23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 2001 PAZARTESİ HABERLER Pepinçek: GarilTi MOSSAD öldürdü • KONYA(AA)-Işçi Partisi (IP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Konya'da düzenlediği basın toplantısmda. dün Avrupa Bakanlar Konseyi'nin toplandığını hatırlatarak "Türkiye bugün AB'ye tam üyelik masalıyla uyutuluyor. Oysa, Avrupa ordusu Türkiye'ye müdahale •için kuruluyor" dedi. Perinçek, Üzeyir Garih'i MOSSAD'ın öldürttüğünü ileri sürerek "Yahudi işadamlanndan Israil'in topladığı vergi -ile ilgili MOSSAD ile Üzeyir Garih arasmda -bazı problemler vardı. Bu iddialann kaynağı ise Rus, Ortadoğu ve -Türkiye'nin resmi kaynaklandır" diye konuştu. Kadıköy'de yangın I İstanbul Haber Servisi -Kadıköy'de LPG tüpü deposunda çıkan yangın, maddı hasara neden oldu. Sahrayıcedit Atatürk Caddesi Taşlıyol Sokak 12 numarada bulunan depoda çalışan işçilerin yanan ocağın üstünde unuttuklan kabın alev alması sonucu çıkan yangın, kısa sürede büyüdü. Kadıköy itfaiye ekiplerinin müdahale ettiği yangında, depodaki LPG tüplerinden bazıları da patladı. Yetkililer, depoda kaçak LPG tüpleri bulunduğu iddialan üzerine soruşturma başlatıldığını bildirdiler. TVlilli göpüşten taviz vermeyiz' • İZMİT(AA)-Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Recai Kutan, partisinin Kocaeli il teşkilatını ziyaret ederek çalışmalar hakkında bılgi aldı. Kutan, burada yaptığı konuşmada, 50 gün içinde 70 ilde ı teşkilatlandıklannı [ bildirdi. Türkiye'de halkın saadeti için barış, kardeşlik, sevgi, şefkat , ortamı oluşturulması 1 gerektiğini ifade eden Kutan. "Bizim gayretımiz, çabamız halkın saadetini | sağlamaktır. Bu da milli görüşle olacaktır. Biz bu çizgıden taviz vermeyiz" dedi. İnşaatta toprak kaydı: 1 ölü • ERZURUM (Cumhuriyet) - Erzurum'da, bir inşaatın temelinde meydana gelen , toprak kayması sonucu 8 ' yaşındaki bir çocuk öldü, ! 4 çocuk da yaralandı. Inşaatı yapan Mümtaz Konut Yapı Kooperatifi'nin sahipleri Yaşar Doğan ve Mümtaz Çelebi ile kat karşılığında arsasını kooperatife veren Necmettin 1 Topçaklı, olayla ilgili olarak gözaltına aluıdı. Yetkililer, sanıklann , "inşaatın çevresinde 1 yeterli güvenlik tedbiri almadıkları" gerekçesiyle gözaltına > alındıklannı ve yapılacak 1 sorgulannın ardından 1 adliyeye sevk edileceklerini bildirdiler. Çevre Bakanı Romanya'ya gitti > • İstanbul Haber Servisi 1 - Çevre Bakanı Fevzi Aytekin çevre koruma ! alanında ikili işbirliği anlaşması imzalamak ve görüşmelerde bulunmak amacıyla Romanya Çevre Bakanı Aurel Konstantin llie'nin davetlisi olarak Bükreş'e gitti. Aytekin'in Romanya ziyaretinde, su ve çevre koruma , alanlanndaki mevcut ikili ; işbirliğinin gözden geçirileceği, Avrupa Birliği (AB) mevzuat uyum anlaşmalan , konusunda bilgi 1 alışverişinde bulunulacağı belirtildi. 68'liler Birliği Vakfi'nm yürüyüşü emperyalistlerin denize döküldüğü gün tamamlandı B ye ve EMPERYAUZME KARŞ* Ulusai Bagımsızlık Yürüyüşü Bağunsızbk ruhu Izmir'deİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-68'liler Birliği Vak- fı'run, IMF'ye, AB'ye ve em- peryalizme karşı başlattığı "Ulusai Bağunsızhk Yürüyü- şü", emperyalistlerin denize döküldüğü günde tzmir'de ta- mamlandı. Manisa'dan lzmir'e gelen yürüyüşçüler, dün ilk olarak Atatürk'ün Izmir'e girişte dinlendiği Belkahve'deki anı- ta çelenk koydular ve basın açıklaması yaptılar. Daha sonra Cumhuriyet Alanı'na gelen 68'lilere sevgi gösteri- lerinde bulunuldu. Kalabahk grup burada Atatürk Anıtı 'na çelenk bıraktı. 68'liler ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlü- ğü'ndekı DESEM toplantı sa- lonunda. "Ulusai Bağunsız- lık" konulu konferansa katıl- • 26 Ağustos'ta başlayan "Ulusai Bagımsızlık Yürüyüşü" dün Izmir'de sona erdi. 68'liler Birliği Vakfı Başkanı Eren, 30 Ağustos Zaferi'nin 79. yıldönümünde ikinci Kuvayı Milliye ruhunu kararlılıkla vurgulamak için yola çıktıklarını belirterek ülkenin bağımsızlığı, halkın mutluluğu için yürüdüklerini söyledi. dılar. 68'liler Birliği Vakfı Başkanı Gökalp Eren, burada yaptığı konuşmada, 30 Ağus- tos Zaferi'nin 79. yıldönü- münde ikinci Kuvayı Milliye ruhunu kararlılıkla vurgula- mak için yola çıktıklarını be- lirterek ülkenin bağımsızlığı, halkın mutluluğu için yürü- düklerini ve Izmir'de tamam- ladıklan etkinliklerinin ben- zerlerinin süreceğini söyledi. Konferansın açılışını yapan gazetemiz yazan ve Yayın Kurulu Başkanı tlhan Selçuk, 68'lilerin yürüyüşünün Spar- taküs'ten bu yana sürdüğünü belirterek "Spartaküs isyanı binkrce köle isv anından birrv - di. Bu süreçte pek çok yenilgi oldu. Olabilir, ancak birikir, birikir ve sonunda kazanıhr" dedi. Türldye'yi kahrettiler Selçuk, 68'lilenn arkalann- da bir şeyler bıraktığında ha- yattan aynldıktan sonra da yürüyüşlerine devam edebı- leceklerini vurgulayarak "Tıpkı Mustafa Kemal gibi, öldükten sonra da yûrüyûş devam eder" diye konuştu. ll- han Selçuk. 68'lilerin geri dö- nüşü olmayan bir yürüyüş içinde olduklanna işaret ede- rek sözlerini şövle sürdürdü: "Bu yürüyüş gelişigüzel bir yürüyüş değiL Yolu, yönü bel- li. Zaman ve mekân içinde yer alan tüm özgürlük yürü- yüşleri gibL Kimi zaman top- lumlann üstüne ölü toprağı serilir. Afrika'nın > aşadığı sü- reç gibi. Bizde fikirier say- damlaşmadL Çünkü bizim de üzerimizde ölü toprağı var. Türkiye'yi kahrettikr. Onur- suzlaştırdılar. Bunu dinciliği ve empen aüzmi dayanak ala- rak yapülar. Dinciligin olduğu yerde demokrasi olmaz. En- teller de bunlan destekleme- sin. Gün geMr o enteller Avru- pa'ya kaçmakzorunda kahr." 68'liler Birliği Vakfı adına konuşan Mustafa tlker Gür- kan, "Soyhı bir davanuı seç- kin temsilcileri'' diye başladı- ğı konuşmasında, 9 Eylül 'ün ulusai bağımsızlığın temsil- cisi olduğunu belirterek "Toplumlann mücadelesi ba- zen yaşamda tek bir eksen üzerinde olur. Bizim de bu sü- reçte esas aldığumz konu, ba- ğunsızhk otgusudur" dedi. Prof. Dr. Oğuz Oyan, Tür- kiye'nın yaşadığı karanlık sü- recin temellenni 24 Ocak ve 12 Eylül evliliğine bağlaya- rak "Özal ve ANAP bu süreci hızlandırdj. Bir ulusun ba- ğunsız ofanası için güçlû ve dı- şa bağımlı olmayan bir eko- nomisinin olması gerekiyor. Ne yazık Id Özalü yıllarda, ekonomik olarak dış ülkelere muhtaç duruma gekiik ve bu- günkü kötü günleri yaşryo- ruz" diye konuştu. Izmirliler zaferle sonuçlanan ulusai bagımsızlık mücadelesinin başladığı günü coşkuyla kutladüar Barış bayrağı ıımutla dalgalandı tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir'in kurtulu- şunun 79. yılı, coşkuyla kut- landı. Ulusai Kurtuluş Sava- şı'nın sona erdiği 9 Eylül 1922 tarihinin üzerinden ge- çen 79 yıl, süreç içinde 9 Ey- lül'leri banş söylemleri için- de kutlanır hale getirdi. Yet- kililer, 9 Eylül'de yaptıklan açıklamalarda, banş bayra- ğının her zaman dalgalana- cağmı vurguladılar. Emperyalist güçlere karşı verilen kurtuluş mücadele- sinde düşmana ilk kurşunun sıkıldığı ve emperyalistlerin denize döküldüğü Izmır, kur- tuluşunun yanı sıra bir ulu- sun yeniden şekillendiği gü- nün başlangıcına tanık olma- nın sevincini yaşıyor. Izmir- liler, bu mutluluk ve onurun getirdiği coşkuyla kent alanlannı ellerindeki bayraklanyla doldurdular. Konak Ala- nı'nda düzenlenen tören, süvari birli- ğinin meydana gırmesiyle başladı. Alanda toplanan coşkulu kalabalı- ğın süvari birliğıyle heyecanı bir kat daha arttı. Birlikten bir askerin hükü- met konağına temsili olarak Türk bay- rağını çekmesiyle başlayan alkış seli, yerini Cumhuriyet Alanf ndaki tören- İerde gazilerin geçit törenı sırasında- ki duygusal anlara ve gözyaşlanna bı- raktı. Daha sonra Izmir Valisi Alaaddin Yüksel. Izmir Büyükşehir Beledıye Başkanı Ahmet Piriştina ve Ege Ordu Komutanı Orgeneral HurşitTolon. Af- Yaşhsı, genci her yaştan yurttaşuı kaükhğı törenlerde, yocuklann ellerinde salladıklan Türk bayrağı, yakalanna asüklan Atatürk rozetleri ve hep bir ağızdan söyledikteri 10. YüMarşı, coşkuyu daha da artünh. (Fotoğraf: AA) yon'dan getirilen vatan toprağuıı izci- lerden alarak düşmana ilk kurşunu sı- kan gazetecı Hasan Tahsin'in anıtına bıraktılar. Konak Alam'nındaki törenlerin ar- dından Cumhuriyet Alanı'na geçen Valı Yüksel ve berabenndeki heyet, burada da alkışlarla karşılandı. Vali Yüksel, Piriştina ve Orgeneral To- lon'un, halkın kurtuluş gü- nünü kutlamasının ardından geçit törenine başlandı. ilk olarak gaziler ve süvari birli- ği geçti. Ege Ordu Komutanlığı'na bağlı birlikler, ilköğretim, li- se ve üniversite öğrencileri, sivil toplum kuruluşlan tem- silcileri, meslek örgütü tem- silcileri, izciler, kamu kurum ve kuruluşlannın temsilcile- rinin geçişinden önce halka bir konuşma yapan tzmir Büyükşehir Belediye Başka- nı Ahmet Piriştina, ulusai bagımsızlık mücadelesinin tzmir'de başladığını ve yine ayrıı yerde zaferle sonuçlan- dığını söyleyerek şu görüşle- re yer verdi: "Bu tarih insanlann silah- iardan nraklaştiğı bir zamanuı adıdır. Bu gerçekkr doğrultusunda, ne mut- lu İzmirliyim diyene." Törene milletvekili Sümer OraL Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Ahcı^ Ege Üniversite- si Rektörü Prof. Dr. Ulkü Bavuıdır. îz- mir Barosu Başkanı Noyan Ozkan ve üst düzey yöneticiler de katıldı. StYASl SÖYLEM YOK Diyarbakır'da Kürtçe stand-up İBRAHtMKARAASLAN DtYARBAKIR - Diyarbakır kent merkezindeki bir kafede Türkiye'nin ilk Kürtçe stand-up gösterisi gerçekleştiriliyor. "Deü Barzan olarak bilinen Mehmet Sevim ve Aziz Işıktaş günlük yaşamdan esinlendikleri esprileriyle özellikle gençlere keyifli dakikalar yaşatıyor. Diyarbakır'da tiyatro sanatçılan Mehmet Sevim ve Aziz Işıktaş, Kürtçe stand-up gösteriyle Türkiye'de bir ilke imza atıyor. Oyunda, siyasi söylemleri olmayan oyuncular, gündelik yaşamdan esprilere yer veriyor. Ekmek parası için İstanbul'a giden ancak orada cinsel tercihi değişerek yeniden kentine dönen tiplemeleri de canlandıran oyuncular, bir annenin çocuğuna "Bak damdan düşersen Öleceksin, çabuk in yoksa seni öJdürürüm" diye bağırmasım taklit ettiklerinde ise salondan kahkahalar yükseliyor. İnsanlann kendilerini olumlu karşıladığını anlatan Sevim ve Işıktaş, "Teloizyonda Türkçe olarak stand-up yapan Beyaz, Mehmet Ali Erbil ve Cem Yılmaz'ı gördükten sonra biz de bu işi Kürtçe olarak yapabileceğunize inandık" diye konuşuyorlar. Maddı sorunlar yaşadıklannı ancak oyunu sürdürmeye kararlı olduklanm anlatan oyuncular, asıl amaçlanmn Kürtçe stand-up'tan para kazanmak olduğunu itiraf ediyorlar. ADALET BAKANI TÜRK: DGM'letinyapısı tarttşmaya açdmah ZONGULDAK (Cumhuriyet) - Adalet Bakanı Hikmet Sami Tûrk, devlet güvenlik mahkemelerinin (DGM) tartışmaya açıbnası gerektiğini savunarak "Çikar amaçh suç ve mafya örgütleri, bankslar ya da benzeri konulann görülmesi DGM'nin asli göre\i değüdir" dedi. Türk, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se^r'in iade ettiği RTÜK Yasası'nın da yeniden gündeme getirileceğini söyledi. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Zonguldak'ta düzenlediği basın toplantısmda DGM'lerin yapısı, RTÜK Yasası ve milletvekillerinin ticaret yapmalan ile ilgili konulara değindi. DGM'nin yapısmın değişmesi gerektiğini ifade eden Türk, "DGM'ler anayasada öngörübnüş mahkemelerdir. Anay^saya aykm olduğu iddia edilemez. DGM'ler devam etmemelidir ancak tartışılmalıdır" dedi. Çıkar amaçh suç örgütleriyle ilgili davalann DGM'lerde görülmesi nedeniyle çok fazla yığılma olduğunu belirten Türk, bu mahkemelerin asli görevinin ülke bütünlüğü ile ilgili davalara bakmak olduğunu savundu. DGM'lerin bir uzmanlık mahkemesi olmasım isteyen Türk şöyle konuştu: "Çıkar amaçh suç ve mafya örgütleri, bankalar ya da benzeri konulara bakılması DGM'nin asli görevi değil. DGM'nin görevleri terörie ve ülke bütünlüğü Ue ilgili suçlardır. Göre\i bununla suurh kahnahdır. Bu mahkemekrüniz çok ağır bir görev yüküyle karşı karşıyadır." ÖLÜM ORUCU EYLEMt Gülay Kavak toprağa verildi ZONGULDAK (Cumhuriyet) - Cezaevinde başladığı ölüm orucu eylemini tahliye edildikten sonra dışanda sürdüren ve geçen cuma günü yaşamını yitiren Gülay Kavak (30), dün memleketi Bartın'da düzenlenen cenaze töreniyle toprağa verildi. F tipi cezaevlerini protesto etmek için başlatılan ölüm orucu eylemi 326. gününe girerken eylemde yaşammı yitirenlerin sayısı 33'e ulaştı. Cuma günü yaşamını yitiren Gülay Kavak, 'Hayata Dönüş' operasyonu öncesinde başladığı ölüm orucu eylemini müdahale nedeniyle sonlandırması üzerine tahliye edildi. Bilinci yerine geldikten sonra İstanbul Küçükarmutlu'da tekrar eyleme başladı. 68. gününde yaşammı yitiren Kavak için dün memleketi Bartın'm Ulus ilçesi Kirazcık köyü Dere Mahallesi'nde cenaze töreni düzenlendi. Köylülelerin katıldığı törenin ardından Kavak, köy mezarlığında toprağa verildi. 1994 yılında DHKP-C üyesi ohnak suçundan tutuklanan Kavak sırasıyla Bayrampaşa, Ümraniye ve son olarak Kandıra F tipi cezaevlerinde kaldı. Kavak'm nişanlısı Erol Yalçın da 1994 yılında Hasköy'de bir eve düzenlenen operasyon sırasmda yaşammı yitirmişti. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Tiiketim Çağında ErgeıHik... Ergenlik dönemındeki gençlerin sosyal davranış- lan değişiyor. Her toplum, kendı ergenlerının değış- tiğini görüyor ve nedenlerini düşünmek istiyor. De- ğişim o denli hızlı ki, bir ergen kuşağını anlamaya ça- lışırken yeni bir ergen kuşağı geliyor. Artık 'kuşak' ta- nımını da değiştirmek gerekiyor. 'Kuşak', anneler- babalar/ oğullar-kızlar anlamına gelirken artık deği- şiklikler için böyle bir sürenin geçmesi gerekmiyor. Bilişim teknolojisi ile biyoteknolojideki değışiklikler yeni kuşaklar yaratmaya yetiyor. Yeni kuşakları ta- nımlayan adlar, teknolojıden alınıyor: 'e- gençlik' gi- bi, 'intemet kuşağı' ya da 'dijital kuşak' gibi adlar, ye- ni kuşaklan tanımlamak için kullanılıyor. Bu adlarla anlatılmak ıstenen özellikler nelerdir: Is- tediği her şeye çok hızlı ulaşan yeni çocuk-gençler. Çok hızlı bilgi alan, çok hızlı iletişim kuran, çok fazla bilgiye ulaşan ama bütün bunlan da çok hızlı tüke- ten bir çocuk-genç. Günümüzde annesinden de, ba- basından da, öğretmenınden de çok fazlasını, çok yenisini bilen ama öğrendiği hiçbir şeyı özümleme- ye zamanı olmayan çocuk-gençler. Her şeyin hızla elde edildiği, hızia tüketildıği, yen- ne hızla bir başkasının konduğu, hiçbir şeyin anla- mının aranmadığı, neyin neden yapıldığının merak bi- le edilmediği, her şeyin yetersiz kaldığı, her şeyin doyumsuzluk yarattığı bir tüketim çağının çocuk- gençleriyle karşı karşıyayız. Aslında en zor durumda olanlar, bu çağın ergen- leri. Bir yanda geçmiş yüzyılın alışkanlıklarıyla yaşa- yan anne babalan, bir yanda 'dijital dünya'mn bir üyesi olmanın çekıciliği, her yanda tüketim dünyası- nın gereksinmelerden kopmuş kullanım zorunluluğu, bütün bunlann yanında da uzun yıllar sürecek bir egitim görmenın kaçınılmazlığı. Bu çağın ergenıne her şey çok uzun geliyor. Çok uzun, çok gereksiz, çok anlamsız, çok yararsız ve ya- şamının kendisinden çalındığı duygusunu hiçbir za- man yenemıyor. Yaşamak bu mu? Hayır, değil. Ama yaşamak ne? Bilmiyor ve hiçkimsenin de bilmediğini görüyor. Başkalan için yaşamak ona anlamsız ve budala- ca geliyor, kendi için yaşamak da bilmedıği bir şey ve olanaksız. 'Kendi gözünde kendisi' olamadan 'başkasının gözünde kendisi' olmaya çalışıyor. Ailesinin "Arkadaşlan ne isterse onu yapmaya ça- lışıyor" dediği bu. Mutlu mu? Değil. Neden mutlu değil? Çünkü, hiçbir şeyin yerti yeri- ne oturmadığını görüyor. Kendisine söylenen 'doğ- rular'ın kendi doğrulan olmadığını görüyor, aslında doğru bile olmadığını düşünüyor. Çünkü bunların 'doğnılar' olduğunu söyleyenler, bu doğrulaıia yaşa- mıyorlar. Başkalanna söylediklen doğrularla yaşam- da kullandıkiarı doğrular birbirinden çok farklı. "Yanlışlar' da çok eskilerden gelmış, günümüzde artık yanlış bile değil. 'Yanlışlar' sadece başkalarını kontrol edebilmek için kullanılıyor, başkalarından üs- tün olmaya yarıyor. 'Yanlışlar' bugünün yanhşlan de- ğil ama şiddetle yaşatılıyor. Çünkü kimilerinin kendi güçleriyle başkalarını kontrol edebilmeleri için bu 'doğrulara ve yanlışlara' şiddetle gereksinmesi var. 'Tüketim çağının ergenı', çok tüketmek zorunda, hep yeniyi tüketmek zorunda, daha fazlasını tüket- mek zorunda, daha değişik olanı tüketmek zorunda. Çünkü 'önemli olmayı, değerii olmayı' ancak böyle yaşayabiliyor. Hayatına anlam katan şey 'sürekli ve kaliteli tüketim'. Uzun yıllar boyunca 'üretim' ile buluşamıyor. Çün- kü, 'üretici olmak' uzun yıllar sonunda ulaşılabılecek, bu nedenle de anlamını ve değerıni kaybetmiş bir kavram. Eski zaman ergenleri, çırak olarak ergenlik dönem- lerinin başında 'üretimle' buluşuyorlardı. Daha son- ra eğitimle bir meslek becerisi kazanmanın kısa sü- reler içinde olduğu zamanlarda da ergenler bu den- li uzun bir tüketicilik dönemi yaşamıyorlardı. Liseyi bitirenler hayata atılabiliyordu. Günümüzde ise bir üniversiteyi bitirmek bile artık bir meslekte 'iyi' olma- ya yetmiyor da master yapmak gij?i, doktora yapmak gibi lisansüstü eğitim evrelerı gerekiyor. Böylece de ergenlik dönemi bütünüyle 'tüketıciolmak', 'tüketim toplumunun değerferiyle büyümek', 'tüketim yoluy- la kimlik kazanmak', 'yaşamanın anlamını tüketimle açıklamak' gibi özelliklerle yaşanıyor. Günümüzün ergenleri için 'hızlı erişim gücü', tü- ketici kimliği', 'yeniyaşam değerleri' arasmda geçen uzun zaman artık her şeyin 'hızlı, tüketilebilir. deği- şebilir' olduğunu anlatıyor. 'Hızlı, tûketilen, değişen'. Bu nitelikler günlük do- yumlar için yeteriidir ama uzun sürede güvenilir de- ğildir, yaşamı anlamlı bir doyuma kavuşturamaz. O- nun için de günümüz insanı güvensizdir. Artık duygular, düşünceler, acılar, sevınçler, mut- luluklar, mutsuzluklar, doyumlar, doyumsuzluklar da bu 'hızla tûketilen, hızla değişen dünya'nın bireroyu- nudur. Artık hiçbir şey 'gerçefr'değildir, her şey 'sana/'dır. Acaba onlan nasıl anlayacağız? Daha da önemli- si onlar, bütün bunlan nasıl anlayacaklar? Asıl sorunumuz da bu olmalı. e-posta: erdalatakc; superonline.com Faks:0212-513 90 98 Cenazede40gözaltı İstanbul Haber Ser- visi-Tokat'ın Abnus il- çesi kırsal kesiminde güvenlik güçleri tara- fından düzenlenen ope- rasyonda öldürülen ya- sadışı TİKKO örgütü üyesi Sinan Günel dün Altınşehir Mezarlı- ğı'nda toprağa verildi. Polis, cenaze töreni- ne katılmak için Yeni- bosna Cemevi 'nde top- lanan yaklaşık 40 kişi- yi gözaltına aldı. Sinan Günel'in cenazesi, dün öğle saatlerinde Adli Tıp Morgu'ndan alına- rak Yenibosna Ceme- vi'ne getirildi. Güven- lik güçleri, Günel'in cenazesi için cemevi önünde toplanan gru- bu, izinsiz gösteri ya- pılmaması konusunda uyardı. Polisle grup arasmda başlayan ger- ginlik, güvenlüc güçle- rinin bazı kişilerin kim- liklerini kontrol etmek istemesı üzerine tartış- maya dönüştü. Bunun üzerine yaklaşık 40 ki- şi gözaltına alındı. Cemevinden ahna- rak cenaze arabasına bindirilen Günel'in ce- nazesi, Ikıtelli'deki Al- tınşehir Mezarlığı'na götürüldü. Burada yak- laşık 50 kişilik toplu- luk, "Günel yoldaş ölümsüzdür" sloganını attıktan sonra saygı du- ruşunda bulundu. Gü- nel'in cenazesi toprağa verildikten sonra grup sessizce dağıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle