Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3AYFA CUMHURİYET 20 OCAK 2002 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StBMElV
Yaşam Giizel mi?
Sevgili,
Cuma günü saat 2 sularında, Maçka Cadde-
si'nden yukan çıkıyordum. Araba Teşvikiye'nin kö-
şesıne gelince, kaldırırn kenanna sıra sıra dizil-
nış öğrenci mınibüs leri yüzünden, yol tıkandı.
- En iyisi, dedim şoföne, ben burada inip, iki adım
yOrüyeyim.
Abdülhamid'in, Yıldız Sarayı'na nispeten ya-
kın olan bu semte insanlann, özellikle de devlet
ncalinin gelmesini teşvik ıçin 1890'larda yaptır-
dığı, adı da bu nedenle Teşvikiye olan camiin ya-
nından, kafamda hiçbirçağnşım uyanmadan ge-
çıyordum.
Birden gözümetop oynayan çocuklarılişti. Bi-
ri. sırtını caddeye vermiş ve de musalla taşına en
yakın olan, genelde, cenaze sahibi yaşlı ya da acı-
dan dermanı kesilmiş olan kadınlann oturdukla-
n bankı kale yapmış, öbürü de plastik topla ona
şut çekiyordu...
Birden gözümün önüne, bu camiden dostlar-
la uğuriadığım. nice yakınım geldi.
Oradan ıki yüz metre ötede Hüsrev Gerede
Caddesi'ndeki apartıman dairesınde bütün öm-
rünü geçiren Ergun Balcı'yı üç yıl bir gün önce
buradan uöurlamıştık.
Ağabeyi Ibrahim Çamlı'nın gidişinde ise Tür-
kiye'de değildim.
Son olarak çok yakınlarda bir çarşamba günü,
Mehmet Baydur'a veda etmiştik burada.
Camiin bahçesi, birçok dostun acısını aynı an-
da düşürdü yüreğime...
Belki de birkaç saat önce, avlu yine acılı insan-
laria doluydu ve birinin bir namazlık saltanatı ol-
muştu taht misali musalla taşında...
Sonra, çocuklara bakıp, elimde olmadan gü-
lümsedim.
Acılar bahçesinde küçük çocuklar top, bir kız-
la bir oğlan koşmaca oynuyorlardı.
Yaşam devam ediyordu...
•••
Güzelliği burada mıydı acaba yaşamın?
Kimilerinin zaman zaman zihinlerine takılan,
"Yaşam güzel mi değil mi?" sorusunun fazla bir
anlamı yok. Çünkü yaşam bizim için tek alterna-
tif; ötesinde ne olduğunu bilmiyoruz ki onu baş-
ka birşeyle kıyaslayabilelım.
Bu yüzdendir ki yaşamın güzel, güzelden de
öte eşsiz olduğunu kabul etmek durumundayız.
Nice acılan sevgi ile yoğurmuş, sonra onlan im-
bikten damıtmış olan Panait Istrati, Kira Kirali-
na'nm sonunda, "Eğersenın için, yüreğin güzel-
se dünya güzeldir" der.
öyle gerçekten. Kimi zaman masmavi birgök,
lacivert bir deniz kıyısında, için kararmışken ya-
kalayamadığın güneşi, için aydınlık ise eğer pus-
lu yağmurlu kış gününde, birden yüreğinde par-
lar bulursun.
Evet yaşam, yoksulluk ve yoksunluklara kar-
şın yine de her zaman güzeldir de, biz bunu, her
zaman algılayamayız.
* • •
Bu gerçeği, çok sıkıntılı bir anımda genç bir ka-
der arkadaşımdan aldığım ders ile öğrenmiştim.
Bilmem sana daha önce anlatmış mıydım?
1983 yılının karanlık bir aralık gününde, hemen
hemen bir yıl aradan sonra aynı siyasi dava yü-
zünden yeniden döndüğüm, Sağmalcılar Ceza-
evi'nin C-16 "kaçakçılar koğuşunda" araba ka-
çakçılığından yargılanan genç kader arkadaşım
S. ile konuşuyorduk. Ona Orhan adlı ortak dos-
tumuzu sordum.
- Bilmiyormusun abi, dedı, o kanserolduğu için,
iki ay önce tahliye edildi, geçen ay da sizlere
ömür.
- Keşke iki yıl önce ölseydi, dedim.
Sordu:
- Neden?
- Hiç değilse hapislik rezaletini yaşamadan gi-
derdi...
S. şöyle bir dikildi, gözlennin içi pınl pınl,
- Öyle deme Ali Abi, dedi, yaşam her yerde gü-
zeldir, hapishanede bile.
Yaşamın güzelliğini hep duyumsayacağın gün-
lerdileğiyle...
Eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel:
Yolsuzluk olan bir
ülke kalkınamaz
Istanbul Haber Ser-
visi- Türkiye'nin yaşa-
dığı ekonomik krizin
önemli nedenlerinden
birinin de yolsuzluklar
olduğu belirtildi.
tstanbul Yûksek Ti-
caret ve Marmara Üni-
versitesı tktisadi Idari
Bilimler Fakültesı Me-
zunlar Demeği Istanbul
Şubesı'nce, 50 ve 25 yı-
lik mezunlaraplaket ve-
rilmesi nedeniyle dü-
zenlenen törende ''Tür-
kiye'de yolsuztuk, eko-
nomive saydamhk" ko-
nulu bir de panel ger-
çekJeştirildi.
Panelde konuşan eski
Maliye Bakanı Zekeri-
ya Temizel, ekonomik
knzin nedeninin yolsuz-
luklar olduğunu ifade
ederek demokrasıde say-
damlığın önemine dik-
kat çekti. Devleti yöne-
tenlerin, aldıklan eko-
nomik kararlann hangi
sonuçlan doğurduğunu
ortaya koymasını iste-
yen Temizel. "Herkes,
işine geleni kriz nedeni
olarak ortaya koyuyor.
Bu kriz, kamu mâlrv'esi-
nin krizL Vergi toplaya-
mayan devlet, borç ba-
tağmdaveçevireıneyece-
gj bir borç yüküyle kar-
şıkarşrya"dedı. Üıraca-
tı desteklemek için ay-
nlan kaynaklann büyük
bölümünün yolsuzluk-
lar sayesinde heba ol-
duğunu, ihracata dönük
sanayi için verilen kre-
dilerde büyük boyutta
yolsuzluk yapıldığını
vurgulayan Temizel, dü-
şük kur ve yüksek faiz
politikasını eleştirdi.
"Bu kadariçvedışborç
bir iki günde ohnaz" di-
yen Temizel, yatınmcı
dış sermayenin önünde-
ki en büyük engelin de
yolsuzluklar olduğuna
dikkat çekti.
Eski Milletvekili Ü-
han Kesici de Türki-
ye'nin karşı karşıya ol-
duğu ekonomik duru-
mun çok ciddi olduğu-
nu anlartı. Alacagını tah-
sil edemeyen devlete,
dünyanın hiçbir yerin-
de devlet denemeyece-
ğini belirten Kesici, ban-
kacılann büyük bölü-
münün sıfat, görünüş
olarak bankacıya ben-
zemediğini söyledi.
Algan Hacaloğlu, anadili konuşma ve geliştirmenin demokratik bir hak olduğunu söyledi
CHP KürtçeyeözgürlükistediHaber Merkezi - CHP, son günler-
de Kürtçe eğitım konusunda üniver-
sitelerde yaşanan gelişmelerle gün-
deme gelen "anadfli inıBanmanm" de-
mokratik bir hak olduğunu açıkladı.
Konunun ülkenın iç banşuıa ve de-
mokratikleşmesine zarar vermeden
hukuk ve hoşgörü ortamı içınde çö-
zümlenmesini isteyen CHP, "Tüm
yurttaşlanmız anadillerini özgürce
konuşmakvegefiştirmek, alt külrürel
zenginlikkrini korumak ve yaygın-
laşürmak hakkma sahiptirier" görü-
şünü iletti.
CHP Insan Haklan Masası Başka-
m Algan Hacaloğlu yaptığı yazılı
açıklamada, parti programında yer
alan "etnik dırvarlüıklara demokra-
• Aiyon Kocatepe Üniversitesi'nde, Kürtçenin seçmeli dersler kapsamına alınması için dilekçe
veren 49 öğrenciye çeşitli sürelerle okuldan uzaklaştırma cezası verildi. Aiyon Cıunhuriyet
Başsavcılığı da öğrenciler hakkında soruşturma başlattı.
tik çözüm" ilkesinin "entel" bir ru-
rumun ifadesı olmadığını kaydetri.
Hacaloğlu, anadilde eğitim konusu-
nu ülke bütünlüğünü tehdit eden çev-
relere malzeme yapmadan, ancak
"yutkunmadan ve ildrcikh'" davran-
madan ele almak gerektiğini belirte-
rek "Devlet insanlann esenliği, geliş-
mesi, hak ve özgûriüklerinin korun-
ması için vardır. Devletin ırkı, dini ve
mezhebi ohnaz. Devlet etnik kördûr.
Devlet karşKinda sadece yurttaşını
görûr, yurttaşlannı, alt kimlikkrine,
anadilierine veya kökenlerine göre
aynşürmaz" dedi.
Atatürk'ün kurduğu laik-demok-
ratik cumhuriyetin gereğinin ülke-
dekı tüm yurttaşlan kucaklamak ol-
duguna dikkat çeken Hacaloğlu şun-
lan kaydetri:
"Bu anlayış içinde kamusal alan
hizmet ve eşjtfik alanıdır, özel alan ise
özgürlük ve sorumluhık alanıdır. Ka-
musal alanda eğitim, resmi-anayasal
dirjmiz olan Türkçefleyapıhr. Devle-
tin kamusal alanda ûlkemizde var
olan çok sayıda diğer anadiDerde eği-
tim yapörmak gibi bir görevi yoktur.
Devlet, kural ve koşullar uygunsa, bu
alanlarda üniversite bürryesinde bi-
limsel çahşma >apacak enstituler, bu
arada Kürt Enstirüsü de kurabiür."
Hacaloğlu, tüm Türk yurrtaşlann
özel alanda ılgıli kurallar çerçeve-
sinde "yazılı veya basıh yavımda bu-
lunmak, özel eğitim kurs ve kurum-
lan oluşrurmak, ber tûrhı medya or-
tammda >azıh vey'a görsel yaymda bu-
hınmak" hakkına sahıp olduklannı
vurguladı.
Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde
(AKÜ), Kürtçenin seçmeli dersler
kapsamma alınması için dilekçe ve-
ren 49 öğrencıye çeşitli sürelerle okul-
dan uzaklaşnrma cezası verildi. AKÜ
Rektörü Prof. Dr. Şan Özalp, Afyon
Cumhuriyet Başsavcılığı'nin da bu ko-
nuda, öğrenciler hakkında soruştur-
ma başlattığmı belirtti.
Sıirt HADEP U Örgütü 'nce bugün
il binası önünde yaklaşık bin kışinin
katılunıyla "Anadilde eğitimveyayın
hakkuun \erilmesi" ve "HADEP'in
kapatüması" konulanyla ılgıli yapıl-
malc istenılen basın açıklamasına gü-
venlik güçleri izin vermedı.Siirt'te-
ki Sultan Dershanesi'nde 2 gün bo-
yunca asılı duran "Kûrtçe eğitim is-
tiyoroz" pankartıyla ilgili olarak çok
yönlü soruşturma başlatıldı.
ABD ileişbirliğinde
çokgeç kolındı
tstanbul Haber Servisi - DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller, hükümetin 11
Eylül'de ayağına gelen firsatı
değerlendiremedığıni behrterek
u
Yapdması
gereken 1998 yıhnda Türkiye'nin ABD ile
stratejik iktisadi işbûiiğinin genişktilmesi
ohnalrydL Çok gec kahnmışör" dedı. Çiller,
dün sabah saatlerinde Mısır Çarşısı'nı
ziyaret ederek esnafin sorunlannı dinledi.
Mısır Çarşısı Esnaf Yardımlaşma ve
Koruma DerneğTni ziyaret eden ÇiÜer, bir
tabure üzerine çıkarak yaptığı konuşmada,
iktidara geldüderınde başta peşin vergi,
SSK ve Bağ-Kur primleri olmak üzere
hepsini yan yanya indıreceklerini ifade etti.
Çiller şöyle devam etti: "Sözveriyorum,
DYP iktidannda burası yeniden crvıl crvü
olacak. Padama oiacak, bereket gekcek."
Liderleri açık oturumda tarhşmaya çağıran
Çiller, emlak vergisinin milletin
kaldıramayacağı hale getirildiğini, tüm
yetkilerin mahalli idarelere verilmesi
gerektiğini söyledi. Mısır Çarşısı esnafi,
Çiller'e 5 adet nazar boncuğu taktı. Çiller,
Malarya Pazan'nı ziyareti sırasında da
esnafin "başbakan komığu" olarak
nitelendirdiği koltuğa oturdu. Dernek
Başkanı Çetin Palancı, Çiller'in oturduğu
koltuğa daha önce 8. Cumhurbaşkanı
TurgutÖzal'ın oturduğnu söylerken
"tnşallah siz de başbakan vecumhurbaşkanı
olarak otunırsunuz" dedi.(Fotoğraf: AA)
ERDOĞAN'IN312 TEPKİSÎ:
Hâkimin vicdanına
bmıkılmamah
YüCELEN ÖZELEŞTÎRÎ YAPTI
Çağ atlacbk dedik
çağdışı kaldık
tZMİR (CumJıurivet Ege
Bürosu) - Içışlen Bakanı
Rûştü Kaznn Yücekn,
yolsuzluklarla mücadele
konusunda devlet ile sivil
toplum kuruluşlannrn birlikte
haraket etmesi gerektiğini
belirterek "Bağnnaz yargı
enfonnasyon ağmın
genişktümesL kamuda
şeffafhk ve denetim
mekanizmasnun etkin
biçimde işletilmesi,
yolsuzhıkla mücadelede
önemli unsurlar" dedi.
îçişleri Bakam Yücelen, Ege
Sanayici ve Işadamlan
Derneği tarafindan
düzenJenen toplantıda, temiz
toplum ve devlet yönetimine
yönelik görüşlerini açıkladı.
Yücelen, Yerel Yönetimler
Yasası'nrn 2 ay gibi bir süre
içinde yasallaşacağmı
belirtti. Yücelen,
yolsuzluklarla mücadele
konusunda başanya
ulaşılması için kamusal
yönetimin şefFaflaşması
gerektiğini kaydederek
"Devlet ve shü tophım
örgütleri yobuduklara karşı
ortak hareket etmeüler. Bu
sağiandığı takdirde, kamusal
yetidnin vasadışı
kuDanümasunn önüne
geçUebiür*' dıye konuştu.
Piyasa ekonomisine devletin
müdahalesinin oldugu
yerlerde, yolsuzluk
olaylannın arttığına değinen
Bakan Yücelen, "Yobuzhığu
kökten çözecek sihirii bir
değnek yok. Toplumun
duyarh bireyleri ve devletin
bu konuda ortak hareket
etmesrvie sorun aşılabifir"
dıye konuştu. Kamu
yapısının hantal olduguna
değinen Yücelen,
"Gektiğimiz noktada bir
özeleştiri yapmamız
gerekirse, adadık dediğimi/
çağda, çağ dhşı kaldık" dedi.
Emeğin Partisi:
YÖKtasarısı
çekilmeli
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emeğin
Partisi'nden yapılan açıklamada Meclıs'te
göruşülmekte olan yenı YÖK yasa
tasansıyla eğitimin bir metaya
dönüştürüleceği vurgulanarak tasannın
çekilmesi istendi.
Emeğin Partisi-Emek Gençliği'nden dün
yapılan yazılı açıklamada,
üniversitelerin gelirlerine ilişkin yeni
düzenlemeler getiren ve eğitime
katkı payı adı altında öğrencilerden yüksek
oraiüarda para alınmasmı öneren yasa
taslağı eleştırildi. Eğitim hakkının anayasal
bir hak olduğunun vurgulandığı açıklamada,
bu yasayla eğitimin bir metaya
dönüştüriileceği, ifade edildi.
Açıklamada yasa tasansıyla şunlann
hedeflendiğı kaydedildi:"Ünrv«rsiteter araa
rekabet adı altında üniversitenin, dolayısryla
bflimin piyasanın çarklan içine çeldlmesini
sağlamak üzere her üniversitenin bir işletme
hesabuıa sahip olunması isteniyor. Bu işletme
hesabı, şu anda baa üniversitelerde
uygulanan döner sermaye yönteminden
ayn olarak, devletin eğitime ve
üniversitelere ayuthğı, zaten cüzi bir miktar
payı tamamen ortadan kaldn-acakor.
n
ANKARA(Cumhurivet
Bürosu)-AKP Genel Baş-
kanı Recep Tajyip Erdo-
ğan, AB'ye uyum çerçeve-
sinde 312. maddede ta-
sarlanan değışıklığı yeter-
li bulmayarak yargı kara-
nnın "hâkimlerm vicdani
kanaatine bırakılmaması-
nı" istedi. Maddenın yenı
tanımındaki "kamu düze-
nini bozma olasiBğı" ıfa-
desine tepki gösteren Er-
doğan, "Suçunsurianaçık
seçik ve net ortaya konul-
mahdır.Buyapıhnalıdırki
hikimiervicdâaikanaarJe-
rine göre karar vermek
mecburiyetinde bu*akıhp
konjonktür hazrerkrinin
baskısına maruz kalma-
smlar" dedi. Erdoğan. par-
tisinin il başkanJan toplan-
tısuıda yapüğı konuşma-
da uyum yasasını değer-
lendirdi.
Ceza yasalannda asıl
olanın suç unsurlannm her-
kes tarafindan kolayca an-
Iaşılması olduğunubelirten
Erdoğan, "Özdlikleinanç,
fıkir vç düşünmi ktsOlavarj
kanunlardakendimizehas
düşünce özgürlüğü gibi
kavram getirmek yerine,
evrensel standarüara göre
hareket etmek durumun-
davız" dıye konuştu.
Hükümetı oluşturanla-
nn "kişisel ve partisd çı-
kargözeterek" tasan hazır-
ladığıru ıddıa eden Erdo-
ğan, "Hazırianan uyum
yasalannda suç unsurlan
befirsizdir.kişiselvekastiyo-
rumlara açıtcür. Bu saydı-
ğunız varsayımlan 312.
madde üzeıinde nedikle
görmekmümkündür" dı-
ye konuştu.
'Endişehyiz
5
SP Genel Başkan Yar-
dımcısı Mehmet Bekaroğ-
lu, 312. maddede yapılacak
değişikliklerin kişilerle
bağlantı kurulmadan ele
aluıması gerektiğini belir-
terek "312. maddedeyapt-
iacak değişiklikler,Tây}ip
Erdoğan'ın önünü açarmı
açmaz mı? Böyle bir soru
sorduğunuz andan itiba-
ren bu düzenlemenin önü-
nü kapatmış oluyorsunuz"
dedi.
AnULET BAKANI TURK:
F tipi, güzel sanatlar
akadeıııisi gibi
tZMtR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - tzmir'in Buca
ilçesindeki F tipi cezaevınde
incelemelerde bulunan Adalet
Bakanı Hikmet Sami Türk,
"Burada adeta bir güzel
sanatJar akademisi gibi sanat
çahşmalan yapilabihnektedir''
dedi. Bakan Türk, cezaevini
gezerken koridorlan
göstererek "Bu koridorlar 45
metre uzunhığunda, 15 metre
geniştiğindedir. Buralann
açüması talep edihyor. Burada
9 mahkûmun konuşması,
görüşmesi, cezaevi hizmetierini
aksatabflir. Biz açık görüş
alanlannda, sos>aJ faaûyetierde
zaten bir arada bulunmalannı
sağhyoruz'' dedi.
Cezaevlerinde bireysel
bannmanın yanında ortak
alanlarda bir araya gelmenin
kısıtlanmadığını anlatan Türk,
"Bir ve üç kişilik odalarda
kalma koşuhınu, suçun
çeşjdine ve suçhmun künliğhıe
göre degeriendinerek
belirtiyoruz. Bu cezaevleri
insanJan, koğuş sisteminde
olanak bulan örgüt
egemenliğinden de kurtanyor.
Aynı zamanda iş atöhekrinde
kendi ilgilerine uygun sanat ve
eğitim çahşmalannı
sürdürüj'orlar''dedi. Izmir
Büyükşehir Belediye Başkanı
Ahmet Piristina'yı da ziyaret
eden Türk, gazetecilerin_
sorulannı yanıtlarken "Ohım
orucunda buhınanlar,
hileştirme ve eğitim
programlanna kaohnanın vanı
sıra ortak kuüanun alanlannda
5 saat sohbet programlanna
kaalabilecekler" dedi.Türk, bir
gazetecınin, "3 kapı, 3 küıt''
projesinin neden hayata
geçirilmedıği yönündeki
sorusunu, "Bunu yapanlar bu
eyiemlerin sürmesine katkıdan
başka bir şey getirmez. Bövie
bir uygulama mümkün
değildir. Cezae\1erini yeniden
terör örgütierine teslim etmek
demektir'' dıye yanıtladı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcafislar@yahoo.com
Münih'te yurttaşlanmızla AB-Tür-
kiye ilişkilerini ve ülkemizin geleceği-
ni tartışıyoruz. Neufahren Alevi Kül-
tür Merkezi'nden 60 yaşındaki Resul
soruyor: "Artık Türkiye'de yaşamak
istiyorum, sizce ekonomik durum
düzelirmi?" Resul'a bu kez ben so-
ruyorum, "Emekli olsan ne kadarma-
aş a/acaksın?" "1200 mark"diye ce-
vaplıyor. Bir hesap yapıyoruz, Resul
800 milyon Türk ürası civannda emek-
li aylığı alacak. Türkiye'de evi de var-
mış. Kira da vermeyince bu paranın
kendisine yeteceğini söylüyorum,
pek ikna olmuyor. Türkiye'nin paha-
lı bir ülke olduğundan yakınıyor.
Münih Alevi Kültür Merkezi her yıl
olduğu gibi ocak ayında öldürulen
gazetecileri anma toplantılan yapı-
yor. Uğur Mumcu yu, Metin Gökte-
pe'yi, Ahmet Taner Kışlalı'yı, Mu-
AB, Kıbns, ABD
sa Anter'i, Abdi Ipekçi'yi anarken,
onlann neden ve nasıl öldürüldükle-
rini tartışıyoruz.
• • •
Ecevrt. ABD'de Bush'la görüşür-
ken, Denktaş, Klerides'le buluşuyor.
Türkiye, Kıbns, ABD ve AB denkle-
mi içinde kendine yeni bir yer arıyor.
Bir yandan AB'ye üyelik müzakere-
lerinın önemli engellennden binsi olan
uyum yasaları çıkarılmaya çalışılıyor.
Bu denklemin, gelişen yeni olaylarla
birlikte statükoyu epeyce zorladığı
bir gerçek.
Yurtdışındakı insanlanmız soruyor:
"Türkiye AB'ye girebilir mi? ölüm
oruçlan ne zaman bitecek? Şimdi
bir seçim olsa oy verecek parti gö-
remiyoruz? Kıbns sorunu çözüiür
mü?" Sorular birbirinı kovalıyor. As-
lında dünyanın neresine gitsek ben-
zer sorularla karşılaşıyoruz.
• • •
Yasa değişiklikleri, AB'yle fazla
uyumlu olmaktan hoşlanmayan, de-
mokratikleşmeyi hâlâ bir tehlıke ola-
rak gören kesımlerin engellemesıyle
karşılaşıyor.
MHP Genel Başkanı Devtet Bah-
çeli, "Uluslararası yasalar ve sözleş-
meler, bizim yasalarımızın üstünde
olamaz. Bu bağımsızlığımızı zede-
ler" sözleriyle bu cephenin tepkılenn-
den birıni bütün açıklığıyla dile getir-
di. Halbukı AB, bir ortak üst çatı ku-
rumu. Bu nedenle birçok uluslarüs-
tü yasa ve sözleşme çıkanlıyor, im-
zalanıyor. Bunlann bırçoğuna Türki-
ye de imza atıyor. Ancak iş uygula-
maya gelince, birden bağımsızlık(!)
akla geliyor.
• • •
Şurası bir gerçek ki, artık tutucu-
lar açısından oynayacak yer daralı-
yor. Kıbns, dünyadaki değişıme bağ-
lı olarak çözüme zoıianıyor. Ecevit'in
ABD gezısinde Kıbns önemli bir gün-
dem maddesı olarak yer alırken, Denk-
taş ve Klerıdes'in haftada 3 gün bu-
luşmaya karar vermeleri bir rastlantı
sayılabilir mı?
ABD'nin Kıbrıs'ın çözümü için ıs-
rarıyla, AB üyelik müzakerelerine ka-
dar bu sorunda ilerleme sağlanması
çabası bırbinni destekleyen gelişme-
ler olarak ortaya çıkmıyor mu?
ABD'nin, Türkiye'nin AB'yle sorunla-
rı çözmesine yardımcı oiacak bir tu-
tum göstermesı, Türkiye'nin yönunü
de göstermiyor mu?
• • •
Ecevit'in ABD gezisinin önemli me-
sajlanndan birisı, Türkiye'nin artık dış
politika konusunda daha esnek, da-
ha makul bir çizgiye yönelmesı ge-
rektiğıydi. Aynı sureç, ıçeride de ya-
şanmak zorunda. Bütün bunlar bir-
çok engelı, tutucular koalisyonunu
aşarak gerçekleşebilir.
Türkiye, Kıbns, AB ve ABD ilişkile-
ri karmaşık bir hal aldı. Umanz çözü-
mü kolaylaştıran adımlar atılır.