25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3AYFA CUMHURİYET 28 OCAK 2002 PAZARTESİ HABERLER MGK'nîn gündemi Mürtçe • ANKARA (Cumhuriyet Sürosa) - Milli Güvenlik Curuhı(MGK).2OO2 -Tİının ilk toplantısını rumhurbaskanı Ahmet ^ecdet Sezer »aşkanlığında yann -.apacak. Çankaya Cöşkü'nde saat 09.30'da »aşlayacak toplanfıda, Kürtçe eğitım" eylemleri iaşta olmak üzere önemli ç ve dış gelişmeler masaya ^atınlacak. Kurulun iç fövenJJde ilgiJi tölümünde teror örgütü IKK'nin geliştirdiği yeni srateji ve bu çerçevede görülen Kürtçe eğıtim içın dJekçe eylemleri ele alınacak. Yaşhlara ve basına indirim • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Anakent Belediye Başkaıu Melih Gökçek, yaşlı kartı olanlar ile San Basın Kartı sahiplerinin. 5 milyon liraya alacaklan bandrolle, yıl boyunca otobüslerde başka ücret ödemeyeceklerini bildirdi. Gökçek. yaşlılann ve basın mensuplannın bugünden itibaren bandrollen gişelerden alabileceklerini kaydetti. Yasa nedeniyle hükümeti suçlayan Gökçek, öğretmen ve özürlülerin de indirimli taşınabilmesi için çahşacaklannı belirtti. AKP tüptiansız üye arıyor • ANKARA (ANKA)- AKP Genel Başkaıu Recep Tayyip Erdoğan, davetli olarak gittiği ABD zıyareti öncesinde kurmaylanna, bir süredir kuruluş çalışmalan süren partisinin gençlik ve kadın kollannın başkan ve yönetim organlanna atanacak ismlerin nitelikleri hakkında mesajlar verdi. Erdoğan, partisinin kadın kollannın başına türbansız bir başkan getirilmesini istedi. Parti yöneticilen de türbansız bir başkan adayı aramaya başladılar. Deniz Baykal nikâh tanığı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Başkanı Denız Baykal, Çankaya Belediyesi tarafından evlendırüen 4 yoksul çıtftin nikâh tanıklığını yaptı. Nikâhlar, dün akşam ATO'nun özel nikâh kokteylinin ardından gerçekleştirildi. Baykal, tesislere verilen ve "îkiz Kuleler" anlamına gelen "T\vin Towers" adının 11 Eylül saldınlannı anımsatmasından ötûrü iyi bir isim olmadığnı belirterek "Bunlara güzel bir isim bulalun" dedi. Konuk ve 3 kişi tutuklandı • DİYARBAKIR / SÜRT (Cumhuriyet) - Şırnak'ın Silopi ilçesinde 25 Ocak 2001'dejandarma karakoluna girdikten sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan HADEP'li Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in ailelerine soruşturmadan vazgeçmeleri yönünde savcılıkça baskı yapıldığı ileri süruldü. Siirt'te kayıplarla ilgili basın açıklaması yapmak ısterken gözaltına ahnan ve aralannda HADEP II Başkanı Ahmet Konuk'un da bulunduğu 4 kişi tutuklandı. Açıklama • Gazetemizde 25 Ocak 20O2'de yayımlanan "Medeni Yasa yeniden değişıyor" başlıklı haberle ılgiL olarak Adalet Bakanı Hikznet Sami Tiirk yazılı bir açıklama gönderdi. Bakan Türk'ün açıklaması şöyle: Türk Medeni Kanunu'nun YörÛTİüğü ve Uygnlama $eki Hakkında Kanun'un 10. maddesinde değişiklik rapılması konusunda bakanlığımızca herhangi bir osan hazırlanmış ve Başbakanlık'a gönderümiş değıldır." İGDAŞ'ın 205 milyar liralık resim, şiir ve kompozisyon yanşması Dünyanın enpahalı şiiriBARIŞDOSTER Ekonomik kriz miryonlarca yurttaşı işsiz bırakıp hükümet tasarruf genelgeleriyle harcamalan azaltmaya çalışırken 500 trilyon lira borcu bulunan ve yüksek doğalgaz faruralanyla bilinen İGDAŞ'ın, 205 milyar liralık resim, şiir ve kompozisyon yanşması düzenlediği ortaya çıktı. İGDAŞ'ın, 11 Ocak 2001 tarihinde toplanan yönetim kurulu, şirket tarafından 1994/95 eğitım öğrerim yılında başlatılan ve geleneksel hale getirilmeye çahşılan resim ve kompozisyon yanşmasının düzenlenmesi için. ihale yapılmasına karar verdi. 2000-2001 yıh resim, şiir ve kompozisyon yanşmasının muhammen bedeli, 205 milyar lira olarak belirlenerek ihaleye çıkıldı. Yönetim kurulu, Art Radıkal RekJam Bilgi Inş. San., Ajans A Asya Iletişim Turizm Organizasyon Otomotiv ve Sosyal Hizmetler San., Beyaz Reklam Tan. ve Org., Pusula Dış Tic. Basuı, Yayın ve Pazarlama ile Neomedya Basın Yayın Ajans Turizm isimli 5 ayn firmanın ihaleye davet edilmesini kararlaştırdı. IGDAŞ yetkilileri, ihaleyi kazanan ve 17 Ekim 1997 tarihli Türkiye Ticaret Sicili gazetesine, Medya Basın Yayın Ajans Turizm Ticaret Limitet Şirketi olarak kaydolan Neomedya Şirketi'nin, birkaç ay önce kapandığını söylediler. Yönetim kurulunun aynı toplantısında aynca, 25-28 Ocak 2001 tarihlerınde Atina'da yapılacak olan Akdeniz Gaz Kongresi'ne 9 kişinin gönderilmesi, bu kişilere gerekli ödeneğin verilmesi kararlaştınldı. Kongreye, yönetim kurulu başkanvekili Hüseyin Akay. yönetim kurulu üyesi Nevzat Pakdfl. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanı Mehmet Taşdiken. Genel Müdür Necdet AraL Teknik Destek Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Toprak, Yatınmlar Genel Müdür Yardımcısı Serdar Taflan. Mukavele ve Kesın Hesap Müdürü Peyami Başkaraca, Yapım Kontrol Müdürü Adem Yıkhnm. Teknik Işler ve Onanm Müdürü Nevzat Şabroğhı gönderildiler. Müfettisler devrede 'Deprem vanası' incelemesi ECEVtTKILIÇ Olası bir depreme karşı. İGDAŞ'ın. depreme duyarlı doğalgaz vanalannı yurtdışuıdan getirterek yandaşı şirket- lere 900 trilyon lira aktaracağı iddiala- n üzerine îçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri konuyla ilgili inceleme başlattı. Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesı ZekiArslan da gazın güvenliğinin sağlanmasuıın ÎG- DAŞ'ın görevi olduğunu belirterek tG- DAŞ'ın bu hizmeti abonelere ücretsiz olarak vermesi gerektiğini vurguladı. 17 Ağustos Marmara ve 12 Kasım Düzce depremlerinin ardından IGDAŞ, yeni abonelere "deprem vanası" tak- mazorunluluğu getiriyor. Eski abone- lerin de belli bir ücret karşılığı öde- mek koşuluyla iki yıl içerisinde vana- lan taktırması gerekiyor. Titreşime du- yarlı olan deprem vanalarının maliye- ti doğalgaz borusunun çapına göre 800- 1000 dolar arasında değişiyor. Depreme duyarlı doğalgaz vanalany- la ilgili proje tamamlandı. IGDAŞ ise onay verdiği belli şirketlere bu vana- lan yurtdışından getirtecek. IGDAŞ yetkilileri önümüzdeki günlerde bu deprem vanalannnı hangi şirketlerden alınabileceğini açıklayacak. Onay bdgelerini Fuat Şengül im- zaladı IGDAŞ, bugüne dek Datakom, Sis- mik ve Duyar firmalannın deprem va- nası getirmesine onay verdi. Bu onay belgelerinin altında yolsuzluk iddıala- n üzenne tutuklanan eski tGDAŞ Ge- nel Müdürü Fuat Şengül'ün imzası bu- lunuyor. IGDAŞ daha önce Ataköy, Bakır- köy, Üsküdar ve Kadıköy'deİd bin ka- mu kuruluşuna deneme amacıyla üc- retsiz olarak deprem vanası taktı. Bu deprem vanalan da Duyar firmastn- dan aluıdı. Ancak bu firmanın ulusla- rarası standartlara uygun ohnadığı be- lirtildi. İGDAŞ'ın deprem vanalan ara- cılığıyla onay vereceği yandaş şirket- lere yaklaşık 900 trilyon lira aktaraca- ğı iddia edildi. Bu iddialar üzerine istanbul Büyük- şehir Belediyesi ve bağh kuruluşlarda- ki yolsuzluklan araştıran Içışleri Bakan- lığı Mülkiye Müfettişleri inceleme baş- lattı. Anadilde eğitim protestosu SADİTEKELİOĞLU KOPENKAG-Danimarka'dageçen ka- sım ayında göreve başlayan yeni hüküme- te ilk kitlesel protesto, ülkede yaşayan ya- bancılardan geldi. Danimarka halk okullannda göçmen öğrencilere verilmekte olan anadil eğiti- mini kaldırmak isteyen hükümeti protes- to için Türk göçmenlerin başını çektiği 2 bin kişi önceki gün protesto gösterisi dü- zenledi. "Anaditim künliğimdir'', "Geçmişime, kimliğimedokunmayur yazılı pankartlar taşıyan göstericiler parlamento binasuıa yürüdüler. Anadil öğretmenleri, veliler ve çeşitli kitle örgütleri tarafından düzenlenen protesto kapsamında toplanan 20 bin im- za, hafta içinde hükümete iletilecek. 5 milyon nüfuslu Danimarka'da en bü- yük göçmen grubunu, 55 bin kişiyle Türk- ler oluşturuyor. Bahçeli'yi suçladı ResulAkay seçimi kaybetti ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay, Haber-Sen Genel Başkanhğı seçimini kay- betti. Delegelerden 132oy alan lsmail Karadavut ge- nel başkan olurken, Akay 56 oy alabildi. Genel ku- rulun iptali istemiyle yar- gıya baî^ııracaklannı açık- layan Akay, MHP genel Başkanı DevfetBahçef'nin delegeler üzerinde baskı uyguladığını ilen sürdü. 'MHP ile Resul Akay arasında çekişme iddiala- nna sahne olan ve gergin- likle geçen Haber- Sen'in 1. Olağan Genel Kurulu dün tamamlandı. Genel başkanlığı kaybeden Re- sul Akay, sonuçlann açık- lanmasuun ardından dü- zenlediği basın toplantı- sında MHP lideri Bahçe- li'yi suçladı. Bahçeli'nin delegeler üzerinde baskı kurduğunu ve seçimlere kanşüğını ileri süren Akay, sendika başkanlığının "zorbaMda" el değiştirdi- ğini iddia erh. Akay. "ka- muoyu bu iğrençgaspata- nık olsun diye sonuçlan bekledik" diye konuştu. Sol Meclis, ekonomide yaşanan küçülmeye dikkat çekti: Türkiye kapitaliznte teslim edildi ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Ay- dın, sanatçı, siyasetçı, sendikacı ve bi- lim adamlannın oluşturdufu Sol Mec- üs, Türkiye ekonomisinin iki yıl önce- ki büyüklüğüne iki yıl sonra ulaşabile- ceği tahminlennin yapıldığına dikkat çekerek "Türkiye kapitaözmi bu ülke insaıuaruun büyük çoğunluğuna, geniş halkkesimlerine yoksuDaşmadan başka bir yenüiksunaınamaktadır" görüşünü kaydetti. Sol Meclis'in 3. toplantısı hafta sonu gerçekleştirildi. Sol Meclis; AhmetSo- ner, Ali Rıza Dizdar, Alper Aktan, Atü- laAşutAvferEğflmez. Aydm Şimşek, Sa- dık Alba>T*ak. Candan Baysan. Emin Karaca,£rhanNalçacı,Güla>DinceI,Ha- hık Gerger, Haluk Yurtsever. Hikmet Yaman,OhamiAlkan, İlkerBelek, tlker Maga, tzzettin Önder, Kemal Okuyan, Mehmet Kuzulugfl,MesutOdnıan. Me- tin Çulhaoğhı, Münir Cerit, Nihat Ateş, OnurHamzaoğfu. Rasih Nuri İkri, Rem- alnanç,SadunahÇağlar,le%fıkÇa\dar, Yalçm Cerit, Yiısuf Zha Bahadınlı ve Yusuf Zha Tom'dan oluşuyor. Toplantının ardından yapılan basın açıklamasında, NâznnHflanet'in "pha- safetişisti" halıne getirilmesuun yanîış- lığına işaret edildi. Açıklamada özetle şu noktalara dikkat çekildi: . Düzenin ekonomi cephesınde yeni birşey yoktur. İki yıl önceki büyüklüğü- ne ancak iki yıl sonra ulaşabileceği tah- min edilen, dış kaynak sağlama adı al- tında dışanya kaynak aktannaya devam eden, iç kaynak yaratmayı halkın geçım kaynaklannı küçültme olarak anlayan ve kıskıvrak bağlanmış olduğu dunya ka- pitalizmi "darahna"koşullan içinde bu- lunan bir ekonomiden umutlu olmak için hiçbir neden yoktur. Türkiye'nin dış politika alanındaki değişmeyen gündem maddesi Kıbns 'ta, AB ve ABD emperyalizminin kendi çözümünü biraz daha yoluna koyduğu görülmektedir. Bu çerçevede, adadaki muhalefetin çözümsüzlüğün adamı san- chgı KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenk- taş'uı hiç de öyle "bağnnsE" bır aktör obnadığı ortaya çıkmıştır. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcafislar@yahoo.com x2^ yası hâli münist süsünü veriyorlar, ko- münizm uğrunda hapis yat- tıklannı söylüyohar. Buyılışkan suratlı heriflere inanmayın. Ar- tıkpolisin işineyaramadığı için bun'uvazi onlan içeri tıkadı. Bu korkaklarikiyüzlülükten çekin- miyorlar, hâiâ daha polisin kuy- rvğunda dolaşıyorlar. Nâzım Hikmet Kompartiye (TKP kas- tediliyor) Marksizm ve Leni- nizme hasımdır. Ona inanma- yın. O komünist rozetini para kazanmak için taşıyor, lahana yaprağına dönen kitaplarını pahalı pahalı satmak ve ken- disini reklam etmek için kul- lanıyor. O, bu uğurda hiçbir şeyden çekinmiyor. Peyami Safa gibi reaksiyoner (gerici) bir burjuva yazıcısı ile, sırfpar- sa toplamak için bir yalancı dövüşe çıktı, komünizme, Marksizme ve komünistlere küfrettirerek burjuva çevre- lerde kendisini reklam ettirdi. Ameleler, emekçi kütleler, in- kılapçı münevverler, amele ve köylü inkılabını düşünen mek- teplileıi Nâzım Hikmetsatılmış- tır. Parolanız şu olsun, Nâzım Hikmetgeliyor, pataklayın, ko- 'Hain' SözcüğüveNâzımHikmet.. vun, içinize sokmayın, ona her şeyi protesto edin! O kalleş ve dönektir." Bu sözleri kimlerin söyledi- ğini merak etmişsinizdir. Bu yazı, 7 Ocak 1936 tarihli Orak Çekiç dergisinde Z.V. imza- sıylayayımlanmıştı. Orak Çe- kiç, gizli Türkiye Komünist Par- tisi'nin (TKP) yayınlanndan bi- risiydi. 1930'lu yıllardan baş- layarak TKP yayınlannda Nâ- zım hakkında buna benzer çok sayıda bildiri ve makale yer alıyordu. Emin Karaca'nın Gendaş Yayınları'ndan çıkan Nâzım Hikmet'in siyasal ya- şamını anlatan "SevdalınızKo- münisttir" kitabında bu konu- da bolca malzeme bulabilirsi- niz. O dönemde komünistle- rin tek örgütü olan TKP'rvin Nâzım'a ve daha başka bir- çok devrimciye ne kadar ağır bır dille saldırdıklarına tanık olabilirsiniz. Bugün bazı Sta- linci solcuların diline ne kadar benziyor... *•• "Bu mecburiyet ve zaruret- ler sonucudur ki, Nâzım Hik- met'in gerçek kimliğini. soy- suzluğunu, vatana ihanetini ve yoldaşlannca kullanılan ko- münist taktiği ile mübalağa olunan sanatçılığının gerçek derecesini belirtmek icabet- miştir. Vatan haini Nâzım Hik- met'i akıllannca kahramanlaş- tırmak isteyen kızıl çömezle- rine, (Nâzım Hikmet ve 1938 Harbokulu Olayının Gerçek Yö'nü) adlı kitabıyla hakettik- leri dersi veren sayın Fuad Uluç da tam katiyetle şunu belirtmektedin 'Nâzım Hikmet şişirildiği kadar büyük sanat- kâr değildir. Sonra, adı lanet- le anılması gereken bir vatan hainidir.' " Bu satırlarda, biranti-komü- niste, Adalet Partisi senatör- lüğü yapmış Dr. Fethi Teve- toğlu'na ait. Tevetoğlu, 1967 yılında yayımlanan "Türkiye'de Sosyalist ve Komünist Faali- yetler" kitabının bir bölümünü de Nâzım Hikmet'e ayırmıştı. Onun ne kadar büyük bir va- tan haini olduğunu kanıtlamak amacıyla sivil ve askeri mah- keme kararlarını, polis rapor- larını yayımlamıştı. 1930'lu yıl— larda Nâzım'a devlet yanlılan- nın, komünizm ve sol düşman- lannın nasıl "rta/n"dediklerini görebilirsiniz. ••• Nâzım Hikmet için kaleme alınan bu iki yazının çok farklı kamplara bağlı olmasına rağ- men mantığının ortaklığı dikkat çekici. StalinciTKP, Nâzım Hik- met'i hain görürken aynı dö- nemde Nâzım Hikmet, "aske- ri isyana teşvik ettiği" ve "va- tan haini" olduğu gerekçesiy- le, uydurma iddialarla ağır ce- zalara çarptınldı. O sırada TKP Türkiye'de iktidardaolsaydı Nâ- zım daha az mı ceza alırdı? Ay- nı dönemde Sovyetler Birli- ği'nde 1938 yargılamaları yapı- lıyordu ve yüzlerce komünist, yi- ne "hain" olduklan gerekçesiy- le idama gönderiliyordu. • • • Aradan 60 yıldan fazla bir zaman geçti. Solda bazı kesim- lerde aynı üsfubun sürdüğünü ne yazık ki üzülerek görüyoruz. "Hain, dönek, burjuvazinin adamı, sahte komünist" söz- lerin bir kısım sol dergide ken- . dileri gibi düşünmeyen solcu- lar için kullanılıyor olması ha- zin değıl mi! Stalincıliğin dün- yada savunucusu kalmadığı halde Türkiye'de hâlâ yaşa- ması, aynca bir sosyolojik araş- tırma konusu yapılabilir. 1930'lu yıllarda Nâzım'ı ağır cezalara mahkûm eden anla- yış, bugün de Türkiye'de ege- menliğini sürdürdüğü için Nâ- zım'ın mezan hâlâ Türkiye'ye getirilemiyor. Belki de 1936'la- rın gericiliği hâlâ etkisini sür- dürdüğü için, onun birtepkisi olarak. 1930'lann Stalinciliği de Türkiye'de yaşamını sür- dürme olanağı buluyor. Birfi- kir olarak bunun üzerinde dü- şünülmesi için söyledim. Dünyada büyük değişiklik- leroluyor. Nâzım'ı yasaklayan gericilik, varlığını sürdürse de artık eski gücünü koruyamı- yor. Nâzım'a hain diyen solcu kalmasa da o dönemin man- tığını sürdürenlere hâlâ rastla- nıyor. Değişmeyen bir gerçek var- sa o da Nâzım'ın büyük bir şa- irolduğu, buyasaklarınvesal- dınların onun büyüklüğünü en- gelleyemediği. 2000? LÎ YILLARDA ERDAL ATABEK Suçlamadan Görebiîiek... Öğrenci gençlerimiz arasında yaşanan özkıyım olaylan hem panik yaşanmasına hem de hedefi pek de belli olmayan suçlamalara yol açtı. Herkes üzgün, kırgın, öfkeli ve bu duygulannı kime ve nereye yönel- teceğini bilememenin sıkıntısı içinde. Toplantılar, TV programlan, uzman görüşleri, polis operasyonlan bir arada yaşanıyor. Gizemli harfler, sözcükler, FRP gi- bi oyunlar, bilgisayar siteleri, satanizm, chat'leşme, gizli gençlik grupları yeni suçlamalann hedefi. Polis- ler, siyah giysili, garip dövmeli, kedi kurban etmeyle uğraşan gençleri arıyor, kimilerini gözaltına alıyor. Paniğin nedeni anlaşılıyor. Toplum bu kez, alışık ol- madığı özkıyım olaylanyla karşılaşıyor. Toplumun alı- şık olduğu özkıyım olaylan, sevdiği kıza kavuşama- dığı için canına kıyan gençtir, aileleri birlikteyaşama- lanna izin vermediği için canlarına kıyan sevgililerdir, karnesindeki kırıklar nedeniyle aşağılanan öğrenci- nin özkıyımıdır, Batman'da artık yaşamaktan bıktırıl- mış genç kadınlann kendilerini ırmağa atmalandır. Ama bu kez yaşanan özkıyımlar bunların hiçbirisine ben- zemiyor. Bu gençler özkıyımlanna alışılan gençlerden çok farklılar. öncelikle, varlıklı. iyi ailelerin çocuklan. Her- kesin girmek isteyip de giremediği liselerde okuyor- lar. Eğitimlerinde başanlılar. Sosyal ilişkileri iyi. Eko- nomik durumla ilgili sıkıntıları yok. Gelecek kaygıla- n yok. Gereksinmeleri çok iyi karşılanıyor. öyleyse ne? Bu çocuklann derdi ne? Toplum bunu anlaya- mıyor, belirgin bir neden bulamıyor ve şaşırıyor, gi- derek şaşkınlığı paniğe dönüşüyor. Herkes, çocuğu- na bir kez daha bakıyor, "Acaba, benim her şeyiyo- lunda görünen çocuğumun da bilemediğim bir du- rumu olabilir mi?", "Yoksa bir şeyleri atlıyorum da haberim mi yok?" Kaygı ve panik bu nedenlerden. Önce şunu bilelim. Herkesin sorunu vardır ve ola- caktır. Sorun dediğimiz olgu, yeni karşılaştığımız ve bizim irademizin de işin içine katılmasıyla değişme- yi bekleyen durumdur. Her değişim bir sorundur ve çözümü de kendi içindedir. Ama biz, ya sorunu gö- remediğimiz, ya sorundan kaçtığımız ya da sorunun çözümü işimize gelmediği için "sorun" büyür ve ba- şımıza dert olur. Gençlerin de sorunlan vardır, çocuklann dasorun- lan vardır, kadınlann da. erkeklerin de, annelerin de, babalann da sorunlan vardır. Olayı böyle görmemiz gerekir. Ergen gençlerimizin kendi gelişim döneminin iki önemli özelliğini yineliyorum: Bağımsızlık ve kendi kim- liğini bulmak. Bu her iki amaç da gencin ait olduğu aile içi bağımlılığından ve aile kimliğinden ayrılmak istemesi demektir. Genç artık şunu söylemektedir: "Ben sizden farklıyım, bu farkı göstermek istiyorum, kendi kararfanmı vermek istiyorum, kendi hayatımı yaşamak istiyorum." Anahtar sözcükler de budur, anahtar davranışlar da budur. Şimdi bu arayış içinde gençler doğru şeyler de ya- pabilir, yanlış şeyler de. Aileye karşıt davranışlar içi- ne girebilir, arkadaş gruplannı hayat yollarının gös- tergesi kabul edebilir, kendini tanımlayacağını düşün- düğü her şeyi yapabilir. Bu, bilinen gelişim çizgisidir. Tam da bu noktada, "otokratik aile" gençle çatı- şır, onu baskı altına almaya çalışır, onu tehdit eder, eğer başanlı olursa gencin kişiliğini baskı altına alır, onu silikîeştirir. Sorun yaşamaz ama çocuğunun gi- rişim ruhunu, bağımsız kişiliğini zedeler. "Ihmalciai- le" ise çocuğunun farkında olmadan onun her iste- diğini, hatta istemediklerini bile yapar ama duygu- sal yönden ihmal eder ve "erken doyurulmuş, ben- cil veyalnız" bir çocuklan olduğunu fark etmez. "De- mokratik aile" ise herkesin kişiliğine saygılı ama il- keleri, değerleri ve ölçüleri olan, açık iletişimli birsos- yal birim olarak çocuğuna hem özgürtük hem sorum- luluk vermeyi başanr. Her çocuğun yapısal özellikleri de birbirinden fark- lıdır. Özellikle, "sorumluluk alma kapasitesi" ile "et- kilenme eşiği" birbirinden çok farklı olan çocuklann davranışlan da farklı olacaktır. Eğer çocukta örtük bir depresyon varsa, şızoid bir durum varsa. kişilik bo- zukluğu varsa bu çocuğun kendi sorumluluklarını da etkiler, karşısındakinin tutumuna da yansır. Ruhsal yapıdaki aksayan nitelikler insanlann dav- ranışlanna da yansıyacaktır. Onun için de aileleri de suçlamadan, okullan da suçlamadan karşılaştığımız sorunu görmemiz gerekmektedir. Öncelikle kendimı- ze sormamız gereken sorular şunlardır • Çocuğumuzu, öğrencimizi yeterince tanıyor mu- yuz? Yoksa, sadece görmek istediklerimizi mi görü- yoruz? Kendi beklentilerimizle onun beklentileri ör- tüşüyor mu? • lletişimimiz anlamlı, değer taşıyan, birbirimizi güçlendiren açık iletişim mi? Yoksa, gündelik ve ge- reksinmelere dayalı basit, kapalı iletişim mi? • Çocuğumuza, öğrencimize sorumluluk verebi- liyor muyuz? Sorun çözme gücünü arttınyor muyuz? Yoksa her sorununu biz mi çözmeye çalışıyoruz? • Çocuğumuzda. öğrencimizde önemli değişiklik- lergözümüze çarpıyor mu? Bunlar ne anlama gele- bilir? Suçlamadan görebilmek, olayı her boyutuyla an- layabilmek çözümün temelidir. e-mail: erdalatak'isuperonline.com Faks:0212-513 90 98 İMO'da seçimi Çağdaş Mühendislep kazandı • ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) - Çağdaş Mühendisler Grubu, Inşaat Mühendislen Odası'nın (tMO) Ankara ve İstanbul şubelerinde düzenlenen genel kurul toplantılanndan zaferle çıktı. Ankara'daki seçimlerde 2 bin 100 oy alan Çağdaş Mühendisler Grubu'ndan Kemal Türkaslan. AJaettin Duran, Mustafa Akv-unak, Erdoğan Gül, Ali Rıza Yücel, İhsan Kaş ve Selçuk Uluata, İMO Ankara Şubesi'nın yeni yönetimini oluşturdu. İstanbul'daki seçimleri ise 1300 oy alan Başkan Cemal Gökçe'nin önderliğindeki Çağdaş İnşaat Mühendisleri Grubu kazandı. bmip 50. Yd üsesi'nde tiipban yasağı delindi • İZMİR (Cumhurijet Ege Bürosu) - Izmir 50 Yıl Lisesi'nde yapılan açık lise sınavlannda türban gerginliği yaşandı. Öğretmen Hüseyin Kibar, sınıfa türbanla giren öğrencileri sınavdan çıkarmak istedi. Kibar, bunun üzerine sınıfa gelen okul müdürü Hasan Narcıkara'nın kendisine "Yetki sizde, isterseniz ahnayın" demesine karşın bir süre sonra türbanlı öğrencilerle gelip "Sorun istemiyorum. Bana gelen telefonda 'Başörtüsü şeklinde bağlamışlarsa alın' denildi. Öğrencileri sınava almaruzı istiyorum" demesi üzerine salonu terk ettiğini beürtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle