Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3AYFA CUMHURİYET 28 OCAK 2002 PAZARTESİ
HABERLER
MGK'nîn gündemi
Mürtçe
• ANKARA (Cumhuriyet
Sürosa) - Milli Güvenlik
Curuhı(MGK).2OO2
-Tİının ilk toplantısını
rumhurbaskanı Ahmet
^ecdet Sezer
»aşkanlığında yann
-.apacak. Çankaya
Cöşkü'nde saat 09.30'da
»aşlayacak toplanfıda,
Kürtçe eğitım" eylemleri
iaşta olmak üzere önemli
ç ve dış gelişmeler masaya
^atınlacak. Kurulun iç
fövenJJde ilgiJi
tölümünde teror örgütü
IKK'nin geliştirdiği yeni
srateji ve bu çerçevede
görülen Kürtçe eğıtim içın
dJekçe eylemleri ele
alınacak.
Yaşhlara ve
basına indirim
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Anakent
Belediye Başkaıu Melih
Gökçek, yaşlı kartı olanlar
ile San Basın Kartı
sahiplerinin. 5 milyon
liraya alacaklan bandrolle,
yıl boyunca otobüslerde
başka ücret
ödemeyeceklerini bildirdi.
Gökçek. yaşlılann ve basın
mensuplannın bugünden
itibaren bandrollen
gişelerden alabileceklerini
kaydetti. Yasa nedeniyle
hükümeti suçlayan
Gökçek, öğretmen ve
özürlülerin de indirimli
taşınabilmesi için
çahşacaklannı belirtti.
AKP tüptiansız
üye arıyor
• ANKARA (ANKA)-
AKP Genel Başkaıu Recep
Tayyip Erdoğan, davetli
olarak gittiği ABD zıyareti
öncesinde kurmaylanna,
bir süredir kuruluş
çalışmalan süren partisinin
gençlik ve kadın kollannın
başkan ve yönetim
organlanna atanacak
ismlerin nitelikleri
hakkında mesajlar verdi.
Erdoğan, partisinin kadın
kollannın başına türbansız
bir başkan getirilmesini
istedi. Parti yöneticilen de
türbansız bir başkan adayı
aramaya başladılar.
Deniz Baykal
nikâh tanığı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP Genel
Başkanı Denız Baykal,
Çankaya Belediyesi
tarafından evlendırüen 4
yoksul çıtftin nikâh
tanıklığını yaptı. Nikâhlar,
dün akşam ATO'nun özel
nikâh kokteylinin ardından
gerçekleştirildi. Baykal,
tesislere verilen ve "îkiz
Kuleler" anlamına gelen
"T\vin Towers" adının 11
Eylül saldınlannı
anımsatmasından ötûrü iyi
bir isim olmadığnı
belirterek "Bunlara güzel
bir isim bulalun" dedi.
Konuk ve 3 kişi
tutuklandı
• DİYARBAKIR / SÜRT
(Cumhuriyet) - Şırnak'ın
Silopi ilçesinde 25 Ocak
2001'dejandarma
karakoluna girdikten sonra
bir daha kendilerinden
haber alınamayan
HADEP'li Serdar Tanış ve
Ebubekir Deniz'in
ailelerine soruşturmadan
vazgeçmeleri yönünde
savcılıkça baskı yapıldığı
ileri süruldü. Siirt'te
kayıplarla ilgili basın
açıklaması yapmak
ısterken gözaltına ahnan ve
aralannda HADEP II
Başkanı Ahmet Konuk'un
da bulunduğu 4 kişi
tutuklandı.
Açıklama
• Gazetemizde 25 Ocak
20O2'de yayımlanan
"Medeni Yasa yeniden
değişıyor" başlıklı haberle
ılgiL olarak Adalet Bakanı
Hikznet Sami Tiirk yazılı bir
açıklama gönderdi. Bakan
Türk'ün açıklaması şöyle:
Türk Medeni Kanunu'nun
YörÛTİüğü ve Uygnlama
$eki Hakkında Kanun'un
10. maddesinde değişiklik
rapılması konusunda
bakanlığımızca herhangi bir
osan hazırlanmış ve
Başbakanlık'a gönderümiş
değıldır."
İGDAŞ'ın 205 milyar liralık resim, şiir ve kompozisyon yanşması
Dünyanın enpahalı şiiriBARIŞDOSTER
Ekonomik kriz miryonlarca
yurttaşı işsiz bırakıp
hükümet tasarruf
genelgeleriyle harcamalan
azaltmaya çalışırken 500
trilyon lira borcu bulunan ve
yüksek doğalgaz
faruralanyla bilinen
İGDAŞ'ın, 205 milyar liralık
resim, şiir ve kompozisyon
yanşması düzenlediği ortaya
çıktı. İGDAŞ'ın, 11 Ocak
2001 tarihinde toplanan
yönetim kurulu, şirket
tarafından 1994/95 eğitım
öğrerim yılında başlatılan ve
geleneksel hale getirilmeye
çahşılan resim ve
kompozisyon yanşmasının
düzenlenmesi için. ihale
yapılmasına karar verdi.
2000-2001 yıh resim, şiir ve
kompozisyon yanşmasının
muhammen bedeli, 205
milyar lira olarak
belirlenerek ihaleye çıkıldı.
Yönetim kurulu, Art Radıkal
RekJam Bilgi Inş. San.,
Ajans A Asya Iletişim
Turizm Organizasyon
Otomotiv ve Sosyal
Hizmetler San., Beyaz
Reklam Tan. ve Org., Pusula
Dış Tic. Basuı, Yayın ve
Pazarlama ile Neomedya
Basın Yayın Ajans Turizm
isimli 5 ayn firmanın ihaleye
davet edilmesini
kararlaştırdı. IGDAŞ
yetkilileri, ihaleyi kazanan ve
17 Ekim 1997 tarihli Türkiye
Ticaret Sicili gazetesine,
Medya Basın Yayın Ajans
Turizm Ticaret Limitet
Şirketi olarak kaydolan
Neomedya Şirketi'nin,
birkaç ay önce kapandığını
söylediler.
Yönetim kurulunun aynı
toplantısında aynca, 25-28
Ocak 2001 tarihlerınde
Atina'da yapılacak olan
Akdeniz Gaz Kongresi'ne 9
kişinin gönderilmesi, bu
kişilere gerekli ödeneğin
verilmesi kararlaştınldı.
Kongreye, yönetim kurulu
başkanvekili Hüseyin Akay.
yönetim kurulu üyesi Nevzat
Pakdfl. İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Basın Danışmanı
Mehmet Taşdiken. Genel
Müdür Necdet AraL Teknik
Destek Genel Müdür
Yardımcısı İbrahim Toprak,
Yatınmlar Genel Müdür
Yardımcısı Serdar Taflan.
Mukavele ve Kesın Hesap
Müdürü Peyami Başkaraca,
Yapım Kontrol Müdürü
Adem Yıkhnm. Teknik Işler
ve Onanm Müdürü Nevzat
Şabroğhı gönderildiler.
Müfettisler devrede
'Deprem
vanası'
incelemesi
ECEVtTKILIÇ
Olası bir depreme karşı. İGDAŞ'ın.
depreme duyarlı doğalgaz vanalannı
yurtdışuıdan getirterek yandaşı şirket-
lere 900 trilyon lira aktaracağı iddiala-
n üzerine îçişleri Bakanlığı Mülkiye
Müfettişleri konuyla ilgili inceleme
başlattı. Makine Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Üyesı ZekiArslan da
gazın güvenliğinin sağlanmasuıın ÎG-
DAŞ'ın görevi olduğunu belirterek tG-
DAŞ'ın bu hizmeti abonelere ücretsiz
olarak vermesi gerektiğini vurguladı.
17 Ağustos Marmara ve 12 Kasım
Düzce depremlerinin ardından IGDAŞ,
yeni abonelere "deprem vanası" tak-
mazorunluluğu getiriyor. Eski abone-
lerin de belli bir ücret karşılığı öde-
mek koşuluyla iki yıl içerisinde vana-
lan taktırması gerekiyor. Titreşime du-
yarlı olan deprem vanalarının maliye-
ti doğalgaz borusunun çapına göre 800-
1000 dolar arasında değişiyor.
Depreme duyarlı doğalgaz vanalany-
la ilgili proje tamamlandı. IGDAŞ ise
onay verdiği belli şirketlere bu vana-
lan yurtdışından getirtecek. IGDAŞ
yetkilileri önümüzdeki günlerde bu
deprem vanalannnı hangi şirketlerden
alınabileceğini açıklayacak.
Onay bdgelerini Fuat Şengül im-
zaladı
IGDAŞ, bugüne dek Datakom, Sis-
mik ve Duyar firmalannın deprem va-
nası getirmesine onay verdi. Bu onay
belgelerinin altında yolsuzluk iddıala-
n üzenne tutuklanan eski tGDAŞ Ge-
nel Müdürü Fuat Şengül'ün imzası bu-
lunuyor.
IGDAŞ daha önce Ataköy, Bakır-
köy, Üsküdar ve Kadıköy'deİd bin ka-
mu kuruluşuna deneme amacıyla üc-
retsiz olarak deprem vanası taktı. Bu
deprem vanalan da Duyar firmastn-
dan aluıdı. Ancak bu firmanın ulusla-
rarası standartlara uygun ohnadığı be-
lirtildi. İGDAŞ'ın deprem vanalan ara-
cılığıyla onay vereceği yandaş şirket-
lere yaklaşık 900 trilyon lira aktaraca-
ğı iddia edildi.
Bu iddialar üzerine istanbul Büyük-
şehir Belediyesi ve bağh kuruluşlarda-
ki yolsuzluklan araştıran Içışleri Bakan-
lığı Mülkiye Müfettişleri inceleme baş-
lattı.
Anadilde eğitim protestosu
SADİTEKELİOĞLU
KOPENKAG-Danimarka'dageçen ka-
sım ayında göreve başlayan yeni hüküme-
te ilk kitlesel protesto, ülkede yaşayan ya-
bancılardan geldi.
Danimarka halk okullannda göçmen
öğrencilere verilmekte olan anadil eğiti-
mini kaldırmak isteyen hükümeti protes-
to için Türk göçmenlerin başını çektiği 2
bin kişi önceki gün protesto gösterisi dü-
zenledi.
"Anaditim künliğimdir'', "Geçmişime,
kimliğimedokunmayur yazılı pankartlar
taşıyan göstericiler parlamento binasuıa
yürüdüler. Anadil öğretmenleri, veliler ve
çeşitli kitle örgütleri tarafından düzenlenen
protesto kapsamında toplanan 20 bin im-
za, hafta içinde hükümete iletilecek.
5 milyon nüfuslu Danimarka'da en bü-
yük göçmen grubunu, 55 bin kişiyle Türk-
ler oluşturuyor.
Bahçeli'yi suçladı
ResulAkay
seçimi
kaybetti
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Kamu-Sen
Genel Başkanı Resul
Akay, Haber-Sen Genel
Başkanhğı seçimini kay-
betti. Delegelerden 132oy
alan lsmail Karadavut ge-
nel başkan olurken, Akay
56 oy alabildi. Genel ku-
rulun iptali istemiyle yar-
gıya baî^ııracaklannı açık-
layan Akay, MHP genel
Başkanı DevfetBahçef'nin
delegeler üzerinde baskı
uyguladığını ilen sürdü.
'MHP ile Resul Akay
arasında çekişme iddiala-
nna sahne olan ve gergin-
likle geçen Haber- Sen'in
1. Olağan Genel Kurulu
dün tamamlandı. Genel
başkanlığı kaybeden Re-
sul Akay, sonuçlann açık-
lanmasuun ardından dü-
zenlediği basın toplantı-
sında MHP lideri Bahçe-
li'yi suçladı. Bahçeli'nin
delegeler üzerinde baskı
kurduğunu ve seçimlere
kanşüğını ileri süren Akay,
sendika başkanlığının
"zorbaMda" el değiştirdi-
ğini iddia erh. Akay. "ka-
muoyu bu iğrençgaspata-
nık olsun diye sonuçlan
bekledik" diye konuştu.
Sol Meclis, ekonomide yaşanan küçülmeye dikkat çekti:
Türkiye kapitaliznte teslim edildi
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Ay-
dın, sanatçı, siyasetçı, sendikacı ve bi-
lim adamlannın oluşturdufu Sol Mec-
üs, Türkiye ekonomisinin iki yıl önce-
ki büyüklüğüne iki yıl sonra ulaşabile-
ceği tahminlennin yapıldığına dikkat
çekerek "Türkiye kapitaözmi bu ülke
insaıuaruun büyük çoğunluğuna, geniş
halkkesimlerine yoksuDaşmadan başka
bir yenüiksunaınamaktadır" görüşünü
kaydetti.
Sol Meclis'in 3. toplantısı hafta sonu
gerçekleştirildi. Sol Meclis; AhmetSo-
ner, Ali Rıza Dizdar, Alper Aktan, Atü-
laAşutAvferEğflmez. Aydm Şimşek, Sa-
dık Alba>T*ak. Candan Baysan. Emin
Karaca,£rhanNalçacı,Güla>DinceI,Ha-
hık Gerger, Haluk Yurtsever. Hikmet
Yaman,OhamiAlkan, İlkerBelek, tlker
Maga, tzzettin Önder, Kemal Okuyan,
Mehmet Kuzulugfl,MesutOdnıan. Me-
tin Çulhaoğhı, Münir Cerit, Nihat Ateş,
OnurHamzaoğfu. Rasih Nuri İkri, Rem-
alnanç,SadunahÇağlar,le%fıkÇa\dar,
Yalçm Cerit, Yiısuf Zha Bahadınlı ve
Yusuf Zha Tom'dan oluşuyor.
Toplantının ardından yapılan basın
açıklamasında, NâznnHflanet'in "pha-
safetişisti" halıne getirilmesuun yanîış-
lığına işaret edildi. Açıklamada özetle
şu noktalara dikkat çekildi:
. Düzenin ekonomi cephesınde yeni
birşey yoktur. İki yıl önceki büyüklüğü-
ne ancak iki yıl sonra ulaşabileceği tah-
min edilen, dış kaynak sağlama adı al-
tında dışanya kaynak aktannaya devam
eden, iç kaynak yaratmayı halkın geçım
kaynaklannı küçültme olarak anlayan
ve kıskıvrak bağlanmış olduğu dunya ka-
pitalizmi "darahna"koşullan içinde bu-
lunan bir ekonomiden umutlu olmak
için hiçbir neden yoktur.
Türkiye'nin dış politika alanındaki
değişmeyen gündem maddesi Kıbns 'ta,
AB ve ABD emperyalizminin kendi
çözümünü biraz daha yoluna koyduğu
görülmektedir. Bu çerçevede, adadaki
muhalefetin çözümsüzlüğün adamı san-
chgı KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenk-
taş'uı hiç de öyle "bağnnsE" bır aktör
obnadığı ortaya çıkmıştır.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcafislar@yahoo.com
x2^
yası hâli
münist süsünü veriyorlar, ko-
münizm uğrunda hapis yat-
tıklannı söylüyohar. Buyılışkan
suratlı heriflere inanmayın. Ar-
tıkpolisin işineyaramadığı için
bun'uvazi onlan içeri tıkadı. Bu
korkaklarikiyüzlülükten çekin-
miyorlar, hâiâ daha polisin kuy-
rvğunda dolaşıyorlar. Nâzım
Hikmet Kompartiye (TKP kas-
tediliyor) Marksizm ve Leni-
nizme hasımdır. Ona inanma-
yın. O komünist rozetini para
kazanmak için taşıyor, lahana
yaprağına dönen kitaplarını
pahalı pahalı satmak ve ken-
disini reklam etmek için kul-
lanıyor. O, bu uğurda hiçbir
şeyden çekinmiyor. Peyami
Safa gibi reaksiyoner (gerici)
bir burjuva yazıcısı ile, sırfpar-
sa toplamak için bir yalancı
dövüşe çıktı, komünizme,
Marksizme ve komünistlere
küfrettirerek burjuva çevre-
lerde kendisini reklam ettirdi.
Ameleler, emekçi kütleler, in-
kılapçı münevverler, amele ve
köylü inkılabını düşünen mek-
teplileıi Nâzım Hikmetsatılmış-
tır. Parolanız şu olsun, Nâzım
Hikmetgeliyor, pataklayın, ko-
'Hain' SözcüğüveNâzımHikmet..
vun, içinize sokmayın, ona her
şeyi protesto edin! O kalleş
ve dönektir."
Bu sözleri kimlerin söyledi-
ğini merak etmişsinizdir. Bu
yazı, 7 Ocak 1936 tarihli Orak
Çekiç dergisinde Z.V. imza-
sıylayayımlanmıştı. Orak Çe-
kiç, gizli Türkiye Komünist Par-
tisi'nin (TKP) yayınlanndan bi-
risiydi. 1930'lu yıllardan baş-
layarak TKP yayınlannda Nâ-
zım hakkında buna benzer çok
sayıda bildiri ve makale yer
alıyordu. Emin Karaca'nın
Gendaş Yayınları'ndan çıkan
Nâzım Hikmet'in siyasal ya-
şamını anlatan "SevdalınızKo-
münisttir" kitabında bu konu-
da bolca malzeme bulabilirsi-
niz. O dönemde komünistle-
rin tek örgütü olan TKP'rvin
Nâzım'a ve daha başka bir-
çok devrimciye ne kadar ağır
bır dille saldırdıklarına tanık
olabilirsiniz. Bugün bazı Sta-
linci solcuların diline ne kadar
benziyor...
*••
"Bu mecburiyet ve zaruret-
ler sonucudur ki, Nâzım Hik-
met'in gerçek kimliğini. soy-
suzluğunu, vatana ihanetini
ve yoldaşlannca kullanılan ko-
münist taktiği ile mübalağa
olunan sanatçılığının gerçek
derecesini belirtmek icabet-
miştir. Vatan haini Nâzım Hik-
met'i akıllannca kahramanlaş-
tırmak isteyen kızıl çömezle-
rine, (Nâzım Hikmet ve 1938
Harbokulu Olayının Gerçek
Yö'nü) adlı kitabıyla hakettik-
leri dersi veren sayın Fuad
Uluç da tam katiyetle şunu
belirtmektedin 'Nâzım Hikmet
şişirildiği kadar büyük sanat-
kâr değildir. Sonra, adı lanet-
le anılması gereken bir vatan
hainidir.' "
Bu satırlarda, biranti-komü-
niste, Adalet Partisi senatör-
lüğü yapmış Dr. Fethi Teve-
toğlu'na ait. Tevetoğlu, 1967
yılında yayımlanan "Türkiye'de
Sosyalist ve Komünist Faali-
yetler" kitabının bir bölümünü
de Nâzım Hikmet'e ayırmıştı.
Onun ne kadar büyük bir va-
tan haini olduğunu kanıtlamak
amacıyla sivil ve askeri mah-
keme kararlarını, polis rapor-
larını yayımlamıştı. 1930'lu yıl—
larda Nâzım'a devlet yanlılan-
nın, komünizm ve sol düşman-
lannın nasıl "rta/n"dediklerini
görebilirsiniz.
•••
Nâzım Hikmet için kaleme
alınan bu iki yazının çok farklı
kamplara bağlı olmasına rağ-
men mantığının ortaklığı dikkat
çekici. StalinciTKP, Nâzım Hik-
met'i hain görürken aynı dö-
nemde Nâzım Hikmet, "aske-
ri isyana teşvik ettiği" ve "va-
tan haini" olduğu gerekçesiy-
le, uydurma iddialarla ağır ce-
zalara çarptınldı. O sırada TKP
Türkiye'de iktidardaolsaydı Nâ-
zım daha az mı ceza alırdı? Ay-
nı dönemde Sovyetler Birli-
ği'nde 1938 yargılamaları yapı-
lıyordu ve yüzlerce komünist, yi-
ne "hain" olduklan gerekçesiy-
le idama gönderiliyordu.
• • •
Aradan 60 yıldan fazla bir
zaman geçti. Solda bazı kesim-
lerde aynı üsfubun sürdüğünü
ne yazık ki üzülerek görüyoruz.
"Hain, dönek, burjuvazinin
adamı, sahte komünist" söz-
lerin bir kısım sol dergide ken- .
dileri gibi düşünmeyen solcu-
lar için kullanılıyor olması ha-
zin değıl mi! Stalincıliğin dün-
yada savunucusu kalmadığı
halde Türkiye'de hâlâ yaşa-
ması, aynca bir sosyolojik araş-
tırma konusu yapılabilir.
1930'lu yıllarda Nâzım'ı ağır
cezalara mahkûm eden anla-
yış, bugün de Türkiye'de ege-
menliğini sürdürdüğü için Nâ-
zım'ın mezan hâlâ Türkiye'ye
getirilemiyor. Belki de 1936'la-
rın gericiliği hâlâ etkisini sür-
dürdüğü için, onun birtepkisi
olarak. 1930'lann Stalinciliği
de Türkiye'de yaşamını sür-
dürme olanağı buluyor. Birfi-
kir olarak bunun üzerinde dü-
şünülmesi için söyledim.
Dünyada büyük değişiklik-
leroluyor. Nâzım'ı yasaklayan
gericilik, varlığını sürdürse de
artık eski gücünü koruyamı-
yor. Nâzım'a hain diyen solcu
kalmasa da o dönemin man-
tığını sürdürenlere hâlâ rastla-
nıyor.
Değişmeyen bir gerçek var-
sa o da Nâzım'ın büyük bir şa-
irolduğu, buyasaklarınvesal-
dınların onun büyüklüğünü en-
gelleyemediği.
2000?
LÎ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Suçlamadan Görebiîiek...
Öğrenci gençlerimiz arasında yaşanan özkıyım
olaylan hem panik yaşanmasına hem de hedefi pek
de belli olmayan suçlamalara yol açtı. Herkes üzgün,
kırgın, öfkeli ve bu duygulannı kime ve nereye yönel-
teceğini bilememenin sıkıntısı içinde. Toplantılar, TV
programlan, uzman görüşleri, polis operasyonlan bir
arada yaşanıyor. Gizemli harfler, sözcükler, FRP gi-
bi oyunlar, bilgisayar siteleri, satanizm, chat'leşme,
gizli gençlik grupları yeni suçlamalann hedefi. Polis-
ler, siyah giysili, garip dövmeli, kedi kurban etmeyle
uğraşan gençleri arıyor, kimilerini gözaltına alıyor.
Paniğin nedeni anlaşılıyor. Toplum bu kez, alışık ol-
madığı özkıyım olaylanyla karşılaşıyor. Toplumun alı-
şık olduğu özkıyım olaylan, sevdiği kıza kavuşama-
dığı için canına kıyan gençtir, aileleri birlikteyaşama-
lanna izin vermediği için canlarına kıyan sevgililerdir,
karnesindeki kırıklar nedeniyle aşağılanan öğrenci-
nin özkıyımıdır, Batman'da artık yaşamaktan bıktırıl-
mış genç kadınlann kendilerini ırmağa atmalandır. Ama
bu kez yaşanan özkıyımlar bunların hiçbirisine ben-
zemiyor.
Bu gençler özkıyımlanna alışılan gençlerden çok
farklılar. öncelikle, varlıklı. iyi ailelerin çocuklan. Her-
kesin girmek isteyip de giremediği liselerde okuyor-
lar. Eğitimlerinde başanlılar. Sosyal ilişkileri iyi. Eko-
nomik durumla ilgili sıkıntıları yok. Gelecek kaygıla-
n yok. Gereksinmeleri çok iyi karşılanıyor. öyleyse
ne? Bu çocuklann derdi ne? Toplum bunu anlaya-
mıyor, belirgin bir neden bulamıyor ve şaşırıyor, gi-
derek şaşkınlığı paniğe dönüşüyor. Herkes, çocuğu-
na bir kez daha bakıyor, "Acaba, benim her şeyiyo-
lunda görünen çocuğumun da bilemediğim bir du-
rumu olabilir mi?", "Yoksa bir şeyleri atlıyorum da
haberim mi yok?" Kaygı ve panik bu nedenlerden.
Önce şunu bilelim. Herkesin sorunu vardır ve ola-
caktır. Sorun dediğimiz olgu, yeni karşılaştığımız ve
bizim irademizin de işin içine katılmasıyla değişme-
yi bekleyen durumdur. Her değişim bir sorundur ve
çözümü de kendi içindedir. Ama biz, ya sorunu gö-
remediğimiz, ya sorundan kaçtığımız ya da sorunun
çözümü işimize gelmediği için "sorun" büyür ve ba-
şımıza dert olur.
Gençlerin de sorunlan vardır, çocuklann dasorun-
lan vardır, kadınlann da. erkeklerin de, annelerin de,
babalann da sorunlan vardır. Olayı böyle görmemiz
gerekir.
Ergen gençlerimizin kendi gelişim döneminin iki
önemli özelliğini yineliyorum: Bağımsızlık ve kendi kim-
liğini bulmak. Bu her iki amaç da gencin ait olduğu
aile içi bağımlılığından ve aile kimliğinden ayrılmak
istemesi demektir. Genç artık şunu söylemektedir:
"Ben sizden farklıyım, bu farkı göstermek istiyorum,
kendi kararfanmı vermek istiyorum, kendi hayatımı
yaşamak istiyorum." Anahtar sözcükler de budur,
anahtar davranışlar da budur.
Şimdi bu arayış içinde gençler doğru şeyler de ya-
pabilir, yanlış şeyler de. Aileye karşıt davranışlar içi-
ne girebilir, arkadaş gruplannı hayat yollarının gös-
tergesi kabul edebilir, kendini tanımlayacağını düşün-
düğü her şeyi yapabilir. Bu, bilinen gelişim çizgisidir.
Tam da bu noktada, "otokratik aile" gençle çatı-
şır, onu baskı altına almaya çalışır, onu tehdit eder,
eğer başanlı olursa gencin kişiliğini baskı altına alır,
onu silikîeştirir. Sorun yaşamaz ama çocuğunun gi-
rişim ruhunu, bağımsız kişiliğini zedeler. "Ihmalciai-
le" ise çocuğunun farkında olmadan onun her iste-
diğini, hatta istemediklerini bile yapar ama duygu-
sal yönden ihmal eder ve "erken doyurulmuş, ben-
cil veyalnız" bir çocuklan olduğunu fark etmez. "De-
mokratik aile" ise herkesin kişiliğine saygılı ama il-
keleri, değerleri ve ölçüleri olan, açık iletişimli birsos-
yal birim olarak çocuğuna hem özgürtük hem sorum-
luluk vermeyi başanr.
Her çocuğun yapısal özellikleri de birbirinden fark-
lıdır. Özellikle, "sorumluluk alma kapasitesi" ile "et-
kilenme eşiği" birbirinden çok farklı olan çocuklann
davranışlan da farklı olacaktır. Eğer çocukta örtük bir
depresyon varsa, şızoid bir durum varsa. kişilik bo-
zukluğu varsa bu çocuğun kendi sorumluluklarını da
etkiler, karşısındakinin tutumuna da yansır.
Ruhsal yapıdaki aksayan nitelikler insanlann dav-
ranışlanna da yansıyacaktır. Onun için de aileleri de
suçlamadan, okullan da suçlamadan karşılaştığımız
sorunu görmemiz gerekmektedir. Öncelikle kendimı-
ze sormamız gereken sorular şunlardır
• Çocuğumuzu, öğrencimizi yeterince tanıyor mu-
yuz? Yoksa, sadece görmek istediklerimizi mi görü-
yoruz? Kendi beklentilerimizle onun beklentileri ör-
tüşüyor mu?
• lletişimimiz anlamlı, değer taşıyan, birbirimizi
güçlendiren açık iletişim mi? Yoksa, gündelik ve ge-
reksinmelere dayalı basit, kapalı iletişim mi?
• Çocuğumuza, öğrencimize sorumluluk verebi-
liyor muyuz? Sorun çözme gücünü arttınyor muyuz?
Yoksa her sorununu biz mi çözmeye çalışıyoruz?
• Çocuğumuzda. öğrencimizde önemli değişiklik-
lergözümüze çarpıyor mu? Bunlar ne anlama gele-
bilir?
Suçlamadan görebilmek, olayı her boyutuyla an-
layabilmek çözümün temelidir.
e-mail: erdalatak'isuperonline.com
Faks:0212-513 90 98
İMO'da seçimi Çağdaş
Mühendislep kazandı
• ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) - Çağdaş
Mühendisler Grubu, Inşaat Mühendislen
Odası'nın (tMO) Ankara ve İstanbul şubelerinde
düzenlenen genel kurul toplantılanndan zaferle
çıktı. Ankara'daki seçimlerde 2 bin 100 oy alan
Çağdaş Mühendisler Grubu'ndan Kemal
Türkaslan. AJaettin Duran, Mustafa Akv-unak,
Erdoğan Gül, Ali Rıza Yücel, İhsan Kaş ve
Selçuk Uluata, İMO Ankara Şubesi'nın yeni
yönetimini oluşturdu. İstanbul'daki seçimleri ise
1300 oy alan Başkan Cemal Gökçe'nin
önderliğindeki Çağdaş İnşaat Mühendisleri Grubu
kazandı.
bmip 50. Yd üsesi'nde
tiipban yasağı delindi
• İZMİR (Cumhurijet Ege Bürosu) - Izmir 50
Yıl Lisesi'nde yapılan açık lise sınavlannda türban
gerginliği yaşandı. Öğretmen Hüseyin Kibar,
sınıfa türbanla giren öğrencileri sınavdan
çıkarmak istedi. Kibar, bunun üzerine sınıfa gelen
okul müdürü Hasan Narcıkara'nın kendisine
"Yetki sizde, isterseniz ahnayın" demesine karşın
bir süre sonra türbanlı öğrencilerle gelip "Sorun
istemiyorum. Bana gelen telefonda 'Başörtüsü
şeklinde bağlamışlarsa alın' denildi. Öğrencileri
sınava almaruzı istiyorum" demesi üzerine salonu
terk ettiğini beürtti.