23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2002 CUMA 14 KULTUR kuttur@cumhuriyet.com.tr AyşeEmel Mescf nin yönettiği Atinalı Timon9 Devlet Tiyatrolan tarafından ilk kez sahnelenecek KonyaShakespeare içinhazır KEREMGEZER KONYA - Konya Devlet Tiyat- rosu, izleyicilerini ünlü Ingiliz ya- zar William Shakespeare ıle se- lamlamaya hazırlanıyor. Konya'da ve Devlet Tiyatrolan 'nda ilk kez sahnelenecek olan Shakespeare'in "Atinalı Timon" adlı oyunu, 31 Ocak'ta sanatseverlerin beğenisi- ne sunulacak. Ayşe Emel Mesci'nin yönettiği, Shakespeare "in antikçağ Atına- sı 'nda geçen bir olaydan yola çık- tığı oyun, 17. yüzyıl başı tngilte- resi'ne bakarak para, servet ve gü- cün insan ilişkilenni nasıl etkile- yeceğini anlatıyor. 'Atinalı Timon' daha önce de Şehır Tiyatrolan tarafından 1968 yılında Sabahattin Eyuboğlu'nun çevirisiyle Tunç Yalman'ın yönet- menliğinde sahnelenmışti. Büyük bır serv etin sahibi olan Ti- mon, akıl almaz birmüsriflikiçin- de etrafına toplanan dalkavuk ka- labalığını beslemekte, armağan- lara boğmakta, yaşamını gösteriş ıçinde sürdürmektedir. Bu tüke- timle servetı eriyen Timon "dost- lanna" başvurur. Ama paranın tek egemen, parayla para kazanma- nın tek geçerlı erdem sayıldığı bir dünyada, düşenin dostu olmaz! Yönetmen Mesci, Konyalılan ilk kez Shakespeare ile buluştura- caklan için heyecanlı olduklannı anlatırken "Konya, bir kültür şeh- ri, Mevlana zamanında farklı din- lerin. dillerin, ve siyasi yapdaruı iç içe geçtiği bir merkez. Konya izle- jicisiShakespeare flebuluşmavaha- . yşe Emel Mesci, Konyalılan ilk kez Shakespeare ile buluşturacaklan için heyecanlı olduklarmı, yeni şeyler söylemek ve Konya'da tiyatro izleyicisinin çıtasmı yükseltmek için 'Atinalı Timon*un en uygun oyun olduğu görüşünde. a r " diyor. Mevlana nın "Dünle biıükte gjtti cancağazım. ne kadar şey varsa diine ait, şimdi yeni şey- ler söylemeklazıııı r ' sözünden yo- la çıkarak yenı şeyler söylemek ve Konya'da tiyatro izleyicisinin çı- tasmı yükseltmek için 'Atinalı Ti- mon'un en uygun oyun olduğu görüşünde. Genç ve cesaretli bir kadronun yoğun çahşmasj sonucu izleyici- lerin önüne farklı bir Shakespe- are oyunu ile çıkacaklannı belir- ten Mesci, "Dans,müzikveritinı- lerözellikle oyunun alöna girecek. Oyunda aynca Okay Temiz'in ha- ariadıgı müziğin canlı olarak su- nulmasının izleyiciyi daha da etki- leyeeeğini düşünüyoruz" diyor. 'Atinalı Timon'un Istanbul ve Ankara izleyicisine de ulaşması- nı dileyen yönetmen, bölge tiyat- rolarının desteklenmesi gerekti- ğine dikkat çekiyor. Konya Devlet Tiyatrosu Müdü- rü Cengiz Koca'nın ilde tiyatro- nun gelişmesine büyük katkı yap- tığını vurgulayarak "Göstergele- rinıi çok net seçtim. Bugün televiz- yon izleyen her Konyalı oyunu an- lar. Konya izteykisi Shakespeare'e hazır" görüşünü dıle getırıyor. Oyunda görselliği ön plana çı- kardığını, klasik bir Shakespeare anlayışı ile sahnelemedığinı anla- tan Mesci, sözlerini şöyle sürdü- rüyor: "Olay, zamansız ve mekân- sız. Dünyanın her ülkesinde geçe- bilir. İzJeyici q>ıında Atina kentini göremez, şu kenttirdiyemez. Fark- h bir yorum olacak. Klasik bir oyunculuk göremeyeeekler. Oyu- nun birinci ve ikinci perdesi çok farkh." BertoltBrecht Günleri bugün başlıyor Kültür Servisi - Kültür Dostlan Derneği tarafından düzenlenen 'Bertolt Brecht Günleri' bugün 'Brecht Fotoğraflan' sergisiyle başlıyor. Bertolt Brecht günleri, yann saat 16.00'da Gençlik Tiyatrosu'nun 'Brecht'in Şürleri'ni sunması, saat 17.00'de Ahmet Cemal, Veysel Atayman, Atilla Geridönmez'in katılacağı 'Epik Hyatro ve Brecht'in Estetik Anlayışı', '3. Düırya Ülketerinde Brecht'in Ahmlanması ile Çıkan Soranlar' konulu söyleştyle devam edecek. Bertolt Brecht günleri, 16 Şubat Cumartesi günü saat 17.00'de Yıbnaz Onay, B. Sadık Albayrak'ın katılacağı 'Yeni Yüzyıkla Epik Tiyatro / Diyalektik Tîyatro' konulu söyleşiyle sona erecek. (0 216 391 54 10) 21. Uluslararası Istanbui Film Festlvali Ulusal Yarışma Jürisi belli oldu NECMfYE ALPAY On sekız dergının (Adam Sanat, Ay, Bahçe, Çıkın, Berfin Bahar. Dergâh, Di- ze. E, Edebiyat ve Eleşti- ri, Gösteri. Güney, Kaşgar, Kavram Karmaşa. Kırklar, kitap-lık. Nota, Simge, Var- lık) Ocak ve Ocak-Şubat 2002 sayılannda çıkan şi- irleri ArifDamar ve Memet Fuat'la birlikte okuduk ve oybirliğiyle, Gülten Akm'ın kitap-lık dergisinde yer alan şiirlerinden "MaviKuş4"ü "ayın şnri" olarak belirle- dik. "Mavi Kuş 4"te Gül- ten Akm'ın, kendine ve başkalanna kulak veren ruh hahnin en iyi verimlerinden birini okuyoruz. Burada, üçüncü kişiyi anlatarak başlayan şiir ki- şisi az sonra "biz" adına söz alıyor, ortak geçmişi de içeren engin bir imge- sel kurguda bu tedirgin "biz"i bir özgürlük tale- bınde ortaklaştınyor. MAVİ KUŞ herşeyi okudu, öyle sanıyordu oysa daha vardı neydi, bilinmez ki yanlış kapıdan girdiğinde dönme düşlerinden başka ne kalır geriye orman arkadaydı deniz önümüzde teldikenler çalılar kum gökyüzü heryerde yorgunlardık, ormana denize gitmedi kimse uçtuk aydınlıkta değişen bulutla gece binitimiz yıldızlardı herkesin dilinde yolculuk sözleri kırk yol vardı da birine hiç gidilemiyordu yorgunlardık, o gidilmeyene aklımızdan gidiyorduk bir masala girilip çıkılmış gibi ansızın bütün jşaretler silinmiş, yoksanmış sırlar ülkesinde şah bir sırdı. o düşleri bir kez de biz yorduk yorduk bizi tutsak ederlerdi biliyorduk bizi tutsak ettilerdi, bu değil sonraki yordu gündelik şeylerin sırnnda dunıyorduk küçümsediğimiz hayatla cezalandık sıradan, olağan sürgün ettikse de kendimizi yanardağlarımız küllenmedi her gece uçmadan caymadık arayıp durduk Mavi Kuş hangi yıldızda Mavi Kuş nerde? GÜLTEN AKIN JMKİMDlR? GILTEN AKIN Gülten Akın, 1933 yılında Yozgat'ta doğdu. Ortaöğrenimini Ankara Kız Lısesı 'nde (1951), yükseköğrenımını Ankara Üniversitesı Hukuk Fakültesi'nde tamamladı (1955), eşinin kaymakamlığı sırasında gittığı Gevaş, Alucra, Gerze, Saray, Kahramanmaraş'ta yardımcı öğretmenlik yaptı. Ankara'da bir süre Türk Dil Kurumu'nda çalıştı. ilk şiiri 'Çin ıVIasah' Son Haber gazetesinde (Nisan 1951) çıkan Akın, ilk gençlik dönemindeki çahşmalarını Hisar, Türk Dili, Mülkiye(l95l-l953) dergilerinde yayımladı. Teoman Karahun'la birlikte Varlık dergisinin düzenlediği şiir yanşmasını kazandı (1955), 1960'a kadar şiirlerinde daha çok bireysel durumlan işlerken, daha sonra tek insanda öteki insanlann çeşitli durumlarını özümleme çabası sezilen yeni bır ortama girdi. 70'li yıllarda ülke gerçelderinin yarattığı bir duygululuk ortamına girdi. Buradan yeni bir Anadolu havasına açılmayı denedi. Vecihi Timuroğlunun deyışıyle 'Türkü düzeninden uzak türküler' yazdı 'Türkülerin diliyle bu halkuı tarihsel birikinıini özümsemeye, özümsediğini yansıtmaya çalıştı' Yapıtlan"'Rüzgâr Saati' (1956), 'Kesrim Kara Saçlanmı' (1960). 'Sığda' (1964 TDK Şiir Ödülü, 1965),'KınnızıKaranfır (1971), 'Maraş'ın ve Ökkeş'in Destanı' (1972, TRT Başan Ödülü), 'Ağıdarve Türküler' (1976 Yeditepe Şiir Armağanı, 1977), Seyran Destanı (1979), 'Seyran / Bütün Şiirleri' (1981, SedatSimavi Ödülü 1992). 'Dahiler' (1983), 'Şiiri Dûzde Kuşatmak'(1983).'42Gün' (1986), 'Sevda Kabcıdır' (1991, Halıl Kocagöz Ödülü), 'tzlediğimiz Sular' (1991), 'Sonra İşte Yaşlandım' (1995). 'Şiir Üzerine Nodar' (1996), 'Toplu Oyunlar' (1997), 'Sessiz Arka Bahçeler' (1998, Altın Portakal Şiir Ödülü 1999). Kültür Servisi - tstan- bul Kültür ve Sanat Vak- fı tarafından 13-28 Nı- san tarihleri arasuıda dü- zenlenecek olan 21. Llus- brarası İstanbulFHm Fes- tivali'nde Ulusal Yanş- ma bölümüne katılacak Türk filmlerinin başvu- rusu 1 Şubat'a kadar sü- rerken festivalüı Ulusal Yanşma Jürisi de belli oldu. Başkanlığını Erden Kı- ral'ın yapacağı jüride. Mehmet Aslanruğ. Prof Dr. Naci Güçhan, Yelda Reynaud \e Daniele Ca- uchard bulunuyor. 21. Uluslararası İstan- bul Film Festivalı'nde, Ulusal Yanşma 'ya katı- lacak filmlerın değerlen- dirilmesi sonucunda, Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vak- fı tarafından' Yıhn En İyi Türk Filmi' ıle 'YıhnEn l>i Yönetmeni'ne 25'er milyar TL'lik para ödülü. Ulusal Yanşma Jünsi'nin seçeceği En Ivi Erkek Oyuncu ve En l>i Kadm O>ııncu'ya ise onursal nitelikte bırer ödül \eri- lecek. Ulusal Yanşma Jürisi, bu dört ana ödülün yanı sıra yönetmenlik ve oyun- culuk dışında herhangı bir dalda (senaryo, gö- rünrü. kurgu, müzik vs.) üstün başan göstererek yedincı sanata katkıda bulunan bir kişiye de Jü- ri Ozel Ödülü sunulacak. Aynca, festivalin spon- sorlanndan Efes Pilsen Uluslararası Film Eleş- tırmenlen Bırliği (FIP- RESCI) Jürisi tarafından seçilecek Türk filminin yönetmenıne, OnatKut- lar'ın anısma. bir sonra- ki filminin yapımında kullanılmak üzere 30 bin dolarlık para ödülü ve- recek. (Başvuru için: İstan- bul Kültür ve Sanat Vak- fı, Istiklal Cad. No: 146 Kat.2BeyoğluTel:0212 251 19 99) Türksanatçılar 10. Asya Bienali 'nde Kültür Servisi - Bang- ladeş"te bu yıl onuncusu gerçekleştirilen Asya Sa- nat Bienali nde bilımsel ve teknolojik gelişmeler bağlamında toplumsal- bireysel ilişkilere ve ge- lişmelere yeniden bakış ele alınıyor. Türkiye'den Canan Bej kal, Şeyda Cesur, T. Meüh Görgün, Av şegül lzer,Gülçin Özdemir.Fer- hat Özgür ve Neriman Polat'm katıldığı bıena- lin ülke küratörlüğünü T. Melih Görgün üstleniyor. 9 Ocak'ta başlayan bienale katılan Türk sa- natçılar vıdeo, dijital bas- kı, fotoğraf gibi farklı tek- nikler kullandıklan ya- pıtlannda yolculuk hikâ- yeleri. değişim, kent ya- şamının sorgulanması gi- bi temalan irdeliyorlar. Canan Beykal 'Sözcük- lerle Assemblaj' adlı ya- pıtında nesneye ulaşma- nın ipuçlannı gösterirken T. Melih Görgün çağımı- zın bebrleyici özelliklerin- den ötekini 'geçme hırsı' üzerinde durduğu 'Yolum- da' adlı \ideo yapıtını ser- giliyor. Ferhat Özgür yapıtla- nnda aidiyetlerin. kim- liklerin küçük anlamlar teşkil ettiğini gösterirken 'Dijital TanuVadh vide- osunda Şeyda Cesur mo- dern çağ insanının yeni dil kurgulan üzerinde du- nryor. Neriman Polat, kent yaşamına karşıt ortamlar yaratırken Ayşegül lzer de geniş boyutlu bir du- var frizinde 'Şiddetin ah- lakı yoktur' tanımını göz- ler önüne seriyor ve insa- nın kutsallığına gönder- mede bulunuyor. Gülçin Ozdemir'in 'Oradan Buradan' adlı \ideosu ise yaşamı çe^Te- leyen ideolojik stratejile- ri görünür kılıyor. 8 Şubat'a kadar süre- cek bienale Asya-Pasifik bölgesinden 42 ülke ka- tıhyor. Etkinlik kapsamrn- da 'Halkuı Sanaü: Gele- nekler, Kimlik ve Güçlük- ler' başlıklı bır sempoz- yum da gerçekleştiriliyor. YAZIODASI SELİM İLERt Salçadan Salçaya (2) Bu pazar nerede kuruluyordu, haftanın hangi gününde kuruluyordu? Onca kilo salçalık olgun do- matesi eve nasıl taşıyorduk? Hamal mı tutuluyor- du? Dönüyorum, çocukluğumun yaz günlerine, pa- zar yerlerıne dönüyorum, geri dönüyorum! llle H. G. Wells ın Zaman Makinası olacak değil ya; be- nim de kendimce zaman makınalanm var. On kilo olgun domates alıp Bahariye Cadde- srndekiGerenApartmanı'nageliyoruz. Şimdi do- matesler yıkanacak, sonra dörde bölünecek. Bü- yük tepside dörde bölünmüş domatesler bekler- ken, bana harikulade şiırli gorünen sepet, o bü- yük sepet yine bir yerlerden çıkartılacak! Yıldan yıla eskiyip gitmiş bir sepetti, domates kırmızısı lekeli, sağından solundan örgüsü çözül- müş. Görevi sona erince, sanp sarmalantr, gele- cek mevsıme kadar gözlerden ırak tutulurdu... Önce domatesler dızilecek, bir sıra domates. Üze- rine tuz, bolca, top top tuz. Serpılen tuz bir an için koruyabılirdi beyazlığını; derken domatesin kırmı- zısı, tuza pembe pembe ışler ve beyazlık yiterdi. Domatesler tuzlana tuzlana sepete yerleştirildik- ten sonra, sepet büyük tepsiye oturtularaktam üç günbeklenirdi.Günlergeçince-Şımdıdüşunüyo- rum da, nice günler geçti. Bu, içimı yakıyor...- sal- ça olacak domateslerimiz kalburdan geçirilerek yi- ne tepside, güneşe bırakılırdı. Güneştir salçanın yaratıcısı. Onca çaba, onca emek, güneşle birfeşmedi mı, salçadan hayırgel- mez. Arada bırgidip karıştıracaksınız. Nihayet do- matesler enikonu koyulaşacak, salça kırmızısı bir renk edinecek. Güneşten sonra sırada zeytınyağı! Çünkü kal- burdan geçirılmış, güneşlenmış malzeme bu kez zeytınyağında yoğrulacak. Zeytınyağının ölçeği çok önemli, fazlası da azı da salçaya yaramıyor, kıvamı tutturmak gerek. Tutturdunuzsa, salçanız hazır demektir. Sırlı kap- lara koyup, üzerine hafif zeytinyağı gezdirerek, kış günleri kullanmak üzere koruyacaksınız. Fakat niçin kış günleri diyorum? O zamanlar salçaya başka türlü bır düşkünlük gösterilir; bir- çok yemeğe yaz kış salça konur, taze domatesin tadına pek güvenilmezdi. Safiye Erol, gazete tefrıkası olmaktan nihayet kurtarılmış romanı Dıneyri Papaz/'nda bir yaz ge- cesi yemeğini bakın nasıl tasvir ediyor: "Evde gece yemeklerini bahçede, mutfak ka- pısını gölgeleyen asma çardak altında yıyoriardı. BirgünMüyesser, Gülbün'eiştiha verecekyemek- ler hazırtadı. Italyan usulü makarna, iri deniz ka- buklan içınde baharlı koyu birsalçayla fınnlanmış balık. Mühendis Luçı'nin evinde beraber geçiril- miş hayatın tatlı hatıralan: O zaman mesela bek- lenmedik misafirleri yemeğe alıkoymak lazım ge- lirdi. Gülbün balıkçıya telefon ederken Müyesser mutfakta istiridye kabuklarını hazıhar, fırını kızdı- nr, salçayı kıvama getıhrdi. Sonra Gülbün kolalı keten takımlan çıkarır, yemek salonunun çiçek manzumelerini elden geçirir, gümüş dolabını açar- dı." 1930'ların sonunda, 1940'lann başında bir za- man dilimi. Dineyri Papazı'nın kahramanı Gülbün, İkinci Dünya Savaşı yıllannda o zaman dilimini ha- tırlıyor. Bir yanda alaturka inceliğini korurken bir yanda da alafranga mutfağın istiridye kabuklu süsü pü- sü saltanat kurmuş... Bu ahntıda 'gümüş dolabı' kadar "mutfak ka- pısını gölgeleyen asma çardak" da gönlümü çe- lıyor. Bizim öyle bir bahçemiz hiç olmadı; ama 1950'lerin, hatta 1960'lann Istanbul'unda birçok bahçeli evde, geceleyın bahçede yemek yendiği- ni anılanm söyleyip duruyor. Takvimde îz Bırakan: "Bundan böyle ıki âşık gibi birieşemezlerse bi- le ikı dost gibi el tutuşsunlar, hiç değilse iki insan gıbı yüz yüze gelebilsinler." Safiye Erol, Dineyri Papazı. Kubbealtı Neşrıyat, 2002. Istanbul'dan Adamo geçti • Kültür Servisi - Perduto Amor'. 'Tombe La Neige", 'Car Je Veux\ 'La Nuit', 'Dolce Paula', 'Inch Allah' gibi kalbini koyduğu bestelerinde aşkın güzelliğini anlatan Adamo geçtiğirniz günlerde Istanbul'daydı. Sezen Cumhur Önal ile buluşan Adamo, eski dostlan görmekten dolayı çok sevinçli olduğunu belırtti. Sezen Cumhur Önal da ünlü müzik adamı Adamo için şunlan söyledi: "Anlaşüan her yerde kar olduğunu duyunca, Adamo İstanbul "a geldi." K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle