşmenin ön- cü kentlerinden. Ancak uygulanan politikalann tanm sektörüne verdiği zarar, Uşaklımn tercih- lerini gözden geçirmesine neden olmuş. "Pan- car üreticisinin ağzını bıçak açmıyor" manşe- tiyle çıkan 9 Ekim tarihli bır yerel gazetede, tab- lo "Pancar üretidsi, hem kota uygulaması hem de düşüktaban fiyatı nedenhie perişan. Üretici- ler, çaresizlikten çahşıyoriar'' diye özetleniyor. Uşak için yapılan bir başka yorum da, sağdu- yusunu sandığa yansıtabilen enderkentlerden bi- ri olması. Dertlerine çare olmayanlan değişti- rebihnekle övünen Uşaklılar, bunu 3 Kasım se- çimlerinde göstereceklerini söylüyorlar. 'İküdara yüriKüj1 yemeği Kentte bulunduğumuz ilk günün akşamı uğ- radığımız CHP il ve merkez ilçe tarafindan dü- zenlenen "iktklara yûrûyüş" yemeği, oldukça kalabalık ve coşkulu görüntüleriyle, sokaktaki- ne oranla farklı bir izlenim bırakıyor. Salonu dolduran 1500 kişi, sürekli attığı *^ç üç" sloga- myla CHP'nin Uşak'taki tüm millet\ekillikle- rirıi kazanacağına inanıyor. Görüştüğümüz CHP îl Başkanı Talat Arca da ilgiden oldukça hoş- nut. Uşak'ta eskiden beri önemli bir tabanlan ol- duğunu vurgulayan Arca, "Nasd öğrend sınıfta kahrsa, seçmen de geçen seçimde bizi sınıfta b\- rakn.Ama şimdi hazntkfayız. tnsanlarda değe- rimizi anladıklan için sahip çıkryorlar" diyor. Arca'ya göre, CHP'nin Uşak"ta iki milletveki- li garanti, üçüncüyü de zorlayacaklar... Emekli eğitimci Zeki Çiftçi de CHP'nin öne çıkacağına inananlardan. Geçen seçimde arka- sına aldığı rüzgârla iktidar olan DSP ve MHP'nin şansını yıtirdiğini savunan Çiftçi, CHP'nin 2 milletvekilliğini zorlayacağım, üçüncüsü için ise DYP ve AKP'nin kapışacağını söylüyor. Türkiye'nin birçok kentinde olduğu gibi Uşak'ta da ithal aday sıkıntısı yaşanıyor. Deniz Baykal'a yakınlığıyla bihnen ve onun isteğiyle Parti Meclisi'ne getirilen, ODTÜ öğretim üye- si Prof. Dr. Osman Coşkunoğtu'nun CHP'de ilk sıra adayı olması, örgütte az da olsa tepkiye ne- den olmuş. Partililer, 2. sıra adayı Fatma Özku- mur ve 3. sıradaki aday Esat Beylerce'ye hak- sızlık yapıldığı görüşündeler. DYP açısından en çok sıkıntıyı, MEB Yurt- dışı Eğitün Genel Müdürlüğü görevinden emek- ü AysalAytaç'ın kontenjandan ilk sıraya yerleş- nrilmesi oluşturuyor. 1986-1987'de Izmir Mil- li Eğitim Müdürü iken Fethullahçılann toplan- üsında gözaltına alınan Aytaç'a en çok tepkiyi eski il başkanı veteriner Hasan Erdoğan'ın ver- diği konuşuluyor. Partiyi zor günlerde sırtlayan Erdoğan'ınyerine Aytaç'ıngetirilmesi, ilde de küskünler hareketi oluşmasına neden olmuş. Siyaset bıkkınlan Uşakhlara göre, AKP'nin şansı düşük. Kente gelen RecepTa»i) Erdoğan'ı yaklaşık 1500-2000 binkişidinlemiş. Seçmen, Erdoğan'ın yasaklan- masıyla oylann DYP'ye kayacağı görüşünde. 18 Nisan 1999 seçimlerinde 2 milletveküi çı- karan DSP, 1 milletveküi çıkaran MHP ve ANAP, Uşak'ta da erime sürecinde. DSP'den aynlarak YTP'ye katılan milletveküi Hasan Özgöbek, bu seçimde de YTP'nin ilk sıra adayı. DSP'liler. çe- şitli toplantılar için karşılaştıklannda, Özgö- bek'e tepküerini iletmekten geri kalmıyorlar. Uşak'ta esnaf da üretici de sanayici de siya- setten bıkmış. Beyaz eşya mağazası çahşanı Yal- çın Çetinkaya, "ANAP'ın ada\ı Naci Yıldınm ça- hşkan biri ama baraj sorunundan ötürü parti- sinden kaybedhvr. Uşakh seçmen DVT'nin ada- yı Aytaç'ı tepeden indirümesi nedenhie kabul edemiyor. Aynı dunım CHP'nin adayı Prof. Dr. Osman Coşkunoğhı için de geçerü" diyor. Uşak'ta 3 Kasım öncesi gözlenen, CHP'nin geçen seçimde DSP'ye kaptırdığı oylann peşi- ne düşeceği, başta AKP ve DYP olmak üzere di- ğer sağ partilerin de pastadan pay kapmak için kıyasıya rekabet edeceği yönünde... YARIN: Kayseri ve samsun CUMARTESİ ATAOL BEHRAMOĞLU Bir "Onursal Doktona' Töreninden İzlenimler... On bin metrede uçuyorum. Bu tür yolculukiar- da genellikle olduğu gibi, önümde yine bir gaze- te yığını. Bizim magazin basınını ya bu tür yolcu- luklarda, ya da gazeteye uğradığımda topluca gö- rüyorum. İlk sayfaların başlıkları gece kulübü çıkı- şında bacağından vurulan bir şarkıcıyla ya da ay- nı nitelikte haberlerle ilgıli. Dünkü "onursal dokto- ra"töreninin haberi bir tek "Cumhuriyet"\r\ ilksay- fasında yer alıyor: "llhan Selçuk a Fahri Dokto- ra". Başlığın üstünde llhan Selçuk'un ve Istanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğ- lu'nun, her ikisi de akademik giysili, birlikte fotoğ- raflan... Başkaca gazetelerin ilk sayfalannda da, iç sayfalannda da 16 Ekim Çarşamba günü Istan- bul Üniversitesi Fen Fakültesi Ord. Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu'nda gerçekleşen törene ilişkin tek satır yok. Demek ki bin kişilik salonu tık- lım tıklım dolduran öğrenci ve bilim insanı toplu- luğunu birleştiren coşku ve bilinç, ilk sayfa başlık- larına çıkmak şurda dursun, bu ülkenin günde- minde iki satıriık bır haber olacak kadar da önem taşımıyor... Gerçekten öyle mi? • • • Prof. Alemdaroğlu, llhan Selçuk'u sunum konuş- masında ondan üç kez "bir büyüğümüz" nitele- mesiyle söz etti... Hemen önümdeki sırada oturan llhan Selçuk'a bakıyorum. özlü konuşmayı dikkat- le dinleyişinin dışında özel bir tepkisi yok. Az son- ra "onursal diploma"yı almak için sahneye çıktı- ğında salondan yükselen alkışlar karşısında da aynıdingin duruş... Sırtında "akademikcüppe"yle kürsüden yaptiğı konuşmasındaki ses tonu ve ilk sözler bir siyasal-kültürel konuşmanın başladığı- nı düşündürürken sözcükler bir Nasreddin Hoca fıkrasının ilk cümleleri oluyor. Ama izleyıci ilk izle- nımindeyanılmadığını hemen anlıyor... Busonde- rece ciddi, içerikli bir siyasal-küttürel konuşmadır... Kürsüdeki usta her bir sözcüğü tartarak, ölçerek, dengeleyerek, "aydınlanma" konulu "/fonfe/a:?s"ını bir söz ve düşünce şölenıne, alçakgönüllü fakat unutulmayacak bir derse dönüştürmeyi başarı- yor... O zaman sayın rektörün konuşmasında llhan Selçuk'a ilişkin nitelemenin nasıl iyi düşünülmüş, damıtılmış, özümsenmiş, nasıl haklı birdeğerlen- dirme ürünü olduğu, sanınm o salonda bulunan herkesçe, bir kez daha ve apaçık görülmüş olu- yor... ••• llhan Selçuk elli yıl önce Hukuk Fakültesi diplo- ması aldığı üniversitenın birsalonunda "onursal dok- tor" unvanıyla konuşmasını yaparken; "hayatın bütünselliği"nden, "anlann süreçlere ve zaman- lara dönüşmesi"nden söz ederken, her zamanki alışkanlığıyla, duygularını sesinin titreşimlerine, yü- zünün mimikleri ya da kollannın hareketine yan- sıtmamayı başanyor... Ama herkes bunun duygu dolu bir konuşma olduğunu ve elli yıl önce Nazizm- den kaçıp Türkiye'ye gelen ünlü Alman hoca, me- deni hukuk profesörü Şvartz'a ilişkin anekdotun; onun bir ders sırasında ve beklenmedik bir anda öğrencilere "Birzamanlarben de sizlergibi genç- tim..." demiş olmasının, bugün llhan Selçuk'un duygulannı dile getirdiöini hemen anlıyor... Konuş- madaki bir cümleyle "fnsan olmamızın özü aydın- lanmanın sağladığı bilinçtir..." Geride kalan yılla- nn ister istemez yaşartığı bir burukluk duygusuna karşın "hayatın bütünselliği"ni algılamak; yaşamı ışık dolu bir akılla, aydınlanarak ve aydınlatarak sür- dürmeyi başarmak da böyle bir bilincin sonucu ol- malı... • • • Konuşmasında llhan Selçuk, "irticayı Istanbul Üni- versitesi'nin kapısından içeri sokmadıklan" için üniversite yönetimine teşekkür borçlu olduğumu- zu söylüyor... 14 Ocak 1863'te Çemberlitaş'ta Nu- ri Efendi Konağı'nda eğitime başlayan 450 öğren- cili Darülfünun'un 1933'te Istanbul Üniversitesi'ne dönüşerek bugünkü konumuna ulaşmasının, geç- mişin birikimleriyle birlikte, Cumhuriyet'in ve Ata- tûrk'ün eseri otduğunun artını çiziyor... 16 Ekim Çar- şamba günü Istanbul Üniversitesi'ndeki doktora töreni, magazin medyamız, bu demektir ki ülke- mizdeki basılı ve görsel medyanın hemen hemen tümü bakımından "haber" değeri taşımıyor olsa da, üniversitenin tarihinde ve törene katılanlann yüreklerinde unutulmayacak yerini alıyor... ataol b@cumhuriyet.com.tr. Faks:(0212)513 85 95 T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ M Ü S E M GUZELSANATLAR FAKÜLTESİ YETENEK GELİŞTİRME PROGRAMLARI Yetenek Geliştirme Atolyeleri ve Desen Resim Atölyelerde açılacak programlar, uygulamalı çahşmalar yanında teorik dersler ve konuk Öğretim Üyelerinin katılımı ile desteklenmektedir. Atölyeler en az 10 kişi müracaat etmesi durumunda açılacaktır. RESİM ve DESEN ATOLYELERİ Ders Günleri: Salı - Perşembe 13:30-17:30,15:30-17:30 Müracaat: Güzel Sanatlar Fakültesi Adres: Acıbadem Kampüsü Tel:0 216 326 26 67-Dahilill6 N«. Bu if Mınnâfi OıncrMai DOner Stnmye IfletiMtı unfinduı «nlminit
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle