22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 EKİM 2002 PAZAR 14 Ufl. kuitur@cumhuriyet.com.tr Beyhan Murphy ile atölye çalışmalan ve 'Orman Çocuğu MowgW üzerine 'ansınsınırlannızorlamakOZLEM ALTUNOK Beyhan Murphy. Dansın sınırlannı zor- layarak Türidye'de yeni açılımlar sağlayan, sanat yönetmenliğini üstlendiği gösteriler- le birçok ilke imza atan önemli bir kore- ograf. Yeni sezonla birlikte Modern Dans Topluluğu'nım yöneticiliğinden aynlan Murphy, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Sanat Danışmanlığı'nın yanı sı- ra, Bilgi Üniversitesi'nde 'Oyuncularla Kinetik Laboratuvan' adlı bir atölye ça- lışmasına ve yeni bir yapıma başlıyor. - 'Oyuncularla KinetikLaboratuvan' dü- şüncesi nasıl oluştu? BEYHAN MURPHY-Bütün sahne sa- natlannın ortak tabanmı araştırmaktan büyük zevk aldım. Bir dansçının, bir oyun- cunun ya da şarkıcının, sahneye çıkan bu insanlann ortak tabanında ne var? Ge- nelde düşünsel, duygusal ve fiziksel be- denin birlikteliğiyle oluşur bu taban. Bu üç özelliğin uyum içinde olması gerekir. Bir dansçıda doğal olarak, daha çok fi- ziksel beden ön plandadır, yine de bir duygusal gerçekliği, uyanıklığı olmalı- dır. Oyuncuda entelektüel uyanıklık ve ki- şiye göre değışen duygu gerçekliği göze çarpar, ama bedensel anlatım ve duyarlı- lık hemen hemen yok gibidir. Çağdaş danstaysa bu alanda biraz daha ilerdeyiz. Öncelikle bunun bir sistem olarak kabul edilmesi, bu üç özelliğin uyum içinde ça- lıştınlması gerekiyor. Bedenini kullanan oyuncu aranıyor artık dünyada, oradan performans - art'a ve dansa bağlanan bir köprü bu. Artık Türkiye'de de bunu sağ- lamak için çalışmalar yapmak gerektiği- ni düşünüyorum. İnsana ayna tutmak... - Nasıl bir çahşma olacak? Uygulayaca- ğmız yöntemi anlaür mısınız? MURPHY - Ben Peter Brook'un tiyat- roda yaptıklannı dansta yapmaya çalışı- yorum. Eğitilmemiş beden detone bir mü- zik aleri gibidir. Melodi oradadır, fakat du- yamayız. O müzik aletini yeniden akort etmeye çalışacağız. Bunu da alıştırma- larla sağlayacağız. Hem bedensel hem de oyunculukla ilgili inançlann çözümlen- mesiyle, insanın kendini tanıması içın bir ayna tutacağız. O zaman zaten oyuncu olarak hangi yapay kimlikleri edindiğini, hangilerini kendi kaynağından bulduğu- nu görecek oyuncu. Benim işım de ken- di gerçek kimliğini kurması içın alıştır- malar yaptırmak olacak. - Sizce sanatçılar kendileriyle yüzkşme- ye ne kadar açık olacak? MURPHY - Akılh insanlar var bu ül- kede, ben de merakla bekliyorum onlan. Öyle deneyimli oyuncular gördüm ki ke- mikleşmiş olmalanna karşın açık ve ge- lişmeye yatkınlar. Katılım olursa arkası- nı getirmek başka boyutlara götürûr ve ka- lıcı değişimler yaşayabiliriz. 'Gençlerle Metlşlm *urabillrlz' - Yeni sezonda, yeni bir tasannız daha olduğunu büryoruz. Seyahatname'den son- ra bu kez de gençlerin yolculuğuna gözü- nüzü çevireceksiniz sanınm... MURPHY - Gençlere yönelik etkinlik- lerin pek fazla olmadığı bir yerde yaşıyo- ruz. Bugünün dünyasında genç olmak, çocukluktan koskoca bir dünyaya açıl- mak oldukça karmaşık. Yaşama açılan gençlerle hangı gereçlerle iletişim kura- biliriz, hangi eksende buluşabiliriz dü- şüncesinden yola çıkarak Rudyard Kip- Hng'in 'The Jungle Book'unu Orman Kitabı- (Orman Kıtabı - Orman Çocuğu Mowgli) uyarlıyoruz. Buradaki ormansa şehir, yani İstanbul olacak. Fantastik olay- lar gençlere çok çarpıcı geliyor, gerçek ol- madığını bildikleri halde etkileniyorlar. Mowgli, Osman olabilir, Ayşe olabilir. O kadar akıllıca yazılmış ki hayvanlar âle- minden insanlara göndermeler var, ora- daki karakterlerin hepsinin sosyolojik kar- şılıklannı bulabiliyoruz. Çocuğun peşin- deki kaplan uyuşturucu satıcılan, Mowg- li'yi tapınağa kaçınp yardrm edenler so- kak çocuklan olabilir mesela. Mowgh, or- mana mı, şehire mi ait olduğunu bilmiyor. Bu şehır ortamında da birtakım savaşlan, erdemleri kazanmanın, bir yere ait olma- nın zorluğunu yaşıyor gençler. Tiyatrocularla ortak çalışma - Yine bir çağdaş dans gösterisi mi bek- üyorbizi, yoksabu yapımlabirazdaha dans tiyatrosuna mı yaklaşacaksnuz? 'MURPHY - Devlet Opera ve Balesi ve MDT'nin de içinde olacağı, tiyatroculann da katılacağı ortak bir çalışma olacak. Or- kestrayı çok sevdığim bir şef, Naci Özgüç yönetecek. Evet, bir dans tiyatrosu olaca- ğını söyleyebihriz. tçinde yine multıvızyon, başka sürprizler, ilgınç aksesuarlar ola- cak, hareketli bir sahne yaratmaya çalışa- cağız. Müziklen ise, benim kaçınılmaz ruh rehberim Mercan Dede yapacak yine. (Atölye çalışmalan 18 - 19 - 20 Ekim, 25-26-27Ekim, 20-21 -22Aralık2002 ve 16-17- 18 Mayıs 2003 'te Bilgi Üni- versitesi'nde. Tel:'0212 293 50 10) M odern Dans Topluluğu'nun yöneticiliğinden aynlan Beyhan Murphy, Bilgi Üniversitesi'nde 'Oyuncularla Kinetik Laboratuvan' adlı bir atölye çalışmasına başlıyor. Sanatçı yeni sezonda, yaşama açılan gençlerle iletişim kurabilmek amacıyla Rudyard Kipling'in 'Orman Kitabı - Orman Çocuğu Mowgli'sini istanbul'a uyarlıyor. *Eğitümemiş beden detone bir müzik aleti gibidir" diyen Murphy, Peter Brook'un tiyatroda yaptıklannı dansta gerçekleştirmeye çahşryor. Uluslararası Megahit 2002 Akdeniz Şarkı Yarışması'nm birincisi Israil oldu Aspendos'ta balkan ezgileri Yanşma birincisi EyaJ Shachar HAVYAOKTAY ANTALYA-Antalya, Türkiye'nin Eurovision'u olmaya aday Uluslarası Megahit 20021. Akdeniz Şarkı Yanşması'na ev sahipliği yaptı. Eyilik Vakfı ve END Prodûksiyon tarafindan organize edilen Megahit 2002 1. Akdeniz Şarkı Yanşması'nda on ayn ülkenin profesyonel sanatçılan Aspendos Antik Tiyatrosu'nun tarih kokan ortamında şarkılanyla yanştı. Yanşmanın binncisi Israil'ı 'PuppetShovv' (Kukla Göstensi) adlı şarkıyla temsil eden Eyal Shachar, binncilık ödülü olan 5 bin dolan Dilek Sabancı'dan aldı. Megahit 2002 1. Akdeniz Şarkı Yanşması'nın ikıncisi Hırvatistan, üçüncüsü ise Türkiye olarak seçildi. Hırvatistan'ı Tm FaDing in to Dark' (Karanhğın içinde) adlı eserle Goran Karan, Türkiye'yi ise 'Bir Kez Daha' adlı şarkıyla Hüseyin Ozkıbç temsil etti. Antaİya Şehri Özel Jüri Ödülü, Mısır'ı temsil eden Donia Samir Ghanem'e verildi. Kısa adı FIDOF olan Uluslararası Müzik Festivallen Federasyonu ödülüne ise ülkemizı temsil eden Hüseyin Özkılıç layık görüldü. NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ yazcınrmz 1MRE KERTESZ'in 2002 Nobel Edebiyat Ödülü Macar yazar Imre Kertesz'e 'bireyin kırılgan yaşantısını, tarihin vahşiliğine ve keyfiliğine karşı destekleyen yapıtları için' verildi. Imre Kertesz, yazdıklannda insanlann toplumsal güçlere boyun eğmesinin gitgide karmaşıklaştığı bir çağda, bir birey olarak yaşamaya ve duşünmeye devam etmenin olanaklarını araştırıyor. Yapıtları yaşamını belirleyen en önemli olayın, Macar Yahudilerinin Naziler tarafindan kıyımı sırasında, yeniyetmelik çağında gönderildiği Auschvvitz Toplama Kampı'ndaki yıllar üzerine kurulmuştur. Kadersizlik, Imre Kertesz'tn başyapıtı. 'Ne zaman yeni bir roman yazmak ıstesem, aklıma Auschvvitz geliyor,' diyen Imre Kertesz'ın bu romanı yazıldığında Macaristan'da yayınlanması yasaklanmıştı. Kadersizlik te, 16 yaşında bir gencın Auschvvitz Toplama Kampı'nda geçirdiği günler ince bir mızah gözlüğüyle anlatılır. Imre Kertesz DOĞMAYACAK ÇOCUK 1ÇİN DUA YAYINLARI http ssv.v- tanvavırslan com e-posta va>ıne\n'acanyavınlan com 2. Dünya Savaşı'na ve faşizme tanıklık etmiş Auschvvitz'in çocuk kurbanlarından biriyken Hitler'in soykırımından sağ çıkmayı başarmış Yahudi bir Macar aydınının iç hesaplaşması. Onun dünyaya getirmeye reddettiği çocuk için okuduğu dua, öldürülen milyonlarca kişi için, doğmamış kuşaklar için ve bağnazlık ve kinle karalanan her bir yaşam için de bir ağıttır. A KBANK CAZ FESTİVAÜ Nils Petter veArto'nun MURATBEŞER Universal'den üçüncü albümü 'NP3'yi yayınlayan Norveçli caz trompetçisı Nils Petter Molvaer, CCR'de sahneye çıktı. Festival programmda altı kişilik kadrosu ile geleceği duyurulan Molvaer, sahnede basçısı Audun Erfier'den yoksundu ve kendisiyle beraber pikap. elektronikler, davul ve gitar oLmak üzere beş kişilik kadrosu ile cazı ölçülü, fakat elektroniği yoğun bir konser verdi. Özellikle gıtarcısı Ehind Aarset'in intergalaktik armosferli semavi pasajlan ile dikkat toplayan konser, ilginin yoğun olduğu akşamlardan biriydi. 12. Akbank Caz Festivali'nde gecenin ikinci konuğu Babylon'da sahne alan avangard gitarcı Arto Lindsay ve grubu oldu. sahne hareketleri ve psycho kişiliği ile Anthony Perkuıs'i ammsatan bu çizgi dışı müzisyen, Babylon'un alışılmış müdavimlerine alışık olmadıklan dakikalar yaşattı. Yumuşak ve Latin etkili vokal parçalannın aralanna yüksek titreşimli gürültüler monte eden Lindsay, kendisini ıyi tanıyan meraklılanna güzel bir konser akşamı hediye ettı. Özellikle 'Simply Are' adlı şarkı büyük ilgi gördü. Türkiye'den üçtemsfciAtina'da • Kültflr Servisi - Birleşmış Milletler 'in sahne sanatlan örgütü TTI - UNESCO'nun 14-20 Ekim tarihleri arasında Yunanıstan'ın başkenti Atina'da yapılacak olan Yirmi Dokuzuncu Dünya Kongresi'ne Türkiye'den üç temsilcinin, Tamer Levent. Turgut Akter ve Emre Erdem'in katılacağı bildirildı. Kurumun Türkiye Temsilciliği, daha önce yaptığı ve gazetemizde yayımlanan yazılı açıklamada, adı geçen toplantıya Türkiye'nin katılabilmesi için Kültür Bakanlığı tarafindan katıluncılann belırlenmesi yolunda gereken ilgiyi göremediklerinı, üç aydan uzun bir süre önce Kültür Bakanlığı yetkililerine başvuruda bulunduklannı, Türkiye'nin adı geçen kongreye tarihinde ilk kez kahlamamasının söz konusu olduğunu belirtmıştı. Bu haberden sonra, Kültür Bakanlığı'nın katılım karan verip katılımcılan belirlemesiyle, dünya kültür sanat gündeminde önemli bır yen olan toplantıda Türkiye de her yıl olduğu gibi yer alabilecek. Âdem heykeli parçalandı! • Kültür Servisi - Ünlü heykeltıraş Tullıo Lombardo'nun 15. yy'dan kalma 'Adem' heykeli pazar akşamı Metropolitan Sanat Müzesi'nde düşerek parçalandı. Paha bıçilemeyen mermer heykelin Ispanya'da bulunduğu yerin görüntüleri dün basına verilirken küratörler de heykelin parçalannı toplamaya devam ettiler. Incelemelenn devam etmesine rağmen herhangi bir vandalist saldın ızıne rastlanılmadı; heykelin büyük olasılıkla kendi kendine düştüğü sanılıyor. Yapılışı 1490-95 yıllan arası tarihlenen 'Âdem' heykeli 1936 yılında müzeye getirilmişti. Rönesansm ilk çıplak heykeli olarak antik Roma idealizmini izleyen heykel, dönemi için son derece önemli radikal bir tavnn da simgesiydi. Bosna'dan Ayşe Kıriiıfe öestek • Kültür Servisi- Ayşe Kulin, Kültür Bakanlığı tarafindan 15 Ekım'de Saraybosna Skedenja Fuar Merkezi'nde açılacak Bosna Kitap Fuan'na davet edildı. Fuar kapsamında Kulin, 15 Ekim'de Saraybosna, 16 Ekim'de Mostar Halk Tiyatrosu, 17 Ekim saat 12.00-13.30 arasında Tuzla Üniversitesi Kütüphanesi Türkçe Okuma Salonu ve saat 18.00'de Gracadas'da düzenlenecek imza günlerinde Bosnalı okurlanyla buluşacak. Bosna Kitap Fuan'na, 47. baskısma ulaşan 'Sevdalınka' adlı romanıyla katılacak olan Kulin, kıtabın Boşnakça baskısının satış gelirinin tamamını, savaştan zarar görmüş kadın ve çocuklann Bosna tuzla"daki sığınma evine bağışlayacak. Kanlı Pazar' ödüle doymuyor • Kültür Servisi - En iyi Ingiliz filmlerine adanmış bir festival olan Fransa'daki Dinard British Film Festival'de Paul Greengrass'm fihni Bloody Sunday (Kanh Pazar), Hitchcock d'Or (Altın Hitchcock) büyük ödülünün sahibi oldu. Tartışmalı Ingiliz drama-belgesel, ilk gösterildıği andan ıtibaren dünya çapında ödüle doymuyor. 1973'te Kuzey Irlanda'da yapılan ve 13 sivılin ölümüyle sonuçlanan gösteri yürüyüşünü öyküleyen fihn, daha önce Berlin'de Altın Ayı'nın ve Sundance'de de seyirci büyük ödülünün sahibi olmuştu. Jeunerden roman uyarlaması • Kültür Servisi - Amelie'nin yönetmeni Jean- Pıerre Jeunet, Sebastien Japrisot'un "Un Long Dimanche de Fiançailles' (Nişanlılann Bitmeyen Pazan) adlı romanını sınemaya uyarlamak üzere Warner Bros ile anlaştı. Çekımlerine gelecek yıl başlanacak olan filmin senaryosunu Jean-Pierre Jeunet ve Guillaume Laurant birlikte yazacaklar. îkili daha önce 'Amelie'nin senaryosunu da beraber yazmış ve 'Kayıp Çocuklar Kenti' üzerinde yine birlikte çalışmışlardı. 1991 yılında Grand Prix Interallie ödülünü alan romanda, 1. Dünya Savaşı sırasında âşık olduğu gençten haber alamayan genç bir kızın mücadelesi anlatılıyor. Belafonte, Povvell'ı suçladı • VVASHEVGTON (AA) - ABD'de kahpso müziğinin kralı olarak bilinen ünlü siyah şarkıcı Harry Belafonte. siyah Amerikan Dışişlen Baİcanı Colin Povvell'ı, ABD Başkanı George Bush'un politikalanna hizmet ederek 'ırkını satmakla' suçladı. San Diego'da bir radyo programuıda konuşan Belafonte, "Kölelık günlerinde bazı siyah köleler tarlalarda, az sayıdaki bırkaç köle de efendinin e\inde yaşardı. Beyaz efendilerine sadaİcatle hizmet eden bu kölelere, evde yaşama şansı tanınırdı. Colin Povvell da efendisi olan Bush'un evinde yaşama karşılığında ırkına ihanet edıyor. Efendisinin isteğıne bir saniye uymasa, hemen kapının önüne konulur" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle