23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 OCAK 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Vılmaz, iki ay içinde kısa vadeli hedeflerin tamamanın gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi AB içinhedef2007ANKARA (Cumhuriyet Bü- r»su)-De\ let Bakanı ve Başba- kın Yardımcısı Mesut Yıbnaz, Tîirkiye'nin 2002 yıluıı iyi de- ğfrlendirmesi durumunda, 2007 yJında AB'ye tam üyelik hede- fnı gerçekleştırebileceğini söy- leii. Başbakan BülentEcevit'in ABD ziyaretüıi değerlendıren YJmaz. "Bekfentflerimizbüyük ölcüdegerçekleşti buna mukabfl endişelerimiz, gerçekleşmedi. Irak'ta endiseye mahal otanadb- ğıortayaçıktLKısavadedeohıın- lu sonuçlannı hep birükte göre- ceğjz" drye konuştu. CNN Türk'te yayımlanan Kri- ter programına konuk olan Yıl- • Başbakan Yardımcısı ve ANAP Genel Başkam Mesut Yılmaz, "Türkiye 2002 yılını iyi değerlendirirse ve tam üyelik müzakerelerini başlatabilirse, Türkiye'nin Bulgaristan ve Romanya'nm dahil olduğu ikinci genişleme dalgasına katılma ihtimali vardır." maz, AB'ye üyelik sürecini de- ğerlendinrken, Türkiye'nin 13 aday ülke arasında tam üyelik müzakerelerine başlamayan ve üyelik perspektıfi belirsizlik ta- şıyan tek ülke olduğunu belirt- ti. Yılmaz, 2002 yılının Türki- ye için önemine diJckati çekerek, şöyle dedi: " Türİd\«2002yıhnıiyi d^er- lendirirse, özeflikle Uhısal Prog- ram'daki(UP)kısavaddihedef- leri 2002 yıh içinde gerçekleşti- rebiür ve tam üyelik müzakere- lerini başlatabüirse. Türkiye'nin Bulgaristan ve Romarrya'nm da- hil olduğu ikinci genişleme dal- gasına kaulma ihtimali vardır. Türkiye bu dalgaya kaûkhğı za- man, 2007yıhnda tam üyetik he- defini geı^kfcştirebünf Önümüzdeki ıldbuçuk aylık zaman zarfında kısa vadeli he- deflerin tamamını gerçekJeştir- mek durumunda olduklannı. bunun hükümetin AB ye taahü- dü olduğunu kaydeden Yılmaz, UP ile Katılım Örtaklığı Belge- si arasında vadeye ılişkın en önemlı farkın, ıdam konusundan kaynaklandığını söyledi. Anayasa değişikliğıyle ölüm cezasının daralhldığrnı, sadece savaş ve terör suçlulanna ındir- gendığini belirten Yılmaz, bu- nun llerleme Raporu'nda tat- minkâr bulunmadığını hatırla- tarak, şöyle konuştu: "Türkiye bunu bir geçki dü- zenleme olarak yaptL Hedefi- miz ölüm cezasını tümüyle Ce- za Kanunu'ndan çıkarmak. Önümüzde bir firsat var. TCK degişikliği Meclis'e geiecektir. Orada bunu kakürabiKriz, ama anayasada bunun daraılölnus olması dahL AB açısmdan o ka- dar tatminediciohnasada, Tür- kiye'deldiçhukuk açsmdan çok önemli bir getişmedir. Kamu- oyunun bu konuya hazuianma- sıactsındanönemlidir. Zannedi- yorumki.buhedefi,buseneiçe- risinde gerçekkştireceğiz.'' Aygün: Değerlendirme için erken Istekler komisyona havale edfldi Yurt Haberieri Servisi - AKP Genel Başkan Yardımcısı AbduDah Gül Başbakan Bülent Ecevit'in ABD ziyaretinin başansız olduğunu belirterek "Başbakan Ecevh, ABD'den eti boş döndü"dedi Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkam Sinan Aygün. *Ekonomik açıdan ABD gezisinin başan notunu degerlendinnek için çok erfcen" dedi. Türk heyetinin son derece somut isteklerle ABD'ye gittiğİni ifade eden Aygün, tekstil kotalanrun genişletilmesi. ABD'nin Avrupa Birliği'ne yaptığı ticari kolayüklann Türkiye'ye de sağlanması, tercihli ticaret anlaşması yapılması, Bakû-Ceynan boru hattının kredi koşullannın düzenlenmesi, 5 milyar dolarlık askeri borçlann silinmesi ve Türkiye'nin turizm açısmdan riskli ülkeler üstesinden çıkanhnası gibi konulann komisyona havale edilmesi nedeniyle, somut bir kazanımın elde edilemediğıni kaydetti. Aygün, "Istekler 'kurulacak' denilen komisyona havakedflmiştir.Ancak,bui\inryedi yaklaşımJann kurulacak komisyona nasıl yansıyacagı bugünden belH olamaz. Komisyondan çıkacak kararian görerek gezuun başareım değerlendirmek daha gerçekçi otar" dedi. Amerika'da kurulacak komısyonun Türkiye tarafindan yakın takibe alınması gerektiğini \iırgulayan Aygün şöyle devam etti: "Eğer ABD yönetimi Türldye'vi gerçekten dost olarak görüyorsa, EVfF'yi maşa gibi kuDamp Türkiye'ye bu şekflde destek oimaktan vazgeçmeii, toplam ithalatmm içindeki Türkiye'den yapbğ) binde 21er düzeyindeki ftfaaiatmı yüzde 2-3'e çıkartmahdır. Amerika'nın \2 trflyon dolar toptam hhalaonm sadece 3 nulyar doiannı Tüıidye'den gerçekleştirmesi (sürdürüJebüir) bir ekonomik üişki degjldir. Türkiye'den yüzde 2-3'ler düzeyinde yapdacak ithalat 3-40 miryar dolar eder ki, bu da borçlanmadan büyüyen sağokh bir Türkiye demektnv BLSLAD Başkam Celal Beysel de gezinin ekonomik sonuçlannm ancak şubat ayı sonunda yapılacak görüşmelerin ardından alınacağını belirterek "Saym Ecevtt'aı gezisi, bu teknik görüşmelerin bir ön çahşmasKhr" dedi. Gezının, TOBB, TÜSİAD ve çeşitli SlAD'lar arasmdaki diyaloğun kuvvetlenmesine olanak sağladığını ifade eden Beysel, bu kuruluşlann yöneticileriyle, tek ses olarak hareket edilmesi konusunda çalışma yürürülmesı için anlaşmaya vardıkiannı söyledi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici ise Aygün'ün "ABD'de konu mankeni olduk" sözlerine isim vermeden tepki gösterdi. Yahnici, "Her şeyi devletten bekliyorsun. Peki sen gitmeden önce ABD'de hangi odaya, hangt kişilere gelecegini bildirdin? Hangi temaslan ayariadm kardeşinT dedi. Devlet Bahçeli, Nevşehir toplanüsmda partisine kaüian belediye başkanlanna rozetierini takû. (Fotoğraf: AA) MHP lideri Bahçeli, Nevşehir'de belediyelerin tutumunu eleştirdi: Halkı 'müşteri' görüyorlar SELAHATTtS ŞAHİN NEVŞEHÎR - MHP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardımcısı Doiet Bahçefi, Türkiye'nin varlığını tehdit eden her türlü unsura karşı mücade- leyi bütün zeminlerde sürdürmeye ka- rarlı olduklannı ifade etti. Bahçeli. beledıyelerle ılgılı olarak da "Bele- diyelerimizin insanlarunızı müşteri olarak algılamalan insani bir yakla- şun olamaz" dedi. Bahçeli, partisinin Nevşehir'de dü- zenlediği, MHP'li Belediye Başkan- lan Çalışma Toplanrısı'na katıldı. Burada basın toplantısı düzenleyen Bahçeli. Başbakan BülentEcevit'in ABD'ye yaptığı ziyaretüı teröre kar- şı uJuslararası işbirliği konusunda Türkiye'nin hassasiyetinin dünya ka- muoyuna açıklanması ıçuı araç oldu- ğunu belirrti. Türkiye'nin varlığını tehdit eden her türlü unsura karşı mücadeleyı bütün zeminlerde sür- dürmeye kararlı olduklannı ifade eden Bahçeli, "Sonzamanlardabö- lücü unsurlana, yeni stratejiler çer- çevesinde çeşitli eyiemler gelistirdigi veamaçlanna dolaylıyollardan ulaş- mak istediği anlaşümaktadu". Bolü- cü,yıkıa terörBtodaklann,bu türyol- larlada hedeflerinevarmaamümkün değfldir" diye konuştu. Bahçeli, konuşmasının yerel yöne- timlerle ilgili bölümünde ise özellik- le belediyelerin kaynak sorununa de- ğindi. Bazı belediyelerin yaünm ve istıhdam konulannda titiz davran- madığını, bazılarının da kendi baş- lanna dış kaynaklı krediler kullana- rak yüksek düzeyde borçlandığuıı belirten Bahçeli, Arjantin ekonomi- sinin çöküşünün en büyük nedenle- nnden birinin de yerel yönetimlerin aşuı borçlan olduğunu söyledi. Uludağ yeniden başkan MMO'da zafer 'demokratlarhn İstanbul Haber Ser- visi -TMMOB Maki- na Mühendisleri (MMO) Odası istan- bul Şubesi'nin Genel Kurulu, "Demokrat Makina Mühendisle- ri" grubunun zaferiy- le sonuçlandı. De- mokrat grubun 1425 oy aldığı genel kurul- da, Meslekte Bırliğe Çağn Grubu 620 oy- dakaldı. Genel kurulda "De- mokrat Makina Mü- hendisleri" ile Yusuf Erkoç'un başkan ada- yı olduğu "Mestekte Birliğe Çağn Gru- bu"nun listeleri yanş- tı. Seçimler sonunda Makina Mühendisle- ri Odası istanbul Şu- besi'nin yeni yönetim kurulu üyeleri şu isim- lerden oluşru:Üzeyir Lludağ. Münür Ay- dın, Zeki Arslan, Dter Çeük. Osman Serter, Mustafa Günalp, An' Abbas BekçL çalışma Bakanı Okuyan.- 36yüdal79 milyar dolar zarar AMKARA (Gum- huriyet Bürosu) - Ça- lışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Yaşar Okuyan, 1965 yılm- dan 2001 yılına kadar sosyal güvenlik siste- minde meydana gelen zarann 179 milyar do- lar olduğunu söyledi. Üstü örtülü olarak es- ki Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel'ı he- def almayı sürdüren Okuyan. "Böyledağı- ûrsan 6 sefer de gider- sin, 7 sefer de geürsüT dedi. Siteler Esnaf ve Sa- natkârlar Kredi Ko- operaufı'nin genel ku- rulunda konuşan Oku- yan, tanhinin en bü- yük ekonomik buna- lımmı yaşayan Türki- ye'de, bu dönemde en önemli ekonomik ya- sal değişikliklenn de yapıldığını ileri sürdü. Okuyan sakat ve yan- hş düşüncelerin değiş- mesini istedi. IRMIKI AYDIN ENGÎN aengin@doruk.net.tr Açık Radyo'yu dinliyor musu- nuz? Yoooo, yooo, hemen "Ta- bıi... Evet... Elbette... Bu da sorulurmu.. "gibi yanıtlarsıra- lamayın. Ben "dinliyormuydunuz" di- ye sormadım. Dinliyor musunuz? Yooo, yooo, hemen "Sen uzayda mı yaşıyorsun gazete- c ? Bilmiyor musun ki Açık Radyo RTÜK'ün gazabına uğ- radı?'Amma da Hikâye' prog- ramında aylar ve aylar (yoksa y'lar ve yıllar mıydı ?) önce ya- yımlanan Bukovvski'n/tf biröy- kJsü yüzünden kapatıldı" di- ye bana fırça atmaya kalkma- yn. Soruda ısrar ediyorum: Açık Radyo'yu dinliyor mu- sunuz? Ben dinliyorum. Sürekli dinliyorum ve dinle- dğım için pek keyifliyim... Sabah işe giderken daha (oprü trafiğine gırmeden açı- ymım radyomu. 94.9'da enfes br "düdük solo" var. Kesinti- sz. aralıksız, susmayan, bftme- Açık Radyo'nun Düdüğü yen, dinmeyen bir düdük sesi. Gazeteye gelip masama yer- leştiğimde bu kez de kulaklıklı radyomu 94.9'a ayarlıyor ve o harikulade "düdü/(so/o"eşliğin- de yazı yazıyor, haber okuyor, redaksiyon yapıyor, telefonlara cevap yetiştiriyor, gelen konuk- laria sohbet ediyorum. Açık Radyo 'rütüklendi' (Rü- tüklenmek: Türkçenin kazan- dığı bu yeni "fiil"e bayılıyorum). Şimdı de... Şimdi de rütüklenmiş Açık Radyo rütükleyenleri, rütükle- tenleri, rütükletecekleri, rütük- çüleri düdüklüyor!.. Ben de keyifle ve sabah akşam "dü- dük solo" dinliyorum.... • • • Peki sız ne yapıyorsunuz? Yoooo, kaçamak yok. Cum- huriyet okurlan arasında Açık Radyo dinleyicilerinin oranının şaşılacak kadar yüksek olduğu- nu kendi deneyimlerimden, ya- ni dolaysız biliyorum. Ikı yıl kadar önce (O kadar olmuş mu yav? Vay canına! Ba- na dün gibi gelıyor) bir kış bo- yunca bir program yaptım. Cumhuriyet'te tırmıklarken Açık Radyo'da da her hafta sonu Baykuş olup, olup bitene "bay- kuş bilgeliği" ile baktım. Ve çok kısa sürede "Bay- kuş "un ünü "Tırmık"\ solladı ve arayı hızla açtı. Nice Cumhuriyet okuru, kar- şılaştığımızda "Tırmık idare ediyorda Baykuş'un tadı baş- ka" deyip bunca yıllık gazete- cilik kariyerimı madara ediver- di. Nice Cumhuriyet okuru, bir gün önceki Tırmık') anımsatıp "Üç gün önce Ömer Madra da Açık Gazete'de aynını söyle- mişti" diyerek yazıcılık mesle- ğindeki karizmamı(\) çiziverdi. Havaalanından bindiğim bir taksi şoförü "Cağaloğlu'nagi- deceğiz, ama sahilden gidelim" dediğimde, gülerek geri dön- dü, "Abi sen Baykuş'sun be!.. Sesinden tanıdım valla.." de- yiverdi. Yani kaçamak yok. Cumhuriyet okuru olup da Istanbul'da yaşayanların ara- sında Açık Radyo dinleyenlerin sayısı neredeyseCumhunyet'in Istanbul'daki tirajına denk. O yüzden "Siz ne yaptınız" sorusunu havaya bakıp ıslık ça- larak geçıştiremezsiniz. Istanbul'da aydınların ve ay- dın kafalann soluk aldığı bir rad- yo rütüklendi ve yer yerinden oy- namadı. Rütükçüler faks yağmurunda sırılsıklam olmadılar. RTÜK'ü yaratanlar protestolardan bu- nalmadılar Bukovvski'nin öyküsünü "umumi ahlaka aykırı" bulan kafalara. o kafaların çıkardığı yasalara göre hüküm kesen yargıya bir edebıyat devinin öyküsünü ahlak dışı bulup da televolelerle ülke ekranlarını "kerhane kapısı "na çevirenle- ri "umumiahlakauygun"bul- maları arasmdaki hazin çeliş- kinin hesabı sorulmadı. "Umumhane kültürü"nden farksız, hatta beter bir "kültür" yaratanlar "umumi ahlaka uy- gun"; umumhane kültürü ile sakatlanmış iki ınsanın konuş- masını edebi bir hünerle yazı- ya döken Bukovvski "umumi ahlaka aykın" öyle mi? Umumhane kültürüne karşı bir kültür pınarı yaratmak üze- re canını dişine takmış insan- ların bir "aydın imecesi" ile ya- rattıkları Açık Radyo, televole kültürüne karşı, o kültürün çü- rüttüğü, çöpe dönüştürdüğü toplumsal kesimlerden bir ka- dın ve bir erkeğin diyalogları- nı mikrofonlanndan dinleyen- lerine ulaştırdığı için 15 gün süreyle kapalı öyle mi? Buna düdük çalınır. ••• Elinizden hiçbirşey gelmiyor- sa günde bir dakıka süreyle rad- yonuzu "doksandört nokta do- kuz"a ayarlayın. O "düdük so- lo *yu keyifle ve ınatla dinleyin "sü- rekli aydınlık için bir dakıka ka- ranlık" günlerindeki inadınizla ve neşenizle... Kadın milletvekillerine pantolon yasağı.•• Çevremizdeki yasaklardan biri daha eksildi. KESK'li kadınlann eylemi sonunda kamuda kadın çalışanlara pantolon yasağı kaldırıldı. 7 Aralık günü yapılan eylem sonucunda konu gündeme gelmiş ve Başbakan Bülent Ecevit'in de destek vermesi üzerine yasak kalkmıştı. KESK Genel Sekreteri Sevil Erol, bu noktaya gelinmesinde katkılannın görmezden gelinmesinden yakınıyor: "Pantolon eylemıni tüm ülke çapında gerçekleştirdik. Sonuca varılmasında bu eylemin çok önemli etkisi oldu. Kamuda çalışanlann yüzde 357 kadın. Yaklaşık 450 bın dolayında kadın çalışan artık pantolon giyebilecek. Gündem oluştu ve ciddi bir kazanım elde ettik. Gündemi saptırdığımız eleştirileh yapıldı. Oysa bu konu yıllardır kadınlann gündeminde." Yasağın kalkmasının ardından TBMM'de de sekreterler, bürokratlar ve kadın gazetecıler pantolon giymeye başladı. Ancak. içtüzükte kadın milletvekilleri için "tayyör giyme" zorunluluğu getirildiği için kadın milletvekillerinın pantolon yasağı sürüyor. Kadın milletvekilleri, türban konusuyla bağlantılandınlmasından çekindikleri için bu konuda bir mücadeleye girmeyi zamansız buluyor. DSP İstanbul Milletvekili Yücel Erdener, "Yanlış algılanır, türbanı gündeme getirirler. Biz buna çanak tutmak istemiyoruz" diyor. DSP Amasya Milletvekili Gönül Saray Alphan ise "tayyör" sözcüğünün anlamı üzerine bir anımsatma yapıyor: "Ben Terziler Odası'na sordum. Yazılı olarak görüş bildirdiler. Burada tayyörün ikili takım anlamına geldiği belirtiliyor. Yani etek zorunlu değil. İkili takım, pantolon ceket de olabilir." Durmuş'un 'insan haklarf... Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un, ilaç fiyatlarında yaptığı yüzde 10'luk indirim nedeniyle eczacılann başvurdukları kepenk kapatma eylemi geçen haftanın önemli gündem maddelerinden biriydi. Durmuş, partisinin grup toplantı salonuna girerken gazetecilerin soru yağmuruna tutuldu. Kısa bir açıklama yaptıktan sonra "Sanınm bu kadar yeter" dediyse de : sorulann arkası kesilmek bilmedi. Sorulardan bunalan Durmuş, yanında oturan İnsan Haklan Komisyonu Başkam Hüseyin Akgül'den yardım istedi: "Saym Başkan, benim de insan haklanmı korusanıza" Durmuş, yanıt gelmesini beklemeden gazetecilere dönerek Akgül'ün yanına oturmasının nedenini anlattı: "Salona girer girmez gözlerim Hüseyin Akgül'ü aradı. Yanının boş olduğunu görünce hemen koştum ve oturdum. Başıma gelecekleri bildiğim için haklanmı koruyacağını düşündüm." Büyükerman'ın 'bomba' açıklamaları! Eskişehir bağımsız mılletvekiii Mail Büyükerman'ın basın toplantıları TBMM'deki en eğlenceli etkinlikler arasında yer alır. Büyükerman'ın geçen hafta düzenlediği basın toplantısı da gülüşmelerle başladı, kahkahalarla sona erdi. Toplantı başlarken öncelikle gözlüğünü çıkarıp kameramanlara "Gözlüklü mü, gözlüksüz mü daha iyi görüntü veriyorum" diye soran Büyükerman, daha sonra gözlüğün bir eksıklik göstergesi olduğu yorumunu yaptı ve kameraların önüne gözlüksüz çıktı. Büyükerman, toplantıda önce nöbetçi tüpçü sorununa değindi. "Pazar günü evde tüp bittı. Telefonla sağı solu aradık, bulamadık. Karakolu aradım, yardım etmeye çalıştılar ama olmadı. Sonra Çankaya Belediyesi'ni, büyükşehir belediyesi özel kalemini aradım. kimseye ulaşamadım. Hafta sonu nöbetçi Aygaz satıcısı olmaz mı" diye yakındı. Toplantının sonunda da günün bombasını patlattı: "Hüsamettin Özkan a biryasa önerısi verdım. Ikiden fazla doğumun ıhbarı zorunlu olmalı. 3. çocuk sahibi olan erkeklere 3 seçenek sunulmalı: Tüplerini bağlatmak, 20 milyar lira vergi vermek ya da 1 yıl hapis yatmak." Bu basın toplantısı aynı gece televizyonlarda uzun uzun gösterildi, ertesi gün de basında yer buldu. Aynı gün basın toplantısı yapan TBMM Tüm Partıler Nüfus ve Kalkınma Grubu'na ise medya aynı ilgiyi göstermedi. Sevgi Esen bu basın toplantısında; Suat Çağlayan, Bahrj Üstünbaş, Işılay Saygm, Ayfer Yılmaz, Mahfuz Güler ve Oya Akgönenç'in yer aldığı grubun çalışmaları hakkında uzun uzun bilgi verdi. Ancak, Büyükerman benzeri "bomba'lar patlatamadığı için medyanın ilgisini çekemedi... 'Ana arılar ve koloniterî' ANAP lideri Mesut Yılmaz, partisini daha çok kadın seçmenlerin tercrh ettiğini dile getirmişti. ANAP kadın kollannın üyeleri hafta içinde Meclis'te yapılan grup toplantısına katıldılar. TBMM kulislerinde ilk kez bu kadar kadın gören ANAP'lı milletvekilleri ne olduğunu anlamak için birbirlerine "Kim bu kadınlar?" diye soru sormaya başladı. Bu dönem Meclis'e giremeyen eski milletvekili yanıtladı: "Onlar ana anlar, genel başkanın da dediği gibi bize oy verenlerin yüzde 60'ını temsil ediyohar." Milletvekillerinden biri hemen atıldı: "Belli ki ana anlar yalnızca kendileri partiye oy veriyohar, kolonilerini getiremiyorlar. Getirebilselerdi siz de Meclis'e girerdiniz..." Ecevit'in ABD vizesi Bülent Ecevrt, ABD ziyaretine başlamadan önce Esenboğa Havaalanf nda bekleyen gazeteciler, Başbakan'ın bir danışmanına yaklaşarak meraklı sorular sormaya başladılar: "Saym Başbakan'ın ABD'ye vizesi var mı, süresi ne kadar, kontrol ettirdiniz mi?" Deneyimli danışman yanıtladı: "Saym Başbakan'ın pasaportundan kontrol ettik, 2004 yılına kadar ABD'ye vizesi var." Sohbete katılan bir gazeteci, hemen bu yanıtı yorumladı: "Yoksa ABD de vize tarihlerinde seçim dönemlerini mi esas alıyor!" Tiirey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş tbmnKumfa ttnetnettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle