21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 OCAK2002SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 Kumbara sembolünün öne çıkarıldığı reklamlarla küçük birikimler özendirildi Tasarrufa teşvikten tasfiyeye OLCAY BÜYÜKTAŞ • Herkesin bir kumbarası olması gerektiğini öğretmeye çalıştılar, eğer bir gün işsiz ve hasta kalınırsa, keşke demenin faydası olmayacağını. Eski zamanın iyi niyetli ve naif sJoganlan halkı tasarruf fikriyle tanıştırdı, ama ne yazık ki o reklamlan yapan bankalan kapanmaktan ya da tasfiye olmaktan kurtaramadı. cıyla küçük tasarrufu özendirici rek- lamlar yapmaya başladıklannı anlatı- yor. .Genellikle küçük tasarrufu özendi- ren bu reklamlarda Iş Bankasrnın anı- lanmızda kalan kumbarası ile Ziraat Bankasf nın tasarrufa özendirdiği rek- lamlanndaki kumbaranın aynı olduğu da dikkat çekiyor. Krizden devletçilik doğuyor 1930'a kadar Iş Bankası, Egebank, Emlak ve Eytam Bankası ile Eskişehir Bankası kuruluyor. Serbest piyasa için eksik olan yanlan tamamlamaya yöne- lik olarak yönlendirici özel girişim teş- vik ediliyor. Reklamlarda da genellik- le kurnbara ve tasarruf fikri işleniyor. 1930'da dünya krizinin baş gösterme- . siyle bazı alanlarda devletin etkinliği artıyor. Kologlu, devletçilik ilkesini kri- zin doğurduğunu ileri sürüyor. Bu yıl- lar halkın banka fîkrine alıştınlmasına uğraşmakla geçiyor. Örneğin bazı top- rak ağalannın, bankanın kasasına koy- duğu parayı ıki gün sonra çektiğini an- latıyor. Bankalar da zamanla halkı özendirmek amacıyla küçük ikramiye- ler ve faiz vermeye başlıyor. 1940'lı yü- larda özel bankacıhğın gelişmesi ile bankalar arasında rekabet artıyor ve ve- rilen ıkramiyelerde gözle görülür bir ar- tış yaşanıyor. Bankalar, genellikle mev- duat sahipleri arasuıda çekiliş yaparak ev vermeyi tercih ediyor. Koloğlu, za- manla tıpkı gazetelerdeki promosyon gibi bankalann ikramiyelerinde de ifra- da kaçıldığını dile getiriyor. Bu dönem- de artık tasarruf fikrinden ödün veril- meye ve yüksek miktarda altın, araba ve ev verilmeye başlanıyor. "Baba kumbaramı getirdin mi? Hiç beklemediğiniz bir anda işsiz ka- labilirsiniz. Hasta olabilirsiniz, başı- nıza bir felaket gelebilir. Ah benim de bir kumbaram olsaydı demek fay- da etmez". Bu ve bunun gibi pek çok kumbara sembolünün öne çıkarıldığı reklamlar, çoğu cumhuriyetin ardından kurulan bankalara ait reklam sloganla- n. Özellikle 1920'li ve 30'lu yıllardaki gazetelerde göze çarpan reklamlarda banklar herkesin bir kumbarası olması gerektiğini öğretmeye çalıştılar, eğer bir gün işsiz ve hasta kalınırsa, **keşke" demenin faydası olmayacağını... O dö- nemin son derece iyi niyetli ve naif slo- ganlan halkı tasarruf fikriyle tanıştırdı, ama ne yazık kı o reklamlan yapan ban- kalan kapanmaktan ya da tasfiye ol- maktan kurtaramadı. Türkiye'nin en es- ki bankalanndan Türkbank hakkında kapatılma karan çıkanldı. Ardından yargı karanyla tekrar açıldı. Emlak Bankası tasfiye edildi. 10'larca banka fona devredildi. Kimi satıldı, kimi ise ahcı bulunmadığı için tasfiye sürecine sokuldu. Osmanlı döneminde çok az bankanın faaliyette bulunduğunu ve bu bankJann da büyük çaph işadamı ya da tüccarla çalıştığmı anlatan tarihçi ve ga- zeteci Orhan Koloğlu, o dönem her- hangi bir bankanın ilan ya da reklamı- na da rastlannuyor. Ancak cumhuriyet ilan edildikten sonra birer ikişer kurulan bankJann fa- aliyete geçmesi ile banka reklamlan da görülmeye başlıyor gazetelerde. Koloğ- lu, cumhuriyetin ilk yıllannda kurulan bu bankalann, sermaya yaratmak ama- Bankacılıkta acı son Türkiye'nin en eski bankalan arasında yer alan, pek çok ilki gerçekleştiren birçok banka bugün sektörde kendisine yer bulamıyor. 1913 yılında kurulan TürkTicaret Bankası bugün ancak hukuk mücadelesi vererek şimdilik ayakta. l/zunca bir süre •Güven kapısı sloganı ile tanıtılan Emlak Bankası 9 Temmuz tarihinden itibaren tasfiye edilerek Ziraat Bankası ile birleşririldi. Geçen yıl içinde ise kapanan bankalara yeniJeri ekJendi. Birleşmelerle sayı 20'ye ulaştı. Örneğin Osmanlı Bankasrnın Garanti Bankası bünyesine abnmasıyla bir banka daha tarihten siündi. TMSF Altınok görevden ayrıldı ANKARA(Cumhuri yet Biirosu) - Fon Bankalan Ortak Yönetim Kurulu Başkam Tevfik Altınok. dün iribanyla görevden aynldığını açıkladı. Altınok, yaptığı yazıb açıklamada, görevi üstlendiğınde bir yılm sonunda kendisinden beklenen misyonu yerine getirerek aynhnayı planladığıru açıkladığını anımsatarak, şöyle dedi: "Bir yü bir aylık görev söremin sonunda, Fon tarafından devralınan ve yönetim kumlu başkantağını üstlendiğim 13 bankanın birleştirilmesi, satılması ya da tasfiye sürecinin başlatılması işlemlerini gerçekleştirdim." Tevfik AJtmok, görevini tamamlamanın huzuru içerisinde aynlma karan aldığını kaydetti. 2001 yılında Türkiye'den 250 ülke ve bölgeye 30.1 milyar dolarlık mal ve hizmet ihrâç edildi Dünyamn dört bir yaııına ihracat • îhracatçıBirlikleri'nin20Aralık 2001 tarihli ihracat kayıt rakamlanna göre, Türkiye bu yıl Çin'e 163.8 milyon dolar, Hindistan'a 68.3 milyon dolar, ABD'ye ise 2.8 milyar dolar tutannda ihracat gerçekleştirdi. ANKARA (AA) - Türkiye bu yıl, aralann- da ülke ve serbest bölgelerin yer aldığı 250 farklı yere, 30. l milyar dolar tutannda ihra- cat gerçekleştirdi. Dünyanın en büyük ülkeleri olan Çin. Hin- distan ve ABD'ye ihracat yapan Türkiye, dünyanın en küçük ülkelerinden Tuvalu, An- guilla, Türk Caicos Adalan, San Marino ve Cebeli Tank'a da ihracat yaptı. îhracatçı Birlikleri'nm 20 Aralık 2001 ta- rihli ihracat kayıt rakamlanna göre, Türkiye buyıl Çin'e 163.8 milyon dolar, Hindistan'a 68.3 milyon dolar, ABD'ye ise 2.8 milyar do- lar tutannda ihracat gerçekleştirdi. Türkiye'nin Endonezya'ya ihracatı 23.8 milyon dolar, Brezilya'ya ihracatı 85.3 mil- yon dolar. Rusya'ya ihracatı 782.9 milyon Dünyanın en küçük ülkelerine dahi ihracat gerçekleştiriliyor dolar, Pakistan"a ihracatı 30.7 milyon dolar, Bangladeş'e 15.7 milyon dolar, Japonya'ya 116.9 milyon dolar. Nijerya'ya ise 65.1 mil- yon dolar oldu. Dünyamn en küçük ülkelerine de ihracat yapan Türkiye'nin 20 Aralık tarihine kadar, yıl içinde Tuvalu'ya yaptığı ihracat 7 bin 250 dolar olurken Anguilla'ya 65 bin dolar, Türk ve Caicos Adalan'na 30 bin 10 dolar tutann- da ihracat yapıldı. AJmanva 1. sırada San Marino'ya yapılan ihracat 303 bin 560 dolar, Cebeli Tank'a yapılan ihracatın tutan ise 8.5 milyon dolar oldu. Türkiye'nin en faz- la ihracat yaptığı ülke ise 5.3 milyar dolarla Almanya oldu. Almanya'yı 2.8 milyar dolar- la ABD ve 2.3 milyar dolarla Italya izledi. Ingiltere'ye yapılan ihracat 2.1 milyar do- lar olurken Fransa'ya 1.8 milyar dolar, Ispan- ya'ya 892.1 milyon dolar, Hollanda'ya 857.1 milyon dolar, Rusya Federasyonu'na 782.9 milyon dolar, Israil'e 703.8 milyon dolar, I- rak'a 684.3 milyon dolar tutannda ihracat ya- pıldı. En az ihracat 60 dolar ihracat verilerinden ilgi çeken aynntılar da söz konusu. Bismark Takım Adalan'na yapı- lan ihracat 60 dolar olurken Saint Cristopher ve Nev'e yapılan ihracat 1900 dolar, Ton- ga'ya yapılan ihracat 2 bin 930 dolar, Chafa- rinas Adalan'na 3 bin 680 dolar, Ajman'a 3 bin 690 dolar olarak gerçekleşri. Güney Vietnam'a yapılan ihracat 3 bin 980 dolar, Grönland'a yapılan ihracat 5 bin 540 dolar, Tuvalu'ya 7 bin 250 dolar, Batu Sa- mao'ya yapılan ihracat ise 8 bin 350 dolar o- larak dikkati çekti. UcRETLlLERYlNEFAZLA ÖDEYECEK Vergide çifte standart BAMJ SALMAN ANKARA - Eski Maliye Bakanı Zekeri- ya Temizel döneminde çıkanlan 4369 sayılı yasayla ücretlilerin GelirVergisi oranlannda yapılan indirim, son 3 yılda yapılan dilim dü- zenJemeleriyle geri almdı. Vergi dilimleri, 2000 ve 2001 yıllannda olduğu gibi 2002'de de enflasyonun ve yeniden değerleme oranı- nın altında arttınlarak ücretlilerin daha fazla vergi ödemesi sağlandı. Borçlanmada, yaşanan enflasyona ve dolara en- deksli faiz uygulamala- nyla borç verenleri koru- maya alan hükümet, ver- gi veren ücretlileri hedef enflasyonla eziyor. Ücret artışlannı hedef enflasyo- na bağlayarak gerçek enflasyon karşısında satın alma güçleri eritilen ücretliler, ödeye- cekleri Gelir Vergisi'nde de enflasyon aldat- macasıyla karşı karşıya bu-akılıyorlar. Çöp Vergisi'nden harçlara, damga vergilerinden Özel tletişim Vergisi'ne kadar ücretlilerin her türlü ödedikleri vergi, 2002 yılında yüzde 53.2 orarundaarttınlırken GelirVergisi dilim- lerindeki artış yüzde 35.7 oranında kaldı. Böylece, yüzde 15'tenyüzde40'akadarula- • Gelir Vergisi oranlannda Temizel döneminde yapılan indirim, enflasyon karşısında dilimlerin düşük miktarlarda yükseltilmesiyle geri alındı. şan vergi oranlannın uygulanacağı 6 vergi dilimi ancak "3 milyar 800 milyon lira, 9 milyar 500 milyon lira, 19 milyar lira, 47 miîyar 500 milyon lira, 95 milyar lira, 95 milyar liranın üstü" olabildi. Gelir Vergisi dilimlerindeki artışlann yüz- de 35.7'yle sınırlandınlması sonucunda, üc- retlilerin 2002'de daha fazla vergi vermesi sağlanacak. Gelir Vergisi dilimlerindeki artış yüzde 53.2 oramnda olsaydı yüzde 15'lik Ge- lir Vergisi oranının uygu- lanacağı ilk dilim 4.3 mil- yar lira olacaktı. Bu du- rumda yüzde 20'hk Gelir Vergisi dilimi de 3.8 mil- yar lira yerine 4.3 milyar liradanbaşlatılacaktı. So- nuçta, 4.3 milyar lira ge- liri olan bir ücretli, 645 milyon lira vergi ödeyecekti. Ancak mevcut durum nedeniyle bu kişûıin ödemesi gereken vergi 670 milyon lira ola- cak.Yıllık geliri, 12 milyar lira olan bir üc- retli ise 2002'de 2.3 milyar lira Gelir Vergisi ödeyecek. Eğer GelirVergisi dilimleri yüzde 65 olma- sı beklenen 2001 yıl sonu enflasyonu oranın- da arttınlsaydı, bu kişinin ödemesi gereken vergi 2 milyar 194 milyon lira olacaktı. Işçt SAYISIÜCTEİKİ ORANINDA AZALTILACAK 15 bin çalışan enıekli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulus- Iararası Para Fonu'nun (IMF) 2002-2004 yıl- lannı kapsayacak 3 yıllık yeni stand-by an- laşmasına yönelik koşullannı içeren niyet mektubunda, 15 bin kamu çahşanuun ocak ayında emekli edilmesi, özelleştirme kapsa- mındaki kuruluşlardaki fazla işçi sayısımn 2002 yılında 3'te 2 oranında azaltılması ön- görülüyor. Böylece kamuda işten çıkarma- lara da uzanacak yöntemlere yeşil ışık yakı- lırken özelleştirme kapsa- mmdaki kuruluşlarda kamu bankalan ve Telekom da da- hil fazla personel olarak be- lirlenen 75 bin kişiden 50 bin kişinin işten çıkanlma- sı söz konusu olabilecek. 2003 yılınm ilk yansının so- nuna kadar da kalan 25 bin kişilik personelin atılması gündeme gelecek. Devlet Bakanı Kemal Derviş'in maka- mından yapılan yazılı açıklamada, IMF îc- ra Kurulu'nun yeni stand-by'a ilişkin toplan- tısını Ocak 2002 'nin ikinci yansında yapa- cağı belirtildi. Açıklamada, niyet mektubu taslağının 20 Aralık 2001'de Başbakan ve Başbakan yardımcılanna gönderildiği, Der- viş ve Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti tarafından imzalandıktan son- ra Ocak 2002 başında IMF yönetimine ile- tileceği bildirildi. 18. stand-by anlaşmasına ilişkin olarak Türkiye'nin IMF'ye taahhütlerini içeren ni- yet mektubu taslağında, 3 yıllık temel eko- nomik hedefler şöyle yer aldı: Enflasyon: 2001'de yüzde 35, 2OO3'te yüzde 20, 2004'te yüzde 12. Büyüme: 2001 'de yüzde 3 (Ek niyet mek- tubu, bütçe ve yıllık programda yüzde 4 ön- görülmüştü. Yeni yıl başlamadan büyüme hedefi yeniden değişti- rilmiş oluyor.) 2003'te yüzde 5,2004'te yüzde 5. Hazine bonosu orta- lama nominal faiz oranlan: 2002'de yüz- de 69.1, 2OO3'te yüzde 46, 2004'te yüzde 32.4. Faizdışı fazla: 2002,2003 ve 2004'te ulu- sal gelirin yüzde 5.6'sı. Kamu iç ve dış net borcu: 2002'de ulusal gelirin yüzde 81.3'ü, 2002'de yüzde 73'ü, 2004'te yüzde 68.8'i. Brüt dış borç: 2002'de ulusal gelirin yüz- de 71.2'si, 2002'de yüzde 65.9'u, 2004'te yüzde 61.8'i. • Niyet mektubuna göre, 2003 yılının ilk yansının sonuna kadar da kalan 25 bin kişilik personelin atılması gündeme gelecek. İŞÇİNİN EVREIVİNDEN ŞÜKRAN SONER Deliye Her Gün... Hükümetimiz 4 günlük Şeker Bayramı tatilinin yetmediğini gözeterek, değerlendiremeyenler için, 4 günlük birtatil daha yaratmak üzere dün için ta- til karan almıştı ya. Her zamanki gibi özel işletme- ler mesaisiz, diğer günlerden de uzun çalıştılar. Kamuda ise kapanmaması gereken yerler bile ka- pandı. Işsizin bu kadar bol, tatil çokluğunda dünya re- korlarının kırılmakta olduğu ülkemizde, ek tatiller de olağan, hak kabul olunur oldu. Baktım da artık dünün niye tatil sayıldığını sorgulayan yok. Siyasi iktidarfar besbelli ki toplumsal tepkileri tatil rahat- lamalan ile en aza indirmenin fırsatlannı hiç kaçır- mıyorlar. Tatil günlerinde hizmet vermek durumunda olan medyamız, günlük haber akışından doğacak boş- lukları doldurmak üzere özel haberlere sanlır. Ga- zetecilikte yanşılan yıllarda, boş günleri en iyi özel haberierle doldurmanın yanşına girilirdi. Şimdi eğ- lendirme yarışı, bilgilendirme yanşını çoktan tuş etmiş durumda.. Son dört günün ana haberleri, bütün kanal ve gazetelerde bir yılın nerede ise ortak hazırlanmış olaylar kronolojisi. Bir de ekonomik kriz nedeniyle ağırlıklı evlerin "divan palas"lannda geçirilecek yıl- başı gecesi hazırlıklan ve eğlenceleri üzerine. Medyada 2001 krizi gerekçe yapılarak oransal olarak bütün diğer sektörferden daha ağır yaşan- mış, gazeteci, çalışan kıyımının, ucuza gelsin diye ortak havuz sisteminin haber kalitesini rıasıl eroz- yona uğrattığını, bilemiyorum meslekten olmayan- lar izleyebiliyor ya da umursuyorlar mı? Oysa doğ- aıdan doğruya onlann gerçekleri öğrenme, bilgi- lenme haklarına, basın özgürlüğüne, demokrasiye vurulmuş bir darbe bu. Giderek medya yönlendirmesinin bu hem çok bilinçli, hem de çok yozlaşmış boyutunda, kendi- mize, öz değerlerimize, çıkaıianmıza yabancılaşı- yoruz. Ayınmında olmadan, yaratılan kültürsüz, yozlaşmış insan tipolojisine daha yakın, birey ol- maktan çıkmış tek tip bireylere benzeşiyoruz. Ekonomik krizin stresinde olsak da 4 günlük bir tatilin, ulusal kültürümüz, ortak karakterimiz ola- rak belirginlik kazanan tembelliğin keyfini çıkanyo- ruz. Yeterince gezip tozacak, tatil yapacak para- dan yoksunsak, işsizsek, tek iktidar aracımız tele- vizyon kanallannın zaping kumandası elimizde, bir televoleden diğerine, ellerin havada "şıkıdım" yaptığı bir eğlence programından diğerine takılı- yoruz. Piyango biletlerimiz düşlerimizi zenginleşti- riyor. Dün eldeki avuçtaki ile son hediye ve yiyecek alışverişleri için koşturanlar bile, mutluluk gülü- cükleri arasında yılbaşı gecesi için "divan palas" reklamı ile bir diğerlerine doping, moral veriyorlar- dı: "Akşam divan palasta buluşalım.." Gerçi tıka basa yenilen bir yılbaşı sofrasının ar- dından, şiş göbekle uzanılmış bir divandan, yan çıplak manken görüntüleri ile dolu televole prog- ramları ya da icra edilen Türk klasik, hafif batı, tür- kü, arabesk.. hiç fark etmez, hepsinde de arka fonda göbek dansının icra edildiği ve ellerin hava- da şıkırdadığı sanatçı(!) konserieri görüntüleri ara- sındaki uyum tartışılırsa da ortak milli seçimimiz ya da seçeneksizliğimiz gibi bir durum bu. Arada eş-dost toplanılan evlerde kınmızı düğ- meye basıp sohbeti koyulatsak. Birkaç dakika geçmeden sinirlerimizin tepemize çıkması kaçınıl- maz. Öyle ya sohbeti koyulatıp kapatılan şirketler- den, işten atılan yakınlanmızdan, kendimizden söz etmemek olanaklı mı? Ya çalışanlan, fırsat bu fırsat iyice aşağı çekilmiş ücretlerie en ağır koşul- larda çalıştıranlann insafsızlığından ya da kriz ba- hanesiyle haksız çıkarmalardan, siyasi iktidarın bi- zi ezen kararlarından, ödüllendirilen hortumcular- dan, cezalandınlan namusu ile çalışanlardan.. sö- ze girip hep bir ağızdan stres içinde bağırmaya başlayacağız. Yine en iyisi birbirinin kopyası eğlence program- lanndan birinden diğerine takılmak. Hiç konuşma- mak, aptal aptal bakıp, bizden çok uzak, çok yoz, bir o kadar da bizim bir parçamız olmuş televole- lerle, konserlerle, piyangolarla oyalanmak. Ne de olsa deliye her gün bayram. 2002 yılının, ne kadar inandıncı olmasa da kriz- den çıkılmış, milyonlarla işsizin ağırlıklı bölümünün yeniden iş sahibi olmuş, hortumlama, vurgun dü- zeninin geriye püskürtüldüğü, üretimin öne çıktığı, kimlik, etik değerierin yeniden anlam kazandığı, kültürsüzlüğün kültüre yenilmeye başladığı bir yıl olması dileği ile... Sevgi, saygı. THY'de tasarruf önlemleri • İSTANBUL (AA) - Türk Hava Yollan (THY), kamuda tasarruf önlemlerine ilişkin genelge doğrultusunda ücretsiz bilet ve tarife altı ücretlendirme uygulamalanna son veriyor. THY'den yapılan açıklamada, başbakanlığm 3 Aralık 2001 tarihli genelge hükümleri çerçevesinde, THY'nin taraf olduğu anlaşmalar ve toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak ticari ve sosyal gerçeklere dayanmayan ücretsiz ve tarife altı uygula- malann kaldınlmasına ilişkin karar almdıgı bildirildi. Aygün'den nemalara çözüm • ANKARA (ANKA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkam Sinan Aygün, çalışanlann tasarrufu teşvik kapsammdaki alacaklanmn, otoyol ve boğaz köprüsü gelirlerinden öden- mesim önerdi. Aygün, tasarrufu teşvik kap- samında son 10 yıl içinde 9 karrilyon liralık bir birikime ulaşıldığmı, bu birikimin hak sahibine ödenmeyerek üzerine yatılmasının çok büyük haksızlık olacağım söyledi. Reasürans havuzu ofcjşturuluyor • ANKARA (ANKA) - Sigortacılık siste- minde oluşrurulan "Yurtiçi Reasürans Havuzu" Hazine Müsteşarlığı adına Milli Reasürans Türk AŞ tarafından yürütülecek. Türkiye'de faaliyette bulunan tüm sigorta şirketleri ve yabancı sigorta şirketlerinin şubeleri, 2002 yılı başmdan 2006 yılı sonuna kadar, sermaye ve yedek akçeleri toplamına göre, kendi üzerlerinde net olarak tuttuklan sigorta miktannı aşan ve yurtdışma devir konusu olan her türlü sözleşme ve anJaşmamn yüzde 20'sini "Yurtiçi Reasürans Havuzu SistemT'ne devredecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle