Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 OCAK 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EJJvOlM OJV11 / ekonomi@cumhuriyet.com.tr
Bakan Akcan, müteahhit firmaya, 14 milyon marklık fazla ödeme yapıldığını söyledi
Galata'daacıitiraf• Bayındırlık ve
İskân Bakanı Akcan,
proje hatası nedeniyle
köprü inşaatını hatalı
yapan firmaya,
sözleşmeye aykın
olarak 14 milyon
marklık da fazla
ödeme yapıldığını
açıkladı. Bakan,
köprü inşaatımn,
proje aşamasından
beri bile bile yanlış
yürütüldüğünü,
danışman firmanın da
uyanda geç kaldığını
vurguladı.
BÜLENTSARIOĞLÜ
ANKARA - Bayındır-
lık ve İskân Bakaıu Ab-
dülkadirAkcan, Yeni Ga-
lata Köprüsü'ndeki tehli-
keli sorunun, başlangıç-
tan beri bilinen proje ha-
tasuıdan kaynaklanması-
mn yanı sıra müteahhit
firmaya da sözleşmeye
aykın olarak 14 milyon
mark dolayında haksız
ödeme yapıldığını açıkla-
dı. Akcan, müteahhit fir-
ma her türlü iyileştirmeyi
bedelsiz olarak yapmaz-
sa, ihaleyi başka firmaya
vereceğini ve bedelini
ödeteceğini bildirdi.
Bayındırlık ve İskân
Bakanı Abdülkadir Ak-
can, yeni Galata Köprü-
sü'ndeki sorunlar konu-
sunda DYP Manisa Mil-
letvekili Rıza Akçah'nın
soru önergesini yanıtladı.
Akcan'ın tartışmalı nok-
talarla ilgili açıklamalan
özetle şöyle:
^ Yapının, dinamik ve
Müteahhit fîrma yeni Gaiata Köprüsü'ndeki her tüıiü iyileştirme çataşmalannı
bedelsiz olarak gerçekleştirmezse ihak başka bir firmaya verilecek.
statik güvenilirliğinin mesı halinde, bu işler den yüzde 20 kesinti ya-
sağlanması için elden ge-
len gayret gösteriliyor.
Anlaşma hükümleri çer-
çevesinde, müteahhit fir-
ma, her türlü değişiklik,
ilave, takviye, iyileştirme
vb. hususlan, herhangi bır
bedel talep etmeden yap-
mayı ve bu nedenle can ve
mal emniyeti yönünden
doğabilecek her türlü so-
rumluluğu kabul etmiştir.
• Kesin kabul aşama-
smda. çelik baskül kanat-
lannın da gerekmesi ha-
linde yapılacak ilave ona-
nm, tadilat ve güçlendir-
me işleri de kabul eksiği
olarak mütalaa edilerek
bu ünalatlar tamamlan-
madıkça kesın kabul tuta-
nağı tasdik edilmeyecek-
tir. Müteahhit, bu işleri
bedelsiz yapmayı taahhüt
ettiğınden bu yükümlülü-
ğünü yerine getirmek zo-
rundadır. Müteahhit fir-
manın bundan imtina et-
konsorsiyum nam ve he-
sabına idarece yaptınla-
rak tahakkuk eden bede-
lin konsorsiyumdan hük-
men tahsili yoluna gidile-
cektir.
Işin hiçbir şekilde risk-
li bir durumda bırakılma-
sına meydan verılmesi
söz konusu değildir
^ Müteahhide, sözleş-
meye aykın olarak yapıl-
mış ve yargı karanyla ke-
sınleşen fazla ödeme mik-
tan 14 milyon marktır. Bu
sebeple, müteahhitten 10
milyon mark tutarındaki
bir kefalet ve 5 milyon
mark karşıhğı taşınmaz
ipoteği idareye sunulma-
sı temin ediüniştir.
Aynca müfettişlerce
hazırlanan inceleme rapo-
runa göre, yargıya giden
ve gelecekte kesinleşme-
si muhtemel devlet ala-
caklan karşıhğı olarak da
müteahhit hakedişlerin-
pılıyor. Devletin alacakla-
n güvenceye alınmıştır.
Bakan Akcan, danış-
man firmanın istemi ol-
masına karşuı proje onay-
lanmadan önce neden de-
ney yaptınlmadığı konu-
sunda ise danışman fir-
mayı suçladı.
Danışman geç kakh
Akcan. "Danışman fir-
manın,bocalannön rapo-
runda bdirtildiği gibi işin
başmdaprojeterinyapımı
aşamasında tasannuı kri-
ter ve esaslannın tespitin-
de dinamikmodeOeme ya-
pümasını öncelikli şart
olarak gündeme getirme-
si gerekirdl Köprü hasar
görüp bu hale geldikten
sonra böyle bir talepte bu-
luıunasuun pratikte bir
değeri yok. Bu, idareyi de
büyük risk ve mali külfet
alüna sokardı" dedi.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA
11 Eylür Rusya'nın Batfyla Bütünleşme Sürecini Hclandıpdı
Rusya'nın, 11 Eylül sarsıntısı yarat-
tığı krizin olanaklanndan. Batı'ylada-
ha ileri düzeyde bir bütünleşme için
faydalanmaya çalıştığı görülüyor. An-
cak bu saptamaya karşı ıkı uyan ya-
pılabılir: Bırındsi Putin'in bu politika-
sı taktik bir adım olabılir. Rusya, kısa
dönemde Batı'yla birlikte yürürken
uzun dönemde toparlanarak eski sü-
per güç konumunu yeniden kazana-
bılır. Ikincısı, Stratfor'un işaret ettiği
gibi "Rusya bu yakiaşımından iste-
diklerinıeldeedemezse, 180derece-
lik bir dönüş yaparak karşıt biryöne
gidebilir". Ornegin bir ABD ordu ya-
yın organı olan Parameters'ın bir bir
olasılık olarak gündeme getirdiği, bir
Rusya-Hindistan-Çin stratejik ittifakı
yeni bir soğuk savaşa neden olabilir
(2001-2002-Kış). Nrtekim, geçen haf-
ta, The Moscow Times'ta bir yorum
da "11 Eylül saldınlanndan sonra
başlayan balayı bitti. ABD ve Rus-
ya arasındaki birçok alanda ger-
ginliğin yeniden artmaya başladığı
görijlüyor" diyordu.
Ben, Rusya'nın önümüzdeki dö-
nende, yüzünü Batı'dan başka bir
yöne çevirmesinin önünde ikı büyük
enjel olduğunu düşünüyorum. Birin-
cis, 1989dan bu yanayaşanan ge-
lişnelerin etkısıyle gelinen noktada,
Rusya'nın uluslararası işbölümü
içindeki yeni yeri. Ikincisi, bu süre-
cebağlı olarak Rusya'da yeniden bi-
çinlenen yönetici sınıfın artık iyice be-
lirgnleşen tercihleri. Rusya uzerine
hesap yaparken bunu da göze almak-
ta ayda var. Tabiı, tüm bunlar Rusya
ile ABD veyaAvrupa arasında bundan
bö/le sürtüşmelenn, siyasi krızlerin
hiçolmayacağı anlamına gelmiyor.
11 Eylül süreci
Putin. 11 Eylül saldınsından sonra
Bısh'u ilk arayan liderler arasınday-
dı.3ush'a terorizme karşı savaşta iş-
binği yapmaya hazır olduğunu bildir-
di, 22 Eylül'de, Rusya'nın, terorizme
kaşı oluşan "koalrsyona kablmak-
tar başka seçeneği olmadığını"
aç<ladı. Rusya hava sahasını da in-
sa-
ı amaçlı uçuşlar için ABD uçakla-
rırti açacak, Afganistan'a ılişkın geç-
me deneyimlerini, elindeki istihbara-
tı /3D ile paylaşacaktı. Bugüne kadar
he fırsatta ABD'yi eleştiren, faşist
VUdimir Jirinovski de 13 Aralık'ta,
AED'nin Antibalistik Füze Aniaşma-
sı'dan tek taraflı olarak çekıldiğini
Rısya'ya resmen bildırdıği gün, par-
tisnin programından Batı'ya yönelik
tün eleştirilen çıkardı. Putin, "Was-
riirgton'ın karan Rusya'nın güven-
liğni etkilemez" derken Jirinovski,
AiD' nin anlaşmadan tek taraflı olarak
çeilmeye hakkı olduğuna işaret et-
m«le yetındı (Stratfor 14.12.01). Ji-
rirtvski'nin tutumu Rus yönetici sını-
fının neoliberal eğilimler taşımayan,
millryetçi kesimi arasındaki yeni Batı
yanlısı havayı çok iyi yansıtıyor, And-
rei Piontovvsky'nın Russia Jour-
nal'da vurguladığı gibi, Putin'in ön-
derlığinde, yönetici elitin gözünü Ba-
tı'ya çevırdiğinı gosterıyordu
(27.12.01). Bu bağlamda, Washing-
ton Ouarterly de Celesta VVallen-
der de Gorbaçev'in "Yeni Düşünce"
olarak bilinen, Batı'ya dönuk dış po-
litika prensiplerinın gen geldiğını dü-
şünüyordu (Kış 2002).
Batı (ABD), Rusya'nın yaklaşımına,
Çeçenistan konusunda tutumunu
değiştirerek ve Rusya'nın Dünya Ti-
caret örgütü'ne katılma sürecini des-
tekleyerek cevap verdı. NATO da 5.
Maddeyi harekete geçırerek Rus-
ya'ya karşı bir savunma örgütü ol-
maktan, tüm dünyayı kapsayan bir
ortak güvenlik orgütüne (küresel ka-
pitalizmi koruyan birsüper-emperya-
iist örgüte) dönüşmeye başlamıştı.
Tüm bunlar, Le Monde Oiplomati-
que'teki bir yoruma göre bu ulusla-
rarası krizi kendi siyasi çıkan için kul-
lanmaya çalışan, gelecekte Avrupa
Biriiği'yle bütünleşmeyi, NATO'ya ka-
tılmayı amaçlayan Rusya için önem-
li gelışmelerdı (Ekim 2001). Diğerta-
raftan, kimi gözlemcilere göre Rusya
Batı ittifakına katılarak Ortadoğu'da-
ki geleneksel ilişkilerini tehlikeye atı-
yordu. Halbuki, Rusya'nın uluslarara-
sı işbölümü içindeki yeni yeri, Orta-
doğu'daki geleneksel ilişkileriyle za-
ten çelişmeye başlamıştı.
Rusya'nın değişen
ekonomisi
Solzhenitzin "Yettsin döneminin
bir sonucu olarak devletimizin bü-
tün temel sektörleri, ekonomik,
kültürel ve ahlaki yaşamımız talan
edildi" dıye yakınıyordu önceki yıl
(The Nation 25.12.2000). Ancak yı-
kım reform surecınin tek sonucu ol-
saydı 1998 krizinden sonra toparlan-
maya başlayan Rusya'nın bir gün es-
ki konumuna dönebileceği söylene-
bilırdi. Ama, bu yıkım aynı zamanda
Rusya'nın uluslararası işbölümü için-
deki yerini dedeğıştirmişti. Rusya Bi-
limler Akademisinden Dr. Dimrtri
Glinski- Vassiliev'ın bir çalışmasın-
da işaret ettiği gibi, Rusya, dün sana-
yı mallan. uretim aletleri üreten. bun-
ları da gelışmekte olan ülkelere ihraç
eden birülkeyken, bugün, doğal kay-
naklanndan elde ettiği ürünleri ihraç
eden, istikrarsız bir "yan- çevre ülke-
si" konumuna gelmiştı (Sanayi ürün-
leri ihracatının büyük bır çoğunluğu-
nu artık silah sistemleri oluşturuyor-
E.Y.). Bugün Rusya'nın ihracatının
yüzde 85'i hammaddelerden oluşu-
yor, daha önce kendi ürettiği yüksek
katma değer içerikli sanayi mallannı
da artık ithal ediyordu. SSCB döne-
minde kendine yeterli bir besin eko-
nomisine sahip Rusya, 1990'ların so-
nunda iç piyasadaki besin mallannın
yüzde 50'sini ithal eder duruma gel-
mışti. Rusya'nın ihracatı ıçinde petrol
en önemli kalemdi. Suudi Arabis-
tan'dan sonra en büyük petrol ıhra-
catçısı olan Rusya'nın dünya petrol
piyasasındaki payı yüzde 10'u geçi-
yordu. Tüm bu nedenlerden dolayı,
Rusya'nın uluslararası işbölümü için-
deki yeri (Batı'ya bağımlı) artık Suudi
Arabistan'ınkine benziyordu.
Diğer taraftan bu ekonomik büyü-
mesıni finanse etmek için grttikçe da-
ha çok petrol ihraç etmek zorunda ol-
rnası Rusya'yı dünya pıyasasında dı-
ğer petrol üretici ülkelerle özellıkle de
OPEC'le karşı karşıya getirmış, OPEC
ile rekabet, Rusya'nın dış ticaret po-
Iftikasında büyük önem kazanmıştı.
Rusya, uretim ve ihracat kapasitesini
süreklı arttınyor ve OPEC'İ gıderek bir
çöküşe suruklüyordu. (Stratfor
16.01.02). OPEC'inetkısızleşmesı ıse
önümüzdeki dönemde petrol fiyatla-
nnın düşük düzeyini koruması, bu ara-
da OPEC ülkelerinin siyasi istikrarının
daha da bozulması anlamına gele-
cekti. Glınski-Vassiliev, Rus yönetici
sınıfının bu yeni rekabet ortamına uy-
gun bır dili "medeniyetler çatışma-
sı" söylemini hemen benimsedikleri-
ne. bir ABD müdahalesi sonucunda
Ortadoğu petrollerinin bir kısmı dev-
reden çıkarsa Rusya'nın bu boşluğu
doldurup doldurmayacağını tartışma-
ya başladıklarına işaret ediyor (aynca
bkz: www.rusenergi.com/eng-
lish.asp).
Diğer taraftan bir hammadde (pet-
rol) ihracatçısı olarak Rusya'nın bu
mallann fiyatlannın artmasından, bu
mallan üreten bölgelerde, fiyatları art-
tıran kanşıklıklardan faydalanacağını
söyleyebiliriz. Bu bölgesel kanşıklık-
ların Rusya'nın bir diğer ihracat malı-
na, silah sistemlerine de talebi arttıra-
cağını da... Gerçekten de Rusya'yla
Sudan arasındaki yeni ilişkılerin gös-
terdiği gibi, bu ikı malın birbirinin ihra-
catını destekleyen bir özelliği de var.
Rusya, Sudan'daki petrol rezervlerini
işleyecek, Sudan da buna karşılık
Rusya'dan silah satın alacak (Strat-
for 22.01.02)
Özetlersek, önümüzdeki süreçte
egemen eğilimın, Rusya'nın Batı'yla
giderek daha fazla entegre olması,
dikkatini Batı'nın petrol/enerji piyasa-
ları üzerinde yoğunlaştırması yönün-
de olacağını söyleyebiliriz. 11 Ey-
lül'den bu yana Rusya'da çok kırtup-
luluk tartşmasının daha az, küre-
selleşme soylemıninse daha çok du-
yulmaya başlamasının (Le Monde
Diplomatique) nedeni de bu olsa
gerek.
Yanıtlar tatmin etmedi
Bakan Akcan 'a
yeni sorular
FATMA KOŞAR
Bakan Abdüladir Akcan'ın açıklamalan, yeni sorulan
da gündeme getirdi. 24 Ocak'ta Manisa Milletvekili Rıza
Akçah'nın yeniden yönelttiği ve kamuoyunun merak
ettiği sorular özetle şöyle:
- Müteahhit 14 Haziran 2000 tanhli anlaşmadaki
sorumluluklan yüklenemeyeceğini, anlaşmadan hemen
sonra yazıh olaıak beyan etmiştir. Bu durumda, neden
şartlı tasdik ortadan kalktığı halde tahkikleri
yaptırmayarak işin sonunda yapbrma mecburiyetinde
kaldınız?
• Fazla ödemeler niçin hâlâ tahsil edilmemiştir? Işi
tamamlatmak için hak edişlerden yüzde 20 kesintiye
gidildi. Bu biçimde elde edilen para miktan ne kadardır?
• Karayollan Genel Müdürlüğü bu kesintinin bir kısmını
iade etmiş ve yeni hak edişlerden kesinti yapmaktan
vazgeçmiş midir? Bunun nedenini izah ediniz?
• Eksik ve kusurlu işlerin giderilmemesi durumunda 63.
ve 64. maddeler uygulanarak müteahhit nam ve hesabma
işin tamamlatilacağı ifade edilmişse de müteahhidin işi
geciktirmesi ve özellikle tamirle ilgili önerileri
uygulamayacağını açıkça yazıh olarak söylemiş
olmasına rağmen neden sözleşmenin ilgih maddeleri
uygulanmamış, zaman kaybı ve kamu zaranna neden
olunmuştur?
• Haliç'teki tersaneler Karayollan aleyhine tazminat
davası acmış olmasına ragnieo neden Karayollan — -
müteahhide dava açmamaktadır?
• Asfalt, neden kusurlu işler kapsamından çıkanlmıştır?
• Müteahhidin tamiri yapmaya razı ohnası bu dolaylı
ödemelerle mi gerçekleşti?
• Raylı sistemi idarece kapsamdan çıkanlınca 1998
protokolünde yer alan 5 milyon maıîc ipotek ile 10
milyon marklık kefalet hukuken nasıl nakde
dönüştürülecektir?
• Yanıtta müşavir firmanın dinamik model araştırmasını
işin başmda istemediği beürtilmekte. Söz konusu
firmanın 1991 'de talepte bulunduğu doğru mudur?
• tTÜ raporunda teknik olarak tespit edilen köprünün
"rezonans bölgesinde* olduğu gerçeği görüşmeler ve
ortak toplantılarla ortadan kaldınlabilecek midir? Nasd?
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Halkçılığa Yapılan Haksızlık
Son haftalarda sol üzerine ilginç
yorumlar yapılıyor. Özellikle sosyal
demokrasiyi ele alan yazılarda,
bizdeki solun başlıca çıkmazları
arasında, devlet ile etkileşim, halkçılık
ve seçkincilik üzerinde duruluyor.
Halkçılık konusu irdelenirken bu
kavramın, Batı'da da sağ partilerin
düşuncesi olduğu ya da buna koşut
olarak sol ile bir ilişkistnin bulun-
madığı vurgulandı. Siyasal anlam-
da devlet-sol ilişkisi ve seçkincilik
aynca ele alınabilir; tartışılabilir. An-
cak, o yorumlarda, halkçılık,
kanımca, tarihsel evrimine
bakılmadığından çok büyük bir
haksızlığa uğruyor.
Halkçılık kavramının, Çariık önce-
si Rusya'daki sosyalizm tartışmalan
içindeki yeri ve solun bir öğesi olarak
doğuşu ve etkileri bir tarafa, Avru-
pa'da, iki dünya savaşı arası
dönemde faşizme karşı savaşımlar,
halk cephesi adım taşır. özellikle
Fransa ve Ispanya'da değişik
görüşleri savunan solcu gruplar bu
ad altında toplanmışlardır. Aynı du-
rum başta Latın Amerika olmak üzere
gelişmekte olan ülkelerde de geçer-
li olmuştur; bunun en çok bilinen
örneği, Şilı'deki S. Allende'nin
öncülük ettiği Halk Cephesi hareke-
tidır. Bu nedenle, son yıllarda kimi
Avrupa ülkelerinde aşırı sağın parti-
lerinin halk adını taşımalan, halkçılık
kavramının solla ilişkisinin bulun-
madığı gibi bir sonuca olanak ver-
mez.
• • •
Gelelim asıl konumuz olan
Türkiye'ye. Halkçılık konusunda
CHP'ye düşünsel kaynaklık eden ilk
adım, Mustafa Kemalin jmzasryla,
23 Nisan'dan hemen sonra, 13 Eylül
1920 günü, Meclis'e sunulan
Halkçılık Programı'dır. Aynı gün-
lerde, Yunus Nadi, o tarihtekı
gazetesi Yenigün'de, bir grup mil-
letvekilinin oluşturduğu Halk Zümre-
si'nin Programı'nı yayımlar. Bu Pro-
gramı "Bizim sermayemiz emektir"
diye başlıyor. Mustafa Kemal'in
Meclis'e sunduğu program,
Yenigün'de yayımlanan programın
bir "benzeridir". (Doğan Avcıoğlu,
Milli Kurtuluş Tarihi, 2 s. 474-75).
Mustafa Kemal, halkçılığın temel
ilkelerini, Hükümet Programı'nın ilk
dört maddesi olarak şöyle belirtiyor:
Meclis Hükümeti;
1. Halkın yaşam ve bağımsızlığını
kurtanvayı tek amaç bilir. 2. Bu
amaca, halkı, emperyalizm ve kapi-
talizmin zorba egemenliğinden ve
zulmünden kurtararak yönetim ve
egemenliğin gerçek sahibı kılmakla
erişileceğine inanır. 3. ...Orduyu
güçlendirmeyi ve onu milletin
bagımsızlığının dayanağı saymayı
görev bilir ve 4. Halkın sefalet ne-
denlerini kaldırmayı, refah vemutlu-
luğunu sağlamayı temel ılke bilir.
Bunun için toprak, eğitim, adalet,
maliye, ekonomi... konular(ın)da
çağın koşullanna ve halkın gerçek
ihtiyaçlarına göre gereken ye-
nileşmeleri ve kurumları meydana
getirmeyi başlıca görev sayar...
Bu ilkelerin sol ıçeriği, ek bir yorum
gerektirmeyecek kadar açıktır. Ege-
menliğin gerçek kaynagının halk
olduğu, o günun koşullannda, çok
önemli bir adımdır. Daha da önemlisi
halkçılığın, özünde, günümüz
sosyal demokrasısınin temeli sayılan
eşfUik ilkesine dayandığıdır.
Kurtuluş Savaşı öncesinde
görülen Halka Doğru hareketinin
öncusü olan Ziya Gökalp, Kurtuluş
Savaşı günlerinde yazdığı bir yazıda
"sosyal adalet" deyiminı kullanıyor;
"herkese fırsat eşitliği tanınmasınr
istiyor. Gökalp'e göre "halkçılığın en
büyük ödevı" ınsanlar arasındaki
"yapay eşitsizlikleri ortadan
kaldırmaktır...
Hiçbir çocuk yaşamının ilk
çağlannda sûtsüz.. ikinci döneminde
okulsuz ve eğitimsiz kalmamalıdır.
Kim bilir fakir çocuklar arasında
ilerde bir dâhı olmak yeteneğinde
nice yetenekli bireyler vardır... Zeki
bireyleri rençpertik eden, geri zekâlı
bireylehen önemli kurumlann başına
geçen bir toplum, hiç uygaıiıkta ve
düzenlilikte yükselebilir mi?"
(Avcıoğlu. a.g.e., s. 465).
Bu güçlü yaklaşımlar ve onları
benimseyen halk, Cumhuriyet'in ilk
on yıllannda egemen olan parasız
yatlı eğitim uygulamasını yaratmış
ve ülkenin insan gücünün gelişmesi-
ni sağlamıştır.
•••
Türkiye sosyal demokrasisi, bu
toplumun geçmiş tarihsel ve küttürel
birikimlerinden yararlanmayı ve özel-
likle de bunları günümüzün
koşullanna uyariamayi bilmelidir.
Bu bağlamda, alçakça
öldürülüşünün 9. yılında, Uğur
Mumcu'nun "Vurulduk ey halkım
unutma bızi" sözleri, ayn bir anlam
kazanıyor.
yakup@metu.edu.tr
- m natlons
Get the spiri
of tomorrovv
Information Technology
Telecommunications
Softvvare Ek Services
The uvorld's leading event.
www.cebit.de
Ek failgı için başvuru: Har.nover-Messe ınterriü ,., „ .. ^. ^> ..,.,-,ıa.oı<!3 ( « « u
d3G90üu"iuşsuyu~lstanbı.ı Tel 0212 244 37 90^249 67 79 Fax-0212 245 36 03
Seyahat ve konaklama bilgileri için: H A ^ı"=--i Naklıyat ve Seyahat A S Ke-ieraltı Cad Adahan No 87 89 Kai 2 Karakov - Istanbül
Fei 0212 252 61 65 Fax: 0212 252 61 69
Inonii Cad Ongan Apt No. 53/8